GÜNDEM - 07 Ocak 2025 Salı 11:53

Terör elebaşı Gülen’in ölümünün ardından koltuk savaşı başladı

A
A
A
Terör elebaşı Gülen’in ölümünün ardından koltuk savaşı başladı

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen’in ölümünün ardından örgütte sular durulmuyor. Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiye göre, terörist Gülen’in ölümünün ardından örgüt içerisinde koltuk savaşı başladı.


Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiye göre, elebaşı Gülen’in ölümünün ardından örgüt içinde oluşan grupların güç mücadelesi, Gülen’in koltuğuna oturma ihtimali olan isimler arasında gizli bir kavgaya dönüştü. Örgüt üst yönetiminde yaşanan bu gerginlik tabanda da etkisini göstererek dağılmaları arttırmaya başladı.



Örgütü kimin yönettiği belli değil


Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiye göre FETÖ’nün üst kademesindeki isimler, örgüt tabanındaki dağılmaları engellemek için yönetim şeklini hızlıca revize etti. Üst yönetiminde sular durulana kadar örgütün tek bir isim tarafından değil, 12 kişiden oluşan sözde İcra Heyeti tarafından yönetilmesine karar verildi. 12 kişilik heyette Abdullah Aymaz, Naci Tosun, Şerif Ali Tekalan, Barbaros Kocakurt, Mehmet Vehbi Yavuzlar, Cevdet Türkyolu, İsmet Aksoy, Muhammed Çetin, Ekrem Dumanlı, Said Kaya, Adem Kalaç ve Talip Büyük yer aldı. Bu isimler arasında Gülen’in bıraktığı koltuğun tek hâkimi olmak isteyenler ve o isimleri ayrı ayrı destekleyenler var.


İcra Heyeti ne kadar olumlu bir hava çizmeye çalışsa da yönetimdeki gruplaşmalar örgüt genelinde hissedilir bir hal aldı. Kararlar 12 kişilik heyet tarafından alınıyor gibi gözükse de heyette asıl etkiyi Abdullah Aymaz’ın başını çektiği Mehmet Vehbi Yavuzlar, İsmet Aksoy, Adem Kalaç, Muhammed Çetin ve Talip Büyük gösterir oldu.



Örgüt yönetiminde karar alma sıkıntısı


Yönetimdeki çatlaklar karar alma aşamasında aksaklıkları gün yüzüne çıkardı. Elebaşı Gülen’in ölümünden önce heyet tarafından alınan kararlar son kertede Gülen tarafından onaylanıyordu. Ancak, şimdi alınan kararlar heyetteki her bir isim tarafından sorgulanır oldu. Bu da karar alma aşamasında aksaklıklara neden olmaya başladı.


İcra Heyeti içindeki sıkıntılar sadece alınacak yeni kararlarla da sınırlı değil. Ne kadar birlik mesajı verilse de örgüt tabanında heyete karşı oluşan güvensizlik, üst yönetimin maddi kaynak bulmasında problem haline geldi. Bu nedenle İcra Heyeti’nin güçlü gözüken kanadı yani Abdullah Aymaz ve ekibi ’himmet’ oranlarında artışa gidilmesini istedi.



Heyet içinde terörist Gülen’in vasiyetine aksi tutum


Örgüt elebaşı Gülen ölmeden önce İcra Heyeti’nde değişikliğe gidilmesini söylemişti. Heyetin gençleştirilmesi, farklı milliyetlerden insanların heyette yer alması talimatını vermişti. Ancak, 12 kişilik heyetin tek ortak düşüncesi gücü elinden bırakmamak oldu. Gülen’in ölümünden sonraki sürecin ’geçiş dönemi’ olduğu bahanesi ile heyette değişiklik yapılmaması kararı alındı.



Heyet içindeki isimler dikiş tutturamıyor


Heyete en son dahil edilen isimlerden biri de kapatılan Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı oldu. Dumanlı’nın katılması ile örgüte katılımın artması bekleniyordu ancak, Dumanlı beklenen etkiyi yapamadı. FETÖ’nün üst kademesindekiler Dumanlı’nın pasif bir profil çizdiği düşüncesinde. Dumanlı’nın tabandan itibar görmediği için heyette yer alabilecek seviyede olmadığı düşüncesi hâkim.


FETÖ’nün üst düzey örgüt mensuplarından olan Mustafa Özcan ise 12 kişilik İcra Heyeti’ne bu sefer girmedi. Özcan, Abdullah Aymaz ve ekibinin etkili olduğu heyette ön planda olamayacağı düşüncesi ile yer almak istemedi.


Ayrıca, örgüt içerisinde 2025 yılı için sözde ülke sorumlularının ataması da tartışma konusu haline geldi. Ülke sorumlusu ve diğer yönetici atamalarının İcra Heyeti tarafından yapılacağı duyuruldu. Bununla birlikte İcra Heyeti’nde de Şubat 2025’te değişiklikler yapılması bekleniyor.


Halihazırdaki örgüt sorumluları arasında kendilerine yakın isimlerin atanmaları konusunda da bir çekişme var. Hatta çekişmenin boyutu toplantılarda gerginlik yaşanmasına bile neden olacak şekilde. Sözde İcra Heyeti’ndeki kimi isimler yerlerini garantiye almak için kendilerine yakın isimleri Avrupa alanında çalışma yapmaya bile gönderdi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırıkkale İl Sağlık Müdürü Polat: "Günlük muayene kapasitemiz 10 binin üzerinde" Kırıkkale İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Osman Polat, sağlık altyapısının 2024 yılında güçlendiğini ifade ederek, yatak kapasitesinin bin 200’e, günlük muayene kapasitesinin ise 10 binin üzerine çıkarıldığını söyledi. Kırıkkale İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Osman Polat, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla düzenlenen kahvaltı programında basın mensuplarıyla bir araya geldi. Programda açıklama yapan Polat, sağlık hizmetleri ve 2024 yılı çalışmalarına ilişkin bilgiler paylaştı. "140 uzman hekim görev yapıyor" Polat, Kırıkkale’de birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarıyla birlikte özel sağlık tesislerinin etkin şekilde hizmet verdiğini belirterek, "140 uzman hekim, 125 pratisyen hekim, 44 diş hekimi ve 8 uzman diş hekimiyle sağlık hizmetlerini sunmaktayız. Ayrıca, bin 500’ü aşkın ebe ve hemşireyle sağlık hizmetlerinin etkin sunumuna katkı sağlanmaktadır. Kişi başına hekime müracaat oranı 8,2’ye ulaşmış, tekrar başvuru oranları ise düşürülmüştür" dedi. "Muayene kapasitemiz günlük 10 binin üzerine çıktı" 2024 yılında sağlık altyapısının önemli ölçüde güçlendiğini vurgulayan Polat, kamu hastanelerindeki yatak kapasitesinin bin 200’e çıktığını ve yoğun bakım yatak kapasitesinin yüzde 15 artırıldığını ifade etti. Polat, poliklinik hizmetlerinden acil servislere kadar geniş bir yelpazede hizmetlerin geliştirildiğini belirterek, “Günlük muayene kapasitemiz 10 binin üzerine çıktı. Ameliyat masaları, anjiyo hizmetleri gibi birçok alanda ekipmanlarımızı yeniledik" diye konuştu. İl Sağlık Müdürü Polat, program sonunda basın mensuplarıyla 10 Ocak Gazeteciler Günü dolayısıyla pasta kesti.
Manisa Okulda gönüllü gece eğitimi yapılıyor Manisa’nın Yunusemre ilçesinde yer alan Manisa Sosyal Bilimler Lisesinde öğrenciler tarafından çok sevilen matematik öğretmeni tarafından gönüllülük esasına dayalı olarak başlatılan ’Semaverde Çay’ projesi kapsamında, matematik dersini geliştirmek isteyen gönüllü öğrencilere geceleri ders veriliyor. Gönüllü olarak gece okula gelen öğrencilerin girdikleri üniversite sınavındaki okulun başarı oranı her geçen yıl artarak devam ediyor. Okulun 2020 yılında kendi binasına taşındıktan sonra hem akademik hem de sosyal faaliyetlerin arttığında dikkati çeken Sosyal Bilimler Lisesi Okul Müdürü Ercan Ayyıldız, özellikle öğretmen kadrosuyla birlikte sevgi, saygı, samimiyete dayalı bir eğitim öğretim atmosferi oluşturduklarını ifade etti. Okul öğretmen ve öğrencilerinin kendi binalarında eğitime başlaması ardından birçok projenin hayata geçtiğini anlatan okul müdürü Ayyıldız, en büyük projelerden birisinin de ’Semaverde Çay’ projesi olduğunu ve sosyal ağırlıklı eğitim alan öğrencilerin matematik ek dersiyle üniversite sınavlarında başarısını arttırdığına dikkati çekti. Öğretmen ve öğrenciler de gönüllü Projeden bahseden okul müdürü Ayyıldız, "Bu projelerimizden bir tanesi de okulumuzun ışıkları gece de yanıyor, semaverde çay projesi kapsamında. Gönüllü olarak öğretmenlerimiz geliyor ve akşamları öğrencilerimize ders veriyorlar. Öğrencilerimiz gün içerisinde yoruluyorlar. Yaklaşık 8 saatlik dersten sonra evlerine gidiyorlar, dinleniyorlar. Akşam yemeklerini yiyorlar, ders almak isteyen gönüllü öğrencilerimiz, daha sonra velileri veya kendi imkanlarıyla okula geliyorlar. Sınıfımızda öğretmenlerimiz nezaretinde ders işleniyor ve ders aralarında biz öğrencilerimize, öğretmenlerimiz tarafından çay, kahve ikramı yanında kek gibi ara öğün ikramı da yapıyoruz. Öğrencilerimizin talebi doğrultusunda ders saati uzayabiliyor da. Özellikle sınavlara yaklaşıldığı dönemlerde öğrencilerin talebine bağlı olarak geç saatlere kadar okulumuzun ışıklarının yandığını göreceksiniz. Bu projemizde sadece bizim öğrenciler değil, ilçemizde ya da ilimizde, diğer okullardan talep gelen öğrencilerimiz de derslere alınıyor. Şu an için geceleri okulumuzda matematik dersinden bir eğitim öğretim faaliyeti sürdürülmektedir. Buna yabancı dil alanında da bir plan daha ekleyeceğiz ve bunun yanında edebiyat dersini de eklemeyi düşünüyoruz." diye konuştu. Haftada 2 gün gece gönüllü ders var Okulda gönüllü ders eğitiminin öğrencilerin talepleri doğrultusunda planladığını ve şu anda haftada 2 gün olduğunu kaydeden okul müdürü Ayyıldız, "Okulumuzda haftanın Salı ve Çarşamba günleri sadece 11 ve 12’nci sınıf öğrencilerine şu anda gece eğitimi veriliyor. Öğrencilerimiz tamamen gönüllü olarak ders almak için geliyorlar. Onların istekleri doğrultusunda öğretmenimizin planlamasıyla ders takibi yapıyorlar. Derste öğretmenlerimizin soru çözme ile onların eksik kaldığı konularda yardımcı olmanın yanında ders aralarında informal olarak öğrencilere rehberlik edip, onları motive ediyorlar. Topluma yararlı bireyler olarak yetişmesi bizim için çok daha önemli ki okulumuz özelinde öğrencilerimizin davranışlarıyla övünürüz. Güzel ahlak ön planda, onun üzerine bu tür faaliyetleri de bina etmenin çabası içerisindeyiz." diye konuştu. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline örnek Türkiye yüzyılı maarif modeli kapsamına paralel olduğunu belirten okul müdürü Ayyıldız, "Birebir daha sıcak ve samimi ilişkilerin bir arada olduğu bir eğitim öğretim atmosferi oluşturduk, bu da çok talep gördü. Ve bizim okulumuzun üniversite başarısına da çok olumlu yansıdı. Geçen yıl itibariyle öğrencilerimizin yüzde 91’i üniversiteye yerleşti. Sevgi, samimiyetin üzerine gönüllülük esasına dayalı bu projelerin de başarıya ulaşmasında çok büyük önemi olduğu bilinmektedir. Bu gönüllülükte doğal olarak beraberinde başarıyı getirmiştir. Tüm öğretmenlerime emekleri için teşekkürü bir borç biliyor, böyle bir okulda idareci olmaktan da onur duyuyorum" diyerek duygularını dile getirdi. "Öğrencilerimin başarısı beni mutlu ediyor" Öğrenciler tarafından okulda çok sevilen öğretmenlerden biri olan gönüllü ders veren Matematik öğretmeni Hüseyin Ensari Eryılmaz, okula 3 yıl önce geldiğini, öğrencilerin başarı oranlarını artırmak için okul müdüründen geceleri gönüllü olarak ders vermek istediğini söylediğinde olumlu cevabın kendisini çok mutlu ettiğini söyledi. Böyle bir çalışmanın öğrencileri için faydalı olabileceğini düşündüğünü ifade eden öğretmen Eryılmaz, "Okul Müdürümüzün destekleriyle gece kursumuz başladı. Daha sonra ilk mezunlarımızda biz iyi bir dereceleri görünce kurslara teveccüh başladı. Çocuklarımızın akşam kurslarında eksik kaldıklarını düşündüğümüz noktaları tamamlamaya, onların takıldıkları yerlerde destek olmaya çalışıyoruz. Bu şekilde kavram eksiklikleri tamamlandıkça da çocuklarımızın başarısının arttığını fark ediyoruz. Zaten teveccühten de bu belli oluyor. Sağ olsun müdürüm de bu noktada elinden gelen tüm imkanı bizler için seferber ediyor. Biz de elimizden geldiğince öğrencilerimize bu noktada faydalı olmaya gayret ediyoruz" dedi. "Projeye ’Semaverde Çay’ adını verdik" Okula girdiği tarih itibariyle mezun ettiği öğrenciler için çalışma maskotu belirlediklerini belirten öğretmen Eryılmaz, "Her grubun her çalışmanın bir maskotunun olması ya da bir ambleminin olması iyi oluyor. Biz de kendimize bu noktada semaveri belirledik. Zaman zaman öğrencilerimize semaver yapıyorduk. Diyorduk ki işte bizim artık semaverimiz var. Derste ’Semaverde çay’ var diyorduk. Şimdi öğrencilerin teveccühü arttıkça birazcık daha semaver arada bire düştü. Hatta sene baştan beri ancak iki defa yakabildik desem yeridir, ama semaverde çayımız hala devam ediyor. Artık kömürde değil de daha çok elektrikle yapıyoruz ama semaverde çaylarımız hala mevcut. Destekleyici yetiştirme fırsatları kapsamında bu kurslar devam ediyor ama okulda yapmış olduğumuz çalışmalar, mesela bazı toplantılarda iptal olsa da biz kurslarımızı iptal etmiyoruz. Yani resmiyet de olmasa bile fiili kurslarımız devam ediyor. Sadece geçen yıl 4 tane ilk binde öğrencimiz vardı ki bunlardan iki tanesi dershaneyle başka kurumlarla başka bir yerle özel derste falan hiç işi olmayan çocuklardı. Sadece kurslara katılarak bu başarıyı elde ettiler. Büyük ölçüde çocuklarımız buradaki verimi aldıkça kendi üzerime düşen gayreti de gerçekleştirdikçe dışarıdan herhangi bir yardım ihtiyacı almadan başarılarını ortaya koyabiliyorlar. Bu kurslar da onlara destek sağlıyor diyebiliriz" dedi. "Gönüllülük başarıyı beraberinde getiriyor" Projenin okuldaki başarını olumlu etkilediğini ve desteklediklerini anlatan Yunusemre İlçe Milli Eğitim Müdürü Yıldıray Demirtaş ise "Öğretmenlerimizin önderliğinde okul müdürümüzün katkılarıyla okulumuzda öğrencilerimizin eksik kaldığı konularda matematik dersinde özellikle sosyal bilimlerde öğrenciler sosyal bilimleri alanından gelişiyorlar. Ancak matematik derslerindeki açıklarını kapatarak 2 yıldır okulumuzda ilk binde bu okulumuzun öğrencileri çıkmaya başladı. Tamamıyla öncelikle okul müdürümüzün okulu gecede açmasıyla ve öğretmenlerimizin gönüllü bir şekilde katılımıyla öğrencilerimizin de gelerek akşam saatlerinde öğrencilerimize eğitim veriyorlar. Okuldaki 11 ve 12’nci sınıflarımızdaki öğrencilerimizi zaman zaman ziyaret ederek hem üniversite sınavlarına hazırlama hem de ülkenin sorunlarıyla ilgili zaman zaman sohbetler edip, çay içip burada bulunuyoruz. Eğitimde bu türlü gönüllü faaliyetlerin çoğalması, ilçemizdeki eğitime verilen önemi bir kez daha öne çıkarıyor. Ben bu konuda çalışan bütün meslektaşlarıma, başta okul müdürümüz olmak üzere öğretmenlerimize ve buraya gelen değerli öğrencilerimize ve velilerimize teşekkür ediyorum. Her birine gelecek hayatlarında başarılar diliyorum. İnşallah Türkiye Yüzyılında güçlü Türkiye’de yeni nesiller yetiştirmeye, özellikle sosyal bilimler alanında çok büyük ihtiyacımız var. Biz de bu konulara çalışmalarımıza devam ediyoruz. Gece karanlığında buranın ışıkları yanıyor ve herkes gönüllü, öğretmen gönüllü geliyor ve başarı da buradan çıkıyor herhalde" şeklinde konuştu. "Öğrenciler de mutlu ve hevesli" Gece eğitime gönüllü gelen öğrencilerden olan Ecem Naz Boyalı, okulun 11 A sınıfında okuduğunu belirterek "Okula akşamları da geliyoruz. Ensari Eryılmaz hocam çok emek veriyor ve gerçekten çok faydasını görüyoruz. Katıldığım için, geliştiğim için de memnunum. Bizim için çok güzel bir fırsat. Sonuna çay falan da var. Bizler bu emeğin farkındayız ve onların çabalarına karşılık vermeye çalışıyoruz. Derslere gönüllü olarak katılıyoruz, zorlama yok ve dershane gibi, öğretmenlerimiz ekstra her şekilde yanımızda ve yardımcı oluyorlar" dedi. Gece kursuna gelen öğrencilerden biri olan İhsan Çoban ise "Buraya daha çok Ensari hocam bize faydalı olduğu için ders açıyor. Ve açıkçası akşamları olmasına rağmen gelmek her ne kadar zor olsa bile gerçekten eğitici oluyor bizim için o yüzden geliyorum." diye konuştu. Aynı zamanda okulun yurdunda kalan ve gece dersine katılan öğrencilerden "Yurtta kalıyorum aynı zamanda matematik kursuna da geliyorum. Ensari hocamızın kendisi bizim için hem derslerde olsun, hem kurs olsun çok iyilik yapıyor. Ben yeterince katkı sağlamaya çalışıyorum. Bizim için emek veriyor. Biz onun emeklerinin karşılığını vermeye çalışıyoruz." şeklinde konuştu.
Ankara Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun: “Ülkemize karşı üretilen 2 binin üzerinde yalan haberi ve kara propaganda girişimini bertaraf ettik” Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Dezenformasyonla Mücadele Merkezimizin yoğun çalışmalarıyla bugüne kadar ülkemize karşı üretilen 2 binin üzerinde yalan haberi ve kara propaganda girişimini bertaraf ettik” dedi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Ankara’da bir otelde düzenlenen ’2. İletişim Şurası Hazırlık Çalıştayı Türkiye Yüzyılı: İletişimin Yüzyılı’ programına katıldı. Altun, burada yaptığı konuşmada 2024’ün dünyanın birçok yerinde yine zulümlerin, katliamların, hak ihlallerinin, mağduriyetlerin ve adaletsizliklerin yaşandığı, dünyanın sözde güç merkezi devletlerinin, barış ve adaleti sağlamakla görevli teşkilatlarının bütün bu yaşananlara karşı sessiz kaldığı bir yıl olarak tarihe geçtiğini belirtti. Özellikle Suriye’de yaşanan ihtilafta, Rusya-Ukrayna savaşında, akabinde İsrail’in Filistin katliamında uluslararası kuruluşların nasıl işlevsiz kaldığını hep birlikte bir kez daha müşahede ettiklerini belirten Altun, “Dünyanın bu ahvali içerisinde ülkemizin durduğu yer ve ‘herkes için adalet’ şiarıyla verdiğimiz mücadele çok daha büyük bir anlam kazanıyor; hepimiz için bir gurur vesilesine ve insanlık için bir umuda dönüşüyor. Küresel yönetişim mekanizmalarının iflas bayrağını çektiği böyle bir ortamda Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü liderliğiyle Türkiye’nin üstlendiği yapıcı rol ve bölge devletlerinin istikrar arayışına sunduğu katkı, uluslararası camiada da karşılık buluyor” diye konuştu. “Filistin davamız sadece bir coğrafyanın hikâyesi değil, aynı zamanda insanlığın, vicdanın ve adaletin meselesidir” Altun, Suriye’de yaşanan son gelişmelerin Türkiye’nin insani dış politikası ile tarihin doğru tarafında yer aldığını bir kez daha gösterdiğini söyleyerek, şu değerlendirmede bulundu: “Derin bağlarımızın olduğu komşumuz Suriye’nin toprak bütünlüğü ve üniter yapısının korunması, bölgenin geleceğinde terör yapılanmalarına yer verilmemesi yönündeki politikamız, sahada karşılık bulmaya başladı. Bundan sonraki süreçte de tüm etnik, dini ve mezhebi grupların dahil olduğu demokratik, çoğulcu, huzurlu ve müreffeh bir Suriye’nin inşa edilmesinde Türkiye olarak elimizden geleni yapacağız. Suriye ile beraber Türkiye’nin dost elini hiçbir zaman üzerinden çekmediği bir diğer kardeş halkımız da Filistin halkıdır. Malumlarınız olduğu üzere Filistin davamız, sadece bir coğrafyanın hikayesi değil, aynı zamanda insanlığın, vicdanın ve adaletin meselesidir.” “Gazze’de İsrail’in uyguladığı soykırımda şimdiye dek 45 binin üzerinde insan acımasızca katledildi” Gazze’de yaşanan insanlık dramının 7 Ekim 2023’ten beri durmaksızın sürdüğünü belirten Altun, “Gazze’de İsrail’in uyguladığı soykırımda şimdiye dek 45 binin üzerinde insan acımasızca katledildi. Bütün bu zulüm karşısında en güçlü ses, yine Türkiye ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından yükseltildi. Türkiye olarak Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail’e karşı açılan soykırım davasında müdahillik bildirimini sunduk. İsrail’in Gazze’deki işgalini, Filistinli sivillere yönelik katliamlarını durdurması için girişimlerde bulunarak, dünya kamuoyunu defaatle harekete geçmeye çağırdık. Gazze halkına, Filistin halkına elimizdeki bütün imkanları kullanarak insani yardımlarda bulunduk, bulunmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. “Etiyopya ve Somali arasındaki ihtilaf, Türkiye’nin arabuluculuğunda Ankara Bildirisi ile çözüme kavuştu” Altun, Türkiye’nin hemen her mazlum ve mahzun coğrafyada çatışmaların çözümünde diplomasiyi aktif bir şekilde kullandığını dile getirerek, “Türkiye olarak dünya barışına verdiğimiz katkının bir diğer yansımasını da bütün dünya Afrika Boynuzu’nda gördü. Etiyopya ve Somali arasındaki ihtilaf, Sayın Cumhurbaşkanımızın lider diplomasisindeki başarısıyla Türkiye’nin arabuluculuğunda Ankara Bildirisi ile çözüme kavuştu. Bu barış, aynı zamanda hak ve adalet temelli bir uluslararası siyasetin mümkün olduğunun somut göstergelerinden biri olarak tarihe geçti” diye konuştu. “Türkiye, Tahıl Koridoru’nun tesis edilmesindeki rolüyle müşfik ve aynı zamanda stratejik bir güç olduğunu bir kez daha dünyaya gösterdi” Türkiye’nin barışçıl ve insani diplomasisinin bir diğer sonucunun da Rusya-Ukrayna savaşında tahıl krizinde ortaya çıktığını ifade eden Altun, “Dünyanın gıda krizine sürükleneceği bir dönemde Türkiye, Tahıl Koridoru’nun tesis edilmesindeki rolüyle müşfik ve aynı zamanda stratejik bir güç olduğunu bir kez daha dünyaya gösterdi. Bölgemizdeki ateş çemberine ve küresel alandaki tüm meydan okumalara rağmen ülkemizin bu istikrarlaştırıcı rolü, şüphesiz Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde son 22 yılda ‘tam bağımsız Türkiye’ ideali ile her alanda sürdürdüğümüz millileşme, özgürleşme ve büyüme hareketinin bir sonucudur” açıklamasında bulundu. “Milletimizden gelen 4 milyon 590 bin başvuru tüm kurumlarımızın desteğiyle titizlikle sonuçlandırılmıştır” Altun, dünyanın en büyük ölçekli kamusal iletişim platformu CİMER’i ‘cevapsız soru, karşılanmamış talep kalmayacak’ şiarıyla yönettiklerine dikkati çekerek, “Yalnızca 2024 yılı içinde milletimizden gelen 4 milyon 590 bin başvuru tüm kurumlarımızın desteğiyle titizlikle sonuçlandırılmıştır. CİMER, en önemli halkla ilişkiler faaliyetimiz olsa da tek faaliyetimiz değil. Bu bağlamda bu ülkenin geleceği olan gençlerimizle farklı vesilelerle bir araya gelmeyi ve bu doğrultuda özellikle ’Devlet Teşvik Tanıtım Günleri’ni çok önemsiyoruz. Devletimizin sunduğu imkânlarla gençlerimizin idealleri arasında bir köprü kuruyoruz. Bugüne kadar milyonlarca gencimiz Devlet Teşvik Tanıtım Günleri etkinliklerimizi ziyaret etti” şeklinde konuştu. Medya ve iletişim alanında 22 yabancı devletle ikili anlaşma imzalandı Fahrettin Altun, bugüne kadar medya ve iletişim alanında 22 yabancı devletle ikili anlaşma imzaladıklarını belirtti. Güney Kore’den Fransa’ya, Kenya’dan Arjantin’e Türkiye’nin tez ve iddialarını konferanslar, paneller, etkinlikler vasıtasıyla dünyanın dört bir yanında anlatırken, öte yandan Türkiye’de de çok önemli uluslararası toplantılar düzenlediklerini ifade eden Altun, “2022 yılında İslam İşbirliği Teşkilatı’nın 12. Enformasyon Bakanları Konferansı’nı gerçekleştirerek dönem başkanlığını devraldık. 2024 yılında dönem başkanlığımız sırasında işgalci İsrail’in katliamları ve medya mensuplarına saldırıları nedeniyle ‘Enformasyon Bakanları Olağanüstü Toplantısı’nı düzenledik. Bu çatı altında İslam İşbirliği Teşkilatı’nı doğru enformasyon sağlama ve dezenformasyonla mücadele konusunda güçlü bir şekilde desteklemeye devam ediyoruz. Türk Devletleri Teşkilatı Medya Forumu, Türk Devletleri Teşkilatı Medya ve Enformasyondan Sorumlu Bakanlar ve Üst Düzey Yetkililer 4. Toplantısı da yine Türkiye’de kamusal iletişim alanında düzenlediğimiz kapsamlı uluslararası zirveler olarak ifade edebiliriz. Bu saydıklarım elbette ev sahipliği yaptığımız büyük organizasyonlardan sadece birkaçı” değerlendirmesinde bulundu. “Kamu diplomasisi alanında hayata geçirdiğimiz çok önemli bir uygulama da ‘Vatandaş Diplomat’ projesi oldu” Altun, kısa bir sürede stratejik iletişim alanında dünyanın sayılı zirvelerinden birine dönüşen STRATCOM’un iletişim alanındaki politika yapıcılar ve profesyonelleri bir araya getiren ve çok sayıda ülke ile iş birliğini derinleştiren bir platform olarak öne çıktığını kaydederek, “Stratejik önemi haiz bu uluslararası buluşmaların yanı sıra, kamu diplomasisi alanında hayata geçirdiğimiz çok önemli bir uygulama da ‘Vatandaş Diplomat’ projesidir. Bu proje, yurt dışında yaşayan, öğrenim amacıyla yurt dışına giden ya da uluslararası etkileşimi olan her bir vatandaşımızı ülkemizin nitelikli temsili konusunda bilinçlendiriyor ve ülkemizin tezlerinin vatandaşlarımız aracılığıyla ilk elden anlatılmasını sağlıyor” ifadelerini kullandı. “Şubat ayında Londra’da ‘Daha Adil Bir Dünya Mümkün’ başlığıyla büyük bir sempozyum düzenliyoruz” Geçen yıl yayınlanan “Vatandaş Diplomat El Kitabı” ve düzenlenen “Vatandaş Diplomat Projesi: Türkiye’nin Sporda Küresel Temsili” programının bu alanda 2025’te sürdürülecek çalışmalara bir referans mahiyeti taşıdığını belirten Altun, “Geniş katılımlı ve çok boyutlu sürdürdüğümüz kamu diplomasisi faaliyetlerimizde ülkemizin uluslararası sorunlara yönelik sunduğu çözüm önerilerini merkeze alıyoruz. Bu bağlamda Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Dünya beşten büyüktür’ ve ‘Daha adil bir dünya mümkün’ çağrılarının uluslararası kamuoyunda daha güçlü yankılanmasını sağlamak için Güney Afrika’dan Amerika’ya pek çok ülkede paneller serisi düzenlendik, düzenlemeye devam ediyoruz. Nitekim şubat ayında Londra’da ‘Daha Adil Bir Dünya Mümkün’ başlığıyla büyük bir sempozyum düzenliyoruz” şeklinde konuştu. Bugüne kadar 27 bin basın kartı sahibine teslim edildi Altun, İletişim Başkanlığı olarak bugüne kadar 27 bin basın kartını sahiplerine teslim ettiklerini bildirerek, aynı zamanda medya mensuplarının haklarının iyileştirilmesinden güncel meselelere dair ulusal ve uluslararası basın bilgilendirme toplantılarına kadar bu alanda yoğun şekilde çalışmalarını sürdürdüklerini kaydetti. Düzenlenilen medya zirveleriyle ulusal medya ile uluslararası medyanın bağlarını kuvvetlendirmeye ve potansiyel işbirliği potansiyelini artırmaya çalıştıklarını belirten Altun, şunları söyledi: “2025 yılı içinde bu doğrultuda Doğu Akdeniz Medya Forumu, Türkiye-Çin Medya Forumu, Türk-Alman Medya Forumu, Türk-Yunan Medya Forumu, Balkanlar Medya Forumu ve Afrika Medya Forumu’nu hayata geçireceğiz. Elbette bununla birlikte yurt dışı teşkilatımızla tüm coğrafyaları yakından takip ediyor; ülkemizin görünümünü dünya medyasında güçlendiriyor ve sahici ilişkiler kurulmasını tesis ediyoruz. Önümüzdeki süreç, ‘Türkiye İletişim Modeli’ çerçevesinde uluslararasılaşmayı merkezimize aldığımız; farklı coğrafyalarda medya iş birliklerimizi daha da güçlendireceğimiz ve etki alanımızı derinleştireceğimiz bir dönem olacak.” “Ülkemize karşı üretilen 2 binin üzerinde yalan haberi ve kara propaganda girişimini bertaraf ettik” Altun, dezenformasyonla mücadeleyi de kritik çalışma alanlarından biri olarak kurumsallaştırmaya devam edeceklerini ifade ederek, “Dezenformasyonla Mücadele Merkezimizin yoğun çalışmalarıyla bugüne kadar ülkemize karşı üretilen 2 binin üzerinde yalan haberi ve kara propaganda girişimini bertaraf ettik. Bu çerçevede özel uygulama örnekleri de inşa ettik. Örneğin, İsrail’in yalan kampanyalarını, medya manipülasyonlarını farklı dillerde ifşa ettiğimiz ‘Lies of Israel’, ‘İsrail’in Yalanları’ platformu bu bağlamda başarılı bir proje olarak öne çıktı. Elbette bunların yanında kriz ve afet durumlarında 7/24 esasıyla doğru bilginin yayılması, etkin bir kriz iletişim stratejisinin işletilmesi için yoğun bir çaba harcadık” dedi.
Ankara Gölbaşı Belediyesinden ilaçlama çalışması Gölbaşı Belediyesi ekipleri, ilçedeki kanalizasyonlarda sivrisinek, hamam böcekleri, fareler ve diğer haşerelere karşı termal sisleme cihazları ilaçlama çalışması gerçekleştirdi. Gölbaşı Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü ekipleri, havaların soğuması ile birlikte dışarıya göre daha sıcak olan yeraltındaki kanalizasyon veya rögar gibi alanlara çekilen sivrisinek başta olmak üzere hamam böcekleri, fareler ve diğer haşerelere karşı kanalizasyonlarda kapsamlı ilaçlama çalışması gerçekleştirdi. Kış ayları tekniğine uygun olarak termal sisleme cihazları ile yeraltındaki alanlarda gerçekleştirilen ilaçlama çalışmalarıyla ile vektörlerin popülasyonunun yok edilmesi amaçlandı. Çalışmalar sayesinde ilkbaharda larva bırakacak sinek sayısının minimuma indirilmesi, yaz aylarında yaşanması muhtemel sivrisinek sorununun önüne geçilmesi hedeflendi. “Halk sağlığı önceliğimiz” Gölbaşı Belediye Başkanı Yakup Odabaşı, yürütülen çalışmalarla ilgili yaptığı açıklamada, “Gölbaşı’nda halk sağlığını tehdit eden unsurlara karşı önlem almak bizim en önemli görevimiz. Bu kapsamda vektörle mücadelenin ilk basamağı olan kışlak çalışmalarımız sürüyor. Sivrisinek popülasyonunu kış aylarından itibaren kontrol altına almayı hedefleniyoruz. Tabii bu ilaçlamaları özel cihazlarla yapıyoruz. Bu sayede en uç noktalara bile ulaşıyoruz. Amacımız, vatandaşlarımızın daha sağlıklı ve huzurlu bir ortamda yaşamalarını sağlamak. Ekiplerimiz sahada titizlikle çalışıyor ve gerekli tüm önlemleri alıyor. Haşereyle mücadele çalışmalarımız, yaz kış demeden devam edecek” dedi. Halk sağlığını korumak, yaşam alanlarını haşerelerden arındırmak ve ilçede haşere kaynaklı sorunları önlemek amacıyla yapılan ilaçlamaların belirlenen programlar dahilinde aralıksız devam edeceğinin altı çizilirken, vatandaşların haşereyle ilgili şikayet ve taleplerini belediyenin iletişim kanalları üzerinden bildirebileceğini belirtildi.