EĞİTİM - 04 Haziran 2024 Salı 13:50

Psikiyatri Uzmanı Küçük: “Sınav stresini önlemek için çocuğunuzu akranlarıyla kıyaslamayın”

A
A
A
Psikiyatri Uzmanı Küçük: “Sınav stresini önlemek için çocuğunuzu akranlarıyla kıyaslamayın”

Öğrenciler için sınav stresiyle başa çıkma önerilerinde bulunan Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Elif Küçük, “Öğrencinin kendine ve çevrenin öğrenciye yüklediği aşırı başarı baskısı, başkaları ile kıyaslama tutumu varsa mutlaka fark edilmelidir. Sınava yüklenen anlam yeniden değerlendirilmelidir” dedi.


Liv Hospital Ankara Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Elif Küçük, sınav kaygısı hakkında açıklamalarda bulundu. Dr. Öğr. Üyesi Küçük, sınav kaygısının; öncesinde öğrenilen bilginin sınav sırasında etkili kullanılmasına engel olan ve başarının düşmesine yol açan yoğun kaygı olarak tanımlanabileceğini aktardı. Akranları ile ilgili kıyaslamanın da öğrenci üzerinde olumsuz etki bırakabileceğini söyleyen Elif Küçük, sosyal çevrenin beklentilerinin ve baskısının da önemli bir etken olduğunu söyledi.


Sınav stresi rahatsızlıklara yol açabilir


Sınav kaygısının vücutta bazı fiziksel belirtilerle ortaya çıktığını aktaran Dr. Öğr. Üyesi Elif Küçük, “Sınav kaygısı yoğun olan öğrencilerde ders çalışmayı erteleme, sınav ve hazırlığı hakkında konuşmayı reddetme vardır. Soru sorulmasından rahatsız olurlar. Dikkat ve konsantrasyonda bozulma, odaklanamama, öğrenilenleri aktaramama, okuduğunu anlamama, düşünceleri organize etmede zorluk, zihinsel becerilerde zayıflama, enerji azlığı, kendine güvende azalma, yetersiz ve değersiz görme, sınavın içeriğine değil kendisine odaklanma, fiziksel rahatsızlıklar, çok çalışılmasına karşın performans düşüklüğü kaygının varlığını gösterir. Huzursuzluk, endişe, tedirginlik, sıkıntı, başarısızlık korkusu, çalışmaya isteksizlik, mide bulantısı, taşikardi, titreme, ağız kuruluğu, iç sıkıntısı, terleme, uyku düzeninde bozukluklar, karın ağrıları vs. gibi bedensel yakınmalarla seyreder” dedi.


Sosyal çevre sınav kaygısını artırıyor


Sosyal çevrenin beklentilerinin ve baskısının da önemli bir etken olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi, “Aile için sınavın ne anlam ifade ettiği, sınava yönelik tutum ve yaklaşımları da oldukça önemlidir. Sıklıkla aileler kendi kaygılarını çocuklarına yansıtmaktadırlar. Çocuktan yüksek beklentilerinin olması, ayrıntılarla aşırı uğraş sergilemeleri ve sınavı bir araç değil amaç olarak görmeleri, sınav kaygısının görülmesi riskini arttırır” diye konuştu.


"Öğrencinin kendine ve çevrenin öğrenciye yüklediği aşırı başarı baskısı, başkaları ile kıyaslama tutumu varsa mutlaka fark edilmelidir”


Sınav kaygısı yaşayan öğrencilerin sınav stresini en aza indirebilmeleri için önerilerde bulunan Dr. Öğr. Üyesi Küçük, “Öğrencinin kendine ve çevrenin öğrenciye yüklediği aşırı başarı baskısı, başkaları ile kıyaslama tutumu varsa mutlaka fark edilmelidir. Sınava yüklenen anlam yeniden değerlendirilmelidir. Başarısız olmak dünyanın sonu anlamını taşımadığı gibi sınavda başarısız olmak tamamen başarısız biri olmak anlamına gelmemektedir. Ailenin yüksek beklentileri, öğrencide kaygıyı ve stresi artırabilir. Bu nedenle aileler sınırlarının farkında olmalı, çocuklarına güven ve sorumluluk vermeli, onları önemseyerek olumlu geri bildirimde bulunmalıdır. Sınava ilişkin konuşmalarında özenli davranmalı, gerçekçi olmalı, akranlarıyla karşılaştırmaktan kaçınmalıdır” ifadelerine yer verdi.


“Çocuklar şartsız sevilmelidir”


Duygu ve düşünce paylaşımının, empatinin önemli olduğunu dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Küçük, “Sınavı yüceltmeme, ölüm kalım sorunu yapmama, yüreklendirici davranma önerilmektedir. Çocuklar şartsız sevilmelidir. Aile bireyleri uygun rol modeli olmalı, uygun aile ortamı sağlamalı ve uygun problem çözme davranışları geliştirilmelidir. Ailenin bakış açısında değişim oluşturmak ve beklenti düzeyini gerçekçi sınırlara indirmek önemlidir” ifadelerini kullandı.


“Gerçekçi beklentilere sahip olunmalı”


Sınav stresinin geçmesi için kişilerin pozitif düşüncelerini korumaları ve gerçekçi beklentilere sahip olmaları gerektiğini işaret eden Küçük, “Düşünce ve inançları sorgulanmalı, gerçekçi olmayan düşünme alışkanlıklarını farklı bir gözle yeniden değerlendirilmelidir. Nefes ve gevşeme egzersizleri stres yönetimi tekniklerinin öğrenilmesi de etkili çözüm yöntemleri arasında yer almaktadır. Aynı zamanda sağlıklı bir yaşam tarzının alışkanlık haline getirilmesi, nikotin, alkol ve şeker gibi maddelerden uzak durulması, uyku ve beslenme rutininin düzenlenmesi kaygı seviyelerinin düşüş göstermesinde doğrudan etkili olmaktadır. Diğer bir yandan sağlıklı ve çeşitli bir şekilde beslenmek bağışıklık sistemi ve genel sağlık için oldukça önemlidir. Sınav stresini azaltmak isteyen kişilerin mutlaka beslenmelerine özen göstermeleri gerekmektedir” dedi.


Beslenmenin önemi


Dr. Öğr. Üyesi Elif Küçük, sınav stresi yönetiminde beslenme ve takviye gıdanın önemine değinerek, beslenme önerilerini şöyle sıraladı:


“Fosfotidilserin ve sitikolin içeren takviye edici gıdaların bilişsel fonksiyonları artırdığı, dikkat eksikliği hatalarını azalttığı, beyin hücre zarı yapımını artırdığı ve beyin enerjisinde artış sağladığı ve sınav kaygısını azalttığı belirlenmiştir. B vitamini, stresi önler ve rahatlatır. B vitaminini ekmek, kuru baklagiller ve tahıllar gibi gıdalardan almak mümkündür, sınav haftasında ekmek azaltılmamalı ve kaldırılmamalıdır. Süt, peynir, balık, karides, yumurta gibi B12 kaynakları yeterli tüketilmelidir. Gerekirse B12 takviyesi tercih edilebilir. Hatırlama yeteneğini artırmak ve güçlü bir vücut için antioksidanlardan faydalanılabilir bunun için, havuç ve yeşil yapraklı sebzeler tercih edilebilir. Çilek, limon, portakal suyu veya kivi, C vitamini açısından zengin meyveler olarak seçilebilir. Omega 3 mutlaka alınmalıdır. Haftada iki kez balık tüketilmelidir. Ceviz, fındık, fıstık gibi yağlı tohumlar içerdikleri değerli yağ asitleri, vitamin ve mineraller ile beslenmede önemli bir yere sahiptir. Zencefilin içerdiği maddeler beynin yeni fikirler üretmesini sağlar. Demir alımı önemlidir. Sağlıklı bir vücuda ve yeterli enerjiye sahip olmak için önemli bir mineraldir. Kaynakları; kırmızı et, tavuk, kuru baklagiller, kurutulmuş meyveler, pekmez, tahin, koyu yeşil yapraklı sebzelerdir. Antioksidan vitaminler olan A, E ve C vitaminleri beyni serbest radikallere karşı korurlar. Kalsiyum, selenyum, magnezyum, potasyum, bakır, çinko, iyot gibi mineraller beynin güçlü olması için önemlidir.”


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İhlas Vakfı’ndan İzmir’e dört dörtlük yeni yurt Kamu yararına çalışan vakıf statüsüne sahip olan İhlas Vakfı, İzmir’de yeni yurdunu açtı. İhlas Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Mahmut Kemal Aydın, "Bizim yurtlarımızdan yetişen öğrencilerimiz asla devlete düşman olmaz. İzmir’e de güzel bir yurt yakışırdı. Öğrencilerimiz bir ana baba sıcaklığı, bir ev ortamı görmek istiyorlarsa bizim yurtlarımıza gelsinler" dedi. İhlas Vakfı tarafından İzmir’e kazandırılan Yusuf Ziya Yalçın Yükseköğrenim Erkek Öğrenci Yurdu’nun açılışı, Buca ilçesi Atatürk Mahallesi’nde gerçekleştirildi. 4 bin 600 metrekarelik alanda 6 katlı inşa edilen ve 170 kişilik öğrenci kapasitesi bulunan yurt içerisinde; 50 oda, spor ve konferans salonu, yemekhane, mescit, kantin, ders çalışma ve dinlenme odaları yer alıyor. Yurt ayrıca, Dokuz Eylül Üniversitesi ve metro istasyonuna yakınlığıyla da öne çıkıyor. "Biz öğrencilerimizi kendi evlatlarımızdan ayırmıyoruz" Yurt hakkında bilgiler aktaran İhlas Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Mahmut Kemal Aydın, "Bugün çok mesut, bahtiyarız. Buradaki yurdumuz çok eskiydi. Yepyeni bir yurt açıyoruz. Eski yurdumuz kapasite olarak yetersizdi. Burası ondan daha güzel, ferah ve daha çok öğrenci barındırabilecek bir yurdumuz. İhlas Vakfı 1975 yılından beri bu işlerle uğraşıyor. Bir sürü öğrenci yurdu var. Bazı şehirlerde 2 tane öğrenci yurdumuz var. Ankara’da 3, Samsun, Konya ve İstanbul’da 2 tane var. İzmir’e de güzel bir yurt yakışırdı. Allah bize nasip etti. Biz bu yurtlarımızda gençlerimize; beslenme, barınma, ders çalışmak için etüt salonları gibi bir sürü imkanlar tahsis ediyoruz. Öğrencilerimiz buralarda bir an önce okullarını bitirsinler, üretime katkıda bulunsunlar. Biz onları kendi evlatlarımızdan ayırmıyoruz. Biz öğrencilerimizi yurtlarımıza bekliyoruz" ifadelerine yer verdi. "Yurtlarımızda yetişen öğrencilerimiz kötülük yapmaz, iyilik yapar" Aydın, "Yetiştirdiğimiz öğrenciler asla annesine babasına kötülük yapmaz, iyilik yapar. Milletine, insanlarına iyilik yapar. Böyle insanların yetişmesi için uğraşıyoruz. Anne babalardan evlatlarını buraya göndermelerini bekliyoruz. Bir ana baba sıcaklığı, bir ev ortamı görmek istiyorlarsa bizim yurtlarımıza gelsinler" şeklinde konuştu. Bakanlıktan İhlas Vakfı’nda kalan öğrencilere maddi destek İhlas Vakfı’nın, vergi muafiyetine sahip bir vakıf olduğunu işaret eden Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: "Vakfımız bu belgeye sahip olduğu için Gençlik ve Spor Bakanlığı, bizim yurtlarımızda kalan öğrencilerimize besleme ve barınma yardımı ödüyor. Parayı öğrencilerin kendi banka hesap numaralarına yatırıyor. Yurt ücretinin yarısını devlet karşılamış oluyor. Öğrencinin de ödeme için kendisine çok az bir miktar kalıyor. Allah burada hayırlı hizmetler vermemizi, gençliğimize, milletimize nasip ve müyesser eylesin." "Yıllarca bugünün hayalini kurduk" İhlas Vakfı Yurtlar Ege Bölge Koordinatörü Mahmut Aydın ise, "Yıllarca bugünün hayalini kurduk. Bugünlere gelmemiz pek kolay olmadı. Rahmetli Enver Ören abimiz, ’İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır’ Hadis-i Şerif’ini kendilerine rehber edinerek ülkemiz insanlarına faydalı olmak için gençlerimizin üniversite hayatlarında güvenli bir liman olarak sığınacakları yerleri, yurtlarımızı açmamızı arzu etmişlerdir. 1990’lı yıllarda bin yurt açılmasını hedef edinmişlerdir. Bu hedef doğrultusunda Türkiye genelinde bir çok yurdumuz açılmıştır. İzmir’deki yurdumuz da hayırlı olsun" ifadelerini kullandı. Öte yandan Mahmut Kemal Aydın tarafından, yurt yapımında emeği geçenlere plaket verildi. Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından yurt, dualarla açıldı. Açılış programına, İhlas Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Mahmut Kemal Aydın, İhlas Vakfı Yurtlar Ege Bölge Koordinatörü Mahmut Aydın, Yurt Müdürü İsmail Dertli, İhlas Haber Ajansı İzmir Bölge Müdürü Özcan Aydın, Türkiye Gazetesi İzmir Koordinatörü Yüksel Güven, vakıf üyelerinin yanı sıra İhlas çalışanları da katıldı.
Balıkesir Trendyol 1. Lig: Bandırmaspor: 2 - MKE Ankaragücü: 0 Trendyol 1. Lig’de. 7. haftasında Bandırmaspor sahasında karşılaştığı MKE Ankaragücü’nü 2-0 mağlup etti. Maçtan dakikalar 11. dakikada kullanılan köşe vuruşuna iyi yükselen Atınç’ın kafa vuruşu Alper topu çizgiden çıkardı. 35. dakikada Rahmetullah’ın ortasında İbrahim’in röveşatası üst direğe çarpıp auta çıktı. 37. dakikada Rahmetullah’ın ortasına iyi yükselen Paixao kafa vuruşuyla meşin yuvarlağı filelere yolladı. 1-0 51. dakikada İbrahim Kaya’nın pasında topla buluşan Mehmet Özcan’ın rakiplerini geçtikten sonra yaptığı vuruşta meşin yuvarlak ağlarla buluştu. 2-0 Hakemler: Ayberk Demirbaş, Sezgin Çınar, Şenol Bektaş Bandırmaspor: Zafer Görgen, Emre Batuhan Adıgüzel, İbrahim Kaya (Paula Rafael dk. 67), Landy Nomel (Faruk Can Genç dk. 67), Edson Anrdre Sitoe, Marco Paixao (Adama Salimou dk. 84), Atınç Nukan, Mehmet Özcan (Sergen Piçinciol 90+2 dk), Rahmetullah Berişbek, Diniyev (Hikmet Çiftçi dk. 83) Remi Mulumba Yedekler: Yiğit Zorluer, Akın Alkan, Yasin Yağız Dilek, Kerem Atakan Keskin, Emirhan Ayhan Teknik Direktör: Mustafa Gürsel MKE Ankaragücü: Bahadır Han Güngördü, Yıldırım Mert Çetin, Stylıanos Kitsiou, Tolga Ciğerci, Efkan Bekiroğlu, Alper Uludağ (Nica Schulz dk. 59), Riccardo Saponara, (Hayrullah Bilazer dk. 75) Dorin Ratariu, Ali Kaan Güneren (Renat Dadashov dk. 59), Renaldo Showayne, Cephas (Kevin Varga dk. 65), Osman Çelik Yedekler: Ertaç Özbir, Cem Tuna Türkmen, İsmail Çokçalış, Sirozhiddin Astanakulov, Hasan Nazarov Teknik Direktör: Kenan Koçak Goller: Paixao (dk. 37), Mehmet Özcan (dk. 51) (Bandırmaspor) Sarı kartlar: İbrahim Kaya, Sergen Piçinçiol, Diniyev (Bandırmaspor) Tolga Ciğerci, Kitsiou, Mert Çetin, Alper Uludağ, Osman Çelik (MKE Ankaragücü)
Şanlıurfa Suruç’ta köylülerden Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi’ne imar tepkisi Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde, 50 yıllık fıstık ve zeytin ağacı ekili tarım arazilerinin imara açılması nedeniyle köylüler, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi’ne tepki gösterdi. Suruç ilçesine bağlı kırsal Aligör Mahallesi’nde tarım arazilerinin imara açılmasına karşı çıkan köylüler, seslerini duyurmak için bir araya geldi. 400 dönümlük arazide yaklaşık 50 yıldır yetişen 8 bin fıstık ve zeytin ağacı, konut yapılmak üzere imara açıldı. Köylüler, çevrede boş duran üçüncü sınıf taşlık araziler dururken, verimli birinci sınıf tarım arazilerinin imara açılmasına tepki gösterdi. Bölgede bazı arazilerin tapulu, bazı arazilerin ise hazine malı olduğu öğrenildi. İmara açılan tarım arazilerinde konut yapılacağı bildirildi. Bahçe sahiplerinden Ziraat Yüksek Mühendisi Mehmet Tekçe duruma tepki göstererek, “Üçüncü sınıf araziler dururken birinci sınıf tarım arazilerinin imara açılmasını yanlış buluyoruz. Bu topraklar sadece bizim değil, gelecek nesilleri de besleyecek. Yanlış karardan dönülmesini bekliyoruz” dedi. “Çocukken ektiğimiz ağaçları kaybetmek istemiyoruz” Köylülerden Müslüm Başkurt, fıstık ağaçlarını çocukken diktiklerini ve şimdi bu ağaçlardan verim aldıklarını belirterek, “Bu ağaçların sökülmesine razı değiliz, yılların emeğini kaybetmek istemiyoruz” şeklinde konuştu. Ziraat Mühendisi Osman Başkurt da, arazinin 400 dönüm olduğunu ve içinde 40-50 yaşlarında 8 bin fıstık ağacının bulunduğunu ifade ederek, “Bu ağaçlar ekosisteme hayat veriyor. Onları kaldırmak, bu dengeyi yok etmek olur. Bu bahçeye çok emek verdik. Ağaçların kaldırılması büyük bir haksızlık olur, bu emeği heba etmeyin. Derhal bu projeden vazgeçilmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.