EKONOMİ - 04 Aralık 2024 Çarşamba 22:55

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Tek haneli rakamlara ulaşıncaya kadar bütün imkanlarımızla kararlı şekilde enflasyonla mücadelemizi sürdüreceğiz"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Tek haneli rakamlara ulaşıncaya kadar bütün imkanlarımızla kararlı şekilde enflasyonla mücadelemizi sürdüreceğiz"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Tek haneli rakamlara ulaşıncaya kadar bütün imkanlarımızla çok yönlü politikalarla koordineli ve kararlı bir şekilde enflasyonla mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından 6’ıncısı düzenlenen ‘Ortak Yarınlar Ödül Programı’ Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın katılımıyla gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, ‘Ortak Yarınlar’ Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödül Programı’nda bulunmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti. Yılmaz, ‘adil ve eşitlikçi’ bir çalışma hayatını hakim kılmak için tüm taraflarla istişare içinde çalışan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selam ve başarı dileklerini iletti. TİSK, kurulduğu günden bu yana Türkiye’nin ekonomisine ve çalışma hayatına katkı sağlamanın ötesinde, kurumsal sosyal sorumluluk alanında projelere öncülük ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Her yıl düzenlenen bu anlamlı organizasyonun, dijitalleşmeden yeşil dönüşüme, kadınların ve gençlerin güçlendirilmesinden sosyal uyuma kadar geniş bir yelpazede yenilikçi projeleri desteklemesi takdire şayandır. Bu yıl ana tema olarak ‘Çalışma Hayatının Geleceği’ konusunun belirlenmiş olmasını son derece anlamlı buluyorum. Dijital dönüşümden yeşil ekonomiye geçişe ve demografik değişimlere kadar pek çok dinamik, iş hayatının yarınlarını şekillendirmede rol oynamaktadır. Mevcut mesleklerin bazılarını göremeyeceğiz. Diğer taraftan yeni meslekler çıkacak ortaya bunların yanı sıra devam eden mesleklerin ise dönüştüğünü göreceğiz. Bu süreçte, iş dünyasının tüm taraflarının bir araya gelerek ortak bir vizyonla hareket etmesinde fayda görüyorum” ifadelerini kullandı.

“Türkiye ekonomisi, üretim, istihdam ve dış ticarette güçlü bir performans sergilemeye devam ediyor”

TİSK üyesi işverenlerin iş yerlerinde yaklaşık 2 milyon kişi çalışarak ailelerine gelir sağladığını bildiren Yılmaz, “Bu işletmeler milli gelire 200 milyar dolar ve ihracatımıza 10 milyar dolar katkı sunmaktadır. Yatırım, üretim, ihracat ve istihdam odaklı büyümemizde büyük payı olanlar bu salonda. Yatırım yaparak, istihdam sağlayarak ve üreterek Türkiye’nin kalkınmasına destek olan tüm TİSK üyelerini gönülden tebrik ediyorum. Türkiye ekonomisi, üretim, istihdam ve dış ticarette güçlü bir performans sergilemeye devam ediyor” diye konuştu.

2023 yılında zayıf dış talep ve deprem felaketlerine rağmen yüzde ekonominin 5,1 oranında büyüme kaydettiğini söyleyen Yılmaz, “Toplam büyüklüğümüz 1 trilyon 130 milyar dolar seviyelerine ulaştı. Kişi başına düşen milli geliri geçen yıl 13 bin 243 dolar olarak kaydedildi. 2024 yılının üçüncü çeyreğinde yıllıklandırılmış ekonomik büyüklüğümüz 1 trilyon 260 milyar doları aşarken, ilk dokuz aydaki büyüme oranı yüzde 3,2 olarak gerçekleşti. Açıklanan üçüncü çeyrek rakamları ise yıllık bazda yüzde 2,1 büyüme kaydedildiğini gösterdi. Türkiye ekonomisi, 17 çeyrektir kesintisiz büyümeye devam ediyor. Elbette ki tarihi ortalamalarımızda karşılaştırıldığında bu rakamlar altında diyebilirsiniz. Ama Dünya’nın bugünkü şartlarını bölgemizin şartlarını dikkate aldığınızda bunlar hiç de küçümsenecek rakamlar değil bu yönde çabamızı sürdürüyoruz” dedi.

“Döviz meselesinde Türkiye’nin rahatladığını gösteriyor”

Eylül ayında istihdam edilenlerin sayısı yıllık bazda 1 milyon 129 bin kişi artarak 32,8 milyona ulaştığını, işsizlik oranının tek haneli rakamlarda devam ettiğini aktaran Yılmaz, “En son açıklanan rakamlara göre tek hanelerde devam ediyor. En son açıklanan verilere göre işsizlik oranımız tek hanede yüzde 8,6 olarak gerçekleşti. OVP beklentilerimizden daha iyi performans var bazılarında ise altında performans var. İstihdam bizim beklentilerimizin çok ötesinde çok güçlü performans gösteren alanlarında başında geliyor. Bu süreçte olumlu yönde hedeflerimizden ötesinde olumlu performans gösteren diğer bir alan carı açık. geçen yılın ortalarında yüzde 6’lara kadar yaklaşmıştı cari açığımız. Geldiğimiz noktalarda ise yüzde 1lerde. Türkiye cari açıkta belirli bir yere geldi. Bu düşen cari açığı daha düşük seviyelerde tutacak politikalara hayata geçirmek. Türkiye’nin kalkınma tarihinde en önemli her zaman cari açık olmuştur. Düşen cari açık dış borçlanma açığımızın düştüğünü gösteriyor. Döviz meselesinde Türkiye’nin rahatladığını gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Merkez Bankası rezervlerinin ciddi anlamda artış gösterdiğinin altını çizen Yılmaz, “KKM ciddi şekilde çözülüyor. Tüm bunlar Türkiye’nin temellerini sağlamlaştıran makro temellerini güçlü hale getiren eğilimlerdir. Bunlar bizim ülke risk primimizi düşürüyor. Kredi notumuzu yükseltiyor” dedi.

“Koordineli ve kararlı bir şekilde enflasyonla mücadelemizi sürdüreceğiz”

Enflasyon en temel meseleleri olduğuna ve enflasyonla mücadelenin devam ettiğini ifade eden Yılmaz, "Enflasyonda 28.4 puan bir düşüş gerçekleşti. Dolasıyla enflasyon bir düşüş sürecine girmiş durumda. Tek haneli rakamlara ulaşıncaya kadar bütün imkanlarımızla çok yönlü politikalarla koordineli ve kararlı bir şekilde enflasyonla mücadelemizi sürdüreceğiz. Ekonomik ve sosyal olarak ekonomimizi düşürmek çok önemli. Enflasyonu düşürdüğünüz noktada öngörülebilirliğinizi artıyorsunuz daha adaletli bir kaynak sağlıyorsunuz” şeklinde konuştu.

Çalışma hayatındaki dönüşüm, dijitalleşme, otomasyon ve yapay zeka gibi teknolojik gelişmelerle şekillendiğini belirten Yılmaz, “Bu değişim, iş gücünün niteliklerini ve çalışma yöntemlerini dönüştürürken, yeni beceriler ve esneklik gerektiren bir yapıyı da beraberinde getirmektedir. Gençlerin, kadınların ve dezavantajlı grupların iş gücüne katılımını artırmak, adil bir geçişi mümkün kılmak ve daha kapsayıcı bir ekonomi inşa etmek, bu dönüşüm sürecinin temel taşlarıdır. Özelikle kadınların iş gücü piyasasına girmesi çok önemli. Sadece iş gücüne değil aynı zamanda girişimci olarak bu sürecin parçası olması. Demografik gelişimleri görüyorsunuz” dedi.

“Türkiye, genç ve dinamik nüfusuyla bu değişim dalgasını yönetebilecek güçlü bir potansiyele sahiptir.”

Türkiye’nin doğurganlık hızına ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz şu ifadeleri kullandı:

“Doğurganlık hızımız Fransa’nın bile altına geldi. Ciddi anlamda nüfus problemi ile karşı karşıya kalan bir ülke konumundayız. Önümüzdeki süreçte bunun iş gücü piyasaları üzerinde yapacağı, sosyal güvenlik sistemimizin üzerinde oluşturacağı etkileri şimdiden çok iyi analiz etmek durumundayız. Burada en önemli fırsatlarımızdan bir tanesi kadınların daha fazla iş gücü piyasasına girmesi ve doğan o açığın belirli bir oranda en azından bu şekilde karşılanması. Önümüzdeki süreçte benim başkanlığımda bir Nüfus Politikaları Kurulu oluşturmayı kararlaştırıyoruz. Uzun vadeli nüfus politikalarını tartıştığımız çok boyutlu bir tedbirler geliştirdiğimiz kurul olacak. Amacımız Türkiye’nin yaşlanmadan zenginleşmesi. Türkiye, genç ve dinamik nüfusuyla bu değişim dalgasını yönetebilecek güçlü bir potansiyele sahiptir.”

Depremden etkilenen bölgelerde istihdamın sürekliliğini sağlamak için tedbirler aldıklarını vurgulayan Yılmaz, “Sürekli işçilerin zorunlu emeklilik uygulaması kaldırılarak iş sürekliliği desteklendi. Geçici işçilerin çalışma süreleri uzatılarak sürekli kadroya geçişlerine imkân tanındı. Ayrıca, asgari ücretten vergisi kaldırıldı. Çalışanların gelirleri artırılarak istihdam, üretim ve yatırım teşvik edildi. İşgücü Uyum Programı ile eğitim ve destekler sunarak bireylerin iş dünyasına daha güçlü bir şekilde katılmasını sağladık. Aday Havuz Sistemi ile iş arayanları ve işverenleri hızlı ve etkin bir şekilde buluşturarak istihdam süreçlerini hızlandırdık” diye konuştu.

“Türkiye Yüzyılına yaraşır olan daha adil, sürdürülebilir ve modern bir yapıdır. Bunu sağlamak üzere de reformlarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz"

İş dünyasının taleplerine uygun bir iş gücü arzı oluşturmak ve gerekli beceri uyumunu sağlamak, önceliklerinin arasında yer aldığını bildiren Yılmaz, "Diğer taraftan, 2025-2028 dönemine yönelik Ulusal İstihdam Stratejisi çalışmalarımızı tamamladık ve yakında kamuoyuyla paylaşacağız. Bu strateji; mevcut istihdamın güçlü ve zayıf yönlerinin tespiti, yeşil ve dijital dönüşümle beceri uyumunun geliştirilmesi, kapsayıcı istihdamın artırılması ve sosyal koruma-istikrar ilişkisi ile kırsal istihdamın güçlendirilmesi gibi dört temel politika alanına odaklanmaktadır. İş gücü piyasamızdaki yapısal sorunları çözerek daha güçlü ve kapsayıcı bir çalışma düzeni inşa etmeyi hedeflemektedir. Türkiye Yüzyılı’na yaraşır olan daha adil, sürdürülebilir ve modern bir yapıdır. Bunu sağlamak üzere de reformlarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz" dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Ortak Yarınlar Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödül Programı katılımcılarını ve ödüllendirilen projeleri tebrik etti.

Berkay Hasan Karayakas - Kemal Diri - Mehmet Kalay



 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Saylak: “Toprağı korumak, vatanı korumaktır” Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) kararıyla gündeme gelen 5 Aralık Dünya Toprak Günü dolayısıyla bir açıklama yapan Muğla İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak, "Gıda arzının temeli tarım, tarımın temel kaynağı ise topraktır. Biz topraklarımızı, vatanı korur gibi korumak için çalışıyoruz" dedi. Saylak, toprağın sonsuz yaşam kaynağı olduğunu, toprağı korumanın ‘Vatanı Korumak’ anlamına geldiğini belirtti. Muğla İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak, 5 Aralık Dünya Toprak Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Küresel iklim değişikliği, çölleşme ve doğal afetlerin tehdit ettiği tarımsal toprak varlığımızı gelecek nesillere koruyarak ve geliştirerek aktarabilmek adına yaptıklarımız, bundan sonra yapacaklarımızın da teminatıdır. Bakanlığımızın öncülüğünde, tarımsal üretim yapılan topraklarımızın verimliliğini, kalitesini artırmak, atıl topraklarımızı üretime kazandırmak ve yaşadığımız kayıpları bertaraf edebilmek adına projelerimizi art arda hayata geçiriyoruz. Toprağın korunması konusunda tüm paydaşlarımızın sorumluluğu olduğunu ve bu konudaki farkındalığı geliştirmek adına dayanışma içinde çalışmamız gerektiğini her fırsatta dile getiriyoruz” diye konuştu. “Her yıl 75 milyar ton toprak erozyona uğruyor” Dünya üzerinde her yıl yaklaşık 75 milyar ton toprağın erozyona uğradığını, hızlı yapılaşma, doğal afetler ve iklim değişiklikleri nedeniyle toprak varlığının büyük bir tehditle karşı karşıya olduğunu hatırlatan Saylak, "Gıdanın, üretimin, tarımın temelini oluşturan sağlıklı topraklar en önemli doğal kaynaklarımızdan biri, aynı zamanda ekosistemin taşıyıcı gücüdür. O nedenle, üreticilerimizi sürdürülebilir olmayan toprak ve arazi kullanımı, kural dışı hasat, yanlış bitki koruma ürünü kullanımı, anız yakımı gibi uygulamalar konusunda sürekli uyarıyoruz" dedi. 100. yıl toprak analiz laboratuvarı Muğla Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı (YİKOB) işbirliğiyle ‘YİKOB Destekli Toprak Analizi’ projesi hazırlayarak uygulamaya başladıklarını belirten İl Müdürü Barış Saylak, proje kapsamında Muğla’ya bir laboratuvar kazandırdıklarını kaydetti. Cumhuriyetin 100’üncü yılında Menteşe İlçe Müdürlüğü binasında hizmete sunulan 100. Yıl Laboratuvarının, toprak ve sulama suyu faaliyetlerine devam ettiğini ve açıldığı günden bu yana 535 adet toprak ve 2 adet sulama suyu numunesinde analizler yaparak ayrıntılı sonuç raporlarını ilgili kişi ve kurumlarla paylaştığını açıkladı. Muğla 100. Yıl Toprak Analiz Laboratuvarının son teknolojik alet ve ekipmanlarla çiftçilere, kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektöre geniş bir analiz yelpazesi ile hizmet sunduğunu söyleyen Saylak, "Üretimde yüksek verim, kalite ve karlılığı sağlamanın en öncelikli şartı, toprağı iyi tanımaktan geçer. Üreticilerimize her fırsatta hatırlattığımız gibi, doğru zamanda doğru gübre ve ilaç kullanımının ön şartı da toprak analizidir. Bilinçsiz gübreleme, sadece üreticimizin gelir kaybına yol açmakla kalmaz, aynı zamanda toprağın yapısını da bozarak, toprak ve çevre kirlenmesine yol açar. Bu nedenle, kalite, verim ve sürdürülebilirlik için tüm üreticilerimizi toprak analizi yaptırmaları konusunda uyarmayı görev biliyorum" dedi. “19 ton zirai ambalaj atığı bertaraf edildi” Ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın işbirliğinde Muğla Valiliği himayesinde Muğla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı, Muğla Vakfı (MUÇEV) ortaklığında birçok kurum ve kuruluşun katkılarıyla doğa dostu bir proje olan, ‘Muğla İli Bitki Koruma Ürünleri ve Gübre Ürünleri Ambalaj Atıklarının Toplanması ve Bertarafı’ projesi ile Haziran 2021 yılından itibaren 19 ton zirai ambalaj atığı toplanarak bertaraf edildiğini elirter Saylak, hedeflerinin temiz su, temiz toprak, temiz çevre. Bu projemizle pestisitlerin su kaynaklarımızı, toprağımızı, çevremizi ve denizlerimizi kirletmesinin önüne geçmek olduğunu belirti. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, tüm ülkede ekilebilir tarım arazisi varlığını koruma altın aldığını ve yeni üretim planlaması ile birim topraktan elde edilecek üretim miktarını artırmak amacıyla çalıştığını hatırlatan Saylak, Türkiye’de 2024 yılı itibariyle koruma altına alınan ova sayısının 468’e çıkarıldığını söyledi. Saylak, "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazetede yayımlanan karar ile 19 ilimizde 28 yeni ovayı tarımsal üretim potansiyeli yüksek olduğu için tarımsal sit alanı olarak ilan ettik. Koruma altına aldığımız büyük ova sayısı 468’e, korunan alan miktarı da yaklaşık 9,5 milyon hektara çıktı. Biz, yaşam kaynağımız olan toprağı en değerli hazinemiz olarak görmeye ve korumaya devam edeceğiz. Bu vesileyle 5 Aralık Dünya Toprak Günümüzü bir kez daha kutluyorum" dedi.
Ankara İmar hakkı aktarımı tanımı getirilen teklif kabul edildi ve yasalaştı ANKARA (İHA) – Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi ve yasalaştı. TBMM Genel Kurulunda kabul edilen teklif ile birlikte, köyde ikamet eden ve köy nüfusuna kayıtlı olup evi bulunmayan ihtiyaç sahiplerine satılan taşınmazlar üzerinde çeşitli nedenlerle bina yapmayanlara ya da taksitlerini ödemeyen hak sahiplerine verilen süre 31.12.2028 tarihine kadar uzatılacak. Gecekondu Kanunu’nun 18’inci maddesinde yapılan düzenleme ile yıkım kararının hangi makamlar tarafından alınacağı, hangi sürede ve nasıl ilgililere tebliğ edileceği, yıkım işleminin tebliğden ne kadar süre sonra ve nasıl tesis edileceği düzenlenerek idari işleme karşı yargı yoluna başvuru imkanı sağlanacak. İmar hakkı aktarımı, "1/1000 ölçekli uygulama imar planının bulunduğu, arazi ve arsa düzenlemesi yapılmış ya da yapılması mümkün olmayan alanlarda, parselin tamamının ya da bir kısmının umumi ve kamu hizmet alanlarında kalması sebebiyle, parsel üzerinde özel mülkiyete konu yapılaşma hakkının verilememesi durumunda, verilemeyen emsale esas inşaat hakkının başka parsel ya da parsellere imar planı kararı ile taşınması işlemidir" şeklinde tanımlanıyor. İmar hakkı aktarımı yapılarak umumi ve kamu hizmet alanlarının kamuya mali külfet getirmeden bedelsiz karşılanarak kamu mülkiyetine geçirilmesi, vatandaşların mülkiyetlerindeki kısıtlılığın kaldırılması ve kamulaştırmasız el atma davalarının önüne geçilmesi amaçlanıyor. Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan yerler ile bölgenin ihtiyacı olan yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi/parkı, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı öğretime yönelik eğitim tesis alanları, kamuya ait kreş ve gündüz bakımevleri, pazar yeri, semt spor alanı, toplu taşıma istasyonları ve durakları, Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık tesis alanları, otoyol hariç erişme kontrolünün uygulandığı yol, su yolu, bölgenin geneline hizmet veren spor alanı, belediye hizmet alanı, sosyal ve kültürel tesis alanı, kamu hizmeti için planlanan teknik altyapı ve trafo alanları, özel tesis yapılmasına konu olmayan ağaçlandırılacak alan, rekreasyon alanı olarak ayrılan parseller ve mesire alanları, resmi kurum alanı, uygulama imar planı kararı ile getirilen diğer umumi ve kamu hizmet alanları, otogar alanından oluşacak ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamayacak. “Değer artış payının peşin ödenmesi halinde yüzde 10 indirim uygulanacak” Taşınmaz maliklerinin tamamının talebi üzerine parsel bazında fonksiyon değişikliği ile ada bazında yapılacak imar planı değişikliği sonucunda değerinde artış olan parsel veya parsellerin artan değeri ile mahkemelerce iptal edilen imar planı değişikliklerinde, imar planı değişikliği neticesinde yürürlükten kalkan imar planı ile teklif edilen yeni imar planının kapsadığı parsel veya parsellerde oluşan değer farkının yüzde 90’ı, değer artış payı olarak alınacak. Değer artış payı peşin veya taksitle ödenebilecek. Değer artış payının peşin ödenmesi halinde yüzde 10 indirim uygulanacak ve en geç tahakkukun oluştuğu tarihi takip eden bir ay içerisinde ödenecek. “Yapı Denetimi Hakkında Kanun’da yapılan değişiklikle güneş enerji santralleri ile rüzgar enerji santralleri Kanun’un kapsamı dışına çıkarılıyor” Kanun ile birlikte yapı denetim hizmet sözleşmelerinin kurulmaları ve yapı denetim firmalarının görevlendirilmelerine ilişkin düzenleme yapılacak. Güneş enerji santralleri ile rüzgar enerji santralleri Kanun’un kapsamı dışına çıkarılacak. Ayrıca, yapı denetim hizmet sözleşmesi bedeline esas inşaat alanı 500 metrekareye kadar olan yapılarda, yapı sahibince belirlenen yapı denetim kuruluşuyla, diğer hizmet sözleşmelerinde ise Bakanlıkça yayımlanacak usul ve esaslara göre o yapı için ildeki faal yapı denetim kuruluşu sayısı da dikkate alınarak elektronik ortamda aynı anda belirlenen en fazla iki yapı denetim kuruluşundan biriyle yapı sahibi arasında yapı denetim hizmet sözleşmesi akdedilebilecek.