EKONOMİ - 04 Haziran 2024 Salı 13:50

Bakan Bolat: “Ürün güvenliği, toplumun sağlık ve güvenlik standartlarını yükselterek toplumsal refahı artırır”

A
A
A
Bakan Bolat: “Ürün güvenliği, toplumun sağlık ve güvenlik standartlarını yükselterek toplumsal refahı artırır”

Ürün Güvenliği Konferans’ında konuşan Ticaret Bakanı Bolat, “Ürün güvenliği tüketiciler için, sağlığın ve güvenliğin korunması ile zarar görme riskinin azaltılmasını sağlamaktadır. Genel olarak ürün güvenliği, toplumun sağlık ve güvenlik standartlarını yükselterek toplumsal refahı artırır” dedi.


Ticaret Bakanlığı tarafından ‘ürün güvenliği’ konusunda bilincin arttırılması, farkındalık oluşturulması ve ürün güvenliği alanındaki güncel gelişmelerin değerlendirilmesi amacıyla 4-7 Haziran tarihleri arasında ‘Ürün Güvenliği Haftası’ düzenlendi. Haftanın açılışı ise Ticaret Bakanlığı ev sahipliğinde gerçekleşen ’Ürün Güvenliği Konferansı’ ile yapıldı.


Konferansta bir açılış konuşması gerçekleştiren Bakan Bolat, ‘Ürün Güvenliği Haftası’ boyunca çeşitli faaliyetlerle, üreticilerin, ticaret dünyasın ve vatandaşların ürün güvenliğine dair farkındalıklarını artırmayı ve sorumluluklarını hatırlatmayı amaçladıklarını belirtti.


“Ürün güvenliği, toplumun sağlık ve güvenlik standartlarını yükselterek toplumsal refahı artırır”


Ürün güvenliğinin, yalnızca yasal mevzuat hazırlanıp uygulamaya konulmasıyla değil, aynı zamanda bilinç ve farkındalığın artmasıyla güçlenecek bir kavram olduğuna dikkati çeken Bolat, “Ürün güvenliği, tüketiciden üreticiye, pazarlamacıdan kamu kurumları ve kamuoyuna ve dijital ortamlara kadar çok yönlü ve kritik öneme sahiptir. Ürün güvenliği tüketiciler için, sağlığın ve güvenliğin korunması ile zarar görme riskinin azaltılmasını sağlamaktadır. Üreticiler ve tedarikçiler için, marka güvenilirliğini artırır ve hukukî sorunların önüne geçer çözülmesini sağlar. Pazarlamacılar ve perakendeciler için, müşteri memnuniyetini ve sadakatini artırır. Devlet ve düzenleyici kuruluşlar, kamu sağlığını koruma ve piyasada güvenliği sağlama sorumluluğunu yerine getirir. Genel olarak ürün güvenliği, toplumun sağlık ve güvenlik standartlarını yükselterek toplumsal refahı artırır” açıklamasında bulundu.


“Hiçbir firmamıza ön yargımız yoktur”


Ürünlerin hatasız oluşunun ticarete kalite ve standart getirdiğini ifade eden Bolat, her kalite standardından dünyada ekonomik, askeri, siyasi söz sahibi olmaya giden bir yol olduğunu belirtti. Üreticilerin de bu bilinçle davranması gerektiğinin altını çizen Bolat, aksi davrananların ise piyasa gözetim ve denetimlerinde elenmekle karşı karşıya kalacağını aktardı.


Ürün güvenliğinin temel amacının vatandaşın güvenli ürünle buluştuğu bir ortamı oluşturmak olduğunu da sözlerine ekleyen Bolat, “Hiçbir firmamıza ön yargımız yoktur. Güven kontrole mani değildir. Ürün güvenliğinin en temel unsurlarından biri de bilinçli tüketicidir anlayışıdır. Bilinçli tüketici; eğitim ve bilgilendirme, ürün araştırma, etiket okuma ve bağımsız kaynaklardan bilgi edinme ile oluşur” diye konuştu.


Vatandaşların kanunlar ve tüketici hakları konusunda bilgi sahibi olup eleştirel düşünme becerileri geliştirerek reklamlar ve pazarlama stratejileri karşısında bilinçli tutum sergilediklerini belirten Bolat, hafta boyunca Ürün Güvenliği Haftası kapsamında farkındalık artırıcı faaliyetlerde bulunacaklarını söyledi.


“TAREKS üzerinden yalnız güvenli ürünün yurdumuza girmesine imkan sağlamaktadır”


Etkin bir ürün güvenliği sisteminin Türkiye’nin refahına hem iç hem de dış piyasada katkı sağladığını dikkati çeken Bolat, “İç piyasada, bu sistemle güvenli ürün üretilmesini ve ürünlerin piyasada etkin denetimini sağlayarak, ayrıca ithalat aşamasında TAREKS üzerinden yalnız güvenli ürünün yurdumuza girmesine imkan sağlamaktadır. Böylece hem Halkımızın sağlığını korumakta, hem de yerli ve milli üretimin yurtdışı kaynaklı güvenilir olmayan ve haksız ticaretin uygulamasının yapıldığı ithalata karşı korunması da sağlanmaktadır. Elektronik ortamda ve risk esaslı olarak yürütülen Dış Ticaret’te Risk Esaslı Kontrol Sistemi yani TAREKS, sadece riskli ürünlerin denetimine yoğunlaşılmasını mümkün kılmaktadır. Ülkemizin ihracat/ithalat dengesine olumlu katkı sağlayan TREKS sistemi, kamu kaynaklarının tasarrufunu da sağlayan ve yapay zekanın kullanımı anlamında emsallerine örnek olmuş öncü ve modern bir sistemdir” ifadelerine yer verdi.


“Ürün güvenliği sistemi, ülkemizin üretim, yatırım, istihdam ve büyüme hedeflerine önemli destek vermekte”


Bakan Bolat, ürün güvenliği sisteminin doğru işlemesinin diğer doğal yansımasının da dış piyasalarda olduğunu, sistemin yurt dışında Türk malı algısının güçlenmesine katkı sağladığını dikkati çekerek, “Eğer güvensiz, zararlı bir ürünün Türk malı adıyla ihracını izin verildiği takdir bu Türkiye’nin sadece o üründe değil genel anlamdaki ihracatına da önemli zararlar verebilir. Bunu önlemek de bizim ve diğer bakanlıklardaki arkadaşlarımızın birlikte yapacağı çalışmalarla sağlanmaktadır. Uluslararası düzenlemeler temelinde ve etkin bir kalite altyapısı sisteminde üretilen ürünlerimiz ilave test, belgelendirme ve denetime tabi tutulmadan, bu uyguladığımız sistemler sayesinde başta Avrupa Birliği piyasası olmak üzere diğer ülkelere ihraç edilebilmekte, böylece ürün güvenliği sistemi, ülkemizin üretim, yatırım, istihdam ve büyüme hedeflerine önemli destek vermektedir” şeklinde konuştu.


“İnsan satın aldığı ürünün hangi kalitede olmasını istiyorsa kendisi de o şekilde üretim yapmalıdır”


Ticaret Bakanlığı olarak ürün güvenliği konusunun sıkı bir takipçisi olduğunun da altını çizen Bakan Bolat, “Tedarik zincirinin tüm halkasındaki insanların ve tüketicinin mağdur olmaması için denetimin bir zorunluluk olduğu bilinciyle hareket ediyoruz ve gereğini yerine getiriyoruz. Her üretici aynı zamanda başka ürünlerin tüketicisidir. Dolayısıyla tüm üreticiler için ürün güvenliği konusu büyük önem taşımaktadır. İnsan satın aldığı ürünün hangi kalitede olmasını istiyorsa kendisi de o şekilde üretim yapmalıdır. Bu vicdanî ölçü ile hareket etmelidir. Türkiye, güvenli ticaretin, itibarlı iş insanlarının, sürekli iyileştirilen sistemlerin ve bereketli kazançların olduğu bir ülkedir ve öyle kalacaktır” değerlendirmesinde bulundu.


Konferans, üç farklı panel altında kamu ve sivil toplum kuruluşları ile özel sektörden konuşmacıların, ikiz dönüşüm ve döngüsel ekonomi çerçevesinde Türkiye’de ve Avrupa Birliği’nde ürün güvenliği alanındaki güncel gelişmeleri, yapay zeka alanındaki çalışmaları ve elektronik ortamda piyasaya arz edilen ürünlerin denetlenmesine yönelik mevzuat ve uygulamalarının değerlendirilmesiyle devam etti.


AK Parti Genel Başkan Vekili Mustafa Elitaş’ın yanı sıra Tarım ve Orman Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Yardımcıları ile özel sektör temsilcilerin katıldığı konferansta, “2024 Ürün Güvenliği Ödülleri” ile “Ortaokul ve Liselerarası Güvenli Ürün Güvenli Gelecek Resim ve Karikatür Yarışması”nda kazananlara ödülleri takdim edildi.



Bakan Bolat: “Ürün güvenliği, toplumun sağlık ve güvenlik standartlarını yükselterek toplumsal refahı artırır”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bingöl Bingöl’de köylülerden SÜTAŞ’a tepki Bingöl merkez Kumgeçit köyü sakinleri, yıllardır ekip biçtikleri arazilerin SÜTAŞ’a verilmek istenmesine tepki gösterdi. Kumgeçit köyünde SÜTAŞ’a verilmek istenen araziler köylüleri ayaklandırdı. Bingöl merkez Kumgeçit köyü sakinlerinin yüz yıllardır ekip biçtiği ve hayvanlarını otlattığı Murat Nehri yatağındaki arazilerin SÜTAŞ’a verilmek istenmesi köylülerin tepkisine neden oldu. Bölgeye giden il encümenlerine tepki gösteren köylüler, köyü ve hayvancılığı bitirecek bu büyük hatadan derhal vazgeçilmesini istedi. SÜTAŞ’a verilmek istenen arazide bir araya gelen köylüler adına konuşan Kumgeçit köyü muhtarı Bedri Kancura, "Yıllardır köylülerimizin kullandığı, hayvanlarımızı otlattığımız alanlar SÜTAŞ’a peşkeş çekilemez. Köyümüzün en verimli toprakları buralar. Devletimizden bunun önüne geçmesini istiyoruz. Buralar SÜTAŞ’a verilirse köy biter. Köyde hayvancılık biter. Nereye, kime sığınacağımızı şaşırdık. Valimiz ve milletvekilimizden bir an önce bunu durdurmalarını talep ediyoruz" dedi. SÜTAŞ’ın Kumgeçit köyündeki arazilerin geleceğini tehdit ettiğini söyleyen Kancura, "Topraklarımız rant uğruna feda edilemez. SÜTAŞ Bingöl’e geliş amacını bırakıp, Bingöl’deki arazileri kendine mal etmenin peşine düşmüştür. Buna yönetimlerin bir dur demesinin zamanı gelmiş ve geçmiştir. SÜTAŞ’ın Bingöl’ü yönetmesine dur diyelim artık" diye konuştu.
Kayseri Türkiye’nin en büyük antika fuarı Talas’ta açıldı Talas Belediyesi tarafından açılan Türkiye’nin en büyük antika fuarına vatandaşlar yoğun ilgi gösterirken, antika ürünler düzenlenen müzayede ile satıldı. Talas Belediyesi, Denizli Tarihi Kültürel ve Antika Ürünler Derneği’nin katkılarıyla Türkiye’nin en büyük antika fuarını ilçede açtı. Mevlana Mahallesi’ndeki pazar yerinde açılan fuara 7’den 70’e herkes yoğun ilgi gösterirken, fuarı ziyaret eden vatandaşlar eskiye gitti. Antika ürünlerin müzayede ile satışa da çıkarıldığı fuarda, tespihten saate, plak çalardan kitaba kadar yer alan yüzlerce çeşit antika eserler vatandaşların dikkatini çekti. "İnsanlar burada kendi hatıralarından bir parça buluyorlar" Fuar hakkında konuşan Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın; "5 yıl önce başladığımız antika pazarını bugün taçlandırmak üzere fuar şekline dönüştürdük. Denizlili kardeşlerim burada fuara ev sahipliği yapıyorlar. Bizde fiziki ortam olarak ev sahipliği yapıyoruz. Organizasyonu yaptıkları için kendilerine teşekkür ediyorum. şuanda adım atacak yer yok. Tespihten saate, plaktan kitaba kadar her şey burada. İnsanlar burada kendi hatıralarından bir parça buluyorlar. Burada bütün Kayseri’yi bekliyoruz. Bu fuarın devamı da gelecek. Zaten burada her ayın 2’inci Pazar günü burada antika pazarımız devam ediyor. Yılda 2 defa da fuar şeklinde yapıyoruz" dedi. Fuarı gezen vatandaşlardan Hasan Canlıalp ise; pazarın kendisini eskiye götürdüğünü söyleyerek; Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın’a teşekkür etti. (AG-
Sakarya Meteoroloji ve Sakarya Valiliği uyardı: Sıcaklıklar düşüyor, yağış geliyor Sakarya Valiliği, meteorolojik verilere göre şehir genelinde Pazar günü akşam saatlerinden itibaren yağışlı havanın etkisi ile hava sıcaklıklarının 4 ila 8 derece düşeceğini belirterek uyarıda bulundu. Sakarya Valiliği, meteorolojik verilere göre Pazar günü akşam saatlerinden itibaren yağışlı hava ile birlikte hava sıcaklıklarının düşeceğini duyurdu. Valilik tarafından yapılan paylaşımda, “Meteoroloji verilerine göre; ilimizde yarın (Pazar günü) akşam saatlerinden itibaren ilimizde beklenen serin ve yağışlı sistemin etkisiyle hava sıcaklıklarının 4-8 derece düşeceği tahmin edilmektedir. Olumsuz hava koşulları nedeniyle yaşanabilecek durumlara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerekmektedir” denildi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji 1. Bölge Müdürlüğü’nden konuya ilişkin ise, “Yapılan son meteorolojik değerlendirmelere göre; Pazar (29.09.2024) günü akşam saatlerinden itibaren bölgemizi etkilemesi beklenen serin ve yağışlı sistemin etkisiyle hava sıcaklıklarının bölgemizde 4 ila 8 derece düşeceği tahmin edilmektedir. Soğuk havanın Pazartesi gününden itibaren bölgemizde etkili olduktan sonra Perşembe günü bölgemizi terk edeceği tahmin edilmektedir. Söz konusu yağışlı ve soğuk sistemle birlikte; bölgemizde gerçekleşebilecek kuvvetli yağışlar için Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün tahmin ve uyarılarının takip edilmesi önem arz etmektedir” açıklaması yapıldı.
Kastamonu Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “Medeniyetimizin temeli ilme, irfana, bilime, hikmete, bilgiye dayanmaktadır” Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, medeniyetlerinin temelinin ilme, bilime, hikmete, irfana ve bilgiye dayandığını belirterek, bu yüzden vatandaşları zamanlarının bir kısmını camilerde geçirmek üzere, ilim ve irfan alarak değerlendirmelerini istedi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kastamonu’da “Fatma Çetin Yatılı Kız Hafızlık Kur’an Kursu”nun temel atma törenine katıldı. Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenenleriniz ve öğretenlerinizdir” hadis-i şerifini hatırlatarak, “Temelini atacağımız Kur’an kursunda hem öğrenenler olacak, hem öğretenler olacak. Dolayısıyla en hayırlı insanların bulunacağı bir binanın temelini atıyoruz. Rabbimizin insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için gönderdiği Kur’an-ı Kerim’in hem öğrenildiği hem anlaşılmaya çalışıldığı hem de Kur’an-ı Kerim’in en doğru bir şekilde öğretildiği bir eğitim yuvası, bir ilim irfan merkezinin temelini atıyoruz” dedi. “Medeniyetimizin temeli ilme, irfana, bilime, hikmete, bilgiye dayanmaktadır” Medeniyetlerinin temelinin ilme, irfana, bilime, hikmete, bilgiye dayandığını söyleyen Prof. Dr. Erbaş, “Rabbini bilen, Peygamberini tanıyan ve o şekilde bir nesil yetiştiren çocuklar, bu Kur’an kursunda yetişecek. Geçmişte Kur’an kurslarımız, medreseler, Efendimizden (Sallallahü teala aleyhi ve sellem) bu yana bizim medeniyetimizin temelini oluşturmuşlardır. Medeniyetimizin temeli ilme, irfana, bilime, hikmete, bilgiye dayanmaktadır, Bu yüzden vatandaşlarımıza diyorum ki ‘zamanınızın bir kısmını camilerde ilim, irfan alarak değerlendirin. Hocalarımız sizi bekliyorlar. Mihraplarımızda, kürsülerimizde sadece cuma günleri, cuma namazından önce vaaz dinlemek için değil, her gün, her vakit buyurun gelin” diye konuştu. “Nihai hedef Kur’an’ı anlamak ve yaşamak değil midir?” Hedeflerinin Kur’an-ı Kerim’i bilmeyenlere öğretmek olduğunu ifade eden Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “2023-2024 yılında 4-6 yaş Kur’an kurslarında 250 bin çocuğumuz eğitim aldı. Şu ana kadar 1,5 milyon mezun verdik. Milletimiz adına ne büyük bir kazanımdır. Hafızlık Kur’an kurslarımızda 85 bin öğrencimiz eğitim alıyor ve biz sadece Kur’an-ı Kerim’i yüzüne öğrensinler, ezberlesinler, ondan sonra gitsinler demiyoruz. Kur’an-ı Kerim’in manasına vakıf olabilmeleri için çeşitli programlar yapıyoruz, Kur’an’ı anlama programı diyoruz buna. Nihai hedef Kur’an’ı anlamak değil midir, yaşamak değil midir, Kur’an’a göre bir hayat sürmek değil midir? Nihai hedefimiz; Kur’an’ı bilmeyen öğrensin, öğrenen okusun, okuyan anlasın, anlayan yaşasın. Burada temelini atacağımız Fatma Çetin Kur’an Kursumuzdan da nice kardeşlerimiz, yavrularımız, neslimiz, Kur’an’ı öğrenir, hıfzeder, anlar ve yaşar” şeklinde konuştu. Prof. Dr. Erbaş, konuşmasının sonunda Kur’an Kursu’nun yapımında emeği geçenlere teşekkür etti. Temelini attıkları arsanın hazineye ait olduğunu söyleyen Kastamonu İl Müftüsü Bekir Derin ise, “5 bin 748 metrekare yüzölçümüne sahiptir. 2017 yılında dini tesis alanı olarak Diyanet İşleri Başkanlığımıza tahsisi yapılmıştır. Söz konusu arsa üzerine ilimizin kıymetli iş adamlarından Recep Dinler ve Bülent Çetin Beyler tarafından 2017 yılında bir külliye mantığıyla proje çalışmalarına başlanılmış, 2021 yılında merhum Hacı Mustafa Dinler adına 900 cemaat kapasiteli camimiz inşa edilerek ibadete açılmıştır. Şimdi ise 640 metrekare üzerine 7 kat 120 yatak kapasiteli ve 4 bin 600 metrekare kapalı alan üzerine inşa edilecek ve yaklaşık 70 milyon liraya mal olacak içerisinde 4-6 yaş Kur’an Kursu sınıflarımızın da bulunduğu Fatma Çetin Yatılı Hafızlık Kız Kur’an Kursumuzun temelini atıyoruz” dedi. Konuşmaların ardından Prof. Dr. Erbaş, beraberinde Vali Meftun Dallı, Kastamonu Milletvekilleri Halil Uluay ve Serap Ekmekci, Kastamonu İl Müftüsü Bekir Derin ve diğer davetlilerle birlikte butona basarak, temel atma törenini gerçekleştirdi. Başkan Erbaş, ayrıca aynı yerde bulunan Hacı Mustafa Dinler Camii’nde dua ederek, caminin resmi açılışını gerçekleştirdi.