SAĞLIK - 13 Haziran 2022 Pazartesi 10:51

TVHB’den TBMM’ye dikkat çeken çağrı: “Sağlık sınıfında ayrım yapılamaz”

A
A
A
TVHB’den TBMM’ye dikkat çeken çağrı: “Sağlık sınıfında ayrım yapılamaz”

Türk Veteriner Hekimleri Birliği’nden (TVHB) yapılan açıklamada, "Ülkemizdeki 40 bin veteriner hekimi temsilen belirtmek isteriz ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna sunulan “Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ne veteriner hekimler de dahil edilmelidir" dedi.

Türk Veteriner Hekimleri Birliği’nden (TVHB) yapılan açıklamada, "Ülkemizdeki 40 bin veteriner hekimi temsilen belirtmek isteriz ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna sunulan “Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ne veteriner hekimler de dahil edilmelidir" dedi.


TVHB’nden yapılan açıklamada, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna sunulan “Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ne veteriner hekimlerin de dahil edilmesi çağrısı yapıldı.


Yapılan açıklamada, “Veteriner hekimlerin; ülke çapında hayvanlardan insanlara bulaşan ve insan sağlığını önemli ölçüde tehdit eden zoonotik hastalıklara karşı koruyucu ve mücadele çalışmaları ile yani insan sağlığını korumak için haftada 7 gün 24 saat çalışırken ‘Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifine’ dahil edilmemeleri sadece veteriner hekimler için değil ülkemiz insanının sağlığı için de üzüntü vericidir. Genel olarak insanlarda görülen enfeksiyöz hastalıkların yüzde 61’i, yeni ve yeni tanımlanan patojen etkenlerin yüzde 75’i (Sars, Mers, Zika, Ebola, Kuş Gribi, HIV, Covid-19, Maymun Çiçeği gibi) ve biyoterörizm ile ilişkilendirilen patojenlerin yüzde 80’i hayvan kaynaklıdır. Yine; gıda kökenli halk sağlığı riskinin yüzde 90’ı hayvansal gıdalardan kaynaklanmaktadır. Zoonotik hastalıkların sayısı 200’ün üzerine çıkmıştır. Bilindiği üzere 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36. Maddesine göre Uzman Tabip, Tabip, Diş Hekimi, Uzman Veteriner Hekim, Veteriner Hekimler sağlık hizmeti sınıfındadır. Aynı kanunun ek-1 sayılı cetvelinde de şu an 3600 ek gösterge almaktadırlar. Veteriner hekimler 1593, 5996, 6343, 5393, 5216, 5199 gibi birçok kanuna göre: Halk sağlığı, (gıda güvenliği, hayvanlardan insanlara geçen hastalıklarla mücadele, insanlarda ve hayvanlarda kullanılan aşı, serum ve biyolojik madde üretme vb.) hayvan sağlığı, hayvan refahı, ülke hayvancılığının geliştirilmesi ve daha verimli hale getirilmesi gibi alanlarda görev yapmaktadırlar" denildi.


Veteriner Hekimlerin, hazırlık hariç, 5 yıl süreli eğitimin sonunda "Yüksek Lisans" seviyesinde diploma ile "Veteriner Hekim" unvanı alarak mezun oldukları ifade edilen açıklamada şu ifadelere yer verildi;


"Gerek kamuda gerekse özel sektörde sağlık sınıfı kategorisinde çok zor şartlar ve tehlike altında çalışmakta, en son şekillenen eski Yozgat Veteriner Hekimler Odası Başkanı veteriner hekim Volkan Lale’ nin mesleğini icra ederken bıçaklanarak öldürülmesi gibi pek çok elim olaylarla sürekli karşı karşıya kalmaktadır. Bu nedenle; 657 sayılı Kanun hükümlerinde açıkça görüldüğü gibi, veteriner hekimlerin görev ve sorumluluklarının sadece hayvan sağlığı alanında değerlendirilmesi söz konusu olamaz. Geçmişte insanlık adına yaşanan başarılar bir yana, bugün övünç sebebimiz olan ve dünyada 7 ülkeden biri olarak TURKOVAC’ı ülkemizin ve insanlığın hizmetine sunan Virolog bilim insanı Prof. Dr. Aykut Özdarendeli’nin bir veteriner hekim olduğunu unutmayalım. Sağlık Bakanlığı 14 Aralık 2012 tarih ve 28497 sayılı resmi gazetede Sağlık Meslekleri Kurulu Yönetmeliği” 22.05.2014 tarih ve 29007 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Sağlık Meslek Mensupları İle Sağlık Hizmetlerinde Çalışan Diğer Meslek Mensuplarının İş Ve Görev Tanımlarına Dair Yönetmelik”te veteriner hekimleri sağlık meslek mensubu olmaktan çıkarmıştır. Yine 7146, 5510, 1219, 6283, 6197 sayılı Kanunlar ile sağlık meslek mensubu sayılan ve insan sağlığı için koruyucu, teşhis, tedavi ve rehabilite edici hizmetlerde çalışanlara 60 gün fiilî hizmet süresi zammı konusunda hak kazanırken, veteriner hekimler hariç bırakılmıştır."


Açıklamanın devamında şu açıklamalara yer verildi;


"Ayrıca; 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa EK MADDE 84 eklenerek; tabip veya diş tabibi kadro ve pozisyonları esas alınarak emekli, adi malullük veya vazife malullüğü aylığı bağlanmış olup, aylıklarıyla birlikte makam tazminatı ödenmesine hak kazanamamış olan tabip ve diş tabiplerinden ilgili mevzuatına göre uzman olanlara (17.000) gösterge rakamının, uzman olmayanlara (13.000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda her ay emekli aylıklarıyla birlikte ilave ödeme olarak yapılır, denilerek sağlık hizmetleri sınıfı emekli olduktan sonra da refah içinde olmaları için ortam hazırlanırken, insan sağlığı ile doğrudan ilgili veteriner hekimler yine yer almamışlardır. Sağlık Hizmetleri Sınıfında görev yapan personel için ek gösterge düzenleme çalışmalarında veteriner hekimlerin de yer alması kaçınılmazdır. Anayasamızın eşitlik ilkesine uygun düzenlemelerin yapılması da dikkate alınması gereken bir durumdur. 657 sayılı Kanunda sağlık sınıfında yer alan mesleklerden Tabip, diş tabibi, eczacı sağlık personeli olarak kabul edilirken sadece veteriner hekimlerin, olmadığı düzenlemeler yasal olmadığı gibi hakkaniyetli de değildir. Çalışma barışını da olumsuz etkilemektedir. Türk Veteriner Hekimleri Birliği olarak Ülkemizdeki 40 bin veteriner hekimi temsilen belirtmek isteriz ki Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna sunulan “Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ne veteriner hekimler de dahil edilmelidir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Şehidin 24 yıllık hatırası ailesi tarafından odasında yaşatılıyor Hatay’da yaşayan Şehit Piyade Uzman Onbaşı Haydar Şenel’in ailesi, evlatlarının hatırasını oğullarının eşyalarının bulunduğu odada yaşatıyor. Zeytin Dalı Harekatı bölgesinde teröristlerin havan saldırısında yaralanıp, tedaviye alındığı hastanede şehit olan Piyade Uzman Onbaşı Haydar Şenel’in (24) cenazesi, Hatay’ın Kırıkhan ilçesindeki mezarlık kompleksine defnedilmişti. Evlatlarının acısını ve üzüntüsünü ilk günkü gibi yaşayan baba Ahmet Şenel ile anne Özgül Şenel, şehit olan Haydar Şenel için bir yıl önce oda yapmıştı. Evlatlarının odasını bozmayan çift odaya Şehit Şenel’in kişisel ve askeri eşyalarını yerleştirerek hatırasını yaşatıyor. Her odaya girdiklerinde oğullarıyla sohbet ettiklerini dile getiren Şenel çifti, oğullarını çok özlediklerini belirterek evlatlarının odasına geldiklerinde özlem giderdiklerini söyledi. "Her bu odaya girdiğimizde kendisini hatırlıyoruz" Evladının şehadetinden bir yıl önce odayı yaptıklarını ve odada kimsenin kalmadığını ifade eden baba Ahmet Şenel, “Oğlum 13 Mayıs 2022 yılında yaralandı. Hastanede 19 gün sonra şehit oldu. Asker olmayı çok seviyordu. ’Baba vatan için görev yapmayı çok istiyorum’ demişti. Allah da kendine kısmet etti. Vatan sağ olsun şehit oldu. Her şeyde bir takdiri ilahidir. Kurban olduğum Allah oğlumda şehitliği görmüş. Bu odayı oğlum şehit olmadan bir yıl önce yapmıştık. Arkadaşlarım gelir, oturur sohbet ederiz demişti ve benimde hoşuma gitti. Odayı yaptık. Şehit oldu ve kendi odası diye düşündük. Her bu odaya girdiğimizde kendisini hatırlıyoruz. Bu odada; özel eşyaları var, değerli eşyaları var, resimleri, elbiseleri gibi oğluma ait her şey var. Yatağından ay yıldızlı bayrağı var. O yüzden gereken her şeyi yaptık. Ziyarete gelen olur ve ziyaretini yapar sonra çıkıp giderler. Sadece ziyaret olur ve odada kalma gibi durum olmaz. Şehit olduktan sonra kesinlikle kalan yok. Biz geliriz burada mesela akşamları geliyoruz. Gerçi aklımızdan çıkmıyor. Canımız sıkıldığında oturuyoruz ve kendisiyle sohbet ediyoruz. 5-10 dakika konuştuktan sonra çekip odamıza gidiyoruz. Oğlumu çok özledik ve çok seviyoruz. Çok iyi bir çocuktu ve çocukla çocuk, büyükle büyük olurdu” dedi. “Bu odaya geldiğimde kendisiyle konuşuyorum ve ben oğlumu yaşıyor olarak görüyorum” Oğlunun odasına her girdiğinde evladıyla konuşuyor gibi hissettiğini dile getiren anne Özgül Şenel, “Oğlum çok iyi bir insandı, sevilmeyi ve sevmeyi bilirdi. Şırnak’a askere gidip izne geldiğinde arkamızdaki yatakta uzanırken anne beni dizine alıp çocuk gibi sevsene dedi. Ben de dizime alıp oğlumu çocuk gibi sevdim. ’Anne senin hayallerini gerçekleştireceğim’ dedi. Ben ona gülerek şakasına Sibel Can gibi Bodrum’a gitmek istiyorum dedim. Bir gün bana dedi ki ’anne hazırlan Bodrum’a gidiyoruz’ dedi. 5 dakika içinde hazırlandım ve gerçekten de Bodrum’a gittik. Oteldeki insanlar sanki oğlumun uzman olduğunu biliyorlardı. Topluma girdiğimizde herkese saygı gösteriyordu. Bu odaya geldiğimde kendisiyle konuşuyorum ve ben oğlumu yaşıyor olarak görüyorum. Oğlumun gözlerine baktığımda benimle hemen konuşuyor” ifadelerini kullandı.
Ankara İçişleri Bakanı Yerlikaya:"41 ilde PKK/KCK’ya yönelik Jandarma tarafından son 10 gündür devam eden “Gürz-37" operasyonlarında 147 şüpheli terör örgütü mensubu yakalandı" İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, "41 ilde PKK/KCK’ya yönelik Jandarma tarafından son 10 gündür devam eden “Gürz-37" operasyonlarında 147 şüpheli terör örgütü mensubu yakalandı. Şüphelilerden; 30‘u tutuklandı. 17’si hakkında adli kontrol kararı verildi. Diğerlerinin işlemleri devam ediyor" dedi. Bakan Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada,41 ilde PKK/KCK’ya yönelik Jandarma tarafından son 10 gündür devam eden “Gürz-37" operasyonlarında 147 şüpheli terör örgütü mensubu yakalandığını kaydetti. Şüphelilerden; 30‘u tutuklandığını, 17’si hakkında adli kontrol kararı verildiğini belirten Bakan Yerlikaya, şu bilgileri verdi: "Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Jandarma Genel Komutanlığı Terörle Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; İl Jandarma Komutanlıklarınca; Adana, Adıyaman, Ağrı, Ankara, Antalya, Ardahan, Aydın, Batman, Bingöl, Bitlis, Bolu, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Eskişehir, Gaziantep, Hakkari, Hatay, Iğdır, İstanbul, İzmir, Kars, Kayseri, Kilis, Kocaeli, Konya, Kütahya, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Muş, Nevşehir, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak, Tekirdağ, Trabzon, Tunceli, Van ve Yozgat’ta düzenlenen operasyonlarda yakalanan şüphelilerin; PKK/KCK terör örgütü içerisinde faaliyet yürüttükleri, terör örgütüne finans sağladıkları, terör örgütünün gençlik yapılanması içerisinde bulundukları ve Sosyal medya hesapları üzerinden terör örgütü propagandası yaptıkları tespit edildi. Operasyonlar sonucu; çok sayıda örgütsel doküman ve dijital materyal ele geçirildi. Operasyonları koordine eden Cumhuriyet Başsavcılıklarımızı ve operasyonları gerçekleştiren Kahraman Jandarmamızı tebrik ediyorum."
Hatay Türkiye’de doğan 11 yaşındaki Suriyeli Raaf: “Türk milletine savaştan bizi korudukları için teşekkür ederim” Hatay’da bulunan Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan ailesiyle birlikte ülkesine dönen 11 yaşındaki Raaf Aldayek, “Türk milletine Suriye’deki savaştan dolayı bizi koruduğunuz için çok teşekkür ederim” dedi. Suriye’de 13 yıl süren iç savaşından ardından muhalif güçler, 61 yıllık Bass rejimine son vermişti. Ülkelerinde savaşın son bulmasıyla savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan Suriyeliler, yeniden ülkeye dönmeye başladılar. Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde bulunan Cilvegözü Gümrük Kapısı’ndan ülkelerine dönen Suriyeliler, umutla ülkelerine dönüyorlar. Türkiye’de en çok arkadaşlarını ve öğretmenlerini özleyecek olan Raaf Aldayek, Suriye’deki savaştan dolayı bizi koruduğunuz için çok teşekkür ettiğini söyledi. “Suriye’deki savaştan dolayı bizi koruduğunuz için çok teşekkür ederim” Suriye’ye dönüp eğitimine devam ederek doktor olmayı istediğini dile getiren Raaf Aldayek, “Ülkeme gideceğim için çok mutluyum. Babamı, ninemi ve dedemi göreceğim. Türkiye’den gideceğim içinde üzgünüm. Çünkü arkadaşlarımı bırakacağım. En çok arkadaşlarımı ve öğretmenlerimi özleyeceğim. Suriye’ye gittiğimde ilk babama sarılacağım. Çünkü babam bizden önce gitti ve 2 haftadır görmedim. Humus’a gideceğim. Humus’taki evimiz çok iyi durumda. Bazı boya ve tamir yaptırdık. Her şey tamam oldu. Benim ailem 7 kişilik oldu. Türk milletine Suriye’deki savaştan dolayı bizi koruduğunuz için çok teşekkür ederim. Eğitimime devam edeceğim ve doktor olmak istiyorum. İlk önce hastanede çalışacağım sonra kendime bir yer açacağım” dedi.
Nevşehir Kaybolan şahıs olayını kafatası aydınlattı Nevşehir’de geçtiğimiz yıl Kasım ayında bulunan kafatası kemiğinin bir yıl önce kaybolan 50 yaşındaki Abdullah Kestiren’e ait olduğu belirlendi. Olay, geçtiğimiz yıl Ocak ayında Nevşehir’de yaşandı. Metruk binalarda yalnız yaşayan Abdullah Kestiren’den yakınları uzun süredir haber alamadıklarını belirterek polise kayıp ihbarında bulundu. İhbar üzerine arama başlatan polis ekipleri, şahsın kaldığı düşünülen metruk binalarda ve çeresin de geniş çaplı arama-tarama çalışması yaptı. Özel eğitimli kadavra köpeklerinin ve iş makinelerinin de kullanıldığı arama çalışmalarından ilk başta bir sonuç alınamadı. Arama faaliyetlerini genişleten Nevşehir Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı Cinayet Büro ekipleri il genelinde bulunan güvenlik ve iş yerlerine ait kamera görüntülerini topladı. Yaklaşık 500 saatlik görüntüyü inceleyen polis ekipleri kaybolan Abdullah Kestiren’in son görüntülerine ulaştı. Abdullah Kestiren’in Camicedit Mahallesi Kasaplar Çarsısı’nda bulunan bir iş yerinin güvenlik kamera görüntülerini inceleyen ekipler, kayıp şahsın son görüntülerine de ulaşmış oldu. Polis ekipleri şahsın gidiş yönünde bulunan geniş arazide ve metruk binalarda tekrar arama çalışması yaptı. Bölgede bulunan metruk binalarda kalan ve Abdullah Kestiren ile arkadaşlık eden yaklaşık 15 kişinin de ifadesine başvuran polis ekipleri ifadelerden ve aramalardan da bir sonuç alınamadı. Geçtiğimiz yıl kasım ayında Raşitbey Mahallesi Şehit Asım Gökmen Sokak üzerinde bulunan bir metruk binanın bahçesinde bir insana ait kafatası kemikleri ve kıyafetleri gören metruk binanın sahibi durumu polis ekiplerine bildirdi. Olay yerinde inceleme yapan Cinayet Büro ekipleri ve Olay Yeri İnceleme ekipleri, evin bahçesinde bulunan kafatası kemiklerini ve kıyafetleri DNA testi için Adli Tıp Kurumuna gönderdi. Bölgede çalışmalarını genişleten ekipler, diğer kemik parçalarının bulunması için çalışma başlattı. Bölgede bulunan metruk binalar, mağaralar tek tek aranmasına rağmen başka hiçbir kemik parçasına rastlanmadı. Bölgede yapılan aramalarda sadece Abdullah Kestiren’e ait olan kıyafetler ve cep telefonu bulundu. Adli Tıp Kurumuna gönderilen kafatası kemiklerinin, yapılan DNA incelemesinde geçtiğimiz Ocak ayında kaybolan Abdullah Kestiren’e ait olduğu belirlendi. Polis ekipleri şimdi Abdullah Kestiren’in ölüm nedenini araştırıyor.