EKONOMİ - 25 Aralık 2019 Çarşamba 10:23

TESK Genel Başkanı Palandöken: “Sigortasız 7,6, kaskosuz 18,4 milyon araç var”

A
A
A
TESK Genel Başkanı Palandöken: “Sigortasız 7,6, kaskosuz 18,4 milyon araç var”

Sigortasız ve kaskosuz araç sayısının çok yüksek olduğunu hatırlatan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Ülkemizde Ekim ayı sonu itibarı ile 23,1 milyon aracın 7,6 milyonu sigortasız, 18,4 milyonu ise kaskosuz.

Sigortasız ve kaskosuz araç sayısının çok yüksek olduğunu hatırlatan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Ülkemizde Ekim ayı sonu itibarı ile 23,1 milyon aracın 7,6 milyonu sigortasız, 18,4 milyonu ise kaskosuz. Her yıl 500 bin ile 1 milyon arası araç kazaya karışıyor. Dolayısıyla trafikte sigortalı ve kaskolu araç sayısını artıracak hamleler yapılmalı. Sigorta şirketleri paket indirimler ile araç sahiplerine teşvik indirimi getirmeli” dedi.


Trafikte tehlike arz eden durumları ortadan kaldırmak için sigorta şirketlerinin elini taşın altına koyması gerektiğini vurgulayan Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Trafikte kazaya karışan araçlar hepimiz için tehdit oluşturuyor. Bazen suçlu yere, bazen hiç farkında olmadan kazaya karışabiliyoruz. Her ay 30 binin üzerinde, her yıl 500 bin ile 1 milyon arasında trafik kazası yaşanıyor. Dolayısıyla trafikte sigorta ve kaskonun olmanın önemi büyük. Türkiye Sigorta Birliği verilerine göre geçtiğimiz yıl Ekim ayı sonundan bu yıl Ekim ayı sonuna kadar sigortalı araç sayısı yüzde 3 artarken, kaskolu araç sayısı yüzde 3 azaldı. Geçtiğimiz yıldan bu yıla da hem sigorta hem kasko fiyatlarında yüksek oranlarda artış gerçekleşti. Trafikte herkes için tehdit oluşturan sigortasız ve kaskosuz araçların bu durumunu ortadan kaldırmak için sigorta şirketleri elini taşın altına koyarak fiyatlarda indirime gitmeli. Sigorta ve kasko paket indirimleri ile araç sahiplerini teşvik etmeli” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Elazığ Ticaret Borsası, STK temsilcilerini iftarda ağırladı Elazığ Ticaret Borsası yönetimi, kurum müdürleri, STK temsilcileri ve iş adamlarını geleneksel iftar programında ağırladı. Borsa bünyesinde düzenlenen geleneksel iftar programına, kentin önde gelen kurum müdürleri, STK temsilcileri, iş dünyasının değerli iş insanlarının katılımıyla gerçekleştirildi. Bu anlamlı buluşma, hem iş dünyasındaki dostlukların pekişmesine vesile oldu hem de Ramazan ayının huzur ve manevi atmosferini birlikte yaşama fırsatı sundu. Elazığ Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Dumandağ, programda yaptığı konuşmada Ramazan ayının birlik ve beraberlik ruhuna vurgu yaptı. Başkan Dumandağ, ‘’İftar davetimize katılarak bizleri onurlandıran tüm misafirlerimize ve değerli iş insanlarına gönülden teşekkür ediyorum. Ramazan ayı, yalnızca oruç tutmak değil, aynı zamanda toplumun her kesimiyle birlik ve beraberlik içinde olmanın, yardımlaşmanın, dayanışmanın önemini bir kez daha hatırladığımız, gönüllerimizi birleştirdiğimiz mübarek bir zaman dilimidir. Bugün burada, bu özel iftar sofrasında bir araya gelerek, hem manevi atmosferi hep birlikte soluyoruz, hem de şehrimize katkı sağlayacak projeler hakkında fikir alışverişinde bulunuyoruz. Ramazan ayının huzur veren atmosferiyle gerçekleştirilen bu buluşmaların, sadece bu yıl değil, önümüzdeki yıllarda da aynı sıcaklık, kardeşlik ve birliktelikle devam etmesini diliyorum. Bu anlamlı davetimize katılan herkese tekrar teşekkür ediyorum. Birlikte daha güzel yarınlara adım atacağımıza olan inancımızı yineleyerek, Ramazan ayının bizlere getirdiği huzuru her zaman kalbimizde taşımayı temenni ediyorum’’ dedi.
Elazığ FÜ çalışanlarına kadına yönelik şiddetle mücadele konulu eğitim Fırat üniversitesi çalışanlarına yönelik kadına yönelik şiddetle mücadele konulu eğitim verildi. Fırat Üniversitesi Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (FÜKÇAM) Müdürü Prof. Dr. Bahar Demirel’in açılış konuşmasını yaptığı programda "kadına yönelik şiddetle mücadele" konulu eğitimde, Elazığ Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünde öğretmen olarak görev yapan Dilek Tunç Akbulut, bir sunum gerçekleştirdi. Dilek Tunç Akbulut, kişinin kendisine, bir başkasına, grup veya topluluğa yönelik kasten uyguladığı ve ölüm, yaralanma, gelişimsel bozuk ve psikolojik zarara yol açan veya açması olası fiziksel güç ve tehdidinin şiddet anlamına geldiğini dile getirdi. Akbulut, kadına yönelik şiddetin tanımının ise kadınlara, yalnızca kadın oldukları için uygulanan veya kadınları etkileyen cinsiyete dayalı bir ayrımcılık ile kadının insan hakları ihlaline yol açan ve Kanunda şiddet olarak tanımlanan her türlü tutum ve davranış kadına yönelik şiddet olarak tanımlandığını söyledi. Akbulut, ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanunun, şiddete uğrayan, şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlediğini vurguladı. Akbulut, Şiddet Önleme Ve İzleme Merkezinin (ŞÖNİM), şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkin bir biçimde uygulanmasına yönelik olarak, Şiddete uğramış ya da şiddete uğrama riski bulunan kişilerin başvurabileceği, gerekli tedbirlerin alınması, devamı, değiştirilmesi, kaldırılması için müracaatların yapılabileceği, koruyucu ve önleyici tedbirlerin takibinin yapıldığı, danışmanlık, rehberlik ve yönlendirme hizmetleriyle, ihtiyaç duydukları konularda güçlendirici ve destekleyici hizmetleri veren, şiddet oluşmadan önlenmesine yönelik önleyici çalışmaların yapıldığı ve İzleme çalışmalarını yedi gün yirmi dört saat esası ile yürüten bir merkez olduğunu ifade etti. Fırat Üniversitesi Hastanesi 6. kat konferans salonunda 2 oturum şeklinde gerçekleştirilen "kadına yönelik şiddetle mücadele" konulu eğitime çok sayıda sağlık çalışanı katıldı.