GENEL - 14 Kasım 2019 Perşembe 14:57

Tedavileri tamamlanan 3 kızıl geyik yavrusu üretim merkezine gönderildi

A
A
A
Tedavileri tamamlanan 3 kızıl geyik yavrusu üretim merkezine gönderildi

Yaz aylarında kırsal kesimlerde yaralı ve bitkin halde bulunan 3 kızıl geyik yavrusu Afyon Kocatepe Üniversitesi Yaban Hayatını Kurtarma Rehabilitasyon Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi’ndeki tedavilerinin ardından Eskişehir Çatacık Parkı ve Geyik Üretim Merkezine gönderildi.

Yaz aylarında kırsal kesimlerde yaralı ve bitkin halde bulunan 3 kızıl geyik yavrusu Afyon Kocatepe Üniversitesi Yaban Hayatını Kurtarma Rehabilitasyon Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi’ndeki tedavilerinin ardından Eskişehir Çatacık Parkı ve Geyik Üretim Merkezine gönderildi.


Yaz aylarında yırtıcı hayvan saldırısına uğrayan 3 kızıl geyik, duyarlı vatandaşlar tarafından Doğa Koruma ve Milli Parklar 5. Bölge Müdürlüğü’ne teslim edildi. Yetkililer tarafından Afyon Kocatepe Üniversitesi Yaban Hayatını Kurtarma Rehabilitasyon Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi’ne (AKÜREM) getirilen geyikler burada rehabilite edildi. Sağlıklarına kavuşan 3 kızıl geyik yavrusu Doğa Koruma ve Milli Parklar 5.Bölge Müdürlüğü ekipleri tarafından AKÜREM’den alınarak, Eskişehir Çatacık Parkı ve Geyik Üretim Merkezine götürüldü. Burada yavru geyikler yaban hayatına alışmalarının ardından doğaya salınacak.


AKÜREM Müdürü Doç. Dr. Emine Hesna Kandır, 3 kızıl geyik yavrusunun tedavilerinin tamamlandığını söyledi. Kandır şöyle devam etti:


“Tedavisi tamamlanan yaklaşık 5-6 aylık yaşlarda 3 kızıl geyiği doğaya gönderiyoruz. Bunların 2 tanesi Afyon kırsalında bulundu. Bir tanesi yırtıcı hayvan saldırısına uğramış, diğeri ise bitkin haldeydi. Bir diğeri de Eskişehir’den gelmişti. Muhtemelen bir yırtıcıdan kaçarken ayağını kırmıştı. Bugün 3’de sağlıklı haldeler. Artık doğaya dönebilecek durumdalar. Tabi el ile biberonla büyüttük hepsini. İnsana alışıklar tamamen doğal bir ortama salmak gibi bir lüksümüz yok. Doğa Koruma Milli Parklar’a ait Eskişehir Çatacık’ta geyik üretme istasyonu var. Orası doğal bir yaşam alanı geyikler için. Daha öncede büyüttüğümüz geyikleri hep oraya göndermiştik bugünde 3 yavrumuzu oraya gönderiyoruz. Çatacık’ta çok geniş bir büyük bir arazi. Çok fazla insanla iletişim halinde olmadıkları için yabanileşebiliyorlar ve uygun zamanda doğaya dönebilecekleri yaşa geldikleri zaman yeniden doğa ile özgür bir şekilde buluşacaklar.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Erzurum’da 1 Mayıs’ta sessiz kutlama Erzurum’da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla düzenlenen etkinlikler sessiz ve olaysız geçti. Erzurum’da sendikalar 1 Mayıs kutlamaları çerçevesinde farklı alanlarda bir araya geldi. Havuzbaşı Kent Merkezi’nde Hak-İş tarafından düzenlenen kutlama programına 25 kişinin katıldığı gözlendi. Meydanda güvenlik önlemi alan polis sayısı ise katılımcılardan daha fazla oldu. Hak-İş İl Başkanı Erdoğan Çelik, Filistin başta olmak üzere, Suriye, Yemen, Libya, Afganistan, Irak, Somali, Arakan, Doğu Türkistan’da ve yeryüzünün bütün mazlum coğrafyalarında yaşanan insanlık dışı olaylara DUR demek için meydanlarda olduklarını belirterek, “Mazlum coğrafyalarda yaşanan insanlık dışı zulümlerin son bulması için uluslararası işçi hareketini duyarlılık göstermeye ve birlikte mücadeleye davet ediyoruz. HAK-İŞ olarak, Gazze’de ve Filistin’de şehit olan tüm kardeşlerimizi dua ve rahmetle yad ediyoruz. Yaralılarımıza acil şifalar diliyor, bir an önce soykırımın sona ermesini istiyoruz. HAK-İŞ olarak ülkemizi korumak için canlarını feda eden şehitlerimizi rahmet, gazilerimizi minnetle anıyoruz. Türkiye’de ve dünyanın dört bir yanında iş kazası ve meslek hastalıklarında hayatını kaybeden emekçi kardeşlerimizi dua ve rahmetle yad ediyoruz. HAK-İŞ olarak Türkiye Yüzyılının emeğin ve emekçinin yüzyılı olacağına inanıyor, işçilerimizden aldığımız güç ile geleceğe emin adımlarla yürüyoruz. HAK-İŞ olarak, Türkiye’nin geleceği, istikrarı, huzur ve güveni için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.” dedi. Konuşmanın ardından katılımcılar toplu fotoğraf çekimine katıldı ve sessiz bir şekilde dağıldılar.
Samsun Mali müşavirler yeşil pasaport istiyor Samsun Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (SMMO) Yönetim Kurulu Üyesi Oktay Ergör, meslek mensuplarına bir an önce yeşil pasaport hakkının verilmesini istediklerini söyledi. SMMO Yönetim Kurulu Üyesi Oktay Ergör ve üyeler, Atatürk Anıtı önünde basın açıklaması düzenledi. Oktay Ergör, çalışma şartlarının her geçen gün zorlaştığını belirterek, “Bizler kamu yarı için her türlü fedakarlığı yapan Samsun’da bin 65, ülke genelinde 130 bin kişiyiz. Bu ailenin baş sorumluluklarından biri olan beyan ve bildirimlerin sayısı her geçen gün artmakta bu beyan ve bildirimlerin içerikleri zorlaştırmaktadır. Aynı verilere dayalı olarak yapılan tekrarlı beyan ve bildirim yüklerinin hafifletilmesini istiyoruz” dedi. “Yeşil pasaport hakkının verilmesini istiyoruz” Yeşil pasaport ve diğer taleplerini de sıralayan Ergör, “Meslek mensuplarımıza bir an önce yeşil pasaport hakkının verilmesini istiyoruz. Uluslararası uygulamalarda olduğu gibi arabuluculuk yetkisinin meslek mensuplarımıza da verilmesinin bir hak olduğu kadar aynı zamanda bir zorunluluk olduğunu düşünüyoruz. Mali müşavirlik ve denetim hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması için bu hizmetlerdeki KDV oranının indirilmesini talep ediyoruz. Beyanname imzalatma sınırlarının tamamen kaldırılarak, bütün beyannamelerin mali müşavirler tarafından imzalatılması zorunluluğunun getirilmesini bekliyoruz. Stajyerlerimizin istihdamında işverene destek sağlanmasını, sigorta prim yükünün azaltılmasını istiyoruz. Meslek mensuplarımıza da KOSGEB destek programlarından ve KGF (kredi garanti fonu) destekli kredilerden yararlanma imkanının sağlanmasını talep ediyoruz. Kamu yararı için 130 bin mali müşavirin işlerini daha sağlıklı ve verimli bir şekilde yapabilmesi için haklı ve insani taleplerimizin ivedilikle hayata geçirilmesini bekliyoruz. Bilgisayar başında sabahlamak istemiyoruz, ailelerimize, çocuklarımıza zaman ayırmak istiyoruz. 1-20 Temmuz da mesleki tatilimizin şartlarının bir an önce gözden geçirilip Gerçek anlamda Tatil hakkımızı istiyoruz. Artık sabrımızın kalmadığını kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz” diye konuştu.
Van Uzmanlardan kene uyarısı: “Kesinlikle çıplak elle dokunmayın” Van’da sağlık uzmanları, havaların ısınmasıyla birlikte ortaya çıkan kenelerden bulaşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) virüsüne karşı vatandaşları uyardı. Havaların ısınmasıyla birlikte kenelerin aktivitesi artmaya başladı. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi virüsü, kırsal kesimlerde kentlere oranla daha fazla görülüyor. Hastalık genellikle yanlış müdahalenin bir sonucu olarak ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi belirtilerle kendisini gösteriyor. Van’da görevli sağlık uzmanları, KKKA’den korunmak için tarla, bağ, bahçe ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara gidilirken kenelerin vücuda girmesini engellemek amacıyla bireysel tedbirlerin alınması gerektiği uyarısında bulundu. “Herhangi bir aşı henüz geliştirilmemiştir” Konuya ilişkin konuşan Van İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Ferdane Şeyma Toplu, hastalığın genellikle enfekte kenelerin vücuda tutunması ve kan emmeleri sırasında bulaştığını belirtti. Kenelerin enfekte ettiği hayvanlardan ve hastalığa yakalanan kişilerden de hastalığın bulaştığını ifade eden Dr. Toplu, “KKKA ile mücadelede kullanabileceğimiz herhangi bir aşı henüz geliştirilmemiştir. Bu nedenle kişisel koruyucu önlemlerin alınması hastalığın kontrolünde ön planda yer alır. Bağ, bahçe, tarım arazisi, orman ve piknik alanları gibi kene açısından riskli alanlara gidilirken mümkün olduğunca vücudu örten giysiler giyinmelidir. Pantolon paçaları çorapların içine sokulmalı ve kenenin elbiseler üzerinde rahatça saptanabilmesi amacıyla açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir. Riskli alanlardan dönüşte ise kişiler hem kendi hem de çocuklarının vücutlarını saçlı deri, kulak arkası, ense, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası dahil olacak şekilde vücutlarında bir kene tutunması olup olmadığını kontrol etmelidir” dedi. “Çıplak elle öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır” Vücutta saptanan kenenin çıplak elle dokunmamak kaydıyla uygun bir araç kullanarak vücuttan uzaklaştırılması gerektiğini dile getiren Toplu, “Eğer bu mümkün değilse en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Burada önemli olan kenenin vücuttan bir an önce uzaklaştırılmasıdır. Çünkü kenenin vücuda tutulu olarak kaldığı süre uzadıkça hastalığın kişilere bulaşma ihtimali de artmaktadır. Vücuda tutunan bir kene veya hayvanların üzerinde bir kene saptanırsa bu keneler kesinlikle çıplak elle öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır. Keneleri vücuttan uzaklaştırmak amacıyla üzerine sigara basmak, alkol, kolonya, gazyağı gibi kimyasal maddeler dökmek gibi yöntemlere başvurulmalı. Vücuduna kene tutunan bir kişi 10 gün süreyle kendisini ateş, halsizlik, kas ağrısı, baş ağrısı, mide bulantısı, kusma veya ishal yönünden kontrol etmelidir. Eğer bu semptomlardan biri veya birkaçı gelişirse kişi en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır” diye konuştu. Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Uzman Dr. Esra Gürbüz ise, KKKA hastalığının havaların ısınmasıyla birlikte kenelerin aktif hale gelmesiyle görülen bir enfeksiyon hastalığı olduğunu belirterek, “Kene aracılığıyla bulaş gerçekleşen kişilerde iştahsızlık, ateş, ani yükselen ateş, bulantı, kusma, kas ve baş eklem ağrılarıyla seyreden, ağır vakalarda ise kanamalarla seyreden ölümcül ciddi bir enfeksiyon hastalığıdır. Hyalomma cinsi keneler tarafından bulaştırılan bu enfeksiyon, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde görülmekle birlikte, bu kenelerin doğal yaşam alanı olan Doğu Anadolu’nun kuzeyi, İç Anadolu’nun kuzeyi ve Orta Karadeniz Bölgesi’nde endemik olarak görülmektedir. Van ilinde ise çevre illerinden özellikle Bitlis, Hakkari ve Ağrı gibi illerde de sık görülen ciddi bir hastalıktır” şeklinde konuştu.