EKONOMİ - 28 Eylül 2024 Cumartesi 12:09

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Doğan: "Çiftçilerimizin destek ve kredilerden faydalanmaları için ÇKS kayıtları zorunlu"

A
A
A
Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Doğan: "Çiftçilerimizin destek ve kredilerden faydalanmaları için ÇKS kayıtları zorunlu"

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, 2025 yılı Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) başvuruları için son günün 31 Aralık 2024 olduğunu hatırlatarak, çiftçilerin destek ve kredilerden yararlanabilmeleri için kayıt işlemlerini bir an önce tamamlamaları gerektiğini vurguladı.


Doğan, ÇKS kayıtlarının çiftçilere sağladığı avantajlar ve neden mutlaka yaptırılması gerektiği konusunda önemli açıklamalarda bulundu.


Doğan, "Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS), Türkiye’deki çiftçilerin tarımsal faaliyetlerini ve üretim alanlarını kayıt altına almayı amaçlayan ulusal bir veri tabanıdır. ÇKS, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yönetilen bir sistem olup, çiftçilerin üretim alanlarını ve ürün bilgilerini kayıt altına alarak devlet desteklerinden faydalanabilmeleri için zorunlu bir uygulamadır. Bu kayıt sistemi, çiftçilerin resmi olarak tanınmasını sağlamakta ve devletin sunduğu tarımsal destek ve teşviklerden faydalanmalarına olanak tanımaktadır" dedi.


Doğan, ÇKS’nin çiftçilere sağladığı faydaları şöyle sıraladı:


"Devlet Desteklerinden Faydalanma: ÇKS kaydı bulunan çiftçiler, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından verilen mazot, gübre, tohum desteği, organik tarım teşvikleri gibi tarımsal desteklerden faydalanabilirler. Bu destekler, çiftçilerin üretim maliyetlerini azaltmakta ve tarımsal üretimlerini sürdürülebilir kılmaktadır. Kredi İmkanları: ÇKS’ye kayıtlı çiftçiler, Ziraat Bankası ve diğer tarım kredisi sağlayan finans kuruluşlarından düşük faizli kredilere erişim sağlayabilirler. Bu krediler, çiftçilerin tarımsal yatırımlarını finanse etmelerine ve üretimlerini artırmalarına yardımcı olur. Tarım Sigortası (TARSİM): ÇKS kaydı olan çiftçiler, tarım sigortasından faydalanarak olası doğal afetler, hastalıklar veya ürün kayıpları gibi risklere karşı korunabilirler. TARSİM sigortası, çiftçilerin yaşanabilecek zararları minimize etmelerini sağlayarak ekonomik güvence sunar. Üretimin Takibi ve Verimlilik Artışı: ÇKS, Türkiye’deki tarımsal üretim faaliyetlerinin resmi olarak izlenmesine olanak tanır. Böylece, çiftçilerin üretim alanları ve faaliyetleri devlet tarafından takip edilir ve bu veriler, çiftçilere yönelik daha etkin destek politikalarının geliştirilmesine katkı sağlar."


Doğan ayrıca, ÇKS kayıtlarının bağlı bulunulan ziraat odaları aracılığıyla yapıldığını ve başvuruların hızla sonuçlandırılması için çiftçilerin gerekli belgeleri eksiksiz olarak tamamlamaları gerektiğini belirtti.


Doğan ÇKS kayıtları için gerekli belgelerin ise şunlar olduğunu söyledi:


"ÇKS kaydı yaptırmak veya mevcut kaydını güncellemek isteyen çiftçilerin, bağlı bulundukları ziraat odalarına başvurması gerekmektedir. Başvurularda talep edilen temel belgeler şunlardır. Kimlik fotokopisi, tapu veya kira kontratı, çiftçilik belgesi, ve tarla ve üretim bilgileri. Başvuru sürecinde bu belgelerin eksiksiz olarak teslim edilmesi, kayıt işlemlerinin hızla tamamlanmasını sağlar."


Doğan, "Çiftçilerimiz için bu kayıtlar sadece bir formalite değil, haklarını koruyan, üretimlerini destekleyen ve ekonomik güvence sağlayan bir sistemdir. Çiftçilerimizin bu fırsatları kaçırmaması için 31 Aralık 2024’e kadar ÇKS kayıtlarını yapmaları son derece önemlidir" diye konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Deprem Bilimci Prof. Dr. Ercan: "Mersin’in sorunu zemin sıvılaşması ve buna bağlı hissedilen aşırı çalkalanma" Deprem Bilimci Yüksek Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Mersin’den fay geçmediğini ancak yıkım için fay gerekmeyip sarsıntının yeterli olacağını belirterek, "Mersin’in sorunu zemin sıvılaşması ve buna bağlı hissedilen aşırı çalkalanma" dedi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) tarafından ’Kentsel Dönüşüm ve Sürdürülebilir Şehirler Konferansı’ düzenlendi. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, MTSO Yönetim Kurulu Üyeleri, Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, Yüksek Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan ile sektör temsilcilerinin katıldığı toplantıda, kentsel dönüşüm süreci ve uygulamaları ele alındı. Üç oturumda tamamlanan konferansta afet yönetimi, dirençli ve sürdürülebilir kentler ile dünyadaki iyi uygulamalar, uzman konuşmacılar tarafından aktarıldı. Organizasyonun ikinci gününde ise konunun uzmanlarının katılımıyla Kentsel Dönüşüm Çalıştayı düzenlenerek Mersin’e ışık tutacak yol haritası belirlendi. "Kötü zeminde iyi yapı olmaz" Konferansın açılışında konuşan Yüksek Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, depremleri felakete dönüştürenin insanlar olduğunu belirtti. Depremin güneşin doğması kadar doğal bir doğa olayı olduğunu vurgulayan Ercan, bu nedenle depreme uygun bir yaşam sürülmesi gerektiğini ifade etti. Türkiye’de depreme yönelik bugüne kadar yürütülen çalışmaları anlatan Ercan, depremle mücadele noktasında Yapı Denetim Kuruluşları kurulduğunu hatırlattı. Ancak bunun tek başına yeterli olmayacağını vurgulayan Ercan, "Deprem yıkımlarının yüzde 65’i yerden gelen sorunlardan kaynaklanıyor. Kötü zeminde iyi yapı olmaz. Demek iyi yer seçeceksin. Bunu seçmek için de mutlaka Yer Denetim Kuruluşları kurulmalı. Yer denetlendikten sonra yapı denetim kuruluşu yapıyı denetlemeli" dedi. Yeri jeofizik ve jeoloji mühendislerinin denetlemesi gerektiğini kaydeden Ercan, bu denetimin ardından eğer uygun bir alansa daha yapı oluşmadan Yapı Güvenlik Belgesi çıkarılıp tapuya işlenmesi gerektiğini kaydetti. Yer ve yapı denetim kuruluşlarının aynı zamanda bir sigorta şirketi gibi çalışması gerektiğine dikkat çeken Ercan, "Yerde bir sıvılaşma olur, yapıda oturma yıkılma olursa bu kuruluşların yapının tüm sorumluluğunu üstlenmesi gerekir. Bunlar yapılırsa depremin adı felaket olmaz" diye konuştu. "Mersin’de rezonans çalışmasına başlanmalı" Konuşmasını Mersin’i değerlendirerek sürdüren Ercan, Mersin’den fay geçmediğini ancak yıkım için fay gerekmeyip sarsıntının yeterli olacağını ifade ederek, "Mersin’in sorunu zemin sıvılaşması ve buna bağlı hissedilen aşırı çalkalanma" dedi. Kentsel dönüşüm için sahil kesiminin tamamen yeşil alan olarak bırakılıp Toroslar’a doğru önce bir katlı yapılar arkasına iki-üç katlı yapılar yapılarak devam edilmesi gerektiğini belirten Ercan, "Toros Dağlarına istediğiniz kadar yüksek kat yapabilirsiniz" diye konuştu. Mersin’de tüm kentte vakit kaybetmeden rezonans çalışmasına başlanması, hangi bölgenin sarsıntıdan daha çok etkileneceğinin belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Ercan, bina kat sayılarının üniversitelerin çalıştığı sıvılaşma haritaları dikkate alınarak belirlenmesi gerektiğini kaydetti. Mersin’in Kahramanmaraş depremini 6 şiddetinde hissettiğini ve kentteki tüm zeminle yapıların yorulduğuna işaret eden Ercan, "Şu anda yerin eski özellikleri yok. Kenti depreme hazırlamak istiyorsanız önce göçü, nüfus artışını durdurup yapıları öyle planlamalısınız" değerlendirmesinde bulundu. Çakır: "İnsanımızı korumak zorundayız" MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır da bazı konuların ancak o konuda büyük bir sorun yaşandığında önem kazandığını, bazılarınınsa büyük yıkımlar, felaketler yaşansa da zamanla unutulduğunu ifade etti. Çakır, "Bu nedenle hepimiz kendimizle yüzleşmek zorundayız. Kendisiyle yüzleşmeyen toplumlar gelişemezler" dedi. Bu noktada ele alınması gereken konulardan birinin de kentsel dönüşüm olduğunu belirten Çakır, bugüne kadar yaşanan depremleri hatırlatarak, bu depremlerin ekonomik zararlarının ölçüldüğünü ancak yitirilen canların bedelinin ölçülemeyeceğini kaydetti. Çakır, "Bugün İstanbul’da beklenen deprem olursa Türkiye ekonomisinin yarısı yok olur deniyor. Böylesi bir depremde sadece maddi zarar mı yaşanır? İnsanımızı korumak zorundayız. İşte bu anlamda kongrenin büyük fayda sağlayacağına inanıyorum" diye konuştu. Doğan: Mersin’i depremlere hazırlamak adına her kesimle birlikte hareket etmek istiyoruz" 15 No’lu Mühendislik ve Mimarlık Meslek Komitesi Meclis Üyesi Güven Doğan ise hayata geçirdikleri proje kapsamında neler yaptıklarına ve neleri hedeflediklerine değindi. Mersin’i depremlere, doğal afetlere hazırlamak adına merkezi ve yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve kent dinamikleriyle birlikte hareket etmek istediklerini vurgulayan Doğan, bilimsel verilere dayanarak, kentsel dönüşüm uygulamaları, güçlendirme ve kentsel planlamayı hayata geçirip güvenilir bir yaşam alanı oluşturmak istediklerini kaydetti. Doğan, yürüttükleri faaliyetlerle kamuoyunu bilinçlendirip lobi faaliyetlerini yürütmeyi hedeflediklerini sözlerine ekledi.