EKONOMİ - 28 Eylül 2024 Cumartesi 14:08

Hisarcık Kutluhallar köyünde GES tesisi faaliyete geçti

A
A
A
Hisarcık Kutluhallar köyünde GES tesisi faaliyete geçti

Kütahya’nın Hisarcık ilçesi Kutluhallar köyünde içme suyu pompasının elektrik tüketimini karşılamak amacıyla başlatılan Güneş Enerjisi Sistemi (GES) tesisi tamamlanarak hizmete girdi.


Kutluhallar köyünde devlet-millet işbirliği ile köyün içme suyu pompasının elektrik tüketimini karşılamak amacıyla kurulumuna başlanan 7,5 KW elektrik üretim kapasitesine sahip tesis tamamlanarak kullanımına başlandı.


Köy muhtarı Talip Deve, GES projesine destek veren Hisarcık Kaymakamlığına, İlçe Özel İdareye ve köy halkına teşekkür etti.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Uzmanlar uyarıyor: “Normal doğum önerdiğimiz bir süreç, sezaryen büyük ameliyatlar sınıfında" Türkiye’de sezaryen oranlarındaki yüksekliğin önüne geçilmesi amacıyla birçok çalışma yapılırken uzmanlar da uyarıyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Tuğçe Hayret Öztürk, “Normal doğum önerdiğimiz bir süreçtir, sezaryeni sonuçta büyük ameliyatlar sınıfına sokuyoruz. OECD ülkeleri arasında sezaryen oranının en yüksek olduğu ülkelerden bir tanesi ülkemiz. Genelde bu kadar yüksek oranlarla çok karşılaşmıyoruz. Bir şey takıntı haline getirildiği zaman aldığımız sonuçlar çok doğru olmayabiliyor” Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) sezaryen oranının yüzde 10-15 düzeylerinde olmasını ‘kabul edilebilir’ bulurken Türkiye’de sezaryen oranlarının yüksekliği dikkat çekiyor. Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2023 Haber Bülteni’ndeki verilerde hastanede gerçekleşen doğumların canlı doğumlar içindeki oranı yüzde 97,5, sezaryenin canlı doğumlar içindeki oranı yüzde 61,5, ve primer sezaryenin(annenin ilk sezaryen doğumu) canlı doğumlar içindeki oranı 32,4 olarak yer aldı. Uzmanlar ise sıklıkla gebenin sağlık durumunun uygunluğu halinde normal doğumun tercih edilmesi gerektiğini sezaryenin bir ameliyat olduğuna dikkat çekerek uyarılarda bulunuyor. Esenyurt Necmi Kadıoğlu Devlet Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Uzm. Dr. Tuğçe Hayret Öztürk de gebelik planlaması, takip, tarama testleri ile doğum süreçlerine ilişkin bilgi verdi. “Normal doğum önerdiğimiz bir süreçtir” Gebelik öncesinin de hamilelik süreçlerinde önemli olduğunu söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Tuğçe Hayret Öztürk, “Doğum, planlamadan doğuma kadar giden süreçte yaptığımız çeşitli kontroller, tarama testleri ve sonucunda anne ve bebeği kucak kucağa evine gönderdiğimiz, güzel sonuçlanmasını umut ettiğimiz bir süreç. Doğum sürecini belirlemekte bütün bunların katkıları oluyor. Annenin sağlık durumu, daha önce geçirmiş olduğu ameliyatlar, hastalıklar olabilir gebeliği komplike eden bebeğin eşinin yani plesantanın önde olması, bebeğin kalp atışıyla ilgili herhangi bir sıkıntı, anne veya bebeğin sağlığını tehlikeye atabilecek acil olarak müdahale etmek gereken durumlar oluştuğunda sezaryenle sonuçlandırdığımız, onun dışında her şeyin yolunda gittiği durumlarda da normal doğum önerdiğimiz bir süreçtir. Vajinal olarak doğabilecek bir bebeğin normal doğumla aramıza katılmasını istiyoruz. Vajinal doğumlarda annenin bir an önce ayağa kalkabilmesi, daha hızlı, hayata katılması, bebeğine daha hızlı bakması gibi bir takım ekstra güzel özellikleri var. Sezaryen sonuçta büyük ameliyatlar sınıfına soktuğumuz bir batın ameliyatı. Sezaryen oranı Dünya Sağlık Örgütü’nün önerilerine göre yüzde 15-16’lar civarında, endikasyonlar dahilinde yapıldığı zamanlarda da bunun üzerine çok çıkmasını beklemiyoruz. Sezaryen uygulamasını gerektiren az sayıda endikasyon için bu kadar yüksek oranlar çok fazla beklemiyoruz. Hastaneden hastaneye değişmekle beraber yüzde 60’lar bazı hastanelerde yüzde 75-80’lere varan sezaryen oranı mevcut, bunu çok fazla istemiyoruz. Gereklilik halinde sezaryen mutlaka yapılmalı ama gereksiz durumlarda da bunun bir cerrahi olduğunu kendine ait riskler oluşturabildiğini ve annenin hayatıyla alakalı ilerleyen durumlarda da sorun oluşturabildiğini biliyoruz. Sezaryen sonrası vajinal doğum uygulamaları yapılabiliyor, sezaryene bağlı kesilerde yırtılmalar gözlemlenebiliyor” dedi. “Genelde bu kadar yüksek oranlarla çok karşılaşmıyoruz” Gebelik sürecinde takibin önemine dikkat çeken Uzm. Dr. Öztürk, “Annenin sağlık durumu gebeliğe elveriyor mu, önceden yapılması gerek, gebelikle alakalı herhangi bir risk oluşturabilecek durum var mı önceden tespit edip mümkünse müdahalesini yapıp o durumu toparlayıp akabinde gebelik planlanmasını öneriyoruz. Takiplerini ve tarama testlerini düzenli olarak yaptırmasını öneriyoruz. 2’li,3’lü tarama ve detaylı ultrason başta olmak üzere bir takım tarama testleri yapıyoruz. Bunlar bize bir risk, bir oran veriyor. Doğum uzun bir süreç, gebenin kendini neyin beklediğini bilerek bu sürece girmesi kendisi açısından da daha faydalı. Hastanelerde artık gebe okulları var. Eğitimler veriliyor, gebelik süreci, tarama testleri, çeşitli takipleri vs. acil durumları anlattıkları, doğum süreciyle ilgili bilgilendirildikleri, nefes egzersizleri dahil olmak üzere doğumu kolaylaştıracak egzersizler yapabildikleri gebe okulları var. ABD, bazı Avrupa ülkeleri gibi doğumun daha kanıksandığı ülkelerde normal doğum oranları çok daha yüksek. Son zamanlarda OECD (Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütü) ülkeleri arasında sezaryen oranının en yüksek olduğu ülkelerden bir tanesi ülkemiz. Genelde bu kadar yüksek oranlarla çok karşılaşmıyoruz. Mutlaka hekimleriyle temas ve takip halinde olarak bu süreci yürütmeleri gerekiyor. Bir şey takıntı haline getirildiği zaman aldığımız sonuçlar çok doğru olmayabiliyor" şeklinde konuştu. Öte yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ile hekimler, ebeler ve anne adaylarının katılımıyla geçtiğimiz günlerde tanıtımı yapılan Normal Doğum Eylem Planı anne ve bebek sağlığını korumaya yönelik çalışmalar çerçevesinde hayata geçirilmişti. Plan çerçevesindeki çalışmalar ile tıbben gerekli olmayan sezaryen oranlarının azaltılması ve normal doğumun özendirilmesi amaçlanıyor.
Elazığ Sezonun ilk dev turna balığı Keban Barajında yakalandı Elazığ Keban Barajı gölünde balıkçıların oltasına sezonun ilk dev turna balığı takıldı. 63 kilogram ağırlığında yaklaşık 1 buçuk metre uzunluğundaki turna balığının kilosu 350 liradan satışa çıkarıldı. Elazığ Keban Barajı gölünde avlanan balıkçıların oltasına sezonun ilk dev turnası takıldı. 63 kilogram ağırlığında 1 buçuk metre uzunluğundaki turna Kapalıçarşı’daki tezgahta görücüye çıktı. Balıkçı Ramazan Erdoğan, yakaladığı dev turna balığının kilosunu 300 ile 350 lira arasında bir fiyatla satışa sunduklarını, tezgaha iner inmez satıldığını ifade etti. ’’Siparişleri doldurduk’’ Bu senenin çıkan en büyük balığını getirdiklerini aktaran Erdoğan, ’’Sezonun ilk büyük turnası tezgahımıza geldi, biz şenlendirdi. 63 kilogram ağırlığında, 1 metre 24 santim uzunluğunda. Keban Baraj sularında çıktı. Şu anda sezonun ilk en büyük balığı ve inşallah daha büyükleri de gelecek. Müşterilerin yoğun bir ilgisi var. Böyle büyük bir balığın Elazığ’da çıktığına pek inanmıyorlar. Deniz balığı mı diye soranlar oluyor. Elazığ’ımızda daha büyük balıklarımız da geliyor. Kar biraz daha devam ederse ilerleyen dönemlerde daha büyük balıklar gelecek. Turna balığımızı et halinde satışa sunacağız. Kilosu 300 ile 350 lira civarında satılacak. Şu anda siparişleri doldurduk. Müşterilerimize yetiştirmeye çalışacağız. Çünkü yoğun bir talep var. Balığı veremediğimiz müşterilere de telafi edeceğiz” dedi.
İzmir IF Wedding Fashion İzmir’e 79 ülkeden ziyaretçi Bu yıl 18’incisi düzenlenen IF Wedding Fashion İzmir, 72 ilden ve dünyanın dört bir yanındaki 79 ülkeden toplam 14 bin 606 kişiyi ağırladı. Yerli ve yabancı katılımcılara, profesyonel ziyaretçilere, tasarımcılara, genç yeteneklere ve 2025 modasının sergilendiği renkli defilelere ev sahipliği yapan fuarda yeni iş birliklerine imza atıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İZFAŞ tarafından, Ege Giyim Sanayicileri Derneği partnerliğinde düzenlenen IF Wedding Fashion İzmir - Gelinlik, Damatlık ve Abiye Giyim Fuarı, hem ülkemiz hem de dünyanın dört bir yanından profesyonel ziyaretçileri ağırladı. 2025 koleksiyonlarının ilk kez sergilendiği IF Wedding Fashion İzmir, bu yıl da ünlü markaların ve genç yeteneklerin tasarımlarının yer aldığı ışıltılı podyumlarıyla göz kamaştırdı. Amerika’nın ünlü reality şovu “Gelinliğe Evet De” programının sunucusu ve dünyaca tanınan modacı Randy Fenoli, fuar katılımcısı ve Gelinlik Tasarım Yarışması onur konuğu jüri üyesi olarak tasarımlarını sergiledi. Fenoli hem katılımcı hem ziyaretçilerden büyük ilgi gördü. 2025 modasına yön verecek tasarımlar sergilendi 72 ilden 11 bin 496’sı yerli, Avustralya’dan Kanada’ya kadar 79 ülkeden 3 bin 110’u yabancı toplam 14 bin 606 sektör profesyoneli ziyaretçi ile fuar, sektörün küresel arenadaki önemli buluşma noktalarından biri haline geldi. Her kıtadan profesyonel ziyaretçiler fuarda katılımcılar ile ikili görüşmeler gerçekleştirip birçok anlaşmaya imza attı. Türkiye’nin gelinlik ve abiye sektöründeki öncü konumunu pekiştiren IF Wedding Fashion İzmir, bir kez daha moda dünyasının İzmir’den dünyaya açılan kapısı oldu. Fuar, sadece ürün çeşitliliği, ticari ilişkileri, ikili görüşmeleri, ihracata olan katkısı ile değil 2025 modasına yön verecek tasarımların sergilenmesi ve defilelerin düzenlenmesi gibi etkinliklerle de dikkat çekti. “Bir sonraki fuarda yine burada olmak isterim” Gelinlik Tasarım Yarışması da sektörün özgün tasarımlar ile dünya pazarında ön plana çıkması amacına katkı sağlamak amacıyla bu yıl 15. kez düzenlendi. “Köklere Dönüş” temasıyla düzenlenen yarışmada birinci Öztürk Yıkılmaz, 75 bin TL ödül ve IF Wedding Fashion İzmir 2025’te Performans Defilesi hakkı kazandı. İkinci Habibe Çakır 50 bin TL, üçüncü Eren Timoçin ise 25 bin TL ödülün sahibi oldu. Fuarın onur konuğu ve Gelinlik Tasarım Yarışması jüri üyesi olan ünlü modacı Randy Fenoli, “Dokuz yaşındayken annemin dikiş makinasında anneme bir elbise dikmiştim, o günden bu yana moda dünyasının içindeyim. 1993 yılından bu yana gelinlik tasarımı yapıyorum. 2007 yılında ‘Gelinliğe Evet De’ programının yapımcı ve sunucusu oldum. Program 160 ülkede yayınlandı. Dünyada tanınan bir tasarımcı oldum. Koleksiyonlarım 60’tan fazla ülkede satılmakta. Amerika’dan Avrupa’ya birçok etkinlik ve fuara koleksiyonlarımı göstermek için katılıyorum. IF Wedding Fashion İzmir’de olmaktan çok mutluyum. İki şeyin altını çizmek isterim. Birincisi; açılış töreni mükemmeldi. Burada tasarımcı yarışması jürisi olmak benim için çok heyecan vericiydi, çünkü yıllar önce ben de ödül almış bir öğrenciydim ve bana büyük bir ilham kaynağı olmuştu. İkincisi, fuarda düzenlenen karma defilenin kapanışını koleksiyonlarımdan 5 elbisemle yapmaktı. Gözlemlediğim en önemli şey, buraya dünyanın dört bir yanından satın alıcıların gelmesi. Onlarla tanışmak, kültürlerini tanımak beni çok memnun etti. Bu fuara herkesi davet ediyorum. Bir sonraki fuarda yine burada olmak ve onlarla burada buluşmak isterim” dedi. “Yeni anlaşmalara imza attık” Fuara katılan firma temsilcilerinden Jamila - Erdoğan Kulu: “Yıllardır modanın içindeyiz, sadece abiye çalışıyoruz. İzmir firmasıyız. Avrupa’ya ihracat yapıyoruz, savaştan önce de Ortadoğu’ya ihracatımız vardı. Fuarda, Meksika’dan ABD’ye kadar birçok yeni müşteriyi ağırladık ve yeni iş birliklerine satış anlaşmalarına imza attık. Güney Kore’den gelen alıcıları bu yıl ilk kez gördüm. Tabii bunlar fuarın avantajı. 11 yıldır katılıyoruz fuara.” “Çok iyi hazırlanılmış bir fuar” Torres Ceremonia - Serdar Çakırlı: “Fuarın ilk yılından bu yana katılımcıyız. 28 ülkeye ihracat yapıyoruz. Sadece damatlık sloganı ile dizayn ve tasarım hizmeti veriyoruz. Milano’da bir mağazamız var. Bu yıl fuarda gözlemlediğimiz en önemli husus yeni ziyaretçilerle birlikte çok farklı müşterilerin farklı ürün talepleri oldu. Daha çok dizayn ve tasarım yaptığımız ürünlere talep var. Müşterilerimiz memnun bir şekilde siparişlerini geçti. Avustralya’dan, Kanada’dan siparişler aldık, zincir mağazalar geldi. IF Wedding Fashion İzmir, otelinden transferine ve tüm organizasyonlarına kadar çok iyi hazırlanılmış bir fuar. Dünyanın dört bir yanındaki fuarlara gidiyoruz, ancak buradaki ikili ilişkileri ve organizasyonu başka hiçbir fuarda göremiyoruz.” “İyi ki gelmişiz” Filiz Çekil Bridal Atelier - Filiz Çekil: “Tasarımcı ve firma sahibiyim. Bursa’dan geldik, iki mağazamız var. Bu yıl ilk defa katıldık ve defile gerçekleştirdik. Çok güzel bir defile oldu. Mutluyuz, güzel dönüşler aldık, yabancı ağırlıkta iyi bağlantılar yaptık. Çok memnun kaldık ve iyi ki gelmişiz diyoruz. Önümüzdeki yıl yine katılacağız.” “Fuar heyecan kattı” Niobe - Oğuz Sümer: “45 yıllık bir İzmir firmasıyız. Avrupa’da 12 ülke ve 70 ile ürünlerimizi gönderiyoruz. Fuarda olmaktan çok mutluyuz ve keyifli bir fuar geçirdik. Katılım ve ilgi çok iyiydi, yüzde 50’si yabancı, karma bir ziyaretçi oldu. İyi ki katılmışız diyoruz. Herkes memnun. Piyasada sıkıntı olmasına rağmen fuar heyecan, keyif kattı.” “Beklediğimizin kat kat üstündeydi” Günbeyi Group-Şenol Günbeyi: “1995 yılında kurulan bir aile şirketiyiz. Tasarımlarımızı dünyanın dört bir yanına ihraç ediyoruz. İstanbul’da 5 şubemiz var. Tek bir firma olarak değil Günbeyi, Rojbey ve Belley olmak üzere grup halinde katılıyoruz. Müşteri ilgisinden gayet memnunuz. Piyasada bir düşüş var, ancak fuar beklediğimizin kat kat üstündeydi. Satışlardan memnunuz, iç ve dış piyasadan, birçok ülkeden müşteri geldi.”
Konya Konya’da 19 yaşındaki kızı darp eden gençten “kendi kendini yaraladı” savunması Konya’da 2 yıl önce arkadaş ortamında tanışarak arkadaşlık yaptığı sonrasında kendisinden ayrılmak isteyen 19 yaşındaki üniversite öğrencisi kızı uzun süre darp kişinin, ifadesinde suçlamaları kabul etmeyerek, genç kızla gittikleri gece kulübünde sinir krizi geçirip kendi kendini yaraladığını ileri sürdüğü öğrenildi. Konya’da Selçuk Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi 2. sınıf öğrencisi 19 yaşındaki S.A., 24 yaşındaki H.S. ile yaklaşık 2 yıl önce arkadaş ortamında tanışarak arkadaşlık etmeye başladı. Birkaç gün önce ilişkisini bitirmek isteyen üniversite öğrencisi S.A.’yı 23 Kasım akşamı arayan ve ısrarla görüşmek isteyen H.S., yanında B.T. ile birlikte genç kızı kaldığı öğrenci yurdundan aldı. Bir eğlence merkezine giden ve mekandan da çıkan H.S., yanındaki arkadaşı B.T. ile genç kızı önce otomobilde ardından eve götürüp orada dövdükten sonra ise genç kızı yaralı halde yurdun önüne bırakıp kaçtı. S.A., olayın ardından hastaneden aldığı darp raporu ile kendisini darp eden H.S. ve yanında bulunan arkadaşından şikayetçi oldu. Şikayet sonrası gözaltına alınan ve suçlamaları reddeden H.S., adli kontrolle serbest bırakıldı. “Kendisine alkol aldırdığım için pişman olduğumu söylemek için mesaj attım” 19 yaşındaki üniversite öğrencisi kızı darp eden şüpheli H.S.’nin ifadesinde hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, S.A. ile gittikleri gece kulübünde bir konudan dolayı sinir krizi geçirdiğini, daha sonra kendi kendini bilerek yaraladığını söylediği öğrenildi. Şüpheli H.S.’nin, "S.A.’ya attığım mesaj ’pişmanım’, anlamı ise, onu gece kulübüne götürerek kendisini yaralamasına üzüldüğüm, kendisine alkol aldırdığım için pişman olduğumu söylemek için bu mesajı attım" diye kendini savunduğu öğrenildi. Sulh Ceza Hakimliğinin H.S.’yi serbest bırakma gerekçesinde ise, "H.S.’nin üzerine atılı nitelikli cinsel saldırı suçunun vasıf ve mahiyeti, soruşturma dosyası içerisinde bulunan savunması, S.A.’nın beyanı ve tüm dosya kapsamında değerlendirildiğinde suçun işlendiğine dair kuvvetli suç şüphesini ortaya koyan somut delillerin bulunduğu, şüphelinin kaçma şüphesinin bulunması, isnat edilen suçun kanunda gösterilen ceza miktarı ve Cumhuriyet Savcısının talebi göz önüne alınarak adli kontrol hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir" denildi.
İstanbul Yedikule’de ’Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı’ etkinliği: "Önlenebilir bir hastalık" Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı çerçevesinde Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde kanseri atlatmalarının üzerinden yaklaşık 10 yıl geçen vatandaşlar yaşadıkları süreci anlattı. Farkındalığın önemine dikkat çekilen etkinlikte Başhekim Prof. Dr. Nurettin Yiyit ise erken tanı ve tedaviye vurgu yaptı. Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı etkinlikleri çerçevesinde Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde bilinç düzeyini artırmak ve erken teşhisin önemine dikkat çekmek amacıyla program düzenlendi. Etkinliğe Başhekim Prof. Dr. Nurettin Yiyit, sağlık çalışanları, hastalar ile yakınları katıldı. Hekimler ve hastaların üzerinde "Akciğer Kanserinde Erken Tanı Hayat Kurtarır" yazılı tişörtler giydiği programda Göğüs Cerrahisi Bölümü’nden Prof. Dr. Muzaffer Metin, Prof. Dr. Levent Cansever ve Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Murat Kıyık akciğer kanseriyle mücadelede güncel gelişmeler ve tedavi yaklaşımlarını hakkında bilgiler verdi. Uzmanlar, hastalığın önlenebilir olduğunu ifade ederken etkinliğe katılan akciğer kanserini yenmelerinin üzerinden yaklaşık 10 yıl geçen hastalar, deneyimlerini katılımcılarla paylaştı. Erken teşhisin hayat kurtarmadaki önemi bir kez daha vurgulandı. Etkinlikte kanserle mücadelede gösterdikleri kararlılık nedeniyle hastalara teşekkür belgeleri takdim edildi. Program, geleceğe nefes olmaları amacıyla katılımcılara fidanlar hediye edilmesiyle sona erdi.
Niğde Niğde Belediyesi’nden kaldırım işgaline geçit yok Niğde Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, kent merkezinde kaldırım işgallerinin önlenmesine yönelik denetimlerini aralıksız sürdürüyor. Ekipler kaldırım ve yol kenarlarına izinsiz konulan reklam panoları, bayrak, flama ve duba gibi malzemelere el koydu. Hem Zabıta Müdürlüğü’ne gelen şikayetler hem de CİMER ve ulakBEL aracılığıyla kendilerine ulaşan şikayetleri değerlendiren ekipler, uyarılara rağmen kaldırım işgaline devam eden işletmelerin yol kenarlarına ve kaldırımlara koyduğu materyalleri topladı. Kaldırımlarda vatandaşın rahat hareket edebilmesine engel olan reklam materyalleri ile yol kenarlarında araçların park alanlarını kapatan ayaklı tabela ve dubaları kaldıran Niğde Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, esnaf ve işletme sahiplerine yönelik uyarılarını yineledi. Niğde Belediye Başkanı Emrah Özdemir; konuyla ilgili yaptığı açıklamada, kullanım hakkı yayalara ait olan kaldırımlarda ne kaldırım işgallerine yol açan ne de şehir estetiğini bozan uygulamalara izin vermeyeceklerini belirtti. Kaldırım işgallerinin önlenmesi için Zabıta Müdürlüğü ekiplerinin başlattığı periyodik denetimlerin sık sık devam edeceğini ifade eden Başkan Özdemir, “Gelişen, dönüşen ve büyüyen Niğde’mizin; daha modern ve daha yaşanabilir bir kent olması yolunda başlattığımız çalışmalar kesintisiz devam edecek. Marka şehir Niğde’mizin modern kent kimliğinin korunması noktasında, kaldırım ve yol kenarlarında yapılan düzenlemeler de büyük önem taşıyor. Kaldırımlarımızda, cadde ve sokaklarımızda ve tüm güzergahlarımızda, bu alanları kullanan her vatandaşımızın hakkını koruyacak şekilde düzenlenmesi bizim öncelikli görevimizdir. Bu uygulamadaki amacımız, görüntü kirliliğini önlemenin yanında, yayalarımızın kaldırımları daha rahat kullanmasını ve sürücülerimizin araçlarını yol kenarlarına daha rahat bir şekilde park edebilmelerine imkan sağlamaktır” diye konuştu.