GÜNDEM - 28 Kasım 2024 Perşembe 09:48

Niğde Belediyesi’nden kaldırım işgaline geçit yok

A
A
A
Niğde Belediyesi’nden kaldırım işgaline geçit yok

Niğde Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, kent merkezinde kaldırım işgallerinin önlenmesine yönelik denetimlerini aralıksız sürdürüyor.


Ekipler kaldırım ve yol kenarlarına izinsiz konulan reklam panoları, bayrak, flama ve duba gibi malzemelere el koydu. Hem Zabıta Müdürlüğü’ne gelen şikayetler hem de CİMER ve ulakBEL aracılığıyla kendilerine ulaşan şikayetleri değerlendiren ekipler, uyarılara rağmen kaldırım işgaline devam eden işletmelerin yol kenarlarına ve kaldırımlara koyduğu materyalleri topladı. Kaldırımlarda vatandaşın rahat hareket edebilmesine engel olan reklam materyalleri ile yol kenarlarında araçların park alanlarını kapatan ayaklı tabela ve dubaları kaldıran Niğde Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, esnaf ve işletme sahiplerine yönelik uyarılarını yineledi. Niğde Belediye Başkanı Emrah Özdemir; konuyla ilgili yaptığı açıklamada, kullanım hakkı yayalara ait olan kaldırımlarda ne kaldırım işgallerine yol açan ne de şehir estetiğini bozan uygulamalara izin vermeyeceklerini belirtti.


Kaldırım işgallerinin önlenmesi için Zabıta Müdürlüğü ekiplerinin başlattığı periyodik denetimlerin sık sık devam edeceğini ifade eden Başkan Özdemir, “Gelişen, dönüşen ve büyüyen Niğde’mizin; daha modern ve daha yaşanabilir bir kent olması yolunda başlattığımız çalışmalar kesintisiz devam edecek. Marka şehir Niğde’mizin modern kent kimliğinin korunması noktasında, kaldırım ve yol kenarlarında yapılan düzenlemeler de büyük önem taşıyor. Kaldırımlarımızda, cadde ve sokaklarımızda ve tüm güzergahlarımızda, bu alanları kullanan her vatandaşımızın hakkını koruyacak şekilde düzenlenmesi bizim öncelikli görevimizdir. Bu uygulamadaki amacımız, görüntü kirliliğini önlemenin yanında, yayalarımızın kaldırımları daha rahat kullanmasını ve sürücülerimizin araçlarını yol kenarlarına daha rahat bir şekilde park edebilmelerine imkan sağlamaktır” diye konuştu.



Niğde Belediyesi’nden kaldırım işgaline geçit yok

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yenidoğan çetesi davasının görülmesine 9’uncu gününde devam ediliyor İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 9’uncu gününde devam ediyor. Duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıklar hazır bulundu. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava dokuzuncu gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nce adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıklar hazır bulundu. Bugün görülecek celse, tutuksuz sanıkların savunmasıyla devam edecek. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 47 sanığa ve 19 sağlık kuruluşuna yer verilirken 10 bebeğin ise hayatını kaybettiği belirtildi. İddianamede Fırat Sarı liderliğindeki ve yöneticiliğini İlker Gönen ile Gıyasettin Mert Özdemir’in yaptığı suç örgütünün esas amacının işletmesini devir aldıkları yeni doğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf ederek doluluğunu sağlamak, hastaların basamakları ile oynama yaparak SGK’dan üst sınırdan ödeme almak olduğu açıklandı. İddianamede çetenin hastaların mevcut durumlarını, evrak işlemlerine farklı yansıtarak (entübe olanı entübe olmayan, entübe olmayanı entübe olan, kullanılmayan ilaçları kullanılmış şekilde) gibi yöntemlerle evrak sahteciliği yapıp SGK’ya fatura ettiği, hastaların mevcut durumlarını olduğundan daha ağır göstererek daha uzun süre yatış sağlayıp SGK’dan yüksek ücret tahsil ettiği ve bazı hasta yakınlarından fazladan ücret adı altında para almak gibi işlemlerle maddi çıkar elde ettiği de aktarıldı. Hazırlanan iddianamede yer alan şüphelilerin çoğunun sağlık çalışanı olduğu ve kazanılan kardan bu çalışanların da aldığı belirtildi. İddianamede 112 sevk sistemi bertaraf edildiği için bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği örgüt adına karlı gördüğü hastanelere yatışının yapıldığı, bu noktada amacın bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil maddi olarak en fazla kazanç elde edilmesi olduğu belirtildi. Bebeklerin her türlü enfeksiyona açık olan yeni doğan yoğun bakım ünitelerinde yatırılmasının kimi bebeklerde enfeksiyon kapma gibi rahatsızlıklara kimi bebeklerde ise ölüme dahi sebep olduğu da iddianamede kaydedildi. Şüphelilerin usulsüz şekilde düşümünü yaptıkları currosurf, infasurf gibi ilaçları hastaneden çıkartarak satıp maddi kazanç elde ettikleri, Özel Hastaneler Yönetmeliği’ne aykırı şekilde işletme devri yapılarak danışmanlık hizmeti adı altında Fırat Sarı liderliğindeki Yenidoğan Suç Örgütü’nün çok sayıda hastaneye az sayıda doktorla hizmet vermeye çalışması nedeni ile aslında sağlık hizmetinin doğrudan hemşire ve hatta hemşire yardımcıları ile verildiği bu nedenle bebek ölüm sayılarının arttığı da iddianamede kaydedildi. İddianamede hemşirelerin kendisini doktor olarak tanıttığı, bir kısım örgüt mensuplarının yenidoğan yoğun bakımlarını kapasitenin üzerinde doldurduğu, hemşireler eli ile usule aykırı gerçek olmayan epikriz raporları yazıldığı da açıklandı. Soruşturma kapsamında incelenen dijital materyallerde ise şüphelilerin "kötü hasta değerleri, iyi hasta değerleri" gibi şablon hasta değerlerinin yer aldığı ve çoğu zaman hastaların kan gazı, kan değerleri, enfeksiyon olup olmadığı gibi konularda gerçekte bir tetkik veya tahlil yapmadan kendi gözlemlerine göre bebeği iyi veya kötü olarak kategorize edip raporlarını şablon olarak tek elden, merkezden, hastane dışından yazdıkları iddianamede kaydedildi. Bu nedenle hangi bebeğe hangi tedavinin uygulanacağı yönünde tereddütler yaşandığı ve bebeklerin hayatını kaybetmesine kadar varan telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğduğu iddianamede kaydedildi. Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından ilgili hastaneler ve suç örgütünün faaliyetlerini incelemek ve raporlamak için görevlendirilen müfettişlerin bebek ölümleri ile ilgili olarak alanında uzman neotologlardan oluşan uzman heyetten aldığı görüşe göre hastanelerde tıbbi imkansızlıklar, erken teşhis ve tedavi olmaması, birebir yakın hekim kontrolü olmaması, gerekli tetkik ve tahlillerin yapılmaması, hayati öneme sahip ilaçların kesilmesi, 3. Düzey olmamasına rağmen 3. Düzey hasta kabulü yapılması, doktorların hastaların klinik takip ve tedavisini üstlenmedikleri, ölüm sebeplerinin doktorlar tarafından örtbas edilmesi, TPN sıvısı içerisine lipit multivitamin, fosfor ve magnezyum destekleri verilmemesi sonucu yeterli enerji protein desteği alamadığı için hastaların beslenme bozukluğuna sebep olunduğu, bebeğin kalbi düşmesine rağmen adrenalin kullanılmaması, hastaların uzun süre yatışı yapılıp uygun merkezlere sevk edilmemesi, ilaç hazırlanması ve saklanmasında ihmal gösterilmesi, hastalara protein ve lipit desteği yapılmaması, gerekli ilaçların uygun şekilde verilmemesi, uygun şekil ve süre canlandırma desteği uygulanmaması, sahte hasta dosyası düzenlenmesi, hastaya pasif ötenazi uygulanması nedeniyle bebeklerin hayat haklarının ellerinden alındığı şeklinde tespitler olduğu aktarıldı. İddianamede bazı bebeklerin yoğun bakıma girdikten sonra kilo alması gerekirken aksine ciddi kilo kaybı yaşadığı da aktarılırken, Yenidoğan Suç Örgütü’nün ve örgüte yardım eden hastane yönetimlerinin sırf giderleri azaltmak ve maddi menfaat temin etmek adına bebeklere yeterli besin verme işlemini yerine getirmedikleri, tapelerde "TPN tüketimini azaltın" şeklinde talimatların yer aldığı da açıklandı. İddianame kapsamında sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen’in 10 kez ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘nitelikli dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve 11 kez ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Sanık Gıyasettin Mert Özdemir’in ise ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi’, ‘kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi. İddianamede diğer sanıklar hakkında benzer suçlardan değişen oranlarda hapis cezası talep edildi.
Mersin ’Tiyatro Seyretmeyen Çocuk Kalmasın’ projesi büyüyor Mersin Büyükşehir Belediyesinin, her çocuğun kültür ve sanatla tanışması amacıyla başlattığı ’Tiyatro Seyretmeyen Çocuk Kalmasın’ projesi, yeni çocuklarla büyümeye devam ediyor. Şimdiye kadar binlerce çocuğa ulaşan Şehir Tiyatrosu ekipleri, son olarak ‘İki Bavul Dolusu’ adlı çocuk oyununu Sevgi Evi’nde kalan çocuklar için sahneledi. Her çocuğun kültür ve sanatla tanışmasının yanı sıra hayal dünyasının gelişmesi amacıyla Büyükşehir Belediyesinin başlattığı ’Tiyatro Seyretmeyen Çocuk Kalmasın’ projesi sürüyor. Şehir Tiyatrosu ekipleri, proje kapsamında ’İki Bavul Dolusu’ adlı çocuk oyununu, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne bağlı Sevgi Evi’nde kalan çocuklar için sergiledi. Büyükşehir Belediyesi Ana Hizmet Binası’nda yer alan Çocuk Sahnesi’nde sahnelenen oyunu, çocuklar ilgi ve keyifle izledi. "Projemiz büyük bir başarı yakaladı" Şehir Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Ozan Erdönmez, hayata geçirilen proje kapsamında, Büyükşehir Belediyesi Çocuk Sahnesi’nde Nedim Buğral’ın yazdığı, Özgür Ahmet Gönenler’in yönettiği ‘İki Bavul Dolusu’ adlı çocuk oyununu sergilediklerini belirtti. Projenin, geçen yıl büyük bir başarı yakaladığını ifade eden Erdönmez, "Projemizi bu sezonda da devam ettirme kararı aldık. Okulların ara tatil olması dolayısıyla, çocuk oyunlarımıza ara vermek istemedik. Projemiz kapsamında; Belediye Ana Hizmet Binası’nda bulunan Mersin Şehir Tiyatrosu Çocuk Sahnesi’nde, Sevgi Evleri’nden küçük hanımları ve küçük beyleri ağırladık. Çocuklar, temsilden sonra mutlu bir şekilde ayrıldılar" dedi.
Aydın Aydın’da üreticilere hibe yem bitkisi tohumu dağıtılacak Aydın’da meraların ıslah edilmesi ve verimliliğinin artırılması hedefiyle hazırlanan proje bakanlık tarafından onaylanırken, üreticilere hibe yem bitkisi tohumu dağıtılacak. Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve Bakanlık tarafından onaylanan Mera Islah ve Amenajman Projesi, 2025 yılında Çine, Koçarlı ve Efeler ilçelerinde uygulanmaya başlanacak. Proje, Çine ilçesindeki Saraçlar, Hallaçlar, Kabataş ve Kırkışık mahalleleri, Koçarlı ilçesindeki Güdüşlü Mahallesi ve Efeler ilçesindeki Dereköy Mahallesi’ni kapsayacak. Projeyle birlikte meraların otlatma kapasitesinin artırılması, ot kalitesinin iyileştirilmesi, sürdürülebilirliklerinin sağlanması ve otlatma baskısının azaltılması hedeflenirken, proje kapsamında gübreleme, yabancı ot mücadelesi, çalı temizliği, otlatma planlaması gibi çalışmaların yanı sıra otlatmayı düzenleyici ve kolaylaştırıcı tesisler ile yapay mera tesisleri kurulacak. Ayrıca, meraların otlatmaya kapalı olduğu dönemlerde kaba yem ihtiyacını karşılamak amacıyla üreticilere hibe yem bitkisi tohumu dağıtımı yapılacak. 04-08 Kasım 2024 tarihleri arasında düzenlenen Mera Islah Projelerini Değerlendirme Toplantısı’nda projeler, Proje Değerlendirme Kurulu tarafından incelenerek uygun bulundu ve Bakanlık tarafından onaylandı. Projeler, Bakanlık tarafından gönderilecek ödenek ve çiftçi katkısıyla hayata geçirilecek. Konu ile ilgili Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada “Meraların ıslah edilerek otlatma kapasitelerinin artırılması, ot kalitesinin iyileştirilmesi, sürdürülebilirliklerinin sağlanması ve meralardaki otlatma baskısının azaltılması amacıyla 2025 yılından itibaren uygulanmak üzere İl Müdürlüğümüz Çayır, Mera ve Yem Bitkileri Şube Müdürlüğümüzce hazırlanan Çine İlçesi Saraçlar, Hallaçlar, Kabataş ve Kırkışık, Koçarlı İlçesi Güdüşlü ve Efeler İlçesi Dereköy Mahallesi Mera Islah ve Amenajman Projesi 04-08 Kasım 2024 tarihinde yapılan Mera Islah Projelerini Değerlendirme toplantısında Proje Değerlendirme Kurulu tarafından değerlendirilerek, projeler uygun görülmüş olup Bakanlıkça onaylanmıştır. Projeler kapsamında Bakanlık tarafından gönderilecek ödenek kullanılarak ve çiftçi katkısı sağlanarak, projeler çerçevesinde meralarda Gübreleme-Yabancı Ot Mücadelesi-Çalı Temizliği-Otlatma Planlaması, Otlatmayı Düzenleyici, Kolaylaştırıcı Yapı ve Tesisler ve Yapay Mera Tesisi kurulması, ayrıca meralardaki otlatma baskısının azaltılması ve meraların otlatmaya kapalı olduğu dönemde kaba yem ihtiyacının karşılanması amacıyla üreticilere hibe Yem Bitkisi Tohum Dağıtımı yapılması planlanmıştır” ifadeleri yer aldı.
Çorum Vazgeçilmez yemeklere bilimsel dokunuş: Patates, köfte ve pişi için en sağlıklı pişirme yöntemi araştırılacak Hitit Üniversitesinde yürütülen proje çerçevesinde, Türkiye’nin favori lezzetleri olan patates kızartması, köfte ve pişi için en sağlıklı pişirme yöntemlerinin ve yağ seçeneklerinin belirlenmesi hedefleniyor. Hitit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bülent Kabak’ın yürütücülüğünü üstlendiği proje çerçevesinde patates, köfte ve pişi için en sağlıklı pişirme yöntemi araştırılacak. Proje, TÜBİTAK 1002 Hızlı Destek Programı kapsamında desteklenmeye hak kazandı. Makine ve İmalat Teknolojileri alanında ihtisaslaşan Hitit Üniversitesi bünyesinde yürütülecek proje ile farklı pişirme teknikleri ve farklı yağ çeşitleri kullanılarak hazırlanan patates kızartması, köfte ve pişi ürünlerinde oluşabilecek toksik maddelerin etkisi analiz edilecek. Proje yürütücüsü Prof. Dr. Bülent Kabak, Türkiye’de en çok tüketilen ürünler arasında ilk sıralarda yer alan patates kızartması, köfte ve pişi gibi gıdaların çocukların sağlığını tehdit eden unsurlar barındırabildiğini söyledi. Başlattıkları projede sevilen gıda ürünlerinin derin yağda kızartma, fırınlama ve ’airfryer’ pişirme teknikleri ile ayçiçeği yağı, zeytinyağı ve palm yağı çeşitlerinin kullanılacağını kaydeden Kabak, “Projemizde belirlendiğimiz pişirme teknikleri ve yağ çeşitleriyle gıdalar üzerinde oluşabilecek toksik maddeler üzerinde bir analiz yapmayı planlıyoruz. Bu maddeler arasında sağlık için risk oluşturabilecek unsurlar bulunuyor. Çocukların ve ergenlerin bu maddelere olan maruziyetini en aza indirmek için en uygun pişirme yöntemlerini ve yağ seçeneklerini belirleyeceğiz" dedi. "Projemiz ile en güvenli yöntemler bilimsel verilerle açıklığa kavuşturulacak" Çalışmanın hem tüketicilere hem de gıda sektörüne önemli katkı sağlayarak güvenli pişirme tekniklerini ve yağ çeşitlerini ortaya koyacağını belirten Kabak, “Ev tipi hazırlık şartlarından hazır dondurulmuş ürünlere kadar geniş bir yelpazede yapacağımız incelemelerle, tüketicinin aklındaki tüm soru işaretlerini gidermeyi planlıyoruz. Projemiz ile en güvenli yöntemler bilimsel verilerle açıklığa kavuşturulacak" diye konuştu. Hitit Üniversitesinin ihtisaslaşma alanı çerçevesinde yeni projeler geliştirmeye devam ettiklerini ifade eden Kabak, gelecekteki bilimsel çalışmalara kapı aralamak adına proje kapsamında doktora öğrencileri Eylem Odabaş, Nimo Hussein Yussuf ve Fatma Öznur Afacan’ın yer aldığını sözlerine ekledi.