ASAYİŞ - 29 Aralık 2011 Perşembe 16:56

ÇATALAN İÇME SUYU TESİSİ DAVASI

A
A
A
ÇATALAN İÇME SUYU TESİSİ DAVASI

Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Aytaç Durak hakkında çeşmelerden akan içme suyunu ’Çatalan’ markasıyla Arap ülkelerine satmak için 1 milyon euro yatırımla belediye şirketine şişeleme fabrikası kurdurması konusunda açılan ’görevi kötüye kullanma’ davasında, Sayıştay "Suç yok" dedi.
Adana Su ve Kanalizasyon İdaresi (ASKİ), 2009 yerel seçimleri öncesinde Adana Büyükşehir Belediyesi’nin yüzde 99.7 hissesine sahip olduğu Beldetaş A.Ş. ortaklığında yaklaşık 1 milyon euro yatırımla günde 100 bin şişe 2 litrelik su dolumu gerçekleştirecek tesis kurdu. Aytaç Durak hakkında şişeleme fabrikasını izin almadan kurdurarak, belediyeyi zarara uğrattığı iddiasıyla ’görevi kötüye kullanmak’ suçundan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Adana 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, Aytaç Durak’ın kamu zararına neden olup olmadığı ve görevi kötüye kullanma suçunun oluşup oluşmadığı yolunda Sayıştay denetçilerinin rapor hazırlamasına karar verildi. Mahkeme, dava dosyasını Ankara Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesi kanalıyla Sayıştay’a gönderdi. Bugün devam eden duruşmada, Sayıştay denetçilerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetinin raporu okundu. Raporda, "Suç yok" denildi.
Geçen duruşmaya katılarak hakkındaki suçlamaların asılsız ve siyasi olduğunu ileri süren Başkan Durak, "Ben halen AK Parti’de olsaydım bu iddialar olur muydu? Ben AK Parti’den ayrıldıktan sonra bu iddialar gündeme geldi" demişti. Tesisin atıl durumda olmadığını da belirten Durak şunları söylemişti:
"Davaya konu tesis şu anda atıl vaziyette kalmadı ve ben görevden ayrıldıktan sonra gelir elde etmek için meyve suyu, aromalı gazlı su ürünleri üretiminde kullanılacaktır ya da kullanılmaktadır. Ayrıca şunu da belirtmek istiyorum; davaya konu şirketin sermayesinin yüzde 99’u Büyükşehir Belediyesi’ne ait olsa da, yüzde 1 hisse olarak Özel İdare de şirketin hissedarıdır. Bu bağlamda Özel İdare’nin başkanı da Adana Valisi’dir. Yani şirketin diğer ortağı da bir nevi Özel İdare ve validir."
Duruşma, davaya yeni katılan müşteki avukatının dosyayı incelemek için süre istemesi üzerine ileri bir tarihe ertelendi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Yumaklı: "Dişimizle tırnağımızla bir yere getirmiş olduğumuz, hakikaten çok emek sarf edilmiş bir takım şeyleri bunlara kurban etmemeliyiz" Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı "Bab-ı Ali Toplantıları-Büyüyen Küresel Gıda Sorunu ve Türk Tarım Sektörünün Konumu, Geleceği" konulu toplantıda konuştu. Bakan Yumaklı, Ana muhalefetin boykot çağrılarına karşı ekonomimizin önü ardı hiç düşünülmeden bu tür şeylere kurban edilmesinin doğru olmadığını ifade etti. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, "Bab-ı Ali Toplantıları - Büyüyen Küresel Gıda Sorunu ve Türk Tarım Sektörünün Konumu, Geleceği" Toplantısına katıldı. Beşiktaş’ta bir otelde düzenlenen toplantıda konuşan Bakan Yumaklı, "Tarım sektörü milli güvenlik kadar, savunma sanayi kadar önemli. Ülkelerin stratejik bakışlarında ilk üçün içerisinde mutlaka yer alan bir sektör olarak konuşulur. Küresel iklimin en büyük etkisi de yine bu son derece stratejik olan sektöre gelmiş durumda. "Büyüyen Küresel Gıda Sorunu ve Türk Tarım Sektörünün Konumu, Geleceği". Burada bir görüş alış verişinde bulunacağız. Tarım ve orman sektörü, gıda arzı ve güvenliğine sağladığı katkının yanı sıra bütün sanayiler içinde bir girdi teminini ifade eder. Dolayısıyla hem kırsal kalkınmada olan etkisi hem oluşturduğu istihdamla da modası asla geçmeyecek stratejik bir sektördür. Dünyada kırılma dönemlerine baktığımızda her zaman bir takım zorlukların sıkıntıların gerçekleştiğini görüyoruz. Her gün yeni bir gündemle uyanıyoruz. Gün içinde gündemimiz defalarca değişebiliyor. Hele ki son günlerde bunun örneğini çok yakında görüyoruz. Böyle dönemde kendimizi tarımsal üretimde, gıda-arz güvenliğinde güçlü tutmak zorundayız. Öncelikle bunun altını kuvvetlice çizmek istiyorum." dedi. "Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi ’Ambarın anahtarı kimdeyse güç ondadır’ prensibince hareket ediyoruz." diyen Yumaklı, "Birleşmiş Milletlerin (BM) yayınladığı bir rapora göre 2050 yılında yüzde 65’le yüzde 70 daha fazla gıda üretmemiz gerektiğini söylüyorlar. Bu nedenle bizim önümüzde kıldan ince kılıçtan keskin bir yol var. Biz bakanlık olarak bütün bunlardan sorumluyuz. Biz bütün bu kapsamda bakanlık olarak toplamda 165 bin arkadaşımızla beraber öncelikle ülkemizin gıda-arz güvenliğinin gerektirdiği hususları yerine getiriyoruz. Daha sonrada bizlerin ürettiklerine ihtiyacı olan bu ülkelerin de ihtiyacını gideriyoruz." dedi. 2024 yılı sonu itibariyle de 32,6 milyar dolarlık bir tarım ürün ihracatının söz konusu olduğunu söyleyen Bakan Yumaklı, "Çiftçiyi korumak ve tüketiciyi korumak’ bugün için bizim parolamız bu. Tarımsal destekler var. Ar-ge var. Sulamada çok ciddi yatırımlar halen yapılmaya devam ediyor. Bugün ülkemiz tarımsal hasılada Avrupa’da birinci, dünyada ilk 10 ülke arasında. 186 ülkeye 2 binin üzerinde tarım ve gıda ürünü ihraç ediyoruz. 2024 yılı sonu itibariyle de 32,6 milyar dolarlık bir tarım ürün ihracatımız söz konusu. Bu ihracatta katkısı olan çiftçisinden sanayicisine kadar, sektörün tüm paydaşlarına teşekkür etmek istiyorum." Önümüzdeki dönemde 5 ana temel üzerine tarımsal üretimin oturtulduğunu kaydeden Yumaklı, "Birincisi yapmış olduğumuz üretimin sürdürülebilir olması gerekir. Sürdürülebilir üretimin verimli olması gerekir. Sürdürülebilir ve verimli tarımsal üretimin elde ettiği çıktıların kalitesi olması gerekir. Bütün bunların kayıt altına alınması gerekir ki en çok mücadele verdiğimiz alanlardan bir tanesi ve son madde ise bütün bunlardan elde edilen gelirin tarım sektörüne yatırım olarak geri dönmesi. Bu 5 eksen etrafında şekillendirdik. Bu kapsamda son 2 yılda özellikle hayata geçirmek için mücadele ettiğimiz tarımsal üretim planlamasını 2024 yılı itibariyle hayata geçirdik. Yani şuanda bizim hasat edeceğimiz ürünler tarımsal üretim planlamasının ilk meyveleri olacak bu sene. Türkiye’nin kendi ürünlerini üreten ve katma değerli hale getirerek bunları pazarladığı bir ülke olması bizim açımızdan son derece önemli. Başka önemli bir konu ise tarımsal üretimin teknolojik ihtiyacı. 2025 yılını tarımsal teknoloji konusunda çok daha farklı bir perspektifi getirmek üzere projeler oluşturmaya ayırdık." dedi. Ana muhalefetin boykot çağrılarına ekonominin kurban edilmemesi gerektiğine işaret eden Yumaklı, "Ekonomimizin bu anlamda hakikaten hiç önü ardı düşünülmeden bu tür şeylere kurban edilmesinin doğru olmadığını bir kez daha kuvvetlice ifade etmek istiyorum. Dişimizle tırnağımızla bir yere getirmiş olduğumuz, hakikaten çok emek sarf edilmiş bir takım şeyleri bunlara kurban etmemeliyiz. Başka bir şeyi konuşuyoruz. Sizin ülkenizde gıda arz güvenliğiyle ilgili bir sorun olduğunda, bütün dinamiklerinizi ya da avantajlarınızı kaybettiğinizde ’bu ülkede işte bir siyasi görüş daha az etkilenecek öbürü hiç etkilenmeyecek’ diye bir şey yok. Herkes aynı şekilde etkilenecek. Dolayısıyla şapkamızı önümüze alıp düşünmemiz gerekir." dedi.