EKONOMİ - 20 Mart 2025 Perşembe 13:05

Zonguldak’ta e-ihracat zirvesi gerçekleştirildi

A
A
A
Zonguldak’ta e-ihracat zirvesi gerçekleştirildi

Zonguldak’ta e-ihracat politikaları ve destekleri, e-ihracatta gümrük ve lojistik işlemleri, yapay zekâ uygulamaları, pazar yerlerinde stratejiler ve markalaşma gibi konuların ele alındığı e-ihracat zirvesi gerçekleştirildi.


Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü ile Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası işbirliğinde bir otelde Zonguldak E-İhracat Zirvesi düzenlendi. Zirveye ZTSO Başkanı Metin Demir, ZTSO Meclis Başkanı Zafer Sağlam, BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, TTK Genel Müdürü Muharrem Kiraz, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Hasan Öztürk, Zonguldak Defterdarı Recep Serdar ve davetliler katıldı.



Zirveye çevrim içi katılan Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Mehmet Ali Kılıçkaya, e-ticaret ve e-ihracat alanında bakanlığın yürüttüğü çalışmalara ilişkin açıklamalarda bulundu. Son dönemde ticarette büyük bir dönüşüm yaşandığını belirten Kılıçkaya, Türkiye’de e-ticaret hacminin 2023 yılı itibarıyla bir önceki yıla göre yüzde 115 artarak 1.86 trilyon TL’ye (77,9 milyar dolar) ulaştığını söyledi.



Dünyada ticaretin iki ana konu üzerinde yoğunlaştığını belirten Kılıçkaya, bunların dijital dönüşüm ve yeşil dönüşüm olduğunu ifade etti. Ticaret Bakanlığı olarak her iki konuda da yoğun bir çalışma yürüttüklerini belirten Kılıçkaya, e-ticaretin son dört yılda yüzde 92 büyüdüğünü vurguladı.



Birkaç yıl önce e-ihracat alanındaki gelişmeleri öngördüklerini belirten Kılıçkaya, bu doğrultuda bir Daire Başkanlığı kurduklarını söyleyerek şu ifadelere yer verdi:


"Ticaret Bakanlığı olarak e-ticaretle, e-ihracatla ilgili birçok faaliyet yürütüyoruz. E ticaret son dönemin en önemli konularından bir tanesi. Bir istatistik vermek istiyorum. Dünyada da çok yoğun bir dönüşüm süreci yaşıyor ticaret ama Türkiye’den bir rakam vermek gerekirse 2023 yılı itibariyle bir önceki yıla göre yüzde 115 artarak 1.86 trilyon TL, yani 77,9 milyar dolarlık bir hacim var. E-ticarette oluşmuş. Ve son dört yılda da e-ticaretin hacmi 92 olarak artmış. Yani dünyada şu anda temelde iki konu konuşuluyor. Ticarette dijital dönüşüm, bir de yeşil dönüşüm. İki konuyla ilgili de bakanlığımız ve genel müdürlüğümüz yoğun bir çalışma içerisinde. Bu e-ticaret konusunda, e-ihracat konusunda biz bu süreci yaklaşık dört yıl önce, beş yıl önce gördük ve bir daire başkanlığı oluşturduk. Arkadaşlarımız yoğun bir çalışma yaptılar. Yoğun bir gayret gösterdiler sektörümüzle birlikte destek paketleri hazırladık. Yürürlükte şu anda desteklerimiz var. İhracat desteklerimiz var. Pazarlama olsun, sipariş karşılama olsun diye bütün başlıklarda biz çalışıyoruz, gayret gösteriyoruz. Sadece destekler olarak değil bu konunun nasıl yapılacağını, nasıl yönetileceğini ve e-ticaretin temel bileşenlerini yoğun bir şekilde çalıştık. Yani sadece destek verme noktasında değil bilgi verme noktasında, rehberler hazırladık. E ticaret nasıl yapılır? Dünyadaki trendler nasıldır? Hangi pazar yerleri daha ön plandadır? Bu pazar yerlerinde bizim firmalarımızın daha başarılı bir şekilde olabilmesi için nelere dikkat edilmesi gerekir gibi bütün enformasyonu çok yakından takip ediyoruz. Ve bu konuyla ilgili birçok toplantı, farkındalık çalışmalarını yürütüyoruz, rehberler hazırladık."



"Yeniden lider Zonguldak olma yolunda planlı adımlar atmaya çalışıyoruz"


Zonguldak’ın 1990’lı yıllara kadar Türkiye’nin yıldız vilayetlerinden birisi olduğunu hatırlatan Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Metin Demir ise "Son 30 yılda değişen dünya şartları, değişen ülke vizyonuna biraz da gecikmeli, geç kaldığı için ayak uyduramadığı için geriye düşmüş bir durumumuz var. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında da Zonguldak çok güçlü çok lider vilayetlerden birisi olacak. Hepimizin gayretleri bu yönde. Zonguldak yeni bir çabanın içerisinde, yeniden lider Zonguldak olma yolunda çok kararlı ve planlı adımlar atmaya çalışıyoruz" diye konuştu.


E-ihracat zirvesi, sunumlar ile gün boyu devam edecek.



Zonguldak’ta e-ihracat zirvesi gerçekleştirildi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İZTO Başkanı Özgenener’den tahmin güncelleme talebi İZTO Meclis Başkanı Mahmut Özgener yurtiçi talep, enflasyon, büyüme, ve faiz oranları arasındaki ilişkiye bakarak, mevcut tahmin setlerinde bir güncelleme yapılması gerektiğini belirtti. İzmir Ticaret Odası (İZTO) Mart ayı Olağan Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Selami Özpoyraz idaresinde, Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ve üyelerin katılımıyla gerçekleşti. Özgener, ekonomiye ilişkin güncel değerlendirmelerde bulundu. Finansal piyasalarda Türk Lirası varlıklardaki oynaklığın belirli bir seviyenin altına geldikten sonra, yurtiçi talep, enflasyon, büyüme ve faiz oranları arasındaki ilişkiye bakarak, mevcut tahmin setlerinde bir güncelleme yapılması gerektiğini belirten Özgener, "Geçtiğimiz hafta içinde uzun süredir stabil olan döviz kurları ciddi oranlarda değerlendi. Borsa sert bir şekilde geriledi. Ülkemizin 5 yıllık kredi risk primi CDS, 74 puan artarak, son bir yılın en yüksek seviyesine çıktı. Ülkemizin 10 yıllık tahvil faizi yüzde 28 seviyelerinden yüzde 33’e yükseldi. Bu oranı, kurlardaki değişim kadar kritik olarak değerlendiriyoruz. Merkez Bankası geçen hafta yaklaşık 25 milyar dolarlık rezerv satış yaparak, Türk Lirası’ndaki değer kaybını yüzde 3-4 arasında tutmaya çalıştı. Gecelik vadede borç verme faiz oranını 200 baz puan artırarak yüzde 44’den yüzde 46’ya yükseltti. Piyasadaki hem Türk Lirası, hem de döviz likiditesine yönelik müdahaleleri de devam ediyor. Bu müdahalelerle, hafta başı itibariyle bankaların Türk Lirası mevduat faizlerinin, geçen haftaya göre arttığını gözlemliyoruz. Bunlardan hareketle; Merkez Bankası’nın Türk Lirası’ndaki değer kaybını belirli bir oranda tutmak amacıyla, rezerv satışlarına devam edeceği ve Türk Lirası likiditesini kısma yolunu tercih edeceği anlaşılıyor. Yapılan açıklamalar bize, asıl amacın, mevcut yılsonu makroekonomik tahminlerinde kalıcı bir bozulmanın engellenmesini amaçlandığını gösteriyor. Finansal piyasalarda Türk Lirası varlıklardaki oynaklık belirli bir seviyenin altına geldikten sonra, yurtiçi talep, enflasyon, büyüme, ve faiz oranları arasındaki ilişkiye bakarak, mevcut tahmin setlerinde bir güncelleme yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Her halükarda, siyaset kaynaklı olarak oluşabilecek belirsizliğin azaltılmasının, ekonomik programla ilgili olarak maliyetlerin düşürülmesi ve programın başarılı olması için kritik bir önemde olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum" diye belirtti. "Birlik olmalıyız" Son günlerde yaşanan olayların üstesinden gelebilmek için birlik ve sağduyu mesajı veren Özgener, "Hepimiz biliyoruz ki Türkiye, tarihi boyunca birçok zorluktan geçmiş, ancak her defasında birlik ve beraberlik içinde, sağduyusunu koruyarak yoluna devam etmiş bir ülke. Türkiye’nin en büyük gücü, krizleri yönetme becerisi ve toplumun ortak aklıdır. Şimdiye kadar nice badireleri atlattık, bundan sonra da diyalog ve sağduyu ile her türlü zorluğun üstesinden gelebiliriz. Bugün yaşanan zorlukları aşmanın yolu da yine birlikte hareket etmekten, ortak aklı ve doğru politikaları devreye sokmaktan geçiyor. Toplumsal ve bireysel olarak haklarımızın bir bütünü olan "hukuk", adaletin tecelli etmesini sağlayan bir araçtır. Hepsinin üzerinde bir kavram olarak "hukukun üstünlüğü", ülkeler için toplum düzeni ve devlete güveni sağlamlaştıran vazgeçilmez bir norm oluşturmaktadır. Kurumları ve kavramları yıpratarak bir yere varamayız. Bunu yaparsak hepimiz bundan büyük zarar görürüz. Önünde sonunda hepimizin sığındığı değerler; adalet ve hukukun üstünlüğü olmalıdır" dedi. "Belirsizliğin bedeli çoktur" Yaşanan gelişmelerin ekonomiye yansımaları hakkında da açıklamalarda bulunan Özgener, "Siyasi akıştaki olayların, "belirsizlik" değil, "ölçülebilir risk" seviyesinde kalması gerekir. Finansal piyasaların seyri ve ekonomik aktivitenin sürdürülebilirliği söz konusu olduğunda, riskleri yönetebilir ve bir bedel ödesek de sonuçta aşabiliriz. Ancak; belirsizliğin getireceği bilinmezlerin bedeli çoktur. Öngörülebilirlik kavramını bu nedenle sıklıkla konuşmalarımda kullanıyorum. 20 aydır toplumunun her kesiminin büyük çabası ve özverisiyle uygulanan Ekonomik Program kapsamında, dezenflasyonist sürecin hızlanmasını, reel sektörün maliyetinin azalmasını, faiz oranlarının düşmesini ve krediye erişimin kolaylaşmasını bekliyoruz. Enflasyonla mücadelenin çok hassas dengeler üzerinde devam ettiği bu süreçte, hep birlikte çalışarak bugüne kadar elde ettiğimiz kazanımları riske atmamamız gerektiğini vurguluyoruz. Siyaset kaynaklı olayların, ekonomide bugüne kadar ödenen maliyetleri artırmaması ve ekonomik programın devamlılığı ile ilgili soru işaretleri oluşturmaması gerekir. Bunu sağlarken; tüm tarafların sorumluluk bilinciyle, verilecek kararların özellikle ülke ekonomimiz üzerinde etkilerinin etraflıca istişare edilerek alınmasının, hayati öneme sahip olduğunun altını bir kez daha çizmek istiyorum" açıklamasında bulundu.