ÇEVRE - 11 Ocak 2025 Cumartesi 13:18

Uzmanlar uyardı: "Yaban hayvanlarına bilinçsiz yem bırakmayın"

A
A
A
Uzmanlar uyardı: "Yaban hayvanlarına bilinçsiz yem bırakmayın"

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, doğaya yem bırakmanın bilinçli bir şekilde yapılması gerektiğini belirterek, kontrolsüz yem bırakmanın yaban hayatına zarar verebileceğini söyledi.


Van Gölü Havzası’nda doğaya yem bırakma uygulamaları, özellikle kış aylarında yaban hayvanlarına yardım etmek amacıyla sıkça gündeme geliyor. Ancak uzmanlar, bu tür uygulamaların plansız ve kontrolsüz bir şekilde yapılmasının ekolojik dengeye zarar verebileceği konusunda uyarıyor. Yaban hayvanlarının doğal yaşam alanlarının ve alışkanlıklarının korunmasının önemine dikkat çeken uzmanlar, bilinçsiz müdahalelerin uzun vadede olumsuz sonuçlar doğurabileceğini belirtiyor.



“Bilim insanlarının kontrolünde yapılmalıdır”


İHA muhabirine konuşan Van YYÜ Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, doğaya kontrolsüz şekilde yem bırakmanın yaban hayatına zarar verebileceğini belirtti. Bu tür uygulamaların yaban hayvanlarının doğal alışkanlıklarını ve habitatlarını bozabileceğini ve hastalıkların yayılmasına sebep olabileceğini ifade eden Prof. Dr. Aslan, “Merkezimiz Van Gölü Havzası’ndaki tüm yaban hayvanlarının sorunlarıyla ilgilenmekte ve ekolojik dengenin devamı için üretken çalışmalar yürütmektedir. Ancak son günlerde, yaban hayvanlarına kontrolsüz şekilde besin bırakma gibi uygulamalar yaygınlaşmıştır. Yaban hayvanlarına araştırma yapılmadan ve plansız bir şekilde yem bırakmak faydadan çok zarar getirebilir. Bu durum, yaban hayvanlarının alışkanlıklarının değişmesine, habitatlarının bozulmasına ve hastalıkların yayılmasına neden olabilir. Eğer doğa şartları yem bırakmayı gerektirmiyorsa, bu uygulama yalnızca Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ile bilim insanlarının kontrolünde yapılmalıdır” dedi.



“Ekosistemin doğal besin zinciri bozulabilir”


Yaban hayvanlarına bilinçsiz şekilde yem bırakmanın hayvanların doğal alışkanlığını değiştirdiğini dile getiren Aslan, “Kontrolsüz şekilde yem bırakılmasının habitatı bozulabileceğini, yaban hayvanlarının doğal alışkanlıkları değişebileceğini ve insan-hayvan çatışmaları artabilir. Ayrıca, yem bırakılan alanlara farklı türlerden hayvanların gelmesiyle çatışmalar yaşanabilir ve ekosistemin doğal besin zinciri bozulabilir. Dolayısıyla yaban hayvanlarına kontrolsüz yem bırakmak faydadan çok zarar getirir. Eğer kontrollü alanlar oluşturulmadıysa ve bir türün korunmasına yönelik bir plan yapılmadıysa, bu uygulamadan kaçınılmalıdır. Aksi halde, sahipsiz hayvanlarda olduğu gibi ileride büyük sorunlarla karşılaşabiliriz” diye konuştu.


Yaban hayvanlarının korunması adına yapılacak çalışmaların uzmanlar gözetiminde ve kontrollü bir şekilde yürütülmesi gerektiğini belirten Aslan, bilinçsiz müdahalelerin uzun vadede faydadan çok zarar getireceğini kaydetti.



Uzmanlar uyardı: "Yaban hayvanlarına bilinçsiz yem bırakmayın"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri İl Sağlık Müdürü Erşan’dan anne ve bebek sağlığı için iş birliği çağrısı Kayseri’de Sağlık Bakanlığı tarafından uygulamaya konulan ‘Normal Doğum Eylem Planı’ kapsamında değerlendirme toplantısı yapıldı. Kayseri İl Sağlık Müdürlüğü yöneticileriyle, Kayseri’de hizmet veren özel hastanelerin mesul müdürleri ve kadın doğum uzmanları katılım sağladığı toplantıda konuşan İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Erşan, normal doğumu teşvik etmek ve gereksiz sezaryen oranlarını azaltmak için tüm paydaşların iş birliği içerisinde çalışmasının önemine dikkat çekti. Dr. Erşan, “Normal doğum oranlarını artırmak sadece bir hedef değil, aynı zamanda anne ve bebek sağlığını koruma adına büyük bir sorumluluktur. Doğum öncesinde anne adaylarına, normal doğum ve sezaryen doğum arasındaki farkları iyi anlatarak, risk taşımayan durumlarda normal doğuma teşvik etmek biz hekimlerin önemli bir görevidir. Sağlık çalışanlarımıza yönelik çeşitli eğitim programları planlanmaktadır. Özel hastanelerde oluşturulmaya başlanan gebe sınıflarıyla özel hastanelerimize başvuran anne adaylarımızın da bilinçlendirilmesi hedeflenmekte. Bu süreci, tüm paydaşlarımızın desteğiyle iş birliği içinde sürdürmeyi planlıyoruz. Kamu ve özel hastanelerin eş güdüm içinde çalışması, eylem planının sahada etkin şekilde uygulanabilmesi için büyük önem taşımaktadır. Katılımlarınız için teşekkür ediyorum” dedi. Toplantıda Sağlık Hizmetleri Başkan Yardımcısı Uzm. Dr. Mehmet Kara, Türkiye ve Kayseri genelindeki normal doğum ve sezaryen oranlarına ilişkin istatistiksel verileri paylaştı. Eylem planı çerçevesinde uygulanacak stratejiler ve hedefler hakkında bilgilendirmelerin yapıldığı toplantı, katılımcıların görüş ve önerilerinin alınmasının ardından sona erdi.
Kayseri MHP’li Özdemir: “Muradımız Türkiye’deki etnik ve mezhepsel temelli toplumsal ayrışmanın ortadan kalkmasıdır” Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, Kocasinan İlçe Başkanlığı 9. Bölge Teşkilatı’nın açılış töreninde yaptığı konuşmasında, “Muradımız Türkiye’deki etnik ve mezhepsel temelli toplumsal ayrışmanın ortadan kalkmasıdır” dedi. Milliyetçi Hareket Partisi’nin her zaman millet için anlayışını şiar edindiğini söyleyen MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, “Milliyetçi Hareket Partisi, her zaman millete rağmen değil millet için, milletle beraber, milletle omuz omuza şiar edinmiş bir siyasi partidir. Bu anlamda da elbette ki siyasi parti olmanın gereğini yerine getirdiği gibi aynı zamanda bir teşkilat olma sorumluluğuyla da çalışmalarını sürdürmektedir. Biz kendimizi çalışmaktan geri durduramayız. Çünkü vazifemiz bu, sevdamız bu ve inancımız bu. Onun için beklemeyeceğiz, durmayacağız, gayret edeceğiz ve sayın genel başkanımızın belirlemiş olduğu Türk Milleti’ni daha ileri bir seviyeye, Türkiye’yi daha kutlu bir duruma ulaştırabilmek için gece demeden gündüz demeden inşallah gayret gösteriyoruz ve göstereceğiz. Milliyetçi Hareket Partisi, Cumhur İttifakı çerçevesinde de 2018 yılından bu yana Türkiye’ye kazandıracak, Türkiye hasımlarına kaybettirecek çok başarılı, gayretli, iradeli ve kararlı bir çalışma sistematiği içerisinde olmuştur” dedi. Özdemir, Türkiye’nin hem kendi milli güvenliğini sağladığını hem de mazlumlara sahip çıkacak bir duruş sergilediğini söyleyerek, “Bu çerçevede ülkemize yönelen beka tehditleri zaman içerisinde ortadan kaldırıldığı ve azaltıldığı gibi, çözülemez ve aşılamaz denilen sorunlar da yine Cumhur İttifakı anlayışıyla birer birer aşılmaya başlanmıştır. Küresel komplonun Orta Doğu’da kendisini baş gösterdiği bir dönemde yeni bölünme ve sınır çizme projelerinin dayatıldığı, bunların da bir yandan ikmal ve ticaret yolları projeleri altında gizlendiği diğer yandan da teolojik olarak gizli karanlık senaryolarda değerlendirilmeye çalışıldığı ve kabullenmeye zorlandığı bir dönemde Türkiye, hem kendi milli güvenliğini tesis edip bu hassasiyeti ortaya koyarken, diğer yandan mazlum durumda olan kim varsa hepsine kol kanat gerip sahip çıkacak bir duruşu da göstermiştir. İşte bu günlerde yaşadığımız konu da tam olarak budur” ifadelerini kullandı. “Muradımız Türkiye’deki etnik ve mezhepsel toplumsal ayrımcılığın ortadan kalkmasıdır” Muratlarının etnik ve mezhepsel olarak yapılan toplumsal ayrımcılığın yerini kaynaşmaya bırakması ve ortadan kalkması olduğunu söyleyen İsmail Özdemir, sözlerine şu şekilde devam etti: “Geride bıraktığımız haftalarda Türkiye’ye Lübnan Başbakanı bir ziyarette bulundu. Onun bu ziyarette söylediği bir söz emin olun bilhassa Orta Doğu’da yaşayan ve hatta bütün dünyada mevcut durumda zulüm altında olan toplumlarla beraber güçsüz konumda olan ülkelerin de ne düşündüğünü özetlemiştir. Lübnan Başbakanı aynen şunu söyledi: ’Bugün Orta Doğu bölgesinde karşı karşıya kaldığımız sorunlar, krizler varken biz önce Allah’a sonra Türkiye’ye güvenmemiz gerektiğini anladık.’ Durumun fotoğrafı bu kadar net. Türkiye ne yapmaya çalışıyor, Cumhur İttifakı ne yapmaya çalışıyor, Milliyetçi Hareket Partisi ne yapmaya çalışıyor, bu kadar nettir. Biz iç barışımızı sağlamlaştırıp daha büyük işler başarmak istiyoruz. Muradımız terörün Türkiye’de sonlanmasıdır. Muradımız uzun yıllardan bu yana Türkiye’de hakim kılınmak istenen bir yandan etnik temelli diğer yandan mezhepsel temelli toplumsal ayrışmanın yeni dönemde var olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile beraber yönetimde kaynaşmaya taşınmasıdır. Böylelikle ortadan kaldırılmasıdır. Rabbimiz inşallah hepimizi çıkmış olduğumuz bu kutlu yolda muvaffak eylesin diyorum.”