ASAYİŞ - 11 Aralık 2024 Çarşamba 11:15

35 aracın karıştığı feci kazada korku dolu anlar

A
A
A

Van-Erciş kara yolunda yoğun sis ve gizli buzlanmadan kaynaklı meydana gelen ve 1 kişinin hayatını kaybettiği iki ayrı zincirleme trafik kazasında belediye otobüsünün güvenlik kamerasına yansıyan korku dolu onlar yürekleri ağza getirdi.

Dün sabah saatlerinde Van-Erciş kara yolunun 35-40. kilometreleri arasında yoğun sis ve gizli buzlanmadan kaynaklı 35 aracın karıştığı iki ayrı zincirleme trafik kazası meydana gelmiş, kazada Bediha Ertuğrul (47) isimli kadın hayatını kaybederken, 83 kişi de yaralanmıştı. Hastanelere kaldırılan yaralılardan 53’ü taburcu edilirken, 9’u yoğun bakımda, 21’nin ise servislerde tedavisine devam ediliyor.

35 aracın karıştığı feci kazada korku dolu anlar

Van Büyükşehir Belediyesine ait Muradiye seferi yapan otobüsün iç kamerası görüntüleri yaşanan korkuyu gözler önüne serdi. Feci kazanın görüntülerinde, Van’dan Muradiye istikametine giden yolcuların panik ve korku anı yer aldı. Kazanın ilk saniyelerinde otobüs şoförü Harun Bucak’ın önlerinde yaşanan kazayı görüp soğukkanlılığıyla direksiyonu kontrol etmesi ve kaldırıma çıkması daha büyük bir facianın önüne geçti.

35 aracın karıştığı feci kazada korku dolu anlar

Kazanın ardından yolculara sakin olun uyarısında bulunan otobüs şoförü Bucak, otobüsün kapılarını açarak yolcuları tahliye etti. Güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerde, yolcuların otobüsü boşalttığı esnada arkadan gelen başka bir aracın otobüse çarptığı görülüyor. Bu kazanın ardından, otobüsten inen kaptan Bucak görülüyor. İkinci kazadan yaklaşık 1 dakika sonra yine bir aracın kazaya karıştığı görüntülerde yer alıyor.

35 aracın karıştığı feci kazada korku dolu anlar

Van-Erciş istikametinde seyir halindeyken, yolun sis nedeniyle görünmediğini ve gizli buzlanmadan kaynaklı yavaş hareket ettiğini anlatan otobüs şoförü Harun Bucak, kazayı fark ettiğinde ayağını frene tedbirli attığını belirtti. Bucak, “Öndeki kaza yapan araçların içerisine dalmamak için otobüsü kaldırıma çıkardım. Kaldırıma çıktığımda aracım durdu ve yolcularda bir sıkıntı olmadı. Kendim de sonradan aşağı indim” dedi.

35 aracın karıştığı feci kazada korku dolu anlar

Kazanın ardından otobüsten inen yolcuların kendisini tebrik ettiğini ifade eden Bucak, “Yolcular bana ‘kazanın içerisine girseydik çok kötü olacaktı. Allah razı olsun’ dediler. Beni tek tek öptüler. Biz indikten sonra da 3 araç arkadan otobüse çarptı. Bir araç da takla atarak geldi. Çok şükür yaralanmalarla bu faciayı atlattık. Daha büyük can kayıpları da olabilirdi” diye konuştu.

Yaşanan feci kazanın ardından otobüs içerisindeki yolcular ise şoförün davranışını takdir ederek ilk kazada bir şeyin yaşanmadığını, arkadan gelen araçların kazayı daha büyük bir boyuta taşıdığını söyledi.

Kader Çelik

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Kış aylarında eklem ve kas ağrılarına dikkat DÜZCE(İHA) – Dr. Rumeysa Samanci, fiziksel aktivitenin azalmasının eklem sertliğine ve kasların zayıflamasına yol açarak durumu daha da kötüleştirebileceğine vurgu yaptı. Kış aylarında eklem ve kaslarda ağrıların arttığına dikkat çeken Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Rumeysa Samanci, soğuk havanın tetiklediği ağrılardan korunmak için önemli bilgiler paylaştı. Samanci, kış aylarında eklem ve kas ağrılarının arttığına işaret ederek “Eklem ile ilgili şikayetler yıl boyunca görülebilse de, birçoğumuz kış aylarında rahatsızlığın belirgin bir şekilde arttığını fark ederiz. Ancak bilimsel veriler net olmasa da havalar değiştiğinde eklem ağrısı olan birçok insan için alevlenmeler çok gerçektir. Bazı insanların vücutları hava değişikliklerine karşı daha hassas olabilir. Birçok insan sıcak iklimlerde rahatladığını söylemektedir ancak yine de bunun ağrıları hafifleteceğine dair bilimsel bir kanıt yoktur” dedi. “Hava durumuyla ilgili bir dizi faktör eklem fizyolojisini etkileyebilir” Genellikle yaşlılar, kronik ağrı ve otoimmün patolojilerden muzdarip kişilerin soğuk havalarda şikayetlerinin kötüleşmesinin daha arttığını ifade eden Dr. Samanci, “Eklem sağlığınıza bağlı olarak özellikle yaşlanma, artrit veya daha önce travma geçirenlerde belirli hava şartlarının eklem ağrısını ve/veya sertliğini arttırabilir. Hava durumuyla ilgili bir dizi faktör eklem fizyolojisini etkileyebilir” şeklinde konuştu. Eklemlerin kolay ve ağrısız hareket sağlayan iki yapıya sahip olduğunu ifade eden Rumeysa Samanci, “Kıkırdaklar; saşınmayı azaltmak için kemik yüzeylerini yastıklar. Sinovyal sıvı ise; eklemi yağlayarak sorunsuz hareket etmesini sağlar. Sağlıklı sinovyal sıvı yumurta akı kıvamındadır. Ancak havalar soğuduğunda sinovyal sıvı kalınlaşır. Bu da kayganlığını azaltarak hareket sırasında eklem sürtünmesini artırır ve zamanla kıkırdağı aşındırır. Daha fazla sürtünme daha fazla ağrıya neden olur” dedi. Hava basıncı düştüğünde eklemlerin bunu hissederek tepki verdiğine işaret eden Öğretim Üyesi Samanci, “Eklem çevresindeki yumuşak dokular düşük hava basıncı altında hafifçe genişler. Bu durum eklem üzerindeki baskıyı artırarak sertlik ve hareket sırasında rahatsızlık veya ağrıya neden olur. Yüksek nem yumuşak doku şişmesine ve eklemlerde daha fazla rahatsızlığa neden olabilir. Bu durum özellikle soğuk ve yağmurlu havalarda geçerlidir” ifadelerine yer verdi. “Fiziksel aktivitenin azalmasının eklem sertliğine ve kasların zayıflamasına yol açar” Vücudun bağışıklık sisteminin soğukta daha aktif olabildiğini dile getiren Dr. Samanci, bunun da romatoid artrit gibi otoimmün artrit türleri olan kişilerde eklemlerde iltihaplanmaya yol açabildiğini kaydetti. Günlerin kısalması ve havanın soğuması, insanları yürüyüş veya yüzme gibi düzenli fiziksel aktivitelerden alıkoyabildiğini belirten Samanci, fiziksel aktivitenin azalmasının eklem sertliğine ve kasların zayıflamasına yol açarak durumu daha da kötüleştirebileceğine vurgu yaptı. Kış aylarında güneş ışığına daha az maruz kalmanın daha düşük D vitamini seviyelerine yol açtığını ifade eden Rumeysa Samanci, D vitamini sağlıklı kemiklerin korunmasında çok önemli bir rol oynadığını belirterek eksikliğinin kas ve eklem ağrılarına yol açtığını kaydetti. Mevsimsel diyet ve kilo alımının da kas ve eklemlere etkilerine değinen öğretim üyesi, “Sadece 3-5 kilo gibi küçük bir miktar kilo alımı bile zaten ağrılı olan eklemler üzerine çok daha fazla yük bindirerek daha fazla ağrıya neden olabilir” ifadelerine yer verdi. Soğuk havanın kasların ve tendonların sertleşmesine neden olduğunu dile getiren Dr. Rumeysa Samanci, “Bazı durumlarda kişi titreyebilir, bu da kaslar ısı oluşturmak için hızla gerildiğinde ve gevşediğinde meydana gelir. Bu, vücudun sıcak kalma yolunun bir parçasıdır, ancak özellikle kişi uzun süre soğukta kalırsa kas gerginliğine veya ağrılara neden olabilir. Soğuk hava kas gücünü, el becerisini veya yorgunluğu etkileyerek fiziksel aktivite sırasında kasların yaralanma riskini artırabilir” dedi. “Sıkı giyinin, susuz kalmayın!” Kış aylarında eklem ve kas ağrılarından korunmak için tavsiyelerde bulunan Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Rumeysa Samanci, “Sıcaklıklar düştüğünde kendimizi sıcak tutmak için ekstra özen göstermeliyiz. Sıcak tutan çoraplar ve ekstra katlar giyinmeliyiz. Banyo yapmak veya sıcak duş almak kasları gevşetecektir. Ayrıca dinlenirken kaslarımızı gevşetmeye yardımcı olması için ısıtıcı pedler uygulanabilir. Bu sırada dikkatli olunmalıdır, uzun süreli ısıtma pedleri kullanmak yaralanmalara veya yanıklara neden olabilir. Daha fazla ağrı veya sertlik hissettiğimiz günlerde, vücudumuzu çok fazla zorlayarak eklemlerimizi zorlamamalıyız. Bırakın o ağır kutuları başkası kaldırsın. Susuz kalmayın. Özellikle kuru kış aylarında hidrasyon önemlidir. Sıcak ve terli olmamanız sıvı kaybetmediğiniz anlamına gelmez. Kuru hava, cildiniz ve nefesiniz yoluyla nem kaybetmenize neden olabilir. Dehidrasyon, ağrı ve acıya karşı hassasiyeti artırabilir, eklem sıvısını ve kayganlığını azaltabilir ve kas kramplarına neden olabilir” ifadelerinde bulundu. “Sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürün!” Sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmenin önemine değinen Samanci, “Dengeli bir diyet, düzenli egzersiz ve stres yönetimi artrit semptomlarının yönetilmesine katkıda bulunabilir. Kilo alımını önlemek ve eklem sağlığını geliştirmek için meyve ve sebzeler ile yağsız proteinlerle dolu dengeli bir diyet uygulamak önemlidir. Bu sadece kilomuzu kontrol altında tutmamıza yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda eklemlerinizin güçlü kalmak için ihtiyaç duydukları vitamin ve mineralleri almasını sağlar. Eklem ağrıları azaltmaya yardımcı olmak için avokado, fındık, çilek, sarımsak ve yağlı balık gibi doğal olarak anti-enflamatuar özellikler içeren yiyecekler önemlidir. Ayrıca, iltihaplanmaya neden olabilecek işlenmiş gıdalar gibi sağlıksız seçimlerden kaçınmalıyız. Yumurta, süt ürünleri, peynir ve yağlı balıklar zengin D Vitamini kaynaklarıdır. Ağrınızı daha yönetilebilir hale getirmeye yardımcı olacak reçeteli ve reçetesiz ilaçlar hakkında doktorunuzla konuşun. Birçok kişi ağrıyı azaltan topikal kremlerden de rahatlama bulmaktadır. En önemlisi, özellikle dışarıda yürüyüş yapmanın mümkün olmadığı soğuk ve nemli günlerde, günümüze hareketli aktiviteler planlamalıyız. Hareket ilaçtır. Hava nasıl olursa olsun eklemlerimizi hareketli ve ağrısız tutmak için yapabileceğimiz en iyi şeylerden biridir” şeklinde konuştu. Uzun süreli geçmeyen ağrılar altta yatan sistemik bir hastalığın belirtisi olabileceğine işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Samanci, “Bu yüzden, ağrınız azalmazsa veya sürekli bir sorun haline gelirse mutlaka bir sağlık merkezine başvurmanızı öneririm” şeklinde açıklamasını tamamladı.
İstanbul Ağız kanseri riski: Erkeklerde daha fazla görülüyor Genellikle alt dudak, ağız tabanı ve dilde oluşan, mukozadan kaynaklanan bir kanser türü olan ağız kanseri, son dönemlerde yaygınlaşmasıyla dikkat çekiyor. Belirtileri arasında ağızda geçmeyen yaralar, beyaz veya kırmızı lekeler, ağız kokusu, çiğneme güçlüğü ve kilo kaybı bulunan ağız kanseri ile ilgili Radyoloji Uzman Hekimi Semih Tanrıverdi açıklamalarda bulundu. “Ağız kanseri erkeklerde 2 kat daha fazla görülüyor” İstanbul Gelişim Üniversitesi Diş Hastanesi Radyoloji Uzman Hekimi Dr. Semih Tanrıverdi, ağız kanserinin sıklıkla alt dudak, ağız tabanı, dil, bademcikler ve tükürük bezlerinin arkasında oluştuğunu belirtti. “Ağız kanserleri çoğunlukla çok katlı yassı epitelyum hücrelerinden kaynaklanıyor ve baş-boyun bölgesindeki en yaygın kanser türlerinden biri. Erkeklerde kadınlara oranla iki kat daha sık görülüyor. Bu yüzden düzenli doktor ve diş hekimi muayeneleri, erken teşhis için hayati önem taşıyor” dedi. Ağız kanseri riskini artıran en önemli etkenlerin tütün ve alkol kullanımı olduğunu vurgulayan Tanrıverdi, “Ağız kanseri vakalarının %90’ı sigara ve diğer tütün ürünlerini kullanan kişilerde görülüyor. Alkol alışkanlığı da eklenince risk daha da artıyor. Alkol tüketimi de ağız kanseri riskini doğrudan artırıyor. Dolayısıyla alkol tüketim miktarı arttıkça risk de büyüyor.” diyerek diğer risk faktörlerini güneş ışınları, ailede kanser öyküsü ve kronik yaralar olarak sıraladı. Belirtileri göz ardı etmeyin Ağız kanserinin erken belirtileri genellikle göz ardı ediliyor. Dr. Tanrıverdi, ağız içinde geçmeyen yaralar, dudakta, dilde veya ağız tabanında beyaz, kırmızı ya da karışık lekeler gibi semptomların önemli uyarıcılar olduğunu belirtti. Beyaz lekelerin “lökoplaki”, kırmızı lekelerin ise “eritroplaki” olarak adlandırıldığını söyleyen Tanrıverdi, kırmızı lekelerin kanserleşme riskinin daha yüksek olduğunu vurguladı. Ayrıca ağız kokusu, çiğneme güçlüğü ve kilo kaybı gibi belirtilerin de fark edilmesi durumunda derhal bir uzmana başvurulması gerektiğine dikkat çekerek erken teşhisin tedavi sürecini kolaylaştıracağını belirtti. Kanserden korunmanın yolları İGÜ Diş Hastanesi Radyoloji Uzman Hekimi Semih Tanrıverdi, ağız kanserinden korunmak için sigara ve alkol kullanımından kaçınmanın hayati önem taşıdığını belirterek, tütün ve alkolün bu hastalığın en büyük nedenleri arasında yer aldığını vurguladı. Kanser riskini azaltmak için düzenli doktor ve diş hekimi kontrollerinin aksatılmaması gerektiğini ifade eden Tanrıverdi, erken teşhisin tedavi sürecini kolaylaştırdığını ve hastalığın ilerlemesini önleyebileceğini söyledi. Ayrıca ağızda keskin dişler ya da protez kaynaklı yaraların kansere zemin hazırlayabileceğine dikkat çeken Tanrıverdi, bu tür problemleri ihmal etmeden tedavi ettirmenin önemine işaret etti. Toplumun bu konuda daha bilinçli olması gerektiğini belirterek, erken teşhis ve tedavinin hayat kurtarıcı olduğunun altını çizdi.
İzmir Aliağa’nın yıldız çocukları tiyatro ile parlıyor Aliağa Belediyesi Sanatevi (ASEV) Çocuk Tiyatrosu kursları 120 öğrencisiyle çalışmalarını sürdürüyor. Mutfak eğitimlerini tamamlayan genç tiyatrocular yıl sonu gösterileri için 4 yeni oyuna hazırlanıyor. ASEV Çocuk Tiyatrosu kursları, Aliağa Belediyesi Çocuk Tiyatrosu Yönetmeni Evrim Yaşar’ın eğitimleriyle devam ediyor. Tiyatro kursunun teorik dersleri Aliağa Gençlik Merkezi (AGM) ve Aliağa Spor ve Yaşam Merkezindeki (AYM) tiyatro sınıflarında işlenirken, sahne çalışmaları Aliağa Belediyesi Meclis Salonu’ndaki sahnede gerçekleştiriliyor. Yeni dönem kayıtları ile birlikte 120 genç tiyatrocunun yer aldığı kurslara 8-14 yaş arası çocuklar yetenek sınavına tabi tutulmadan kontenjan sınırları dahilinde kabul ediyor. Yaşlarına göre gruplara ayrılan çocukların kendi seviyelerine uygun süreçleri başlıyor. Kurs programı, çocukların kişisel gelişimlerine göre 1 veya 2 yıl süren teorik derslerin de yer aldığı mutfak eğitimiyle başlıyor. Mutfak eğitiminde çocuklar; artikülasyon, diksiyon, hitap, sahnede duruş ve pozisyon, doğaçlama, grup olabilme, grup içi iletişim, problem çözme gibi becerilerini geliştirici oyunlar yardımıyla öğreniyor. Mutfak eğitimi sürecini grup olarak tamamlayabilen öğrenciler sahne çalışmalarına başlıyor. Tamamlayamayan öğrenciler de mutfak eğitimlerine devam ediyor. Aliağalı vatandaşların talebi üzerine Hanegiller’in ikincisi geliyor Genç tiyatrocular 2024’te sahneledikleri; ‘Aşağı Cümbüşlü’, ‘Çıtır ile Pıtır Görev Başında’, ‘Üç İyi Arkadaş’, ‘Kayıp Yüzük’ gibi oyunların ardından 2025 yılında gerçekleştirilecek ASEV yıl sonu gösterilerine hazırlanıyor. Gösteride sürpriz 3 oyunun yanı sıra iki sene önce sahnelenen ‘Hanegiller’ oyunun ikinci bölümü, vatandaşlardan gelen yoğun istek üzerine yönetmen Evrim Yaşar tarafından kaleme alındı. Aliağa Belediyesi Çocuk Tiyatrosu Yönetmeni Evrim Yaşar: “Öğrencilerim benim en büyük gururum” Aliağa Belediyesi Çocuk Tiyatrosu Yönetmeni Evrim Yaşar, çocuk tiyatrosu kursunda yetişen çocuklar hakkında şunlar söyledi: “Kursumuza 8 yıldır devam eden 58 öğrencim var. Aliağa Belediyesi’nin birçok projesinde sahne aldılar, onların arasında konservatuvara hazırladığım öğrencilerim de var. Kursumuzda yetişen şu anda üniversitede konservatuarda sahne sanatları, kostüm tasarımı, oyunculuk bölümüne yerleşen öğrencilerimiz var. Onlar benim en büyük gururum. Bizim kursumuzdaki hedeflerimiz çocukların kendilerini takım içinde, kendilerini ifade edebilmeleri, özgüvenlerinin artması, konuşma becerilerinin gelişmiş olması, empati yapabilmeleri, sanata değer vermeleridir” Tek dönem olarak açılan kurs kayıt duyuruları Eylül ayında Aliağa Belediyesi resmi sosyal medya hesaplarından yapılıyor. Ayrıca kurs hakkında detaylı bilgi almak isteyen vatandaşlar AGM için 0 (232) 616 7071 numaralı hattı, AYM için ise 0 (232) 399 00 00 /3200 numaralı hattı arayabiliyor.