EKONOMİ - 04 Nisan 2024 Perşembe 10:44

Fındık ihracatı artış trendini yılın ilk çeyreğinde de sürdürüyor

A
A
A
Fındık ihracatı artış trendini yılın ilk çeyreğinde de sürdürüyor

Türkiye’den 2024 yılı Ocak-Mart döneminde 77 bin 309 ton karşılığı 605 milyon 865 bin 60 dolar olarak gerçekleşen fındık ihracatı ile miktarda yüzde 9 ve değerde yüzde 34 oranlı ihracat artışı yaşandı.


Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği Fındık ve Mamulleri Sektör Komitesi Başkan Yardımcısı Sebahattin Arslantürk, 2024 yılı Ocak - Mart döneminde 107 farklı ülkeye fındık ihracatı yapıldığını belirterek en fazla ihracat yapılan ilk 5 ülkenin ise sırasıyla Almanya, İtalya, Polonya, Fransa ve Hollanda olduğunu söyledi.


Aynı dönemde Trabzon’dan 199 milyon 623 bin 391 dolar ihracat yapılarak bir önceki yıl aynı dönemine göre yüzde 7 artış yaşandığını kaydeden Arslantürk, 2024 yılına artışla başlayan fındık ihracatının mart ayında da artışın devam ettirildiğini ifade ederek, ümitlerinin yılın tamamını artışla kapatması olduğunu söyledi.


2024 yılı öngörülerinde küresel piyasalarda enflasyonun kısmi olarak düşmeye başlayacak olması ile ekonomi politikalarının da buna göre şekilleneceğini söyleyen Arslantürk, buna bağlı olarak talepte meydana gelecek artışların üretime ivme kazandıracak olması nedeniyle, bu durumun fındık ihracatına da olumlu yansıyacağından ümitli olduklarına değindi. Arslantürk, Türkiye’nin net döviz girdisi sağlayan ender tarımsal ihraç ürünlerden olan fındıkta, üretici ve ihracatçının maliyetlerinin düşürülmesi ve finansmana erişim imkanlarının iyileştirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.


Özellikle kaliteli ürün üretimi ve birim başına verimin artırılması açısından üreticinin şimdiden bahçelerde gerekli çalışma ve bakımı yapması için girdi maliyetleri ve özellikle gübre fiyatlarında üreticinin desteklenmesinin çok önemli olduğunu belirten Arslantürk, rakip ülkelerin üzerinde olan işçilik maliyetleri ve gübre fiyatları yönünden ivedilikle üreticiye gerekli desteğin verilmesini talep etti.


Arslantürk, Türkiye’de seçim atmosferinin sona erdiğini, seçilen tüm yerel yöneticileri tebrik ettiklerini ve kendilerinden yerel yönetim yanında tarıma da önem veren, tarım arazilerinin verimli işletilmesi ve boşalan köylere dönüşü teşvik edecek politikalar üretmelerini talep etti. Türkiye’nin seçim ortamından çıktığını ve reel sektörün en önemli beklentisinin ekonominin önceliklendirilmesini olduğunu vurgulayan Arslantürk, enflasyonun kontrol altına alınması, üretim ve ihracatı destekleyen politikalara odaklanılması gerektiği belirtti.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Not bırakıp evi ateşe verdi: 1’i çocuk 2 ölü Çorum’un Osmancık ilçesinde psikolojik sorunları bulunan kadın, gece yarısı evini ateşe verdi. Çıkan yangında ağır yaralanan kadın ve oğlu hayatını kaybetti. Olay, saat 03.30 sıralarında Çorum’un Osmancık ilçesi Şenyurt Mahallesi 9. Cadde’de meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, cadde üzerinde bulunan apartmanın 4’üncü katında yaşayan Fatma Makineci (36) ve oğlu Kaan Mert Kaya’nın (14) evinden patlama sesi geldiğini duyan komşuları durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine sağlık, itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi. Anne ve oğlunun evine giden ekipler, kapı ve pencereyi kırarak içeri girdi. Eve giren ekipler Fatma Makineci’nin cesedi ile karşılaştı. Mert Kaan Kaya ise farklı bir odada ağır yaralı olarak bulundu. Sağlık ekipleri tarafından ilk müdahalesi yapılan çocuk hastaneye kaldırıldı. Tedavi altına alınan Kaan Mert Kaya kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Ekipler tarafından evde yapılan incemelerde, Fatma Makineci’nin anne ve babasına ithafen bir intihar mektubu bıraktığı tespit edildi. Hayatını kaybeden Fatma Makineci’nin bir süre önce eşinden boşandığı ve psikolojik sorunlarının olduğu öğrenildi. Ekipler tarafından evde yapılan incelemelerde ise yangının her yere dökülen jel ve tiner ile çıkartıldığı tespit edildi. Cumhuriyet savcısı ve olay yeri inceleme ekiplerinin çalışması neticesinde Fatma Makineci’nin cenazesi de evden çıkartılarak morga kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Erzincan Çobanların en güvendiği dostları: Çoban köpekleri Erzincan’ın Başpınar köyünde çobanlık yapan Celal Gül, çoban köpeklerinin hayvanlarını koruma ve güvenliğini sağlama konusundaki önemini vurguladı. Çoban köpeklerinin zorlu arazilerde gösterdiği başarıları ve köpeklerin koyun sürüleri için ne kadar önemli olduğuna dikkat çekti. Başpınar köyünde çobanlık yapan Celal Gül (37) isimli üretici, yıllardır sürülerini koruyan çoban köpeklerinin kendileri için vazgeçilmez birer dost ve güvenlik aracı olduğunu kaydetti. Gül, "Köpeklerimiz hayvanlarımızın can güvenliğini sağlıyor. Onlar olmazsa, sürülerimizi kurtlara karşı korumamız imkânsız" diyerek köpeklerinin, zorlu arazi şartlarında bile sürülerini nasıl başarıyla koruduklarına dikkat çekti. "Köpeklerimiz olmadan hayvanlarımızı kurtlara karşı koruyamayız" Çobanlık yapan Celal Gül, 25 yılı aşkın bir süredir sürülerinin güvenliğini çoban köpeklerine emanet ettiğini belirtti. Gül, köpeklerin sürülerini korumadaki rolüne şu sözlerle değindi: “Eğer köpeklerimiz olmasaydı, hayvanlarımızın yarısı kurtların avı olurdu. Yaylada ve merada en büyük güvencemiz köpeklerimiz. Onlar bize her türlü tehlikeye karşı koruma sağlıyor.” Çoban köpeklerinin sadece sürüleri korumakla kalmadığını, aynı zamanda çobanların da dinlenebilmesi için bir güvenlik sağladığını belirten Gül, "Yaylada çok yoruluyoruz ve köpeklerimize güvenerek biraz dinlenebiliyoruz. Onlar olmasa, koyunları koruyabilmemiz mümkün olmaz" dedi. Çoban köpekleri ve kangal köpekleri arasındaki fark Celal Gül, çoban köpeklerinin kangal köpeklerinden daha üstün olduğunu belirterek, "Kangal köpekleri büyük ve güçlü olsa da, taşlık arazilerde kurdun peşinden koşamayabilirler. Çoban köpeklerimiz ise zorlu arazilerde çok hızlıdır ve bu yüzden sürüyü korumada çok etkilidirler" şeklinde konuştu. Zorlu arazilerde tehlike Çoban köpekleri, sadece koyunları korumakla kalmıyor, aynı zamanda kurtlarla mücadele sırasında hayati risklerle de karşılaşıyor. Gül, köpeklerinin boğazlarına kurt tüylerinin kaçtığını ve bu yüzden hastalanabildiklerini söyledi. Celal Gül, köpeklerin sürülerinin güvenliğini sağlamak ve çobanlık yapmak için en önemli yardımcıları olduğunu belirterek, "Köpeksiz çoban, çobansız da köpek olmaz. Köpeklerimiz bizim gözümüz, kulağımız ve en önemli güvenliğimizdir" diyerek çoban köpeklerinin hayvanlar için ne kadar kritik bir rol oynadığını vurguladı. 12 yaşındaki Berat Topal ise, ara tatilde babasına yardım etmek amacıyla köpeğiyle birlikte koyunları otlatmaya geldiklerini söyledi. "Köpeğim benim için çok önemli. Onu ben büyüttüm, hastalandığında iyileştirdim. Köpeğimiz olmazsa koyunlarımız büyük tehlike altında kalır" diyen Berat Topal, köpeğiyle olan özel bağını da vurguladı. Başpınar köyünde hayvancılıkla uğraşan çobanlar, sürülerini korumanın zorluklarıyla başa çıkarken, en büyük destekçileri olarak gördükleri çoban köpeklerine olan minnettarlıklarını her fırsatta belirtiyorlar.