POLİTİKA - 17 Kasım 2024 Pazar 18:13

Adalet Bakanı Tunç’tan Ekrem İmamoğlu’na "sürgün" cevabı

A
A
A
Adalet Bakanı Tunç’tan Ekrem İmamoğlu’na "sürgün" cevabı

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davadaki hakimin tayin edilmesi ile ilgili "sürgün" eleştirilerine, "Bu hakim bizim davamıza bakmasın’ dedikleri hakimi ’Hakimler ve Savcılar Kurulu başka bir yere tayin edip sürdü’ şeklinde, ’sürgün’ şeklinde yorumlamak, mantık dışı bir yorum" dedi.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bartın’da katıldığı AK Parti 8. Amasra İlçe Kongresi sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. AK Parti Beylikdüzü İlçe Başkanlığı’na maskeli bir kişi tarafından gerçekleştirilen taşlı saldırı ile ilgili soru üzerine Bakan Tunç, "Öncelikle Beylikdüzü İlçe Teşkilatımıza yapılan saldırıyı kınıyoruz, lanetliyoruz. Şiddeti önlemek, teröristleri bu ülkeden temizlemek için üstün bir gayret söz konusu. Güvenlik güçlerimiz şu anda saldırganı yakalamak için çalışma yapıyorlar. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından soruşturma başlatıldı hızlı bir şekilde. Kısa süre içerisinde yakalanacağını tahmin ediyoruz. Ben buradan İstanbul teşkilatımıza, Beylikdüzü ilçe başkanıma, tüm teşkilat mensuplarımıza, Beylikdüzü halkına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Adli soruşturmayı da takip ediyoruz" ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davanın hakiminin değişmesinin "sürgün edildiği" şeklinde değerlendirilmesine de tepki gösteren Bakan Tunç, "Bunların ne söylediklerinden kendilerinin de haberi yok. Yani başka şeyler söyleyeceğim ama bulunduğum makam buna el vermiyor. Söylediği hakim, sürüldüğünü iddia ettiği hakim, o mahkemede, yüksek seçim kurulu üyelerine ’ahmak’ dediği iddiasıyla yargılandığı mahkemede, hakimin reddi talebinde bulundukları hakim. Yani ’Bu hakim bizim davamıza bakmasın’ diye dilekçe verdikleri, reddi hakim yaptıkları hakimin başka bir sebeple Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından başka bir yere tayinini, sanki davanın mahkeme hakimini sürdüler şeklinde değerlendirmek tamamen abesle iştigal. Yani buna cevap vermeye bile değer bulmuyorum ama maalesef kendi reddi hakim talebinde bulundukları, ’Bu hakim bizim davamıza bakmasın’ dedikleri hakimi ’Hakimler ve Savcılar Kurulu başka bir yere tayin edip sürdü’ şeklinde, ’sürgün’ şeklinde yorumlamak, mantık dışı bir yorum. Maalesef bunlar oluyor. Bu arkadaşın sağa sola sataşacağına İstanbulluların sorunlarıyla ilgilenmesi lazım. Seçildiği günden bu yana maalesef bu tür abes ve iştigalleri görüyoruz. Özellikle yargıya yönelik en son söyledikleri sözleri reddediyoruz. Türk yargısına kimse hakaret edemez. Yargımız tarafsız ve bağımsızdır. Anayasamızın 138. maddesi çerçevesi içerisinde yargı makamlarına hiç kimse talimat veremez, emir veremez. Yargı makamları da hiçbir talimatı dikkate almaz. Bağımsız ve tarafsız yargımız, kararlarını hukuk çerçevesi içerisinde, anayasa ve kanunlar çerçevesinde kendi vicdanlarına göre karar verirler ki son verdiği örnek hakimi reddedeceksin, bu hakim benim davama bakmasın diyeceksin, reddi hakim talebinde bulunduğunu unutacaksın, sonrasında da hâkimin tayini çıktığında bu hakimi niye sürdün diyeceksin. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Bir kere ne söylediklerinden haberleri yok bunların" dedi.

"Yassıada, 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat yargısını özleyenler, bu endeksleri baz alarak Türk yargısını yıpratamazlar"

Muhalefetin Türkiye’nin hukuk endeksi sıralamasında en altta olduğu eleştirilerine ilişkin de Bakan Tunç, "Bu hukuk endeksleri maalesef objektif kriterlere göre oluşturulmuş endeksler değil. Hukuka güven endeksi dediğimiz özellikle muhalefetin sürekli ısıtıp ısıtıp gündeme getirdiği, Türkiye’nin hukuk endeksinde dünyanın geri sıralarında olduğunu söylemeleri bir kere Türkiye gerçekleriyle bağdaşır bir durum değil. Bu endeksleri düzenleyenlerin masa başında nasıl bu endeksleri düzenlediğini, Türkiye’de kimlerle konuştuğunu, Türkiye’de hangi anketlere dayandıklarını biz çok iyi biliyoruz. Dlayısıyla Amerika Birleşik Devletleri eski barolar başkanının oluşturduğu bir dernek, dünya adalet projesi. Bu dernek bağışlarla yürüyor, bağışları yapanlar da ilgili kurum ve kuruluşlar. Birinci bağışçı, America Birleşik Devleti Dışişleri Bakanlığı ve ikinci, üçüncü, dördüncü bağışçılar, ilk 20, ilk 50’ye baktığınız zaman bağış yapanın daha ön sıralarda olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla parayla sıralama belirleyen bir endeksi burada baz alıp Türk yargısını karalamaya çalışmak bir kere hadsizliktir. Biz buna müsaade etmeyiz. Türk yargısı 15 Temmuz’da da göstermiştir nasıl bir yargı olduğunu. Nasıl milletin yargısı olduğunu göstermiştir, nasıl birilerinin bazı o vesayetçi anlayışın arka bahçesi olmaktan kurtulduğunu göstermiştir. O nedenle o Yassıada yargısını özleyenler, 27 Mayıs yargısını, 12 Eylül yargısını, 28 Şubat yargısını özleyenler, bu endeksleri baz alarak Türk yargısını yıpratamazlar, millet de buna müsaade etmez" şeklinde konuştu.

Basın özgürlüğü endeksinde de Türkiye’nin sıralamasına dikkat çeken Tunç, "Aynı şekilde dünya basın özgürlüğü endeksinde Türkiye’nin İsrail’den daha geride olduğunu söyleyebiliyorlar. Ya el insaf, 7 Ekim’den bu yana çocukları katleden, kadınları katleden, 50 bine yakın insanı şehit eden, 100 binden fazla insanı yaralayan, yerinden yurdundan eden ve orada gazetecilik faaliyeti yapan 170 gazeteciyi öldüren İsrail, basın özgürlüğünde Türkiye’nin önünde olacak öyle mi? Böyle bir şey var mı? Böyle bir saçmalık olabilir mi? Bu endeksler, maalesef masa başında objektif kriterlere dayanmayan, tamamen metodolojisi farklı, sadece Türkiye üzerine, Türkiye’yi karalamaya yönelik sıralamalar yaparak bir algı oluşturmaya yönelik endeksler. Biz milletimizin refahı, adalet hizmetlerinden daha fazla yararlanabilmesi için çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bir hukuk devleti ve Türk yargısını da hiç kimse bu şekilde hadsiz sözlerle karalayamaz. biz Buna müsaade etmeyiz" dedi.

Yenidoğan çetesi

Bakan Tunç, yenidoğan çetesi üyelerinin hafta içerisinde yargılanmaya başlanacağının hatırlatılması üzerine ise, "Yenidoğan çetesiyle ilgili soruşurma davaya dönüşmüş durumda. İlk duruşması bu hafta gerçekleşecek. Burada özellikle iddianamede ortaya çıkan bazı hususlar var. Mahkeme tarafından iddianame kabul edildi. Şimdi yargılama süreci başlıyor. Hep beraber yargılama sürecini takip edeceğiz" diye konuştu.

Serhat Demir - Yasin Erdem



 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Milletvekili Hatipoğlu, CHP’li belediyeleri hedef aldı Eskişehir’de gerçekleştirilen AK Parti Tepebaşı 6. Olağan İlçe Kongresi’nde konuşan AK Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu, "CHP’nin iktidar parolasını da ben vereyim hadi bedavaya. Bolca konser, bir sürü heykel, işte size Özgür Özel. Allah aşkına baksanıza İstanbul, Ankara ve CHP’li büyükşehir belediyelerinin harcamalarına" dedi. AK Parti Tepebaşı 6. Olağan İlçe Kongresi, saat 14.00’te Kemal Unakıtan Spor Salonu’nda gerçekleştirildi. Kongrede Tepebaşı İlçe Başkanı olarak Muhammed Ali Kaya ve diğer yönetim kurulu üyeleri seçildi. Yoğun katılım gösterilen kongrede konuşan AK Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından yönetilen belediyelere ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yönelik eleştirilerde bulundu. Hatipoğlu, "Şahsım bu konuda her desteğe açık. Sizlere açık çek. ’Gel’ deyin geleyim, ’Şuraya git, görüş’ deyin, gidip görüşeyim. Meydanı asla boş bırakmamalıyız. Yoksa ne mi olur? Allah korusun, ne olacağını CHP Genel Başkanı Özgür Özel çok güzel özetledi. Ne dedi Özgür Özel? Türkiye’yi Eskişehir’i yönettikleri gibi yöneteceklermiş. Yani sizleri bilemiyorum da vallahi ben bunu duyunca kocaman bir ’Eyvah’ patlattım. Belki haber falan olur, bütün Türkiye’ye anlatayım o zaman. Özgür Özel iktidarını da vatandaşlarımız dinlesin. Mesela siz çok iyi biliyorsunuz, bunlar 25 yıllık belediye iktidarlarında koca Eskişehir’de 24 konutu kentsel dönüşüm yapabildiler. Ne altyapı, ne üstyapı becerir bunlar. 5 yılda ülkeyi başımıza yıkılacak hale getirirler. Mesela 21’inci yüzyılda hala suyu kartla alıyoruz biz. Bildiğiniz gibi Türkiye’nin teknolojisi en geri kalmış belediyesiyiz. 1990’lı yılların sonunda zaman dondu bizim için. Artık bütün Türkiye su alma kuyruğuna geçer mesela CHP iktidarında. Yeniden ülke sokakları kuyruklarla dolar" ifadelerini kullandı. "Ankara torpillileri Eskişehir’e yolluyor, Eskişehir de İstanbul’a falan" Eskişehir’de trafik rezaletinin ortada olduğunu söyleyen Hatipoğlu, "Çeyrek asırda kente bir tane köprülü kavşak kazandıramamış CHP ne yapar? Ülke trafiğine de beş kuruş yatırım yapmaz tabii ki. Böylelikle AK Partimizin uluslararası standartlarda kurduğu ulaşım altyapısını 5 yılda yerle yeksan ederler bunlar. Kardeşlerim, peki nepotizmi unutalım mı? CHP iktidarı madem Eskişehir gibi olacak, o zaman damatlar, gelinler, kardeşler, bacanaklar ile yönetilecek ülke demektir. Eskişehir öyle çünkü. Liyakatsiz tek koltuk kalmaz. Örnekler bizde saymakla bitmiyor maşallah. Bir de yeni bir düzen tutturdular akılları sıra. Mesela Ankara torpillileri Eskişehir’e yolluyor, Eskişehir de İstanbul’a falan. Bunlar kendilerini çok akıllı sanırlar ama hak getire kardeşlerim" şeklinde konuştu. "Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin tarıma desteği Gülşen konserine yapılan harcamadan daha az" Hatipoğlu, sözlerinin devamında şunları söyledi: "Biliyorsunuz, tarımsal üretimde Eskişehir ülkemizin önemli kentlerinden. İnanır mısınız? Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin 2022 yılında tarıma verdiği destek, bir Gülşen konserine yapılan harcamadan çok daha azdı. Tarım, hayvancılık, sosyal dayanışma, sağlık yatırımları, savunma sanayii hak getire bunlara. CHP’nin iktidar parolasını da ben vereyim hadi bedavaya. Bolca konser, bir sürü heykel, işte size Özgür Özel. Allah aşkına baksanıza İstanbul, Ankara ve CHP’li büyükşehir belediyelerinin harcamalarına. Altyapı yatırımı sıfır, metro sıfır, kent ekonomisine katkı sıfır ama bir konsere 60-70-100 milyon lira harcamalar. Bu yüzden kardeşlerim kaybetmeye lüksümüz, rahatlamaya hakkımız yok." Kongreye AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Yalçın, AK Parti Eskişehir milletvekilleri Nebi Hatipoğlu, Fatih Dönmez, Ayşen Gürcan, AK Parti Eskişehir İl Başkanı Gürhan Albayrak ve çok sayıda partili katıldı.
Elazığ Bekir Ayaz: “Futbolda ırkçılık ve provokasyona yer yok” Uluslararası Sporcu Sendikası (US-SEN) Genel Başkanı Bekir Ayaz, Elazığ’da yaptığı açıklamada dün Romanya ile Kosova arasında Bükreş’te oynanan UEFA Uluslar Ligi maçında yaşananların kabul edilemez olduğunu belirterek, olayları en güçlü şekilde kınadıklarını söyledi. Bekir Ayaz sendikanın Elazığ bölge koordinatörlüğünü oluşturmak ve yapılanmayı yerinde tespit için kente geldi. Burada konuşan Ayaz, ’’Söz konusu maç sırasında Rumen taraftarların, Kosova milli marşı okunurken ve oyun boyunca ‘Kosova Sırbistan’dır’ gibi ırkçı ve provakatif sloganlar attığı, sahaya sert cisimler fırlattığı ve Kosova bayrağını yaktığına dair raporlar ve görüntüler tarafımıza ulaşmıştır. Bu tür davranışlar, yalnızca sporun ruhuna ve Fair-Play ilkelerine değil, aynı zamanda uluslararası barış ve dostluk değerlerine açık bir saldırıdır. Futbol, sınırları aşan, insanları birleştiren ve farklılıkları kucaklayan evrensel bir spor olmalıdır. Ancak bu tür eylemler, bu idealin tam tersi bir atmosfer oluşturmakta ve futbolun birleştirici gücüne ciddi zarar vermektedir. UEFA ve uluslararası spor kurumları, bu gibi olaylara karşı sıfır tolerans politikalarını kararlılıkla uygulamalıdır’’ dedi. ’’Disiplin soruşturması başlamalı’’ US-SEN olarak, UEFA’ya ve tüm spor otoritelerine çağrıda bulunduklarını kaydeden Ayaz, "Disiplin soruşturması Romanya Futbol Federasyonuna ve bu olaylarda sorumluluğu olan kişi veya gruplara yönelik kapsamlı bir disiplin soruşturması başlatılmalıdır. Irkçılık ve provakatif davranışlarda bulunanlar için caydırıcı yaptırımlar uygulanmalıdır. Irkçı ve nefret içerikli davranışların tekrarını önlemek için gerekli tüm tedbirler alınmalıdır. Özellikle, taraftar güvenliği ve sporcuların korunması adına daha sıkı düzenlemeler uygulanmalıdır. Sporda bu tür ayrımcı eylemlere maruz kalan herkesin yanında olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz. Irkçılığa, nefrete ve provokasyona karşı tek ses olma zamanı. Futbolu, tüm dünya için barış, eşitlik ve dostluk mesajları taşıyan bir alan haline getirmek hepimizin sorumluluğudur’’ diye konuştu.