POLİTİKA - 01 Nisan 2024 Pazartesi 11:04

150 yıllık gelenek bozulmadı, belediye başkanı tekrar aynı aileden seçildi

A
A
A
150 yıllık gelenek bozulmadı, belediye başkanı tekrar aynı aileden seçildi

Trabzon’da 150 yıldır aynı ailenin yönettiği Of ilçesinde gelenek bozulmadı. 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri’nde oyların çoğunluğunu olan Salim Salih Sarialioğlu ilçede güven tazeledi.

Türkiye’de hiç olmayan bir özelliği ile dikkat çeken Trabzon’un Of ilçesinde 150 yıllık belediye başkanlığı geleneği bozulmadı. 1874 yılında kurulan Of Belediyesi’nde Sarıalizade Ömer Lütfü Bey’in 52 yıl süren belediye başkanlığı görevinin ardından ilçe belediyesi hep ‘Saral’ ailesi tarafından yönetildi. İlçede 14 kez belediye başkanlarının isimleri değişse de soyadı hep aynı kaldı. 150 yıldır bozulmayan gelenekte ilçede 30 Mart 2014 yerel seçimlerinden sonra belediye başkanlığı görevini sürdüren Salim Salih Sarıalioğlu AK Parti’den tekrar aday gösterildi.

150 yıllık gelenek bozulmadı, belediye başkanı tekrar aynı aileden seçildi

31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri’nde Sarıalioğlu’nun rakiplerinin çoğunluğu ’Saral’ soy isimli adaylar oluştu. Cumhuriyet Halk Partisi’nden Halil Saral, Yeniden Refah Partisi’nden Güngör Saral, Saadet Partisi’nden ise Mustafa Saral belediye başkanlığına aday gösterilirken, 5 adayın seçim yarışında soyadı tek farklı olan isim ise İYİ Parti adayı Emine Bodur oldu.

150 yıllık gelenek bozulmadı, belediye başkanı tekrar aynı aileden seçildi

Yaklaşık 26 bin kişinin oy kullandığı ilçede 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri kapsamında sandığa giden vatandaşların çoğunluğu tercihini mevcut Belediye Başkanı Salim Salih Sarıalioğlu’ndan yana kullandı. Resmi olmayan sonuçlara göre Sarıalioğlu oyların yüzde 47’sini alırken, Güngör Saral yüzde 23, Mustafa Saral yüzde 22, Halil Saral yüzde 3 ve Emine Bodur yüzde 1 oy oranına sahip oldu. 44 bin 527 nüfuslu ilçede belediye başkanı isimleri değişse de belediye başkanlarının soyadları hep ’Saral’ veya ’Sarıalioğlu’ oldu. Kökenleri Osmanlı Devleti’ne dayanan ve ilk olarak Of ve çevresine yerleşen Saral ailesi, Soyadı Kanunu’ndan önce ’Sarıalizade’ olarak biliniyordu. Kanunla birlikte ailenin bazı mensupları ’Saral’ soyadını bazıları ise ’Sarıalioğlu’ soyadını kullanıyor.

150 yıllık gelenek bozulmadı, belediye başkanı tekrar aynı aileden seçildi

Başkan Sarıalioğlu ilçede tebrikleri kabul etti

Resmi olmayan sonuçlara göre oyların çoğunluğunu alarak tekrar Belediye Başkanı seçilen Salim Salih Sarıalioğlu, dün gece saatlerinde seçimi sokakta vatandaşlarla birlikte kutladı. Vatandaşların tebriklerini kabul eden Başkan Sarıalioğlu, "Birlikte başardık, birlikte kazandık. Başlasın Of Yüzyılı. Yeni dönem için teveccüh gösteren, bir kez daha kadim kentimiz Of’un hizmetkarlığını şahsıma emanet ettiğiniz için siz değerli hemşerilerime teşekkür ediyorum. Sizlerden aldığımız güç ve destekle şehrimiz için eser ve hizmet üretmeye devam edeceğiz. Güzel ilçemiz için daha çok çalışacak, daha çok yorulacağız. Şehrimizin inşası ve neslimizin ihyası için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Ozan Köse

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yıldız Holding çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik vizyonunu COP29’da paylaştı Yıldız Holding Strateji, İş Geliştirme ve M&A Başkanı Fezal Okur Eskil, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de gerçekleşen BM İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP29) Yıldız Holding’in öncü sürdürülebilirlik vizyonunu ve yenilikçi uygulamalarını paylaştı. Eskil, “Özel sektör olarak değişime dayanıklı, sürdürülebilir refahı gözeten, kapsayıcı sistemlere geçişi hızlandırmak için tüm paydaşlar iş birliği içinde hareket etmeliyiz” dedi. Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı (COP29), Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de “Yeşil Bir Dünya İçin Dayanışma İçinde” temasıyla ve üst düzey katılımla gerçekleşti. Yıldız Holding Strateji, İş Geliştirme ve M&A Başkanı Fezal Okur Eskil, Etki Yatırımı Danışma Kurulu’nun (EYDK) düzenlediği “İklim Değişikliği Bağlamında Yeşil Riskler ve Sosyal Riskler” panelinde Yıldız Holding’in “Bu Dünya Bizim” yaklaşımı ve “İsrafsız Şirket” iş modeliyle yürüttüğü sürdürülebilirlik çalışmalarını katılımcılarla paylaştı. EYDK Yönetim Kurulu Üyesi Hale Özsoy’un moderatörlüğünde, Uluslararası Finans Kurumu (IFC) Türkiye ve Orta Asya Bölge Direktörü Wiebke Schloemer ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Yönetimi Müdürü Çağla Eker Altınkulp’un da konuşmacı olarak yer aldığı panelde, iklim değişikliği kaynaklı risklerin belirlenmesi, dayanıklılığın artırılması ve kamu- STK- özel sektör iş birliğiyle ortak stratejiler üretilmesi hedefi odağında farklı perspektifler ele alındı. Gıda ve perakende sektöründe geniş bir ekosisteme etki eden bir şirket olarak taşıdıkları sorumluluğun önemine değinen Fezal Okur Eskil şunları kaydetti: “İklim krizinin etkileri biyoçeşitliliği azaltırken, gıdanın sürdürülebilirliğini de tehdit ediyor. 2050’de ulaşılacak nüfusu beslemek için üretimin yüzde 70 artırılması gerekiyor, ancak bu mümkün değil. Böylesine çarpıcı sonuçlar, mevcut sistemlerin eski anlayışlarla ‘sürdürülemez’ olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Bu sistemlerin onarılmasına ve dönüştürülmesine ihtiyacımız var. Bu dönüşüm sadece çevresel sürdürülebilirliği değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal sürdürülebilirliği de hedeflemeli. Bunun için de tüm paydaşların iş birliğiyle hareket ettiği, kolektif eforu ve ortak aklı içerecek kapsamlı bir eylem planı hazırlanması gerekiyor.” Yıldız Holding’de sürdürülebilirliği bütüncül bir sistem dönüşümü olarak ele aldıklarını ve “İsrafsız Şirket” iş modeliyle tüm süreçlerine entegre ettiklerini belirten Eskil, “Tedarik zincirlerimizi yeniden kurguluyor, 2030 yılına kadar stratejik tedarikçilerimizin tümünün “Yıldız Holding Sorumlu Satınalma Politikası”na uyumunu sağlamayı hedefliyoruz. Gıdanın sürdürülebilir geleceğinde önemli rolü bulunan onarıcı tarım uygulamalarına yatırım yapıyor, tarladan sofraya ulaşan gıda israfının önlenmesi ve sürdürülebilir tarım alanında kritik paydaşlarımız olan çiftçilerimizle birlikte çalışıyoruz” dedi. Gıda ve perakende sektörlerinin geleceğini inşa ederken, yenilikçi ürünlerden sürdürülebilir ambalaj uygulamalarına, su tasarrufundan tarımda teknolojik uygulamalara kadar birçok alanda Ar-Ge faaliyetlerine de devam ettiklerini belirten Eskil, 2030 yılına kadar sürdürülebilirlik odaklı inovasyon yatırımlarını iki katına çıkarmayı hedeflediklerini ifade etti. Eskil, “Gıdanın sürdürülebilirliğini sağlamak ve bunu yaparken de bütüncül bir yaklaşımla hiçbir paydaşımızı geride bırakmadan birlikte güçlenerek dönüşmek hedefiyle çalışmalarımızı var gücümüzle sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.
İstanbul Dubai çikolatası tüketimi sağlık risklerini beraberinde getiriyor Son günlerde hem üretimi hem de tüketimi hızla yaygınlaşan Dubai çikolatası, sık tüketildiğinde birçok sağlık sorununu da beraberinde getiriyor. Dubai çikolatasının zararlarını ve insan sağlığını tehdit eden yönlerini Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Merve Bayram açıkladı. Antep fıstığı, tahin ve kavrulmuş kadayıf ile üretilmeye başlayan Dubai çikolatası, sosyal medya platformlarındaki paylaşımların da etkisiyle adeta bir tüketim çılgınlığına dönüştü. Görüntüsü ve lezzetiyle tüketicileri cezbeden Dubai çikolatası göründüğü kadar masum değil. Kısa sürede tüketimi yaygınlaşan çikolata ile ilgili İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi (SBF) Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Merve Bayram önemli açıklamalarda bulundu. Dr. Öğr. Üyesi Merve Bayram yaptığı açıklamada “Hem Dubai hem de diğer çikolataların içerdiği şeker, yağ, kafein ve bazı bileşenler, sindirim sistemi üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir. Bu olumsuz özelliklerden bazıları mide asidini artırarak reflüye yol açması, mide asidinin yemek borusuna geri kaçmasıyla yanma hissine neden olmasıdır. Ayrıca, içinde bulunan laktoz (sütlü çikolatalarda) ve şekerler, bazı bireylerde bağırsakta gaz oluşumuna yol açabilir. İçeriğinde bulunan yağ ve şeker, bağırsak hareketlerini etkileyebilir ve mide kramplarına neden olabilir. Özellikle hassas bağırsak sendromu (IBS) olan bireyler için bu durum daha belirgin olabilir” diyerek tüketicileri uyardı. Fıstık alerjisi olanlar dikkat Dubai çikolatası içerdiği bol miktarda Antep fıstığıyla dikkat çekiyor. Yaygın bir alerjen maddesi olan fıstığa alerjisi olanlar için bu durum risk oluşturabilir. Konu ile ilgili Dr. Öğr. Üyesi Merve Bayram, “Fıstık alerjisi olan kişiler için fıstık kreması çok tehlikeli olabilir ve şiddetli alerjik reaksiyonlara (anafilaksi) yol açabilir. Tahin, susam tohumlarından yapılır ve susam alerjisi olan kişilerde alerjik reaksiyona yol açabilir. Susam alerjisi, bazı kişilerde cilt döküntüleri, mide bulantısı veya ciddi alerjik reaksiyonlarla sonuçlanabilir. Kadayıfın kendisi gluten içeren buğday unu ile yapılır, bu nedenle gluten alerjisi (çölyak hastalığı veya gluten intoleransı) olan kişiler için sorun oluşturabilir. Ayrıca kadayıf, kavrulmuş olması durumunda bazı kişilerin sindirimini zorlaştırabilir, ancak fıstık veya susam kadar yaygın bir alerjen değildir” açıklamasında bulundu. Kan şekerini hızla yükseltiyor Dubai çikolatasının muhtemel tüm zararlarına değinen Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Merve Bayram, “Dubai çikolatası yüksek miktarda şeker içerir ve şeker tüketimi, kan şekerini hızla yükseltir. Bu durum, insülinin hızlıca salgılanmasını tetikler ve zamanla insülin direncine yol açabilir. İnsülin direnci gelişirse, vücut insüline karşı daha az duyarlı hale gelir ve bu durum uzun vadede tip 2 diyabet riskini artırabilir” açıklamasıyla tüketicileri tip 2 diyabet riskine karşı uyardı.