ASAYİŞ - 19 Kasım 2024 Salı 15:55

Tekirdağ’da uyuşturucuya geçit yok

A
A
A
Tekirdağ’da uyuşturucuya geçit yok

Tekirdağ İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, uyuşturucu ticaretine yönelik düzenlediği operasyonlarda çok sayıda uyuşturucu madde, silah ve ekipman ele geçirdi.


Şarköy ilçesi Cumhuriyet Mahallesi’nde B.S. isimli şahsın evinde yapılan aramada; 3 gram esrar, kenevir tohumu, hassas terazi, kuru sıkıdan bozma bir tabanca, 19 adet 9 mm çapında fişek, uyuşturucu öğütme aparatları ve çeşitli malzemeler ele geçirildi.


Çerkezköy ilçesi Fevzi Paşa Mahallesi’nde C.E. ve Ç.Ç. isimli şahısların evine düzenlenen operasyonda ise 1 kilogram 150 gram bonzai, 400 mililitre aseton ve 7 cep telefonu bulundu.


Çorlu ilçesi Önerler Mahallesi’nde S.G. ve B.M. isimli şahısların üzerlerinde yapılan aramalarda ise 30 gram metamfetamin ele geçirildi. Şüpheliler hakkında adli işlemler başlatıldı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Karaciğer nakli yapan ilk Türk doktor Prof. Dr. Münci Kalayoğlu son yolculuğuna uğurlandı Karaciğer naklini ilk gerçekleştiren 84 yaşındaki Türk doktor Prof. Dr. Münci Kalayoğlu, düzenlenen cenaze töreninin ardından son yolculuğuna uğurlandı. Ağustos ayında beyin kanaması geçiren ve bir süredir demans tedavisi gören 84 yaşındaki Prof. Dr. Münci Kalayoğlu, İstanbul’daki evinde hayatını kaybetmişti. Karaciğer nakli yapan ilk Türk doktor Kalayoğlu için ikindi namazına müteakip Zincirlikuyu Camisi’nde cenaze töreni düzenlendi. Cenaze namazı sonrası alınan helalliğin ardından Kalayoğlu, Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi. Taziyeleri aile adına eşi Belkıs Kalayoğlu, oğulları Murat ve Sinan kabul etti. Cenazeye Eski Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan, Prof. Dr. Mehmet Haberal, Kerem Alışık ve tıp dünyasının önde gelen isimleri katıldı. “Sonunda tükendi” Prof. Dr. Münci Kalayoğlu’nun eşi Belkıs Kalayoğlu, "Şu anda insan ne diyeceğini bilemiyor, 52 senelik eşim. Bazen 48 saat görmezdim. Karaciğeri alır gelirdi, 48 saat sürerdi. Ondan sonra gelirdi, 3 saat sonra tekrar hazır olurdu. Müthiş bir aşkla çalışırdı. Sonra Türkiye’ye dönme kararı aldı. Jane’i Hans’ı o kadar ameliyat ettim, şimdi sırada Ahmet, Mehmet, Hatice’yi ameliyat edeceğim. 2006’da senesinde kesin dönüş yaptık ve çok mutlu oldu. Çok severek yaptığı bir meslekti, sonunda tükendi. Yazın bir beyin kanaması geçirmişti ondan sonra yavaş yavaş tükendi ama çok mutlu yaşadı. Benim için en büyük teselli de bu” diye konuştu. "Beyin kanaması geçirdi ve sonra ebediyete intikal etti” Tıp dünyasının büyük bir cerrahı kaybettiğini belirten Prof. Dr. Mehmet Kalayoğlu ise, “Ben tıbbiyede 2. sınıftayken Münci abi son sınıftaydı. Sonunda herkesin bir kaderi var. Çalışmalarına devam edecekti ama yazın bir beyin kanaması geçirdi ve sonra ebediyete intikal etti. Ruhu şad olsun, ışıklar içinde uyusun.” diye konuştu.
İstanbul TJK Başkanı Serdal Adalı’dan atçılık camiasına müjde Türkiye Jokey Kulübü Başkanı Serdal Adalı, 2025 yılında toplam yarış ikramiyesinin yüzde 82,5’luk artışla 7,3 milyar liraya çıkarıldığını vurgulayarak, at sahibi primlerini de 5 puan artışla yüzde 20’ye yükselttiklerini söyledi. Türkiye Jokey Kulübü Başkanı Serdal Adalı, TAY TV ve TJK TV ortak yayınında Gündem Özel programına konuk oldu. Enver Arslan moderatörlüğünde TAY TV Genel Yayın Yönetmeni Hakan Cantınaz, duayen yarış yazarı Atahan Zilcioğlu ve efsane jokey Süleyman Akdı’nın sorularını yanıtlayan Adalı, yarışçılık camiasına müjdeler verirken son 1 yıl içerisinde yapılan faaliyetler hakkında da önemli açıklamalarda bulundu. 2025 yılında toplam yarış ikramiyesinin yüzde 82,5’luk artışla 7,3 milyar liraya çıkarıldığını vurgulayan Adalı, at sahibi primlerini de 5 puan artışla yüzde 20’ye çıkardıklarını belirtti. Atçıların gelirini artırmak ve giderini azaltmak yönünde çalışmaların sürdüğüne değinen Başkan, son 1 yıl içinde önemli yol kat edildiğine vurgu yaptı. Türkiye Varlık Fonu ile yapılan 10 yıllık sözleşmenin ardından yaklaşık 1 yıl gibi kısa sürede yapılan faaliyetlerin değerli olduğunun altını çizen Adalı, sponsorlukları önemsediklerini ve önümüzdeki yıllarda neredeyse sponsorsuz yarış kalmayacağını, reklam alanlarının pazarlanması konusunda çalışmaların devam ettiğini söyledi. Bahis sisteminin yenilendiğinin altını çizen Başkan Adalı, sanal bayilerle pastanın daha da büyüyeceğini vurguladı. Yeni bahis sistemi ve terminallerinin yenilendiğini, Türkiye’deki at yarışlarının yurt dışı arenaya açılmasının ardından sektöre giren yeni sanal bayilerle birlikte yarış gelirlerini önümüzdeki dönemlerde hedefledikleri seviyeye ulaşacağını beklediklerini belirten Başkan Adalı, ilk önce yurt dışı yarışlarıyla birlikte ve sonrasında yurt içi yarışlarında kapsayacak sabit ihtimalli bahis oyunuyla birlikte pastanın daha büyüyeceğini de sözlerine ekledi. Kocaeli’ye yeni tribün yapılacak TJK Başkanı Adalı, sezonun bitmesinin ardından Kocaeli Kartepe Hipodromu’nu yeni tribününe kavuşturmak için çalışmaların başlatıldığının da müjdesini verdi. Başkan Adalı’nın programda değindiği önemli bir başlık da yarış komiserliği ve handikaper sistemindeki profesyonelleşme konusu oldu. Adalı yaptığı açıklamada; futbolda olduğu gibi Yarış Komiserliğinde de “VAR” sisteminin geleceğini, bunun için İstanbul’da yerli ve yabancı heyetten oluşan bir merkezin kurulacağını belirtti. Bu heyet, tüm hipodromlarda görev yapacak yarış komiserleriyle birlikte irtibat halinde olup koşu içindeki hususlarla ilgili fikir alışverişinde bulunarak alınacak kararlarda standardı sağlamayı hedeflediklerinin altını çizdi.
Eskişehir Eskişehir’de yıkım yapılan binada göçük: 4 işçi yaralı Eskişehir’de elle yıkım yapılan binada göçük meydana geldi. Yaralanan 4 işçi hastanede tedavi altına alınırken, binanın yıkılma riskine karşı çevrede güvenlik tedbirleri alındı. Olay, saat 16.00 sularında İstiklal Mahallesi Porsuk Bulvarı Adalar mevkiinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, kentsel dönüşüm çalışmaları çerçevesinde elle yıkımı yapılan bir binada kısmı göçük meydana geldi. Yaşanan göçük sonucunda, yıkım çalışmasını gerçekleştiren Muhammed İsmail ve Eray Acatürk göçük altında kaldı. İhbar üzerine olay yerine gelen itfaiye, AFAD ve 112 Acil Servis ekiplerince göçükten çıkartılan işçiler, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edilerek tedavi altına alındı. Yaralılardan Muhammed İsmail’in hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi. Öte yandan, göçük olduğu esnada bina içinde bulunan diğer işçiler Selçuk Acartürk ve Şehabettin Walizade, kendi imkanlarıyla dışarıya çıktı. Olayı çiziklerle atlatan işçiler, ESOGÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Kısmi göçük oluşan binanın yıkılma riskine karşı çevrede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Polis ekipleri, olayla ilgili tahkikat başlattı. Olay yerine gelen Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, “Burası elle yıkım yapılan bir yer ve yaklaşık 1 aydır çalışmalar sürüyor. Bugün bir blok çökmüş. Dolayısıyla 4 işçi arkadaşımız yaralanmış. Onların hastanede sağlık durumlarında ciddi bir şey yok, ağır bir durum yok ama yan binalarda bir esneme var sanıyorum. Öyle diyor arkadaşlar. Ona göre bakıp, değerlendirip bir karar vereceğiz. Elle yıkımı yerine başka türlü daha çabuk çalışma yapılabilir. Risk varsa yıkılması gerekir. Şimdi müteahhit arkadaşımız da buradaydı, onlarla konuşuyoruz. Gerekirse bir makine getirip daha hızlı bir şekilde yıkmanın yolunu bulacağız. Neden çöktüğüyle ilgili şu anda bir bilgimiz yok. Elle yıkım yaparken ya o kart bloku çöktü ya farklı bir yere vurdular, ondan oldu. Şimdi arkadaşlar çıkıp da bir inceleme yapamıyor tabii. Biraz ortalık sakinleşince daha net bilgi veririz. Müdürümüzün dediğine göre gereken önlemler alınmış" dedi.
İstanbul Yenidoğan Çetesi üyesi: "Poliklinik yapan çocuk doktorları vardı ama acil durumlara müdahale etmezlerdi" İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine ikinci gününde devam ediliyor. Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Hüseyin Günerhan, "Poliklinik yapan çocuk doktorları vardı ama acil durumlara müdahale etmezlerdi" dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 2. gününde devam ediyor. Sanık Hasan Basri Gök’ün savunmasının alınmasının ardından mahkeme heyeti tarafından duruşmaya 45 dakikalık ara verilmişti. Verilen aranın ardından duruşma, tutuklu sanık Hüseyin Günerhan’ın savunması ile devam ediyor. "Alınan ilaçları imha ediyorduk, ilaçları imha edince kullanım oranları artıyordu" Savunma yapan sanık Günerhan, savcılıkta verdiği ifadeyi kabul etmediğini belirterek, "Üzerime atılı suçlamaları ve böyle bir örgütün olabileceğini reddediyorum. Hepimiz farklı hastanelerde çalışan ve birbirini tanımayan insanlarız. Ben hemşireyim. Bir hastanede aklınıza gelebileceğiniz her bölümde çalıştım. 2020 yılında Reyap Hastanesi’nde sonrasında Güney Hastanesi’nde çalıştım son olarak evde sağlık hizmeti alanında çalıştım. Fırat Sarı’yla çalıştığım zaman ihtiyacı olan hastanelerin yoğun bakımlarında görevli olarak çalıştım. Çalıştığım tüm hastanelerin şartları gayet güzeldi ve çocukların ihtiyaçları karşılanıyordu. Alınan ilaçları imha ediyorduk, ilaçları imha edince kullanım oranları artıyordu. Biz de bu atılan ilaçları doktora söylüyorduk ve doktor imzalıyordu. Beni Doğukan gece aradı ve yabancı uyruklu bebek hastanın durumunun kötü olduğunu söyledi. Hastaneye gittim bebek sabah öldü. Kaya bebeğin ailesi hastaneye teşekkür mektubu yazmıştı" diye konuştu. "Kimseye hizmet etmedim ve kimseyi öldürmedim" 2022 yılında bağlı olduğu kurumdan ayrıldığını belirten Günerhan, "Herhangi bir örgütün üyesi değilim. İfademden dolayı cinayetle suçlandım. Ben ölen bebekler hakkında savcılığa ifade verdim. Beni bebek cinayetiyle suçladılar bunu savcıya söylediğimde ’Pardon’ dedi. Hiçbir dosyada sahtekarlık yapmadım. Olay neyse onu uyguladım. Benim imzamla benim ismimle sahtekarlık yapılmışsa getirilsin, kanıtlansın, imzamla karşılaştırma yapılsın. Hasan Basri Gök, benim çalıştığım Güney Hastanesinin önünden bile geçmedi. Nasıl bu kadar biliyormuş gibi konuşuluyor? Ben hastaneden ayrıldıktan sonra iş arıyordum. Fırat Sarı bana Güney Hastanesi’nde çalışabileceğimi söyledi. Fırat Sarı bana hastanedeki sistemi anlatırken, bir hastanın sevk süreci üç dört saati bulabileceğini, bir hastanede birçok doktorun olabileceğini ve doktorların her yere bakabileceğini söyledi. Hastanede doktor bulunmuyorsa, bunun sorumlusu hastane değil başhekimdir. Fırat Sarı, çalıştığım hastaneyle anlaşma yaptıktan sonra hastaneye çok nadir uğrardı. Çalıştığım süre boyunca bir örgüte üye olmadım, kimseye hizmet etmedim ve kimseyi öldürmedim" diye konuştu. "Elime geçen paraları Fırat Sarı’ya veriyordum" Cumhuriyet Savcısı sanığa, eline gelen paraları ne yapıyordun diye sordu. Sanık, "Fırat Sarı’ya veriyordum. O da çalışanlara mesai ücreti olarak dağıtıyordu, para transferi içinde bu da var. Dışarıdan gelen hemşirelere de bu paralar veriliyordu" cevabını verdi. Sanık, "Poliklinik yapan çocuk doktorları vardı ama acil durumlara müdahale etmezlerdi" diye konuştu. Sanıkların yargılanmasına devam ediliyor