ASAYİŞ - 06 Eylül 2024 Cuma 18:27

Engin Polat tahliye edildi

A
A
A

İstanbul Anadolu Adliyesi’nde bugün görülen duruşmada verilen ara karar sonrası hakkında tahliye kararı verilen kararın ardından Engin Polat ve beraberinde 4 kişi Çorlu Karatepe Ceza İnfaz Kurumu’ndan tahliye oldu. Eşini karşılamaya gelen Dilan Polat, tahliye sonrası eşi Engin Polat’a uzun süre sarıldı.

Hakkında kara para aklama, yasa dışı bahis iddialarıyla tutuklama kararı verilen ve yaklaşık 10 aydır cezaevinde olan Engin Polat, bugün Anadolu Adliyesi’ndeki duruşmadan sonra verilen ara karar ile tahliye edildi. Engin Polat’ın karşılamaya eşi Dilan Polat, çocukları, baldızı Sıla Doğu ve çok sayıda yakını geldi. Engin Polat’ın yanı sıra ayrıca davada tutuklu bulunan ve aralarında Sezgin Polat, Alper Kürşat Polat ve muhasebeci Ahmet Gün’de tahliye edildi. Böylelikle davada tutuklu sanık kalmadı.

Polat cezaevi çıkışına kadar minibüsle getirildi. Polat’ın yanında kafes içerisinde muhabbet kuşu da getirdiği görüldü. Engin Polat, gazetecilerin sorularına ise, “Çok mutluyuz ailemizle kavuştuk. Daha fazla bir şey söylemeyeceğim” dedi.

Polat ardından eşi çocukları ve baldızının bindiği aracı kullanarak yakınlarının alkışlarıyla cezaevinden ayrıldı.

Engin Polat tahliye edildi

Murat Delice - Şaban Tektaş - Serdar Şahin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu Ordu’da yıkılan gökdelenlerin yeri park oldu Ordu’nun Altınordu ilçesinde 2020 yılında yıkılan 280 daireli 3 bloklu gökdelenlerin yıkılmasının ardından ortaya çıkan alan bugün halkın keyifle vakit geçirebileceği bir yaşam alanına dönüştü. Alana asılan tablodaki görseller dün ile bugün arasındaki farkı gözler önüne serdi. Ordu’nun Altınordu ilçesi Kirazlimanı Mahallesi sınırları içerisinde halkın kullanımından uzak tutulan sahil bandı, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler’in “Kıyılar halkındır” kararı ile halkın kullanımına açıldı. 2017 yılından itibaren inşa edilen beton bloklar ile şehrin sahil ile bağlantısı tamamen kesilen alan Başkan Güler’in girişimleri ile yeniden nefes aldı. Gökdelenler yıkıldı, sahil halka açıldı 2020 yılında başlatılan çalışmalarla kıyı bandında bulunan ve vatandaşları oldukça rahatsız eden yüksek ölçekli binaların yıkımı sonrası yapılan peyzaj çalışmaları ile alan, bambaşka bir görünüme kavuştu. Halka açılan bu alanın kumsalında denize giren, çay bahçesinde dinlenen, park alanını ailece kullanan vatandaşlar deniz ve doğanın tadını çıkarıyor. Aynı zamanda düzenlenen konser ve etkinliklerle de vatandaşlar keyifli vakit geçirebiliyor. Alana asılan tablo dün ile bugün arasındaki farkı gözler önüne serdi Orduluların bu hikayeyi unutmaması, merak edip buraya gelen vatandaşları bilgilendirmek adına alanın girişine asılan büyük tablo, geçmiş ile bugünü gözler önüne seriyor. “Bastığın Yerleri Toprak Diyerek Geçme, Tanı” sloganıyla birlikte 2013 yılından bugüne süre gelen süreci anlatan görsel vatandaşların oldukça dikkatini çekiyor. “Hilmi Bey, çok güzel işler başardı” Kent hafızasının en dinamik noktalarından biri olan alanda yapılan bu çirkin yapılaşmanın yıkılarak halka tekrar kazandırıldığını söyleyen vatandaşlar, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler’e teşekkür etti. Alanı doyasıya kullanan vatandaşlar şöyle konuştu: “Öncesinde burada büyük 17 katlı evler vardı. Ordu’nun girişinde kötü bir görüntüydü. Burası ayrıcalıklı insanlardan alınarak halka mal edilmiş güzel bir mekan oldu. Yapanlardan Allah razı olsun. Denize girme alanı da bizler için iyi oldu. Özellikle çocuklarımız için çok güzel bir alan oldu. Çevre düzeniyle de başarılı bir iş olmuş. Görülmeye değer bir yer. Hilmi Bey, çok güzel işler başardı.” Sosyal tesisler büyütülüyor Öte yandan çalışmaların sürdürüldüğü alana vatandaşlara daha da iyi hizmet verebilmek adına yeni projeler ekleniyor. Gençlik Kütüphanesi, Çocuk Etkinlik Atölyesi, Yeni Kafe ve Restoranlar, E-Spor Merkezi, Yelken Kulübü ve Nikah Salonu gibi mekanlarla geliştirilecek olan alan Orduluların gözdesi olmaya hazırlanıyor.
İstanbul Galatasaray Erkek Voleybol Takımı’nın sırt sponsoru GSYİAD oldu Galatasaray Erkek Voleybol Takımı ile 1905 Galatasaraylı Yönetici ve İş İnsanları Derneği (GSYİAD) arasında forma sırt sponsorluğu anlaşması imzalandı. Galatasaray Erkek Voleybol Takımı ile GSYİAD arasında forma sırt sponsorluğu anlaşması RAMS Park’ta düzenlendi. Yapılan toplantıya Galatasaray Kulübü Başkan Yardımcısı Mehmet Cibara, GSYİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sarıöz ile erkek voleybol takımı oyuncularından Arslan Ekşi ile Martin Atanasov katıldı. Mehmet Cibara: “Galatasaray, olimpik branşları ülkeye getiren takımdır” Olimpik branşları Türkiye’ye getiren takımın Galatasaray olduğunu aktaran Cibara, "Galatasaray, olimpik branşları ülkeye getiren takımdır. İstiklal Caddesi’ndeki müzemizde bulunan Olimpiyat Köşesi’ni insanlara ziyaret etmelerini tavsiye etmiştim. İsteyen gelip sorsun, biz de bu durumu size anlatalım. Voleybol takımında kadınlarda hedef Challenge Cup’da şampiyon olmak. Erkeklerde de bu sene ligde şampiyonluğu hedefliyoruz. Çok iyi bir teknik ekibimiz var. Bu sene sonuna kadar işi götürüp, Efeler Ligi’nde şampiyon olmak istiyoruz" ifadelerini kullandı. Mehmet Cibara: “Hedefimiz, Avrupa’nın en modern salonunu yapmak” Florya Tesisleri’nin son durumu ve stadyumun karşısında yapılacak spor salonunun durumuyla ilgili yönetilen soruya Cibara, "Adnan Polat’ın başkanlığında olan bir ihale komisyonu kurmuştuk. Bu hafta içinde Florya için ihaleye çıkılacak. Stadyumun karşısındaki arazi için de zemin etütleri bitti. 2026 Avrupa Şampiyonası’na yetiştirmek için bir voleybol salonu planlıyoruz. Ayrıca da ikinci fazda basketbol salonu da yapmayı amaçlıyoruz. Bu konuyla ilgili son gelişmeleri yarın yapacağımız toplantıda öğreneceğim. Hedefimiz, Avrupa’nın en modern salonunu yapmak" diye cevapladı. Hakan Sarıöz: “GSYİAD olarak takımımıza destek olmaya devam edeceğiz” Olimpik branşlarına sürekli destek vermeye devam edeceklerini söyleyen GSYİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sarıöz, "Voleybol takımlarına ilk defa sponsor olmuyoruz. Voleybol konusunu Mehmet Cibara ile görüştüm. Bu sene erkek voleybol takımının iddialı bir takım olduğunu biliyorum. Bu sezon takımımızın yanında olmak istedik. Parayı verip çekilmeyeceğiz. GSYİAD için bir tribün hazırlandı. Maçlarda o tribünde takımımızın yanında olacağız. Avrupa’da da deplasmanda takımımızın yanında olacağız. Voleybol takımının final oynamasını sağlamak istiyoruz. GSYİAD olarak takımımıza destek olmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu. "Kemerburgaz tesisleri, başkanımdan da edindiğim bilgiye göre ekim ayı gibi bitebilir" Kemerburgaz Tesisleri’nin son durumu ve GS Store ile ilgili çalışmalardan bahseden Sarıöz, "Tesisler için büyük bir çaba harcanıyor. Başkanımdan da edindiğim bilgiye göre ekim ayı gibi bitebilir. Bunun için çok çalışıyoruz. GSYİAD olarak da biz elimizden geleni yapacağız. GS Store’da büyük bir atılım yaptık. Global markalarla hareket ediyoruz. Çalışmalarımız halen devam ediyor. Yeni gelen oyuncularımız Design FC koleksiyonunda yer alacak. Wesley Sneijder ile ilgili bir proje oluşturmuştuk. Galatasaray’ın efsaneleriyle ilgili bir koleksiyon yapacağız. Forma tedarikçi firma ile yaptığımız görüşmeler doğrultusunda voleybol ve basketbol takımlarımızın formalarını satışa sunacağız" diye konuştu. "Hedefimiz 1 milyon forma satışı" Hedefin 1 milyon forma satışı olduğunu vurgulayan Sarıöz, "Forma satışlarımız, artarak devam ediyor. Şu an totalde 300 bin forma satıldı. Hedefimiz 1 milyon forma satışı. Bunun için çalışıyoruz. Tasarım kısmında da elimizden geldiğince Galatasaray taraftarının layık olduğu kaliteyi yakalamayı çalışıyoruz. Eksiklerimiz var ama çalışarak devam edeceğiz. 1 milyon forma satarsak bize Puma ekstra bir ödeme yapacak demedi. Bu rakama ulaşırsak 40-50 milyon arasında bir gelir elde edeceğiz" diyerek sözlerini tamamladı.
Ankara Sincan Belediyesi kültür ve sanat etkinliklerini vatandaşlarla buluşturuyor Sincan Belediyesi’nin sunduğu ücretsiz tiyatro oyunlarıyla, vatandaşlar kültür ve sanatla iç içe bir hafta sonu geçiriyor. Sincan Belediyesi kültür ve sanat etkinlikleriyle vatandaşları buluşturmaya devam ediyor. Çalışmalar kapsamında, “Babam Geri Döndü” adlı tiyatro oyunu vatandaşlara sahnelendi. İlk kez Lale Konferans Salonu’nda sahnelenen oyun tiyatro severlerin beğenisine sunuldu. Oyunda, aile içi kuşak çatışmaları ele alınırken günümüzde yaşanan toplumsal olayların da altı çizildi. Çocukların ve gençlerin kontrolsüz sosyal medya kullanımları ve teknoloji bağımlılıklarına da atıfta bulunuldu. Derin mesajlar içeren oyunda Filistin’de yaşanan soykırım da unutulmadı. Oyunun prömiyerine Sincan Belediye Başkanı Murat Ercan ile birlikte, Ankara Batı Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı Şenel Altınay da katıldı. “Sosyal medya bağımlılığı çocuklarımızın enerjisini sömürüyor” Program sonunda konuşma yapan Sincan Belediye Başkanı Murat Ercan şunları söyledi: “Belki para, pul, maddiyat bugün eksik olur, yarın fazlası olur ama değerlerimizi kaybetmek herhalde hepsinden daha kötü. Bu sebeple değerlerini kaybetmeyen bir millet olarak devam etmek hepimizin en temel hedefi olmalı. Maalesef, sosyal medya bağımlılığı gençlerimizi alıp götürüyor. Teknoloji ve sosyal medya bağımlılığı tüm çocuklarımızın ve gençlerimizin enerjisini sömürüyor, etkisi altına alıyor. Onları ailelerinden, okulundan uzaklaştırıyor. Bu önemli konuların altını çizip bir farkındalık oluşturmayı amaçlayan değerli Orhan Hocam ve ekibine çok teşekkür ediyorum.”
Antalya Antalya’da pekmez kazanları kaynamaya başladı Antalya’nın Akseki ve İbradı ilçelerinde pekmez kazanları kaynamaya başladı. Pekmez yapımının Antalya’daki güçlü geleneksel kökleri, sadece ekonomik değil, aynı zamanda kültürel bir değer de taşıyor. Antalya’nın Akseki ve İbradı ilçelerinde geleneksel olarak üzüm pekmezi yapımı, yüzyıllardır süregelen bir yöntemle gerçekleştiriliyor. Hasat edilen üzümler, özenle seçilip ayıklandıktan sonra eziliyor, ardından şırası çıkartılıp kazanlarda saatlerce kaynatılarak koyu kıvamlı bir pekmez elde ediliyor. Geleneksel yöntemlerin bir parçası olarak, bu süreç odun ateşi üzerinde gerçekleştirilirken, pekmeze tat vermesi için şıranın içerisine yöreye özgü özel toprak veya meşe külü dökülerek ayrı bir tat veriyor. Yörede üzüm pekmezi sadece lezzetiyle değil, bölge ekonomisine sağladığı katkılar da dikkat çekiyor. Pekmez özellikle kış aylarında doğal bir enerji kaynağı ve hastalıklara karşı koruyucu bir besin olarak tüketiliyor. Ayrıca Akseki ve İbradı ilçelerinde üretilen pekmezler meşhur olduğu için pazarlama sorunu bulunmayarak bölgenin ekonomisine önemli bir katkı sağlıyor. Yaklaşık 5 kilogram üzümden ise 1 kilogram pekmez elde ediliyor. Pekmezin kilogramı ise 250-300 liradan satışa sunuluyor. “Akseki’de Çimi’nin beyaz toprağı ile yapılıyor’ Akseki’nin Taşlıca Mahallesinde bağcılık ile uğraşan Fatma Pınarbaşı ise şıranın içerisine kaynatmadan önce Akseki’ye özgü sadece Çimi Mahallesi’nde bulunan özel beyaz toprak attıklarını dile getirerek, “İçerisine karıştırmış olduğumuz bu özel toprak şıranın asidini alıyor. İçerisindeki asidin çıkmasına yardımcı oluyor. Şıranın burukluğunu alır ve tatlandırır. Şıranın asitten ayrıştırılması ile kaynatılan pekmezin tadı bir başka oluyor. Akseki pekmezinin lezzeti ise buradan geliyor” diye konuştu. “Her yıl anneme ve babama yardıma geliyorum” Antalya’da yaşayan Asalet Karakaş, annesine ve babasına bağ bozumu ve pekmez yapımına yardım etmek için her yıl İbradı’nın Ürünlü köyüne geldiğini söyledi. Kendisinin normalde Antalya’da oturduğunu söyleyen Karakaş, “Her yıl bağ bozumu zamanı anneme pekmez yapımına yardım etmek için Ürünlü’ye geliyorum. Bağ bozumu yalnız olmaz. Mutlaka yardımlaşma ile oluyor. Annem ve babam yaşlı olduğu için onlara yardıma geliyorum” dedi. “İncirin yanında pekmezi ile de ünlü köy” Ürünlü köyünün üzümü, inciri, pekmezi ve mimarisi ile ünlenmiş bir köy olduğunu söyleyen Karakaş, “Ürünlü köyünde Eylül ve Ekim aylarında üzümlerin olgunlaşmasına göre bağ bozumu yapılır. Pekmez yapımı bağ bozumundan başlayarak üç gün sürer. Öncelikle bağdan üzümleri kesiyoruz. Yıkıyoruz. Sabahleyin üzümlerimizi şarahmanada meşe ağacından oyulmuş üzüm sıkma düzeneğine üzümlerimizi döküyoruz. Burada üzümleri eziyoruz. Üzüm salkımlarının posaları çıkıncaya kadar sıkıyoruz. “Meşe külü karıştırılıyor” Şarahmana ismi verilen meşe ağacından yapılmış havuzda saatlerce süren ezme işleminin ardından ezilen üzüm sularını kazanlara aktardıklarını belirten Karakaş, “Elde ettiğimiz üzüm sularını kazanlara koyarız. Üzüm sularının içerisine döktüğümüz meşe külünü karıştırarak 4-5 saat kaynatıyoruz. Kaynatılan şıralar ise kazanın içerisinde sabaha kadar bekletiyoruz. Sabah ise temiz şıra haline geliyor. Daha sonra ise süzerek tavaya döküyoruz. Tavada kızgın ateşte 5-6 saat dumansız odun ile kaynatıyoruz. Bu süreç içerisinde pekmez haline geliyor ve sofralık pekmez haline getiriliyor. Tabİi ki bu oldukça meşakkatli bir iş. Üzümü pekmez haline getirmek için 3 gün emek veriyorsunuz. Çalışmak ve üretmek çok güzel bir şey. Üretmediğimiz sürece büyümeyi, refahı ve güzel yaşamayı asla hayal bile edemeyiz” şeklinde konuştu. “Posalarını ise el yapımı sirkede kullanıyoruz” Üzümün posalarını dahi değerlendirdiklerini söyleyen Karakaş, “Sıkılan üzümlerin posalarını dahi değerlendiriyoruz. Üzümün sıkımından sonra posaları bir araya topluyoruz. Üzerini örterek sıcak tutuyoruz ve birkaç gün sonra ise üzüm sirkesi haline getiriyoruz. Hem sofralarımızda kullanıyoruz, hem de bunun turşusunu yapıyoruz” dedi. “Ormana’nın üzümü meşhurdur” İbradı’nın Ormana mahallesinde annesinde pekmez yapan Naime İnan, Ormana’nın kendine has üzüm bağlarının bulunduğunu ve üzümünün meşhur olduğunu söyledi. Üzümün şırasını bakır tavalarda kızgın ateşte 4-5 saat kaynatıldığını ve pekmez köpürünce pekmezin kıvamına geldiğini söyleyen İnan, “Çok zahmetli bir iş. Pekmez kaynamaya başlayınca kesinlikle başından ayrılamıyorsun. Kızgın ateşte kaynadığı için taşma riski vardır. Pekmez kıvamına gelince tavaları indiririz” dedi.