SPOR - 07 Ocak 2025 Salı 19:46

Beşiktaşlı futbolcular battaniyeye sarıldı

A
A
A
Beşiktaşlı futbolcular battaniyeye sarıldı

Ziraat Türkiye Kupası D Grubu ilk haftasında Sivasspor, Beşiktaş’ı ağırlıyor. Sivas 4 Eylül Stadyumu’nda oynanan maçta yedek kulübesinde oturan futbolcular battaniyelere sarılarak soğuktan korundu.


Ziraat Türkiye Kupası D Grubu ilk haftasında Sivasspor, Beşiktaş’ı ağırlıyor. Sivas 4 Eylül Stadyumunda hava sıcaklığı sıfırın altında 3 derece olarak ölçüldü.


Bu arada yedek kulübesinde oturan futbolcular ise battaniyelere sarılarak soğuktan korundu.



Beşiktaşlı futbolcular battaniyeye sarıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Osmaniye Bilge Sitesi davasında eski belediye başkanına 21 yıl hapis cezası Osmaniye’de 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 105 kişinin hayatını kaybettiği Bilge Sitesi davasında yargılanan geçmiş dönem Belediye Başkanı Kadir Kara hakkında 21 yıl hapis cezası verildi. Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 6 Şubat depremlerinde 105 kişinin yaşamını yitirdiği Bilge Sitesi davasında yargılanan Belediye Başkanı Kadir Kara, müteahhitler ve belediye personelinin yargılandığı davada 8. duruşmanın sonunda mahkeme, sanıklar hakkında hükmünü verdi. Duruşmada; Kadir Kara, müteahhitler Ayhan Gedik ve Haluk Koç ile imar işlerinden sorumlu eski başkan yardımcısı Ayşe Sevinç Argun hakkında 21 yıl hapis cezası verildi. Binanın diğer müteahhitlerinden Mustafa İpek ve Faruk Pilge ise 8 yıl hapis cezasına mahkûm edilirken. Yargılanan belediye personellerinden Mustafa Nalbant ve Hülya İnan, beraat etti. "Bugün tarihe bir not düşüldüğü inancındayız" Mahkeme sonrası açıklama yapan Bilge Sitesinde yakınlarını kaybedenlerin Avukatı Koray Atmaca, "Osmaniye 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde kamuoyunda bilge apartmanı olarak da bilinen 105 vatandaşımızın hayatını kaybettiği davada nihai kararını Osmaniye 1 Ağır Ceza Mahkemesi bugün itibariyle açıklamış durumda. Bu dava dosyasında yargılanan gerek sanıklar gerek yapım müellifi gerek proje müellifleri gerek o dönemin kamu görevlileri hakkında mahkeme nihai kararını vermekle nihai sonucunu açıkladı. Bu yargılama sonucunda Kadir Kara, Haluk Koç, Ayşe Argun, Ayhan Gedik, bilinçli taksir sebebiyle ölüme sebebiyet verme suçundan 21 yıl, Faruk Bilge ve Mustafa İpek, kusurlu olmaları sebebiyle 8 yıl adli kontrol şartı devam etmek şartıyla ceza aldılar. Mustafa Nalbant ve Hülya İnan isimli sanıklar ise sayın mahkeme beraatine karar verdi. 21 yıl ceza alan sanıklar bakımından mahkeme aynı zamanda tutuklama kararını da gerekçeli nihai kararıyla birlikte açıklamış bulundu. Adaletin yerine getirildiğine inananlardanız ama tabii ki kaybettiklerimize verilen ceza miktarları veya mahkemenin nihai kararı sonucunda verilen ceza oranı bir nebze olsa kaybettiklerimizi geri getiremeyecek. Adalet mücadelesi veren, yargılamanın tarafı olup da depremde yakınlarını kaybeden annelerini, babalarını, kardeşlerini, çocuklarını, eşlerini kaybedenlerin yarasına bir nebze olsa da soğuk bir su serpintisi olduğu düşüncesindeyim. Yargı yolu istinafın vereceği karara göre de yargıtaya kadar da gitme yani en üst merciye kadar da kanun yoluna her iki tarafın da kararı yargılamanın tarafı olan gerek müşteki tarafların gerek sanık taraflarının bu kararı üst mahkemeye taşıma hakları da bulunmaktadır. Bugün itibariyle tarihe bir not düşüldüğü inancındayız. Hiç değilse depremde yakınlarını kaybetmiş olan insanların da bir nebze olsa bir insan olarak düşündüğümüz zaman hukukun gereğinin mahkeme tarafından yerine getirildiği inancını paylaşanlardanım" diye konuştu. Depremde yakınlarını kaybeden Defne Güngör, "Depremden sonra ilk defa yüzümüzün güldü. Bu ağlamamız gülme ağlaması yani mutluluk ağlaması. Adaletin yerine gelmesi için elimizden geleni yaptık. Duruşmaların hepsine katıldık. Avukatlarımıza da çok teşekkür ediyoruz. Biz kayıp yakınları olarak kenetlenmiştik. Bu karar bizi mutlu etti. Cezalılar cezasını tabii ki onları yerine getirmeyecek. Kayıplarımız telafi olmayacak ama onlara karşı görevimizi yapmanın mutluluğu içerisindeyiz" dedi. Depremde yakınlarını kaybeden Tuğba Ay, "Bu karar aynı zamanda Türkiye için bir örnek teşkil edecek. Belki ileriki yıllarda bu makamlarda, bu mesleklerde olan insanlar daha düşünerek, araştırarak, vicdanlarını sorgulayarak, mesleklerinin gereği ve etiğini yaparak işlerini yaparlar. Bu da bizim için önemli" diye konuştu
Isparta Emekli polis baba: "Yusuf bizim tek çocuğumuzdu, sağlık veya psikolojik bir sorunu yoktu, işine çok bağlı ve başarılı bir insandı" Roketsan mühendisi Yusuf Serdar Yücel’in (25) Ankara’daki evinde ölü bulmasıyla ilgili ilk incelemelerde, genç mühendisin sodyum nitrat içerek intihar ettiği öne sürülürken, emekli polis olan babası Ahmet Yücel, oğlunun infaz edildiğini iddia etti. Acılı aile, Adli Tıp Kurumu’ndan çıkacak otopsi sonucunu beklerken olayın aydınlatılması için yetkililere çağrıda bulundu. Baba Yücel, oğlunun cenazesini gasilhanede eski meslektaşlarıyla birlikte incelediğini ve çarpıcı bulgulara ulaştığını söyledi. Ankara’nın Yenimahalle ilçesinde 3 Ocak 2025 tarihinde meydana gelen olayda, Roketsan’da yazılım mühendisi olarak çalışan Yusuf Serdar Yücel’den (25) günlerdir haber alamayan arkadaşlarının ihbarı üzerine polis ekipleri harekete geçti. Polis eşliğinde girilen evde, Yücel’in cansız bedeni bulundu. Cenaze, yapılan incelemelerin ardından Adli Tıp Kurumu’na götürülerek, sonrasında ailesine teslim edildi. Yusuf Serdar Yücel, memleketi Isparta’da toprağa verildi. İlk incelemelerde, Yücel’in sodyum nitrat içerek intihar ettiği öne sürüldü. “Oğlumun sağlık veya psikolojik hiç bir sorunu yoktu” Yusuf Serdar Yücel’in emekli polis memuru olan babası Ahmet Yücel, oğlunun intihar etmediğini ve infaz edildiğini iddia etti. Baba Yücel, “Yusuf bizim tek çocuğumuzdu. Sağlık veya psikolojik bir sorunu yoktu. İşine çok bağlı ve başarılı bir insandı. Annesi Aralık ayında onun yanına Ankara’ya gitmişti ve gayet mutlu vakit geçirdiklerini söylüyordu. Olayın yaşandığı gece oğlum yılbaşı nedeniyle mesaiye kalmıştı. İş bitiminde eve dinlenmeye gitmiş. Daha sonrasında oğlum işe gitmeyince arkadaşları şüphelenmiş ve polise haber verilmiş. Eve girildiğinde oğlumun cansız bedeni bulundu” ifadelerini kullandı. Baba Ahmet Yücel, olayın başından itibaren birçok şüpheli durumla karşılaştığını belirterek, “Ankara’ya gelirken karakol ekiplerinin bakacağı söylendi, sonra cinayet büroya devredildi. Eve ulaştığımızda stresli bir ortam vardı. Polislik mesleğimden dolayı olay yerinde bir karışıklık olduğunu hemen anladım. Oğlumun odasında sodyum nitrat maddesi bulunduğu söylendi. Araştırdım, bu madde çiftçilerin gübre olarak kullandığı bir tür. Bu maddeyle ölüm çok nadir” şeklinde konuştu. “Gasilhanede inceledik” Ahmet Yücel, oğlunun cenazesini gasilhanede eski meslektaşlarıyla birlikte incelediğini belirterek, "Gördüğümüz izlerden, oğlumun diz çöktürülerek ensesine silah dayanıp etkisiz hale getirildiğini, ardından poşetle havasız bırakılarak bir maddeden zehirlendiğini düşünüyoruz. Yüzünde benekler, omuzlarında baskı izleri vardı. Vücudunun geri kalanı tertemizdi. Sağ ayağı ve sağ eli olayın gerçekleştiği pozisyonu gösteriyordu. Bu infazın ardından yalan haberler yayıldı, sahte deliller üretildi. Bu süreçte resmi makamlardan destek alamadım. Oğlumun ölümüne ilişkin dezenformasyon ve delil karartma girişimlerinden şikayetçiyim” dedi. “Bilim insanlarımız korunmalı” Ahmet Yücel, yetkililere çağrıda bulunarak, “Bundan sonra başka değerli mühendislerimizin ve bilim insanlarımızın başına böyle olaylar gelmesin. Onlar korunmaya alınmalı. Oğlum şerefiyle gitti. İster intihar deyin ister şehit, biz vatanımız sağ olsun diyoruz ve bu süreci Allah’a havale ediyoruz” şeklinde konuştu. Vefat eden Roketsan mühendisi Yusuf Serdar Yücel’in kesin ölüm sebebinin, Ankara Adli Tıp Kurumu’nda yapılacak otopsi sonucunda netlik kazanacağı öğrenildi. Acılı aile ise oğullarının intihar etmediğini, infaz edildiğini iddia ederek yas tutarken, bu sürecin bir an önce çözüme kavuşmasını bekliyor.
Antalya Alanya’da tekstil atıkları giysi kumbarasıyla geri dönüştürülüyor Alanya Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü tarafından kentin farklı noktalarında konumlandırılan 353 adet giysi kumbarasından, 4 ayda toplam 150 bin 219 kilogram tekstil atığı toplandı. Alanya’nın özellikle yoğun olarak kullanılan 353 noktasına yerleştirilen giysi kumbaraları ile kaynakların daha verimli kullanılması ve atıkta geri kazanımın sağlanarak ülke ekonomisine katkıda bulunulması amaçlanıyor. Vatandaşlar eski ya da kullanmadıkları giysi, ayakkabı, aksesuar ve tekstil ürünlerini söz konusu kumbaralara atarak, sıfır atık olgusuna katkı sağlıyor. Tekstil kumbaralarında toplanan kılık kıyafet gibi malzemeler lisanslı firma tarafından alınarak, kullanılır durumdakileri yıkama ütüleme işlemlerine tabii tutuluyor ve ihtiyaç sahipleri ile buluşması için Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü’ne bağlı Gönül Pınarı mağazalarında değerlendiriliyor.Kullanılmayacak durumda olan malzemeler de yine lisanslı firmalar aracılığıyla tekrar tekstil hammaddesi olmak üzere geri dönüşüm tesislerinde değerlendiriliyor. 4 ayda 150 ton tekstil atığı geri dönüşüme kazandırıldı Alanya Belediyesi tarafından, vatandaşların kullanmadığı giyim eşyalarının geri dönüşüme kazandırılmasını amaçlayan giysi kumbaralarına atılan kıyafetlerden Eylül ayında 27 bin 910 kilogram, Ekim’de 29 bin 647 kg, Kasım’da 54 bin 20 kg, Aralık’da 36 bin 590 kg tekstil atığı olmak üzere toplam 150 ton (150.219 kg) toplanarak geri dönüşüme kazandırıldı. “Sürdürülebilir bir gelecek için çalışıyoruz” Kullanılmış giysi ve tekstil atıklarının geri kazanılıp yeniden kullanılmasının önemini vurgulayan Alanya Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürü Sevda Çapa; “İklim değişikliğinin etkilerini azaltmak ve kaynakları verimli kullanmak şehrimizin çevresel geleceğinin inşası için öncelikli hedeflerimizden biridir. Kullanılmış tekstil ürünlerinin atık olarak çöpe terk edilmesi, aynı miktarda üretilecek hammadde için gerekli petrol, kimyasal, enerji ve suyun da boşa gitmesi anlamına gelmektedir. Tekstil malzemelerinin üretiminde kullanılan poliamid, poliester ve polipropilen gibi polimerler doğada uzun süre bozulmadan kalmakta ve çöplük alanlarında büyük yer tutmaktadır. Ayrıca tekstil endüstrisindeki temel ekolojik sorunlar, atık su miktarı ve bünyesinde bulundurduğu kimyasal madde miktarı ve tipi ile ilgilidir. Sürdürülebilir bir gelecek için doğal kaynakların etkin kullanımı, enerji verimliliği, endüstrilerin atık yüklerinin azaltılması ve çevre kirliliğine etkisi bulunan faktörlerin minimize edilmesi hayati önem arz etmektedir” dedi.