GÜNDEM - 08 Ocak 2025 Çarşamba 18:02

Bilge Sitesi davasında eski belediye başkanına 21 yıl hapis cezası

A
A
A
Bilge Sitesi davasında eski belediye başkanına 21 yıl hapis cezası

Osmaniye’de 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 105 kişinin hayatını kaybettiği Bilge Sitesi davasında yargılanan geçmiş dönem Belediye Başkanı Kadir Kara hakkında 21 yıl hapis cezası verildi.


Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 6 Şubat depremlerinde 105 kişinin yaşamını yitirdiği Bilge Sitesi davasında yargılanan Belediye Başkanı Kadir Kara, müteahhitler ve belediye personelinin yargılandığı davada 8. duruşmanın sonunda mahkeme, sanıklar hakkında hükmünü verdi. Duruşmada; Kadir Kara, müteahhitler Ayhan Gedik ve Haluk Koç ile imar işlerinden sorumlu eski başkan yardımcısı Ayşe Sevinç Argun hakkında 21 yıl hapis cezası verildi. Binanın diğer müteahhitlerinden Mustafa İpek ve Faruk Pilge ise 8 yıl hapis cezasına mahkûm edilirken. Yargılanan belediye personellerinden Mustafa Nalbant ve Hülya İnan, beraat etti.



"Bugün tarihe bir not düşüldüğü inancındayız"


Mahkeme sonrası açıklama yapan Bilge Sitesinde yakınlarını kaybedenlerin Avukatı Koray Atmaca, "Osmaniye 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde kamuoyunda bilge apartmanı olarak da bilinen 105 vatandaşımızın hayatını kaybettiği davada nihai kararını Osmaniye 1 Ağır Ceza Mahkemesi bugün itibariyle açıklamış durumda. Bu dava dosyasında yargılanan gerek sanıklar gerek yapım müellifi gerek proje müellifleri gerek o dönemin kamu görevlileri hakkında mahkeme nihai kararını vermekle nihai sonucunu açıkladı. Bu yargılama sonucunda Kadir Kara, Haluk Koç, Ayşe Argun, Ayhan Gedik, bilinçli taksir sebebiyle ölüme sebebiyet verme suçundan 21 yıl, Faruk Bilge ve Mustafa İpek, kusurlu olmaları sebebiyle 8 yıl adli kontrol şartı devam etmek şartıyla ceza aldılar. Mustafa Nalbant ve Hülya İnan isimli sanıklar ise sayın mahkeme beraatine karar verdi. 21 yıl ceza alan sanıklar bakımından mahkeme aynı zamanda tutuklama kararını da gerekçeli nihai kararıyla birlikte açıklamış bulundu. Adaletin yerine getirildiğine inananlardanız ama tabii ki kaybettiklerimize verilen ceza miktarları veya mahkemenin nihai kararı sonucunda verilen ceza oranı bir nebze olsa kaybettiklerimizi geri getiremeyecek. Adalet mücadelesi veren, yargılamanın tarafı olup da depremde yakınlarını kaybeden annelerini, babalarını, kardeşlerini, çocuklarını, eşlerini kaybedenlerin yarasına bir nebze olsa da soğuk bir su serpintisi olduğu düşüncesindeyim. Yargı yolu istinafın vereceği karara göre de yargıtaya kadar da gitme yani en üst merciye kadar da kanun yoluna her iki tarafın da kararı yargılamanın tarafı olan gerek müşteki tarafların gerek sanık taraflarının bu kararı üst mahkemeye taşıma hakları da bulunmaktadır. Bugün itibariyle tarihe bir not düşüldüğü inancındayız. Hiç değilse depremde yakınlarını kaybetmiş olan insanların da bir nebze olsa bir insan olarak düşündüğümüz zaman hukukun gereğinin mahkeme tarafından yerine getirildiği inancını paylaşanlardanım" diye konuştu.


Depremde yakınlarını kaybeden Defne Güngör, "Depremden sonra ilk defa yüzümüzün güldü. Bu ağlamamız gülme ağlaması yani mutluluk ağlaması. Adaletin yerine gelmesi için elimizden geleni yaptık. Duruşmaların hepsine katıldık. Avukatlarımıza da çok teşekkür ediyoruz. Biz kayıp yakınları olarak kenetlenmiştik. Bu karar bizi mutlu etti. Cezalılar cezasını tabii ki onları yerine getirmeyecek. Kayıplarımız telafi olmayacak ama onlara karşı görevimizi yapmanın mutluluğu içerisindeyiz" dedi.


Depremde yakınlarını kaybeden Tuğba Ay, "Bu karar aynı zamanda Türkiye için bir örnek teşkil edecek. Belki ileriki yıllarda bu makamlarda, bu mesleklerde olan insanlar daha düşünerek, araştırarak, vicdanlarını sorgulayarak, mesleklerinin gereği ve etiğini yaparak işlerini yaparlar. Bu da bizim için önemli" diye konuştu



Bilge Sitesi davasında eski belediye başkanına 21 yıl hapis cezası

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nden dijital eğitim hamlesi: Yeni Nesil Açıköğretim Sistemi Anadolu Üniversitesi açık ve uzaktan eğitimin Türkiye’deki öncüsü olarak, Açıköğretim Sistemi’nde dijitalleşme ve sürdürülebilirlik odaklı önemli bir dönüşüm başlattı. Açıköğretim İktisat ve İşletme Fakülteleri öğrencileri, tüm işlemlerini Açıköğretim Öğrenci Bilgi Sistemi üzerinden çevrim içi olarak kolayca gerçekleştirebiliyor. Kayıt yenileme, belge alma ve diğer işlemler, mobil cihazlardan, bilgisayarlardan veya tabletlerden hızlı ve pratik bir şekilde yapılabiliyor. Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Sistemi, öğrencilere ders kitapları ve dijital öğrenme materyalleri sunmanın yanı sıra, tüm eğitim süreçlerini çevrim içi olarak yürütmek için ’Anadolum eKampüs’ gibi yenilikçi platformlar kullanıyor. Öğrenciler, ders kitaplarından dijital materyallere, sınav sonuçlarından uygulama derslerine kadar tüm işlemlerini hızlı ve verimli bir şekilde gerçekleştirebiliyor. Bu sayede, öğrenciler öğrenim süreçlerini daha modern ve etkin bir şekilde yönetebiliyor. Çağdaş, öncü ve verimli bir Açıköğretim Sistemi hayata geçti Anadolu Üniversitesi’nin güçlü dijital altyapısı sayesinde, öğrenciler herhangi bir fiziki büroya gitmeden öğrenim süreçlerini tamamlayabiliyor. Açıköğretim Öğrenci Bilgi Sistemi sayesinde öğrenciler, kayıt yenileme, belge alma gibi işlemlerini mobil cihazlar, bilgisayarlar veya tabletler üzerinden 7/24 gerçekleştirebiliyor. Öğrenciler, işlem yapmak için belirli bir zaman veya yer kısıtlamasına tabi olmadan, her an ve her yerden erişim sağlayabiliyor. Anadolu Üniversitesi’nin dijitalleşme hamlesi, sürdürülebilirlik açısından da önemli adımlar atılmasını sağlıyor. Dijital çözümler sayesinde, kâğıt ve enerji tüketimi azalırken, seyahat ihtiyacı ortadan kalkıyor. Bu sayede, karbon ayak izinin düşürülmesi hedefleniyor. Dijital sistemler, çevre dostu bir yaklaşımı benimserken, öğrencilere de daha verimli ve hızlı bir öğrenim deneyimi sunuyor. Açıköğretim Sistemi, kaynakların etkin kullanımı ve kesintisiz hizmet anlayışıyla öğrencilerine modern, hızlı ve sürdürülebilir bir eğitim deneyimi sunmaya devam ediyor. Bu dönüşüm, Anadolu Üniversitesinin yükseköğretimdeki liderliğini pekiştiriyor ve öğrencilere her geçen gün daha verimli ve çevre dostu bir eğitim süreci sağlıyor.
Gaziantep HKÜ’de “Akademik Ödül Töreni” gerçekleştirildi Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde (HKÜ), 2023 yılında üniversitenin akademik performansına en çok katkı sunan akademisyenler ödüllendirildi. HKÜ’de terfi alan aynı zamanda üniversiteye 2023 yılında en çok katkı veren akademisyenlere ödül, başarı belgelerinin sunulduğu ve toplam 241 ödülün verildiği, “Akademi Ödül Töreni” HKÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Haluk Kalyoncu’nun katılımıyla gerçekleşti. HKÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Haluk Kalyoncu törende yaptığı konuşmada, “Her yıl spordan sanata, sağlıktan teknolojiye birçok alanda örnek projeler hayata geçiren üniversitemizin, küresel ve bölgesel gelişmeleri de yakından takip eden hocalarımızın çeşitli platformlarda bölgemizdeki gelişmelere gerçekçi ve bilimsel analizleri ile gündemi yorumlarken toplumun bilgi ihtiyaçlarına ışık tutmaktadır. Yine uluslararası yükseköğretim müfredatı ve güncellemelerini yakından takip eden ve sürekli yenilenen dijital öğrenim ve yeni bilimsel yaklaşımları araştıran, değişimi hızlanan eğitim sistemlerini sürekli güncel olarak takip eden ve bu yeni müfredatları öğrenim sistemimize yansıtılarak öğrencilerimizle buluşturulmasını sağlamak mütevelli heyetimiz olarak siz kıymetli akademisyenlerimizden en temel beklentimizdir. Bugünlere gelen üniversitemizde emeği geçen herkese başta maddi ve manevi desteklerini ilk günden itibaren üniversitemizden esirgemeyen Mütevelli Heyeti Başkanımız Cemal Kalyoncu’ya huzurlarınızda şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı. Açılışta konuşan HKÜ Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli, “Kurulduğu günden itibaren üniversitemizin başlıca amacı akademik bilgisi ve mesleki donanımı yüksek, milli birlik şuuruna sahip değerlerine bağlı bireyler yetiştirmek ve ülkemizin geleceğinin biçimlenmesine katkıda bulunmaktır. 2023 yılı, Türkiye Üniversite Memnuniyet Araştırması sıralamasına göre üniversitemiz Türkiye’deki 200 üniversite arasından ’genel memnuniyet’ sıralamasında 8.’inci sıraya yükselmiştir. Türkiye’deki 74 vakıf üniversitesi arasında da 3.’üncü sırada yer almaktadır. Yerleşke ve Yaşamın Doyuruculuğu alanında öğrencilerin beklentilerini en üst düzeyde karşılayan ’A+ bir üniversite’ notunu almıştır. Aynı zamanda Times Higher Education tarafından açıklanan ’2024 Dünya Üniversiteler Etki Sıralaması’ sonuçlarına göre Üniversitemiz, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri içinde yer alan ’Sağlık ve Kaliteli Yaşam’ kategorisinde dünyada 1001+ bandında; Türkiye’de vakıf üniversiteleri arasında 26., tüm üniversiteler arasında ise 74. sırada yer almıştır. Kampüsümüz son iki yıldır GreenMetric tarafından da Yeşil Kampüs sıralamasında dünyanın en yeşil ilk 250 kampüsü arasında gösteriliyor” dedi. Akademisyenler ödüllendirildi Yaptıkları bilimsel çalışmalar ile Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nin akademik performansına en çok katkıyı sunan öğretim elemanları, törende ödül heyecanı yaşadı. Bu kapsamda Stanford Üniversitesi tarafından hazırlanan “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları” listesine giren, akademik teşvik puanı en yüksek olan, saygın indeksli dergilerde en çok yayın yapan, saygın indeksli dergilerde en çok atıf alan, proje başvuruları kabul edilen, ulusal/uluslararası patenti tescillenen, akademik teşvik puanı en yüksek olan, akademik unvanları yükseltilen ve Times Higher Education (THE), UI GreenMetric Yeşil Kampüs ile Beslenme ve Fiziksel Aktivite Dostu çalışma gruplarında ve 2024 yılında akredite edilen bölümlerde yer alan akademisyenlere ödülleri takdim edildi.
Ankara Yediği tatlıdan 3 adet cam parçası çıktı Ankara’da bir alışveriş merkezinde tatlı yiyen bir kişi, yediği tatlının içinden cam parçası çıkması üzerine restorandan şikayetçi oldu. Olay, Keçiören ilçesindeki Antares Alışveriş Merkezi’nde yaşandı. İddiaya göre, arkadaşları ile Antares Alışveriş Merkezi’ndeki Kavanoss Cafe’ye tatlı yemeye giden Burak Taştan isimli bir vatandaşın yediği tatlının içerisinden cam parçası çıktı. Olayın ardından hastaneye giden Taştan, endoskopi sonuçlarında midesinde 3 adet cam parçası olduğunu öğrendi. Taştan, bunun üzerine kafeden şikayetçi oldu. “Merakımdan fındık gibi bir şey zannedip ısırdım” Keçiören’de bulunan Antares Alışveriş Merkezi’ne tatlı yemeye gittiğini söyleyen mağdur Burak Taştan, “Benim sağ dişimde dolgu olduğu için bundan dolayı sert tatlılar yiyemiyordum. Yumuşak bir tatlı söyledim. Tatlıyı kendileri üretiyorlarmış. Tatlımızı yerken son kaşığa gelmiştik ve bu son kaşığı yerken sol dişime bir şey takıldı. Ben de merakımdan fındık gibi bir şey zannedip ısırdım. Isırınca da patlama yaptı. Bu sıra içerisinde de dudağımın içerisinden biraz kan geldi. Elimle kontrol ettim, çıkardım ve cam olduğunu gördük. Garsonların eli ayağı birbirine dolaştı. Mekanda oturan müşteriler dahil bir değişik oldu. Hemen elimi ve yüzümü yıkadım. Yıkadıktan sonra da buranın patronu geldi. ‘Ne yapabilirim’ diye bir bir cümle kullandı. Bunu kullanınca ben de sinirlenip direkt hastaneye gittim ve tedavi sürecimi başlattım” ifadelerini kullandı. “Bu benim başıma geldi ama diğer insanların başına gelmesini istemiyorum” Midesinde 3 adet cam parçası olduğunu öğrendiğini belirten Taştan, “Bu camlara endoskopi tarafından bakıldığında boğazımda yoktu. Ama bu camlar tabii ki bir süre içerisinde benimle birlikte kalmak zorundaydı. Bu camlarla birlikte bir hafta boyunca bir imtihanım oldu. Bir hafta boyunca ne yemek yiyebildim, ne içecek içebildim. Kendilerinden zaten davacı olmuştuk. Bu bir hafta içerisinde altı buçuk kiloluk kilo kaybettim. Çünkü idrar yoluyla ya da diğer yol ile çıkacaktı. Bu cam tabii ki de benim aşırı derecede korktuğum bir şey. Bu süre zarfında da kilo kaybından sonra bir lavaboya gittim. Lavaboda da makat bölümümü yırttı. Tekrardan tedavi sürecim başladı. Ünlü bir mekan, ünlü bir iş yeri yani. Günlük milyonlarca insanın uğradığı bir yer. Bu benim başıma geldi ama diğer insanların başına gelmesini istemiyorum. Bu süre zarfında arkadaşların vermiş olduğu ifade yani savunmaları çok komik. Bu bir kaza denildi. Yani sonuç olarak bu benim ölümüme kadar sebebiyet verebilirdi” diye konuştu. “Cama artık o kadar korkum oldu ki şu anda plastik kaplarla yiyorum” Taştan, belgelerin, camın olduğuna ve parçalandığına dair her şeyin elinde mevcut olduğunu söyleyerek, “Biz de esnafız. Biz bu kişilere ulaşım sağladık. Dedik ki hani olabilir, kaza hani ustası camı kırmış olabilir, bardak kırılmış olabilir. Sonuç olarak tatlıları kendileri yapıyor. Her şey olabilir. Ama biz bunlara ulaştığımızda, ’bizlere ne yaparsan yap elinden geleni ardına koyma’ gibi cümleler kullandı. Bu insanın gerçekten canını çok sıkıyor. Çünkü bu bir insanın canına kastetmek demektir. Bu mekana günde yani dediğim gibi bir sürü insan uğruyor ve benim başıma geldi. Türkiye gibi. Cama artık o kadar korkum oldu ki şu anda plastik kaplarla yiyorum. Karton bardakta çay içebiliyorum ve bu süre ortalama bende bir senedir bu şekilde. Psikolojik destek de aldım. Yani bu olay arkadaşlarım tarafından da dalga konusu oldu, arkadaşlarım bile çok güldü. Hem psikolojik olarak hem ruhsal olarak inanılmaz derecede çöktüm. Bunun gerekli tüm işlemlerini yaptık. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne, Türkiye Cumhuriyeti adaletine gerçekten güveniyorum ve adalet yerini bulacağını inanıyorum” şeklinde konuştu.