SAĞLIK - 17 Eylül 2024 Salı 16:52

Sonbahar şap aşılama programı başlıyor

A
A
A
Sonbahar şap aşılama programı başlıyor

Samsun’da “2024 Yılı Hayvan Hastalıkları ile Mücadele ve Hayvan Hareketleri Kontrolü Programı” kapsamında, aşılama programları başlıyor. Aşılama yaptırmayan işletmelere 73 bin 143 TL idari para cezası uygulanacak.


İl/ilçe tarım ve orman müdürlükleri tarafından yürütülecek olan Sonbahar Şap Aşılama Programı, 16 Eylül-17 Kasım 2024 tarihleri arasında tamamlanacak. Konuyla ilgili açıklama yapan İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, "Şap hastalığı, eskiden beri bilinen, ülkeler arası canlı hayvan ve hayvansal ürün ticaretini olumsuz yönde etkileyen, büyük ekonomik kayıplara neden olan, çift tırnaklı hayvanların akut ve çok bulaşıcı viral bir hastalığıdır. Bu hastalığa sığır, manda, koyun keçi domuzların yanında yabani çift tırnaklı hayvanlarda duyarlıdır. Hastalıktan korunmada aşılama çok önemli olduğundan, yetiştiricilerimizin büyükbaş hayvanlarına şap aşısını mutlaka yaptırması gerekmektedir. Ayrıca sevk edilecek büyükbaş hayvanlar şap hastalığına karşı aşılanmış olmalıdır. 5996 sayılı ’Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 4. maddesi gereğince yetiştiricilerin hayvanlarını aşılatmaları zorunlu olup, aksi yönde hareket edenler hakkında ilgili kanuna muhalefetten 2024 yılı için, işletme başına 73 bin 143 TL idari para cezası uygulanması hükmü de yasada yer almaktadır. Yine şap aşısı eksik olması durumunda hayvanların sevklerine müsaade edilmeyecek olup, veteriner sağlık raporu düzenlenmeyecektir. Aşılama programları, il/ilçe tarım ve orman müdürlüklerimiz tarafından yürütülecektir. Üreticilerimizin mutlaka hayvanlarına şap aşısı yaptırmaları ve daha ayrıntılı bilgi almak için il ve ilçe müdürlüklerimize müracaat etmeleri gerekmektedir. Yetiştiricilerimizin şap aşılama programına göstereceği ilgi ve hassasiyet, ilimizde şap hastalığı ile mücadelemizi kolaylaştıracaktır” dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Akademisyen Adem Palabıyık: “Alınan her ürün, Gazze’ye atılan bombanın sponsorluğunu oluşturuyor” Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Adem Palabıyık, üniversite öğrencilerinin boykot markaları için potansiyel müşteri olarak görüldüğünü belirterek, "Alınan her ürün, Gazze’ye atılan bombanın sponsorluğunu oluşturuyor” dedi. Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Adem Palabıyık, Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitim dönemi açılış dersi olarak “Çanakkale’den Gazze’ye Vatan Savunması” dersinin büyük ilgi gördüğünü belirterek, “Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin hocamızın ilk ders olarak Çanakkale ve Gazze sentezini oluşturması çocuklar için harika bir tecrübe oldu. Bizler de buradan yola çıkarak, üniversitelerimizin akademik açılış dersi olarak ‘Boykot’un Sosyolojisi’ni anlatmalıyız ve buna talibim, her yerde anlatmaya hazırım” dedi. “Boykotun sosyolojisi öğretilmeli” Akademisyen Palabıyık, Gazze katliamının yılının dolmasına çok kısa bir süre kalmasına rağmen hala katil İsrail’in cinsiyet, yaş veya hasta ayrımı gözetmeden masumları katletmeye devam ettiğini belirterek, “Elinden gelen en önemli uygulama pratiği ise boykottur. Üniversite öğrencileri özellikle boykot markaları için potansiyel müşteri olarak görülüyor. Boykot markaları, belirli dönemlerde satamadıkları ürünlerden dolayı indirim yaparak, kampanyalarla bu ürünleri satabiliyorlar. Alınan her ürün, Gazze’ye atılan bombanın sponsorluğunu oluşturuyor. Buna dur demeliyiz, çünkü katil İsrail, biz dur demeden durmayacak ve onu durdurabilmenin en önemli yolu da İsrail’e destek veren markaların boykot edilmesinden geçiyor” ifadelerini kullandı. “Üniversite öğrencilerine boykotun ne olduğu anlatılmalı ve alternatifler sunulmalı” Boykot ürünlerinin alternatiflerine dair çalışmaların yapılarak üniversite öğrencilerine bilgi verilmesi gerektiğini belirten Palabıyık, sözlerini şu ifadelerle tamamladı: “Üniversite öğrencileri için yapılan en değerli çalışma boykot markalarının alternatiflerini hazırlamak ve bilgilendirme yapmaktır. Alternatif markalar elbette kaliteli olmalı ve uygun fiyata satılmalıdır. Çünkü boykot markaları, alternatif ürünlerin satış ve fiyatlarını da yakından takip etmektedir. Böylece atabilecekleri tüm adımları tek tek atmaktan asla çekinmezler. Bir de konunun manevi boyutu muhakkak işletilmelidir. Çünkü dinimiz olan İslam, Müslüman bir kardeşi zulüm altındayken başka bir Müslüman’ın vicdanının rahat olmasına müsaade etmez. Bugün, Gazze’de de üniversiteler açılacak ve ders dönemi başlayacaktı ama katil İsrail, Gazze’deki bütün üniversiteleri harabeye çevirdi ve akademisyenleri şehit etti. Elimizden gelen ne varsa yapmalı ve ilk iş olarak boykottan başlamalıyız.”
Niğde Başkan Özdemir: "Vefa borcumuzu ne yapsak ödeyemeyiz" Niğde Belediye Başkanı Emrah Özdemir, 19 Eylül Gaziler Günü dolayısıyla mesaj yayımladı. Başkan Özdemir mesajında, “Vatan için ölmeyi göze alan kahraman gazilerimiz, sonsuza kadar milletimiz için gurur kaynağı olmaya devam edecektir” dedi. Belediye Başkanı Emrah Özdemir, mesajında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 19 Eylül 1921 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk’e ‘mareşal’ rütbesi ve ‘gazilik’ unvanının verildiğini hatırlattı. Bu nedenle her yıl 19 Eylül tarihinin Gaziler Günü olarak kutlandığına işaret eden Niğde Belediye Başkanı Emrah Özdemir, “Vatanımızın bölünmez bütünlüğü için, bayrağımız için canlarını feda eden şehitlerimiz ve bu uğurda ölümü göze alan gazilerimize olan vefa borcumuzu ne yapsak ödeyemeyiz. Kahraman şehitlerimiz ve gazilerimiz, sonsuza kadar milletimiz için gurur ve kıvanç kaynağı olmaya devam edecektir.” diye konuştu. Başkan Özdemir mesajında, “Şehitlerimiz ve gazilerimizin emaneti olan vatan topraklarını sonsuza kadar korumak ve ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmak toplumun tüm kesimlerinin öncelikli görevidir” ifadelerine yer verdi. Niğde Belediye Başkanı Emrah Özdemir, 19 Eylül Gaziler Günü dolayısıyla yayımladığı mesajını şu sözlerle tamamladı: "Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, vatanımız için canlarını hiç düşünmeden feda eden aziz şehitlerimizi ve ebediyete intikal etmiş kahraman gazilerimizi rahmet ve şükranla anıyorum. Hayatta olan kahraman gazilerimize de sağlıklı ve sıhhatli uzun ömürler diliyorum"
Hatay Depremin yaraları bale, resim ve piyano ile sarılıyor Depremin vurduğu Hatay’da depremzede çocuklar sanatla buluşarak hem asrın felaketinin izlerini siliyor hem de kendilerini geliştiriyorlar. Kahramanmaraş merkezli depremlerde en büyük yıkımın yaşandığı Hatay’da asrın felaketinin yaraları sanat ile sarılıyor. Defne ilçesi Dursunlu Mahallesi’nde Sanatoryum Fatma Satar Müzik Resim ve Bale Akademisi; resim, müzik ve bale eğitimlerine kaldığı yerden devam ediyor. Yaklaşık 27 yıldır faaliyetlerine devam eden sanat okulu, afetzede çocukların deprem psikolojisinden kurtulmalarına yardımcı olurken öte yandan yaz tatillerini değerlendirme fırsatı yakaladı. Sanat okulunda; yaz tatilinden önce 200 öğrenci olurken yaz tatili süresince öğrenci sayısı 2 kat artarak 400 sayısına ulaştı. Yaz tatilini sanat okulunda eğitimler alarak geçiren öğrenciler, eğitimin yanı sıra depremin kalıcı izlerinden ve etkilerinden uzaklaşmaya çalışıyorlar. Depremin vurduğu Hatay’ın sokaklarında çocuklara eğitim veren Fatma Satar, resim, müzik ve bale bölümleriyle çocukları sanatla buluşturarak depremin etkilerini ve izlerini silmeye çalıştıklarını belirtti. “Burada çocuklar eğleniyorlar, iyileşiyorlar ve gelecekleri için eğitim alıyorlar” 28 yıldır Hatay’ın çocuklarını sanatla buluşturan ve eğitim veren Fatma Satar, “Okulumuz 28 yıllık bir eğitim kurumudur. Yıllardır çocuklarımızı devlet konservatuarlarına ve güzel sanatlarına hazırlıyoruz. Eğitim vererek çocukların gelişimlerine katkı veriyoruz. Yaz aylarında insanlar Hatay’a geri göç etmeye başladılar. Okulumuzda yaklaşık 400 öğrencimiz var. Bu durumdan çok keyifliyiz ve daha da gelmeye devam ediyorlar. Hatay’a insanların yerleşmeleri olması daha güzel hale geliyor. Yaz tatili öncesinde 200 öğrenci varken yaz tatili süresince 400 öğrenci var. Burada çocuklar eğleniyorlar, iyileşiyorlar ve gelecekleri için eğitim alıyorlar. Ben ve hocalarımızla birlikte çocukları en üst seviyede yetiştirmeye çalışıyoruz. Burada müzik, resim ve bale bölümlerimiz var. En üst seviyede eğitim vererek sertifikalarımızı veriyoruz. Güzel sanatlarına doğru adım adım gidiyoruz. Sanatın en büyük özelliği iyileştirici olmasıdır. Bunlarla da çocuklarımız toparlandı. Depremin izleri tamamen silindi diyebiliriz” dedi. “Ben burada piyano eğitimi alıyorum ve bale yapıyorum” Sanat okulunda yaz tatilini geçiren Destina Çelebi, “Ben burada piyano eğitimi alıyorum ve bale yapıyorum. Burada çok mutluyum. Yaşadığımız büyük felaketten sonra burası çok iyi geldi. Bu yaz tatilinde zamanımı burada geçirdim. Çünkü burası gerçekten çok güzel bir yer. Burada bir şeyler öğreniyorum ve kendime katkı sağlıyorum” şeklinde konuştu. “Kelimelerle ifade edemediklerimizi kağıda çiziyoruz” Yaz tatilinde sanat okuluna gitmekten mutlu olduğunu ifade eden Dilan Ceylan, “Resim çiziyorum ve güzel sanatlara hazırlanıyorum. Burada olmaktan mutluyum. Kelimelerle ifade edemediklerimizi kağıda çiziyoruz. Kafamı dağıtabiliyorum. Depremden sonra burası iyi geldi. Güzel sanatlara gidebilmek için çalışıyorum ve emek veriyorum” ifadelerini kullandı.
Niğde Vali Çelik’ten 19 Eylül Gaziler Günü Mesajı Niğde Valisi Cahit Çelik 19 Eylül Gaziler Günü nedeniyle bir mesaj yayınladı. Vali Çelik mesajında şunları söyledi; "Cumhuriyetimizin banisi Mustafa Kemal Atatürk’e Mareşal ve Gazilik unvanlarının verildiği 19 Eylül günü kahraman gazilerimizin aziz hatıralarını canlı tutmak ve gelecek nesillere aktarmak için ülkemizde her yıl Gaziler Günü olarak kutlanmaktadır. Ülkemizin her karış toprağına kanlarını akıtarak tarihimize altın sayfalar yazdıran, vatanını ve kutsal saydığı değerleri korumak ve savunmak için en güç şartlar altında canlarını ortaya koymaktan çekinmeyen, cesaretin ve fedakârlığın abideleşmiş sembolü, milli ruhumuzu yücelten gazilerimiz; ülkemizin medarı iftiharı, vatanseverliğin ve kahramanlığın yaşayan abideleridir. Bu toprakları kanları ile bizlere emanet eden gazilerimiz vatanımızın yüce bir emanetidir. Bizler şehit ve gazilerimizin sayesinde bu topraklarda barış, kardeşlik ve huzur içinde yaşadığımızın her zaman bilinci içerisinde olarak, bu vatan için kanını, canını veren aziz kahramanlarımıza her zaman hak ettikleri saygı ve hürmeti göstereceğiz. Hayatta olan gazilerimizi de her zaman hatırlamak, sorunları ile yakından ilgilenmek toplum olarak bizlerin en büyük sorumluluğu ve görevi olacaktır. Aziz şehitlerimizi ve ebediyete intikal eden gazilerimizi rahmetle, şükranla anıyor, hayatta olan gazilerimize ve değerli ailelerine minnet, sevgi ve saygılarımı sunuyorum."
Kahramanmaraş Depremde yıkılan yerlere temel atma sırasında tarihi tünel bulundu Kahramanmaraş’ta ağır hasarlı binaların bulunduğu alanlarda temel atma işlemi yapan ekipler, binanın altında tarihi tünel bulundu. Kahramanmaraş’ın merkez Dulkadiroğlu ilçesindeki şehrin en eski yerleşim yerlerinden biri olan Kayabaşı Mahallesinde depremde ağır hasar alan ve yıkılan binaların bulunduğu alanlarda yıkım ekipleri temel atma işlemi gerçekleştiriyor. Bu çalışmalar çerçevesinde Şehit İlbey Caddesindeki yer alan binanın temel atma işlemini gerçekleştiren ekipler, tarihi su tüneli buldu. “Biz bir hortum zannettik, tarihi bir şeymiş” Bölgede çalışan işçi Ethem Reşit, “Kazı yaparken temelin üstünü açarken böyle bir şeye denk geldik. Arkadaşımız hemen üstünü açtı kontrol etti. Biz bir hortum zannettik sonra baktık ki tarihi bir şeymiş. Dereden akıyor ve yukarıya dönüş yapıyor” dedi. “Tarihten kalma bir tünel dediler” Sürekli yıkımlarda çalıştığını ifade eden ve ilk defa böyle bir durumla karşılaştığını söyleyen kepçe operatörü Seçkin Durmuş, “Temel sökme çalışması yaparken burası da Kahramanmaraş’ın eski tarihi yerleşim yerleri olduğu için su tüneli bulduk. İlk başta normal bir boru sandık yetkililere haber verdik. Yetkililer geldi, kontrollerini yaptı bu tarihten kalma bir tünel dediler. Ona göre de ilgilenmelerini yaptılar ve biz de gerekli yerlere bilgilerimizi verdik. İlk başta ummuyordum ama öyle denilince şaşırdım eski bir yapı sonuçta. Sürekli yıkımla uğraşıyoruz, ilk defa böyle bir şeye dek geldim. İlk başta biz de şaşırdık tabi, müzeye bilgilerimizi verdik onlar da araştırmalarını yapıyorlar” diye konuştu. (MTH-FKE-