POLİTİKA - 18 Eylül 2024 Çarşamba 15:11

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Anayasa açıklaması!

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Anayasa açıklaması!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Tekrar altını çizerek söylüyorum. Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili bizim açımızdan herhangi bir tartışma yoktur. Özellikle Cumhur İttifakı'nın böyle bir sıkıntısı, böyle bir derdi de yoktur” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri Başarı Ödülleri Töreninde konuştu.

Ödül alan firmaları ve temsilcilerini tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, emeği geçenleri kutladı.
Bu sene proje gelirlerinden Türk firmalarının aldığı payda kısmı bir düşüş olduğu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu düşüşün gelecek yıllarda süratle telafi edileceğine inandığını söyledi. Türkiye'yi büyüklüğüne, uluslararası konumuna ve saygınlığına yaraşır çizgide temsil eden müteahhitler ve müşavirlik firmalarıyla iftihar ettiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan,” "Sektörün dünyadaki başarısı, Türk ekonomisi ve insan kaynağının uluslararası alanda ne denli güçlü olduğunu gösteriyor. Bu başarının, mevcut ekonomik konjonktürde gelmesi daha da anlamlıdır.

Koronavirüs salgınıyla beraber global ekonomide bozulan dengelerin halen yerli yerine oturmadığını görüyoruz. Son 70 yılın zirvelerini gören enflasyonun sorun olmaktan çıkmasının biraz daha zaman alacağı anlaşılıyor. Kuzeyimizdeki savaşın olumsuz etkilerini henüz aşamadan İsrail'in Gazze'ye saldırıları sebebiyle artan gerilim ciddi bir endişe kaynağı olmayı sürdürüyor. Afrika'dan Asya'ya dünyanın farklı coğrafyalarında hemen her gün yeni bir krizle, yeni bir siyasi istikrarsızlıkla veya çatışmayla karşılaşıyoruz.

Tüm bunların ülkeleri korumacılığa ve yeni yatırımlar noktasında aşırı ihtiyatlı davranmaya ittiğinin farkındayız. Avrupa'nın da aralarında olduğu birçok gelişmiş ekonomi, büyüme beklentilerini düşürmekte, büyüme oranlarını aşağı doğru revize etmektedir. Karşılaştıkları tüm bu zorluklara rağmen Türk şirketlerinin yakaladıkları ivmeyi korumasını çok kıymetli buluyoruz. Sizlerin şahsında tüm şirketlerimize, tüm girişimcilerimize, ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum."dedi.

Türk ekonomisinin lokomotif sektörlerinden olan inşaat sektörünün ülkedeki ideolojik çevrelerin haksız eleştirilerine maruz kaldığını ve kalmaya devam ettiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi;

 "Tenkit sınırlarını aşan, neredeyse düşmanlık derecesine varan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bakınız bugüne kadar inşaat sektörünün gelişmesine, büyümesine yönelik her adımımız 'israf' yaftası vurularak itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. Havalimanlarından otoyollara, hükümet binalarından prestij projelerine kadar her alanda yapılan devasa işlerle ilgili tek bir takdir cümlesi kurulmadı. Oysa biraz ekonomi bilseler, biraz dünyayı tanısalar inşaat sektörünün ne derece kritik bir konuma sahip olduğunu anlayabilir."

İnşaat alanındaki her hamlenin 250'den fazla alt sektörü etkilediğinin altını çizen Erdoğan, ”Sadece ülkemizde 6 milyon insan doğrudan ve dolaylı olarak bu sektörden geçimini sağlıyor. Firmalarımızın yurt dışında aldığı işler hem ülkemize döviz kazandırmakta hem de Türkiye'nin marka değerini yükseltmektedir. Rakamlar, ülkemizin bu alandaki başarısını açıkça ortaya koymaktadır. Türk inşaat sektörü, yurt dışı faaliyetlerine 1972 yılında başladı. Aradan geçen 52 yıllık sürede firmalarımız 137 ülkede, 515 milyar dolar değerinde 12 bin 277 proje üstlendi. 2005 yılında toplam üstlenilen proje bedelinde ilk defa 10 milyar doları aştık” dedi.

2012, 2013 ve 2021 yıllarında 32 milyar dolarlık proje tutarlarıyla bu alanda rekor kırıldığını kaydeden Erdoğan,” 2023 yılında ise Rusya-Ukrayna çatması gibi tüm dünyayı etkileyen sorunlara rağmen yıllık proje büyüklüğü 28 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2000'li yılların başında ortalama proje bedeli 21 milyon dolar iken 2023 yılında bu rakam 65 milyon dolara ulaştı. Yani her alanda, her başlıkta çok ciddi ilerlemeler kaydettik. Yılmadan, yorulmadan, engellere aldırmadan çalışarak bugünlere geldik. İnşallah bunları çok daha yukarılara taşıyacağız. Sektörün geleceğiyle ilgili tahminler bu noktada umutlarımızı artırıyor. En büyük 250 müteahhitlik firmasının toplam uluslararası gelirleri 2002 yılında 106,5 milyar dolar seviyesindeydi. 2023 üç yılında bu tutar 430 milyar dolar sınırına geldi. 2030'larda bunun 750 milyar dolara çıkması bekleniyor” diye konuştu.

Her yıl büyüyen bu pastadan Türk şirketlerinin de hak ettikleri payı alacağına inandığını belirten Erdoğan şunları söyledi.” "Şunun bilinmesini isterim, sizlerin başarısı ülkemizin başarısıdır. Yurt dışındaki başarılarınızla sadece ekonomimize değil ülkemizin dünya üzerindeki itibarına da büyük katkılar sağlıyorsunuz. Biz de hükümet olarak her ihtiyacınızda, her meselenizde sizin yanınızda olmaya gayret gösteriyoruz. İş adamlarımızın, müteahhitlerimizin, girişimcilerimizin meselelerini yaptığımız görüşmelerde sık sık dile getiriyor ve çözüm arıyoruz. İnşallah bundan sonra da sizin yanınızda olmaya devam edeceğiz.”

Müteahhitlik firmalarının bu başarılarının aslında Türkiye'nin itibarını, gücünü, vizyonunu, dış politikadaki başarısını net biçimde ortaya koyduğunu son 22 yılda ekonomiden dış politikaya geniş bir yelpazede devrim niteliğinde adımlar atıldığını ifade eden Erdoğan,” Rahmetli Menderes'in başlattığı, merhum Özal'ın bir üst aşamaya taşıdığı dış politika ufkunu daha da genişletmenin gayretindeyiz. Burada öncelikle şu tespiti yapmamız gerekiyor, Türk dış politikası uzun yıllar içe dönük, tabiri caizse idare-i maslahatçı bir karaktere sahipti. 'Risk almayalım, kimseyi ürkütmeyelim, belli aktörlerle aman karşı karşıya gelmeyelim. Bu anlayış kendi yakın coğrafyasını ilgilendiren meselelerde dahi Türkiye'yi uzun yıllar tribünlere mahkum etti.

Bu içe kapanıklığın faturasını ekonomi, dış ticaret ve yatırımlar başta olmak üzere birçok başlıkta ödedik. Halen de ödüyoruz. 2002'den itibaren dış politikamızda önemli bir paradigma değişikliği tarih kültür medeniyet eksenimize hak ettiği ağırlığı vermeye çalıştık. Komşularımızla ilişkilerimizi farklı mekanizmalarla güçlendirdik. Türk devletleri teşkilatı vasıtasıyla kardeşliğimizi ve işbirliğimizi perçinledik. Pek çok bölgesel ve uluslararası kuruluşla ortaklıklar tesis ettik. Afrika açılımından Latin Amerika açılımına ve yeniden Asya girişimine kadar daha önce sınırlı varlık gösterdiğimiz bölgelerle yeni köprüler kurduk. 2002 yılında yani göreve geldiğimiz dönemde ihracatımız 36 milyar dolardı. Biz bunu 7 kat artışla 256 milyar dolara çıkardık. Nereden nereye bugün Türk ürünlerinin girmediği neredeyse hiçbir ülke kalmadı” açıklamasını yaptı.
Turizmde göreve geldiklerinde 13 milyon turist sayısının 56, 7 milyon turist rakamına ulaştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 20 yılda ekonominin ortalama yüzde 5,4 büyüdüğünü kaydetti.

Milli gelirin tarihinde ilk kez 1, 1 trilyon doları aştığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ Artık trilyonu konuşuyoruz. Neredeydik? Bakın şimdi neredeyiz?

Uluslararası yatırımlarda 270 milyar dolar sınırına yaklaştık. Yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde biraz önce de ifade ettim. Göz kamaştıran bir başarı yakaladık. Her kıtayla hemen her ülkeyle ekonomik ilişkilerimizde katbekat artış yaşandı” dedi.

Dış misyonların sayısını da gelişen ekonomik ilişkilerle paralel olarak yükselttiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin 261 yurt temsilcilikle dünyanın en geniş üçüncü ağına sahip ülkesi olduğunu vurguladı.
Buna benzer başarı örneklerinin daha da çoğaltılabileceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şunu da söylemek durumundayım. Dış politikada tüm bu açılımları yaparken çok sık eleştirilere maruz kaldık. Hiçbir temeli olmayan eksen kayması tartışması bunlardan biriydi.

Türkiye Batı'dan uzaklaşıyor iftirası bunlardan biri. Avrupa'yla köprüleri atıyoruz paronoyası bunlardan biriydi. Daha bunun gibi nice haksız, tamamen safsatadan ibaret olan çoğu niyet okumasından öte hiçbir anlam ifade etmeyen bir sürü iddiayla uğraştık halen de uğraşıyoruz. 22 yıllık mücadele ve başarılarla dolu sürecin sonunda artık şu gerçeği çok biçimde görebiliyoruz” değerlendirmesini yaptı.

“Biz bunlara asla ve asla kulak asmıyoruz”

2024 Türkiye'sini 30-40 yıl öncesinin kalıplarına mahkum etmenin ülkeye yapılacak çok büyük bir haksızlık olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünya değişirken ekonomide, üretimde, teknolojide, yeni güç merkezleri ortaya çıkarken biz de kendimizi buna adapte etmek mecburiyetindeyiz. Türkiye'nin dış politikada kendine yeni rotalar keşfetmesi tenkit edilecek değil takdir edilecek, övgüyle karşılanacak bir çabadır. Türkiye'nin Afrika'da, Latin Amerika'da, Asya'da ne işi var demek, küresel siyaseti doğru bir şekilde okuyamamaktır. Dış politikamızı, bölgesel ve küresel meselelerdeki tutumumuzu anlamamakta ısrar edenler hatta anlayıp da inatla çarpıtanlar olduğunun farkındayız. Biz bunlara asla ve asla kulak asmıyoruz” şeklinde konuştu.

Türkiye'yi bölgesel ve küresel bir ağırlık merkezi haline getirmek için her imkanı değerlendirdiklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti;

“ Uluslararası sistemde çeşitlenen ve artan bölgesel bloklar karşısında her yapı ve aktörle fırsat pencerelerini açık tutmaya çalışıyoruz. Dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinin ve en büyük beş ekonomisinden üçünün bulunduğu Asya Pasifik ve Hint Okyanusu coğrafyasıyla işbirliğimizi güçlendirmemizden daha doğal hiçbir şey olamaz. Artık bayatlamış eksen tartışmalarının bizim nazarımızda geçerliliği yoktur.”

“Türkiye'nin ekseni de rotası da bellidir”

Türkiye'nin eksen ve rotasının belli olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Üyesi olduğumuz parçası, mensubu olduğumuz ittifaklarda bellidir. Her zaman söylüyorum, Türkiye olarak yüzümüz elbette batıya dönüktür. Ancak bu Doğu''ya sırtımızı döneceğimiz Doğu'yu ihmal edeceğimiz, Doğu'yla ilişkilerimizi geliştirmeyeceğimiz anlamına kesinlikle gelmez. Siyah beyaz bir dünyada iki bloktan birinin tercih edilmek zorunda olduğu bir dünyada artık yaşamıyoruz. Kazan kazan temelinde dengeli, karşılıklı saygıyı esas alan bir yaklaşımla iş birliğimizi tüm ülkelerle tüm aktörlerle geliştirmeyi arzu ediyoruz. Son 22 yılda bunu yaptık ve yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde olduğu gibi çok önemli başarılar elde ettik. İnşallah bundan sonra da korkularla değil özgüven içinde hareket etmeyi sürdüreceğiz” dedi.

Türkiye'nin ekonomide, demokraside, küresel siyasetle hak ve özgürlüklerde hedeflerine ulaşabilmesi için yeni anayasa ihtiyacını sık sık dile getirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sivil anayasa çağrısını bir kez daha yineledi. Erdoğan, “Siviller eliyle yapılmış tamamen sivil iradenin ürünü bir anayasa 15 Temmuz gecesi göğsünü tanklara siper eden kahraman milletimize karşı borcumuzdur. Darbe mahsulü mevcut Anayasanın yapılan tüm değişikliklere rağmen Türk demokrasisine yakışmadığını hepimiz çok ama çok iyi biliyoruz. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak milletimizi yeni, sivil ve kuşatıcı bir anayasa ile buluşturma irademizi farklı vesilelerle çok net biçimde ortaya koyduk. Yeni anayasadan neyi murat ettiğimizi, kırmızı çizgilerimizin neler olduğunu da şüpheye mahal bırakmayacak şekilde defalarca izah ettik” açıklamasını yaptı.

Demokratik siyasette, düşüncenin ifade edilmesine engel olunamayacağını söyleyen Erdoğan, “Şiddeti teşvik etmediği, terörü övmediği, hakarete varmadığı sürece katılmasak ve doğru bulmasak dahi farklı fikirlere müsamahayla yaklaşmak zorundayız. Bugüne kadar siyasette bu çizgiyi daima korumaya gayret ettik. Ancak maksimalist söylemlerin anayasa tartışmalarına katkı sunmak yerine bilakis ket vuracağını düşünüyoruz” dedi.

"Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili bizim açımızdan herhangi bir tartışma yoktur”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'nun Anayasa'nın 4 maddesi ile ilgili sözleriyle başlayan tartışmaya yönelik de açıklamalarda bulundu. Erdoğan,” Tekrar Altını çizerek söylüyorum. Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili bizim açımızdan herhangi bir tartışma yoktur. Özellikle Cumhur İttifakı'nın böyle bir sıkıntısı, böyle bir derdi de yoktur. Partimizin bu konudaki duruşu tutumu, yaklaşımı gayet açıktır. Biz mümkün olan en geniş toplumsal mutabakatla yeni anayasa sürecini yönetmek ve başarıyla neticelendirmek arzusundayız. Biz milletimizi darbe anayasasından bir an önce Türkiye'nin önünü açmak istiyoruz. Siyaset kurumunun da yeni anayasa sürecine yapıcı ve mutedil bir anayasa anlayışıyla yaklaşması gerektiğine inanıyoruz” diye konuştu.

Hülya Keklik

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Başkan Aydın muhtarları dinliyor, sıkıntıları bir bir çözüyor Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, ilçede görev yapan muhtarla bir araya gelmeye devam ediyor. Muhtarlarla üçüncü buluşmasını gerçekleştiren Başkan Aydın, “Ekonomik krizin ağırlığına rağmen, vatandaşımızın sorunlarına çözüm üretmeye, ilçemizi güzelleştirmeye devam ediyoruz” dedi. Osmangazi’ye her anlamda değer katmak adına gece gündüz demeden çalışan Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, ilçede yapılacak hizmet ve projeleri ortak akılla gerçekleştirmek adına muhtarla istişarede bulunuyor. İlçede görev yapan 136 mahalle muhtarıyla 4 gurup halinde görüşme planlayan Başkan Aydın, bu buluşmaların üçüncüsünü gerçekleştirdi. Doburca Değirmen Park Sosyal Tesisi’nde gerçekleşen toplantıda, muhtarlara mazbatayı aldığı gönden bugüne kadar geçen sürede yapmış oldukları hizmetleri anlatan Başkan Aydın, daha sonra sözü muhtarlara verdi. Toplantıda söz alan muhtarlar, mahallelerindeki sıkıntıları ve talepleri yazılı ve sözlü olarak Başkan Aydın’a iletti. Bu talep ve istekleri not alan Başkan Aydın, sıkıntıların çözümü ve taleplerin karşılanması için gerekenlerin yapılacağını söyledi. “Ekonomik krize rağmen vatandaşın sorunlarına çözüm üretmeye çalışıyoruz” Göreve başlamalarının ardından beş buçuk ay geçtiğini ifade eden Başkan Aydın, “Tasarruf tedbirleri ve ekonomik kriz var. Enflasyon yüksek, hayat pahalılığı bütün yurttaşları vurduğu gibi belediyeleri de vuruyor. İş yapma kapasitesini düşürüyor. 3 yıl önce 1 liraya yaptığınız bir iş bugün 5 liraya bitmiyor. Bunu hayatımızın her alanında yaşıyoruz. Hizmetleri kanunlara usullere uygun yapmamız gerekiyor. Maliye Bakanlığı, Sayıştay ve Mülkiye müfettişleri belediyemizde incelemeler yapıyor. Maliye Bakanlığı müfettişleri, Türkiye’deki ilk kez Bursa Büyükşehir ve Osmangazi Belediyesi’ne geldi. Sıkıntı yok; denetlensinler. Biz zaten şeffaf, denetlenebilir, hesap verilebilir yönetim sözüyle göreve geldik. Bu şartlara ve ekonomik krizin ağırlığına rağmen, vatandaşımızın sorunlarına çözüm üretmeye, ilçemizi güzelleştirmeye devam ediyoruz” dedi. “Kısa sürede çok güzel hizmetlere imza attık” Osmangazi’de kısa süre içerisinde güzel hizmetlere imza attıklarını belirten Başkan Aydın, “Halk Lokantası, 3 ay önce açıldı. Şuana kadar 70 bin kişiye hizmet verdi. Genç Kafe ve Hasan Ali Yücel Dünya Klasikleri Kütüphanesi’nin hizmetlerinden vatandaşlarımız son derece mutlu. Diğer sosyal tesislerimizde 555 bin ziyaretçi ağırlamışız. Ekiplerimiz, 6 aylık süreçte 32 bin 300 ton sıcak asfalt dökerek ve 32 bin 500 ton yama yaparak ilçemizin yollarını güzelleştirdi. Mevcut parkları bakımdan geçirirken, 5 yeni parkı ilçemize kazandırdık. 20 bin metrekare kaldırım, 51 hız kesici kasis, 9 kilometre yeni imar yolu çalışması yaptık. 8 bin fidan dikimi gerçekleştirdik. 338 bin yazlık çiçek ekiminin yanı sıra 232 bin metrekare yeşil alanı ilçemize kazandırdık. 1,4 ton atık pil, 71 ton bitkisel atık, 273 ton atık giysi, 3,2 ton elektronik atık ve 1122 ton ambalaj atığı topladık. Bu sayede 71 bin 492 litre suyun ve 105 dönüm tarım arazisinin kirlenmesini önlendik. Emekspor Tesisi’nin, Çirişhanespor Lokali’nin ve Mutlular Mahallesi’ndeki Aile Sağlığı Merkezi’nin inşaatı bitti. Önümüzdeki günlerde açılışlarını yapacağız. 6 kreş inşaatı için protokol imzaladık. İnşaatı biten iki kreşimizin açılışını da Genel Başkanımız Özgür Özel’in katılımıyla gerçekleştireceğiz” dedi. “6 bölgede kentsel dönüşüm master planı bitti” Deprem gerçeğinin bilincinde olduklarını ve bu konuda da çalışmalar gerçekleştirdiklerinin altını çizen Başkan Aydın, “6 bölge için hazırladığımız kentsel dönüşüm master planı bitti. Çiftehavuzlar-Soğanlı, Soğukkuyu ve Ebuishak mahallelerinde yapacağımız kentsel dönüşüm için çalışmalar başladı. Vatandaşlarımızı arayıp davet edip anlaşma yoluna gideceğiz. Deprem gerçeğinin bilincindeyiz. 221 yeni toplanma alanı oluşturduk. İlçemizde toplam 459 toplanma alanımız var. Ayrıca hayata geçirmeyi planladığımız Afet Koordinasyon Merkezi projemiz var. Proje kapsamında tüm muhtarlıklarımıza konteyner vereceğiz. Afet Koordinasyon Merkezi’nde konteyner ve çadır üretiminin yanı sıra deprem anında lazım olacak olan gıdadan iletişim araçlarına, tüm alet edevattan sağlık malzemelerine kadar birçok malzemenin de stoğunu yapacağız” diye konuştu. Muhtarla her zaman bir arada olduklarını söyleyen Başkan Aydın, “Biz, iyi niyetle ve üstün gayretle çalışıyor ve fırsat buldukça da mahallelerimizi ziyaret ediyoruz. Bu ziyaretlerde muhtarlarımıza uğrayıp bir çayını içiyor ve mahallelerdeki sorunları dinleyerek, çözüm üretmeye çalışıyoruz. Muhtarlarımızla sürekli iletişim halinde olmak, taleplerini yerine getirebilmek için özel bir birim oluşturduk. Bizim tek derdimiz var; o da Osmangazi’yi ve Bursa’yi daha güzel, yaşanabilir hale getirmek. İnsanların özlemini duyduğu eski yeşil Bursa’yı ger getirebilmek. Hisar, Tophane ve Tahtakale bölgelerinde tarihi miras konusundaki çalışmalarımız devam ediyor. Bu bölgeler, Bursa’nın turizm anlamında ziyaret edilen noktaları. Buralarda çok önemli çalışmalar yapıyoruz. Hep birlikte hizmetlerle dolu güzel bir dönem geçireceğimizi düşünüyorum” diye konuştu.
Ankara Eğitim Gücü-Sen: "Sınav yetkilisinin ‘gidin’ dediği e-MTKS soruşturmasının takipçisi olacağız" Eğitim Gücü Sendikası (Eğitim Gücü-Sen) Denizli İl Başkan Yardımcısı Gülay Çetkin, bir e-MTSK sınav yetkilisinin yanlış yönlenmesi nedeniyle çok sayıda öğretmen hakkında ‘görevi ihmal’ suçundan soruşturma açıldığını belirterek, olayın takipçisi olduklarını söyledi. Mayıs ayında yapılan Motorlu Taşıtlar Sürücü Kursu (MTSK) e-sınavında bir sınav yetkilisi, görev alan çok sayıda öğretmeni yanlış yönlendirdiği gerekçesiyle ‘görevi ihmal’ suçundan soruşturma geçirmişti. Konuyla ilgili Eğitim Gücü Sendikası Denizli İl Başkan Yardımcısı Gülay Çetkin açıklamalarda bulundu. Konuyu bir öğretmenden öğrendikten hemen sonra ilgili makamlarla görüştüklerini belirten Çektin, “Sınav görevi alan öğretmenlerimiz, yapması gereken işlemleri sınav yetkilisinin yönlendirdiği bilgisayarlarda gerekli süre içinde yapamamış, ardından yine sınav yetkilisinin ‘gidebilirsiniz’ demesiyle de sınav yerlerinden ayrılmışlardır. Ancak burada önemli bir noktayı belirtmek isterim ki; yetkili öğretmenlere ‘gidin’ diyemez, suçtur” ifadelerini kullandı. Sınav yetkilisinin yönlendirmesiyle sınav yerinden ayrılan öğretmenlerin ‘görevi ihmal’ suçundan haklarında soruşturma açıldığını ifade eden Çetkin, “Olayı bir öğretmen arkadaşımızdan öğrendikten sonra hemen ilgili makamlarla görüştük. Bu öğretmenin mağduriyetinden başka bir şey değildir. Yıllardır bu görevi alıp layıkıyla yerine getiren öğretmenlerimiz, sınav yetkilisinin yanlış yönlendirmesiyle hem gerekli iş ve işlemleri yapamamış, dolayısıyla sınav görevini yerine getirmemiş sayılıp ücret de alamamıştır. Bu yetmiyormuş gibi bir de böyle bir yetkisi olmadığı halde öğretmenlere ’gidin’ diyerek hem kendi suç işlemiş, öğretmenlerin soruşturma geçirmesine sebep olmuştur” açıklamasında bulundu. “Öğretmenlerimize soruşturma açtınız, peki sınav yetkilisine herhangi bir işlem yapıldı mı?” Olayda sınav yetkilisinin öğretmenlere göre iki kat suçlu olduğunu söyleyen Çektin, “Öğretmenlerimize soruşturma açtınız, tamam bunu kabul edelim. Peki sınav yetkilisine herhangi bir işlem yapıldı mı? Elimizde kayıt numarası olan bir dilekçe ile öğretmenimiz durumu ve mağduriyetini ilgili makama iletti. Ancak aylardır bir cevap gelmedi. İfadeye çağırılan öğretmenlerimiz, muhakkiklere verdiği beyanlarında bu yanlış yönlendirmeyi ifade ettiler. Merakla bekliyoruz, bu suç için de soruşturma açılacak mıdır?” diye konuştu. Yanlış görevlendirmelerin yanlış yönlendirilmesinden daha doğal bir şey yok” Kurumlarda görevlendirilen yetkililerin, amirlerin liyakatine dikkat çeken Çetkin, “Şimdi öğretmenlerimize ‘bir yıl süreyle sınav görevi verilmemesi’ cezası gelecek. Ama bunu hak eden öğretmenlerimiz mi yoksa onların hakkını yiyecek olan sınav yetkilisi mi? Sınav yetkilisinin sebep olduğu öğretmenlerimizin mali mağduriyetine bir açıklaması olacak mı acaba? Eğitim Gücü Sendikası Denizli İl Temsilciliği olarak olayın takipçisi olacağız. Bu konuda yüzlerce öğretmenin mağdur olduğu bilgileri geliyor. Burada asıl ‘görevi ihmal’ suçu kimin? Denizli İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün konuya hassasiyetle eğilerek, öğretmenlerimizin bu mağduriyetine son vermesini talep ediyoruz” şeklinde konuştu.
İstanbul Resmi rezerv varlıkları Ağustos’ta 149,4 milyar dolar oldu TCMB’nin resmi rezerv varlıkları, bir önceki aya göre yüzde 1 artarak 149,4 milyar ABD doları düzeyinde gerçekleşti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2024 yılı Ağustos ayı Uluslararası Rezervler ve Döviz Likiditesi Gelişmeleri verileri yayımlandı. Buna göre, resmi rezerv varlıkları, bir önceki aya göre yüzde 1 artarak 149,4 milyar ABD doları düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemde alt kalemler itibarıyla, döviz varlıkları bir önceki aya göre yüzde 1,8 azalarak 81,7 milyar ABD doları, altın cinsinden rezerv varlıkları yüzde 5,1 artarak 60 milyar ABD doları olarak gerçekleşti. Vadesine 1 yıl veya daha az kalmış Merkezi Yönetim ve Merkez Bankası’nın önceden belirlenmiş döviz çıkışları (döviz kredileri, menkul kıymetler ve mevduat işlemlerinden doğan yükümlülükler) bir önceki aya göre yüzde 2,4 azalarak yaklaşık 43,7 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Bu tutarın yaklaşık 36,0 milyar ABD doları anapara, 7,7 milyar ABD doları faizden oluşuyor. Ayrıca, Merkez Bankası’nın yurt içi ve yurt dışı yerleşik bankalarla yapmış olduğu swap işlemlerinden kaynaklanan net döviz ve altın yükümlülükleri yaklaşık 22,3 milyar ABD doları olurken, söz konusu tutarın 31 milyon ABD doları bir ay vadeli olarak kayda geçti. Şarta bağlı döviz çıkışları, 1 yıl içinde ödenecek Hazine garantili dış borçlar ile diğer yükümlülüklerden (döviz ve altın cinsinden zorunlu karşılıklar bloke hesabı ve akreditifler) oluşuyor. Söz konusu yükümlülükler bir önceki aya göre yüzde 2,2 artarak 49,8 milyar ABD doları olarak gerçekleşti.
Bursa Başkan Bozbey: "Kreşlerimizin sayısını çoğaltmayı hedefliyoruz" Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, kadınların iş gücüne olan katılımını arttırmak amacıyla çocuklarını gönül rahatlığıyla bırakabilecekleri kreşleri çoğaltacaklarını söyledi. Kadınların aile ve iş yaşamını kolaylaştıracak projeleri de bir bir devreye soktuklarını belirten Başkan Bozbey, “Kadının mutluluğu, bir halkın huzuru, kadının özgürlüğü, bir ülkenin geleceğidir. Ata’mızın kadınlar için ortaya koyduğu vizyonu daha ileriye taşımak, hepimizin ortak sorumluluğudur” dedi. Bursa Büyükşehir Belediyesi katkılarıyla Türk Kadınlar Birliği Bursa Şubesi tarafından ‘100. Yılında 1924’ü Yeniden Okumak, Yaşam, Kadın ve Değişim’ konulu program düzenlendi. Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki programa, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, Türk Kadınlar Birliği Şube Başkanı Tijen Sözeri, Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun, Birlik üyeleri, akademisyenler ve kadın dernekleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı. “Kreşlerimizi çoğaltmayı hedefliyoruz” Cumhuriyetimizin kurucusu, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu ülkenin kadınlarını hak ettiği yere taşımak için devrim niteliğinde adımlar attığını belirten Başkan Mustafa Bozbey, kadınların sadece bir anne, eş ya da ev kadını olmaktan çıkıp toplumsal dönüşümün aktörleri olduğunu ifade etti. Bunun Atatürk’ün vizyonunun ve Türk kadınına verdiği değerin açık bir göstergesi olduğunu dile getiren Başkan Bozbey, her alanda başarıyla yer alan Türk kadınlarının, Cumhuriyet’in bize bıraktığı en kıymetli miraslardan biri olduğunu anlattı. Bu mücadelenin temel taşlarından birinin de Türk Kadınlar Birliği’nin kuruluşu olduğunu söyleyen Başkan Bozbey, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin kadının toplumsal hayattaki rolünü güçlendirmek ve onların hak ettiği şartlarda yaşamalarını sağlamak adına önemli projeler yürüttüğünü hatırlattı. Başkan Bozbey, “Kadınların iş gücüne aktif bir şekilde katılımını toplumsal bir başarı olarak görüyorum. Bu başarıyı sürdürebilmek için çocuklarınızı gönül rahatlığıyla bırakabileceğiniz kreşlerimizin sayısını artırmamız gerekiyor. Büyükşehir Belediyesi olarak kent genelindeki mevcut kreşlerimizi güçlendirmekle kalmadık, aynı zamanda yeni kreşlerin açılması için de gerekli adımları attık. İnegöl, Yıldırım, Kestel, Gürsu ve Osmangazi’nin alt tarafında yer araştırmalarında sonuca yaklaştık. Oralarda kreşlerimizin sayısını çoğaltmayı hedefliyoruz. Aynı zamanda kadınların aile ve iş yaşamını kolaylaştırmak amacıyla ulaşımla ilgili projelerimizi bir bir devreye sokuyoruz. Desteklerimizi de arttırarak devam ettiriyoruz” diye konuştu. ‘Mesleki Eğitim Desteği’ projesi yakında Kadınların sosyal hayata katılımını artırmak için spor tesislerinden sanat atölyelerine, eğitim merkezlerinden girişimcilik desteklerine kadar birçok alanda proje geliştirdiklerini belirten Başkan Bozbey, “Kadınlara sunduğumuz kurslar ve eğitimler, onların iş hayatında daha etkin bir şekilde yer alabilmelerini hedefliyor. Her yaş grubundan ve her meslek grubundan kadınların katılımına açık olan kurslarımız, çeşitli alanlarda yetkinlik kazanmalarını sağlıyor. Kadın istihdamına yönelik ‘mesleki eğitim desteği’ projemizi de çok yakında Bursalı kadınlarla buluşturuyoruz. Meslek eğitimlerini “mesleki eğitim akademisi” üzerinden vereceğiz. Sertifikaya bağlayacağımız bu eğitimler, kadınların mesleklerinde resmi bir nitelik kazanmalarını ve iş arayışlarında daha avantajlı bir konumda olmalarını sağlayacak. Kadın kooperatiflerine sağladığımız desteklerle üretkenliğin, ekonomik bağımsızlığın ve toplumsal dayanışmanın örneklerini de hep birlikte yaşatıyoruz” dedi. “Kadının gülümsediği toplum, umudu diri tutar” Şiddetle mücadele ve kadın sağlığı alanlarında çerçeveli çalışmalar planladıklarını da belirten Başkan Bozbey, istihdam ofislerinde iş arayan ya da iş kurmak isteyen kadınlara da rehberlik ederek, iş dünyasında daha güçlü bir noktaya taşımak istediklerini ifade etti. Başkan Bozbey, “Kadının gülümsediği bir toplum, umudu her daim diri tutar. O gülümsemede sevgi, emek ve dayanışma vardır. Kadının mutluluğu, bir halkın huzuru, kadının özgürlüğü, bir ülkenin geleceğidir. Ata’mızın kadınlar için ortaya koyduğu vizyonu daha ileriye taşımak, hepimizin ortak sorumluluğudur. Unutmayalım ki Cumhuriyet, kadınıyla, erkeğiyle bir milletin yükselişinin en büyük anahtarıdır” diye konuştu. Türk Kadınlar Birliği Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Tijen Sözeri, projenin hayata geçirilmesinde destek veren belediye başkanlarına teşekkür etti. Cumhuriyet’in kadına sağladığı hakları korumanın temel amaçları olduğunu söyleyen Sözeri, kadına yönelik insan onurunu zedeleyen her türlü haksızlığa karşı mücadelelerini sürdüreceklerini anlattı. Konuşmaların ardından projenin yapılmasında emeği olan sponsorlara plaket takdim edildi. Program, oturum bölümleriyle devam etti.
Bayburt Bayburtlu gaziler için spor etkinliği düzenlendi 19 Eylül Gaziler Günü, Bayburt’ta çeşitli spor etkinlikleriyle kutlandı. Bayburtlu gaziler, spor etkinliğinde bir araya geldiler. Çelenk sunumuyla, şehitlikteki temsili mezarlara karanfil bırakılmasıyla başlayan 19 Eylül Gaziler Günü programı, yürüyüş ve spor etkinliğiyle devam etti. Protokol üyelerinin de katılımıyla gerçekleştirilen ’Kahramanlarla Yürüyoruz’ yürüyüş etkinliğinde iç güvenlik ve Kıbrıs gazileri Dörtyol mevkiinden Türk bayraklarıyla Saray Bahçesi kent meydanına kadar yürüdüler. Yürüyüş, Saray Bahçesi’nde son bulurken, burada ’Kahramanlar Sahada, Kalbimiz Onlarla Spor Etkinlikleri’ düzenlendi, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesindeki sporcular tarafından gösteriler yapıldı. Jimnastik, karate, tekvando sporcuları programa katılanlara hünerlerini sergilediler. Sporcuların gösterileri, izleyenlerden tam not alırken bu sefer gaziler spor etkinliklerine katılarak voleybol oynayıp, bilek güreşi yaptılar. Renkli görüntülerin ortaya çıktığı etkinlikte Bayburt Valisi Mustafa Eldivan da gazilerin oyunlarına eşlik etti. İç güvenlik gazisi Kemalettin Şahin ile masa tenisi oynayan Vali Eldivan, gazi Şahin’i sergilediği performanstan ötürü tebrik etti. Bugünü düzenleyenlere, programda emeği geçenlere teşekkür eden Şehit ve Gazi Aileleri Dernek Başkanı Selami Köksal, "19 Eylül Gaziler Günü dolayısıyla program düzenlendi. Programa katkı sunan bakanlıklarımıza, sayın valimize, müdürlüklerimize çok teşekkür ediyoruz. Ezan dinmesin, bayrak inmesin diye bize verilecek olan göreve her zaman hazırız" diyerek konuştu. 1994 yılında Şırnak’ta gazi olan iç güvenlik gazisi Kemalettin Şahin de olağanüstü hal durumunda her zaman, her yerde göreve hazır olduğunu belirtti. Kıbrıs gazisi Rahmi Karabulutoğlu ise, bugün düzenlenen programdan memnuniyet duyduğunu ifade ederek, "Bugün yapılan etkinlikler bizleri çok mutlu etti. Kıbrıs gazisiyim, herhangi bir savaş durumunda ben de vatan için her zaman hazırım" dedi. Saray Bahçesi’nde düzenlenen etkinlikler, toplu fotoğraf çekiminin ardından son buldu.
Ankara TBMM Başkanı Kurtulmuş, Polonya Meclis Başkanı Holownia ile bir araya geldi TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Meclis’te Polonya Meclis Başkanı Szymon Holownia ile bir araya geldi. TBMM Başkanı Kurtulmuş, Holownia ve heyetini TBMM’de ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Türkiye-Polonya arasında her alanda var olan tarihi ilişkilerin stratejik işbirliği seviyesinde olduğunu ve her geçen gün bu ikili ilişkilerin artmasından memnuniyet duyduklarını belirtti. Polonya’nın Avrupa Birliği (AB) Konseyi dönem başkanlığını yapacak olmasının da Türkiye-Polonya ilişkilerinin gelişmesi bakımından önemli bir fırsat olduğuna işaret eden Kurtulmuş, “Polonya’nın Türkiye’nin AB üyeliğine verdiği destekten dolayı müteşekkiriz. Çeşitli nedenlerle özelikle AB’de zaman zaman Türkiye’ye karşı uygulanan taraflı ve çifte standartlı yaklaşımlarla Türkiye’nin AB üyeliği bugüne kadar gerçekleşmemiştir. Türkiye tabii ki kendisine uygulanan çifte standarda hiçbir zaman rıza göstermeyecek, aynı zamanda AB tam üyelik perspektifinden de hiçbir zaman vazgeçmeyecektir” dedi. Bölgesel konular hakkında da değerlendirmede bulunan Kurtulmuş, Rusya-Ukrayna arasında devam eden ve on binlerce insanın ölümüne neden olan savaştan duydukları kaygıyı paylaştı. Türkiye’nin Ukrayna-Rusya savaşındaki tavrının başından beri net ve açık olduğunu dile getiren Kurtulmuş, “2014’te Kırım’ın ilhakıyla başlayan süreçte toprak ilhaklarını, Ukrayna’nın bazı bölgelerinin ilhak edilmesini kabul etmediğimizi, bunun uluslararası hukuka uygun olmadığını her platformda dile getiriyoruz ve dile getirmeye devam edeceğiz. Türkiye başından itibaren her iki tarafla da konuşabilen tek ülke olarak bu savaşın bir an evvel adil bir barış temelinde sonlandırılması gerektiği fikrini ortaya koymuştur, bunun için çok uğramıştır, uğraşmaya da devam ediyoruz” diye konuştu. Rusya-Ukrayna savaşının bitmesini istemeyen ülkelerin varlığına dikkati çeken Kurtulmuş, “Bu savaş, sadece Ukrayna ile Rusya arasındaki bir savaş olmasının çok ötesine geçmiştir. Rusya ile tüm Batı dünyası arasındaki bir savaşa dönüşme potansiyeline sahiptir. Ukrayna’nın toprak bütünlüğü korunarak bu savaşın bir an evvel bitirilmesi, dünya barışına yapılacak en büyük katkılardan birisidir” ifadesini kullandı. İsrail’in saldırganlığının Gazze’de devam ettiğini ve Lübnan’a da sirayet etme potansiyeli taşıdığını ifade eden Kurtulmuş, şunları kaydetti: “Gazze başta olmak üzere Filistin topraklarında 7 Ekim’den bu yana gerçekleşen İsrail’in saldırılarında istatistiği tutulabilen 42 bine yakın insan katledilmiştir. Kaybolan ve yıkıntıların altında kalan çok sayıda insan olduğu da tahmin edilmektedir. Bütün dünyanın gözü önünde ve hiçbir uluslararası hukuk kuruluna uymadan Netanyahu ve çetesi saldırganlığını sürdürmektedir. Ne yazık ki başta ABD olmak üzere bazı ülkelerin sınırsız ve koşulsuz desteğini yanlarına aldıkları için her türlü pervasızlığı icra etmekten çekinmiyorlar. En son Lübnan’da ardı ardına gerçekleştirilen siber saldırılar da bu saldırganlığın geldiği vahim boyutları göstermesi bakımından artık bütün insanlığı uyarıcı bir mahiyettedir. Eğer İsrail’in bu saldırganlığı durdurulamazsa korkarım ki dünya bölgesel ve küresel büyük çatışmaların içine sürüklenecektir.” Polonya Meclis Başkanı Szymon Holownia ise, TBMM’de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti ifade ederek, ziyaretinin iki ülke parlamentoları arasındaki ilişkilerde yeni dönemin başlangıcına vesile olması temennisini dile getirdi. Polonya Meclisi’nde halkın desteğiyle çoğunluğu elde ettiklerini ifade eden Holownia, kendilerini seçen halkın iç ve dış politikada işbirliklerinin artırılmasını istediğini söyledi. Türkiye’nin Polonya için çok önemli bir partner olduğunu vurgulayan Holownia, turizm, eğitim ve ekonomi alanlarındaki işbirliklerinin çeşitlendirilmesini arzu ettiklerini belirtti. Yerel yönetimler ve bölgesel konularda işbirliğine açık olduklarını aktaran Holownia, özellikle savunma sanayii konusunda Türkiye ile işbirliğini artırmak istediklerini, bu konuda Polonya’da sanayinin gelişmesiyle istihdamın da artırılacağını ifade etti. Holownia, Polonya’nın AB Dönem Başkanlığı sırasında Türkiye’nin AB’nin parçası olması gerektiğini vurgulayacaklarını söyledi. Rusya-Ukrayna savaşı ile İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları hakkında da değerlendirmede bulunan Holownia, 21. yüzyılda Avrupa bölgesinde taarruz niteliğindeki saldırılara yer olmadığını, bunu kabul etmediklerini söyledi. Rusya’ya yönelik yaptırımlara katıldıklarını ve bunun devam etmesi gerektiğini düşündüklerini dile getiren Holownia, Türkiye’nin Rusya-Ukrayna savaşında takındığı tutumu saygıyla karşıladıklarını, Türkiye’nin bu savaşta önemli görev yürüttüğünü belirtti. Holownia, Orta Doğu’da barışın sağlanabilmesi için ise iki devletli çözümün şart olduğunu vurguladı. Orta Doğu’daki durumun bir felaket olduğunu belirten Holownia, bölgedeki hedeflerinin bir an önce barışın sağlanması olduğunu kaydetti. TBMM Başkanı Kurtulmuş, görüşmenin ardından Polonya Meclis Başkanı Holownia ile TBMM Genel Kurul salonunu gezdi ve FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında bombalanan alana karanfil bıraktı.