DÜNYA - 18 Eylül 2024 Çarşamba 18:04 | Son Güncelleme : 18 Eylül 2024 Çarşamba 23:58

Lübnan'daki telsiz patlamalarında ölü sayısı 14'e yükseldi

A
A
A

Lübnan'da telsizlerin patlatılması sonucu hayatını kaybedenlerin sayısı 14'e yükseldi, yaralıların sayısı 450'yi aştı. Telsizlerin İsrail istihbaratı tarafından önceden tuzaklandığı iddia edildi. BM Güvenlik Konseyi'nin Lübnan'daki gelişmeleri ele almak üzere cuma günü acil oturumla toplanacağı açıklandı.

Lübnan Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, ülkenin farklı noktalarında telsizlerin infilak ettirilmesi sonucu hayatını kaybedenlerin sayısının 14'e yükseldiği, yaralı sayısının 450'yi aştığı bildirildi.

BMGK, cuma günü acil toplanacak

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) dönem başkanı Slovenya'nın BM Daimi Temsilcisi Samuel Zbogar yaptığı açıklamada, 15 üyeli konseyin Lübnan'da Hizbullah'ı hedef alan patlamalar nedeniyle cuma günü acil toplanacağını ifade etti. Zbogar yoplantının Arap ülkeleri adına Cezayir tarafından talep edildiğini belirtti.
Lübnan'daki telsiz patlamalarında ölü sayısı 14'e yükseldi

Telsizlerin Japon menşeili olduğu iddiası

Lübnan'da bugün çok sayıda telsizin aynı anda patlatılmasının ardından sosyal medyada paylaşılan fotoğraflarda, telsizlerin Japonya merkezli "ICOM" marka olduğu öne sürüldü. ICOM şirketinin henüz patlamalara yönelik bir açıklama yapmadı.
Lübnan'daki telsiz patlamalarında ölü sayısı 14'e yükseldi

Telsizlerin İsrail istihbaratı tarafından önceden tuzaklandığı iddia edildi

ABD'li haber sitesi Axios'un konuyla ilgili iki kaynağa dayandırdığı haberinde, patlatılan telsizlerin İsrail istihbarat servisleri tarafından önceden tuzaklanarak Hizbullah'a teslim edildiğini belirtti. Söz konusu telsizlerin, İsrail ile muhtemel bir savaşta kullanılacak acil iletişim sisteminin bir parçası olduğu ifade edildi. Telsizlerin sadece İsrail'le savaş sırasında kullanılması amacıyla üretildiği ve çok sayıda telsizin Hizbullah depolarında saklandığı aktarıldı. Ayrıca İsrail'in çağrı cihazı saldırısının ardından telsizlere yönelik saldırıdaki amacının, Hizbullah saflarında korkuyu artırmak, liderlerine İsrail ile çatışmaya ilişkin politikasını değiştirmeleri yönünde baskı yapmak olduğu öne sürüldü.
İkinci saldırı kararının, Hizbullah'ın ilk saldırıya (çağrı cihazı patlamaları) ilişkin soruşturmasının, telsizlerdeki güvenlik açığını ortaya çıkaracağı değerlendirmesiyle alındığı da iddia edildi.
Öte yandan Lübnan'da dün gerçekleştirilen ve 12 kişinin öldüğü, en az 2 bin 750 kişinin yaralandığı çağrı cihazı patlamalarından İsrail sorumlu tutulmuştu. Hizbullah'tan telsizlerin patlatılmasına yönelik ise henüz bir açıklama gelmedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Arnavutköy’de boşanma aşamasındaki eşini silahla öldüren sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Arnavutköy’de boşanma aşamasındaki eşi Serpil Gül’ü aralarında çıkan tartışma sonrası silahla vurarak öldüren Harun Gül, yargılandığı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis ile 1 yıl hapis cezasıyla cezalandırıldı. Arnavutköy’de 10 Ağustos 2024’de boşanma aşamasındaki eşi Serpil Gül’ü (35) çocuğunu sünnet ettireceğini söyleyerek eve çağıran ve aralarında çıkan tartışma sonrası silahla ateş ederek öldürdüğü iddia edilen Harun Gül’ün (40) yargılandığı dava karara bağlandı. İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanık Harun Gül, vefat eden Serpil Gül’ün müşteki ailesi ve tarafların avukatları hazır bulundu. Duruşmaya Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatları da katıldı. “Olay günü cinnet halindeydim” Duruşmada savunma yapan sanık Harun Gül, olaydan iki üç gün önce eşine boşanma davası açtığını belirterek, “İş yerini kapattıktan sonra çocuklarımı aldım ve başka bir firmada çalışmaya başladım, 7 ay orada çalıştım. Sonrasında istenmeyen olaylar yaşandı ve hatırlamadığım bir tarihte boşandık. Olay günü cinnet halindeydim, bana ettiği hakaretlerden dolayı o cinnet anında bir şey diyemedim. Suçu işlediğim için pişmanım. Üç tane pırlanta gibi çocuğum var, onlara bakmakla yükümlüyüm. Ben hem anneleri, hem babalarıyım. Bu aşamada çocuklarım mağdurlar. Tahliyemi talep ediyorum” ifadelerini kullandı. Müşteki avukatları mahkemede sanığın cezalandırılmasını talep ederken, sanık avukatları ise müvekkilinin tahliyesini istedi. “Çocuklarım için pişmanım” Duruşmada son sözü sorulan sanık, “Keşke bunların hiçbiri olmasaydı. Bu olay yaşanmadan önce keşke ben ölseydim ama pişmanım. Çocuklarım için pişmanım, onların yanında olmadığım için pişmanım” dedi. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı Kararını açıklayan mahkeme, sanık Harun Gül’ün, ‘eşe karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis, ‘ruhsatsız silah bulundurma’ suçundan ise 1 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına hükmetti. Ayrıca sanığın tutukluluk halinin devamına karar verildi. İddianameden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, şüpheli Harun Gül’ün ayrı yaşadığı eşi Serpil Gül’ü, çocuğu M.M.’yi sünnet ettireceğini söyleyerek çağırdığı, olay günü bulundukları evde aralarında tartışma çıktığı, Serpil Gül’ün evden çıkıp kaçmaya çalıştığı, şüpheli Harun Gül’ün ise piyasadan temin ettiği silah ile Serpil Gül’e ateş ettiği, Serpil Gül’ün yere düştüğü, şüphelinin ise silahı doldur boşalt yöntemiyle 2 el daha ateş ederek ölümüne neden olduğu aktarıldı. İddianamede, şüpheli Harun Gül’ün ölen kadının başında beklediği, Serpil Gül’ün eve gelmesini sağladıktan sonra silahıyla ateş ettiği ve kadının kafa kısmına şiddetli kararlılıkla 2 el daha ateş ettiği ve eylemini belirli bir planla işlediği kaydedildi. Hazırlanan iddianamede şüpheli Harun Gül’ün ‘tasarlayarak eşe karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve ‘ruhsatsız silah bulundurma’ suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi. (GŞ- SD-RU
İstanbul Müge Anlı, 18 yıl önce kaybolan Hatice Musaoğlu’nu gündeme taşıdı 50 yaşındayken ortadan kaybolan 4 çocuk annesi Hatice Musaoğlu’nun şüpheli kaybını araştırmacı gazeteci Müge Anlı gündeme taşıdı. Programda gündeme gelen iddialar ve çelişkilerin ardından 18 yıldır kayıp olan kadın için harekete geçildi. Emniyet güçleri, gazeteci Anlı’nın ekrana getirdiği bahçe ve evde emare arama çalışmasına başladı. Kastamonu Azdavay’a bağlı Gümürtler Köyü’nde oğlu ve gelini ile birlikte yaşayan Hatice Musaoğlu, 2006 yılında sırra kadem bastı. 18 yıldız izine rastlanılamayan kadının akıbetini öğrenmek için abileri Aydın Musaoğlu’ndan şüphelenen kızları programa katıldı. O dönem annesinin odasına yerleşmek isteyen Aydın Musaoğlu canlı yayına katıldı. Oda kavgası yüzünden Hatice Musaoğlu ile kavga eden Aydın ve Nevin Musaoğlu hakkında iddialar peş peşe sıralandı. Hatice Musaoğlu’nun kız kardeşinin iddiasına göre Aydın Musaoğlu, kayıptan sonra bahçeye mezar şeklinde bir çukur açıp öldürdüğü annesini oraya gömmüştü. Bu durum fark edilince cenazeyi başka bir yere taşıdığı öne sürüldü. Aydın Musaoğlu’nun o dönem 4 yaşlarında olan kızının “Babam, babaannemin başına vurdu. Sonra da çuvala koyup götürdü” şeklinde akrabalarına anlatımlarda bulunduğu da iddialar arasındaydı. Araştırmacı gazeteci Müge Anlı, hem bahsi geçen bahçeyi hem de Hatice Musaoğlu kaybolduğundan beri oğlunun ekip biçtiği arazileri ekrana getirdi. Bahçede kayıptan sonra gübre dökülmeye başlanan ve kayıptan sonra ekim yapılmadığı söylenen araziye dikkat çekilirken savcı talimatı ile emniyet güçleri harekete geçti. Kastamonu Cinayet Büro Dedektifleri, Azdavay İlçe Emniyet ve jandarma komutanlığı ekipleri Hatice Musaoğlu’nun en son görüldüğü evden başlayarak bahsi geçen yerlerde arama çalışması başlattı.