KÜLTÜR SANAT - 22 Mart 2025 Cumartesi 14:51

SBB’den Ramazan Sohbetleri

A
A
A
SBB’den Ramazan Sohbetleri

Samsun Büyükşehir Belediyesi(SBB) Ramazan Sokağı’nda 23 Mart Pazar akşamı yazar Saliha Erdim, 24 Mart Pazartesi akşamı da yazar Hayati İnanç söyleşi gerçekleştirecek.


Samsun Büyükşehir Belediyesi uzun yıllar sonra bu yıl yeniden Samsunlularla buluşturduğu Ramazan Sokağı ile vatandaşlara adeta etkinlik şöleni yaşatıyor. Gün boyunca gerçekleşen çocuk oyunları, atölye etkinlikleri, meddah, Hacivat/Karagöz ve çeşitli tiyatro oyunları ile 7’den 70’e herkes etkinlik dolu bir Ramazan yaşıyor. Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Ramazan Sohbetleri’nde de alanında önemli isimler Samsunlularla buluşarak söyleşilerini gerçekleştiriyor.



Saliha Erdim ve Hayati İnanç Samsunlularla buluşuyor


Büyükşehir Belediyesi bu hafta da Ramazan Sokağı’nda teravih sonrası için hazırladığı dopdolu bir programla vatandaşlarla buluşacak. Ramazan Sokağı’nda 23 Mart Pazar akşamı aile danışmanı/yazar Saliha Erdim, 24 Mart Pazartesi de yazar ve edebiyatçı Hayati İnanç söyleşi programları ile vatandaşlarla bir araya gelecek.


Söyleşiler teravih sonrası Cumhuriyet Meydanı Ramazan Sokağı’nda kurulan etkinlik alanında gerçekleştirilecek.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Profesörden uyarı: "Hızla artan zatürre salgınları görmeye başladık" Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şevket Özkaya, "Her grip ve viral hastalıklar sonrası toplumda sayıları hızla artan zatürre salgınları görmeye başladık" dedi. Son günlerde salgın boyutunda artan zatürre hastaları görmeye başladıklarını söyleyen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şevket Özkaya, özellikle gençlere uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Şevket Özkaya, "Zatürreye yakalanıp ayakta tedavi edilen hastalarda ölüm oranı her 100 zatürre vakasında 5 iken, hastanede tedavi edilen olgularda nerdeyse bu oran 10 hastadan 1’ine yoğun bakım desteği gerektiren hastalarda ise üçte bire ulaşmaktadır. Ani ve terletici hareketler ile suya maruz kalmak zatürre olmayı kolaylaştırıyor. Zatürre artık sadece bir hastalık değil, yeni bir salgın ve ölümcül bir hal aldığını unutmayın" diye konuştu. "Hızla artan zatürre salgınları görmeye başladık" Şevket Özkaya şunları söyledi: "Grip ve diğer virüsler, solunum yoluyla bulaşan bakteriler ve soğuk hava zatürre olmamız için en büyük risk faktörleridir. Ancak bağışıklık sistemimiz bizi zatürre olmaktan korumakla birlikte, son zamanlarda bu koruyuculuğun azaldığını ve zatürre vakalarında ciddi artış olduğunu görüyoruz. Son zamanlarda çok kolay hasta oluyor ve çok kolay akciğerlerimize inerek çok kolay bronşit ve zatürre olmaya başladık. Zatürre hem tedavi edilebilen hem de tedavi edilmezse ölüme kadar giden komplikasyonları neden olan bir hastalıktır. Bağışıklık sistemimiz zayıfladığı bir anda bu bakteri ve mikroorganizmalar bizi hasta ediyor. Özellikle grip sonrası durum zatürre için en zayıf olduğumuz dönemdir. Ayrıca havaların ani soğuması ve ısınması da vücudunuzun bağışıklık sistemini olumsuz etkiliyor. Uzamış grip ve öksürük ile seyreden hastalarımızda akciğer grafilerinde gözden kaçabilen ama daha ayrıntılı incelemelerde akciğerde Kovid-19’un ilk zamanlarında gördüğümüz buzlu cam alanları görüyoruz. Bu tablo viral pnömoniyi desteklemekte birlikte çok sayıda hastamızda ayrıntılı çekilen filmlerde zatürre alanlarını görüyoruz. Her grip ve viral hastalıklar sonrası toplumda sayıları hızla artan zatürre salgınları görmeye başladık."
İzmir Ramazan sonrası beslenme düzenine yavaş yavaş geçilmeli İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Medical Point Hastanesi Diyetisyen Sıla Yeşilyaprak, ramazan ayı sonrasında gündelik beslenme düzenine aniden dönmenin, bazı sağlık sorunlarına sebep olabileceğine dikkat çekerek, "Normalde kişi 2 öğün yerken birden 3 öğüne geçerse ve beslenme saatleri de değiştiği için; hazımsızlık, yorgun hissetme, kabızlık, yüksek tansiyon ve şeker yükselmelerinden kaynaklı damar yapılarında probleme yol açabilir. Mutlaka bunlara dikkat etmeleri gerekir. Bunu engellemenin en kolay yolu, kişilerin yavaş yemek yemesi" dedi. Diyetisyen Sıla Yeşilyaprak, Ramazan Bayramı’nda 1 aylık süren oruç dönemi sonrasında 3 öğün beslenmeye geri dönmenin doğru olmadığını, bireylerin bunun sonucunda çeşitli sağlık sorunlarıyla karşılaşabileceğini vurguladı. Kişilerin gündelik beslenme düzenine yavaş yavaş geçmeleri gerektiğine dikkat çeken Yeşilyaprak, "2 ana öğün ve 1 ara öğün şeklinde devam edip sonrasında 3 ana öğüne geri dönebilirler. Normalde kişi 2 öğün yerken birden 3 öğüne geçerse ve beslenme saatleri de değiştiği için; hazımsızlık, yorgun hissetme, kabızlık, yüksek tansiyon ve şeker yükselmelerinden kaynaklı damar yapılarında probleme yol açabilir. Mutlaka bunlara dikkat etmeleri gerekir. Bunu engellemenin en kolay yolu, kişilerin yavaş yavaş yemek yemesi" diye konuştu. "Tatlılar yavaş yavaş çiğnenerek tüketilmeli" Ramazan Bayramı’nda kişilerin her tatlıya evet dememesi gerektiğinin altını çizen Dyt. Yeşilyaprak, tüketilen tatlıların da oldukça yavaş yavaş çiğnenerek tüketilmesi önerisinde bulundu. "Karbonhidrat yükü düşük karbonhidratlar tüketilmeli" Bayramda öğün alternatiflerinin çok önem taşıdığını ifade eden Yeşilyaprak, şunları kaydetti: "Öğlenleri bir ara öğün veya atıştırma yapılacaksa, kahvaltı ve akşam öğününün hafif olması daha iyi olur. Sabah kahvaltılarında çok ağır kızartmalar veya bal, reçel, pekmez tüketmek, öğlen tatlı, akşam da yoğun karbonhidrat alımı yapılırsa; bu kadar yüksek kan şekeri, kişide olumsuz durumlara yol açabilir. Mümkün olduğu kadar akşamları karbonhidrat yükü düşük besinler tüketmek daha faydalı olacaktır. Normalde kişi hem çorba hem bulgur tüketiyorsa, bir tane karbonhidrat kaynağı seçerek kilo almasını ve hazımsızlık yaşamayı da engellemiş olur."
Bursa Bayram öncesi baklavada ıspanak, bezelye ve yer fıstığı oyununa gelmeyin Ramazan Bayramı’na sayılı günler kala, baklavacıları da tatlı bir telaş sardı. Bayrama ikramlık baklava düşünenlerin tepsi tepsi siparişleri gelirken, baklava ustaları ise merdiven altı diye tabir edilen ucuz baklavadaki ıspanak, yer fıstığı ve bezelye oyununa dikkat çekti. Ramazan ayının sonlarına geldiğimiz şu günlerde baklavacılar da tatlı bir koşuşturmacanın içerisine girdi. Ramazan Bayramı’nda ziyaretlerde sofraların vazgeçilmezi baklava ikram etmek isteyenler, tepsi tepsi tatlı siparişlerini vermeye başladı. Bir tepsi fıstıklı baklava 3 kilo 300 gram gelirken, 1 kilosu bin 200 liradan satışa sunuluyor. Cevizli bir tepsi baklavanın kilosu ise 800 liradan tezgahta yerini alıyor. Şerbetiyle birlikte fokurdayan baklavalar insanın iştahını kabartırken, merdiven altı diye tabir edilen ucuz baklavalardaki ıspanak, bezelye ve yer fıstığı gibi bir çok farklı hileler ise ustalar tarafından tek tek gün yüzüne çıkarıldı. Cevizli ve fıstıklı baklavadaki oyunların insanın cebine hitap ettiğini ancak ağız tadını ve insan sağlığını da olumsuz etkilediğini söyleyen 55 yıllık geçmişe sahip Hacı Hasan Oğulları Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Aktaş, "Bayram için verilen siparişlere yetişmeye çalışıyoruz. Yaklaşık 200 çeşit baklava var. Fıstıklı baklavadan dilber dudağına, ballı kadayıftan gelin bohçasına kadar binbir çeşit ürünlerimizle tezgahlardaki yerimizi alıyoruz. Ancak bunların başını fıstıklı ile cevizli baklava çekmektedir. 3,5-4 kiloluk tepsiye 600 gram fıstık gidiyor. Bizim üretmiş olduğumuz baklava çeşitlerinin kilosu 800 liradan başlamaktadır. Türkiye’de kaliteli baklava dendiği zaman, 800’den başlayıp bin 800 liraya kadar özel üretim baklava fiyatları vardır. Kaliteli deyip de, 300-450 liraya satıyorsan, bunun içerisine 100 gram fıstık koyup tereyağı koymazsın ancak maliyetini karşılarsın. Baklava, baklavacıdan alınır. Her yerden baklava alınmaz. İnsanlarımız artık alacakları yeri iyi biliyor. Biz kaliteden ödün vermeden gerçek cevizli baklavayı 800’den, fıstıklı baklavayı bin 200 TL’den başlayan fiyatlara satabiliyoruz. Bunun altında baklava olmaz" dedi. "Baklavada oyuna gelmeyin" Arge laboratuvarı, 2 adet dev soğuk hava deposu, çalışanlara ayrılan odalarıyla dikkat çeken 10 bin metrekare kapalı alana sahip baklava fabrikasında tamamen steril ortamda yapılan baklava üretimini ve baklava çeşitlerini anlatan Yüksel Aktaş, merdiven altı üretim yapanların bayram üzeri yaptığı hileleri anlattı. Aktaş, "Fıstıklı baklava yapmak için yola çıkan, ancak fıstık yerine bezelye, ıspanak veya yer fıstığı boyayıp fıstığa benzetip baklavanın içine koyuyor. Fıstığın kilosu bin 500 lira, yer fıstığının kilosunu ise 50 liraya bulabilirsin. Yer fıstığına boya katıp, bir çuval fıstıkla bir çok baklavayı yaparsın. Ispanağı öğütüp içine bir tutam fıstık koyduğun zaman görüntüsü, fıstıklı baklava gibi olur. Ancak yediğin zaman ne yediğini bilemezsin. Fıstıklı baklavada olduğu gibi cevizli baklavada da hileler yapılıyor. İrmik, ekmek kırıntısı ve yeşil mercimeğe kadar hileye başvuruluyor. Vatandaşlarımız ağız tadı ile baklava yemek veya sipariş etmek istiyorsa, fiyatı kadar aldığı yerin markasına da önem göstersin" diye konuştu. "Laboratuvar gibi üretim tesisi" Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Bölümü Başkanı Prof. Dr. Utku Çopur ile bu fabrikayı inşa etmek için gerekli Ar-Ge çalışması yaptıklarını ifade eden Aktaş, "Yaklaşık 2 yılda bu tesisi inşa ettik. Türkiye’de hatta dünyada böyle baklava tesisinin olduğunu düşünmüyorum. Biz yüreğimizi koyduk. Bu işte birinci olmak istedik. Türkiye’de baklava denince akla Gaziantep geliyor. Ancak biz bunu kırarak Bursa’nın adını duyurmak istiyoruz. Bütün yağından hamuruna, süslemesinden fırınlanmasına, şerbetlenmesinden paketlenmesine kadar her şey otomasyonla otomatik olarak ilerliyor. Bütün her şey gramajı gramajına, kaliteli bir şekilde insanların damağına hitap ediyor. Herkesin bu fabrikayı gezmesini istiyoruz. Yatırımlarımızın karlığında da bu güzelim tatlılarımızı çıkarmış oluyoruz" dedi. "5 kıta 100 ülkeye ihracat yapıyoruz" Sadece Bursa’ya değil, Türkiye’ye ve dünyaya baklava çeşitlerini gönderdiklerini belirten Aktaş, "Üretimimizin yüzde 95’ini dünyanın dört bir yanına gönderiyoruz. Orta Doğu ve Avrupa olmak üzere 5 kıta 100 ülkeye ihracat yapıyoruz. 2025 yılında Amerika, Almanya, Dubai, Fransa, İngiltere, Rusya ve Çin gibi ülkelerde şube açmayı düşünüyoruz. Bursa’nın ve Türkiye’nin tadını oradaki insanlara ulaştıracağız" diye konuştu. Orta Doğu’ya Suriye tatlılarını ihraç ediyor Yapılan çalışmaların sadece Bursa’ya veya Türkiye’ye özgü olmadığını belirten Aktaş, "Yaptığımız araştırmalarla, Suriye tatlılarının aldığımız ustalarla üreterek bir çok ülkeye ihraç etmeye başladık. Çünkü bizim ürünlerimizle aynı malzemelerle yapılıyor. Bugün yaptığımız çalışmaların karşılığında, Suriye tatlılarını, Umman, Dubai, Sudi Arabistan, Katar gibi bir çok Orta Doğu ülkesine ihraç ediyoruz. Gerçekten de o bölgenin insanlarının ilaç gibi tükettiği tatlılar" şeklinde konuştu.
İzmir Karşıyaka’nın rakibi Anadolu Üniversitesi Karşıyaka, TFF 3. Lig 1. Grup’taki 26. hafta mücadelesinde yarın Anadolu Üniversitesi’ni konuk edecek. TFF 3. Lig 1. Grup ekiplerinden Altınordu, 26. hafta mücadelesinde yarın Anadolu Üniversitesi ile karşı karşıya gelecek. Alsancak Stadyumu’nda oynanacak müsabaka saat 14.00’te başlayacak. Mücadeleyi Ankara bölgesi hakemlerinden Demokrat Özgür Güneş yönetecek. Karşılaşma öncesinde 14 galibiyet, 6 beraberlik ve 4 mağlubiyeti olan Karşıyaka, 48 puanla ikinci sırada yer alıyor. İzmir ekibi, rakibi karşısında hata yapmayıp 55 puanı bulunan lider Bursaspor’u zirve yarışındaki takip etmek istiyor. Konuk ekipte yeşil-kırmızılı ekibi mağlup ederek play-off hattına girmeyi hedefliyor. İki ekip arasında ligin ilk devresinde oynanan müsabakayı Karşıyaka deplasmanda 3-1 kaybetmişti. Enes ve Abdülkadir dönüyor Karşıyaka’da 7 maçtır forma giyemeyen Enes Nalbantoğlu’nun sakatlığını atlattığı ve takıma geri döndüğü ifade edildi. Nalbantoğlu’nun yarın kadroda yerini alması ve Ahmet Yıldırım’ın süre vermesi halinde oynayacağı belirtildi. Kırmızı kart cezalısı olan Abdülkadir Öksüz de takıma geri döndü. Hasta olduğu için Muş deplasmanında forma giyemeyen orta saha Hakan Barış’ın ise yarın kadroda olması bekleniyor. Tedavisi devam eden Erdal Öztürk’ün durumunun ise yarın maç saatinde belli olacağı öğrenildi.