GÜNDEM - 07 Ekim 2024 Pazartesi 14:05

Mahmutlu Kavşağı’nda kazalara karşı tedbir

A
A
A
Mahmutlu Kavşağı’nda kazalara karşı tedbir

Kazalarla gündeme gelen Samsun-Ankara karayolu Mahmutlu Kavşağı’nda kazalara karşı eş zamanlı flaşör sistemi kuruldu, yavaşlama uyarı çizgileri yenilendi ve oto korkuluk montajı yapıldı.


Samsun Valiliği yaptığı açıklama ile alınan önlemleri duyurdu. Açıklamada, “Samsun-Ankara karayolunun 26. kilometresinde grup mahalle yollarının ana yola katılım kavşağı olan Mahmutlu Kavşağı’nda trafik işaretlemeleri Karayolları 7. Bölge Müdürlüğünce standart şekilde eksiksiz olarak teşkil edilmiş olup, bölgede meydana gelen kazalar genel olarak yandan çarpmalı kazalar şeklinde gerçekleşmekte, kazalarda ana yol-tali yol geçiş kuralı ihlalleri ön plana çıkmaktadır.


Hız sınırlamasının otomobiller için 82 km/saat, otobüs veya kamyonlar için 70 km/saat olduğu bölgede Karayolları 7. Bölge Müdürlüğü’nce yapılan trafik sayımlarında tali yol araç sayılarının sinyalizasyon sistemi yapılması için yeterli olmadığı, sinyalizasyon sistemi teşkil edilmesi durumunda Samsun yönünü takiben kavşakta beklemede olan araçlarla arkadan çarpma şeklinde kazaların yaşanacağı ön görülmektedir. Ancak ilave tedbir olarak Samsun ve Kavak yönlerinden kavşak alanına yaklaşımlarda sürücülerin uyarılması için eş zamanlı flaşör sistemi tesis edilmiş, yavaşlama uyarı çizgileri yenilenmiştir. Yine kavşak bölgesinde görüşü engelleyen parklanmalara engel olmak için Mahmutlu Mahallesi yolu çıkışı alanına oto korkuluk montajı yapılmıştır” denildi.


Sürücülere kurallara uymaları hususunda uyarılarda bulunan Samsun Valiliği, açıklamanın devamında şunları kaydetti:


“Lütfen kazaları en aza indirmek için tüm trafik kurallarıyla birlikte dönel kavşaklarda uyulması gereken kurallar konusunda da hassasiyet gösterelim, kavşağa yaklaşırken yavaşlayalım, kavşak içerisinde durmayalım, kavşağa girmek için bekleyelim ve trafik akışı rahatladığında kavşağa giriş yapalım, kavşak içerisindeki araçlara yol verelim. Geniş ve uzun araçların kavşağa yaklaşırken, kavşak içerisinde ve çıkışında birden fazla şeridi kullanmaları gerekebilir. Kavşak içerisinde bu tür araçların manevra alanına girmeyelim ve sollamaya çalışmayalım, kavşaktan çıkış yaparken sağ sinyal lambasını kullanalım, çıkışı kaçırmamız durumunda, merkez ada etrafında tekrar dönerek çıkışa gelince kavşağı terk edelim. Geçiş üstünlüğüne sahip araçlarla karşılaşıldığında; kavşak alanına girmediysek sağa yaklaşarak geçiş üstünlüğüne sahip araçların geçmesi için yol verelim, kavşak içerisinde ise geçiş üstünlüğüne sahip araçların geçmesine olanak sağlamak için aracımızı durdurmadan, önceden planladığımız şekilde kavşağı terk edelim ve sonra sağa yaklaşarak aracın geçmesi için yol verelim. Unutmayalım! Hayatta hiç bir şey insan hayatından daha değerli değildir.”



Mahmutlu Kavşağı’nda kazalara karşı tedbir

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Kütahya’da İsrail’e tepki açıklaması: "İsrail durdurulmalı, Netanyahu hesap vermelidir" İsrail’in Filistin’e yönelik başlattığı insanlık dışı saldırılar nedeniyle Kütahya’da AK Parti milletvekilleri İsmail Çağlar Bayırcı ve Mehmet Demir’in de katılımıyla yapılan basın açıklamasında, İsrail durdurulması ve Netanyahu’nun hesap vermesi istendi. Milletvekili Bayırcı yaptığı açıklamada, ”Filistin halkının maruz kaldığı zulmü bir kez daha güçlü bir şekilde kabul etmediğimizi ve Filistin davasını savunmaya devam edeceğimizi tüm dünyaya bir kez daha ilan ediyoruz. Israil, Gazze Şeridi’ne yönelik başlattığı saldırılar ile Filistinli savunmasız sivilleri hedef almış, uluslararası hukuku hiçe sayarak büyük bir insanlık suçuna imza atmıştır. İşlediği soykırım suçunun üzerini örtmek için de 7 Ekim’i bahane etmektedir. Bu noktada çok önemli bir gerçeğin altını çizmek istiyoruz. 7 Ekim’i, meselenin sanki sıfır noktasıymış gibi ele alan bir yaklaşımı kesinlikle kabul etmiyoruz. 7 Ekim esasında İsrail katliam ve soykırım makinasının hız ve şiddetinin daha da artmasıdır. Bir yılın içinde 17 binden fazla çocuk, 11 binden fazla kadın olmak üzere 42 binden fazla masum Filistinli sivil Israil’in acımasız ve insanlık dışı saldırılarında şehit düştü. Hiçbir şey 7 Ekim’de başlamadı! Süre giden soykırıma 7 Ekim sebep olmadı! 77 yıllık bir işgal, zulüm ve katliam tarihinden bahsediyoruz. Topraklarından edilmiş; hakları ve mallan gasp edilmiş; öldürülmüş; katliama uğramış milyonlardan bahsediyoruz. Böyle bir gasp ve hırsızlığın üstüne kurularak, uluslararası hamilerinden yüz bulup günümüze kadar gelen bu suç şebekesinden zaten ne hak ne hukuk ne de adalet beklenebilir. Diğer taraftan, uluslararası hiçbir kurum bu insanlık dışı durumun durdurulması için yeterli çaba sarf etmemiş, insan haklarını ağzından düşürmeyen bazı Batılı devletler maalesef ki Israil’i kınama cesareti bile gösterememiştir. Bugün hala uluslararası toplum gereken adımları atmaktan, uluslararası hukuku işletmekten son derece uzaktır. İsrail, bölgenin ortasına Batılı güçlerce bırakılmış bir bomba misali on yıllardır bölgede istikrarsızlık ve kaos kaynağı olmayı sürdürmektedir” dedi. “İsrail 1930’ların Nazi Almanya’sından farksızdır” İsrail’in 1930’ların Nazi Almanya!sından farksız olduğuna dikkat çeken Milletvekili İsmail Çağlar Bayırcı, "İsrail, kurulduğu günden bu yana, Batı’nın çifte standardımı, ikiyüzlülüğünü ve ikili tavrını gösteren bir örnek olmuştu. 7 Ekim’den bu yana da acizlik, zayıflık ve sefaletini de göstermiş oldu. Bugün bu katliama ses çıkarmayan hiçbir devletin kendini ciddi bir devlet olarak görme hakkı yoktur. Yine bugün bu soykırıma itiraz edemeyen hiçbir ülkenin insanlığa söyleyecek tek bir sözü kalmamıştır. İsrail 1930’ların Nazi Almanya’sından farksızdır. Tıpkı Nazi Almanya’sı gibi soykırımcı, saplantılı ve ırkçı bir ideolojiye sahiptir. Yine tıpkı Nazi Almanya’sı gibi saldırgan, şımarık, küstah davranışlar sergilemektedir. Israil bugün Orta Doğu’da etrafına bulaşan ve tüm bölgenin düzen ve istikrarını tehdit eden bir yapıdır. Nazi Almanya’sının durdurulmamasının dünyanın başına açtığı dertleri tarihten biliyoruz. Bugün de Israil durdurulmadığı takdirde tüm bölgeyi ateşe atana kadar devam edecektir. Bu nedenle tüm gücümüzle haykırıyoruz: İsrail durdurulmalıdır! Netanyahu hesap vermelidir. Diğer taraftan devam eden bu vahşet karşısında ortak bir adım atamayan İslam dünyasının içinde bulunduğu durumdan da dersler çıkarmalıyız. Bu anlamda güçlü bir Türkiye’nin daha adil bir dünya ve daha etkin bir İslam dünyası için ne kadar elzem olduğunu bir kez daha görüyoruz. Türkiye olarak Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Filistin’in haklı davasını her zaman ve her platformda savunduk; savunmaya da devam edeceğiz. Türkiye, yalnızca diplomatik yollarla değil, aynı zamanda insani yardımlar ve kalkınma projeleriyle de Filistin halkının yanında olmuştur. Filistin’e yapılan insani yardımların büyük ekseriyeti bugün ülkemiz tarafından yapılmaktadır. Konuyu insani boyutlarının yanı sıra stratejik boyutlarıyla da en ince ayrıntılarına kadar ele alıyoruz. İsrail saldırganlığının ülkemize de yönelebileceği riskini tüm bölge ülkeleri gibi biz de görüyoruz. Vaadedilmiş topraklar safsatasının içine ülkemiz topraklarını da katan bu suç şebekesinin planlarının farkındayız. Stratejik talim hazırlıklarını yapan bir ülkenin özgüvenini taşıyoruz. Fakat aynı zamanda toplumsal istikrarın da hayati olduğunu bildiğimizden iç cepheyi güçlü tutmak için vatandaşlarımızı ülkemizin karşılaşabileceği uluslararası tehditler konusunda siyasi ve ideolojik tutumlarından bağımsız olarak tek bir cephede birleşmeye davet ediyoruz" şeklinde konuştu. "Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep beraber Türkiye olacağız" Bayırcı, "Bu nedenle Cumhurbaşkanımızın yıllardır tekrar ettiği "bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep beraber Türkiye olacağız" şiarını bir ahitleşme olarak görüyoruz. Bu anlamda güçlü bir Türkiye’nin ve siyasi iradenin öneminin hem bölgemiz hem de insanlık için ne denli hayati olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. Filistin davasına sahip çıkan Cumhurbaşkanımızın küresel çeteler ve onların yerli işbirlikçileri tarafından yıllardır neden hedef alındığını bugünlerde yeniden idrak ediyoruz. Filistin, sadece bir coğrafi bölge ya da bir halkın mücadelesi değildir, Filistin, tüm insanlığın vicdan davasıdır. Filistin’in bağımsızlık mücadelesi, aynı zamanda evrensel insan haklan mücadelesidir. İsrail’in işgal politikalarına, Filistin halkına uyguladığı zulme ve insan hakları ihlallerine karşı mücadelemiz Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde devam edecektir. Kamuoyuna saygılarımızla duyurulur” ifadelerini kullandı. Basın açıklaması sonra Gazze konulu resim sergisinin açılışı yapıldı.