GÜNDEM - 13 Nisan 2025 Pazar 15:46

Başkan Kurnaz: "İlkadım’daki en büyük gücümüz saha ekiplerimiz"

A
A
A
Başkan Kurnaz: "İlkadım’daki en büyük gücümüz saha ekiplerimiz"

Samsun’un İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, belediyenin saha ekiplerinin ilçenin daha konforlu ve yaşanabilir bir yer haline gelmesi için en önemli güç olduğunu söyledi.


İlkadım Belediyesi saha ekipleri, ilçe genelinde çalışmalarına hız kesmeden ediyor. 7 gün 24 saat esasına göre görev yapan Park ve Bahçeler, Fen İşleri, Temizlik İşleri ve Zabıta Müdürlüğü ekipleri, sahada yoğun mesai harcıyor.


Ekiplerin her şartta görevlerinin başında olduğunu ifade eden Başkan İhsan Kurnaz, "İlkadım’ın ve hemşehrilerimizin her anında hep yanlarında olmaya devam ediyoruz. İlkadım Belediyesi olarak en büyük gücümüzü saha ekiplerimizden alıyoruz. Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekiplerimiz, parklarımızın bakım, onarım ve yenileme çalışmalarını sürdürüyor. Temizlik İşleri Müdürlüğü ekiplerimiz, cadde ve sokaklarımızda temizlik ve çöp toplama faaliyetlerine aralıksız devam ediyor. Fen İşleri Müdürlüğü ekiplerimiz ise yol ve kaldırımların bakım ve onarım çalışmalarını titizlikle yürütüyor. Zabıta Müdürlüğü ekiplerimiz de vatandaşlarımızın sağlığı, güvenliği ve huzuru için denetimlerini sürdürüyor. Tüm saha ekiplerimize gösterdikleri özverili çalışmalardan dolayı teşekkür ediyorum. İlçemiz ve hemşehrilerimiz için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu.



Başkan Kurnaz: "İlkadım’daki en büyük gücümüz saha ekiplerimiz"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sağlık Bakanı Memişoğlu, Expomed Eurasia Fuarı açılışına katıldı Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, Expomed Eurasia Fuarı açılışına katıldı. İstanbul Büyükçekmece Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen, sağlık sektöründe kullanılan ürünlerinin tanıtıldığı Expomed Eurasia Fuarı açılışı gerçekleştirildi. Sektör temsilcilerinin de katıldığı açılışa Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’da katıldı. Açılış kurdelesi kesilmesinin ardından Bakan Memişoğlu fuar alanını gezdi. Türkiye’nin sektörde üretim noktasındaki önemine atıfta bulunan bir konuşma yapan Bakan Memişoğlu, " İnsan gücü olarak Türkiye gerçekten çok şanslı. Ben Sağlık Bakanı olarak insanımıza hep güvendim ve karşılığını da aldım. Bakıyoruz gerçekten insan gücü olarak Türkiye dünyanın sayılı ülkeleri arasında. Alt yapıya da baktığın zaman, bilişim alt yapısından fiziki alt yapısına kadar, teknoparklarından bütün teknolojiyi üretebilecek ham maddesine kadar her türlü gücü de var. Üçüncü olarak da finansal tarafı var. Siz ilk iki ile finansal tarafı kapatabilecek güce sahipsiniz. Artık Türkiye öyle bir yerde ki ulaşılabilirlik anlamında da ve bütün kavşak noktaların kesiştiği lojistik maliyetinin düşük olduğu bir noktadayız. Bugün dünyaya baktığınız zaman hem kalite hem fizibilite anlamında hem maliyet anlamında dünyanın örnek ülkelerinden bir tanesiyiz. Bazı ülkeler bazı şeyleri üretiyor ama onların kalite standartları yok. Bazı ülkelerin kalite standartları var ama inanılmaz maliyetle üretebiliyorlar. Biz bunların ikisini de yapıyoruz hem maliyeti düşük hem kalitesi yüksek ürünlerde üretebiliyoruz" dedi.
Samsun Tarlasına gidemeyen mahalle sakinleri: "Yaya köprüsü istiyoruz" Samsun’un Çarşamba ilçesine bağlı Yamanlı Mahallesi sakinleri, sulama kanalı nedeniyle karşı tarafta kalan tarlalarına ulaşımda güçlük yaşadıklarını belirterek, yaya köprüsü yapılmasını talep etti. Samsun’un Çarşamba ilçesine bağlı Yamanlı Mahallesi Irmak Sokak mevkiinde bulunan su kanalı, bölge halkının tarlalarına ulaşımını ciddi şekilde kısıtlıyor. 50 hanenin yaşadığı mahallede, bölge halkının kendi tapulu arazilerinin üzerinden geçen sulama kanalı sonrası tarlaları kanalın diğer tarafında kaldı. Mahalle sakinlerinden Hidayet Harmancı, tarlalarına ulaşabilmek için kendi imkânları ile ağaç köprü yaptıklarını ama zaman içerisinde çürüyerek yıkıldığını söyledi. Su kanalı üzerine yalnızca bir adet köprü yapıldığını ancak mahallenin geniş olması nedeniyle yetersiz kaldığını dile getiren Hidayet Harmancı, "Bu sulama kanalı yapılalı uzun zaman oldu. Bizim tapulu arazilerimizin üzerinden geçti ve tarlalarımızın çoğu karşı tarafta kaldı. Ev ile tarlalar arasında gidip gelebilmek için kendi imkânlarımızla ağaç köprüler yaptık ama zamanla çürüyüp yıkıldı. Ana yolların başına bir köprü yaptılar, ancak bize çok uzak. Bu yüzden kanal üzerine yaya köprüsü yapılmasını istiyoruz" dedi. Bir başka mahalle sakinlerinden Mehmet Harmancı ise "Tarlalarımızın yarısı kanalın karşı tarafında kaldı. Kendi imkânlarımızla yaptığımız köprüler dayanmadı ve yıkıldı. Bu nedenle sulama kanalının uygun noktalarına yaya köprüleri yapılmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı. Mahalleli, yetkili makamlara durumu arz ettiklerini ancak kendilerine olumlu ya da olumsuz geri dönüş yapılmadığını da sözlerine ekledi.
Adıyaman Grand İsias Otel davasında kamu görevlileri ilk kez hakim karşısına çıktı Adıyaman’da 72 kişinin hayatını kaybettiği Grand İsias Oteli’nin yıkılmasında sorumluluğu bulunduğu iddiası ile Adıyaman Belediyesi görevlileri 1. Ağır Ceza Mahkemesinde hakim karşısına çıktı. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde yıkılan İsias Otel’in 1993 yılındaki ilk ruhsatında imzası bulunan Adıyaman Belediyesi İmar Müdürü Yusuf Gül, 2001 yılındaki ikinci yapı ruhsatında imzası bulunan İmar Müdürü Mehmet Salih Alkayış, Ruhsat Büro Şefi Bilal Balcı, Dönemin Belediye Başkan Yardımcısı Osman Bulut, Yapı Kontrol Biriminde görevli daimi işçi Abdurrahman Karaaslan, Ruhsat Büro Teknisyeni Fazlı Karakuş, "taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan yargılanıyor. Grand İsias Otel soruşturması kapsamında Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma izni istenilen kamu görevlileri Adıyaman 1. Ağır ceza Mahkemesinde, ilk kez hakim karşısına çıktı. Sanıklardan Osman Bulut, Mehmet Salih Alkayış, Abdurrahman Karaaslan ve Fazlı Karakuş duruşma salonunda hazır bulunurken, Ankara’dan Bilal Balcı, Yusuf Gül ise İzmir’den SEGBİS ile bağlandı. KKTC’li sporcular, tur rehberlerinin de aralarında bulunduğu 72 kişinin hayatını kaybettiği Grand İsias Otel davasında Adıyaman Belediyesi’nde görevli kamu personellerinin yargılanması başladı. Mahkeme heyeti savcılığın iddiasının ardından sanıkların savunmasına geçti, sanıklar suçsuz olduklarını iddia etti Sanıklardan Ruhsat Büro Şefi Bilal Balcı savunmasında, "1995-2004 yılları arasında Adıyaman Belediyesi’nde çalıştım. Sonrasında başka bir kamu kurumuna geçtim. Bahsi geçen yapıya, 1993 yılında yapı ruhsatı veriliyor. Bu ruhsata göre betonarme karkas inşaatı bitiyor. Betonarme karkası bitmiş bu yapıya projede revizyon yapılmak için bize müracaat edildi. Mimari projeler hazırlandı. İlgili belgelere göre yapı ruhsatını verdik. Ben daha sonra 2004 yılında belediyeden ayrıldım. Ben ayrıldıktan sonra otelde çeşitli tadilatlar yapılmış. 2016’dan sonra binanın iç ve dışı tamamen yenileniyor. Bu kapsamda kaçak kat ilave ediliyor. Bizim verdiğimiz ruhsat ile sonrasında yapılan çalışmalar neticesinde bir benzerlik kalmamış" dedi. 1993 yılında Adıyaman Belediyesi İmar Müdürü Yusuf Gül savunmasında, "1992 yılından 1994 yılına kadar sözleşmeli imar müdürü olarak görev aldım. Bodrum+zemin+7 katlı olarak ruhsat talebinde bulunuldu. Bu talep belediyemizin ilgili birimi olan yapı ruhsat büro şefliğince belgeler eksiksiz olarak alarak işlemi başlatmıştır. Gerekli tetkikleri yaparak, kullanım amacı konut olarak hazırladıkları dosyayı tarafıma sundular. Ben de imar yönetmenliğinin ilgili maddelerini dikkate alarak 01.05.1993 tarihinde yapı ruhsatını imzaladım. Statik hesapları inceleyecek bir yetkiye sahip olmadığımı, ben bir mimarım. Ben statiker değilim. 27 Mart 1994 yılında Adıyaman Belediyesi’nden ayrıldım. 31 yıldır İzmir’de ikamet ediyorum. 18.11.2001 tarihinde alınan imar ruhsatında benim yetkim yoktur. İddianamedeki, iddiaları kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum" ifadelerini kullandı. Daimi işçi Abdurrahman Karaaslan, "Benim buradaki görevim teknik personelin incelediği belgeleri, işlerdim. Benim belediyede yaptığım iş matbu evrakları doldurmaktır. Bir nevi katip olarak çalışırdım. Bu evrakları düzenleyen olarak ismim yer alıyor. Ruhsattaki imzam bundan dolayıdır. Yapı kontrol birimindeki, imar birimindeki mimar ve mühendisler projelerin uygunluğuna karar verirlerse, ben de o talimat doğrultusunda dosyayı hazırlardım. Katip olarak görev yaptığım için teknik konulardan anlamam. Ben suçsuzum, beraatimi talep ediyorum" şeklinde konuştu. Büro Teknisyeni Fazlı Karakuş, "Ben 1995 yılında belediyede göreve başladım. Ben evrak dolduruyordum. Yapı kullanım izin belgesini bana verilen bilgileri geçiyordum. Mühendislerin verdiği bilgileri belgeye geçiriyordum. Ben teknik personel değilim. Bana yöneltilen suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi istiyorum" dedi. "İlgili müdürlüklerden sıralı gelen evrakları ‘Görüldü’ mahiyetinde onaylıyordum" 2001 tarihli yapı ruhsatında imzası bulunan dönemin Belediye Başkan Yardımcısı Osman Bulut, "1994 yılında belediye başkan yardımcısı olarak başladım, 2005 yılında belediyeden ayrıldım. Teknik konuları bilmem mümkün değildir. İlgili müdürlüklerde incelenen ve önüme gelen evrakları onaylıyordum. Belediye başkan yardımcısının teknik konuları incelemesi gibi bir görevi olmadığı gibi, ilgili müdürlüklerden sıralı gelen evrakları ‘Görüldü’ mahiyetinde onaylıyordum. Teknik bir kişi olmadığım için evrakları incelemem mümkün değildir. Kusurum yok, beraatimi talep ediyorum" dedi. "İnşaatın imalat hatası var" 2001 ruhsatında imzası bulunan İmar Müdürü Mehmet Salih Alkayış, "Bizim tarafımızdan ruhsat verildikten sonra, bu binada birçok tadilat yapılmış. Bu tadilatların hepsi ruhsat alınması gereken tadilatlar yapılmış. Kaçak kat için yapı kayıt belgesi alınmış. İnşaatın imalat hatası var. Bunlar imar kanunu gereğince fenni mesulün sorumluluğunda olan konular. Beraatimi istiyorum" dedi. Sanık Mehmet Salih Alkayış, müşteki avukatlarının sorularının tamamını cevapsız bıraktı. Alınan savunmaların ardından mahkemeye yarım saatlik bir ara verildi. Aranın ardından duruşma yeniden başlayacak.
İstanbul Konya Büyükşehir Belediyesi’nden parkta çadır kuran vatandaşlara yemek ikramı Konya Büyükşehir Belediyesi, İstanbul’da yaşanan 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından Zeytinburnu Beştelsiz Millet Bahçesi’nde çadır kuran vatandaşlara yemek ikramında bulundu. İstanbul’da yaşanan 6.2 büyüklüğündeki deprem ve beraberindeki artçılar nedeniyle bir çok vatandaş evlerinde kalmak istemedi. İstanbul’un bir çok ilçesinde parklara ve yeşil alanlara çadırlar kuruldu. Bazı vatandaşlar ise araçlarında geceyi geçirdi. Konya Büyükşehir Belediyesi ve Türk Kızılay’ı ise Zeytinburnu Beştelsiz Millet Bahçesi’nde çadır kuran vatandaşlara yemek ikramında bulundu. Havadan çekilen görüntülerde ise bir çok çadırın alana kurulduğu görülüyor. "Geceleri ise kamyonetin içerisinde yattık" Deprem anında evde olduğunu ifade eden Güllü Kara, "Deprem olduktan 1 saat sonra parka ailemizle beraber geldik. Gündüzleri damadımın çadırında parkta kalıyorduk. Geceleri ise kamyonetin içerisinde yattık. Rabbim bir daha yaşatmasın korktuk. Evdeyim sallanınca birden dışarı fırladım. Gelinimin geçen depremde Kahramanmaraş’ta ailesini kaybetti. O çok korkar hemen onun yanına gitmeye çalıştım" dedi. "Çok korktuk çocuklarımız çığlık attı" Ailesi ile birlikte evde depreme yakalanan Kübra Eren, "Depreme evde yakalandım. Çok büyük bir sarsıntıydı. Eski olduğu için daha fazla korkuyoruz. Depremde ailecek çok korktuk, çocuklarımız çığlık attı" diye konuştu. "Devlet halkının yanında" Deprem olduğu sırada arabada seyir halinde olduğunu bu yüzden hissetmediğini söyleyen Veli Cin, "Çocuklar deprem oldu diye beni aradı. Çok büyük bir deprem olduğunu herkesi dışarıda görünce anladım. İnsanlar dışarıda yoğunluk oluşturduğu zaman korktum. İstanbullular geceyi dışarıda geçirdi, imkanlı olanlar şehir dışına kaçtı. Sağ olsun devlet halkının yanında" ifadelerini kullandı.