EKONOMİ - 27 Haziran 2024 Perşembe 12:17

Bir balın Anzer Balı olup olmadığı artık yayladaki çiçeklerin listesi ile değil referanslı kovan ile belirlenecek

A
A
A
Bir balın Anzer Balı olup olmadığı artık yayladaki çiçeklerin listesi ile değil referanslı kovan ile belirlenecek

Rize’nin coğrafi işaretli ürünü olmakla beraber büyük bir marka değeri de olan ünü ülke sınırlarını aşmış Anzer Balı’nda bir balın Anzer Balı olup olmadığı artık yayladaki çiçeklerin listesi ile değil referanslı kovan ile belirlenecek. Anzer Yaylası’na kurulan referans kovanları yeni bir dönemi başlatacak.


Bu yıla kadar Anzerli arıcılar ballarının sağımını gerçekleştirdikten sonra kooperatifleri ve Rize İl Tarım ve Orman Müdürlüğü aracılığı ile tahlil edilmesi için Hacettepe Üniversitesi Arı ve Arı Ürünleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü’ne gönderiyordu. Burada laboratuvar ortamında incelenen ballar Anzer’deki çiçek çeşitliliği bakımından inceleniyor ve çıkan rapora göre Anzer Balı olup olmadığına karar veriliyordu. Uygun ballar Rize Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından üzerine coğrafi işaret bandrolü vuruluyor, diğer ballar ise işlemsiz sahibine teslime diliyordu.


Bu yıl ise Hacettepe Üniversitesi Arı ve Arı Ürünleri Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Rize İl Tarım ve Orman Müdürlüğü arasında bir protokol yapıldı. Protokole göre Hacettepe Üniversitesi Anzer’deki bal üretiminin yoğun olduğu 10 bölgeye kendi kovanlarını 1 ay sonra açmak için kurarak mühürledi. 1 ay sonra yeniden açılacak olan petekten alınan numune bu yılın referans ürünü olacak. Yani bal sağımının sona ermesi ile Hacettepe Üniversitesi Arı ve Arı Ürünleri Uygulama ve Araştırma Merkezi’ne gönderilen bal numuneleri, üniversitenin elindeki çiçek listesi değil kendi kovanlarından aldıkları referans ballar örnek alınarak tahlil edilecek.



"Değişen iklim koşulları, küresel ısınma ve mevsimler arasındaki farklılık nedeniyle çiçeklenme her yıl değişiyor"


Anzer’de başlatılan yeni uygulama hakkında bilgi veren Hacettepe Üniversitesi Arı ve Arı Ürünleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Aslı Özkırım, değişen iklim koşullarının, küresel ısınmanın ve mevsimler arasında ki farklılık nedeniyle çiçeklenmenin de her yıl değiştiğine dikkat çekti. Bu nedenle bu yıl Anzer Yaylası’ndaki 10 ayrı bölgeye hem çiçek florasını tespit etmek hem de yaylaya has Anzer Balı’nı belirlemek için petekler yerleştirdiklerini kaydeden Özkırım “Anzer Balı bizim için ülkemiz açısından uluslararası ve ulusal düzeyde çok önemli bir değerdir. Anzer Balı ve Anzerli arıcılarımızla Hacettepe Üniversitesi’nin buluşması 40 yıl öncesine dayanır. Yaklaşık 40 yıl önce Hacettepe Üniversitesi Arıcılık Merkezi Müdürümüz Profesör Doktor Kadriye Sorkun’un çalışmalarıyla Anzer Yaylası’ndaki vejetarasyon ve flora, çiçeklerin tanımlanması etkinlikleri, çalışmaları tamamlanmış ve Anzer Balının kimlik kartı çıkarılmış. Yıllardır Rize İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’yle yapmış olduğumuz protokol gereğince Anzer Balına numunelendirilmesi, örneklendirilmesi ve analizleriyle ilgili ortak çalışma yürütüyoruz. Numuneler, Rize İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından alınıyor. Ardından şahit numune, Rize İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde kalmak üzere diğer paralel numunede bize gönderiliyor ve biz polen analizi yaparak Anzer Balı numunesinin içindeki polenlerin yayladaki çiçeklerden kaynaklanıp kaynaklanmadığına bakıyoruz ve buna göre Anzer Yaylası’nda üretilmiş ibaresini koyuyoruz. Diğer yandan şu bir gerçektir ki Anzer Yaylası’ndaki çiçek çeşitliliği sadece Anzer’e özgü bir çeşitlilikten oluşmamakta. Sadece Anzer’e özgü çiçekler var ancak benzer çiçekler farklı bölgelerde de bulunmakta. Diğer yandan yine iklim değişimi, küresel ısınma ve mevsimler arasındaki farklılık, değişim nedeniyle çiçeklenme de her yıl değişkenlik göstermekte. İşte tam da bu sebeple Anzer Balımızın değerini ve kalitesini çok Çok daha somut verilerle ortaya dökmek amacıyla bu yıl itibariyle bilimsel anlamda değişik bir metodoloji uygulama kararı aldık. Bu kararı Rize İl Tarım Orman Müdürlüğü ve Anzer’deki kooperatiflerimizle birlikte yürütme sürecindeyiz. Artık Anzer Yaylası’ndaki bal sezonunun başlangıcında Hacettepe Üniversitesi burada olacak. Rize İl Tarım Orman Müdürlüğüyle birlikte Anzer Yaylası’nda yoğun arıcılık yapılan 10 bölgede sağlık ve üretim koşulları açısından uygun bulduğumuz kovanların ballık kısmına boş ve temiz petekler konularak kovanlar mühürlenecek. Mühürlenme işlemi şu anlama geliyor. Bir daha o kovana bal sezonu boyunca kimse dokunamaz. O mühür bozulamaz. Dolayısıyla dün başlattığımız bu çalışmada 10 bölgede biz seçtiğimiz kovanların üst kısmına temiz kaplar petekler koyduk ve kovanları mühürledik” dedi.



“Referans balımız 2024 yılında Anzer’deki hava koşulları ve çiçeklenmeye bağlı olarak yine Anzer’den elde edilecek”


1 ay sonra mühürlenen peteklerin açılmasıyla elde edilecek balın referans balı olarak kullanacağını ifade eden Özkırım “Böylelikle resmi olarak da buradan duyurmak isterim ki bir temmuz itibariyle bal sezonu, Anzer Balı’nın üretim sezonu açılmış oldu. Hacettepe Üniversitesi de Rize İl Tarım Orman Müdürlüğü, kooperatiflerimiz ve muhtarlarımızla birlikte. Bir ay sonra Hacettepe Üniversitesi olarak buraya yine geleceğiz. Mühürlemiş olduğumuz kovanlardan ballarımızı alacağız. Bu malları bu yılın referans balı olarak kullanacağız ve diğer üreticilerimizin ballarını bu ballarla mukayese ederek analiz edeceğiz. Böylelikle istediği kadar farklı bölgelerle benzerlik göstersin, istediği kadar ayırt edici özelliği olsun. Referans balımız 2024 yılında Anzer’deki hava koşulları ve çiçeklenmeye bağlı olarak yine Anzer’den elde edilecek. Bu Anzer Balı’nın o kendine özgün kalitesi için sadece laboratuvarda değil üretim aşamasında da her şeyi kontrol altında tutmamızı sağlayacak ve Anzerlilerin kendi değerlerini korumak adına yapmış olduğu mücadeleye bilimsel katkı sunacak. Çünkü Hacettepe Üniversitesi’nin misyonu hukuksal değil, bilimsel anlamda Anzer Balı’na gereken değeri göstermek olacak” diye konuştu.



“Referans balları Anzer Balı’nın bundan sonraki süreçte garantörü olacak”


Uygulamanın geçmişten bugüne gelen Azner Balı’nın geleceğe taşınması için garantörü olduğunu, bilimle gerçekliği birleştirerek kalitenin artması için uygulamanın uygulandığını ifade eden Özkırım sözlerini şöyle sürdürdü:


“Bu uygulama Anzer Balı’nın bundan sonraki süreçte garantörü olmak ve bilimsel metotlarda günceli yakalamak için. Bizim amacımız, üniversitelerin amacı Ar-Ge’dir. Dolayısıyla metodolojimiz, gerçeklikle bilimi birleştirmek için Hacettepe Üniversitesi sahaya da kendi balını koydu. Dolayısıyla bu hem objektiviteyi sağlar. Orada hiç müdahale edilmemiş, mühürlenmiş bir kovanın sezon boyunca topladığı balı referans bal kabul edersiniz. Böylelikle bağıl bir örnekleme yapmazsınız. Ama öbür türlü referans balınız olmazsa gelen numuneleri sadece kağıt üzerindeki çiçek listesinden kontrol edersiniz. O yıl mevsim çok nemli geçer. O yıl mevsimi çok güneşli geçer ve gerçeklikten uzaklaşabilirsiniz.”



Bir balın Anzer Balı olup olmadığı artık yayladaki çiçeklerin listesi ile değil referanslı kovan ile belirlenecek

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir (ÖZEL) Geçmişte gençlerin gözdesi bugünlerde nostalji oldu Eskişehir’de kaset satışı yapan Aynur Bulut, son zamanlarda satışların arttığını ve insanların eski şarkıları nostaljik bir biçimde dinlemeye önem gösterdiğini belirtti. Eskişehir’de müzik çalar ve kaset satışı yapan Aynur Bulut, artık gençlerinde içinde olduğu birçok insanın eskiye döndüğünü, nostaljiyi daha çok tercih ettiklerini belirtti. İnsanların artık daha çok kaset tercih edip, satışlarının son yılların en yüksek seviyesine ulaştığını söyleyen Bulut, buna bağlı olarak kasetçalar üretimin hızlandığını belirtti. Aynur Bulut bu artışın sebebi olarak ise, insanların eskiyi samimi ve daha kaliteli gördüğünü ifade etti. Geçmişte şarkıyı geri sarmanın dahi bir zahmeti olduğunu ve bunun insanlar için bir anlamı olduğunu belirten Bulut, günümüzde her şey gibi müzik dinlemenin de çok basit olduğunun altını çizdi. “Arabeske ve halk müziğine olan ilgi çok fazla” Nostaljik kaset, müzik çaların rağbet görmesi ile alakalı Bulut, “Bizim dönemlerimizde plak yoktu, görmedik. 1990 ve 2000 yıllarının sonlarında doğanlar kasetleri görmediler. O yüzden onlar da şimdi kasetlere hayranlık duyuyorlar ya da bulduklarıyla koleksiyon yapıyorlar. Şu an yeni kaset çalarların üretimi başladı, o yüzden arz-talep karşılanmış oluyor. Arabeske ve halk müziğine olan ilgi çok fazla. Gençlerin çok fazla istediği rapçiler oluyor. Ceza ve Sagopa Kajmer gibi sanatçıların kasetleri çok fazla talep görüyor” dedi. “İnternet yoktu ve bizim tek yayın alıp dinleyebileceğimiz şeyler orijinal kasetlerdi” Eskiden müzik dinlemek için belli zahmetler çektiğini belirten Aynur Bulut şöyle devam etti; “Biz eskiden bir kasetin albümü çıktığı sırayla beklerdik. O kasetleri alabilmek için simlerimizi yazdırırdık. O zaman internet yoktu ve bizim tek yayın alıp dinleyebileceğimiz şeyler orijinal kasetler, plakları ve CD’lerdi. İnternetle birlikte bir tuşla buna hemen hakim olabiliyoruz. Ancak internette dinlediğimiz zaman müzik tarzları hep aynı. Ses ayarlarını genelde bilgisayar yapıyor ama öteki tarafta arkadan birebir orkestra çalıyor. O kemanı ve sazı duyma şansınız daha yüksekti. Bence bu yüzden insanlar seviyordu ve o zamanlar daha kaliteliydi. A yüzü ve B yüzü diye kasetlerimiz de var. Mesela, A yüzünde 3’üncü parçaya gelmek istediğimde kaseti çok fazla ileri ve geri alırsam kasetçalar bozuluyordu. Biz onu kalemle 3’üncü parçaya getirip dinlemeye çalışırdık. Hatta radyolar da o zaman daha aktifti. Radyoda kendimiz istek parçalarda bulunup, onları kasete aktarırdık. Bence insanlara her zaman için bilinmezlik daha hoş geliyor. Belki siz de 1990 ve 2000 yıllarında doğmuşsunuzdur, kaseti bilmiyorsunuzdur ve onu elinize almanız hem çok nostaljik hem de değerli geliyor. Kaset sattığım için benim işletmemde kasetçalara ilgi yüksek. Kasetçalar bin 500 liradan başlıyor. Bilinen markalarda çok yüksek meblağlı ürünler var. Eski kasetçiyim ama elimde sadece dükkanımdaki kadar arşivim kaldı. Bulduklarımı belli bir ücrette aldığım için onun üzerine fark koyup satıyorum. Şu anda 50 ile 500 lira arasında satılan kasetlerim var.”
Samsun Akıllı lenslerle hem koruma hem de kusursuz görüş Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Özgür, UV blokajlı akıllı lenslerin, güneşin zararlı ultraviyole ışınlarından gözleri koruduğunu ve gözlük kullanmadan kusursuz bir görüş imkanı sunduğunu söyledi. Görme bozukluklarının tedavisinde kullanılan lensler ve katarakt ameliyatlarıyla, gözlük kullanımı giderek tarih oluyor. Medicana Sağlık Grubu Doktorlarından Dr. Öğr. Üyesi Özgür, “Akıllı mercekler sayesinde uzak, yakın ve orta mesafeyi gözlüksüz görmek mümkün. Ayrıca, UV blokajlı akıllı lensler, güneşin zararlı ışınlarından korunmayı da sağlıyor. Bu lensler, göz sağlığını korumanın yanı sıra yaşam kalitesini de artırıyor” dedi. UV koruma sağlayan akıllı lensler Medicana International Samsun Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Özgür, UV blokajlı akıllı lenslerin, göz içerisine yerleştirildikten sonra güneş gözlüğü gibi ultraviyole ışınlarına karşı koruma sağladığını vurgulayarak, “Bu lensler retina ve sarı nokta gibi gözün kıymetli yapılarının korunmasına yardımcı oluyor. Katarakt ameliyatı sırasında zaten hastaya bir lens yerleştiriliyor, burada hastanın seçimine bağlı olarak UV korumalı veya çok odaklı lensler kullanılabiliyor. Akıllı mercekler, uzak ve yakın mesafeyi gözlüksüz görmek isteyen hastalar için ideal bir seçenek” diye konuştu. Akıllı merceklerin en ileri teknolojilerinden olan üç odaklı trifokal lensler hakkında bilgi veren Dr. Özgür, “Bu mercekler, hastaya uzak, yakın ve orta mesafede kesintisiz bir görüş sunuyor. Ancak, bu uygulama her hastaya uygun olmayabilir. Göz yapısı, sistemik hastalıklar ve göz arkasında herhangi bir sorun olmaması gibi faktörler dikkate alınarak ayrıntılı bir değerlendirme yapıyoruz. Doğru kişilere doğru şekilde uygulandığında, akıllı lens cerrahisi yüksek başarı oranına sahip” şeklinde konuştu. Dr. Özgür, babasına da akıllı mercek uyguladığını belirterek, “Şu anda gözlükten tamamen bağımsız bir yaşam sürüyor. Bu, hastalarımıza hem görsel konfor hem de yaşam kalitesi sunan etkili bir yöntem” ifadelerini kullandı. Kısa sürede gerçekleşen cerrahi işlem Akıllı lens ameliyatlarının lokal ya da damla anestezi ile uygulandığını belirten Dr. Özgür, işlemin toplamda 10-15 dakika sürdüğünü ifade ederek, şu bilgileri verdi: “Ameliyat sonrası hasta aynı gün taburcu ediliyor ve ertesi gün kontrol için geliyor. İlk gün gözü kapalı oluyor; ertesi gün açıldığında sadece düzenli damla kullanması gerekiyor. Bu kadar kısa sürede gerçekleştirilen bir işlem, hastalarımıza büyük kolaylık sağlıyor.”
Muğla Muğla’da enerji nakil hatları kaynaklı yangınlara karşı toplantı düzenlendi Muğla’da enerji nakil hatlarından kaynaklanan yangınların önlenmesi amacıyla bir toplantı düzenlendi. Muğla Vali Yardımcısı Murat Kahraman başkanlığında gerçekleştirilen toplantı, Muğla Orman Bölge Müdürlüğünde yapıldı. Toplantıya, Muğla Orman Bölge Müdürü Mustafa Ülküdür, Bölge Müdür Yardımcısı Adnan Güller, Orman Yangınlarıyla Mücadele Şube Müdürü Fedai Erdemli ve teknik ekip katılım sağladı. ADM Elektrik tarafından ise Muğla Bölge Müdürü Fatih Yalçın’ın yanı sıra işletme müdürleri ve teknik personel hazır bulundu. Toplantıda enerji nakil hatlarından kaynaklanabilecek yangınların önlenmesi için alınması gereken tedbirler masaya yatırıldı. Orman yangınlarıyla mücadelede kurumlar arası iş birliğinin önemi vurgulanarak, enerji nakil hatlarının bakım ve kontrol süreçlerinin sıklaştırılması gerektiği ifade edildi. Yetkililer, elektrik altyapısının doğal ortamlara etkisini azaltmak ve orman yangınlarını engellemek için önleyici tedbirlerin önemine dikkat çekti. Ayrıca, bölgede uygulanacak yeni denetim ve bakım protokolleri üzerinde görüş alışverişinde bulunuldu. Toplantının sonunda, enerji nakil hatlarından kaynaklanan yangınların önlenmesine yönelik eylem planlarının hayata geçirilmesi ve ilgili kurumların koordinasyon içerisinde çalışmaya devam etmesi kararlaştırıldı. Muğla Vali Yardımcısı Murat Kahraman, toplantının ardından yaptığı açıklamada, "Orman yangınlarını önlemek için hep birlikte üzerimize düşeni yapacağız. Enerji nakil hatlarından kaynaklanabilecek riskleri en aza indirmek için kurumlarımız arasında güçlü bir iş birliği sağlanıyor" ifadelerini kullandı.