POLİTİKA
28 Kasım 2024 Perşembe - 22:38 Bakan Tunç: "(Kemal Kılıçdaroğlu’nun hakim karşısına çıkması) Cumhurbaşkanımıza karşı bu ifadelerini kabul etmemiz mümkün değil” Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Kemal Kılıçdaroğlu’nun hakim karşısına çıkmasına ilişkin "Temiz dille siyaset yapmaya davet ettim. Cumhurbaşkanımıza karşı bu ifadelerini kabul etmemiz mümkün değil” dedi. AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Adalet Bakanlığının 2025 yılı bütçe kesin hesap görüşmeleri yapıldı. Milletvekillerinin sorularını cevaplayan Bakan Tunç, Kemal Kılıçdaroğlu’nun hakim karşısına çıkmasına ilişkin, "Temiz dille siyaset yapmaya davet ettim. Cumhurbaşkanımıza karşı bu ifadelerini kabul etmemiz mümkün değil” dedi. Muhalefet parti vekillerinin ‘Saraylar yapıyorsunuz içinde adalet yok’ tepkisine Tunç, "Saraylar yapıyorsunuz içinde adalet yok diyorsunuz. Teknoloji ve içindeki insanlarda önemli. Bugün 25 bine yakın hakim ve savcımız var. Artan iş yüküne oranla bu sayının artması gerekiyor. Biz daha Avrupa Konseyi’nde ortalamayı yakalayamadık. Anayasa Mahkemesi hak ihlalleri kararlarından sadece 101’i icra edilememiş” dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in İstanbul Esenyurt Belediye Başkanını ziyaret etmesine onay çıkmamasına ilişkin Tunç, "Özgür Özel’in Esenyurt Belediye Başkanının ziyaretleriyle ilgili izin söz konusu oldu. Görüşmenin nasıl olacağı yönetmelikle belli. Adalet Bakanı’nın onay vermesi şartı yok. Ret yanıtı vermedik ama son yaptığı son konuşmasında, ’İzin vermeyen Adalet Bakanı’nın alnını karışlarım’ dedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı hakkında ’Bakanın imamı’ dedi. Gazetecilere de sözlerini hatırlattım, adam gibi izin istenir dedim. Bakanın izin verme şartı yok" diye konuştu. “Cumhurbaşkanımıza karşı bu ifadelerini kabul etmemiz mümkün değil” Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 57. Asliye Ceza Mahkemesinde hakim karşısına çıkmasına ilişkin Bakan Tunç, “Sözün yarısını alıyorsunuz. Gazeteciler sordu, ben de geçmişte olan dosyaları söyledim ve Cumhurbaşkanımıza hakareti nedeniyle talimat ifadesi dedim. Temiz dille siyaset yapmaya davet ettim. Cumhurbaşkanımıza karşı bu ifadelerini kabul etmemiz mümkün değil. Ama bir Adalet Bakanı sıfatıyla, ’Mahkemeler bağımsızdır. Suç olup olmadığını mahkeme karar vereceğiz’ dedim” diye konuştu. Bakan Tunç’un yanıtlarına karşı CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, "Bakan olarak hata ettim deyin, sayın Bakan bir kere de hata yaptım deyin" dedi. Bakan Tunç ise, "İBB Başkanı’nın ahmak davasına bakan hakim neden sürüldü diyorsunuz. Yok böyle bir şey” cevabını verdi. Komisyon Başkanı Muş şunları dedi: "Bakanlar aynı zamanda siyasi parti üyesi olabiliyor ve Sayın Bakan da parti üyesi. Hukukçu olarak yorumunu yapıyor zaten. Politik yorumunu da yapıyor. Ben hakkaniyetten yanayım.” CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer, "Yani siyaset yapıyor diyorsunuz. Biz de HSK’nin başındaki siyaset yapamaz diyoruz" diye konuştu. Önergeler reddedilirken, bütçe onaylanarak komisyon tamamlandı.
28 Kasım 2024 Perşembe - 22:23 TBMM Başkanı Kurtulmuş: "Dokunulmaz zannedilen İsrail’e dokunulmuştur" TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Dokunulmaz zannedilen İsrail’e dokunulmuştur. Güney Afrika’nın başvurusu ile başlayan Türkiye’nin de başından itibaren yakinen takip edip, en sonunda da oraya müdahil olarak katıldığımız mahkemenin ara kararı açıklandı ve orada İsrail’in aleyhine kararlar çıktı” dedi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İstanbul Büyükçekmece’de düzenlenen Uluslararası Ticaret Fuarı Gala Yemeği Programı’na katıldı. TBMM Başkanı Kurtulmuş, yaptığı konuşmada, "Türkiye, bir taraftan tarihi İpek Yolu’nun ortasında olması, bütün ticaret noktalarına yakın bir mesafede olması, jeostratejik konumu, etrafındaki bütün türbülanslara rağmen ekonomik ve siyasi istikrarını koruyabilme becerisiyle bugün dünyada özellikle önümüzdeki dönemde kapıları sonuna kadar açılmış olan çok kutuplu yeni dünya sisteminin içerisinde yıldızı parlayan ender ülkelerden birisidir. Yeni dönem artık sadece bir ülkenin ya da bir bölgenin değil, yönetemeyeceği, yönlendiremeyeceği kadar son derece girift bir dünya sisteminin hem siyaset alanında hem ekonomi alanında gerçekten adım adım hızlı bir şekilde gerçekleşeceği bir dönem olacak. Bu dönemin en bariz özelliği ifade ettiğim gibi çok kutupluluktur. Dünyanın her bölgesinde her yerinde birden fazla güç merkezinin birden fazla ülkenin ve bölgenin ticaret alanında olsun, siyaset alanında olsun son derece yoğun bir rekabeti hatta bazı bölgelerde çatışması kaçınılmaz olacak ve dünya bu çok kutupluluk içerisinde yeni bir denge arayışına doğru ilerleyecektir. İşte burada Türkiye özellikleri itibarıyla ender ülkelerden birisidir” dedi. Yeni bir dünyanın kurulduğunu ve kurulan bu dünyadan Türkiye’yi yeni fırsat kapılarını beklediğini belirten Kurtulmuş, “Yeni dünyanın dengeleri Türkiye’ye yeni fırsat kapılarını, yeni bir takım imkanları açmaktadır. Hiç şüphesiz bu fırsatlarla birlikte bir takım önemli risklerin de ortada olduğu aşikardır. Bunun için her şeyden evvel Türkiye’nin dünyadaki bu gelişmeler karşısında gerekli adımları atabilmesi için içeride birliği, dirliği sağlaması yani kendi obasını düzenlemesi şarttır. Bunun için başta terör gibi, Türkiye’yi yıllardır meşgul eden bir takım unsurları elimine etmek tam manasıyla 85 milyonun birliğini, beraberliğini, kardeşliğini sağlamak zorundayız. Bunun için az evvel ifade edildiği gibi demokratik standartları yüksek bir Türkiye’yi hep birlikte inşa etmek zorundayız. Başta anayasa olmak üzere siyasi partiler yasası, seçim yasası ve meclis iç tüzüğü olmak üzere bir taraftan hukuki metinlerimizi düzeltip siyaseti daha demokratik bir seviyeye yükseltirken diğer tarafta da iş dünyasının önündeki yatırımı engelleyen ve iş ortamını zorlaştıran meseleleri de elimine ederek iş dünyasının daha aktif bir şekilde bu mücadelenin paydaşı olmasını temin etmekle yükümlüyüz. Aynı şekilde Türkiye’nin yakın çevresindeki ülkeler başta olmak üzere, birliğin, beraberliğin ve bu bölgelerde istikrarın temin edilmesi için de üzerine düşen her türlü yükümlülüğü yerine getirmesi gerekir” diye konuştu. “İsrail’in bu bölgedeki en büyük gücü Müslüman ülkelerin, bölünmüşlüğü, parçalanmışlığı, iradesizliği ve kararsızlığıdır” İsrail’in en büyük gücünün bölge ülkelerinin bölünmüşlüğü olduğu söyleyen Kurtulmuş, “Değerli dostlar, her konuşmamızda İsrail’in bölgedeki yayılmacılığından bahsediyoruz. Her konuşmamızda bundan sonraki acaba yıkıcı adımların neler olabileceğini gündeme getiriyoruz. Ama şunu temin ederek ifade etmek isterim ki İsrail’in en büyük gücü ne elindeki askeri gücüdür, ne arkasında Amerika başta olmak üzere batılı ülkelerin verdikleri destektir. Ne dünya medyasında hakimiyetidir. Ne uluslararası finans çevrelerindeki çok olağanüstü gücüdür. Ne Amerika ve batı ülkelerindeki lobilerinin gücüdür. Üzülerek ifade ederiz ki, İsrail’in bu bölgedeki en büyük gücü bölge ülkelerinin, Müslüman ülkelerin, bölünmüşlüğü, parçalanmışlığı, iradesizliği ve kararsızlığıdır” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin önüne koyduğu vizyonların hepsinin küresel vizyon olduğunu söyleyen Kurtulmuş, Türkiye’nin Cumhuriyetin ikinci asrında sözü güçlü, gücü tesirli bir ülke haline gelmesinin zorunlu olduğunu belirtti. “Dokunulmaz zannedilen İsrail’e dokunulmuştur” Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail ile ilgili aldığı karar hakkında konuşan Kurtulmuş, “Her uluslararası alanda İsrail’e karşı bir takım sözleri gündeme getirirken biliyorduk ki bu mahşeri vicdanın insanlık cephesinin ortak vicdanının sesiydi. Bugün geldiğimiz noktada evet çok acılar yaşadık, yaşamaya da devam ediyoruz. 50 bine aşkın şehit, yıkılmış şehirler, artık evlerinden koparılmış sadece Gazze’nin halkı değil Batı Şeria’nın insanları hatta Lübnan’da bakmayın ‘Ateşkesi sağladık’ diye söylediklerine Lübnan’da evlerinden yurtlarından edilen on binlerce insanın varlığı hepimizin yüreklerini dağlıyor. Ancak sonuç olarak geldiğimiz noktaya baktığımızda değerli arkadaşlar, dokunulmaz zannedilen İsrail’e dokunulmuştur. Öncelikle uluslararası adalet divanında Güney Afrika’nın başvurusu ile başlayan Türkiye’nin de başından itibaren yakinen takip ettiği bizim milletvekili heyetlerimizle takip ettiğimiz ve en sonunda da bizim de oraya müdahil olarak katıldığımız mahkemenin ara kararı açıklandı ve orada İsrail’in aleyhine kararlar çıktı. Bundan 20 sene evvel bunu söyleseydiniz. Uluslararası Adalet Divanı İsrail’in aleyhine bir karar alacak denseydi bu salondaki bir tek arkadaşımız buna inanır mıydı? Ama bir mücadelenin bir gayretin ama hepsinden ötesi vatanlarını savunan, şehit olan o insanların kanlarının bereketi hürmetine Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail mahkum oldu ve ilk sefer aleyhine bir karar çıkmış oldu” şekilde konuştu.
28 Kasım 2024 Perşembe - 20:21 CHP Genel Başkanı Özel: “Meryem Ana Evi Otoparkı mücadelesinin arkasındayız” İzmir Selçuk’ta Meryem Ana Tabiat Parkı ziyaretçi otoparkına gelerek nöbete destek veren CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Kararı siz vereceksiniz. Mücadeleyi de biz vereceğiz. İşçilerimizin arkasındayız. Meryem Ana mücadelesinin arkasındayız” dedi. Selçuk Belediyesi tarafından işletilen Meryem Ana Tabiat Parkı ziyaretçi otoparkının sözleşme süresinin dolması üzerine, Tarım ve Orman Bakanlığının gönderdiği tahliye tebligatı nedeniyle başlayan eylemler sürüyor. Bölgeden vatandaşların uzaklaştırılması üzerine Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel’in tek başına nöbet tuttuğu alan, bugün CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i ağırladı. Meryem Ana Evi otoparkı için mücadelenin bir süredir devam ettiğini belirten CHP Lideri Özel, “CHP’li belediyelerin neredeyse tamamı, yaptıkları hizmetle milletin gönlüne girmişler ve seçildiği yerden çok ilerideler. Bunun alt kırılımları var. Biz de soruyoruz. Bu memnuniyet varsa neden? Memnuniyetsizlik varsa o da neden? Kim memnun, kim değil? Cumhuriyet Halk Partisi’nin belediyelerinin yaptığı işlerden en çok çocuğa, kadına ve yoksulluğa dokunan, kent lokantaları gibi, aş evleri gibi ya da verilen sosyal yardım kartlarıyla yapılan doğru işler bu ekonomik krizde vatandaşın gönlüne dokunmuştur" dedi. “Türkiye’de her mahalleye kreş açalım deseler, bizle rekabet ederler” CHP’li belediyeler tarafından verilen doğal gaz destekleri, günlük dağıtılan sütler, aylık dağıtılan etler, tarlada kalmış narenciyelerin insanların yüzünü güldürdüğünü söyleyen Özgür Özel, şunları kaydetti: “Bu pazar seçim olsa kimi seçersiniz? sorusuna Cumhuriyet Halk Partisi yanıtı yine birinci, her ay birinci. ‘CHP ne yapıyorsa, daha iyisini yapmalıyız diyeceklerine’ örneğin Tayyip Bey, bu CHP 650 tane kreş açmış. Ekonomik krizde asgari ücretli kreş 20 bin lira. Kadın çalışsa kreşe gidiyor. O yüzden evde kalıyor. Ama CHP kimi yerde 500, kimi yerde bin 200, kimi şehirde 2 bin liralık kreşleriyle kadın çocuğunu kreşe vermiş. Çocuğun aldığı eğitimden, yediği iyi yemekten de memnun. Kocasının maaşı kiraya gidiyorsa kadının maaşı geçim oluyor. Bütün Türkiye’de her mahalleye kreş açalım deseler bizle rekabet ederler. Bunu yapmak yerine ‘kreşleri kapatalım. CHP bu işi hangi kaynakla yapıyorsa kurutalım. Geçmişte AKP ve MHP’nin ödeme, vergiler, SGK’lar dahil. Bırakın faiz silmeyi, yapılandırmayı, taksitlendirmeyi, CHP’li belediyelerin gırtlağına çekelim. Haciz yapalım. İller Bankası parasına el koyalım. Maaş ödeyemesinler. CHP bundan birinci parti olamasın. CHP’li belediyelerin bu memnuniyeti ortadan kalksın’ diyorlar. Bunun için saldırıyorlar.” “AKP seçimleri alsaydı, biten protokol uzatılacaktı” 1970 yılından bu yana, Meryem Ana evine giden yolun ve oradaki otoparkın, Selçuk Belediyesi tarafından işletildiğini anlatan Özel, “Kültür Bakanlığı, AK Parti döneminde bir protokole bağlayıp AK Partili belediyenin görev süresiyle sınırlayıp, ‘kazanamazsak ellerinden alırız’ diye bir uyanıklığa yeltendiler. Eğer belediyeyi bu seçimlerde AK Parti alsaydı, biten protokol uzatılacaktı. Almayınca biten protokolü uzatmayarak buradaki otoparka el koydular. Bu otopark 54 yıldır işletildiği için önemli de gelir getiriyor” açıklamalarında bulundu. “Bırakın hizmet edelim” Durumun kanunsuz ve hukuksuz bir el atma olduğunu belirten Özel, “Yapılan iş otopark mafyalığıdır. Bunu mafyalar yapıyor. İşletilen ve para getiren bir yeri görürler. Adama musallat olurlar. ‘Buraya biz çökeceğiz. Burayı biz alacağız’ derler. Biz parayı hayırlı işlere harcıyoruz. Kursaktan ekmek geçiyor. Yoksulun çocuğuna süt, yemek, et oluyor. Bu yapılan iş yanlıştır. Bu milletin evladı jandarmayı, bu şehrin seçilmiş Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel’in karşısına dikmek mafyalıktır. Kanunsuz emir vermeyin. Sonuna kadar mücadelenin arkasındayız. Bırakın hizmet edelim” cümlelerini aktardı. CHP Genel Başkanı Özel’e İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, ilçe belediye başkanları ve il başkanları eşlik etti.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, G20 Liderler Zirvesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu
19 Kasım 2024 Salı - 12:20 Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, G20 Liderler Zirvesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Brezilya’da katıldığı G20 Liderler Zirvesi’ne ilişkin El Cezire’de “G20 için İnisiyatif Alma Zamanı” başlıklı bir makale kaleme aldı. Makalede, dünyanın ciddi bir krizler sarmalı içerisinde bulunduğuna ve dünyanın pek çok yerinde açlık, kuraklık, iç savaş ve soykırım gibi geleneksel tehditlerin devam ettiğini belirten Altun, kurulu düzene meydan okuma potansiyeline sahip teknoloji, yapay zekâ ve kripto para birimleri gibi yeni olgular üzerinde kontrol sağlama yarışının giderek kızıştığını kaydetti. İstikrarlı bir dünya vadeden uluslararası sistemin, günümüzün çetrefilli zorluklarının üstesinden gelmekte yetersiz kaldığına işaret eden Altun, “Çatışma ve savaşların en aza indirilmesi, küresel felaketlerin önlenmesi, her türlü kriz karşısında dayanışma içinde olunması, ekonomik ve sosyal adaletsizliklerin giderilmesi gibi normatif ilkeleri kapsayan küresel sistem ne yazık ki bu hedeflerden her zamankinden daha fazla uzaklaşmış durumdadır. Sadece belirli ülkelere ve çıkar gruplarına azami fayda sağlayan bir düzensizlik hâli, sistemin yeni normali haline gelmek üzeredir” dedi. Altun, ülkesi, etnik kökeni ya da sosyal aidiyeti ne olursa olsun geniş kitlelerin felaketi anlamına gelecek bu senaryonun gerçeğe dönüşmesini engellemek için ortak akıl ve iradeyle yeni tedbirler almanın artık bir seçenek olmaktan çıktığını ve bir zorunluluk hâline geldiğini ifade etti. Daha adil bir dünyaya günümüzde her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğuna vurgu yapan Altun, şunları kaydetti: “Uluslararası sistem tarafından benimsenen ve inşa edilen kurallar bazı devletler tarafından hoyratça ihlal edilmektedir. İsrail’in Filistin ve Lübnan’a yönelik saldırıları, uluslararası hukukun her anlamda ihlal edildiğinin en çarpıcı ve en son örneğidir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bölgesel barış ve küresel istikrar için İsrail zulmünün durdurulması gerektiğini her platformda dile getirmiştir. Ancak İsrail’in uluslararası sistem tarafından korunduğu fikri küresel ölçekte yaygın bir kabul görmektedir. Ayrıca, süper güçlerin özellikle son 25 yıldaki ikiyüzlü, ayrımcı ve çatışmayı körükleyen eylemleri, onları yeni bir düzende öncü bir rol oynama meşruiyetinden de mahrum bırakmıştır. Kaldı ki ülkelerin ve halkların çoğunluğunun bu süper güçlerin çıkar ve menfaatleri için sömürüldüğü bir dünya sistemi kabul edilemez. Mevcut sistemde ayrıcalıklı bir konuma sahip olan uluslararası örgütler ve devletler öncelikle bu gerçeği anlamalı ve yeni döneme yönelik stratejilerini buna göre uyarlamalıdır.” “G20 uluslararası politikadaki haksız ve çarpık uygulamalara kayıtsız kalmamalı” Türkiye’nin barışın inşası bağlamında üstlendiği yapıcı rolünün altını çizen Altun, Türkiye’nin Rusya-Ukrayna çatışmasında ateşkesin sağlanması için üstlendiği arabuluculuk rolünün ve Karadeniz tahıl anlaşmasının inşasına yönelik girişimlerinin, küresel gıda krizinin önlenmesinde hayati bir rol taşıdığını hatırlattı. Türkiye’nin, geçmişte olduğu gibi bugün de bölgesel ve küresel barışa, istikrara ve çatışmaların önlenmesine katkıda bulunmaya devam edeceğini belirten Altun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sürekli tekrarladığı “Dünya beşten büyüktür” ve “Daha adil bir dünya mümkündür” çağrılarının bu krizlerin üstesinden gelebilecek araçlar, irade ve kapasiteye işaret ettiğini belirtti. Uluslararası kuruluşların daha adil ve hakkaniyetli bir sistemin inşası için acilen sorumluluk almalarının elzem olduğuna dikkati çeken Altun, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa Birliği ve Afrika Birliği dâhil olmak üzere 19 gelişmiş ve yükselen ekonominin de yer aldığı G20, daha istikrarlı bir küresel finans sistemi açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Bu durum, G20’nin krizler karşısındaki hayati rolünü ve artan risklere yönelik daha etkili mekanizmalar geliştirme ihtiyacını öne çıkarmaktadır. 18-19 Kasım 2024 tarihlerinde Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde düzenlenecek G20 Zirvesi’nin teması "Adil Bir Dünya ve Sürdürülebilir Bir Gezegen İnşa Etmek" olarak belirlenmiştir. Bu anlamlı temaya rağmen şu hususun altının çizilmesi gerekmektedir. G20, ekonomik konulara odaklanmasına rağmen, uluslararası politikadaki haksız ve çarpık uygulamalara kayıtsız kalamaz.” “Hakikat krizi uluslararası sistemdeki krizi daha da derinleştiriyor” G20’nin dünyada yaşanan kriz ve çatışmalar karşısındaki rolünün, örgütün ve üyelerinin geleceğini belirleyeceğine dikkati çeken Altun, bu bağlamda G20 ve üyelerinin, yeni bir uluslararası düzenin kurulması doğrultusunda köklü adımlar atmak için önemli fırsatlara sahip olduğunu bildirdi. G20’nin ve her bir üyesinin, her şeyden önce dayanışmayı teşvik etmesi, hakkaniyetli bir çıkar mekanizması oluşturması ve dezavantajlı toplumsal kesimlere ve ülkelere destek vermesi gerektiğini vurgulayan Altun, G20 çatısı altında bir araya gelen gelişmekte olan ekonomilerin, küresel ekonomide tekel oluşturmaya çalışan aktörlere karşı çoğulcu ve daha adil bir ekonomik dağılım oluşturmak üzere dengeleyici bir rol üstlenebileceğini ifade etti. Önümüzdeki yıllarda küresel ekonomiyi şekillendirme potansiyeli taşıyan iklim değişikliği ve yapay zeka gibi konularda ortak politikaların oluşturulması gerektiğine dikkati çeken Altun, “G20 ülkeleri bu hususlardaki politikalarıyla, bir grup azınlığın ayrıcalıklarını koruduğu ve dünyanın geri kalanının krizlerle boğuştuğu bir dünyanın inşasına mı; yoksa kaynakların adil bir şekilde dağıtıldığı ve ortak refah ile kalkınma mekanizmalarının kurulduğu bir sistemin inşasına mı katkıda bulunacağına karar verecektir.” görüşüne yer verdi. Altun, ’hakikat krizi’nin uluslararası sistemdeki krizi daha da derinleştirdiğini belirterek, “Günümüzde insanlık, kendi elleriyle geliştirdiği teknolojilerin vesayeti altındadır. Gizlilik ihlalleri, veri güvenliği, siber tehditler, hibrit savaşlar ve dijital faşizm gibi iletişimle ilgili pek çok husus, küresel siyasette ve ekonomide yaşanan sorunlarla iç içe geçmiş durumdadır.” dedi. Dijital teknolojilerin ortaya koyduğu zorluklara karşı etkili politikalar, stratejiler, yanıtlar ve etik kurallar oluşturmada insanlığın başarısız olduğunu dile getiren Altun, toplumların ve bireylerin etkileşim yeteneğini artıran pek çok teknolojik yeniliğin, kötü niyetli güçlerin dezenformasyon, yanlış bilgilendirme ve kitlelerin manipülasyonu yoluyla yürüttükleri yıkıcı faaliyetlerin silahı hâline geldiğini kaydetti. Son yıllarda görüldüğü üzere savaş suçlarını, katliamları ve soykırımları örtbas etmek için en yaygın kullanılan aracın dezenformasyon olduğuna vurgu yapan Altun, “Hakikat mücadelesi, adalet mücadelesi gibi tüm insanlığın ortak meselesi olup uluslararası iş birliğini gerektirmektedir. Bu temel ilkeleri benimseyen G20’nin iletişime, özellikle de dezenformasyonla mücadeleye yoğunlaşması kaçınılmazdır. Hakikat krizinin yeni normal hâline geldiği günümüz şartlarında doğru bilgiye ve şeffaflığa dayalı rasyonel bir küresel ekonomik sistemin kurulması mümkün değildir” değerlendirmesinde bulundu.
Battalgazi’de öğrencilere çorba ikramı
19 Kasım 2024 Salı - 11:49 Battalgazi’de öğrencilere çorba ikramı Battalgazi Belediyesi, üniversite öğrencilerine vize haftasında moral olmak amacıyla ücretsiz sıcak çorba ikramına başladı. İnönü Üniversitesi Merkez Kütüphanesi önünde düzenlenen bu anlamlı etkinlik, sınav dönemi boyunca devam edecek. Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın’ın talimatıyla başlatılan ikram etkinliği, saat 20.00-21.00 saatleri arasında öğrencilerle buluştu. Belediye ekipleri, sınav stresiyle mücadele eden öğrencilere hem bedenlerini hem de gönüllerini ısıtacak sıcak çorba ikramında bulundu. Soğuk havalarda gerçekleştirilen bu etkinlik, üniversite kampüsünde büyük takdir topladı. Öğrenciler, Belediye Başkanı Bayram Taşkın’a ve emeği geçen belediye ekiplerine teşekkür ederek memnuniyetlerini dile getirdi. Etkinlik ile ilgili açıklamalarda bulunan Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, gençlere yönelik projelere büyük önem verdiklerini belirterek, "Gençlerimiz için elimizden gelen her türlü desteği sunmaya devam edeceğiz. Vize haftasında yanlarında olmak ve onlara bir nebze de olsa moral verebilmek bizim için çok kıymetli. Gençlerimizin eğitim hayatında motivasyonlarını yüksek tutmak, onların geleceğe güvenle bakmasını sağlamak en önemli görevlerimizden biri. Onlara hizmet etmekten mutluluk duyuyoruz" ifadelerini kullandı. Sıcak çorba ikramı, vize haftası boyunca İnönü Üniversitesi kampüsü içerisindeki merkez kütüphanesinde akşam saat 20.00-21.00 saatleri arasında sürecek. Öğrenciler, bu etkinliği hem manevi hem de pratik bir destek olarak gördüklerini belirterek Battalgazi Belediyesi’ne teşekkür etti. Belediyenin sosyal sorumluluk projelerine olan ilgi, öğrencilere sunulan bu tür anlamlı desteklerle bir kez daha pekişti.