Son Dakika
|
Otomobil, kavşaktan dönen kamyona arkadan çarptı: 3 ölü
Beşiktaş'ta flaş gelişme!
Meksika’dan Trump’ın gümrük vergisi kararına karşı misilleme uyarısı
Peygamber Efendimize hakaret eden suç makinesi 10 ay hapis cezasına çarptırıldı
Güzellik merkezine silahlı saldırı
Bitlis’te 4.3 büyüklüğünde deprem
Beşiktaş, Samet Aybaba ve Brad Friedel ile yollarını ayırdı
Bakan Fidan, Bangladeş Dışişleri Bakanı Hossain ile görüştü
Nasuh Mahruki’nin tutukluluğuna itiraz
Rusya, Ukrayna'ya rekor sayıda İHA fırlattı
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Sudan’s Artists Struggle Amid War and Displacement
Bu şehirde yaşayanlar dikkat, kameralı takip dönemi başladı: Yere izmarit ve çöp atanlara ceza
Gece yarısı 13 aracın aynasını kırdı
Adalet Bakanlığı: "Öcalan ile görüşmek için yapılan başvuruya izin verildiği yönündeki haberler doğru değildir”
İsrail, UCM’nin Netanyahu ve Gallant hakkındaki tutuklama emrine itiraz etti
Trump, Beyaz Saray ile iktidar devrini resmen başlatan anlaşmayı gecikmeli olarak imzaladı
Mourinho: "Yarın iyi bir maç olması için her koşul var"
Güney Kore'de yoğun kar yağışı: 2 ölü
Fransa: "Netanyahu yakın iş birliğine devam edeceğiz"
Hasan Arat: "Vermiş olduğumuz sözün arkasındayız"
POLİTİKA
Anayasa Mahkemesi’nden siyasi partilere mali denetim
28 Kasım 2024 Perşembe - 01:12:16
Anayasa Mahkemesi’nin Türkiye Altın Çağ Partisi, Ülkem Partisi, Kuvayi Milliye Partisi ve Sevgi ve Saygı Partisi’nin 2021 ve 2022 yılı için kesin hesaplarında mali denetim kararı Resmi Gazete’de yayımlandı, buna göre partiler hakkında Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına karar verildi. Anayasa Mahkemesi’nin 5 siyasi parti hakkındaki mali denetim kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Resmi Gazete’de yayımlanan kararda, 2820 sayılı Kanun’un 74’üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Siyasi partilerin genel başkanları, karara bağlanarak birleştirilmiş bulunan kesin hesap ile parti merkez ve bağlı ilçeleri de kapsayan iller teşkilatının kesin hesaplarının birer örneğini Haziran ayı sonuna kadar Anayasa Mahkemesi’ne ve bilgi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na vermek zorundadırlar” ifadelerine yer verildi. Buna göre yapılan incelemelerde 5 siyasi parti hakkında Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına karar verildi. Yayımlanan kararlarda Sevgi ve Saygı Partisi’nin 2021 yılı ve Kuvayi Milliye Partisi’nin 2021 ve 2022 yılı kesin hesap incelemesinde partilerin gönderdiği kesin hesaba göre yapılan incelemeler sonucu Raportör Ömer Dursun tarafından heyete sunulan rapor incelendi. Buna göre Sevgi ve Saygı Partisi’nin genel merkezinin 2021 yılı için ve Kuvayi Milliye Partisi’nin genel merkezinin 2021 yılı içinde ve kapanma kararı alınan 26.06.2022 tarihine kadar hiçbir gelir elde etmediği ve hiçbir giderde bulunmadığı görüldü. Kararda partilerin faaliyet yürüttüğü binaların parti mülkü veya kira olmasına; partilerin kira, su, elektrik, telefon, kırtasiye gibi yönetim giderleri bulunması gerektiğine dikkati çekildi. Yapılan inceleme sonucunda ise partilerin Anayasa Mahkemesi’ne hesap verilebilir şekilde kayıt ve belge düzenin oluşturulmaması, hesabın dışında gelir ve gider gerçekleştirilmesi inceleme ve araştırmayı engellemeye yönelik eylemleri olduğundan 2820 sayılı Kanun’un 111’inci maddesi gereğince Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına oybirliği ile karar verildi. Ayrıca Ülkem Partisi’nin 2021 yılı, Türkiye Altın Çağ Partisi’nin 2021 ve 2022 yılı ile Yenilik Partisi’nin 2021 yılı kesin hesapları incelemeleri Raportör Ömer Dursun’un ilk inceleme raporuna göre heyet tarafından incelendi. Partilerin 2820 sayılı Kanun’un 74’üncü maddesi gereğince kesin hesaplarının bir örneği Anayasa Mahkemesi’ne ve bilgi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na vermek zorundu olduğu tekrar hatırlatıldı. Ancak yayımlanan kararda partilerin belgelerinin parti yetkili organlarınca onaylanmamış olduğu ve Anayasa Mahkemesi tarafından incelenebilecek belge olamayacağı belirtildi. Kararda partilerin kesin hesaplarının incelenip birleştirilmediği ve onaylandığına dair kararı göndermediği tespit edildi. Partilerin 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 69. 70. Ve 74. maddelerine aykırı davrandığı tespit edilirken partilerin Anayasa Mahkemesine hesap verilebilir şekilde kayıt ve belge düzenin oluşturulmaması, hesabın dışında gelir ve gider gerçekleştirilmesi inceleme ve araştırmayı engellemeye yönelik eylemleri olduğundan 2820 sayılı Kanun’un 111’inci maddesi gereğince Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına oybirliği ile karar verildi.
27 Kasım 2024 Çarşamba - 22:37
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş: "Türkiye’nin hangi köşesinde olursa olsun meydana gelen her olayı bakanlık olarak yakından takip ediyoruz"
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Türkiye’nin hangi köşesinde olursa olsun meydana gelen her olayı bakanlık olarak yakından takip ediyoruz. Davalara müdahil oluyoruz. Gerektiğinde ise takipsizlik kararlarına bile biz itiraz ediyoruz. Mağdurların haklarının korunması için tüm hukuki süreçleri titizlikle takip ediyoruz. Milletvekillerimizin bahsettiği tüm davalarda bakanlık olarak biz varız" dedi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda ile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na ilişkin sunum yaptı ve gün sonunda milletvekillerinin sorularını cevapladı. Göktaş, şehir, ilçe ve mahalle bazında sosyal risk haritalarını oluşturmaya yönelik çalışmaların ve sosyal olgulara yönelik çalışmaları tamamladıklarını belirterek, “Paydaş bakanlıklarımızın destekleriyle gerçekleştirdiğimiz veri entegrasyon çalışmalarımızı tamamladığımızda henüz vakalar gerçekleşmeden müdahale kapsamında kapasitemizi önemli ölçüde artırmış olacağız. Bu süreçte ilgili bakanlıklarımız kurum ve kuruluşlarımızla güçlü iş birlikleri geliştirmeye devam edeceğiz. Biz bu çalışmaya öncelikle iki pilot ilçeden başlattık. Akabinde şu anda sosyal risk haritamızı ilk altı ilde başlattık” ifadelerini kullandı. Göktaş, şunları kaydetti: “Türkiye’nin hangi köşesinde olursa olsun meydana gelen her olayı bakanlık olarak yakından takip ediyoruz. Davalara müdahil oluyoruz. Gerektiğinde ise takipsizlik kararlarına bile biz itiraz ediyoruz. Mağdurların haklarının korunması için tüm hukuki süreçleri titizlikle takip ediyoruz. Milletvekillerimizin bahsettiği tüm davalarda bakanlık olarak biz varız. Her aşamada mağdurların yanında oluyor. Onlara gereken her türlü desteği sağlıyoruz. Bakın bu konularda siyaset üstü bir konu olduğu için biz bunlar üzerinde politika veya şov yapmıyoruz. Biz her zaman vatandaşımızın yanındayız. Bunu görsellerle değil eylemle bizzat ailelerin yanında olarak yapıyoruz.” Narin Güran cinayetine yönelik soruya üzerine Bakan Göktaş, “Narin sekiz yaşında bir kız çocuğu. Böylesi elim bir hadisede hayatını kaybetmesi millet olarak hepimizi çok derinden üzdü. Narin tüm Türkiye’nin hepimizin kızı oldu. Şu an dava süreci devam ediyor. Hatta Narin kızımızın mahkemesinde onun hukuki olarak hakkını arayan bizleriz. Avukatlarımızın savunmasını herkes tarafından takdir gördü. Ben burada sizlerin huzurunda müdahil olduğumuz adli süreci takip eden avukatlarımıza ve bu süreçte yer alan tüm ekibimize de ayrıca teşekkür ediyorum. Bakanlık olarak duruşumuzun her zaman çocuğun yanı olduğunu tüm ülkeye gösterdiler” dedi. Şiddete sıfır tolerans ilkesiyle hareket ettiklerini belirten Bakan Göktaş, “Bu ilkeden asla taviz vermeden mücadelemizi sürdürüyoruz. Bugün küresel bir sorun olan şiddet karşısında evet küresel bir sorun gerek hukuki gerekse politika düzeyinde etkili bir mekanizmayı sahibiz. Çok yönlü bir sorun olan kadına yönelik şiddeti sona erdirmek için tüm bakanlıklarımızla, kurumlarımızla, STK’larımızla bu konuda topyekun bir seferberlik anlayışıyla hareket ediyoruz” şeklinde konuştu. "Kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşmeyle başlamadığı gibi onun olmaması durumunda da kesintiye uğraması gibi bir durum söz konusu asla dahil değildir” Kadınlara ilişkin eleştirilere Göktaş, “Kadını evlere hapsettiniz diyorsunuz. Yıllarca kıyafetinden dolayı istihdamdan siz uzaklaştırmadınız mı? Çok yakın bir geçmişten bahsettiğimi de hatırlatmak istiyorum. Değerli milletvekilleri, yıllardır kadınla mücadelemizin İstanbul Sözleşmesi üzerinden dar bir çerçeveyi hapsetmeye çalışan bir yaklaşım görüyoruz. En geniş çerçevede insan hakları mücadelesi olarak görüyoruz ve ülkemiz bu mücadeleyi pek çok ülkeden, uluslararası sözleşmeden çok daha önce başlamış, güçlü ve başarılı bir şekilde sürdürmüştür, sürdürmeye de devam ediyor. Bu anlamda kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşmeyle başlamadığı gibi onun olmaması durumunda da kesintiye uğraması gibi bir durum söz konusu asla dahil değildir” diye konuştu. "Bu konuyu siyaset üstü tartışmamız lazım çünkü bu yazı bütün belediyelere gitti" Belediyelerin açtığı kreşlere yönelik soruya Göktaş, “Şunu özellikle vurgulamak isterim ki bu konuyu yanlış bir zeminde tartışırsak en fazla çocuklarımıza ve ailelerine haksızlık etmiş oluruz. Hangi yaş grubu olursa olsun, hangi adla açılmış olursa olsun içerisinde çocuklarımıza bakım ve eğitim veren her kuruluşun standartlarının, fiziki koşullarının ve müfredatın yasal düzenlemede uygunluğunun denetlenmesini gerekiyor. Ailelerin, annelerin, kadınların ve çocuklarımızın neyine herhangi bir şeye karşı elbette olmayız. Belediyelerin ve özel sektörün belirlediğimiz çerçevede hareket etmek kaydıyla bu tür kuruluşların yaygınlaştırılmasını da elbette isteriz. Hatta sadece kreşler değil kadın konuk evlerin açılması konusunda da yerel yönetimlerin ellerinin taşın altına koymalarını bekliyoruz. Aksine kapatmalarını değil. Ancak maalesef şu anda sahada belediyeler tarafından ruhsat verilen kreş adı altında anaokulu işi yapan kuruluşlar olduğuna dair Milli Eğitim Bakanlığımız bir yazı yazmış. Konu tamamen anaokulu işlemi yapan farklı isimler adı altından kurumlardan bahsediyoruz. Bu konuyu siyaset üstü tartışmamız lazım çünkü bu yazı bütün belediyelere gitti. Bütün belediyelere gitti, bütün belediyelere gitti” ifadelerini kullandı. İzmir Selçuk’ta 5 çocuğun yangında ölmesine yönelik soru üzerine Göktaş, “Bakanlık personeli 18 kere sadece bu sene gitmiş. Anneyle evlatlar arasında yakın bağ görmüş. Anneyi ziyaret ettiğimde, anne personelimizin bizzat ismini biliyordu. Çocuğumuzun üstün yarar, çocuklarımızı düşünerek sadece hareket ettiğini söyledi. Bu minvalde çocukla, bakın çocuğu anneden koparmak gerçekten bir sorumluluk. Yani çok zor bir karar, bu tür kararları verebilmek. Anneyle evlatları arasında yakın bağ görmüş ve annenin girişimlerini görmüş. Annenin defaatle girişimleri ve dilekçeleri var. Anneannenin dilekçeleri var. Ancak ben yine de nerede sorumluluğu var, sorumluluğumuz var, onu araştırmak için bakanlık olarak geliştirme gereken tüm soruşturmalarımı da başlattığımı ifade etmek istiyorum. Her nerede bir ihmal varsa gereğini yerine getireceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bu çocuklar hepimizin çocuğu. Sizin komşunuzda böyle bir durum olsa bize haber vermez misiniz? Verirsiniz. Dolayısıyla her nerede bir ihvan varsa gereğinin yerine getireceğimizde hiç kimsenin şüphesi olmasın. Ancak ben de herkesin üzerine düşen sorumluluğunu titizlikle yerine getirmesini diliyorum” dedi.
27 Kasım 2024 Çarşamba - 21:38
Adalet Bakanlığı: "Öcalan ile görüşmek için yapılan başvuruya izin verildiği yönündeki haberler doğru değildir”
Adalet Bakanlığı, DEM Parti eş başkanlarının Abdullah Öcalan ile görüşmek için yaptıkları başvuruya izin verildiği yönündeki bazı yorumların ve haberlerin doğru olmadığını açıkladı.
27 Kasım 2024 Çarşamba - 21:28
BM Medeniyetler İttifakı 10. Küresel Forumu Portekiz’in ev sahipliğinde düzenlendi
Türkiye’nin 2005 yılından bu yana eş sunuculuğunu yürüttüğü Birleşmiş Milletler (BM) Medeniyetler İttifakı’nın 10. Küresel Forumu, Portekiz’in ev sahipliğinde düzenlendi. Türkiye’nin 2005 yılından bu yana eş sunuculuğunu yürüttüğü BM Medeniyetler İttifakı’nın 10. Küresel Forumu, 25-27 Kasım tarihlerinde Portekiz’in ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın da katıldığı Forumda, Cascais Bildirisi kabul edildi. Bildiriye ilişkin Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, "Farklı kültürler arasındaki diyalog ve etkileşimin barış ve uyum içinde birlikte yaşamaya olan katkısı vurgulanmış; ayrıca, ırkçılık, ırk ayrımcılığı, yabancı düşmanlığı, dini hoşgörüsüzlük ve her türlü ayrımcılıkla mücadeleye devam etme hususundaki kararlılık dile getirilmiştir. Bildiride, şiddete varan aşırıcılığın hiçbir din, milliyet, medeniyet veya etnik grupla ilişkilendirilmesinin kabul edilemeyeceği de vurgulanmıştır. Türkiye, başta İslam karşıtlığı olmak üzere her türlü ayrımcılıkla küresel düzeyde mücadele etmeyi ve Medeniyetler İttifakı’nı desteklemeyi sürdürecektir" denildi.
Çok Okunan Kategori Haberleri
1
27 Kasım 2024 Çarşamba- 12:31
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “İsrail ile Lübnan arasında ateşkesten memnunuz"
2
27 Kasım 2024 Çarşamba- 10:57
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Helal sektörünün küresel arenada büyümesi için çalışıyoruz"
3
26 Kasım 2024 Salı- 22:50
Bakan Güler: "KAAN’ı yaptığımızı görünce düşünceleri değişti, şimdi kendileri F-35’i verebileceklerini ifade ediyorlar"
4
03 Şubat 2024 Cumartesi- 13:53
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Sırakaya: "İslam düşmanlığı Batı’da zirve yaptı"
5
27 Kasım 2024 Çarşamba- 11:29
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda ‘kadın cinayetleri’ tartışması
21 Kasım 2024 Perşembe - 23:29
Dahiliye Memurlarına İlişkin Kanun Teklifi kabul edildi
TBMM Genel Kurulunda Dahiliye Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi kabul edildi. TBMM Genel Kurulunda Dahiliye Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi kabul edildi ve yasalaştı. Kanuna göre, kaymakam adaylarına ilişkin düzenleme yapılarak kaymakam adaylarının dört yıllık fakültelerin uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi, kamu yönetimi, iktisat, işletme, maliye, finans, ekonometri, çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri bölümlerinden veya bu bölümlerden herhangi birinin müfredatında yer alan derslerin en az yüzde 80’ine sahip olan diğer bölümlerden ya da hukuk fakültelerinden mezun olmaları veya üniversitelerin mühendislik fakülteleri ile tarih, sosyoloji, halkla ilişkiler ve tanıtım, psikoloji bölümlerinden veya bu bölümlerden herhangi birinin müfredatında yer alan derslerin en az yüzde 80’ine sahip olan diğer bölümlerden en az 4 yıllık lisans eğitimi yapmış ve uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi, kamu yönetimi, hukuk, maliye ve iktisat alanlarında tezli lisansüstü eğitimini tamamlamış olmaları gerekecek. En az 3 yıl kaymakamlık yapmış olanlardan Cumhurbaşkanınca üst kademe kamu yöneticisi kadrolarına atananlar ile ilgili mevzuatına göre Cumhurbaşkanlığı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi kadrolarına, belediye başkanlığı, belediye başkan yardımcılığı, büyükşehir belediyesi teşkilatında genel sekreterlik, büyükşehir belediyesi bağlı kuruluşlarında genel müdürlük kadrolarına seçilen veya atananların bu görevlerdeki hizmet süreleri Mülki İdare Amirliği Hizmetleri Sınıfında geçmiş sayılacak. Birinci sınıf mülki idare amirlerinin tespiti amacıyla yapılacak inceleme ve değerlendirmeler, her yıl en fazla iki defa İçişleri Bakanlığı tarafından yapılacak. Emniyet Genel Müdürlüğü personelinden kendisine tevdi edilen görevleri cesaret, feragat, kahramanlık veya üstün başarıyla yerine getirenlere, İçişleri Bakanı tarafından "Emniyet Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası", "Emniyet Şeref Madalyası", "Emniyet Üstün Hizmet Madalyası" verilebilecek. Emniyet Teşkilatı Kanunu’nda Polis Bakım ve Yardım Sandığı’na ilişkin düzenlemeler yapılacak. Buna göre de sandık üyeleri, Emniyet Teşkilatı mensupları ile üyelikleri devam etmekte iken emekli olup katılım payını sandıkta bırakanlardan oluşacak. Sandığın gelirleri; üyelik aidatları, katılım payı, bu aidat ve katılım paylarının nemalandırılması için yapılan her türlü yatırım ve faaliyetten elde edilen gelirler ile bağış ve yardımlardan oluşacak. Üyelik aidatı, emeklilik keseneğine esas aylık tutarının veya prime esas kazanç tutarının yüzde 9’u olacak. Sandığın Emniyet Teşkilatı mensubu olan üyelerine veya ölümleri halinde mirasçılarına emeklilik yardımı, maluliyet yardımı ve ölüm yardımı; emekli olan üyelerine ise katılım payı, kar payı ve ölüm yardımı yapılacak. Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun hükümlerine göre armağan edilen silahlar için kişilere bulundurma veya taşıma izni veren kayıt ve belgelerde süre kaydı aranmayacak. Gaziler ile ana, baba, eş ve çocuklarına intikal eden veya intikal eden yoksa bu kişilerin edinecekleri ruhsatlar için de süre kaydı aranmayacak. Armağan edilen silahlar için kişilere bulundurma veya taşıma izni veren kayıt ve belgeler her türlü vergi, resim ve harçtan muaf tutulacak. Ateşli silahların namlu, sürgü, gövde, çerçeve, silindir, mekanizma başı, çıkarıcı, tırnak, ateşleme iğnesinden oluşan ana veya balistik önemi haiz parçaları da ülkeye sokanlara, ülkeye sokulmasına aracılık edenlere, kanun hükümleri dışında yapanlara, bir yerden bir yere taşıyanlara, satanlara 5 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası ve 500 günden 5 bin güne kadar adli para cezası verilecek. Ruhsatsız silah taşıyan, satın alan ve bulunduranlara verilen hapis cezasının 1 yıl olan alt sınırı 2 yıla, 3 yıl olan üst sınırı da 4 yıla çıkarılacak. Böylece, ruhsatsız silah taşıyan, satın alan ve bulunduranlar 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak. Ateşli silahın, mermilerin veya namlu, sürgü, gövde, çerçeve, silindir, mekanizma başı, çıkarıcı, tırnak, ateşleme iğnesinden oluşan ana veya balistik önemi haiz parçaların sayı veya nitelik bakımından vahim olması halinde 5 yıldan 8 yıla kadar hapis ve 500 günden 5 bin güne kadar adli para cezasına hükmedilecek. Kimlik Bildirme Kanunu’ndaki değişikliğe göre, araç, gemi/deniz aracı kiralama faaliyeti yürüten gerçek ve tüzel kişilere ait işletmenin sorumlu işletmecileri ve yöneticileri, kiralanan araç bilgileri ile aracı, gemi/deniz aracını kiralayanların kimlik bilgileri ve kira sözleşmesi ile buna ilişkin tüm bilgi, belge ve kayıtları usulüne uygun şekilde bilgisayarda tutmak, genel kolluk kuvvetlerinin her an incelemelerine hazır bulundurmak, bilgisayar terminallerini genel kolluk kuvvetlerinin bilgisayar terminallerine bağlamak ve kiralayan şahıs ile kiralanan araç bilgilerini araç teslimi esnasında genel kolluk kuvvetlerine sistem üzerinden anlık olarak bildirmek ve kiralanan araçlarda GPS cihazı (küresel uydu navigasyon sistemi) bulundurarak araçlara ait konum bilgisine ilişkin kayıtları 3 yıl saklamak zorunda olacak. Bilgi, belge ve kayıtları bilgisayarda tutmayanlara, bilgisayar terminallerini genel kolluk kuvvetlerinin bilgisayar terminallerine bağlamayanlara, gerçeğe aykırı kayıt tutan veya bilgi verenlere, kiralanan araçlarda GPS cihazı (küresel uydu navigasyon sistemi) bulundurmayanlara ve araçlara ait konum bilgisine ilişkin kayıtları saklamayanlara 99 bin 896 lira, ilgili bilgi, belge ve kayıtları genel kolluk kuvvetlerinin incelemelerine hazır bulundurmayanlara, kiralayan şahıs ile kiralanan araç bilgilerini araç teslim edilmeden genel kolluk kuvvetlerine sistem üzerinden anlık olarak bildirmeyenlere 49 bin 938 lira idari para cezası, mülki idare amirlerince verilecek,
21 Kasım 2024 Perşembe - 21:11
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Yüksel: "Bu kararlar, Filistin halkının çektiği ızdırabın ve insanlık onuruna yapılan saldırıların artık cezasız kalmayacağına dair güçlü bir beyandır"
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, “Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararlar, insanlık adına mücadele eden herkesin sesi, adaletin sarsılmaz bir zaferi ve sessiz bırakılmış milyonların çığlığıdır. Bu kararlar, Gazze’de yankılanan acının, Filistin halkının çektiği ızdırabın ve insanlık onuruna yapılan saldırıların artık cezasız kalmayacağına dair güçlü bir beyandır” dedi. TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, soykırımcı İsrail’in Gazze’nin kuzeyindeki Beyt Layha bölgesindeki bir hastanede düzenlediği hava saldırısı sonucunda çoğu çocuk ve kadın olmak üzere onlarca Filistinlinin katledilmesini şiddetle kınadıklarını ve lanetlediklerini belirtti. Yüksel, “Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından yapılan basın açıklamasında, UCM 2. Ön Yargılama Dairesi’nin İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında oybirliğiyle tutuklama emirleri çıkardığı bildirilmiştir. Açıklamada; 2. Daire’nin İsrail tarafından 26 Eylül 2024 tarihinde yapılan, Roma Statüsü’nün 19. maddesinin 2. fıkrasına dayanarak, UCM’nin Filistin’deki olaylarla ilgili ve özel olarak İsrail vatandaşları hakkında yargı yetkisi bulunmadığı iddiası ile Daire’nin Başsavcılığa, Statü’nün 18. maddesinin 1. fıkrası (ki taraf devletlere soruşturma bildiriminde bulunulması hususunu düzenler) kapsamında, soruşturma başlatıldığına dair İsrail makamlarına yeni bir bildirimde bulunulması talebini reddettiği kaydedilmiştir. Sözkonusu basın açıklamasında; Başbakan Netanyahu ve eski Bakan Gallant’ın en erken 8 Ekim 2023 tarihinden, 20 Mayıs 2024 tarihine (Başsavcılığın tutuklama kararlarının çıkarılması yönünde başvuruda bulunduğu tarih) kadarki süreçte insanlığa karşı suç ve savaş suçları işledikleri iddiasıyla tutuklama kararlarının çıkarıldığı, Daire’nin, Başbakan Netanyahu ve Gallant’ın bir savaş yöntemi olarak aç bırakma eylemini içeren savaş suçunu ve cinayet, zulüm ile diğer insanlık dışı fiilleri içeren insanlığa karşı suçları işlediklerine, ayrıca adı geçenlerin kasti biçimde, sivil yönetici sıfatlarıyla sivil halka yönelik savaş suçu teşkil eden saldırıların talimatlarını verdiklerine dair makul dayanaklar bulunduğunu tespit ettiği, tutuklama kararları ’gizli’ olarak sınıflandırılmakla birlikte, kararlara konu fiillerin devam ettiği izlenimi edinildiğinden ve kararların çıktığından haberdar edilmelerinin kurbanlar ile ailelerinin lehine olduğu değerlendirildiğinden dolayı bu bilgilerin kamuoyuyla paylaşıldığı belirtilmektedir” ifadelerini kullandı. "Bugün, uluslararası hukuk ve insanlık adına tarihi bir ana tanıklık ediyoruz: Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin 21 Kasım 2024 tarihinde verdiği tutuklama emri kararları, adaletin sınır tanımadığını ve mağdurların sesi olmayı sürdüreceğini bir kez daha göstermiştir" diyen Yüksel, "Tabii ki bu kararın icrası kararın verilmesinden daha önemlidir. Bu nedenle, her aşamada takip ettiğimiz gibi bu kararın icrasının da takipçisi olacağımızı vurgulamak istiyorum. UCM, İsrail Devleti’nin itirazlarını oybirliğiyle reddederek, Roma Statüsü’nün adalet mekanizmalarını kararlılıkla uygulamıştır. Aynı zamanda, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emirleri çıkarılmıştır. Bu, uluslararası toplumun, savaş suçlarına ve insanlığa karşı işlenen suçlara karşı sıfır tolerans yaklaşımının güçlü bir kanıtıdır. Bugün burada, adaletin sesinin yükseldiği, insanlık onurunun savunulduğu bir dönüm noktasını konuşmak için bir aradayız. Tarih kitapları bugünü sadece hukuki bir kararın verildiği bir gün olarak değil, evrensel insan haklarının ve adaletin ne kadar güçlü bir temel üzerine inşa edilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatan bir an olarak yazacaktır. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararlar, insanlık adına mücadele eden herkesin sesi, adaletin sarsılmaz bir zaferi ve sessiz bırakılmış milyonların çığlığıdır. Bu kararlar, Gazze’de yankılanan acının, Filistin halkının çektiği ızdırabın ve insanlık onuruna yapılan saldırıların artık cezasız kalmayacağına dair güçlü bir beyandır” dedi.
21 Kasım 2024 Perşembe - 20:15
Dışişleri Bakanı Fidan: “UCM’nin kararı adaletin tecellisi bakımından umut vericidir”
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Netanyahu ve Gallant hakkında açıkladığı tutuklama emri, adaletin tecellisi bakımından umut vericidir” dedi. Dışişleri Bakanı Fidan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Netanyahu ve Gallant hakkında açıkladığı tutuklama emri, adaletin tecellisi bakımından umut vericidir. Bu karar, Filistinlilere soykırım uygulayan İsrailli yetkililerin adalet önüne getirilmesi bakımından son derece önemli bir adımdır. Uluslararası hukukun bütün kurum ve kurallarıyla, soykırımı cezalandırmak üzere hayata geçmesi için çalışmaya devam edeceğiz. Bu sadece katledilen Filistinlilere değil, bütün ezilen milletlere ve gelecek nesillere karşı olan bir yükümlülüğümüzdür” ifadelerine yer verdi.
21 Kasım 2024 Perşembe - 19:35
Ersoy: "Türkiye Yüzyılı vizyonuyla, dış politikamızda artık pasif değil, aktif ve yönlendirici bir aktörüz"
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kayseri Milletvekili Baki Ersoy: "Türkiye Yüzyılı vizyonuyla, dış politikamızda artık pasif değil, aktif ve yönlendirici bir aktörüz" dedi. MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Dışişleri Bakanlığı bütçe görüşmelerinde konuşma yaptı. "Ülkemizin, mevcut milli dış politikası, bir yandan bağımsızlığımızı korurken, diğer yandan “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesinden sapmadan küresel barışa katkı sağlamaktadır. Bu vizyonla, Türkiye; krizlerin değil, çözümlerin bir parçası haline gelmiştir" diyen Ersoy; "Milli ve Güçlü Türkiye hedefi doğrultusunda, her bir diplomatik adım, milletimizin alî menfaatlerini gözeterek atılmaktadır. Ülkemiz, diplomasideki güçlü vizyonu sayesinde, hem bölgesel bir denge unsuru olmuş hem de küresel meselelerde çözüm odaklı bir aktör haline gelmiştir. Türkiye Yüzyılı vizyonuyla, dış politikamızda artık pasif değil, aktif ve yönlendirici bir aktörüz. Azerbaycan’dan Libya’ya, Karadeniz’den Akdeniz’e kadar birçok kritik meselede Türkiye’nin güçlü iradesi sahadaki dengeleri değiştirmiştir. Milli Savunma Sanayimizin başarıları ve yerli teknolojilerimizle desteklenen bu politikalar, Türkiye’nin sadece bir diplomasi masasında değil, sahada da söz sahibi olmasını sağlamıştır. Çok Boyutlu Diplomasi ile Bakanlığımız, bir yandan geleneksel müttefiklik ilişkilerimizi geliştirmekte, diğer yandan yükselen güçlerle ilişkilerimizi çeşitlendirmektedir. Avrupa Birliği ile müzakerelerden, Türk Devletleri Teşkilatı’ndaki etkinliğimize, Orta Doğu’dan, Afrika’ya kadar geniş bir yelpazede aktif diplomasi yürütülmektedir" ifadelerini kullandı. Türkiye’nin insani diplomasi alanında dünyanın en fazla insani yardım sağlayan ülkekonumunda olduğunu kaydeden Baki Ersoy; "Bu, sadece mazlum milletlerin umudu olmakla kalmamakta, aynı zamanda Türkiye’nin vicdan diplomasisini tüm dünyaya göstermektedir. Diğer taraftan, Türkiye’nin sınır güvenliği ve terörle mücadele diplomasi alanında gösterdiği kararlı duruş hem bölgemizde barışı sağlamış hem de müttefiklerimize güven telkin etmiştir" dedi. Filistin meselesine değinen Ersoy; "Filistin meselesine gelecek olursak; bu mesele, Dışişleri Bakanlığımızın uluslararası arenada yürüttüğü adalet ve vicdan odaklı politikanın en güçlü örneklerinden biridir. Filistin halkının onurlu mücadelesine destek olmak ve uluslararası hukukun üstünlüğünü savunmak, sadece diplomatik bir mesele değil, aynı zamanda tarihî ve insani bir sorumluluktur. Sayın Bakanım; Filistin için yaptığınız yoğun diplomatik temaslar, Gazze’ye insani yardım ulaştırma çabaları ve uluslararası toplumu harekete geçirme konusundaki liderliğiniz, hepimiz için gurur vericidir. Bugün Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te yaşanan mezalim, sadece Filistin’in değil, tüm insanlığın vicdanını yaralamaktadır. İsrail’in uyguladığı soykırım ve saldırgan politikalarına karşı ülkemiz, her platformda "Bağımsız Filistin Devleti" çözümünü kararlılıkla savunmaktadır. Türkiye’nin bu yönde sergilediği güçlü duruş hem İslam İş birliği Teşkilatı hem de diğer uluslararası mekanizmalar nezdinde önemli sonuçlar doğurmuştur. “1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devleti”, bu sorunun nihai çözümü için tek çıkış yoludur. Türkiye’nin liderliğinde oluşturulan garantörlük mekanizması önerisi ve uluslararası toplum üzerindeki diplomatik baskılar, bu hedefe yönelik somut ve tarihi adımlar olarak önümüzde durmaktadır" şeklinde konuştu. Rusya-Ukrayna savaşına dikkat çeken MHP’li Ersoy; "Üç yıldır devam eden bu savaş, yalnızca bölgesel değil, küresel ölçekte de etkilerini hissettiren bir krizdir. Böylesine karmaşık bir çatışma ortamında ülkemizin üstlendiği rol, Türkiye’nin barışçı ve adil dış politika anlayışının somut bir tezahürüdür. Sayın Bakanımızın belirttiği gibi, Karadeniz Tahıl Koridoru Girişimi, yalnızca bölge halklarını değil, dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca insanı etkileyen küresel bir gıda krizinin önlenmesinde hayati bir rol oynamıştır. Türkiye’nin 33 milyon ton tahılın dünyaya ulaştırılmasına vesile olması, sadece insani bir başarı değil, aynı zamanda diplomatik bir zaferdir. Bu girişim, Türkiye’nin çözüm odaklı ve vicdani diplomasisinin dünya için ne kadar kıymetli olduğunu göstermiştir. Öte yandan, savaşın Karadeniz’e sıçramaması için ticari seyrüseferin emniyet altına alınması yönünde sürdürülen çalışmalar, ülkemizin bölgesel istikrar için ne denli stratejik bir vizyona sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Türkiye hem Rusya hem de Ukrayna ile sürdürdüğü düzenli siyasi diyalog sayesinde, çatışmanın sona erdirilmesi ve kalıcı bir çözümün sağlanması adına tarafsız ve adil bir aracı olmayı başarmıştır. Türkiye’nin savaş ortamında bile Kırım Tatarları başta olmak üzere siyasi tutukluların, savaş esirlerinin ve sivillerin ailelerine kavuşmaları için gösterdiği çabalar, insani diplomasi anlayışımızın güçlü bir yansımasıdır. Bu girişimler, Türkiye’nin insan hakları ve özgürlükler konusundaki hassasiyetini uluslararası alanda açıkça ortaya koymaktadır" dedi. Ersoy, konuşmasını şu şekilde tamamladı; "Suriye politikalarımız ise terörle mücadele, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması ve Suriyelilerin gönüllü dönüşü gibi ana unsurlar üzerinden şekillenirken, bu çerçevede sergilenen kararlı duruşunuzu takdirle karşılıyoruz. Astana Süreci kapsamında sağlanan kazanımların korunması ve bölgedeki çatışmaların yayılmasının önlenmesi hususunda sürdürülen çabalar, Türkiye’nin barışçıl ve çözüm odaklı yaklaşımını net bir şekilde ortaya koymaktadır. Irak’la geliştirilen yakın ilişkiler, hain terör örgütü PKK’nın “yasaklı örgüt” ilan edilmesi gibi kritik adımlarla daha da anlam kazanmıştır. Sayın Bakanımızın Afganistan, Pakistan ve İran gibi bölge ülkeleriyle ilgili değerlendirmeleri, Türkiye’nin bu coğrafyada barış ve istikrarı teşvik eden sorumlu bir aktör olduğunu bir kez daha teyit etmektedir. Güney Kafkasya’daki gelişmelere dair yapılan vurgular, kardeş Azerbaycan’la ilişkilerimizin örnek bir seviyede sürdüğünü ve bölgesel barış adına tüm aktörlerin teşvik edildiğini göstermektedir. Dışişleri Bakanlığımızın, savunma sanayiinden enerji projelerine, ticari iş birliklerinden insani yardımlara kadar birçok alanda Türkiye’nin öncülüğünü güçlendiren faaliyetlerini takdirle karşılıyor; bu vizyonun daha ileriye taşınacağına inancımı yineliyorum."
21 Kasım 2024 Perşembe - 19:16
Avukat Murat Tuncay, Yeniden Refah Partisi Kütahya İl Başkanlığı görevine atandı
Kütahya’da Yeniden Refah Partisi İl Başkanlığı görevine Avukat Murat Tuncay atandı. Göreve atanan Tuncay, yaptığı açıklamada, bu önemli sorumluluğu üstlenmekten duyduğu mutluluğu dile getirerek, "Bugün itibariyle Genel Başkanımız Dr. Muhammed Ali Fatih Erbakan Bey’in takdir ve tensipleriyle Yeniden Refah Partisi Kütahya İl Başkanı olarak atanmış bulunmaktayım. Başta Genel Başkanımız ve genel merkezimizdeki kıymetli başkanlarımız olmak üzere bu süreçte istisnasız destek veren Kütahya İl Yönetimi ve tüm ilçe başkanlarımız ile yönetimlerine şükranlarımı arz ederim. Tüm teşkilatlarımızla birlikte uzun yollar alıp zorlu yollar aşacağımıza inanıyorum. Bu kararın memleketimize ve partimize hayırlar getirmesi temennisi ve dualarımla" dedi.
21 Kasım 2024 Perşembe - 17:48
AK Partili Yılmaz’dan muhalefete eleştiri: “Bunların memlekete hizmet gibi derdi yok”
AK Parti İzmir İl Başkanlığı’nda düzenlenen toplantıda konuşan Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Ziya Yılmaz, “Muhalefet ne yapıyor? İçişleri Bakanımıza meclis girişindeki kabalıklarını gördük. Niyeti hizmet olmayanlar bunu yapar. Bunların memlekete hizmet gibi derdi yok” dedi. AK Parti İzmir İl Başkanlığı tarafından, son yerel seçim sonuçlarını değerlendirmek ve güncel konuları ele almak amacıyla basın toplantısı düzenlendi. İl Başkanlığında düzenlenen toplantıda konuşan Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Ziya Yılmaz, “Sabah Ankara öğlen Muğla’da bir siyasi çalışma ile bölgedeydik. Muğla’da da buraya benzer bir çalışma yaptık ve hemen İzmir’e geldik. 31 Mart 2024 seçimlerinde Muğla’da da ama daha da önemlisi İzmir’de olduğu gibi teşkilatımız büyük bir gayret ortaya koydu. Arzu ettiğimiz sonucu alamadık ama alamayışımız demek arkadaşlarımıza ‘elinize sağlık’ dememizi engellemiyor. Elinize sağlık demekten de öte onlara müteşekkiriz. Ramazan ayında oruç ağızlarıyla, onlar kim bilir bir aracın arkasında bir şişe su ile oruç açtıkları bir kampanya yürüttüler” diye konuştu. “Milletimizin dediği doğrudur dedik” Beklenilen sonucun alınmamasının gerekçelerini milletin sandıkta söylediğini ifade eden Yılmaz, “Biz milletimizin sandıkta söylediğini en iyi okuyan, mazeret katmaksızın ‘milletimizin dediği doğrudur’ dedik. Demek ki daha çalışmamız gerektiğini, daha fazla gayret göstermemiz gerektiğini anladık. 31 Mart’ı takip eden birkaç günde yine yollara düştük, sanki yeniden seçim varmış gibi. Bütün illerimizi ziyaret ediyorum ve bu duygu, düşüncelerimi anlatıyorum. Arkadaşlar kongre hazırlıkları içerisindeler. Ben de bir durum değerlendirmesi yapmak ve önümüzdeki siyaset stratejisini istişare etmek istedim” ifadelerine yer verdi. “Bunların memlekete hizmet gibi derdi yok” Seçim dönemine ilişkin de konuşan Yusuf Ziya Yılmaz, şunları kaydetti: “Seçimin üzerinden 7 ayı aşkın bir süre geçti. Gecemiz gündüzümüz yok. Milletimize hizmet için koşuyoruz. Hiçbirimizin makam ve mevki derdi yok. Partimizin her kademesi, gecesini gündüzüne katarak çalışıyor. Muhalefet ne yapıyor? Meclis’te ne yaptıklarını gördünüz. İçişleri Bakanımıza meclis girişindeki kabalıklarını gördük. Niyeti hizmet olmayanlar bunu yapar. Tarlada izi olmayanın harmanda göz olmaz. Bunların memlekete hizmet gibi derdi yok. Onlar bol bol tezahürat yapıyor, laf konuşuyorlar. Dünyanın bu kadar sıcak çatışmalar içerisinde olduğu, Kuzeyimizde ‘nükleer saldırı bile olabilir’ denilen ortamda, Güneyimizde bin bir türlü ayak oyununun olduğu, katil İsrail sürülerinin günahsız insanları öldürdüğü ortamda biz, ülkemizin birliğini sağlama konusunda sinerji ortaya koymamız gerekirsen dün yapılan yapılır mı?” “49 Milyon TL’ye sahne kurulmuş, o paraya sahne kurulur mu?” “Komedinin büyüğü yerel yönetimlerde” diyen Yılmaz, sözlerine şunları ekledi: “Taraf kayırmalar, eş dost belediyeye yerleştirmeler, ekmeğinin peşinde olan temizlik işçisinin işine son verenler. 69 milyon lira bir konsere para harcanır mı? Biz kültür faaliyetlerine karşı değiliz. Bunun kültür neresinde? 49 milyona sahne kurulmuş, o paraya sahne kurulur mu? O parayla tanesi 6-5 Milyon TL olan raylı sistem vagonu, tramvay satın alınabilir.” “İzmir’imizin sorunlarını Ankara’ya taşıyacağız” AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı ise, "Ben yaz boyunca hem ilin vekili hem de yerel yönetimler başkan yardımcısı olarak sahada yaptığımız çalışmaları genel merkezimize aktardık. Amacımız vatandaşın ne istediği ve yerel yönetimlerin ne verdiğiydi. İzmir yine hak ettiği hizmeti alamadı ama biz AK Parti İzmir olarak, inşallah önümüzdeki dönemde güçlü bir teşkilatlandırma yapısı ile İzmir’imizin sorunlarını Ankara’ya taşıyacağız. Buradaki problemler her gün Ankara ve Türkiye gündeminde, çok ciddi gündemler oluşturan sorunlarla manşet oluyor. İzmirli olarak bu durum bizi çok üzüyor. Ankara’daki hem bürokrasi hem bakanlıklarda her gün bir İzmir konusu vardı. Çünkü İzmir’de yapılmayan bir hizmetle karşı karşıyayız. Bizler hizmet etmek için canla başla çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Toplantıya, Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Ziya Yılmaz, AK Parti İl Gençlik Kolları Başkanı Recep Tayyip Taslak, AK Parti İl Kadın Kolları Başkanı Emel Dalkıran, AK Parti MKYK üyesi Dilek Yıldız Büyükdağ, AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, Yerel Yönetimlerden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Tansu Kaya, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Hakan Yıldız, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, AK Parti İzmir İl Başkan Yardımcısı Safa Narlı, AK Parti Grup Sözcüsü Nail Kocabaş, Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan katıldı.
21 Kasım 2024 Perşembe - 17:38
Bakan Tunç: "Netenyahu ve Galant hakkında çıkan tutuklama emri gecikmiş ancak olumlu bir karardır"
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Uluslararası Ceza Mahkemesinin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Galant hakkında tutuklama emri çıkarması, Filistin’de akan kanın durması ve yapılan soykırımın son bulması için gecikmiş ancak olumlu bir karardır" dedi. Bakan Tunç, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Uluslararası Ceza Mahkemesinin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Galant hakkında çıkan tutuklama emrinin Filistin’de akan kanın durması ve yapılan soykırımın son bulması için gecikmiş ancak olumlu bir karar olduğunu kaydetti. Yıllardır Filistin topraklarını işgal eden İsrail’in 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze başta olmak üzere Filistin’in birçok bölgesinde uluslararası hukuku ayaklar altına aldığını, insan haklarının yok sayıldığını dile getiren Bakan Tunç, "Bebek, çocuk, kadın demeden masum Filistinli kardeşlerimizi hedef alarak hayattan koparan, binlerce Filistinliyi yaralayan, milyonlarca Filistinliyi ise sistematik olarak göçe zorlayan barbar İsrailli yetkililer, işledikleri savaş ve insanlık suçları nedeniyle en kısa sürede hukuk önüne çıkarılmalıdır. Demokrasi ve insan haklarına inanan ülkeler ve uluslararası mekanizmalar ivedilikle harekete geçmeli, bebek katillerinin hak ettiği cezayı almaları için gereğini yapmalıdır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye olarak daima işgalci İsrail’in adaletsizliklerini, yaptığı soykırımı, insanlık suçlarını gündemde tutmaya devam edecek, Filistinli kardeşlerimizin haklı davasında yanında olacağız. Filistin halkının kendi ülkelerinde özgürce ve insan onuruna yakışır bir şekilde yaşaması için her alandaki mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.
21 Kasım 2024 Perşembe - 17:23
Bakan Tekin: “Gelecekte spor liselerimizi tematik hale getirmeye devam edeceğiz”
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 22. Uluslararası Spor Bilimleri Kongresi’nin açılışında erken yaşta spor eğitimi verilmesinin önemine dikkat çekerek, spor liselerinin tematik hale getirileceğini bildirdi. Spor Bilimleri Derneği tarafından bu yıl 22’ncisi düzenlenen Uluslararası Spor Bilimleri Kongresi’nin açılışı, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in katılımıyla Gazi Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. Kongrenin açılışında konuşan Tekin, Öğretmenler Günü Haftası dolayısıyla Bakanlık olarak bazı etkinlikler planladıklarını dile getirdi. Bakanlık olarak en çok üzerinde durdukları konulardan bir tanesinin spor kültürü ve spor alışkanlıklarının kazandırılması olduğunu belirten Bakan Tekin, Platon’un beden eğitimi ve müziğin eğitimdeki yerine ilişkin sözlerini hatırlatarak, “Kendi bedenine egemen olamayan bir insanın toplumda yöneticilik yapma ihtimali yok. Dolayısıyla spor ve spor eğitimi sadece sporcuların eğitimi anlamında değil, toplumun tamamının bu anlamda hayatını yönlendirmesi açısından çok önemli. Ben bu vesileyle Milli Eğitim Bakanlığı olarak hem çocuklarımızın gündelik hayatta sportif alışkanlıklar kazanmasını hem de beden eğitimi derslerinin daha verimli, daha işlevsel hale gelmesi için ciddi değişiklikler yaptık” dedi. “Spor liselerimizde de benzer bir uygulamayı başlatacağız” Bakan Tekin, 2014 yılında proje okul uygulaması başlattıklarını ve sportif eğitim veren okulları tematik hale getirmek istediklerini dile getirdi. Bunun ilk örneklerinden birinin Voleybol Federasyonu ile yürütülen Türkiye Voleybol Lisesi olduğunu kaydeden Tekin, “Türkiye’de özellikle kadın voleybolu ile ilgili yaşanan gelişmelerde MEB ile Türkiye Voleybol Federasyonu’nun ortaklaşa yürüttüğü bu projenin çok büyük bir yeri var. Benzeri şekilde Türkiye Futbol Federasyonu ile ortak Riva’da ilk örneğini verdik, Futbol Lisesi açtık. Spor liselerimizin büyük çoğunluğu 2014 itibarıyla hemen hemen tamamı genel spor liseleriydi. Dolayısıyla okula atadığımız öğretmen arkadaşlarımızın ilgilerine göre devamlı olmayan bir görünüm arz ediyor. Bunun üzerine biz proje okul formatıyla federasyonlarla bu liseleri tematik hale getirmek istedik. Bu okulların sportif anlamdaki derslerle ilgili müfredatını ilgili federasyonlarla yaptık. Akademik kısmını bakanlıktaki ilgili genel müdürlük ve Talim Terbiye Kurulu Başkanı, sportif anlamdaki müfredatını da ilgili federasyonlarla ortak yaptık. Bu bence çok önemli bir adımdı. Gelecekte spor liselerimizi bu anlamda tematik hale getirmeye devam edeceğiz. Başka bir başlangıç daha yapıyoruz. İlk örneğini güzel sanatlar liselerimizle beraber yaptık bu yıl. Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi ile birlikte bir müzik ilkokulu, ortaokulu ve lisesini test ettik. İlk yıldan itibaren tematik spor liselerimizde de benzer bir uygulamayı başlatacağız. Daha küçük yaşlardan itibaren sportif yeteneklerini çocuklarımızın tespit edip, o yeteneklerine uygun eğitim öğretim almalarını temin edecek bir adım atacağız” dedi. Kongre 24 Kasım tarihlerine kadar sürecek. Kongrenin açılışına Bakan Tekin’in yanı sıra, Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Uğur Ünal, Spor Bilimleri Derneği Başkanı Fikret Soyer, akademisyenler, öğrenciler ve sporcular katıldı.
21 Kasım 2024 Perşembe - 16:58
AK Parti Altındağ Kadın Kolları Başkanı Akçadağ: “Çocuklar toplumların ortak umudu, aydınlık yarınların güvencesi”
AK Parti Altındağ Kadın Kolları Başkanı ve Meclis Üyesi Demet Akçadağ, “Çocuklar toplumların ortak umudu, aydınlık yarınların güvencesi, barış, sevgi ve kardeşliğin temsilcilerisiniz” dedi. Şehit Onur Doğan İlkokulu tarafından düzenlenen ‘Dünya Çocuk Hakları Günü’ etkinliği, AK Parti Altındağ Kadın Kolları Başkanı ve Meclis Üyesi Demet Akçadağ ile AK Parti Ankara Milletvekili Zehranur Aydemir’in katılımıyla gerçekleştirildi. Başkent Millet Bahçesi’nde gerçekleştirilen etkinlikte çocuklar şiirler okuyarak, şarkılar söyledi. “Gazze’de okul yok, çünkü çocuk yok” Etkinlikte konuşan Akçadağ, Dünya Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 20 Kasım 1998 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edildiğini hatırlattı. Türkiye’nin de sözleşmeyi imzalayan ilk ülkelerden birisi oluğunun altını çizen Akçadağ, “Milletler Genel kurulu kabul edilen sözleşmeye karşı İsrail’in bir yılı aşkın süredir soykırım yaptığı Gazze’de çocuklar en temel haklarından mahrum bırakılmıştır. Gazze’de okul yok, çünkü çocuk yok. Geleceğimizin teminatı ve en değerli varlığımız olan çocuklarımız ülkemizin ve dünyamızın geleceğine damga vuracak güçte ve kararlılıktadır. Gülen yüzleri, sevinçle parlayan gözleri, her zaman sevgiye açık tertemiz yürekleri ile siz çocuklar toplumların ortak umudu, aydınlık yarınların güvencesi, barış, sevgi ve kardeşliğin temsilcilerisiniz. Bu duygu ve düşüncelerle çok daha huzurlu ve mutlu bir geleceğe sahip olma umuduyla bütün çocuklarımızı sevgiyle kucaklıyor, Dünya Çocuk Hakları Gününüzü kutluyorum” diye konuştu. “Batılı ülkeler üç maymunu oynuyorlar” İnsan hakları gibi çocuk haklarının da evrensel ve ayrım gözetmeksizin dünyadaki tüm çocukların hakkı olduğuun vurgulayan Aydemir, “Ne yazık ki, bugün hâlâ dünyanın pek çok yerinde çocuklar yalnızca haklarından değil, yaşamdan da mahrum bırakılıyorlar. Yaşanan acıların önüne geçme gücü bulunan Batılı ülkeler, bırakın çocukların haklarını hatırlamayı, yaşanan katliamlara karşı üç maymunu oynuyorlar. İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de uyguladığı vahşi saldırılar, bizlere çocuk haklarının da temel insan hakları gibi nasıl hiçe sayıldığını bir kez daha göstermiştir. Yıkılan evler, yerle bir olan okullar ve masum çocukların gülüşlerini çalan bombalarla Gazze’de sadece binalar değil, bir neslin umutları da enkaz altında kalmıştır. Bakın, pek çok devlet liderinin Gazze’deki katliama kayıtsız ve sessiz kaldığı bir ortamda Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan mazlumların sesi olmuştur. Bu vesileyle tekrar ifade etmek isterim ki Filistinli çocuklar yalnız değildir ve Türkiye bu acıya asla kayıtsız kalmayacaktır” şeklinde konuştu.
21 Kasım 2024 Perşembe - 16:52
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Erbakan: "Kayyumların atanmasıyla ilgili Yeniden Refah Partisi olarak fikirlerimizi kendileriyle paylaştık"
DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan Yeniden Refah Partisini ziyaret etti.
21 Kasım 2024 Perşembe - 16:44
Bakan Memişoğlu: “Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir. Bunları yakalattığımız için mi?”
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, kendisine “yenidoğan çetesi” nedeniyle yapılan istifa çağrılarına ilişkin, “Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir. Bunları yakalattığımız için mi?” dedi. Bakan Memişoğlu, Ankara’da bir otelde “Hayata Bir Ebe ile Başla” sloganıyla düzenlenen 3. Uluslararası Anadolu Ebeler Derneği Kongresi’ne katıldı. Kongrede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan tarafından gönderilen mesaj okundu. Erdoğan, mesajında şu ifadelere yer verdi: “Doğum şeklinin giderek doğallıktan uzaklaştığı, doğurganlığın azalmasına bağlı olarak demografik yapının dönüştüğü bir dönemde ebelik mesleğinin önemi üzerinde daha fazla durmamız gerekiyor. Bu bağlamda Anadolu Ebeler Derneği’nin bu yıl üçüncüsünü düzenlediği uluslararası kongre çok kıymetli oluyor, hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Ebelik çağlar boyunca insanlığın doğum anına eşlik etmiş, kadim bir meslektir. Doğal ve fıtri olanın en öz haline olan bu ilk tanıklık, şefkatli bir rehberliğe dönüşerek doğuma ortak olur. Anne ve bebeğin yaşam boyu kurdukları bağı etkileyen bu özel an, ebelerimizin rehberliği sayesinde güven ve sevgi dolu bir hatıraya dönüşür. Fakat ne yazık ki modern dünya, kadınlarımızı bu doğal deneyimden gün geçtikçe uzaklaştırıyor. Bir hayat kurtarma ameliyatı olarak bilinen sezaryenin tercih edilebilir bir doğum seçeneği haline geldiğini görüyoruz. Öyle ki Dünya Sağlık Örgütünün yüzde 15 olarak açıkladığı makul sezaryen oranı ülkemizde yüzde 50’yi aşmış durumda. Bu, doğal doğumdan hızla uzaklaşan bir neslin habercisi olarak görülmelidir. Daha güçlü bir toplum için sağlık sistemimizdeki varlığınızı daha etkin hale getirmenin imkanları üzerine daha fazla düşünmemiz gerekiyor. Dört gün sürecek bu verimli toplantının bu konuda atılmış önemli bir adım olduğunu düşünüyorum.” Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu da yaptığı konuşmada, Türkiye’nin en iyi, en kapsamlı sağlık çalışanları ve en iyi altyapısıyla sağlık hizmeti veren ülkelerden biri olduğunu ve bu durumun da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iradesi ve vizyonuyla olduğunu söyledi. Normal Doğum Eylem Planı’nı 4 Kasım’da devreye aldıklarını dile getiren Memişoğlu, “2023 senesinde 953 bin doğum var ve bunun yüzde 50’si sezaryen. Sezaryen, bir doğum yöntemi değil, bir ameliyat yöntemidir. Doğal ve normal olmayanı sezaryendir. Sezaryen, tıbbi olarak doğum eylemini gerçekleştirme anlamında endikasyon dediğimiz tıbbi gereklilik durumunda oran olarak 10 doğumda en fazla bir buçuğunda olması gereken bir durum” ifadelerini kullandı. “Kötülüğü ortaya çıkarıp mücadele ederken, kötülüğün iftirası ve yalanlarıyla da mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz” Her meslekte olduğu gibi çok az miktarda sağlık sektöründe de kötülerin olabileceğini belirten Memişoğlu, “Bizim görevimiz bu kötüleri ayıklamak ve gerekli cezayı vermektir. Bazen dezenformasyonlar oluyor, iftiralar oluyor. Bunlardan biz asla yılmayız. Biz iyilik tarafıyız. Bizler, bu dünyada hem iyilik medeniyetiyiz, meslek grubu olarak da iyilik tarafıyız. O nedenle kötülüğü ortaya çıkarıp mücadele ederken, kötülüğün iftirası ve yalanlarıyla da mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz” açıklamasında bulundu. Bakan Memişoğlu, açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bir gazetecinin yenidoğan çetesi nedeniyle kendisine yapılan istifa çağrılarını sorması üzerine Bakan Memişoğlu, “Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir. Bunları yakalattığımız için mi?” dedi.
21 Kasım 2024 Perşembe - 16:22
Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan cami yardımı açıklaması
Diyanet İşleri Başkanlığı, inşası devam eden camiler için toplanan yardımın ’akıbetinin belli olmadığı’ iddialarına ilişkin açıklama yaptı. Dün akşam bir televizyon programında, inşası devam eden camiler için toplanan yardımın akıbetinin belli olmadığı, bağış ve yardımlara ilişkin Başkanlığın 2023 Yılı İdare Faaliyet Raporu ile Sayıştay Denetim Raporu ve eki tablodaki tutarların birbiriyle çeliştiğine dair yer alan iddialar üzerine açıklama yayımlayan Diyanet İşleri Başkanlığı, iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtti. Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Camiler için toplanan yardımların akıbetinin belli olmadığı, Başkanlığın 2023 Yılı İdare Faaliyet Raporu ile Sayıştay Denetim Raporu ve eki tablodaki tutarların birbiriyle çeliştiğine dair iddialar gerçeği yansıtmamaktadır. İddiaların dile getirildiği söz konusu televizyon programında, farklı bütçe kalemleri birbiriyle karıştırılarak kamuoyu yanıltılmış, çarpıtma bilgilerle Başkanlığımıza karşı bir algı operasyonuna imza atılmıştır. Camilerden toplanan yardımlar, şeffaf bir şekilde ilgili kanun gereği hususi bir hesapta toplanmaktadır. Toplanan yardımlar ilgi onay çerçevesinde yurt içinde ve yurt dışında inşası ve tadilatı devam eden camiler için kullanılmaktadır. Toplanan yardımların amacı dışında kullanılması mümkün olmadığı gibi genel bütçeyle de herhangi bir bağlantısı bulunmamaktadır. Farklı bütçe kalemleri birbiriyle karıştırılarak, tabloların birbiriyle çeliştiğini iddia etmek, iyi niyetten uzak, kurumumuzu yıpratmaya yönelik ve kamuoyunda olumsuz algı oluşturma çabasından ibarettir. Gerçek dışı bu tür iddialara itibar edilmemelidir.”
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder