POLİTİKA
26 Kasım 2024 Salı - 21:04 AK Parti ile CHP arasında kreş tartışması TBMM Genel Kurulu’nda AK Parti ile CHP arasında kreş tartışması yaşandı. TBMM Genel Kurulu’nda CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Antalya Belediyesi’ne kreşlerle ilgili gönderilen yazıyı okudu. Başarır, “Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne ulaşmış, aynen şu. ’Belediyelere bağlı kreş adı altında açılan yerler olduğu tespit edilmiş, bunlar okul öncesi eğitim faaliyeti gösteriyormuş.’ Bakın, yazı aynen bu, kreş. Ben bunu anlamakta gerçekten zorluk çekiyorum. Bir ülkeyi yönetenler bu kadar kötülük yapabilir mi? Düşünün, bir bebek İstanbul’da dünyaya geliyor, yeni doğan setini, pudrasını, ilacını, çocuk bezini belediye veriyor; o çocuk büyümeye başlıyor, sütünü veriyor, 3 yaşına geliyor kreşini veriyor; ilköğretim, ortaöğretim, lisede çantası kırtasiye malzemesini veriyor, bunu o belediye başkanı yapıyor, Milli Eğitim Bakanı ’kreşleri kapat’ diyor. Türkiye’de 653 tane kreş var, bunun 210 tanesi İstanbul’da, 105 tanesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, 4 defa yemek veriliyor bu çocuklara ama bugün okullarda, ilköğretimde, çocuklara bir dilim ekmek veremeyen Milli Eğitim Bakanı bu kreşleri sorguluyor. Sen kimsin kardeşim, sen ne hakla bunu yapıyorsun" ifadelerini kullandı. AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta da, belediyelerin, özel sektörün kreş kurma hakkı olduğunu söyleyerek, “Buna kimse dokunmuyor ancak İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de vadettikleri kreşleri kuramadıkları için ’engelleniyoruz’ marifetiyle böyle yavuz hırsız gibi üste çıkmaya çalışıyorlar. Kreş adı altında açtıkları yerlerin başına getirdikleri sorunlu insanların da LGBT faaliyeti içerisinde olan bir derneğin, vakfın mensubu olduklarını çok iyi biliyoruz. Bunlardan bir tanesi sessiz sedasız görevden alındı, diğeri de aynı şekilde devam ediyor" şeklinde konuştu. Başarır, Usta’ya şöyle cevap verdi: "Okul öncesi eğitimle ilgili CHP, Anayasa Mahkemesi’ne gitti. İlköğretim ya da anaokulundaki çocukların tarikat benzeri yapıların elinde olmaması, eğitimin Milli Eğitim Bakanlığı’nda görülmesi gerektiğini söyledi."
CHP Pamukkale Meclis Üyesi Yıldız’dan Kılıçdaroğlu’na ahde vefa örneği
23 Kasım 2024 Cumartesi - 15:45 CHP Pamukkale Meclis Üyesi Yıldız’dan Kılıçdaroğlu’na ahde vefa örneği Pamukkale Belediye Meclisinin CHP’li Üyesi Rıdvan Yıldız, hakkında "kamu görevlisine hakaret" iddiasıyla dava açılan CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu Ankara’da görülen ilk duruşmada yalnız bırakmayarak, ahde vefa örneği sergiledi. CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla hakkında açılan, 11 yıla kadar hapis ve siyasi yasak istenen davanın ilk duruşmasında Ankara Adliyesi’nde ifade verdi. Kılıçdaroğlu’nun bu dava için günler öncesinden yaptığı “safları sıklaştıralım” çağrısının ardından Ankara Adliyesi’nin önünü miting alanına dönüştüren kalabalık arasında Pamukkale Belediye Meclisinin CHP’li Üyesi Rıdvan Yıldız da yer aldı. Yıldız ile birlikte Denizli’de CHP’ye gönül vermiş, hak, hukuk ve adalet için mücadele eden birçok partili de Kılıçdaroğlu’nu hukuk mücadelesinde yalnız bırakmayarak, ahde vefa örneğini bir kez daha sergilemiş oldu. Ankara programı kapsamında Meclis Başkanvekili, CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca’yı ziyaret eden Rıdvan Yıldız, daha sonra adliye salonunda CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu yalnız bırakmadı. Duruşma sonrası Kılıçdaroğlu’nu çalışma ofisinde ziyaret ederek kendisine bir kez daha yalnız olmadığı ifade eden Rıdvan Yıldız, “Önceki dönem Genel Başkanımıza, halkın umuduna asla kelepçe vurulmasına izin vermeyeceğiz. Türkiye’nin dört bir yanından gelen partililerimiz gibi biz de dava sürecinde yer aldık. 10 binin üzerinde insan Ankara’da Genel Başkanımızı yalnız bırakmadı. Ne zaman hırsıza hırsız demek suç olmuştur. Genel Başkanımızın bu kutlu davada asla yalnız bırakmadık ve asla bırakmayacağız. Hz Mevlana’nın dediği gibi ‘Adalet her şeyi layık olduğu yere koymaktır. Ayakkabı ayağındır, külah başındır’ Genel Başkanımız; ne mutlu ki ona, rüşvet, yolsuzluk ve hırsızlık için değil, fakir, fukaranın hakkını savunduğu için, hırsıza hırsız dediği için yargılanıyor. Sonuna kadar yanındayız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "UCM’nin, İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında çıkardığı tutuklama kararını desteklediğimizi ifade etmek istiyorum"
23 Kasım 2024 Cumartesi - 15:45 Cumhurbaşkanı Erdoğan: "UCM’nin, İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında çıkardığı tutuklama kararını desteklediğimizi ifade etmek istiyorum" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı’nda 4. Uluslararası STK Fuarı’nda açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan "İnsanlığın neredeyse tüm kurumlarıyla, tüm organlarıyla, tüm hücreleriyle kan kaybettiği bir dönemden geçiyoruz. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında çıkardığı tutuklama kararını desteklediğimizi ifade etmek istiyoruz” dedi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen 4. Uluslararası STK Fuarı’na katıldı. Burada konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İslam dünyasında ortak bir tavrın oluşması, Müslümanların Filistin davasında yekvücut olarak hareket etmesi için yoğun gayret gösteriyoruz. Filistin devletinin tanınması için uluslararası arenada tüm imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız. Şahsımız aleyhinde yürütülen onca kampanyaya, Siyonist lobi ve İsrail destekçilerinden gelen onca baskıya rağmen duruşumuzu asla bozmadık. İsrail’in Filistin’deki soykırımını durdurmak için zorlayıcı tedbirlerin bir an önce alınmasına yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu vesileyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında çıkardığı tutuklama kararını desteklediğimizi ifade etmek istiyoruz” açıklamasında bulundu.Fuarda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği ve Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı tarafından düzenlenen 4. Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları Fuarı’nın hayırlara vesile olmasını, başarılı geçmesini, birliğe, dirliğe kapı aralamasını Rabbimden niyaz ediyorum. Afrikadan, Asya’dan, Orta Doğu’dan, Batı ülkelerinden ve Türkiye’nin farklı şehirlerinden hepsi birbirinden kıymetli çalışmalar ifa eden 150 sivil toplum kuruluşumuzu fuara katılımları ve katkıları için tebrik ediyorum. Bu güzel etkinliğin aramızdaki kardeşliği, beraberliği, dayanışmayı, ittifak ve ittihadı güçlendirmesini temenni ediyorum. Vahdet ve uhuvvet ruhunun zirve yaptığı sivil toplum camiasında atan vicdanlı yüreklerin birbirine daha da ısındığı bu organizasyonu tertipleyen kuruluşlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum. Fuara iştirak eden ve yeryüzünün farklı köşelerinde birçok alanda kritik faaliyetler yürüten sivil toplum kuruluşlarımıza Mevla’dan üstün başarılar diliyorum. Burada icra edilen panellerin, atölyelerin, sergilerin ve diğer birçok faaliyetin aramızdaki dostluk ve iş birliğini tahkim etmesini, dayanışma ruhumuzu perçinlemesini ümit ediyor, bu niyazımızın adım adım gerçekleştiğini görmekten memnuniyet duyduğumu burada şükranla ifade etmek istiyorum” ifadelerini kullandı.“İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliğinin eğitim, gençlik, insani yardım, aile ve insan hakları gibi alanlarda yürüttüğü çalışmaları takdirle takip ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birliğimizin, İslam coğrafyasının dört bir yanındaki 354 üye kuruluşuyla beraber 20 yıldır sürdürdüğü faaliyetlerin çıtasını her geçen yıl daha yükseğe çıkardığını görüyorum. Aynı şekilde bünyesindeki 160’tan fazla kuruluşla ülkemizin sivil toplum kapasitesine önemli katkılar yapan Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı da başarılarına her gün bir yenisini ilave ediyor. Samimi, gayretli ve bereketli hizmetleriyle tüm dünyaya örnek olma yolunda emin adımlarla ilerleyen her iki kuruluşumuzun yöneticilerini tebrik ediyor, Mevla’m yollarını açık etsin, işlerini kolaylaştırsın diyorum” dedi.İnsanlığın neredeyse tüm kurumlarıyla, tüm organlarıyla, tüm hücreleriyle kan kaybettiği bir dönemden geçtiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uluslararası sistemin imtiyazlı aktörleri kendi çıkarları uğruna İslam coğrafyası başta olmak üzere dünyanın farklı bölgelerini savaş, çatışma ve istikrarsızlık girdabına sürüklüyor. Dünya bilhassa İslam alemi zorlu bir sınavdan, kapsamlı bir kuşatmadan, sinsice hazırlanmış planların ateş çemberinden geçiriyor. Bakınız, hemen yanı başımızdaki Filistin’de 14 aydır mazlumlar, masumlar, çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve siviller acımasızca katlediliyor. Küresel yönetişim mekanizmaları, uluslararası örgütler ve uluslararası medya Filistin’de, Lübnan’da ve daha pek çok bölgede işlenen insanlık suçlarını görmezden geliyor. Vahşetin gündeme gelmemesi için İsrail lehine tam anlamıyla bir karartma uygulanıyor. Demokrasi ve insan hakları nutukları çeken kimi ülkeler bu alçak katliamları ve soykırımı durdurmaya çalışmak yerine İsrail’e verdikleri destekle adeta zulmü körüklüyorlar. Bu durumdan cesaret alan Siyonist katiller ise vahşet ve barbarlıklarına her geçen gün bir yenisini ekliyor. Pervasızlıkta çıtayı sürekli yükseltiyor” şeklinde konuştu.İsrail’in Gazze’ye saldırıları başladığı günden bu yana 400 gün geçtiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada kalbim parçalanarak bazı rakamları sizlerle paylaşmak istiyorum. İsrail’in Gazze’ye saldırıları başlayalı 400 günden fazla zaman geçti. Yüzde 70’i kadın ve çocuk olmak üzere 50 bine yakın Filistinli kardeşimiz şehit düştü. 700 binden fazla kardeşimiz yaralandı. 1,9 milyon insan evini, doğup büyüdüğü toprakları terk etmek zorunda kaldı. Filistin’de şehit olanların ve yaralananların kanı sadece katillerinin değil, onlara engel olmayanların da üzerlerine sıçramıştır. Gazze’de 160 bin binayı yıkıp 436 bin yapıya ağır hasar veren saldırıların gerisindeki sinsi amaç her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Daracık bir alana hapsedilen 2 milyondan fazla Filistinli bir yandan zor şartlar altında hayata tutunmaya çalışırken diğer yandan açlığa, susuzluğa ve ilaçsızlığa karşı verdiği çetin mücadeleyi sebatla sürdürüyor. Mevla Filistin’de, Lübnan’da, dünyanın dört bir yanında zulme ve zalime göğüs geren tüm kardeşlerimizin yardımcısı olsun diyorum. Rabbimden başta kardeşim İsmail Heniyye olmak üzere tüm şehitlerimize rahmet, yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyorum. Filistin’in cesur evlatlarını, vatan sevdalısı kahraman çocuklarını burada tekrar saygıyla selamlıyor, Rabbim cümlesini muzaffer eylesin diyorum. 1967 sınırları temelinde bağımsız, egemen ve başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kuruluşunu görmeyi, Filistin’i yeniden inşa ve ihya etmeyi, Filistin’i yeniden özgürleştirmeyi Rabbim bizlere nasip eylesin diyorum. Diğer yandan Kudüs’ün mahremiyetine uygun şekilde uluslararası bir güvenlik şemsiyesi altına alınması yolundaki çabalarımızı sürdüreceğimizi de bir kez daha belirtmek istiyorum” diye konuştu.“Müslümanlar olarak yaptıklarımız kadar yapmadıklarımızdan da mesulüz”Bizler Müslümanlar olarak yaptıklarımız kadar yapmadıklarımızdan da mesulüz diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbimiz Ali İmran suresinde hep birlikte ‘Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, parçalanıp, bölünmeyin’ buyuruyor. Bizler Müslümanlar olarak yaptıklarımız kadar yapmadıklarımızdan da mesulüz. Böylesine zorlu bir ortamda İslam alemi olarak fikir ayrılıklarını bir kenara bırakıp ortak bir tavır almamız, yekvücut hareket etmemiz gerekiyor. Şurası bir gerçek; vahdet olmadan rahmet olmaz. Yürekler toplu vurmadıkça müstevliler ve müstekbirler karşısında başarılı olunmaz, olunamaz. Filistinli ve Lübnanlı kardeşlerimize, Sudan’da, Yemen’de ve daha pek çok ülkede masumlara ve mazlumlara ancak bu şekilde yardımcı olabiliriz. Resul-i Kibriya efendimiz aleyhissalatu vesselam bakınız bize neyi emrediyor? ‘Bir kötülük gördüğünüz zaman onu elinizle düzeltin. Elinizle düzeltemezseniz dilinizle düzeltin. Dilinizle de düzeltemezseniz kalbinizle buğzedin ki bu imanın en zayıf derecesidir’. Evet, bu hadis-i şerife uygun şekilde imkanlarımız, araçlarımız ve kabiliyetlerimiz ölçüsünde zulmün, zalimin, kötünün ve kötülüğün karşısında durmamız icap ediyor” dedi.“Sivil toplum kuruluşlarımıza çok önemli işler düşüyor”İslam coğrafyasında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarımızın da bu çerçevede çok önemli işler düştüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Farklı alanlarda, farklı araçlarla çalışmalar yürüten STK’larımızın her şeyden evvel kapasitelerini artırmaları, icra mekanizmalarını güçlendirmeleri, birbirleri arasındaki uyumu artırmaları şarttır. STK’larımızın, gençlerimiz başta olmak üzere toplumun muhtelif kesimlerini kuşatacak, onları sivil toplum faaliyetlerine dahil edecek uygulamalarına geçmişte hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyuyoruz. Etki alanı geniş, birlik ve beraberlik içinde hareket eden, sürdürülebilir kalkınmaya katkı veren sivil toplum kuruluşları küresel barış ve adaletin tesisinde hayati katkılar yapacaktır. Her platformda dile getirdiğimiz, altını ısrarla çizdiğimiz daha adil bir dünya tasavvurumuzun hayata geçirilmesinde dünyanın dört bir yanında çalışan STK’larımızın gayretleri mühim bir yer tutacak. Şu gerçeği inanıyorum ki sizler de farkındasınız; insanlık büyük bir değişim ve dönüşümün sancılarıyla kıvranırken pek çok konuda yeni risklerle, yozlaşma ve yaratılışa aykırı dayatmalarla da baş etmek zorundadır” ifadelerini kullandı.“Aile yapısı hırpalanmış, örselenmiş, çürütülmüş bir toplumun ayakta kalması mümkün değildir”Hiç şüphesiz bu çerçevede en büyük çürüme ve yok oluş aile kurumunu hedef almış durumda olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizin de takip ettiği gibi aile mefhumumuz, toplumsal yapımız, örfümüz, değerlerimiz ve kutsallarımız küresel düzeyde bilinçli ve çok yönlü bir saldırı altındadır. Sapkın akımları, özendirici yayınlar, reklamlar, moda adı altında yürütülen dayatmalar topluma rol model olması gereken aktörler aracılığıyla zihinlere nakşedilen aşağılık fikirler her tarafımızı kuşatmış durumdadır. Cinsel sapkınlıkların bir insan hakkı ve tercihi olarak sunulmasının gerisindeki sinsi amacı gayet iyi biliyoruz. Aileyi gereksiz bir yük, taşıması zor bir sorumluluk ve insanın hayatını kısıtlayan bir fotoğraf olarak göstermeye çalışanların amacı bireyi ifsat ederek tüm toplumu çökertmektir. Tarihen ve itikaden sabittir ki aile yapısı hırpalanmış, örselenmiş, çürütülmüş bir toplumun ayakta kalması mümkün değildir. STK’ların da bindikleri dal, kendilerini ayakta tutan sütun toplum olduğuna göre toplumun temeli olan ailenin korunması öncelikli hedefleri olmalıdır. İç cephemizi tahkim ve takviye etmek, çocuklarımız ve gençlerimize daha güvenli, daha vicdanlı, daha adil bir dünyayı miras bırakmak istiyorsak hep birlikte elimizi taşın altına koymalıyız. Bunu da çok geç olmadan hemen yapmalıyız” diye konuştu.Günümüz dünyasında, bilhassa da bölgemizde çatışmalar, savaşlar, kıtlık ve terör başta olmak üzere çeşitli sebeplerle yoğun bir göç dalgası yaşandığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan. “Aileleri ve kendileri için daha güvenli, huzurlu ve müreffeh bir hayat kurma hayalini gerçeğe dönüştürmek isteyenler yollara düşüyor. Bu insani dram karşısında gelişmiş ülkelerin sergilediği vurdumduymaz tavır insanlık adına utanç vericidir. Biz tarih boyunca Asya’dan, Afrikadan, hatta Avrupa’dan insanlara kapısını da, yüreğini de açmış bir ülkeyiz. Bugün de Türkiye olarak yıllardır milyonlarca çaresiz insana ev sahipliği yapıyor, kendi imkanlarımızı paylaşıyoruz. Hatta bugünün zalimlerinin geçmişte canlarını kurtarma derdine düştükleri her dönemde onlara yardım eli uzatan ilk ülkenin burası olduğu gerçeğini de hatırlatmak isterim. Şimdi rahat ve müreffeh bir ortamda yaşayanların, çaresiz mazlumlara karşı sergilediği iğrenç tavır maalesef gelecekte kendileri de aynı duruma düştüklerinde karışılacakları akıbetin örneği olacaktır. Bu tablonun daha da kötüleşmesini engelleme de STK’lara önemli görev düşüyor. Dünyada adalete, merhamete, vicdana yönelik uyanışın mimarları ve öncüleri sizler olacaksınız. Sizlerden dünyaya güçlü bir duruş, güçlü bir sesleniş, zalime güçlü bir tepki bekliyorum. Duruşunuz öyle güçlü olmalı ki; insanlığın tamamı sizi takip etmeli. Seslenişiniz öyle güçlü olmalı ki; sağırlar bile duyabilmeli. Tepkiniz öyle güçlü olmalı ki; zalimlerin elindeki silahlar yerlere düşmeli. Bu konu da en büyük destekçiniz Türkiye olacaktır” dedi.“Filistin devletinin tanınması için uluslararası arenada tüm imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız”Biz millet olarak her dönemde masumların, mazlumların ve yaşama mücadelesi verenlerin yanında olduk ve olmaya da devam edeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin bu insani siyasetini hazmedemeyenler, aleyhimizde kara propaganda yapsa da Türkiye’nin insan odaklı, insan yaşatma odaklı politikasını engelleyemeyecekler. İsrail’in soykırımına maruz kalan Gazze’de yaşayanlar başta olmak üzere, Filistin halkı için sadece son dönemde yaptıklarımız bile bu hakikati açıkça göstermeye yeterlidir. Türkiye olarak İsrail saldırılarının başladığı ilk günden bu yana Gazze’ye 86 bin ton, Lübnan’a ise bin 300 ton insani yardım malzemesi ulaştırarak bölgedeki kardeşlerimize en fazla destek veren ülkelerden biri olduk. İsrail’le olan ticaretimizi hiç düşünmeden milyarlarca dolarlık bir ticaret hacminden sarfınazar ederek süratle kestik. Siyonist yönetimin Gazze’de işlediği insanlık suçlarını protesto etmek için milletimizle birlikte her fırsatta meydanları, sokakları, caddeleri hınca hınç doldurduk. Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhine açılan davaya müdahil olma kararı aldık. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi başta olmak üzere uluslararası düzeyde karar alıcı ve uygulayıcı mekanizmaları harekete geçirdik. Filistinli mültecilere yardım ajansı UNRWA’ya en güçlü desteği veren ülkelerden biriyiz. İslam dünyasında ortak bir tavrın oluşması, Müslümanların Filistin davasında yekvücut olarak hareket etmesi için yoğun gayret gösteriyoruz. Filistin devletinin tanınması için uluslararası arenada tüm imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız. Şahsımız aleyhinde yürütülen onca kampanyaya, Siyonist lobi ve İsrail destekçilerinden gelen onca baskıya rağmen duruşumuzu asla bozmadık. İsrail’in Filistin’deki soykırımını durdurmak için zorlayıcı tedbirlerin bir an önce alınmasına yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu vesileyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında çıkardığı tutuklama kararını desteklediğimizi ifade etmek istiyoruz” şeklinde konuştu.“Zalimlere şirin gözükme adına eğilip bükülenlerden olmadık”Alınan bu cesur kararın sözleşmeye taraf tüm ülkelerce uygulanmasını insanlığın uluslararası sisteme güvenini tazeleme adına önemli bulduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilhassa yıllardır dünyaya hak, hukuk, adalet ve insan hakları dersi veren Batılı ülkelerin bu noktada sözlerini yerine getirmeleri mecburidir. Türkiye, Gazze katliamı ve Lübnan’a yönelik İsrail saldırılarında ilk günden beri insani, vicdani ve kardeşlik görevini hakkıyla ifa etmiştir. Zalimlere şirin gözükme adına eğilip bükülenlerden olmadık. Üç kuruş siyasi rant sağlayacağım diye ülkesine ve devletine ‘İsrail ile ticaret yapıyorlar’ iftirası atanlar gibi de olmadık. Tatlı su siyasetçilerinden zor zamanlarda Filistinli kardeşlerinin yanında dimdik duranlardan olduk. Bundan sonra da sarsılmadan, yalpalamadan, sağa sola eğilmeden, bükülmeden inşallah sapa sağlam durmaya devam edeceğiz. Şairin ’bir Filistin vardı, bir Filistin gene var’ dizelerinde olduğu gibi Filistin’den umudumuzu kesmeyecek, özgür ve bağımsız bir Filistin için çalışmayı hız kesmeden sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.“Biz ecdadımızdan aldığımız ilhamla insani değerleri yaşatmaya çalışıyoruz”Türkiye olarak sizlerin varlığını ve buradaki temsilinizi çok kıymetli bulduklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz tarihimizden, medeniyetimizden, ecdadımızdan aldığımız ilhamla insanı düşünüyor, insanı koruyor, insani değerleri yaşatmaya çalışıyoruz. Bu konuda çok sağlam, çok mukkem, çok emin rehberlerimiz var. Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa, ‘Allah sizin ne dış görünüşünüze, ne de mallarınıza bakar ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar’ buyuruyor. Hoca Ahmet Yesevi de ‘kimsenin kalbini kırma, çünkü kalp kırmak Allah’ı kırmaktır, gönlü kırık, zavallı garip birini görürsen yarasına merhem koy, yoldaşı ve yardımcısı ol’ tavsiyesinde bulunuyor. Hünkar Hacı Bektaş’ı Veli, ‘incinsen de incitme’ diyor. Hz. Mevlana, ‘kötülük yaptığın zaman kork, çünkü o bir tohumdur, Allah yeşertir, karşına çıkartır’ diyerek ikazını yapıyor. Pir Sultan Abdal, ‘ne mutlu eğri zamanda doğru durabilene’ sözüyle bize istikamet gösteriyor. Aşık Veysel, ‘beni hor görme kardeşim, sen altınsın da, ben tunç muyum’ serzenişiyle nefislerimize hitap ediyor” şeklinde konuştu.“İnsanlığın huzur bulması için mücadele etmeye devam edeceğiz”Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Asırlardır bize yol gösteren bu gönül ve aşk erbabının izinden gitmeye, öğütlerini tutmaya, onların ahlakını ve insan sevgisini dünyaya yaymaya, insanlığın huzur bulması için mücadele etmeye devam edeceğiz. İnşallah bunu da sizlerle birlikte omuz omuza yan yana yapacağız. Rabbim hepimizin yar ve yardımcısı olsun. Sözlerime son verirken 4. Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları Fuarı’nın bir kez daha hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sivil toplum kuruluşlarımızın müştereken yayınladığı Gazze İstanbul Deklarasyonu’nun mazlum Filistin’in sesini dünyaya gür bir şekilde duyurmasını temenni ediyorum. Türkiye’den ve dünyanın dört bir yanından fuara katılan sivil toplum kuruluşlarımıza, tüm dostlarımıza, tüm kardeşlerimize tekrar teşekkür ediyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Demokrasi ve insan hakları nutukları çeken ülkeler, katliamları ve soykırımı durdurmaya çalışmak yerine İsrail’e verdikleri destekle zulmü körüklüyorlar"
23 Kasım 2024 Cumartesi - 15:40 Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Demokrasi ve insan hakları nutukları çeken ülkeler, katliamları ve soykırımı durdurmaya çalışmak yerine İsrail’e verdikleri destekle zulmü körüklüyorlar" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı’nda 4. Uluslararası STK Fuarı’nda açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan "İnsanlığın neredeyse tüm kurumlarıyla, tüm organlarıyla, tüm hücreleriyle kan kaybettiği bir dönemden geçiyoruz. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında çıkardığı tutuklama kararını desteklediğimizi ifade etmek istiyoruz” dedi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen 4. Uluslararası STK Fuarı’na katıldı. Burada konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İslam dünyasında ortak bir tavrın oluşması, Müslümanların Filistin davasında yekvücut olarak hareket etmesi için yoğun gayret gösteriyoruz. Filistin devletinin tanınması için uluslararası arenada tüm imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız. Şahsımız aleyhinde yürütülen onca kampanyaya, Siyonist lobi ve İsrail destekçilerinden gelen onca baskıya rağmen duruşumuzu asla bozmadık. İsrail’in Filistin’deki soykırımını durdurmak için zorlayıcı tedbirlerin bir an önce alınmasına yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu vesileyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında çıkardığı tutuklama kararını desteklediğimizi ifade etmek istiyoruz” açıklamasında bulundu.Fuarda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği ve Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı tarafından düzenlenen 4. Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları Fuarı’nın hayırlara vesile olmasını, başarılı geçmesini, birliğe, dirliğe kapı aralamasını Rabbimden niyaz ediyorum. Afrikadan, Asya’dan, Orta Doğu’dan, Batı ülkelerinden ve Türkiye’nin farklı şehirlerinden hepsi birbirinden kıymetli çalışmalar ifa eden 150 sivil toplum kuruluşumuzu fuara katılımları ve katkıları için tebrik ediyorum. Bu güzel etkinliğin aramızdaki kardeşliği, beraberliği, dayanışmayı, ittifak ve ittihadı güçlendirmesini temenni ediyorum. Vahdet ve uhuvvet ruhunun zirve yaptığı sivil toplum camiasında atan vicdanlı yüreklerin birbirine daha da ısındığı bu organizasyonu tertipleyen kuruluşlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum. Fuara iştirak eden ve yeryüzünün farklı köşelerinde birçok alanda kritik faaliyetler yürüten sivil toplum kuruluşlarımıza Mevla’dan üstün başarılar diliyorum. Burada icra edilen panellerin, atölyelerin, sergilerin ve diğer birçok faaliyetin aramızdaki dostluk ve iş birliğini tahkim etmesini, dayanışma ruhumuzu perçinlemesini ümit ediyor, bu niyazımızın adım adım gerçekleştiğini görmekten memnuniyet duyduğumu burada şükranla ifade etmek istiyorum” ifadelerini kullandı.“İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliğinin eğitim, gençlik, insani yardım, aile ve insan hakları gibi alanlarda yürüttüğü çalışmaları takdirle takip ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birliğimizin, İslam coğrafyasının dört bir yanındaki 354 üye kuruluşuyla beraber 20 yıldır sürdürdüğü faaliyetlerin çıtasını her geçen yıl daha yükseğe çıkardığını görüyorum. Aynı şekilde bünyesindeki 160’tan fazla kuruluşla ülkemizin sivil toplum kapasitesine önemli katkılar yapan Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı da başarılarına her gün bir yenisini ilave ediyor. Samimi, gayretli ve bereketli hizmetleriyle tüm dünyaya örnek olma yolunda emin adımlarla ilerleyen her iki kuruluşumuzun yöneticilerini tebrik ediyor, Mevla’m yollarını açık etsin, işlerini kolaylaştırsın diyorum” dedi.İnsanlığın neredeyse tüm kurumlarıyla, tüm organlarıyla, tüm hücreleriyle kan kaybettiği bir dönemden geçtiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uluslararası sistemin imtiyazlı aktörleri kendi çıkarları uğruna İslam coğrafyası başta olmak üzere dünyanın farklı bölgelerini savaş, çatışma ve istikrarsızlık girdabına sürüklüyor. Dünya bilhassa İslam alemi zorlu bir sınavdan, kapsamlı bir kuşatmadan, sinsice hazırlanmış planların ateş çemberinden geçiriyor. Bakınız, hemen yanı başımızdaki Filistin’de 14 aydır mazlumlar, masumlar, çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve siviller acımasızca katlediliyor. Küresel yönetişim mekanizmaları, uluslararası örgütler ve uluslararası medya Filistin’de, Lübnan’da ve daha pek çok bölgede işlenen insanlık suçlarını görmezden geliyor. Vahşetin gündeme gelmemesi için İsrail lehine tam anlamıyla bir karartma uygulanıyor. Demokrasi ve insan hakları nutukları çeken kimi ülkeler bu alçak katliamları ve soykırımı durdurmaya çalışmak yerine İsrail’e verdikleri destekle adeta zulmü körüklüyorlar. Bu durumdan cesaret alan Siyonist katiller ise vahşet ve barbarlıklarına her geçen gün bir yenisini ekliyor. Pervasızlıkta çıtayı sürekli yükseltiyor” şeklinde konuştu.İsrail’in Gazze’ye saldırıları başladığı günden bu yana 400 gün geçtiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada kalbim parçalanarak bazı rakamları sizlerle paylaşmak istiyorum. İsrail’in Gazze’ye saldırıları başlayalı 400 günden fazla zaman geçti. Yüzde 70’i kadın ve çocuk olmak üzere 50 bine yakın Filistinli kardeşimiz şehit düştü. 700 binden fazla kardeşimiz yaralandı. 1,9 milyon insan evini, doğup büyüdüğü toprakları terk etmek zorunda kaldı. Filistin’de şehit olanların ve yaralananların kanı sadece katillerinin değil, onlara engel olmayanların da üzerlerine sıçramıştır. Gazze’de 160 bin binayı yıkıp 436 bin yapıya ağır hasar veren saldırıların gerisindeki sinsi amaç her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Daracık bir alana hapsedilen 2 milyondan fazla Filistinli bir yandan zor şartlar altında hayata tutunmaya çalışırken diğer yandan açlığa, susuzluğa ve ilaçsızlığa karşı verdiği çetin mücadeleyi sebatla sürdürüyor. Mevla Filistin’de, Lübnan’da, dünyanın dört bir yanında zulme ve zalime göğüs geren tüm kardeşlerimizin yardımcısı olsun diyorum. Rabbimden başta kardeşim İsmail Heniyye olmak üzere tüm şehitlerimize rahmet, yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyorum. Filistin’in cesur evlatlarını, vatan sevdalısı kahraman çocuklarını burada tekrar saygıyla selamlıyor, Rabbim cümlesini muzaffer eylesin diyorum. 1967 sınırları temelinde bağımsız, egemen ve başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kuruluşunu görmeyi, Filistin’i yeniden inşa ve ihya etmeyi, Filistin’i yeniden özgürleştirmeyi Rabbim bizlere nasip eylesin diyorum. Diğer yandan Kudüs’ün mahremiyetine uygun şekilde uluslararası bir güvenlik şemsiyesi altına alınması yolundaki çabalarımızı sürdüreceğimizi de bir kez daha belirtmek istiyorum” diye konuştu.“Müslümanlar olarak yaptıklarımız kadar yapmadıklarımızdan da mesulüz”Bizler Müslümanlar olarak yaptıklarımız kadar yapmadıklarımızdan da mesulüz diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbimiz Ali İmran suresinde hep birlikte ‘Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, parçalanıp, bölünmeyin’ buyuruyor. Bizler Müslümanlar olarak yaptıklarımız kadar yapmadıklarımızdan da mesulüz. Böylesine zorlu bir ortamda İslam alemi olarak fikir ayrılıklarını bir kenara bırakıp ortak bir tavır almamız, yekvücut hareket etmemiz gerekiyor. Şurası bir gerçek; vahdet olmadan rahmet olmaz. Yürekler toplu vurmadıkça müstevliler ve müstekbirler karşısında başarılı olunmaz, olunamaz. Filistinli ve Lübnanlı kardeşlerimize, Sudan’da, Yemen’de ve daha pek çok ülkede masumlara ve mazlumlara ancak bu şekilde yardımcı olabiliriz. Resul-i Kibriya efendimiz aleyhissalatu vesselam bakınız bize neyi emrediyor? ‘Bir kötülük gördüğünüz zaman onu elinizle düzeltin. Elinizle düzeltemezseniz dilinizle düzeltin. Dilinizle de düzeltemezseniz kalbinizle buğzedin ki bu imanın en zayıf derecesidir’. Evet, bu hadis-i şerife uygun şekilde imkanlarımız, araçlarımız ve kabiliyetlerimiz ölçüsünde zulmün, zalimin, kötünün ve kötülüğün karşısında durmamız icap ediyor” dedi.“Sivil toplum kuruluşlarımıza çok önemli işler düşüyor”İslam coğrafyasında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarımızın da bu çerçevede çok önemli işler düştüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Farklı alanlarda, farklı araçlarla çalışmalar yürüten STK’larımızın her şeyden evvel kapasitelerini artırmaları, icra mekanizmalarını güçlendirmeleri, birbirleri arasındaki uyumu artırmaları şarttır. STK’larımızın, gençlerimiz başta olmak üzere toplumun muhtelif kesimlerini kuşatacak, onları sivil toplum faaliyetlerine dahil edecek uygulamalarına geçmişte hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyuyoruz. Etki alanı geniş, birlik ve beraberlik içinde hareket eden, sürdürülebilir kalkınmaya katkı veren sivil toplum kuruluşları küresel barış ve adaletin tesisinde hayati katkılar yapacaktır. Her platformda dile getirdiğimiz, altını ısrarla çizdiğimiz daha adil bir dünya tasavvurumuzun hayata geçirilmesinde dünyanın dört bir yanında çalışan STK’larımızın gayretleri mühim bir yer tutacak. Şu gerçeği inanıyorum ki sizler de farkındasınız; insanlık büyük bir değişim ve dönüşümün sancılarıyla kıvranırken pek çok konuda yeni risklerle, yozlaşma ve yaratılışa aykırı dayatmalarla da baş etmek zorundadır” ifadelerini kullandı.“Aile yapısı hırpalanmış, örselenmiş, çürütülmüş bir toplumun ayakta kalması mümkün değildir”Hiç şüphesiz bu çerçevede en büyük çürüme ve yok oluş aile kurumunu hedef almış durumda olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizin de takip ettiği gibi aile mefhumumuz, toplumsal yapımız, örfümüz, değerlerimiz ve kutsallarımız küresel düzeyde bilinçli ve çok yönlü bir saldırı altındadır. Sapkın akımları, özendirici yayınlar, reklamlar, moda adı altında yürütülen dayatmalar topluma rol model olması gereken aktörler aracılığıyla zihinlere nakşedilen aşağılık fikirler her tarafımızı kuşatmış durumdadır. Cinsel sapkınlıkların bir insan hakkı ve tercihi olarak sunulmasının gerisindeki sinsi amacı gayet iyi biliyoruz. Aileyi gereksiz bir yük, taşıması zor bir sorumluluk ve insanın hayatını kısıtlayan bir fotoğraf olarak göstermeye çalışanların amacı bireyi ifsat ederek tüm toplumu çökertmektir. Tarihen ve itikaden sabittir ki aile yapısı hırpalanmış, örselenmiş, çürütülmüş bir toplumun ayakta kalması mümkün değildir. STK’ların da bindikleri dal, kendilerini ayakta tutan sütun toplum olduğuna göre toplumun temeli olan ailenin korunması öncelikli hedefleri olmalıdır. İç cephemizi tahkim ve takviye etmek, çocuklarımız ve gençlerimize daha güvenli, daha vicdanlı, daha adil bir dünyayı miras bırakmak istiyorsak hep birlikte elimizi taşın altına koymalıyız. Bunu da çok geç olmadan hemen yapmalıyız” diye konuştu.Günümüz dünyasında, bilhassa da bölgemizde çatışmalar, savaşlar, kıtlık ve terör başta olmak üzere çeşitli sebeplerle yoğun bir göç dalgası yaşandığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan. “Aileleri ve kendileri için daha güvenli, huzurlu ve müreffeh bir hayat kurma hayalini gerçeğe dönüştürmek isteyenler yollara düşüyor. Bu insani dram karşısında gelişmiş ülkelerin sergilediği vurdumduymaz tavır insanlık adına utanç vericidir. Biz tarih boyunca Asya’dan, Afrikadan, hatta Avrupa’dan insanlara kapısını da, yüreğini de açmış bir ülkeyiz. Bugün de Türkiye olarak yıllardır milyonlarca çaresiz insana ev sahipliği yapıyor, kendi imkanlarımızı paylaşıyoruz. Hatta bugünün zalimlerinin geçmişte canlarını kurtarma derdine düştükleri her dönemde onlara yardım eli uzatan ilk ülkenin burası olduğu gerçeğini de hatırlatmak isterim. Şimdi rahat ve müreffeh bir ortamda yaşayanların, çaresiz mazlumlara karşı sergilediği iğrenç tavır maalesef gelecekte kendileri de aynı duruma düştüklerinde karışılacakları akıbetin örneği olacaktır. Bu tablonun daha da kötüleşmesini engelleme de STK’lara önemli görev düşüyor. Dünyada adalete, merhamete, vicdana yönelik uyanışın mimarları ve öncüleri sizler olacaksınız. Sizlerden dünyaya güçlü bir duruş, güçlü bir sesleniş, zalime güçlü bir tepki bekliyorum. Duruşunuz öyle güçlü olmalı ki; insanlığın tamamı sizi takip etmeli. Seslenişiniz öyle güçlü olmalı ki; sağırlar bile duyabilmeli. Tepkiniz öyle güçlü olmalı ki; zalimlerin elindeki silahlar yerlere düşmeli. Bu konu da en büyük destekçiniz Türkiye olacaktır” dedi.“Filistin devletinin tanınması için uluslararası arenada tüm imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız”Biz millet olarak her dönemde masumların, mazlumların ve yaşama mücadelesi verenlerin yanında olduk ve olmaya da devam edeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin bu insani siyasetini hazmedemeyenler, aleyhimizde kara propaganda yapsa da Türkiye’nin insan odaklı, insan yaşatma odaklı politikasını engelleyemeyecekler. İsrail’in soykırımına maruz kalan Gazze’de yaşayanlar başta olmak üzere, Filistin halkı için sadece son dönemde yaptıklarımız bile bu hakikati açıkça göstermeye yeterlidir. Türkiye olarak İsrail saldırılarının başladığı ilk günden bu yana Gazze’ye 86 bin ton, Lübnan’a ise bin 300 ton insani yardım malzemesi ulaştırarak bölgedeki kardeşlerimize en fazla destek veren ülkelerden biri olduk. İsrail’le olan ticaretimizi hiç düşünmeden milyarlarca dolarlık bir ticaret hacminden sarfınazar ederek süratle kestik. Siyonist yönetimin Gazze’de işlediği insanlık suçlarını protesto etmek için milletimizle birlikte her fırsatta meydanları, sokakları, caddeleri hınca hınç doldurduk. Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhine açılan davaya müdahil olma kararı aldık. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi başta olmak üzere uluslararası düzeyde karar alıcı ve uygulayıcı mekanizmaları harekete geçirdik. Filistinli mültecilere yardım ajansı UNRWA’ya en güçlü desteği veren ülkelerden biriyiz. İslam dünyasında ortak bir tavrın oluşması, Müslümanların Filistin davasında yekvücut olarak hareket etmesi için yoğun gayret gösteriyoruz. Filistin devletinin tanınması için uluslararası arenada tüm imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız. Şahsımız aleyhinde yürütülen onca kampanyaya, Siyonist lobi ve İsrail destekçilerinden gelen onca baskıya rağmen duruşumuzu asla bozmadık. İsrail’in Filistin’deki soykırımını durdurmak için zorlayıcı tedbirlerin bir an önce alınmasına yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu vesileyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında çıkardığı tutuklama kararını desteklediğimizi ifade etmek istiyoruz” şeklinde konuştu.“Zalimlere şirin gözükme adına eğilip bükülenlerden olmadık”Alınan bu cesur kararın sözleşmeye taraf tüm ülkelerce uygulanmasını insanlığın uluslararası sisteme güvenini tazeleme adına önemli bulduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilhassa yıllardır dünyaya hak, hukuk, adalet ve insan hakları dersi veren Batılı ülkelerin bu noktada sözlerini yerine getirmeleri mecburidir. Türkiye, Gazze katliamı ve Lübnan’a yönelik İsrail saldırılarında ilk günden beri insani, vicdani ve kardeşlik görevini hakkıyla ifa etmiştir. Zalimlere şirin gözükme adına eğilip bükülenlerden olmadık. Üç kuruş siyasi rant sağlayacağım diye ülkesine ve devletine ‘İsrail ile ticaret yapıyorlar’ iftirası atanlar gibi de olmadık. Tatlı su siyasetçilerinden zor zamanlarda Filistinli kardeşlerinin yanında dimdik duranlardan olduk. Bundan sonra da sarsılmadan, yalpalamadan, sağa sola eğilmeden, bükülmeden inşallah sapa sağlam durmaya devam edeceğiz. Şairin ’bir Filistin vardı, bir Filistin gene var’ dizelerinde olduğu gibi Filistin’den umudumuzu kesmeyecek, özgür ve bağımsız bir Filistin için çalışmayı hız kesmeden sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.“Biz ecdadımızdan aldığımız ilhamla insani değerleri yaşatmaya çalışıyoruz”Türkiye olarak sizlerin varlığını ve buradaki temsilinizi çok kıymetli bulduklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz tarihimizden, medeniyetimizden, ecdadımızdan aldığımız ilhamla insanı düşünüyor, insanı koruyor, insani değerleri yaşatmaya çalışıyoruz. Bu konuda çok sağlam, çok mukkem, çok emin rehberlerimiz var. Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa, ‘Allah sizin ne dış görünüşünüze, ne de mallarınıza bakar ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar’ buyuruyor. Hoca Ahmet Yesevi de ‘kimsenin kalbini kırma, çünkü kalp kırmak Allah’ı kırmaktır, gönlü kırık, zavallı garip birini görürsen yarasına merhem koy, yoldaşı ve yardımcısı ol’ tavsiyesinde bulunuyor. Hünkar Hacı Bektaş’ı Veli, ‘incinsen de incitme’ diyor. Hz. Mevlana, ‘kötülük yaptığın zaman kork, çünkü o bir tohumdur, Allah yeşertir, karşına çıkartır’ diyerek ikazını yapıyor. Pir Sultan Abdal, ‘ne mutlu eğri zamanda doğru durabilene’ sözüyle bize istikamet gösteriyor. Aşık Veysel, ‘beni hor görme kardeşim, sen altınsın da, ben tunç muyum’ serzenişiyle nefislerimize hitap ediyor” şeklinde konuştu.“İnsanlığın huzur bulması için mücadele etmeye devam edeceğiz”Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Asırlardır bize yol gösteren bu gönül ve aşk erbabının izinden gitmeye, öğütlerini tutmaya, onların ahlakını ve insan sevgisini dünyaya yaymaya, insanlığın huzur bulması için mücadele etmeye devam edeceğiz. İnşallah bunu da sizlerle birlikte omuz omuza yan yana yapacağız. Rabbim hepimizin yar ve yardımcısı olsun. Sözlerime son verirken 4. Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları Fuarı’nın bir kez daha hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sivil toplum kuruluşlarımızın müştereken yayınladığı Gazze İstanbul Deklarasyonu’nun mazlum Filistin’in sesini dünyaya gür bir şekilde duyurmasını temenni ediyorum. Türkiye’den ve dünyanın dört bir yanından fuara katılan sivil toplum kuruluşlarımıza, tüm dostlarımıza, tüm kardeşlerimize tekrar teşekkür ediyorum” dedi.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı: "Cumhur İttifakı’nın sarsılmaz iradesi, Türkiye’nin terör belasından bir an önce kurtulmasıdır”
23 Kasım 2024 Cumartesi - 15:25 Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı: "Cumhur İttifakı’nın sarsılmaz iradesi, Türkiye’nin terör belasından bir an önce kurtulmasıdır” Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, muhalefete sert eleştirilerde bulunarak, "En son İçişleri Bakanımıza Meclis’te hiç olmaması gereken bir davranış sergilediler. Görünen o ki Türkiye’nin iyiye gidişiyle ilgili engelleri ortadan kaldırmak için alınan kararları uygulayanlar, o vesayetçi zihinlerdeki geçmiş tecrübeleri onların hafızalarında yeniden canlandırıyor ama artık bunları aşacaklar" dedi. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, bir dizi programa katılmak üzere Kastamonu’yu ziyaret etti. Bakan Yumaklı ilk olarak AK Parti Kastamonu İl Başkanlığı tarafından Pınarbaşı ilçesinde düzenlenen Pınarbaşı 8. İlçe Kongresine katıldı. Bakan Yumaklı, yöresel kıyafetli kadınlar tarafından ilçe girişinde çiçeklerle karşılandı. Daha sonra katıldığı kongrede partililere seslenen Yumaklı, ülke gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. "Bizi diğer partilerden ayıran hizmet etme standardıdır" AK Parti’nin bir hizmet partisi olduğunu belirten Yumaklı, “AK Parti’nin kuruluş felsefesinde insan ve fırsat eşitliği var. Şöyle geriye dönüp baktığımda, bu ilin Pınarbaşı ilçesinin bir köyünde hepiniz gibi birisinin evladıyım. Bize bu fırsat eşitliğini sağlayan, sizlere hizmet etme imkanı veren AK Parti’nin sadece liyakate ve vatandaşa hizmet etme isteğine bakan bir parti olması. Bizi diğer partilerden ayıran da budur. Dili, dini, mezhebi, anlayışı, dünyaya bakışı ne olursa olsun, ayrım gözetmeksizin hizmet etmek AK Parti’nin getirmiş olduğu ve bundan sonra da herhalde Türkiye’nin bir daha vazgeçmeyeceği hizmet standardıdır” dedi. "Cumhur İttifakı’nın sarsılmaz iradesi, Türkiye’nin terör belasından bir an önce kurtulmasıdır” Katliamlara ‘dur’ diyen tek ülkenin Türkiye olduğunu söyleyen Bakan Yumaklı, “Tarımdan ulaşıma, milli sanayisinden dış politikaya kadar artık güçlü ve büyük Türkiye’nin nerelere geldiği noktasında hiç kimsenin herhangi bir tereddüdü yok. Sayın Cumhurbaşkanı’mız liderliğinde siyasi bir vizyonerlik var. Bugün ülkemizin etrafındaki güneyden kuzeye, doğusundan batısına kadar istikrarsızlık içerisinde olan halklar, milletler var. Bütün bunların ortasında Türkiye’nin durumundan bir adım geriye gitmemesi için büyük gayret var. Ekonomide iyiye gidişle ilgili sinyalleri görüyoruz. AK Parti olarak bir taraftan ekonomik büyüme ve istikrarı sağlarken, bir yandan da ülkemize, milletimize yaraşır şekilde adaletin ve iyiliğin gereğini yapıyoruz. Bütün dünyanın sustuğu bir anda sadece ve sadece buradaki katliama ’dur’ diyen tek ülke Türkiye, buna ’dur’ diyen tek lider de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan. Bunu bize reva gören bir anlayış var. Bu anlayış her seferinde terörü ve terörün yanında olanları bizim önümüze koyuyor. Cumhur İttifakı olarak bunun engellenmesi için birçok karar alınıp uygulamalar gerçekleştiriliyor. Cumhur İttifakı’nın sarsılmaz iradesi, Türkiye’nin terör belasından bir an önce kurtulmasıdır” diye konuştu. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, CHP milletvekilleri ile İçişleri Bakanı Yerlikaya arasında yaşanan gerginlikle ilgili de konuşan Bakan Yumaklı, “Terörle demokrasi ve siyaset arasında sınırı çizemeyenler olacak, sürekli birbirine karıştıranlar olacak. Bunlar çok farklı yöntemleri uygulayacaklar. Dikkat ediyorsanız, en son İçişleri Bakanımıza Meclis’te hiç olmaması gereken bir davranış sergilediler. Görünen o ki Türkiye’nin iyiye gidişiyle ilgili engelleri ortadan kaldırmak için alınan kararları uygulayanlar, o vesayetçi zihinlerdeki geçmiş tecrübeleri onların hafızalarında yeniden canlandırıyor ama artık bunları aşacaklar. Bunları hazmetmek zorundalar. Demokrasiyi hazmetmek zorundalar. Bunları sahip olduğumuz demokrasi kültürü ve seviyesine gelmeye davet ediyorum. 22 yıldır üreten, büyüyen, onurlu bir Türkiye ve onun onurlu halkı, vatandaşı, milleti olması yolunda çalışıyoruz. Çünkü bizim amacımız her sektörde, her sorumluluk alanında daha güçlü bir Türkiye oluşturmak” şeklinde konuştu. “Kastamonu’da 22 yılda yapılan tarımsal yatırım ve destekleme tutarı 34,2 milyar liradır” Kastamonu’da yapılan yatırımlarla ilgili de konuşan Yumaklı, “Tarım sektöründe de ‘Güçlü Tarım, Güçlü Türkiye’ vizyonuyla politika geliştiriyor, gece gündüz demeden çalışıyoruz. Kastamonu’da son 22 yılda yapılan tarımsal yatırım ve destekleme tutarı 34,2 milyar liradır. İlimize yönelik tarımsal desteklerimiz 2023 yılı itibariyle 18 katına çıkmıştır. Kentimize tam 10 baraj, 2 gölet, 4 yeraltı depolaması, 12 sulama tesisi yapılarak 288 bin dekar arazi sulamaya açılmıştır. 86 derenin ıslah çalışması yapılmıştır. Son 22 yılda tarla bitkilerindeki üretim artışı yüzde 87’dir. Toplam süt üretiminde yüzde 193 artış sağlanmıştır. İlimizin tarımsal ihracatında tam 217 kat artış olmuştur. Orman köylüsü tam 8 bin 894 aileye 859 milyon TL ORKÖY kredi ve hibesi verilmiştir. 148 milyon orman fidanı toprakla buluşturulmuş, 20 şehir ormanı, 11 bal ormanı tesis edilmiştir. Kastamonu il genelinde bu yıl itibariyle tamamlanan ve devam eden DSİ çalışmalarıyla ilgili şu bilgileri paylaşmakta fayda görüyorum. Araç barajı inşaatı, Taşköprü Çay Göleti sulaması, Tosya Karapürçek Yeraltı Depolaması İkmali ve depolama işi ile Tosya Akbük Göleti depolaması tamamlanmış durumdadır. Ayrıca, Taşköprü Hasanlı Göleti Sulaması ve Daday Bezirgan Hazım Kılıç Göleti Sulaması İkmali inşaat işleri tamamlandı, işletme çalışmaları devam ediyor. Obrucak Barajı İkmali ve İletim Tüneli, Tosya Akbük Göleti Sulaması, Tosya Bayat Göleti depolaması ve İnebolu Sökü Göleti depolama işleri bu yıl sonunda tamamlanmış olacak. Devrekani Alibeyoğlu Göleti, Tosya Çukurhan Göleti ve Sulaması, Hanönü Gökçeağaç Göleti ve Sulaması İkmal depolama ve sulama işi, Germeçtepe Barajı Gövde Yükseltilmesi ve depolaması, Hanönü Yeraltı Depolaması İkmali ve depolama işleri 2025 yılı sonunda tamamlanacak. Kırık Barajı inşaatı, Tosya Aşağıkayı Göleti depolaması, Obrucak Sulama işi ise 2026 yılı sonunda tamamlanacaktır. İlçelerimiz ve köylerimizde 2024, 2025, 2026 yılında tamamlamak üzere çalışmalarını yürüttüğümüz 20 adet taşkın koruma işimiz vardır. Pınarbaşı ilçemiz özeline gelince; son 22 yılda ilçemize 441 milyon TL tarımsal yatırım yaptık ve destek verdik. 1 baraj, 1 sulama tesisi inşa ederek 1.600 dekar arazi suya kavuşturduk, 1 deremizde ıslah çalışmasını yaptık. İlçemizde 2 milyon adet orman ağaçlandırması yapıldı, 1 bal ormanı, 3 mesire yeri oluşturuldu. 142 orman köylüsü ailemize 23,4 milyon TL ORKÖY kredisi ve hibesi verildi. Ilıca Köyü Zarı Çayının Islahı ile Kerte Köyü Üst Havza Tedbir çalışmalarının bu yıl sonuna kadar tamamlanacağını bu vesileyle sizlere müjdelemek isterim” ifadelerini kullandı. Çiftçileri Tarım ve Orman Bakanlığı’nın hibe destekli kredilerinden faydalanmaya davet eden Bakan Yumaklı, "Sadece Pınarbaşı için değil, Kastamonu’nun bütün ilçeleri için söylüyorum. Orman İşletme Müdürlüklerine başvurun, onlar size yüzde 20’si hibe, kalan yüzde 80’i de faiz uygulanmadan kredi verecekler. Senede sadece bir kere ödeyeceksiniz. Bütün tesisatınızı değiştirmekle ilgili böyle bir kaynağa dahil olacaksınız. Yani ekstra herhangi bir şeyi ödemeyeceksiniz” dedi.
Başkan Günay’ı acılı gününde Özgür Özel yalnız bırakmadı
23 Kasım 2024 Cumartesi - 14:43 Başkan Günay’ı acılı gününde Özgür Özel yalnız bırakmadı İzmir Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa Günay’ın oğlu Onur Günay’ın cenazesi, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’in de katıldığı cenaze töreniyle son yolculuğuna uğurlandı. Başkan Günay’ın da gözyaşlarını tutamadığı cenazede konuşma yapan CHP lideri Özel, "İzmir’in hüngür hüngür ağladığı bir günde Onur’u toprağa kavuşturuyoruz. Bütün İzmir’in, CHP’nin, Günay ailesinin başı sağ olsun" diye konuştu. Makedonya’nın başkenti Üsküp’te geçtiğimiz günlerde geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden, Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa Günay’ın oğlu Onur Günay’ın (35) cenazesi, bugün gözyaşlarıyla son yolculuğuna uğurlandı. Makedonya’daki işlemler sonrasında Türkiye’ye getirilen Onur Günay’ın cenazesi Kahramandere Mahallesi’ndeki Atiye Ali Çiçek Camii’ne getirildi. Cenaze törenine, Günay ailesinin fertlerinin yanı sıra CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Grup Başkanvekili ve Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, CHP Parti Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Deniz Yücel, CHP Milletvekilleri, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin, İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ve pek çok vatandaş katıldı. Sağanak yağışın etkili olması nedeniyle cenaze töreni, cami içerisinde gerçekleşti. "Onur’un hatırasını gönlümüze basıyoruz, acınızı paylaşıyoruz" Cenazede konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Benim iyiliğim için, partimizin iyiliği için, ailesinin iyiliği için koşturan, gencecik ve bambaşka duygu dünyası olan bir kardeşimdi. Şeker hastalığı vardı, dinlemezdi. Dinlenmesi lazım dinlenmezdi. Siyaset koşturmacası içinde dinlenemezdi. Kendini paralarcasına bu parti için koşan bir kardeşimizdi. Bir gün odama girdi, iki çerçeve var elinde, grup başkanvekiliyken. İki resim tab ettirmiş. Bana, siyasete girdiğiniz günden bugüne sosyal medyayı taradım. Bu sizin en üzgün fotoğrafınız, dedi. Bu Soma davası bittiğinde kapıda açıklama yaparken gırtlağım düğümlenmiş, gözlerim dolmuştu. Bu fotoğrafı Soma’nın altına asalım dedi. En duygulu anınız, dedi. O fotoğrafta ben varım, eşim var, siyasette kimle beraber koştuysak herkesin olduğu bir selfie var. Bunu da Ekrem Başkan’ın ilk mazbatasını alırken adliyede selfie yapmışsınız, bu da sizin en mutlu fotoğrafınız dedi. İkisini oraya astı. 3-4 sene orada durdu. Ben herkese gösterdim dedim ki, İzmir’de beni benden çok seven, tanıyan bir genç var. Genel başkan seçilirken de benden de babasından da çok koşturdu. Şu anda CHP Genel Başkanı odasında Onur’un 4 yıl önce tab ettirdiği, siyasetteki en mutlu ve en mutsuz günüm diye o ana kadarki, Onur’un izi orada duruyor. Yine duracak. 3 yaşındaki evladını emanet etti; babasına, annesine, İmran’a, hepimize İyi ki var, o büyüyecek Onur’un yerini alacak. Ahmet, evin büyük oğlu olmanın sorumluluğunu alacak. Hepimiz onlarla dayanışma içinde olacağız. Bu acı başka türlü sırtlanacak bir acı değil. İzmir’in hüngür hüngür ağladığı bir günde Onur’u toprağa kavuşturuyoruz. Bütün İzmir’in, CHP’nin, Günay ailesinin başı sağ olsun. Onlar bugün evlatlarını toprağa veriyorlar ama bilsinler ki Türkiye’nin en büyük ailesinin evlası olarak Onur’un hatırasını gönlümüze basıyoruz, acınızı paylaşıyoruz. Onur’un hatırasını yaşatmaya devam edeceğiz. Başınız sağ olsun" açıklamasında bulundu. Onur Günay’ın cenazesi, öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından defnedilmek üzere Yelki Mezarlığına götürüldü.
Bakan Tunç duyurdu: Aile arabuluculuk sistemi geliyor
23 Kasım 2024 Cumartesi - 14:26 Bakan Tunç duyurdu: Aile arabuluculuk sistemi geliyor Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Özellikle kadına yönelik şiddet konusunu içermeyen aile ara buluculuğu sistemi ile aile üyelerine kriz dönemlerinde destek vererek, aile içinde yaşanan uyuşmazlıklar, adliye koridorlarına taşınmadan, tarafların ortak yararlarını gözeten ve bireysel beklentilerini olabildiğince karşılayan ara buluculuk sistemi ile çözümlenmesini istiyoruz" dedi. Tunç ayrıca, Yargı Reformu Stratejisini hazırladıklarını ve son aşamada olduğunu belirterek, “Son bir kez gözden geçirerek Cumhurbaşkanımıza arz edeceğiz. Kabinemizde ayrıntılarını tartıştık. Tüm taraflarla bir araya geldik. Çok sayıda toplantılar yaptık, 1 yılı aşkın bir zamandır bu çalışmayı gerçekleştirdik. Hukuk sistemimizde önemli yenilikleri hayata geçirerek bir belgeyi Sayın Cumhurbaşkanımız açıklayacak” ifadelerini kullandı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Antalya’da Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı tesislerinde düzenlenen Yargı Teşkilatı Toplantısı’na katıldı. Tunç, burada HSK üyeleri, bakanlık birimleri, Cumhuriyet Başsavcıları, Adalet Komisyon Başkanları ve Bölge İdare Mahkemeleri Başkanlarıyla bir araya geldi. Toplantıda konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye Yüzyılı’nı adaletin yüzyılı yapmak adına yeni mevzuat düzenlemelerini de içeren Yargı Reformu Stratejimizi hazırladıklarını açıkladı. Tunç, “Son aşamaya getirdik. Son bir kez gözden geçirerek Cumhurbaşkanımıza arz edeceğiz. Kabinemizde ayrıntılarını tartıştık. Tüm taraflarla bir araya geldik. Çok sayıda toplantılar yaptık, 1 yılı aşkın bir zamandır bu çalışmayı gerçekleştirdik. Uygulayıcılardan gelen görüşler bizler için çok değerliydi” dedi. Daha önceki yargı paketi düzenlemeleri ve hazırlanan Yargı Reformu Stratejimi belgesinde, özellikle öngörülebilir, gecikmeyen ve hukukun üstünlüğü esas alan bir adalet sisteminin tesisi noktasında çok değerli fikirler elde ettiklerine vurgu yapan Tunç, “Özellikle ceza adaletinde, suç ve suçluyla mücadele, caydırıcılık bakımından çok değerli görüşler geldi. Gerek vatandaşlarımızdan, gerek uygulayıcı ve avukatlarımızdan gelen görüşleri dikkate aldık. Yıllardır bunu keşke böyle yapsaymışız diyeceğimiz, birçok alana el attık. Hukuk sistemimizde önemli yenilikleri hayata geçirerek bir belgeyi Cumhurbaşkanımız açıklayacak” ifadelerine yer verdi. "Aile Arabuluculuk sistemi geliyor" Daha önce kiracı ve kiralayanla ilgili arabuluculuk sisteminin devreye sokulmasıyla birlikte, sorunların yarı oranında azaldığını hatırlatan Bakan Tunç, aile arabuluculuk sistemine de geçileceğinin sinyalini verdi. Tunç, “Çünkü bir çok dünya ülkesi, demokratik hukuk devletlerinde, özellikle ailenin korunması, aile bireylerinin yargısal süreçlerde yıpranmaması bakımından ve gecikmeksizin herkesin kendi yolunu çizmesi bakımından aile arabuluculuğunu çok önemsiyoruz. Bu kapsamda önümüzdeki süreçte, uygulamadan da çok öneriler geldi. Özellikle kadına yönelik şiddet konusunu içermeyen aile ara buluculuğu sistemi ile aile üyelerine kriz dönemlerinde destek vererek, aile içinde yaşanan uyuşmazlıklar, adliye koridorlarına taşınmadan, tarafların ortak yararlarını gözeten ve bireysel beklentilerini olabildiğince karşılayan ara buluculuk sistemi ile çözümlenmesini istiyoruz”