- 26 Mayıs 2023 Cuma 09:16

Depremde iş yerleri yıkılan esnaf, kurulan konteyner kentte hizmet veriyor

A
A
A
Depremde iş yerleri yıkılan esnaf, kurulan konteyner kentte hizmet veriyor

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Osmaniye’de iş yerleri ağır hasar alan veya yıkılan esnaf, kurulan konteyner kentlerde hizmet veriyor.

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Osmaniye’de iş yerleri ağır hasar alan veya yıkılan esnaf, kurulan konteyner kentlerde hizmet veriyor.


Osmaniye Karaçay konteyner kente yerleştirilen esnaf; kuaför, market, kıraathane, lokanta, terzi, şarküteri gibi birçok sektörde yaşadıkları ekonomik kayıpları gidermeye çalışıyor.


Osmaniye’de uzun yıllardır kuaför dükkânı işleten Gülhan Kara, "Depremde iş yerim ve evim yıkıldı. Konteyner kentte bir düzen kurmaya çalışıyorum, inşallah da kurdum diye düşünüyorum. Yaşadığım için çok mutluyum" dedi.


İş yerinin ve evinin ağır hasarlı olduğunu dile getiren Ercan Yavşan, "Depremde iş yerimiz ağır hasar aldı bir kısmı yıkıldı. Devletimiz bize konteyner kentte evde verdi, iş yeri verdi. Bunun sayesinde yaşamımıza devam ediyoruz. Burada işimizi devam ettiriyoruz. Yaşantımız bu şekilde devam ediyor, ekmeğimizi kazanıyoruz" diye konuştu.


Konteyner kentte bakkal dükkânı işleten Mesut Abalak, "Evimiz ve iş yerimiz depremden ağır hasar aldı, bir süre evimizin bahçesinde kurduğumuz çadırda yaşadık. Sağ olsun devletimizin bize tahsis ettiği konteyner kente geldik. Konteyner kentte işimizi sürdürmek istediğimizi AFAD yetkililerine ve buradaki kaymakama söyledik, bize bu konteynere tahsis etti, işimizi burada yürütebileceğimizi söyledi. Devletimiz sayesinde kazancımızı yerine getiriyoruz" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kontrolsüz antibiyotik kullanımı yaygın: Hastalığınız daha da ilerleyebilir Sonbaharın gelmesiyle üst solunum yolu enfeksiyon hastalarının arttığını belirten Uzm. Dr. İlhan Yıldırım, yanlış antibiyotik kullanımının oldukça yaygın olduğuna da işaret etti. Uzm. Dr. Yıldırım, “Antibiyotiği gerçekten gereksiz kullanmamak bizim için çok değerli. Bu tip durumlar hastanın iyileşmesinden daha çok kötüleşmesine sebep oluyor” dedi. Sonbaharın gelmesiyle üst solunum yolu enfeksiyonları arttı. Burada önemli olan ise kontrolsüz antibiyotik kullanımı çok yaygın. Bu durumla ilgili çeşitli uyarılarda bulunan Çakmak Erdem Hastanesinden İç hastalıkları Uzmanı Dr. İlhan Yıldırım, “Biz hastaları muayene edip, gerekli hallerde, aldığımız kan tahlillerine göre antibiyotik kullanımını planlıyoruz. Çünkü antibiyotiği yanlış kullandığınızda tedavinin seyri değişebiliyor. Hastalık kötüleşebiliyor” açıklaması yaptı. “Yanlış kullanımda virüsün savaşacağı kişi sayısını bire indiriyor” “Hastalar, genellikle üst solunum yolu enfeksiyonu olduğunda direkt antibiyotik kullanımına yöneliyorlar” diyen Uzm. Dr. İlhan Yıldırım şu uyarılarda bulundu: “Ama burada önemli olan şey üst solunum yolu dediğimizde kişilerde hem viral hem de bakteriyel enfeksiyon olabilir. Biz viral enfeksiyon geçirdiğimiz zaman, viral enfeksiyonlara karşı koruyucu noktasında iki temel yapımız vardır. Bir bağışıklığımızı koruyan bizim doğal hücrelerimiz, ikincisi flora elemanı dediğimiz doğal mikroplarımız. Biz antibiyotiği gereksiz kullandığımız zaman virüse karşı savaşan iki tane askerimiz varken aldığımız antibiyotikler flora elemanı dediğimiz bakterilerin ölmesine sebep olup böylelikle virüsün savaşacağı kişi sayısını bire indiriyor. Böyle bir durumda viral enfeksiyonu daha fazla agresifleşip alt solunum yollarına inmeye başlayabiliyor. Zaten buraya inmesiyle hastalarda bu noktadan sonra bronşit söz konusu oluyor. O yüzden antibiyotiği gerçekten gereksiz kullanmamak bizim için çok değerli. Bu tip durumlar hastanın iyileşmesinden daha çok kötüleşmesine sebep oluyor.” “Bronşit vakaları da arttı” Bronşit vakalarının da arttığının altını çizen Uzm. Dr. İlhan Yıldırım, “Yanlış antibiyotik kullanımı da bu duruma ciddi etken olabilir. Çünkü siz viral bir enfeksiyonla antibiyotik kullandığınız zaman hastanın seyri kötüleşiyor. Çünkü bronşit olduğunda kişide bir sonraki evre zatürre oluyor. Ve hasta için ciddi anlamda sıkıntı söz konusu oluyor. O yüzden biz bu noktalarda hastaları özellikle antibiyotik kullanılması gerektiği yerlerde mutlaka bir hekime gözükmesi gerektiğini, lüzumu halinde kan tahlilleri yaptırması ve akciğer filmi çektirmesi, ondan sonra tedavinin programlanması gerektiğini ifade ediyoruz” açıklaması yaptı. “Antibiyotik kullanırken probiyotiklerle vücudu destekleyin” Uzm. Dr. İlhan Yıldırım, “Biz ilaçları özellikle kişilere verirken doğru yerde, doğru zamanda kullanmak şartıyla veriyoruz. Çünkü ilaçlar doğru yerde ve zamanda kullanmazsanız zehir gibidir. Ama doğru zamanda doğru yerde kullandığınız zaman ise size fayda gösterir. Antibiyotikler de böyledir. Özellikle hekiminiz sizi muayene etti, gerekli tahlilleri yaptı ve bakteriyel enfeksiyonundan eminse antibiyotik veriyorsa bunu kullanmamız gerekebilir. Antibiyotik kullanmayıp ‘antibiyotik bize zarar verir, bağırsaklarımıza zarar verir, vücudun bağışıklığını zayıflatır’ ın tersine, antibiyotik kullanırken doğal probiyotiklerle veya ekstra alacağımız probiyotiklerle desteklemek daha mantıklıdır. Antibiyotik gereken durumlarda kullanılmaması özellikle mevcut bakteriyel enfeksiyonun daha fazla ilerlemesine, hastalığınızın kötüleşmesine sebep olabilir” şeklinde konuştu. “Minimum 5 gün, lüzum halinde bu süre gerekirse 3 haftaya kadar bile uzayabiliyor” “Sarımsak da doğal antibiyotiktir” diyen Uzm. Dr. İlhan Yıldırım, “Bağışıklık kuvvetlendiren C, D vitamini de bu noktada bizim için çok faydalıdır. Özellikle çocuklarda bağışıklığın güçlenmesi için çinko desteği öneriyoruz. Antibiyotik kullanım süresini tamamen hastanın seyrine göre karar veriyoruz. Ama antibiyotik kullanacaksak minimum 5 gün, lüzum halinde bu süre gerekirse 3 haftaya kadar bile uzayabiliyor” dedi. “Kapalı alanda maskenizi takın” Uzm. Dr. İlhan Yıldırım son olarak şunları söyledi: “Özellikle sonbaharın gelmesiyle üstü solunum yolu enfeksiyonu çok arttı. Bu noktada hastalardan ricam özellikle kapalı ortamlarda maskelerini taksınlar. Eğer bir viral enfeksiyon varsa hekimi bu noktada ifadeler söylediyse kişinin beş kategori insandan uzak durması çok önem arz ediyor. Bunlar; yaşlı, gebe, emziren, kanserli bireyler ve bebeklerdir.”
Bilecik 160 yıldır aynı tohumdan üretilen acı kırmızıbiberin verimi bu yıl düştü Bilecik merkeze bağlı Çukurören köyüne özgü acı biberin üretimi yaklaşık 160 yıldır genetiği değiştirilmemiş tohumlarla sürdürülürken bölgedeki çimento fabrikasının oluşturduğu toz ve duman bu yıl verimi düşürdü. Bilecik merkeze bağlı Çukurören köyünde 160 yıldır yetiştirilen ve Türk Patent ve Marka Kurumunca coğrafi işaret belgesiyle tescillenen kırmızıbiber, köylüler tarafından hasadı yapılarak kendilerine özgü yöntemlerle kurutuluyor. Hasat sonrası köydeki hemen hemen her evin balkonuna, duvarına ve çatısına asılarak kurutulan kırmızıbiberin oluşturduğu görüntü, herkesin dikkatini çekiyor. Kurutulan biberler, öğütüldükten sonra İstanbul, Ankara, Eskişehir, Bursa başta olmak üzere Türkiye’nin pek çok kentine gönderiliyor. "Kurutuyoruz, kuruttuktan sonra pazarlamasını da kendimiz yapıyoruz" Daha önceden de Bilecik Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünce köylülerin şikâyette bulunduğunu, fabrikaya bacalarındaki arıza nedeniyle gereken uyarılarda bulunulduğunu söyleyen Çukurören Köyü Muhtarı Muhittin Dündar, sözlerine şöyle devam etti: "Köyümüzün tescilli biberi görmüş olduğunuz gibi ilk haşatına başladık. Bununla ilgili ilk aşamalarını konuşacak olursak, mart ayında bunun biçimine başlıyoruz. Çimler büyüdükten sonra görmüş olduğunuz arazimize tekrar aşılıyoruz. Bakımlarını yaptıktan sonra biberlerde kızarınca topluyoruz. Topladıktan sonra bizim köyde vatandaşlarımız bunları birer birer diziyorlar. Kurutuyoruz, kuruttuktan pazara sonra pazarlamasını da kendimiz yapıyoruz. Biz ürünümüzü lokantalara, baharatçılara satıyoruz, Lokantalar çorbalarda, kuru fasulyede ve yemeklerde kullanıyorlar. Özelliği acı olmasına rağmen yemeğe lezzet veriyor." "160 senedir tohumu hiç değiştirmedik" Muhtar Dündar açıklamasının devamında, "Bu bizim ata tohumumuz. 160 senedir tohumu hiç değiştirmedik ve her aşamasını kendimiz yapıyoruz" dedi. "Safi Çimento Fabrikası’nın oluşturduğu duman ve toz biberin verimini düşürüyor çürümesine neden oluyor" Çukurören Köyü Muhtarı Muhittin Dündar son olarak, "Gördüğünüz gibi Safi Çimento Fabrikası var. Fabrikadan duman çıkıyor, dumanın zararı var. Fabrikanın sahasında yapılan çalışmalardan dolayı toz oluyor, tabii bu tozunda zararı var. Biberin verimini düşürüyor çürümesine neden oluyor. Geçen sene ortalama 200 dönümden arazide yaptık. Dönümüne mesela 200 ton aldığımıza göre 80 tonun üzerinde yapıyor bu sene ürün yok yani" ifadelerine yer verdi. "Bu biberi anamızdan doğduğumuz doğalı yapıyoruz" Biber toplayan Rahime Eren ise "Sabah 8.00 - akşam 17.00 arası topluyorum. Bu biberi anamızdan doğduğumuz doğalı yapıyoruz. Mart ayında başlıyoruz çimini ekmeye. Çimini büyütürüz haşlarız. Kazarız, sularız bu hale getiririz. Ondan sonra toplar dizeriz. Kuruturuz satarız kış gelir yaz gelir gene başlarız aynı vaziyette. Şu düzgün biberleri seçtik mi tohum olur. Ata tohumundan yapıyoruz" dedi.