EKONOMİ - 09 Ekim 2024 Çarşamba 16:35

Ordu’da üreticilere makine ve ekipman desteği

A
A
A
Ordu’da üreticilere makine ve ekipman desteği

Türkiye Dayanıklı Peyzaj Entegrasyonu Projesi (TULIP) Bolaman Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi kapsamında Ordulu üreticilere varroa ilacı, makine ve ekipman desteği yapıldı.


Proje kapsamında, Bolaman Irmağı ve kollarına sınır olan 12 ilçe ve 242 mahallede tarımsal ve hayvansal üretimi artırmak, üretici gelirlerini yükseltmek ve ürün çeşitliliği sağlamak amacıyla çeşitli hibe faaliyetleri yürütülüyor. TULIP Bolaman Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi kapsamında, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü kampüsünde varroa ilacı ve makine-ekipman dağıtım töreni düzenlendi.


İl Tarım ve Orman Müdürü Kemal Yılmaz, programda yaptığı konuşmada, “Bolaman Havzası Projesi başlığı altında 15 alt projeyle üreticilerimize destekler veriyoruz. Bunlardan bir tanesi arıcılığın geliştirilmesi, arı hastalık ve zararlılarıyla ilgili uyguladığımız bir proje. Bu kapsamda arıcılarımıza varroa ilacı dağıtıyoruz. Geçen iki yıl içerisinde de dağıtımını yapmıştık, bu sene de yine 119 üreticimize yaklaşık 90 bin varroa ilacı dağıtımı gerçekleştirmiş olacağız. Böylece toplamda 458 üreticimize 250 bin adet varroa ilacını 3 yıllık periyotla dağıtmış olacağız” dedi.


Yılmaz, proje kapsamında havzada kalan üreticilere büyük ve küçükbaş hayvan dağıtımı ile kivi bahçelerinin kurulumu, seracılık yapan üreticilere sera yapımı ve mantar yetiştiriciliği, Trabzon hurması yetiştiriciliği ve değişik konularda projelerin bulunduğunu ifade ederek, “Geçen yıl büyükbaş hayvan yetiştiriciliği kapsamında 12 üreticimize 3’er tane simental hayvan dağıtımı gerçekleştirmiştik. 6 üreticimize 50’şer adet koyun, 3 tane koç dağıtımı yapmıştık. Bu sene de büyükbaşta 20 üreticimize 3’er tane büyükbaş hayvan dağıtacağız, küçükbaşta da 25 üreticimize 50 koyun ve üç tane koç dağıtımını gerçekleştireceğiz. Bu konularla ilgili de şu an ihaleleri gerçekleştirdik, alım işlemleri tamamlandı ve şu an teslimat sürecini bekliyoruz. İnşallah önümüzdeki günlerde de bu teslimatı gerçekleştireceğiz. Bu uygulanan projelerle bu bölgede, havzada tarımsal üretimin artırılması noktasında da önemli bir mesafe almış olacağız. Yine mera alanlarımızda sahaya yönelik projeler uygulanıyor. Önümüzdeki yıl da bu proje devam edecek ve mera alanlarında yapılacak ıslah çalışmaları 4 katına çıkarılacak” diye konuştu.


Proje kapsamında yapılan törende Ordu Valisi Muammer Erol, İl Tarım ve Orman Müdürü Kemal Yılmaz ile Ordu Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Akın Çiftçi tarafından, modern kivi yetiştiriciliğinin yaygınlaştırılması faaliyeti kapsamında yüzde 70 hibe destekli olarak 15 üreticiye akülü budama makası ve 15 üreticiye ot biçme makinesi, süt sığırcılığının geliştirilmesi faaliyeti kapsamında yüzde 70 hibe destekli olarak 20 üreticiye süt sağım makinesi ve 2 üreticiye süt soğutma tankı, ayrıca arı hastalık ve zararlılarıyla mücadele çalışmaları kapsamında yüzde 100 hibe destekli olarak 119 üreticiye yaklaşık 90 bin doz varroa ilacı teslim edildi.



Ordu’da üreticilere makine ve ekipman desteği

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne "Edirne kırmızısı" doğduğu topraklarda yeniden hayat buldu Edirne kırmızısı doğduğu kente geri döndü. Rengin ana maddesi kök bitkinin 3’üncü kez hasadı gerçekleştirildi. Geçmişi Osmanlı dönemine dayanan ve Trakya Üniversitesi tarafından uzun süredir devam eden çalışmalarla yeniden gün yüzüne çıkarılan, kırmızının en güzel hali olarak bilinen ve Avrupalı casusların peşinden koştuğu ’Edirne Kırmızısı’ renginin üretiminde kullanılan kök boya bitkisinin hasadı yapıldı. Formülü 17’inci yüzyılda casuslukla Avrupa’ya aktarılan Edirne kırmızısı doğduğu kente geri döndü. Rengin üretiminde kullanılan kök boya bitkisi ’Rubia tinctorum’ bitkisinin Edirne topraklarında yetiştirilerek çoğaltılması için yapılan çalışmalar sonuç verdi. Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nün Karaağaç’taki tıbbi aromatik ve boya bitkileri bahçesinde bu yıl üçüncü kez Edirne Kırmızı Kök Boyası hasadı ve kumaş boyama etkinliği yapıldı. Edirne kırmızısının efsane bir renk olduğunu ve uğruna casusluklar yapıldığı, formülünü bulunmak için insanların kaçırıldığını söyleyen Edirne Vali Yardımcısı Turgut Subaşı, son yıllarda özellikle üniversitenin 3-4 yıl önceki araştırmasıyla birlikte bu alanda yapılan pilot çalışmalarla rengin tekrar insanlığa, kullananlara kazandırılması için emek verildiğini ve büyük bir başarı sağlandığını ifade etti. Edirne kırmızısı ile sadece bir kök bitkisi üretimi yapılmadığını belirten Subaşı, aynı zamanda endüstride, sanayide, tarımda birçok sektöre doğrudan ve dolayların katkıları da olacağını söyledi. Çalışma konularından birisinin de tıbbi aromatik ve boya bitkileri olduğunu söyleyen Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Adnan Tülek, hasat yapılan alanda tek ve çok yıllık olmak üzere 60 civarı bitki bulunduğunu aktardı. Bu boya bitkilerinin en önemlilerinden birisinin Edirne Kırmızısının elde edildiği Rubia kök boya bitkisi olduğuna değinen Tülek, Edirne Kırmızısının doğal bir boya ve Osmanlı mirası olduğunu söyledi. Çalıştıkları bu ürün gruplarında model olarak görev almayı ve üreticilere teknik destek sağlamayı amaçladıklarını dile getiren Tülek, yürütülen çalışmalar çerçevesinde bazı üreticiler tarafından kök boya bitkisinin üretimine başlandığını belirtti. 2017 yılından beri Edirne kırmızısının şehrin kültürüne kazandırılması için yoğun çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Trakya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Tan, Edirne Kırmızısı ve Edirne Gülü Uygulama Araştırma Merkezi kurulması başvurusunun YÖK tarafından kabul edilmesinin de son derece sevindirici olduğunu belirtti. Konuşmaların ardından Edirne kırmızısı renginin elde edildiği bitkinin (rubia tinctorum) hasadı yapıldı. Kazanlarda kaynatılan kök bitkinin içine iplik ve kumaş atıldı. Muhteşem renge bürünen kumaşlar ve iplikler hayranlıkla izlendi. Doğduğu topraklara yeniden getirilen rengin popülerliğini artırmak için çalışmaların devam edeceği belirtildi.
Ankara Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Kılıç: “Sineklerle uğraşarak bataklığın kurutulması mümkün değil” Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, İstanbul’da iki genç kızın öldürülmesinin kadın cinayetleri kategorisinden çok farklı olduğunu ve işin içerisinde sapkın akımlar olduğunu belirterek, "Sineklerle uğraşarak bataklığın kurutulması mümkün değil” dedi. Yeniden Refah Partisi Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç açıklamalarda bulundu. Kılıç, İsrail’in saldırıları ve son günlerde yaşanan kadın cinayetlerine ilişkin konuştu. İstanbul’da yaşanan cinayetler nedeniyle toplumun moralinin bozulduğunu belirten Kılıç, “Toplum olarak üzgünüz, canımız sıkkın, moralimiz son derece bozuk. Ülkemiz için, nesillerimiz için, geleceğimiz için büyük kaygılar içindeyiz. İstanbul’un göbeğinde, İstanbul surlarında iki kız evladımız, bu toplumun yetiştirdiği iki önemli değerimiz canavarca hislerle bir psikopat tarafından parçalara bölünerek katledilmiş ve maalesef bu durum Türkiye’de yaygın bir hal alma eğilimine girmiştir. Onlarca sabıkası olan psikopatlar maalesef sokaklarda dolaşmaktadır. Kadınlarımızın, çocuklarımızın, özellikle kız çocuklarımızın can güvenliği yoktur. Aileler endişe ve kaygı içinde çocuklarını okullarına ya da işe göndermektedir” diye konuştu. “Yasaklamayla siber suçların önlenmesi mümkün değildir” Siber zorbalıkların her geçen gün arttığını kaydeden Kılıç, “Bilgisayar oyunları ya da uygulamaları üzerinden 8-10 yaşındaki çocuklar dahil olmak üzere çocuklarımız siber zorbaların saldırısına ve tehditlerine maruz kalmaktadır. Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı var. Gerekirse teknik kabiliyet ve kapasitesinin arttırılması lazım. Gerekirse personel sayısının takviye edilmesi lazım. Suç işlendikten sonra değil, suç işlenmeden önce siber suçlarla ilgili önemlerin alınması lazım. ‘Discord’ adlı bir uygulama, bu uygulama üzerinden çocuklarımız hedef haline getirilmiş. Elbette ki sadece bir uygulamanın yasaklanması ya da kısıtlanmasıyla siber zorbalığı veya siber suçların önlenmesi mümkün değildir” ifadelerini kullandı. “İnsanlar adaleti adliyelerde değil sosyal medya mecralarında arar hale gelmiştir” Kılıç, sosyal medya üzerinden gelen tepkiler üzerine gelişen hukuk sisteminin terk edilmesi gerektiğini söyleyerek, “Türk hukuk sistemi gelen tepkiler üzerine karar veren bir hukuk sistemi olmaktan acilen çıkmalıdır. Buradan Adalet Bakanımıza çağrıda bulunuyorum. Hakimlerimize, savcılarımıza hangi güvence verilecekse verilsin. Hangi eğitim sağlanacaksa sağlansın. Ama takım elbise kravata iyi hal indirimi olmayacağı gibi gelen tepkiler üzerine kararlarını değiştiren bir hukuk sisteminin varlığı da kabul edilebilir değildir. İnsanlar artık adaleti adliyelerde değil sosyal medya mecralarında arar hale gelmiştir. Ülke olarak bunu hak etmiyoruz” açıklamasında bulundu. “Müslüman ülkelerin liderlerinin acilen seferber olması lazım” Gazze ile başlayan saldırıların Lübnan’a sıçradığını hatırlatan Kılıç, saldırıları kınamanın ve lanetlemenin artık bir anlam ifade etmediğini söyledi. Dünyanın harekete geçmesinin kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü: “En başında söylemiştik, İsrail’in Gazze’deki terörizmine tepki verilmediği takdirde İsrail devlet terörü siyonist politikalarını gerçekleştirmek üzere komşu ülkelere yayılacak, sonra onların çevresindeki ülkelere bulaşacak. Terörist İsrail’in ve soykırımcı Netanyahu’nun durdurulması Müslüman olsun olmasın bütün dünya liderlerinin boynunun borcudur. Temelde petrolü elinde bulunduran, doğalgazı elinde bulunduran dünyanın su kaynaklarının yarıdan fazlasını elinde bulunduran Müslüman ülkelerin liderlerinin acilen seferber olması lazım. İsrail ile ticaretin başta Türkiye olmak üzere bütün Müslüman ülkeler tarafından kağıt üzerinde ve sözle değil, dolaylı ticaret parametreleri de kontrol edilmek suretiyle bir şekilde durdurulması lazımdır.” “Sineklerle uğraşarak bataklığın kurutulması mümkün değil” Ülke genelinde toplumsal duyarlılığın gelişmesi ve pekişmesi için yapılan her türlü sivil eylemi desteklediklerini aktaran Kılıç, “İstanbul’da son işlenen kız çocuklarına yönelik cinayetler kadın cinayetleri kategorisinden çok farklı bir şey. İşin içerisinde sapkın akımlar var. Toplumda ağır psikopatik vakaların elini kolunu sallayarak dolaşması ve cinayetler işlemesi karşısında cinayetleri kategorize etmenin de bir anlamı kalmamıştır. Her türlü ideolojik ya da siyasal görüşten bağımsız olarak bu meseleyi bir milli mesele olarak ele alıyoruz. Türkiye’de bugün madde bağımlığıyla mücadele meselesi kelimenin tam anlamlıyla milli güvenlik meselesidir. Önümüzdeki Milli Güvenlik Kurulu toplantısının madde bağımlılığıyla mücadele ve uyuşturucu ticaretinin durdurulması konusuyla toplanması yerinde olacaktır. Sineklerle uğraşarak bataklığın kurutulması mümkün değil. Sineklerden kurtulmak için bataklığın tümden kurutulması lazımdır. Uyuşturucu yollarının üzerinde olduğu herkesçe bilinen Türkiye’de uyuşturucu ticareti her türlü engellenmelidir. Türkiye bir geçiş ülkesi olmaktan da kurtulmalıdır, uyuşturucunun pazarı olmaktan da kurtulmalıdır” diye vurguladı.