ASAYİŞ - 21 Kasım 2024 Perşembe 08:20

Yunan sahil güvenliği, 21’i çocuk 33 düzensiz göçmeni ölüme itti

A
A
A
Yunan sahil güvenliği, 21’i çocuk 33 düzensiz göçmeni ölüme itti

Muğla’nın Datça ilçesi açıklarında Yunanistan sahil güvenlik unsurları tarafından Türk karasularına geri itilen 21’i çocuk toplam 33 düzensiz göçmen kurtarıldı.

Datça ilçesi açıklarında lastik bot içerisinde bir grup düzensiz göçmen olduğu bilgisinin alınması üzerine görevlendirilen Sahil Güvenlik Botu tarafından Yunanistan unsurlarınca Türk Karasularına geri itilen lastik bot içerisindeki 12 düzensiz göçmen (beraberinde 21 çocuk) kurtarıldı.

Bekir Tosun - Mehmet Ölmez

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük KBÜ yerli ve milli üretime katkı için yenilikçi üretim teknikleri geliştiriyor Karabük Üniversitesi’nde görevli akademisyenin "Alüminyum Matrisli Nano Kompozitlerin Üretilmesi ve Alaşımın Yüksek Sıcaklık Performanslarının Geliştirilmesi" başlıklı projesi TÜBİTAK 1002 Hızlı Destek Modülü bünyesinde destek almaya hak kazandı. Eskipazar Meslek Yüksekokulu Motorlu Araçlar ve Ulaştırma Teknolojileri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammet Emre Turan, "Alüminyum Matrisli Nano Kompozitlerin Üretilmesi ve Alaşımın Yüksek Sıcaklık Performanslarının Geliştirilmesi" projesini hazırladı. Proje çerçevesinde, alüminyum matrisli nano kompozitlerin ileri üretim teknikleriyle geliştirilmesi ve bu kompozitlerin yüksek sıcaklık koşullarında gösterdiği performansların artırılmasına yönelik yenilikçi yaklaşımlar ele alınacak. Çalışma, özellikle otomotiv, havacılık ve savunma sanayi gibi yüksek sıcaklık dayanımı gerektiren sektörlerde kullanılan malzemelerin geliştirilmesine önemli katkılar sağlayacak. TÜBİTAK 1002 Hızlı Destek Programı bünyesinde kabul edilen bu proje, malzeme bilimi ve mühendisliği alanında yenilikçi yaklaşımlar sunarak yerli ve milli üretim süreçlerine destek olmayı amaçlıyor. Projenin başarıyla tamamlanması halinde, ilgili sektörlerde rekabet avantajı sağlayacak ileri teknoloji malzemelerin geliştirilmesi mümkün olacak. Projenin iki temel hedefi olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Muhammet Emre Turan, “Bunlardan birincisi, homojen iç yapıya sahip, kusursuz, nano takviyelerin dahil edilerek alüminyum matrisli kompozitlerin üretilmesi. Bir diğer hedefimiz ise mevcut ticari alüminyum alaşımlarının yüksek sıcaklık dayanımlarının kompozit haline getirilerek geliştirilmesiydi. Birinci hedefimiz çerçevesinde inovatif bir yaklaşımla kendi üretim yöntemimizi geliştirdik. Literatürde ilk kez denenecek olan bu üretim yöntemiyle hem düşük oranlarda hem yüksek oranlarda nano takviyeli kompozit malzemelerin üretimi mümkün olacaktır. Aslında bu yöntem hem toz metalürjisi hem de infiltrasyon döküm sisteminin kombinasyonundan oluşmaktadır" dedi. Projenin ikinci hedefinin ise ticari alüminyum alaşımlarının yüksek sıcaklık dayanımının artırılması olduğunu belirten Turan, bu gelişmenin otomotiv ve havacılık gibi sektörlerde büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayarak, “Hafif malzemelerin kullanımı, düşük yoğunluklu malzemelerin tercih edilmesi hem düşük yakıt tüketimi hem düşük enerji tüketimi ve düşük karbon emisyonu anlamını taşımaktadır. Biz de projemiz kapsamında, çeliğin üçte bir yoğunluğa sahip olan alüminyum alaşımlarını normal şartlarda çeliğe göre bazı noktalarda avantajlı olsa da özellikle yüksek sıcaklıklardaki kararsız yapıları ve performanslarının yetersiz oluşu birtakım sınırlamalar ortaya koyuyordu. Biz de bu sınırlamaları ortadan kaldırarak farklı türden nano takviyeler ve farklı oranlarda nano takviyelerin eklenmesiyle kompozit malzeme geliştireceğiz" diye konuştu Doç. Dr. Turan, projeyle sanayi odaklı ticari üretime yönelik önemli adımlar atılacağını belirterek, şunları kaydetti: “Bu projenin kısa vadede hayata geçmesi, ilk kez deneyeceğimiz bu üretim sisteminin başarılı olunması durumunda, bizim orta vadedeki hedeflerimize bir ışık tutacaktır. Proje bitimini takiben, direkt sanayiye odaklı ticari kompozit üretimi gerçekleştireceğiz. Bununla ilgili de ön çalışmalarımızı ve ön tasarımlarımızı gerçekleştirdik. Elektronik sektöründe ısı soğutucuları gibi malzemeleri direkt kompozit olarak üretebilir hale geleceğiz. Uzun vadede baktığımızda ise sistem üzerinde yapacağımız küçük dokunuşlar ve birtakım modifikasyonlarla otomotiv sektöründe örneğin fren diskleri, havacılık sektöründe uçak iniş takımları ve motor parçaları gibi birçok spesifik ürünü Karabük Üniversitesi olarak üretebilir hale geleceğiz.” Proje, hafif ve dayanıklı kompozit malzemelerin geliştirilmesi yoluyla enerji verimliliğini artırmayı ve sanayiye katma değer sağlamayı hedefliyor.
Van Van’da uzaktan hasta değerlendirme dönemi başladı Van’ın Özalp ilçesinde, sağlık alanında önemli bir yenilik olarak kabul edilen ‘Uzaktan Hasta Değerlendirme Sistemi’ hizmete girdi. Van’da ilk kez Özalp Devlet Hastanesi’nde uygulanmaya başlayan bu sistem sayesinde hastalar, yüz yüze muayeneye gerek kalmadan uzman doktorlarla çevrim içi görüşme imkânı buluyor. Sistem, özellikle kış aylarında ulaşım zorluğu çeken ve hareket kısıtlılığı yaşayan vatandaşlar için büyük bir kolaylık sunuyor. Böylece hastalar, sağlık hizmetine daha hızlı ve kolay bir şekilde erişebiliyor. Hastane yetkilileri, sistemin ilk aşamada belirli branşlarda hizmet verdiğini ve ilerleyen süreçte daha fazla branşı kapsayacak şekilde genişletileceğini belirtti. Sistemi kullanmak isteyen vatandaşlar, Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden kolayca randevu oluşturabiliyor. Konuya ilişkin açıklama yapan Özalp Devlet Hastanesi Başhekimi Uzman Dr. Feyyaz Kaya, sistemin hem doktor hem de hastalar için zaman tasarrufu sağladığını belirtti. Başhekim Dr. Kaya, “Sistem, MHRS altyapısı gibi çalışıyor. Doktor ve hasta çevrim içi olarak sesli görüşebiliyor, mesajlaşabiliyor. Bu uygulama ile evde bakım hizmeti alanlar, hastaneye gelme imkânı olmayanlar veya raporlu ilaçlarını yenilemek isteyen hastalar büyük kolaylık yaşayacak. Ayrıca, sistemin hastane üzerindeki yoğunluğu da azaltacağını düşünüyoruz. Herkese sağlıklı günler dilerim” dedi. “Şu ana kadar 17 hastamız randevu aldı” Sistemin işleyişine ilişkin bilgi veren İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Berat Furkan Çayır, uzaktan değerlendirme sürecinin hasta ve doktor için büyük kolaylık sağladığını belirterek, “Hastanın şikayetlerini çevrim içi ortamda dinliyoruz. E-reçete sistemiyle ilaçlarını doğrudan yazıyoruz ve hasta, eczaneden ilaçlarını kolayca temin edebiliyor. Gerekli durumlarda hastayı hastaneye davet ediyoruz. Özalp gibi ulaşımı zor olan bölgelerde bu sistem büyük kolaylık sağlayacaktır. Sistemimiz, 15 Ağustos 2024 tarihinde aktif hale geldi ve şu ana kadar 17 hastamız randevu aldı” diye konuştu.
Ankara FAO Akdeniz Genel Balıkçılık Komisyonu’ndan Türkiye’ye 4. kez “Tam Uyum Ödülü” Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) çatısı altında Akdeniz ve Karadeniz’deki balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği faaliyetlerini düzenlemek üzere çalışan Akdeniz Genel Balıkçılık Komisyonu’nun (GFCM) Türkiye’ye 4. kez “Tam Uyum Ödülü” verdiğini duyurdu. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, 21 Kasım Dünya Balıkçılık Günü nedeniyle yayımladığı mesajda GFCM’in 47. oturumunu İtalya’nın başkenti Roma’da gerçekleştirdiğini belirterek, komisyon toplantılarında bağlayıcı kararlar alındığını dile getirdi. Yumaklı, toplantıda Akdeniz ve Karadeniz’deki balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği faaliyetlerinde sürdürülebilir yöntemleri benimseyerek koruyucu bir yaklaşım sergileyen Türkiye’nin 4. kez “Tam Uyum Ödülü”ne layık görüldüğünü bildirdi. “Bu çerçevede GFCM tarafından kabul edilen kararlar ulusal mevzuatımıza titizlikle aktarılmakta ve uygulama süreçleri eksiksiz bir şekilde yürütülmektedir. Bu bağlamda ülkemiz, ulusal düzenlemelerin uluslararası standartlara uyumu ve veri gönderimi konularında örnek bir performans sergilemektedir” ifadelerini kullanan Yumaklı, 4 yıl üst üste alınan ödül nedeniyle emeği geçenleri kutladı. Bakan Yumaklı, Türkiye’nin bölgesel iş birliği ve sürdürülebilir balıkçılık yönetimi konusundaki kararlılığı ile Akdeniz ve Karadeniz’in geleceği için önemli bir aktör olmaya devam edeceğini vurguladı. “Balıkçıların her daim yanındayız” Mesajında sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde denizlerdeki sucul varlıkları korurken balıkçılık sektörünü de desteklemeyi sürdüreceklerinin altını çizen Yumaklı, 2003 yılından bu yana 1,8 milyar lira su ürünleri yetiştiricilik destekleme ödemesi, 2017 yılından bu yana küçük ölçekli balıkçılara 223 milyon lira destekleme ödemesi yaptıklarını aktararak, ekmeğini denizlerden çıkaran balıkçıların her daim yanlarında olduklarını belirtti. Su ürünlerinde avcılık ve yetiştiricilikte üretim planlamasına geçilerek asgari ve azami üretim miktarlarının belirlendiğini hatırlatan Bakan Yumaklı, şunları kaydetti: “Su ürünleri üretiminde avcılık yoluyla elde edilen 7 türde (hamsi, mavi yüzgeçli orkinos, deniz patlıcanı, inci kefali, tıbbi sülük, beyaz kum midyesi, yılan balığı) yetiştiricilikte ise 4 türde (Türk somonu, çipura, levrek ve Akdeniz midyesi) üretim planlaması yapıldı. Yetiştiricilik yoluyla elde edilen üretimde planlama kapsamına alınan türlerin asgari ve azami üretim miktarları belirlenerek, 1 Ocak 2024 tarihi itibarıyla uygulama başlandı. Avcılık yoluyla elde edilen türlerde uygulanan planlama modelinde ise azami avcılık miktarları (avlanılabilir toplam miktar) belirlendi. Kapsama alınan her bir türün biyolojik ve avcılık özellikleri dikkate alınarak türe özgü planlama talimatları oluşturuldu ve uygulama 1 Eylül 2024 itibarayla başladı. Üretim planlamasıyla balıkçılarımızın avlama haklarının güvence altına alınarak, balıkçı gemilerinin av aracı özellikleri ve boy uzunluklarına göre avcılık potansiyelleri dikkate alınarak planlamalar gerçekleştirildi. Bu balıkçılık yönetim modeli karaya çıkış noktalarında, balık hallerinde ve fabrikalarda sıkı saha denetimleri ve elektronik izleme sistemleriyle desteklenmektedir.” “100’e yakın ülkeye 1,7 milyar dolarlık su ürünleri ihracatı yapıyoruz” Planlama kapsamında su ürünleri desteklemelerinde sadeleştirmeye gidilerek uygulamada etkinlik sağlandığının altını çizen Yumaklı, 16 başlıktaki desteklerin iki temel destek altında toplandığını, böylece su ürünleri işletmelerine her bir teknik kriter için temel destek tutarında ilave destek verilmesinin sağlandığını belirtti. Türkiye’nin balıkçılık konusunda dünyada seçkin bir yere sahip olduğuna dikkati çeken Yumaklı, “Dünyada Akdeniz levreği yetiştiriciliğinde 1., Akdeniz çipurası yetiştiriciliğinde 1., gökkuşağı alabalığı yetiştiriciliğinde 2. sıradayız. Genel olarak su ürünleri yetiştiriciliğinde dünya 16.’sı ve Avrupa 2.’siyiz. İç sulardaki avcılıkta Avrupa’da 1. sıradayız. 18 bin 479 adet balıkçı gemisiyle Avrupa’nın en güçlü filosuna sahibiz. 2023 yılında 1 milyon tonu aşan toplam su ürünleri üretimi ile Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık. 100’e yakın ülkeye 1,7 milyar dolarlık su ürünleri ihracatı yapıyoruz. Yüzde 120’lik kendine yeterlilik oranıyla su ürünlerinde net ihracatçıyız. Bugün Türk balıkçıları imzalanan anlaşmalarla Atlantik’ten Hint Okyanusu’na kadar uluslararası sularda avcılık yapmaktadır” değerlendirmesinde bulundu. “Etkin denetim” Bakan Yumaklı, su ürünleri stoklarının korunması ve sürdürülebilirlik için üretim planlaması dışında çok sayıda çalışma yaptıklarına işaret ederek, bazı bölgelerde toplam 90 koruma alanı oluşturulurken, 71 türün korunduğunu bildirdi. Su ürünlerinin üreme zamanlarına göre de yasak ve sınırlamalar bulunduğunu hatırlatan Yumaklı, şunları kaydetti: “Sürdürülebilir su ürünleri avcılığının sağlanabilmesi, nesli tehlikede olan türlerle endemik türlerin korunması ve yasa dışı avcılık faaliyetleri ile mücadele için etkin denetim mekanizması yürütülüyor. Bu kapsamda Tarım ve Orman Bakanlığı ekiplerince denizlerde, karaya çıkış noktalarında, nakil yollarında, balık hallerinde, işleme tesislerinde, toplu tüketim yerlerinde ve perakende satış yerlerinde denetimler aralıksız sürüyor. Ayrıca deniz ve iç sularımızda 375,1 milyon metrekare alan taranarak 1,95 milyon metrekare hayalet ağ ve 60 bin 500 adet av aracı çıkarıldı. Böylece 6,5 milyon sucul canlı kurtarıldı. Son 10 yılda 10 bin adet yapay resif bloğuyla sucul ekosistem zenginleştirildi. Ayrıca bin 630 adet balıkçı gemisine balıkçı gemilerini izleme cihazı takıldı. 2023 yılında 100 milyonu aşan balıklandırma yaptık. Sucul biyoçeşitliliğin korunması, balıkçılarımızın uğradığı zararların azaltılması için istilacı balıklarla mücadeleye devam ediyoruz. 2024 yılında 170 binden fazla balon balığı avlatarak balıkçılarımıza desteklemede bulunduk, milyonlarca yeni balon balığının stoğa katılımını engelledik. Hiç şüphesiz denizlerimizin ve iç sularımızın korunup kullanılmasında ilk olarak balıkçılarımızın sorumluluğu, akabinde bunun etkin bir biçimde takip edilmesi ve gerekli düzenlemeleri yapmak da bizim sorumluluğumuzdadır. Hep birlikte denizlerimizi ve sucul ekosistemimizi koruyup gelecek nesillere aktaracağız. Bu vesileyle bir kez daha ülkemiz balıkçılık sektörünün gelişimi için üretimlerini sürdüren tüm balıkçılarımızın Dünya Balıkçılık Günü’nü kutluyorum.”
Bursa Arnavutköy Balıkçı Barınağı yat limanı oluyor Mudanya Belediyesi, ilçenin deniz turizmini dört mevsim canlandırmak amacıyla Arnavutköy Balıkçı Barınağı’nı yat limanına dönüştürmek için harekete geçti. Statü değişikliğiyle güvenlik ve hizmet kalitesinin artırılması hedefleniyor. Bursa’nın denize açılan kapısı olan Mudanya’da deniz turizmini canlandırmak için harekete geçen Mudanya Belediyesi, Arnavutköy Balıkçı Barınağı’nın statüsünü yat limanı olarak değiştirmek üzere proje çalışmalarına başladı. Statü değişikliği sayesinde balıkçılara ve yat sahiplerine daha modern ve güvenli bir hizmet sunulması hedefleniyor. Mudanya’nın denizle daha fazla insanı buluşturacak bir ilçe olması gerektiğine dikkat çeken Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, “Körfezin güneyinde yer alan ilçemizde, denizle buluşma imkanlarını artırmayı kendimize bir görev edindik. Bu alanları rehabilite ederek daha modern, kullanışlı ve güvenli hale getireceğiz” dedi. Deniz kıyısı yapıları ile ilgili birçok proje hazırladıklarını ve ilk olarak balıkçı barınağını ele aldıklarını ifade eden Dalgıç, “Barınakta lüks yatlar da bulunuyor ancak balıkçı barınağı statüsünde olduğu için yatların bulunduğu bölgede elektrik ve su dışında hizmet veremiyoruz. Statüyü yat limanı olarak değiştirip, kayıkların ve yatların bir arada olduğu, daha modern, uygar ve günümüz şartlarına uygun hizmet verilmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi. Arnavutköy Balıkçı Barınağı’nın eksiklerini tespit ettiklerini ve amatör balıkçıları da koruyacak şekilde daha çağdaş bir yapıya dönüştürmek istediklerini belirten Dalgıç, şöyle konuştu; “Burada balıkçılık yapan teknelerimizi daha uygun şartlarda korumak istiyoruz ancak mevcut durumda teknelerin güvenliğini yeterince sağlayamıyoruz. Yüzen iskeleler olması gerektiği gibi değil, aydınlatma sistemleri yetersiz ve balıkçı kulübelerinde ciddi izolasyon problemleri var. Bu sorunları çözmek için gerekli adımları atıyoruz. Tekne bağlama yerlerine olan yoğun ihtiyacın farkındayız.” Projenin onaylanmasından sonra kesin maliyetin ortaya çıkacağını belirten Dalgıç, “Yapmak istediğimiz bazı çalışmaların maliyeti yüksek. Bunlar belediyenin kendi bütçesiyle yapacağı işler değil. Bunun için yatırımcılar ile bir araya geleceğiz. Bu tür kıyı yapıları ile ilgili yatırımcı bulma konusunda sorun yaşayacağımızı düşünmüyorum. Büyükşehir Belediyesi’nin de bu konuda girişimleri var. Elbirliği ile kıyı yapılarının sayısını artıracağız” dedi. Kumyaka ve Tirilye’de bulunan balıkçı barınakları ile ilgili de projeler ürettiklerini ifade eden Dalgıç, “Buralarda mülkiyet bizde olmadığı için bu alanlarda sadece üzerinde çalışıyoruz. Yetkili makamlara başvurularımızı yaptık. Onay bekliyoruz. Onayları geldiği zaman hızlıca buralarda da projelerimizi gerçekleştireceğiz” diye konuştu.