EKONOMİ - 21 Kasım 2024 Perşembe 10:23

FAO Akdeniz Genel Balıkçılık Komisyonu’ndan Türkiye’ye 4. kez “Tam Uyum Ödülü”

A
A
A
FAO Akdeniz Genel Balıkçılık Komisyonu’ndan Türkiye’ye 4. kez “Tam Uyum Ödülü”

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) çatısı altında Akdeniz ve Karadeniz’deki balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği faaliyetlerini düzenlemek üzere çalışan Akdeniz Genel Balıkçılık Komisyonu’nun (GFCM) Türkiye’ye 4. kez “Tam Uyum Ödülü” verdiğini duyurdu.


Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, 21 Kasım Dünya Balıkçılık Günü nedeniyle yayımladığı mesajda GFCM’in 47. oturumunu İtalya’nın başkenti Roma’da gerçekleştirdiğini belirterek, komisyon toplantılarında bağlayıcı kararlar alındığını dile getirdi. Yumaklı, toplantıda Akdeniz ve Karadeniz’deki balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği faaliyetlerinde sürdürülebilir yöntemleri benimseyerek koruyucu bir yaklaşım sergileyen Türkiye’nin 4. kez “Tam Uyum Ödülü”ne layık görüldüğünü bildirdi. “Bu çerçevede GFCM tarafından kabul edilen kararlar ulusal mevzuatımıza titizlikle aktarılmakta ve uygulama süreçleri eksiksiz bir şekilde yürütülmektedir. Bu bağlamda ülkemiz, ulusal düzenlemelerin uluslararası standartlara uyumu ve veri gönderimi konularında örnek bir performans sergilemektedir” ifadelerini kullanan Yumaklı, 4 yıl üst üste alınan ödül nedeniyle emeği geçenleri kutladı. Bakan Yumaklı, Türkiye’nin bölgesel iş birliği ve sürdürülebilir balıkçılık yönetimi konusundaki kararlılığı ile Akdeniz ve Karadeniz’in geleceği için önemli bir aktör olmaya devam edeceğini vurguladı.



“Balıkçıların her daim yanındayız”


Mesajında sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde denizlerdeki sucul varlıkları korurken balıkçılık sektörünü de desteklemeyi sürdüreceklerinin altını çizen Yumaklı, 2003 yılından bu yana 1,8 milyar lira su ürünleri yetiştiricilik destekleme ödemesi, 2017 yılından bu yana küçük ölçekli balıkçılara 223 milyon lira destekleme ödemesi yaptıklarını aktararak, ekmeğini denizlerden çıkaran balıkçıların her daim yanlarında olduklarını belirtti. Su ürünlerinde avcılık ve yetiştiricilikte üretim planlamasına geçilerek asgari ve azami üretim miktarlarının belirlendiğini hatırlatan Bakan Yumaklı, şunları kaydetti:


“Su ürünleri üretiminde avcılık yoluyla elde edilen 7 türde (hamsi, mavi yüzgeçli orkinos, deniz patlıcanı, inci kefali, tıbbi sülük, beyaz kum midyesi, yılan balığı) yetiştiricilikte ise 4 türde (Türk somonu, çipura, levrek ve Akdeniz midyesi) üretim planlaması yapıldı. Yetiştiricilik yoluyla elde edilen üretimde planlama kapsamına alınan türlerin asgari ve azami üretim miktarları belirlenerek, 1 Ocak 2024 tarihi itibarıyla uygulama başlandı. Avcılık yoluyla elde edilen türlerde uygulanan planlama modelinde ise azami avcılık miktarları (avlanılabilir toplam miktar) belirlendi. Kapsama alınan her bir türün biyolojik ve avcılık özellikleri dikkate alınarak türe özgü planlama talimatları oluşturuldu ve uygulama 1 Eylül 2024 itibarayla başladı. Üretim planlamasıyla balıkçılarımızın avlama haklarının güvence altına alınarak, balıkçı gemilerinin av aracı özellikleri ve boy uzunluklarına göre avcılık potansiyelleri dikkate alınarak planlamalar gerçekleştirildi. Bu balıkçılık yönetim modeli karaya çıkış noktalarında, balık hallerinde ve fabrikalarda sıkı saha denetimleri ve elektronik izleme sistemleriyle desteklenmektedir.”



“100’e yakın ülkeye 1,7 milyar dolarlık su ürünleri ihracatı yapıyoruz”


Planlama kapsamında su ürünleri desteklemelerinde sadeleştirmeye gidilerek uygulamada etkinlik sağlandığının altını çizen Yumaklı, 16 başlıktaki desteklerin iki temel destek altında toplandığını, böylece su ürünleri işletmelerine her bir teknik kriter için temel destek tutarında ilave destek verilmesinin sağlandığını belirtti. Türkiye’nin balıkçılık konusunda dünyada seçkin bir yere sahip olduğuna dikkati çeken Yumaklı, “Dünyada Akdeniz levreği yetiştiriciliğinde 1., Akdeniz çipurası yetiştiriciliğinde 1., gökkuşağı alabalığı yetiştiriciliğinde 2. sıradayız. Genel olarak su ürünleri yetiştiriciliğinde dünya 16.’sı ve Avrupa 2.’siyiz. İç sulardaki avcılıkta Avrupa’da 1. sıradayız. 18 bin 479 adet balıkçı gemisiyle Avrupa’nın en güçlü filosuna sahibiz. 2023 yılında 1 milyon tonu aşan toplam su ürünleri üretimi ile Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık. 100’e yakın ülkeye 1,7 milyar dolarlık su ürünleri ihracatı yapıyoruz. Yüzde 120’lik kendine yeterlilik oranıyla su ürünlerinde net ihracatçıyız. Bugün Türk balıkçıları imzalanan anlaşmalarla Atlantik’ten Hint Okyanusu’na kadar uluslararası sularda avcılık yapmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.



“Etkin denetim”


Bakan Yumaklı, su ürünleri stoklarının korunması ve sürdürülebilirlik için üretim planlaması dışında çok sayıda çalışma yaptıklarına işaret ederek, bazı bölgelerde toplam 90 koruma alanı oluşturulurken, 71 türün korunduğunu bildirdi. Su ürünlerinin üreme zamanlarına göre de yasak ve sınırlamalar bulunduğunu hatırlatan Yumaklı, şunları kaydetti:


“Sürdürülebilir su ürünleri avcılığının sağlanabilmesi, nesli tehlikede olan türlerle endemik türlerin korunması ve yasa dışı avcılık faaliyetleri ile mücadele için etkin denetim mekanizması yürütülüyor. Bu kapsamda Tarım ve Orman Bakanlığı ekiplerince denizlerde, karaya çıkış noktalarında, nakil yollarında, balık hallerinde, işleme tesislerinde, toplu tüketim yerlerinde ve perakende satış yerlerinde denetimler aralıksız sürüyor. Ayrıca deniz ve iç sularımızda 375,1 milyon metrekare alan taranarak 1,95 milyon metrekare hayalet ağ ve 60 bin 500 adet av aracı çıkarıldı. Böylece 6,5 milyon sucul canlı kurtarıldı. Son 10 yılda 10 bin adet yapay resif bloğuyla sucul ekosistem zenginleştirildi. Ayrıca bin 630 adet balıkçı gemisine balıkçı gemilerini izleme cihazı takıldı. 2023 yılında 100 milyonu aşan balıklandırma yaptık. Sucul biyoçeşitliliğin korunması, balıkçılarımızın uğradığı zararların azaltılması için istilacı balıklarla mücadeleye devam ediyoruz. 2024 yılında 170 binden fazla balon balığı avlatarak balıkçılarımıza desteklemede bulunduk, milyonlarca yeni balon balığının stoğa katılımını engelledik. Hiç şüphesiz denizlerimizin ve iç sularımızın korunup kullanılmasında ilk olarak balıkçılarımızın sorumluluğu, akabinde bunun etkin bir biçimde takip edilmesi ve gerekli düzenlemeleri yapmak da bizim sorumluluğumuzdadır. Hep birlikte denizlerimizi ve sucul ekosistemimizi koruyup gelecek nesillere aktaracağız. Bu vesileyle bir kez daha ülkemiz balıkçılık sektörünün gelişimi için üretimlerini sürdüren tüm balıkçılarımızın Dünya Balıkçılık Günü’nü kutluyorum.”


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya MÜSİAD Malatya şubesi ve MİMDER yönetimi, kentin inşası için bir araya geldi Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Malatya Şube Başkanı Yunus Akçin ve yönetim kurulu üyeleri, Malatya İnşaat Müteahhitleri Derneği (MİMDER) Başkanı Mehmet Bülbüloğlu ile bir araya gelerek, 6 Şubat depremleri sonrası Malatya’nın yeniden inşası ve şehirleşme süreçlerini ele aldı. MÜSİAD Malatya Şube Başkanı Akçin, beraberinde yönetim kurulu üyeleri Enis Aydoğan, Hamit Ilıcak, Cemil Arslan ve Yusuf Özdal ile MİMDER Başkanı Mehmet Bülbüloğlu ve yönetim kurulu üyelerini ziyaret etti. Ziyaretin gündemi, 6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen büyük depremin ardından Malatya’nın yeniden inşası ve şehirleşme süreci oldu. Özellikle yerinde dönüşüm projeleri, vatandaşların yaşam kalitesini artırmaya yönelik çalışmalar ve bu süreçte karşılaşılan hukuki engeller üzerine detaylı istişarelerin yapıldığı ziyarette daha güçlü ve dayanıklı bir Malatya inşa etme hedefine ortak akılla ulaşılmasının önemine vurgu yapıldı. “Sektörde zaman kaybettik” MİMDER Başkanı Bülbüloğlu, Malatya’daki inşaat sektörünün 6 Şubat depremi sonrasında ciddi zorluklarla karşılaştığını yerinde dönüşüm projelerinin yavaş ilerlediğine dikkati çekerek, “Deprem sonrasında Malatya’da inşaat sektöründe ciddi anlamda sıkıntılar var. Bugün baktığımızda yerinde dönüşümde maalesef sektörde ve bölge genelinde sonuncu sıradayız. Bunun nedeni hem yerel seçim öncesi kaybettiğimiz zaman hem de hibe kredi rakamlarının yetersizliği. Yeterince organize olamamamız, hem kamu kurumları hem de STK’ların yeterince iş birliği içerisinde hareket edememesi nedeniyle ciddi anlamda bir zaman kaybettik” ifadelerini kullandı. İnşaat sektöründeki bu olumsuz durumu aşabilmek için daha etkin bir işbirliği ve çözüm odaklı yaklaşım gerektiğini ifade eden Bülbüloğlu, “Malatya’nın özellikle inşaat, konut ve iş yeri anlamında çok ciddi problemleri var. Bu süreçte neler yapmalıyız, nasıl hareket etmeliyiz? Bu konuları MÜSİAD ile istişare ederek hep birlikte aşacağız. Malatya’da hem rezerv alanlarda hem de yerinde dönüşümde neler yapmalıyız, bu süreci nasıl hızlandırmalıyız, kıymetli başkanımıza ve değerli yönetim kurulu üyeleriyle istişare edeceğiz” şeklinde konuştu. “Malatya’nın yapı stoku depreme dayanıklı” MÜSİAD Malatya Şube Başkanı Yunus Akçin de, 6 Şubat depreminde Malatya’nın nispeten daha az etkilendiğini ve bunun yapı stokunun sağlamlığından kaynaklandığını anlatarak, “Malatya’da deprem sonrası fazla gündeme gelmedik. Bunun ana sebeplerinden biri de vefat sayımızın az olmasıydı, bu da bizim için en sevindirici kısım. Bölgeyi gezmiş birisi olarak söyleyebilirim ki Maraş’ı, Hatay’ı, Adıyaman’ı ve Elbistan’ı gezdim. Bu bölgelerdeki yıkımlar çok daha ağırdı. Ancak Malatya’daki yapı stoku en sağlam olanıydı. Binalarımız ağır hasar almış olabilir, ancak yıkılmadı. Depremin ilk gününden beri bu ifadeyi sürekli kullanıyorum çünkü Malatya’nın binaları sağlam” dedi. Akçin, sağlam yapı stokunun Malatya’nın geleceği için büyük bir avantaj oluşturduğuna dikkat çekerek, “Sonuçta bu yüzyılın en büyük afetini yaşadık. En son Elazığ depremi sonrası değerlerle bina yapmaya başladık ve bu süreçte Malatya’daki bina stoklarını yeniden şekillendirdik. Bu nedenle Malatya’nın yapıları sağlam ve daha dayanıklı” ifadelerini kullandı. Akçin, MÜSİAD üyeleri ve Malatyalı iş insanlarıyla iş birliği yaparak, Malatya’nın inşa sürecine katkı sağlayacaklarını belirterek, “Önümüzde çıkmazlar olabilir ancak bunları da istişare içinde aşacağız. Hep birlikte daha güzel, daha iyi bir Malatya’yı inşa edeceğiz. Malatya’daki müteahhitler ve iş insanları olarak bu şehri ayağa kaldırmak için elimizden geleni yapacağız. Hep birlikte, Malatya’mız için daha güçlü ve sağlam bir yapılaşma sürecine gireceğiz” diye konuştu. Ziyaretin sonunda Malatya’nın inşaat sektöründe yaşanan sorunları aşmak ve şehri yeniden ayağa kaldırmak için güçlü iş birliği ve ortaklık mesajı verildi.