ASAYİŞ - 21 Kasım 2024 Perşembe 10:20

Yenidoğan Çetesi’nin yargılandığı davanın görülmesine 4’üncü gününde devam ediliyor

A
A
A
Yenidoğan Çetesi’nin yargılandığı davanın görülmesine 4’üncü gününde devam ediliyor

İstanbul’da bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine 4’üncü gününde devam ediliyor.

İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi hakkında yürütülen soruşturma tamamlanarak fezleke hazırlanmıştı. Fezleke değerlendirme yapılması için Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmişti. İddianame Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanarak Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmişti.

Davanın görülmesine 4’üncü gününde devam ediliyor

Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine ilk celsesinin görülmesine 4’üncü gününde devam ediliyor. Bakırköy Adliyesi konferans salonunda görülen duruşmaya bir kısım tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı. Duruşmada mahkeme heyeti de yerini alarak duruşmayı başlattı. Duruşmada bugün sanık savunmalarının alınmasına devam edileceği öğrenildi.

İddianameden

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 47 sanığa ve 19 sağlık kuruluşuna yer verilirken 10 bebeğin ise hayatını kaybettiği belirtildi. İddianamede Fırat Sarı liderliğindeki ve yöneticiliğini İlker Gönen ile Gıyasettin Mert Özdemir’in yaptığı suç örgütünün esas amacının işletmesini devir aldıkları yeni doğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf ederek doluluğunu sağlamak, hastaların basamakları ile oynama yaparak SGK’dan üst sınırdan ödeme almak olduğu açıklandı. İddianamede çetenin hastaların mevcut durumlarını, evrak işlemlerine farklı yansıtarak (entübe olanı entübe olmayan, entübe olmayanı entübe olan, kullanılmayan ilaçları kullanılmış şekilde) gibi yöntemlerle evrak sahteciliği yapıp SGK’ya fatura ettiği, hastaların mevcut durumlarını olduğundan daha ağır göstererek daha uzun süre yatış sağlayıp SGK’dan yüksek ücret tahsil ettiği ve bazı hasta yakınlarından fazladan ücret adı altında para almak gibi işlemlerle maddi çıkar elde ettiği de aktarıldı. Hazırlanan iddianamede yer alan şüphelilerin çoğunun sağlık çalışanı olduğu ve kazanılan kardan bu çalışanların da aldığı belirtildi. İddianamede 112 sevk sistemi bertaraf edildiği için bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği örgüt adına karlı gördüğü hastanelere yatışının yapıldığı, bu noktada amacın bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil maddi olarak en fazla kazanç elde edilmesi olduğu belirtildi. Bebeklerin her türlü enfeksiyona açık olan yeni doğan yoğun bakım ünitelerinde yatırılmasının kimi bebeklerde enfeksiyon kapma gibi rahatsızlıklara kimi bebeklerde ise ölüme dahi sebep olduğu da iddianamede kaydedildi. Şüphelilerin usulsüz şekilde düşümünü yaptıkları currosurf, infasurf gibi ilaçları hastaneden çıkartarak satıp maddi kazanç elde ettikleri, Özel Hastaneler Yönetmeliği’ne aykırı şekilde işletme devri yapılarak danışmanlık hizmeti adı altında Fırat Sarı liderliğindeki Yenidoğan Suç Örgütü’nün çok sayıda hastaneye az sayıda doktorla hizmet vermeye çalışması nedeni ile aslında sağlık hizmetinin doğrudan hemşire ve hatta hemşire yardımcıları ile verildiği bu nedenle bebek ölüm sayılarının arttığı da iddianamede kaydedildi. İddianamede hemşirelerin kendisini doktor olarak tanıttığı, bir kısım örgüt mensuplarının yenidoğan yoğun bakımlarını kapasitenin üzerinde doldurduğu, hemşireler eli ile usule aykırı gerçek olmayan epikriz raporları yazıldığı da açıklandı. Soruşturma kapsamında incelenen dijital materyallerde ise şüphelilerin "kötü hasta değerleri, iyi hasta değerleri" gibi şablon hasta değerlerinin yer aldığı ve çoğu zaman hastaların kan gazı, kan değerleri, enfeksiyon olup olmadığı gibi konularda gerçekte bir tetkik veya tahlil yapmadan kendi gözlemlerine göre bebeği iyi veya kötü olarak kategorize edip raporlarını şablon olarak tek elden, merkezden, hastane dışından yazdıkları iddianamede kaydedildi. Bu nedenle hangi bebeğe hangi tedavinin uygulanacağı yönünde tereddütler yaşandığı ve bebeklerin hayatını kaybetmesine kadar varan telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğduğu iddianamede kaydedildi. Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından ilgili hastaneler ve suç örgütünün faaliyetlerini incelemek ve raporlamak için görevlendirilen müfettişlerin bebek ölümleri ile ilgili olarak alanında uzman neotologlardan oluşan uzman heyetten aldığı görüşe göre hastanelerde tıbbi imkansızlıklar, erken teşhis ve tedavi olmaması, birebir yakın hekim kontrolü olmaması, gerekli tetkik ve tahlillerin yapılmaması, hayati öneme sahip ilaçların kesilmesi, 3. Düzey olmamasına rağmen 3. Düzey hasta kabulü yapılması, doktorların hastaların klinik takip ve tedavisini üstlenmedikleri, ölüm sebeplerinin doktorlar tarafından örtbas edilmesi, TPN sıvısı içerisine lipit multivitamin, fosfor ve magnezyum destekleri verilmemesi sonucu yeterli enerji protein desteği alamadığı için hastaların beslenme bozukluğuna sebep olunduğu, bebeğin kalbi düşmesine rağmen adrenalin kullanılmaması, hastaların uzun süre yatışı yapılıp uygun merkezlere sevk edilmemesi, ilaç hazırlanması ve saklanmasında ihmal gösterilmesi, hastalara protein ve lipit desteği yapılmaması, gerekli ilaçların uygun şekilde verilmemesi, uygun şekil ve süre canlandırma desteği uygulanmaması, sahte hasta dosyası düzenlenmesi, hastaya pasif ötenazi uygulanması nedeniyle bebeklerin hayat haklarının ellerinden alındığı şeklinde tespitler olduğu aktarıldı. İddianamede bazı bebeklerin yoğun bakıma girdikten sonra kilo alması gerekirken aksine ciddi kilo kaybı yaşadığı da aktarılırken, Yenidoğan Suç Örgütü’nün ve örgüte yardım eden hastane yönetimlerinin sırf giderleri azaltmak ve maddi menfaat temin etmek adına bebeklere yeterli besin verme işlemini yerine getirmedikleri, tapelerde "TPN tüketimini azaltın" şeklinde talimatların yer aldığı da açıklandı. İddianame kapsamında sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen’in 10 kez ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘nitelikli dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve 11 kez ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Sanık Gıyasettin Mert Özdemir’in ise ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi’, ‘kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi. İddianamede diğer sanıklar hakkında benzer suçlardan değişen oranlarda hapis cezası talep edildi.

Melike İnal - Gamze Şenyiğit

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Kaymakam Kan: “Değerlerimizin tanıtılmasına önem vermeliyiz” Aydın’ın Nazilli ilçesinde görev yapan basın mensuplarını ziyaret eden İlçe Kaymakamı Huriye Küpeli Kan, Nazilli’nin her yönüyle değerli olduğunu ancak bu değerlerin tanıtıma ihtiyacı olduğunu ifade etti. Nazilli Kaymakamı Huriye Küpeli Kan, Nazilli Gazeteciler Cemiyeti’ni (NGC) ziyaret etti. İlçede görev yapan yerel ve ulusal medya kuruluşlarında görev yapan basın çalışanları ile oldukça samimi bir sohbet gerçekleştiren Kaymakam Kan, “Nazilli, emsali bulunmayan tarımsal ürünleri, ihracat yapan firmaları ve kültürel değerleri ile muhteşem bir yer. Bu değerlerin mutlaka tanıtılması lazım. Şehrin dinamiklerini harekete geçiren, gözü, kulağı ve sesi olan basın mensuplarımızdan bu konuda destek bekliyorum” dedi. Karşılıklı istişarede bulunuldu Nazilli Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Özmen ve yönetim kurulu üyelerinin ev sahipliğinde, cemiyet üyelerinin de hazır bulunduğu cemiyete ziyarette bulunan Kaymakam Huriye Küpeli Kan, basın emekçileri ile yaptığı sohbette ilçe ile ilgili görüşlerini dile getirdi. İlçenin sorunları hakkında karşılıklı istişarede bulunan Kaymakam Kan’a ziyaretleri nedeniyle teşekkür eden Cemiyet Başkanı Ümit Özmen, Nazilli basınının Aydın basınında önemli bir yeri olduğuna değinirken, basın kuruluşlarının durumu hakkında bilgiler verdi. Nazilli’nin ve bölgenin sorunlarının konuşulduğu ziyarette başta incir ve kestane olmak üzere yöresel tarım ürünleriyle ilgili markalaşma ve tanıtım sorunu yaşandığını ifade etti. “Tanıtımlar yeterli değil” Nazilli’de geçen yılın rakamlarına göre 320 milyon dolar ihracat hacmi bulunan incirde ihracat firmalarının yerel basınla işbirliği yaparak markalaşma ve tanıtım konusunda adım atmalarının önemine vurgu yapan Başkan Özmen, yerel medya olarak incirin tanıtımında üstlerine düşeni yaptıklarını belirterek: “Ancak bu yeterli değil. Tüm paydaşlarla ortak bir tanıtım çalışması yapılması gerekiyor. Bununla ilgili festivallere ve fuarlara önem verilmelidir. Yapılan etkinliklerdeki organizasyon eksiklikleri beklenen verimin alınmamasına sebep oluyor. O nedenle herkesin eşit oranda elini taşın altına koyması gerekiyor” dedi. “Bu değerlerin mutlaka tanıtılması lazım” Nazilli’nin topraklarının oldukça verimli olduğunu ifade eden Kaymakam Huriye Küpeli Kan, fırsat buldukça farklı yerlere ziyaret gerçekleştirdiğini belirterek, “Dağlık arazilerde zor şartlar altında incir, zeytin, kestane üretimi yapılıyor. Nazilli’nin iklimi incir üretimine çok uygun. Biz çiftçimizin daha fazla kazanması için elimizden geldiğince destek oluyoruz. Nazilli, emsali bulunmayan tarımsal ürünleri, ihracat yapan firmaları ve kültürel değerleri ile muhteşem bir yer. Bu değerlerin mutlaka tanıtılması lazım. Şehrin dinamiklerini harekete geçiren, gözü, kulağı ve sesi olan basın mensuplarımızdan bu konuda destek bekliyorum. Tanıtım festivalleri ve fuarların mutlaka yapılması gerekiyor” diye konuştu. İlçenin temel sorunları, çözüm yolları ve yerel basının yeri, önemi hakkında fikir alışverişinde bulunulan ziyaret hatıra fotoğrafı çekimi ile son buldu.
Bursa Osmangazi Belediyesi’nden çocuklara kitap okumayı sevdiren etkinlik Osmangazi Belediyesi, çocuklara kitap okuma alışkanlığı kazandırmak amacıyla düzenlediği etkinlikler kapsamında yazar Halime Yıldız’ı ilkokul öğrencileri ile buluşturuyor. Bilgili, eğitim seviyesi yüksek ve bilimin ışığında ilerleyen nesiller yetiştirmek için çalışmalar yürüten Osmangazi Belediyesi, Dünya Çocuk Hakları Günü kapsamında düzenlediği etkinlikte, Hacı Akkadın Tarman İlkokulu öğrencileri ile yazar Halime Yıldız’ı ilkokul öğrencileri ile bir araya getirdi. Çocuklara kitap sevgisi aşılayan buluşmada, minik öğrenciler merak ettikleri soruları Halime Yıldız’a sordu. Oldukça keyifli geçen söyleşide Yıldız, çocuklara kelimelerin önemi, nerelerde kullanmaları gerektiği, kelimelerin anlamlarından emin olmak için sözlük kullanmaları ve kelimelerini çoğaltmaları gerektiği konularda bilgiler verdi. Sohbet ortamında geçen söyleşinin sonunda yazar Halime Yıldız, Kertenkelime ve Uçurtmayla Balık Tutmak, kitaplarını imzalayarak küçük okurlarına hediye etti. Çocukları mutlu görünce kendisinin de çok mutlu olduğunu ifade eden yazar Halime Yıldız, “Osmangazi Belediyesi’nin düzenlediği çok keyifli bir etkinlik oldu. Bugün gerçekleştirdiğim söyleşide çocuklara kelimelerin önemi hakkında bir şeyler söylemeye çalıştım. Kelimeler hayatımızı değiştirir; olumlu ve olumsuz yönde hayatımıza şekil verir. Çocuklara kelimelerin anlamlarından emin olmak için sözlük kullanmaları ve kelime dağarcıklarını çoğaltmaları gerektiğini anlattım. Kertenkelime ve Uçurtmayla Balık Tutmak, kitaplarımı imzalayarak çocuklara hediye ettim. Deneme türünde yazılan, ufuk açıcı olan bu kitaplar, farklı konularda çocukların bakış açılarını değiştirecek ve düşünmeye sevk edecek” dedi. Söyleşinin sonunda Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı Mutlu Esendemir, yazar Halime Yıldız’a çiçek takdim etti.