SPOR - 16 Aralık 2024 Pazartesi 13:25

Ümit Milli Kadın Hokey Takımı’nın yarısı Muğlalı sporculardan oluştu

A
A
A
Ümit Milli Kadın Hokey Takımı’nın yarısı Muğlalı sporculardan oluştu

Türkiye Ümit Milli Kadın Hokey Takımı kadrosunda, Muğla’dan 9 sporcu yer aldı. CB Ege Yıldızları Spor Kulübü’nden 7, Köyceğiz Balı Spor Kulübü’nden ise 2 sporcunun milli takıma davet edilmesi, Muğla spor camiasında büyük sevinçle karşılandı.


Ümit Milli Kadın Hokey Takımı’nın 18 kişilik kadrosunun yarısını Muğlalı sporcuların oluşturması, hem kulüpler hem de bölge adına önemli bir başarı olarak kaydedildi. CB Ege Yıldızları Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Sezai Şen, bu başarıya dair duyduğu gururu şu sözlerle dile getirdi:


“Toplamda 9 sporcumuz Ümit Milli Kadın Hokey Milli Takımı’na davet edildi. Bu, milli takımın yarısının Muğla’dan olduğu anlamına geliyor. Bu bizim için büyük bir gurur. Özellikle Muğla Valimiz İdris Akbıyık, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Aras, Muğla Gençlik ve Spor İl Müdürümüz Kazım Açıkbaş’a teşekkür ederiz. Onların destekleriyle sporcularımızın hayatlarına bir dokunuş daha yapabildik.”


Muğla’nın özellikle takım sporlarında elde ettiği başarılarla ön planda olduğunu belirten Şen, “Muğla’yı ve Menteşe’yi bizim kadar üst seviyede temsil eden başka bir takım yok. Şubat ayında düzenlenecek Avrupa Kupası için daha fazla desteğe ihtiyacımız var. Avrupa’da da ülkemizi ve Muğla’yı en iyi şekilde temsil edeceğiz” diye konuştu.


Avrupa Kupası öncesinde sporseverler ve yetkililerden daha fazla destek bekleyen kulüpler, hedeflerinin uluslararası başarılar olduğunu vurguladı.



Ümit Milli Kadın Hokey Takımı’nın yarısı Muğlalı sporculardan oluştu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bahçeli: “Geçiş hükümetinin verdiği mesajlar Suriye’de yaşayan her kesim için rahatlatıcıdır” Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Suriye Geçici Hükümeti tarafından verilen mesajların Suriye’de yaşayan her kesim için dengeleyici ve rahatlatıcı olduğunu vurguladı. Bahçeli, Suriye’de 61 yıllık Baas rejiminin devrilmesinin ardından meydana gelen gelişmelere ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamasında, yaklaşık 13 yıldır büyüyüp genişleyen dev krizlerle mücadele eden Suriye’de 8 Aralık’tan geçerli olmak üzere bir siyasi gerçekliğin meydana geldiğini belirten Bahçeli, özellikle Türkiye’nin diyalog telkinlerine sırt çeviren Esad’ın kaçışıyla Suriye’nin demokrasiye geçiş sürecinin hızlanacağına inandığını kaydetti. “Geçiş hükümetinin verdiği mesajlar Suriye’de yaşayan her kesim için rahatlatıcıdır” Muhalif grupların yönetimi devralmasıyla Suriye’de ihtiyatlı ve zamanla daha da somutlaşacak bir bahar havası doğduğunu ifade eden Bahçeli, “Üç ay süreyle görev yapacak geçiş hükümetinin şu ana kadar verdiği mesajlar, yaptığı açıklamalar, gösterdiği olgun yaklaşımlar sevindirici olduğu kadar ülkede yaşayan her kesim için makul, dengeli, dengeleyici ve rahatlatıcıdır” ifadelerine yer verdi. “İsrail’in Suriye topraklarında hak iddiasında bulunması alçak bir fırsatçılıktır” İsrail’in Suriye topraklarında yayılma politikasının kabul edilemez bir istila girişimi olduğuna dikkati çeken Bahçeli, “İsrail’in, Golan Tepelerinde tesis edilen tampon bölge sınırını aşarak Şam’a doğru ilerleyiş kaydetmesi, farklı zamanlarda hava saldırıları düzenleyerek güç gösteri yapması, ısrarla ve sistematik ölçekte nüfuz alanları oluşturarak Suriye topraklarında hak iddiasında bulunması alçak bir fırsatçılıktır. Türkiye Suriye halkının yanındadır. Bu meşru ve dostane tutum hiç değişmeyecektir. Aynı fırsatçılığa bölücü terör örgütünün de teşne olması sonuçsuz kalmaya mahkumdur. İsrail’in sabır ve sinir eşiklerini tahrip ve taciz eden müdahalelerine karşı direniş hattı kurulmalıdır. Suriye, Suriyelilerindir; Türkiye’de misafir olan geçici koruma statüsündeki kardeşlerimizin geri dönüşleri ise başlamıştır. Bu ülkenin siyasi ve toprak birliği tartışmaya kapalı bir konudur. Aynı zamanda Türkiye için kırmızı çizgidir” değerlendirmesinde bulundu. “PKK/YPG’nin Suriye’de tutunması geldiğimiz bu aşamada muhal bir hayaldir” Terör örgütlerinin Suriye topraklarından sökülüp atılmasından başka seçenek kalmadığına vurgu yapan Bahçeli, “PKK/YPG’nin Suriye’de tutunması geldiğimiz bu aşamada muhal bir hayaldir. Türkiye’nin ve bölge ülkelerinin güvenliğine, geleceğine, insan ve toprak bütünlüğüne azami tehdit saçan terör örgütlerinin yuvalandığı alanlardan çıkarılarak ya imha ya da teslim alınması muhakkak sağlanmalıdır. Güney sınırlarımızın sıfır noktasından başlamak suretiyle derinlemesine veya koridor biçimiyle bir terör devleti kurma hedefini gündeminde tutanlar hayal kırıklığı yaşamaya mecburdur. Ne Türkiye’nin ne de Suriye’nin geleceğinde terör örgütleri olamayacaktır. Suriye’deki yeni yönetimin PKK/YPG ile Kürt kardeşlerimizi tefrik etmesi, ayrı ayrı değerlendirmesi, dahası terör örgütlerinin varlığını reddetmesi takdirle karşıladığımız müspet bir adımdır” açıklamasında bulundu. Parçalanmış Suriye’ye yatırım yapan küresel ve bölgesel aktörlerin kukla olarak sahaya sürdüğü terör örgütlerine hayat hakkı olmadığını belirten Bahçeli, PKK/YPG’nin Fırat’ın batısından çıkarılmasından sonra doğusundan da temizlenmesinin mukadder bir sorumluluk olduğunu bildirdi. “PKK/YPG ile mücadelemiz tavizsizdir, kıran kırana devam edecektir” Türk milletinin Suriyelilerinin destekçisi olduğunu ve Suriye’nin demokrasiye hızla geçilmesinde yardıma hazır olduğunu ifade eden Bahçeli, “Ülkemizden doğup sınır aşan sular mahiyetindeki Fırat ve Dicle nehirlerinin arasında kalan ‘Bereketli Hilal’, komşu coğrafyaların huzur, sükûnet ve refahını takviye ve tahkim edecektir. Bizden doğup akan sular asil kardeşlerimize bereket taşıyacaktır. Suriye Türkmenleri kadar Suriyeli Kürtler, Araplar ve diğer kökenleri temsil eden toplumsal gruplar ayrılmaz ve bölünmez bir bütün halinde bağımsız devletlerinin çatısı altında sonsuza kadar yaşayacaklardır. Türkiye ve Suriye’de hayat mücadelesi veren Kürt kardeşlerimizin bölücü terör örgütüyle bir ve beraber anılması diye bir şey yoktur. Kürt kardeşlerimizle kavlimiz birdir. PKK/YPG ile mücadelemiz tavizsizdir, kıran kırana devam edecektir” ifadelerini kullandı. “CHP’nin yalnızca ekseni kaymamış, aynı zamanda siyasi etik ve erdemi de buharlaşıp kaybolmuştur” Bahçeli açıklamasında, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “Öcalan Meclis’e gelsin, konuşsun, sorun çözülsün demek Viking kafasıdır” ifadelerini eleştirerek, “Bu sözler bir cahilin, bir densizin, bir mankurtun tevili olmayan zırvasıdır. Kürt kardeşlerimizle kucaklaşmamızı hazmedemeyen, terör sorununun sonlanma ümitlerini kabullenemeyen CHP, DEM Parti’nin yerine geçmiş, etnik ve mezhep bölücülüğü kulvarında öne çıkmıştır. CHP’nin yalnızca ekseni kaymamış, aynı zamanda siyasi etik ve erdemi de buharlaşıp kaybolmuştur” ifadelerine yer verdi. “Emevi Camii’nde kılınan cuma namazından keyifleri kaçanların sonu fitnenin uçurum dibidir” Bahçeli, açıklamasına şöyle devam etti: “Emevi Camii’nde kılınan cuma namazından keyifleri kaçanların, yansıyan fotoğraf karelerinden ürken ve telaşa düşenlerin sonu fitnenin uçurum dibidir. Türkiye kazandıkça, eli güçlendikçe; askeri, siyasi ve diplomasi başarılarına imza attıkça, varlığını ve iradesini tebliğ ettikçe kayıp histerisi nüksedenler yeni yüzyılda ufkumuzu perdeleme teşebbüslerinde muvaffak olamayacaklar, eninde sonunda tarihin çöplüğünde yerini bulacaklardır. Özgür Özel de Vikinglerle yol yürümek istiyorsa takdir kendisinindir, bizim yolumuz Türk milletinin yoludur, Türk devrinin yoludur, Türkiye Yüzyılının yoludur.”
Ankara Memur-Sen Başkanı Yalçın: “Artık enflasyon değil, refah konuşulsun istiyoruz” Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Genel Başkanı Ali Yalçın, “Kamu görevlilerinin etki etmediği fakat etkilendiği büyük bir mağduriyet tablosu ile karşı karşıyayız. Bu tabloyu düzeltmek için 2025 yılı Ocak ayı itibariyle refah payı olsun, artık enflasyon değil, refah konuşulsun istiyoruz” dedi. Basın açıklaması yapan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, kamu görevlilerinin haklarının enflasyon karşısında iyileştirilmesi gerektiğini dile getirdi. Yüzde 33 olarak öngörülen yıl sonu enflasyon tahminin yüzde 47,09 olarak güncellendiğini hatırlatan Yalçın, kamu görevlilerine 2024 yılı için yapılan yüzde 25 maaş artışının birinci 6 ayda Mart ayından, ikinci 6 ayda ise Ekim ayından itibaren enflasyona yenik düştüğünü dile getirdi. Yalçın, gerçekleşen oranların işveren beklentisi ve hakem kararından 8 puan, gerçekleşen enflasyondan ise 22 puan sapmış olduğunu belirterek, “Kamu İşvereni ve Hakem Kurulu’nun maaş artış oranı ne hedeflenen, ne beklenen, ne de tahmin edilen enflasyon oranı kadar bile olmadı. Merkez Bankasının beklentisi, devletin hedefi, işverenin teklifi, hakemin ise kararı tutmadı. Sonuç itibariyle kamu görevlilerinin etki etmediği fakat etkilendiği büyük bir maliyet ve mağduriyet tablosu ile karşı karşıyayız. Bugün bu tabloyu düzeltmek için 2025 yılı Ocak ayı itibariyle refah payı olsun, artık enflasyon değil, refah konuşulsun istiyoruz” dedi. “‘Ücret artışları enflasyonu artırıyor’ algısıyla ücretlerin baskılandığı anlayış terk edilmeli” Yalçın, 2025 Bütçesinin bu hafta tamamlanacağını hatırlatarak, kamu görevlilerinin ve emeklilerin beklentilerini de karşılayacak hükümlerin yer alması durumunda bütçe kanununda, gelir dağılımında adaletin sağlanabileceği asli düzenleme olacağını kaydetti. Memur-Sen’in bu çerçevede taleplerini de sıralayan Yalçın, “OVP’de 2025 için yüzde 17,5 olan enflasyon beklentisinin gerçekçi olmadığı, ücretlerin yüzde 13, giderlerin ise yeniden değerleme oranı olan yüzde 43,93 artacağı gerçeğinden hareketle; az önce ifade ettiğimiz 22 puanlık kayıplarımız telafi edilmeli, memur maaşlarına 2025 yılı için toplu sözleşme teklifimiz olan yüzde 15 oranında ek zam ocak ayında uygulanmalıdır. ‘Ücret artışları enflasyonu artırıyor’ algısıyla ücretlerin baskılandığı anlayış terk edilmeli, sorumlusu olmadıkları enflasyonun maliyeti sabit gelirlilerin sırtına yüklenmemelidir” ifadelerini kulandı. Kamu görevlilerinin OVP’de hedeflenen yüzde 4 büyüme oranı nispetinde büyümeden, taban aylığına yansıyacak şekilde refah payı alması gerektiğini ifade eden Yalçın, bu şekilde gelir dağılımında adalet sağlanacağını kaydetti. “Az kazanandan az, çok kazanandan çok’ verginin alındığı bir vergi sistemi tesis edilmeli” Yapılacak maaş zammından daha fazlasının vergi olarak ödeneceği matrah ve tarife sisteminden vazgeçilmesi gerektiğini de sözlerine ekleyen Yalçın, “‘Az kazanandan az, çok kazanandan çok’ verginin alındığı, gelir vergisinin yüzde 15’e sabitlendiği adil bir vergi sistemi tesis edilerek çalışanlar yüksek vergi yükünden kurtarılmalıdır” değerlendirmesinde bulundu. “2025 yılı sonuna kadar 3600 ek gösterge hayata geçirilmeli” Birinci dereceye gelen tüm kamu görevliler için 3600 ek göstergenin hayata geçirilmesi gerektiğini söyleyen Yalçın, “2025 yılı sonunda toplu sözleşme süresi tamamlanacak. Bu süre tamamlanmadan 3600 ek gösterge verilmelidir” şeklinde konuştu. 2024 yılının emeklilerin ve emekçilerin yılı olduğunu sözlerine ekleyen ali Yalçın, seyyanen ödeme olan 8 bin 77 lira ve şu anda 15 bin lira olan ödemenin 5434’e göre emekli olanlara yansıtılması gerektiğini ve 5510’a göre çalışanların da primine dahil edilmesini talep etti.
Kars Sarıkamış Şehitleri 4-5 Ocak’ta anılacak. Sarıkamış Şehitleri 110’uncu yıl dönümünde çeşitli etkinlikler ve dualarla anılacak. 4-5 Ocak 2025 tarihlerinde düzenlenecek olan etkinlikler öncesinde Vali Ziya Polat, başkanlığında "Sarıkamış Şehitlerini Anma Programı Koordinasyon Toplantısı” yapıldı. Valilik Gazi Toplantı Salonu’nda düzenlenen toplantıda kurumlar arası koordinasyon masaya yatırıldı. Vali Ziya Polat, Sarıkamış Şehitlerini Anma etkinliklerinde tüm kamu kurumlarının sorumluluk alması gerektiğini söyledi. Toplantının açılışında konuşan Vali Ziya Polat, “Bu sene şehitlerimizi 4-5 Ocak’ta anacağız. Burada kurumlar yazılmış ama tüm kurum ve kuruluşlar o günler için devletin milletin emrindedir. İlimizin en önemli programlarından birisini yapıyoruz. Onun için hep beraber en iyisini yapacağımızı düşünüyoruz. Tüm kurum ve kuruluşlar, tek tek kurumlara yazı yazmamıza gerek yok. Koordinatörlerimizin istekleri emirdir. Şehitlerimizi hep beraber anarız. Bu millet, bu devlet, bu bayrak için, bu ezan için şahadet şerbeti için tüm şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Yapılan konuşmaların ardından program sona erdi. Her yıl 3 gün olarak hazırlanan program bu yıl 2 gün olarak düzenlenecek. Programın içeriğinde herhangi bir değişlik olmayacak. Öte yandan Sarıkamış Şehitlerini anma etkinlikler, 5 Ocak 2025 tarihinde başlayacak. 6 Ocak 2025 Pazar günü Türkiye Şehitlerine Yürüyor etkinliğiyle son bulacak.