EKONOMİ - 18 Ekim 2024 Cuma 13:36

Vali Pehlivan: "Mersin, dinamik bir il"

A
A
A
Vali Pehlivan: "Mersin, dinamik bir il"

Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, nüfusu 2 milyon olan, yüz ölçümü yaklaşık 16 bin kilometrekare, 13 ilçesi, 806 mahallesiyle ekonomiye belli katkılar sunan Mersin’in oldukça dinamik bir kent olduğunu belirterek, "Muz, çilek, limon gibi 9 bitkisel üründe Türkiye birincisi olan ilimiz, hayvansal ürün olarak keçi üretiminde de Türkiye birincisidir. İlimiz bu 10 üründe Türkiye birincisi olduğu gibi 30 tarımsal üründe de ilk 3’te, 50 üründe ilk 10’da yer alıyor ve 100’ün üzerinde de tarımsal ürün yetişiyor" dedi.


Vali Pehlivan, ’Şehrin Ekonomisi Mersin’ programına katıldı. Akdeniz İhracatçı Birlikleri’ndeki programda konuşan Vali Pehlivan, Mersin’in tarih boyunca stratejik önemini muhafaza ettiğini söyledi. Mersin’in tarihte de aslında liman kenti hüviyetine sahip olduğunu kaydeden Vali Pehlivan, "Mezitli ilçemizdeki Soli Pompeipolis bizim tarihteki antik ve en eski limanlardan birisidir. Keza Aydıncık ilçemizdeki Kelenderis Limanı da tarih boyunca, özellikle de denizlerin insanlar tarafından hem ulaşım aracı olması vasfıyla hem ticaret yapmak üzere kullanılmasıyla birlikte önemli bir konuma sahip olmuştur. Tarsus ilçemiz de Kilikya medeniyetinin merkezi olarak sayılıyor. Burada çeşitli medeniyetler yaşamış, faaliyet göstermiş ve izler bırakmış. Mensubu olduğumuz medeniyetimiz, ecdadımızla, Selçuklu’dan, Karamanoğulları’ndan, Osmanlı’ya kadar izler bırakmış. Bizler, zaten bu coğrafyada bin yılı aşkın bir süredir var olan Türk milleti olarak her bir ilinde ve ilçesinde olduğu gibi Mersin’de de tarihsel süreç içerisinde bu gelişim sürecine gerekli katkıyı yapmış durumdayız" ifadelerini kullandı.



"Mersin, dinamik bir il"


Ekonominin, çok kapsayıcı ve kapsamlı aynı zamanda hayatın her alanını her aşamasını ilgilendiren bir kavram ve dinamik bir süreç olduğunu dile getiren Vali Pehlivan, "Mersin’imiz de bu bağlamda dinamik bir ildir. Nüfusu 2 milyon olmuş, yüz ölçümü yaklaşık 16 bin kilometrekare, 13 ilçesi, 806 mahallesiyle ekonomiye belli katkılar sunan bir ildir Mersin. Bunlar içerisinde tarım önemli bir yer tutuyor. İlimiz, komşumuz olan Adana’yla birlikte Çukurova’nın bereketini en iyi şekilde değerlendiren ve yansıtan illerden birisidir. Nitekim tarım sektöründe, özellikle bitkisel tarımda, yaş meyve ve yaş sebze üretiminde önde olan bir ildir. Biz ilimizi tanımlarken o yüzden sadece Akdeniz’in değil, Türkiye’nin inci ve öncü şehri diyoruz. İnci şehir olması sahip olduğu tarihi eserlerin; Tarsus’tan Anamur’a kadar, Gülnar, Mut’tan Çamlıyayla’ya kadar; Kız Kalesi’nden Silifke kalesine, Anamurium Antik Kentinden Mut Alahan Manastırına, Mamure Kalesinden Tarsus Ulu Camisi, St. Paul Kilisesi, kuyusuna kadar, Soli Pompeipolis’ten Kelenderis’e kadar, Yumuktepe’den Gözlükule kazı alanına kadar, Kanlıdivane’den Uzuncaburç’a kadar saymakla bitmeyen 926 arkeolojik sit ve toplamda da bin 700’e yakın tescilli tarihi yapısı ve yapıtı olan bir şehirdir" diye konuştu.



"Tarımda 10 üründe Türkiye birincisiyiz"


Mersin’in, tarımıyla da öne çıkan bir kent olduğunu belirten Vali Pehlivan, "Muz, çilek, limon gibi 9 bitkisel üründe Türkiye birincisi olan ilimiz, hayvansal ürün olarak keçi üretiminde de Türkiye birincisidir. İlimiz bu 10 üründe Türkiye birincisi olduğu gibi 30 tarımsal üründe de ilk 3’te, 50 üründe ilk 10’da yer alıyor ve 100’ün üzerinde de tarımsal ürün yetişiyor. O kadar bereketli topraklara sahibiz ki, ister açık alanda yapın ister serada yapın klima özelliği ve buranın ılıman iklimi tropikal meyveler de dahil birçok ürünün yetişmesine zemin hazırlıyor. İlimiz bu yönüyle geçtiğimiz yıl güncellenen rakamlarla tarımsal üretimde yaklaşık 77 milyar TL, hayvansal üretimde de 11 milyar TL olmak üzere yaklaşık 88 milyar TL tarımsal hasıla elde etmiş durumdadır. Tarım sektöründe ziraat odalarına 135 bine yakın kayıtlı çiftçimiz var. Tarımsal işletmelerimiz var. Tarımsal sanayiye yönelik yatırımlarımız var. Bunlar birbirini destekleyerek gidiyor" şeklinde konuştu.



"Geçtiğimiz yıl 11 milyarın üzerinde ihracat yapıldı"


Liman kenti olmasından dolayı Mersin’de ticaretin de oldukça gelişmiş durumda olduğuna işaret eden Vali Pehlivan, şöyle devam etti; "Ticaret odalarımıza kayıtlı yaklaşık 50 bin tacir, esnaf odalarımıza kayıtlı 60 bine yakın esnafımız var. Mersin Limanımız, adeta tarihteki o antik limandan bugüne gelen geleneği devam ettiriyor. Limanımız şu anda 124 hektarlık büyüklüğüyle Türkiye’nin en büyük alana sahip limanı, hacim olarak da 2.6 milyon TEU kapasitesiyle en çok elleçleme yapılan limanlardan birisidir. 10 milyon tonun üzerinde de konvansiyonel yük işlenebilen ve ticareti yapılabilen bir potansiyele sahiptir. Limanımızda bugünlerde genişleme çalışmaları devam ediyor. Çalışmalar bittiğinde yüzde 50 daha büyümek suretiyle hacmi 3.6 milyon TEU seviyesine çıkacak. Limanda yapılan istihdam doğrudan 3 bin iken 3 bin 500 istihdam, 25 bin iken yaklaşık 30 bin dolaylı istihdam durumu söz konusu olacak. Hemen yanı başında Serbest Bölgemiz var. Orada da 360’ın üzerinde firmada 10 binin üzerinde çalışan söz konusu ve oranın da ticaret hacmi yaklaşık 4 milyar dolardır. Genel olarak dış ticaret rakamlarına baktığımız zaman da geçtiğimiz yıl ilimizde 11 milyarın üzerinde ihracat yapıldı. Bu rakamla birlikte ilimiz en çok ihracat yapan iller sıralamasında 9. basamaktan 7. basamağa yükseldi. Bizim gümrük kapılarımızdan yapılan dış ticaret hacmi bu rakamla beraber 30 milyarın üzerindedir. Genel hinterland olarak düşündüğünüzde, bizim limanımızdaki gümrük kapılarımız 190 ülkeye açılıyor. 190 ülkeye limanımızdan ve gümrük kaplarımızdan başta Mersin Limanımız olmak üzere Taşucu da dahil diğer 5 kapımızdan 190 ülke ile ticaret yapılabilir."


Özellikle Türkiye’nin toplam narenciye ihracatının yüzde 40 nispetinde bir miktarının Mersin’den yapıldığını söyleyen Vali Pehlivan, "Keza bakliyat sektöründe, özellikle işleme, paketleme ve ticaret konusunda sektörün yüzde 70’inin üstünde kapasite bizdedir. Orada da bir öncülük durumu var. Dolayısıyla her şehrin kendine göre en’leri vardır. Bizim şehrimizin en’leri de maşallah çok. O yüzden öncülük vasfını sıfat olarak yakıştırıyoruz. Hayvancılığın bir kısmını söyledik ama arıcılık da belki çok ön planda değilmiş gibi gözükür ama ilimiz Türkiye’de arıcılık konusunda da 4. sıradadır. Orada da bir potansiyelimiz var. 350 binin üzerinde kovanımız var. Arıcılık da bu anlamda önemli bir sektördür. Ticaretin yanında lojistik konusunda, ilimizde özellikle de gümrük kapıları ve liman bağlantılı yurt sathında faaliyet gösteren 4 bine yakın lojistik firmamız var" dedi.



"İlimizde 7 ayrı OSB var"


Sanayinin Mersin’de giderek gelişen önemli bir sektör olduğuna işaret eden Vali Pehlivan, "Sanayide yeni yatırımlar alıyoruz. Yeni etaplar açıyoruz, yeni Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) açıyoruz. Bugün itibariyle ilimizde 7 ayrı OSB’miz var ve en eski OSB’miz olan Mersin-Tarsus OSB’mizin 4. etabını da geçtiğimiz aylarda faaliyete geçirdik. 40’ın üzerinde de yeni tahsis yaptık. Toplamda OSB’lerimizde 26 bin istihdam varken, yeni etapla beraber bu istihdam 5 bin daha artarak 30 binin üzerine çıkacak. Firma sayısı da 253 iken 300’lere çıkacak. Hemen yanı başında Tarsus’ta müstakilen bir OSB’miz var. Hızla yatırımları devam ediyor. Hemen onun yanında TÜİOSB dediğimiz Tarımsal Ürün İşleme İhtisas Organize Sanayi Bölgemiz var. Onun da alt yapı çalışmaları başladı" diye konuştu.


Turizmle ilgili olarak da Mersin’in 321 kilometre sahil bandına sahip olduğunu söyleyen Vali Pehlivan, "Burada mavi bayraklı 11 plajımız var. Toplamda 40’ın üzerinde plaj, 100’ün üzerinde de doğal koylarımız var. 600’ün üzerinde otelimiz 45 bine yakın yatak kapasitesiyle hizmet veriyor. 8 turizm bölgemiz var. Çukurova Uluslararası Havalimanı’yla birlikte diğer bütün sektörlerin daha da hareketleneceğini, bu bağlamda turizm sektöründe de ayrı bir hareket olacağını bekliyoruz. Bununla ilgili de zaten sektör paydaşlarımızla çalışıyoruz. İlimiz aynı zamanda bir enerji kenti olma yolunda da ilerliyor. Nitekim ülkemizin ilk nükleer enerji santrali Mersin’de. Orada da 30 bin civarında çalışan var. 4 türbinde aynı anda çalışılıyor. Önümüzdeki yıl birinci türbinde üretim başlayacak ve santral inşaatı bitip türbinlerin hepsi faaliyete geçtiğinde ülkemizin elektrik enerjisi ihtiyacının yüzde 10’u buradan karşılanacak. Burada iletim hatlarının şimdiden yapıldığına şahitlik ediyoruz. Bu yatırımı yakından takip ediyoruz ve şu an itibariyle bile istihdam başta olmak üzere birçok sektöre yansımalarının olduğunu görüyoruz" şeklinde konuştu.



Vali Pehlivan: "Mersin, dinamik bir il"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Annesi kenti güzelleştiriyor, kızı rekorlar kırıyor Kırdığı rekorlar ile ülkenin gururu olan milli atlet Gizem Akgöz’ün annesi Aynur Akgöz, Balıkesir’de on yıldır kent estetiği ve çevre temizliği konularında gösterdiği çabalarından dolayı Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve ATMA Derneği tarafından ödüle layık görüldü. Ödülün kendisini mutlu ettiğini söyleyen Akgöz, “Kızım ülkem için mücadele ediyor, ben de şehrim için mücadele ediyorum” dedi. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Kent Estetiği Daire Başkanlığı’nda 11 yıldır çalışan Aynur Akgöz’e, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve ATMA Derneği’nce çevre temizliğine katkılarından dolayı ödül verildi. Yaz-kış demeden zorlu ve yorucu hava şartlarına rağmen sokakların, caddelerin temizlenmesinde ve güzelleştirilmesi için alın teri döken Akgöz, aynı zamanda kırdığı rekorlarla ülkenin gurur kaynağı olan milli atlet Gizem Akgöz’ün de annesi. Kent estetiğine kadının bakışının ayrı bir güzellik kattığını söyleyen Aynur Akgöz’ün neredeyse ayağının değmediği sokak yok. On yıldan fazla süredir kentin temiz kalmasında alın teri döken bir emekçi olarak vatandaşların çöplerini çöpe atmak yerine yere attığını söyleyen Akgöz, çevre temizliği konusunda halkın çok bilinçli olmadığını söyledi. Mesleklerin asla cinsiyetinin olmadığını söyleyen Akgöz, çim biçme makinesinden sırt motoruna kadar tüm aletleri kullanabiliyor. Kadın bakış açısı “Şehrimizi, kadın bakış açısıyla güzelleştiriyoruz” diyen Akgöz, şehirlerin dizaynında ve temiz kalmasında kadınların daha verimli olduğunu belirterek, “Kadınlar, güzelliğe önem verdiği için kent estetiğinde de ayrıntılı düşünüyor. O nedenle kadınlar, bu alanda daha verimli oluyor. Çiçek ve bitki ekiminde genellikle kadınlar çalışıyor. Erkeklerin yaptığı işleri kadın personel yapamaz diye bir şey yok. Ben traktör kullanıyorum. Çim motoru kullanıyorum. Sırt motoru bile kullanıyorum. Çevremizi de kadın bakış açısıyla güzelleştiriyoruz” dedi. "Mutlu oldum" Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve ATMA Derneği tarafından verilen ödülün kendisini çok mutlu ettiğini söyleyen Akgöz, “Ödül aldığımı duyduğumda çok şaşırdım. Bu ödüle layık görüldüğüm için çok mutlu oldum. Sadece çim biçmiyoruz. Çöpü de topluyoruz ve temizliğini de yapıyoruz” ifadelerini kullandı. "Yere değil çöpe atalım" Kentte başlatılan ATMA Hareketi’nin çok önemli bir adım olduğunu aktaran Akgöz, vatandaşların, ’zaten çöpçüler topluyor’ bakış açısıyla çoğu zaman çöplerini çöpe atmak yerine yere attığına şahit olduğunu, daha temiz bir çevre için bu konuda kent sakinlerinin daha duyarlı olması gerektiğini söyledi. Her gün çevreyi temizlediklerini ve temizlemeye devam edecekleri belirten Akgöz, “Çöp atma konusu çok önemli. Çöpçüler bu işi yapıyor diye insanlar çöplerini yere atıyor. Çikolata yedikten su içtikten sonra çöpler yere atılıyor. Özellikle sigara izmariti çok atılıyor. Daha duyarlı olmak lazım. Biz, her gün temizliyoruz. Temizlemeye de devam edeceğiz. Ama vatandaşlarımızdan isteğimiz çöplerini yere değil çöp konteynerlerine atmalarıdır” dedi. "Hem kendimle hem de kızımla gurur duyuyorum" İki çocuk annesi Akgöz, iş hayatındaki başarısının yanında kızının başarılarıyla da çok gurur duyduğunu söyledi. Kızı Gizem’in spor hayatının eşinin geçirdiği kaza sonrası başladığını ve 14 yaşında milli sporcu olduğunu aktaran Akgöz, “Kendisiyle çok gurur duyuyorum. Buralara gelinceye kadar çok badireler atlattık. Eşim ciddi bir kaza geçirmişti. Çocuklarımın psikolojisi bu durumdan bozulmasın, etkilenmesin diye onları spor hayatına yönlendirdim. Okudular, sporlarını yaptılar. Gizem, 14 yaşında milli sporcu oldu. Sonra kulüplere girmeye başladı. Türk tarihinde 14 metreyi geçen ikinci kadın unvanını aldı. O bana destek oluyor, ben de ona destek oluyorum. Gururunu yaşıyorum” şeklinde konuştu. “Kızım dünya çapında o ülkem için mücadele verirken ben şehrim için mücadele veriyorum” diyen Akgöz, kendi ayakları üzerinde duran bir kadın olarak imkânlar verildiğinde kadınların aşamayacağı engel olmadığını söyledi.
Sinop ’Karadeniz de küresel değişimlerden nasibini alıyor’ Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sabri Bilgin, “Deniz suyu sıcaklıklarının artması, ekosistemlerdeki dengeleri bozmakta ve birçok türün yaşam alanlarını tehdit etmektedir. Karadeniz de bu küresel değişimlerden nasibini almaktadır" dedi. Sinop’ta, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortaklaşa finanse edilen ve “Karadeniz’deki Deniz Koruma Alanları için Deniz Çayırlarının Haritalanması yoluyla İklim Değişikliğine Uyumun Güçlendirilmesi Projesi" toplantısı yapıldı. Sinop İl Özel İdaresi ve Sinop Üniversitesi organizesinde bir otelde düzenlenen toplantıda, deniz çayırlarının haritalanmasının önemi ve iklim değişikliğine uyum konuları ele alındı. Proje, deniz ekosistemlerinin korunması ve iklim değişikliğine karşı dirençli hale getirilmesi için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Toplantıya, proje paydaşı kurum ve kuruluşların temsilcileri katılarak proje hakkında detaylı bilgiler paylaştı. Toplantıda ayrıca sinevizyon gösterimiyle projenin tüm detayları katılımcılara aktarıldı. Toplantıda konuşan Deniz Çayırlarını Koruma proje personeli Endüstri Mühendisi Ümit Aydın, “Hepimizin bildiği ve çoğumuzun göz ardı ettiği ancak insanlığın ve dünyanın gelecekte kabusu haline gelecek olan, küresel ısınma ve çevre kirliliği ile mücadele için maalesef yeterince duyarlı hareket edilmemektedir. Ülkelerin içinde bulunduğu ekonomik krizler, artan uluslararası gerginlikler gibi unsurlar, devletlerin kaynaklarını bu alanlara yöneltmesine neden olmaktadır. Oysa ciddi önlemler alınmazsa iklim değişikliği ve çevre kirliliği nedeniyle yakın gelecekte dünyayı şu an hayal dahi edemeyeceğiz tehlikeler beklediği aşikardır. Işık hızıyla gelişen teknoloji ve dünya nüfus artışı kaynakların hızla tükenmesine ve türlerin yok olmasına neden olmaktadır. Tek hücreli canlıdan piramidin tepesindeki insana kadar olan zincirin tüm halkaları varoluşun devamı için bütünlük arz etmektedir. Bu halkalardan birinin kopması canlı yaşamının tümünün tehlikeye girmesine neden olmaktadır. Şu an için önlem alınsa dahi küresel ısınmanın oluşturduğu etkilerinin yok olmasının en erken 100 yıl süreceği bilim adamları tarafından söylenmektedir. Oysa bizler bırakın ciddi önlemler almayı, bunu felaketi ciddiye almamayı yeğliyoruz. Bunun en büyük nedeni de bu işlerle uğraşmak için gerekli ekonomik ve insan kaynaklarının yetersiz oluşudur. Önceden plastik atıklardan bahsederken, şimdi mikro plastiklerin karada ve denizde hızla yayılmasından, yiyecek kaynaklarını kirlettiğinden, vücuda alındığında toksik etkiler göstereceğinden bahsetmekteyiz. Artık yediğimiz balığın maalesef besin kaynaklarından biri de mikro plastiklerdir. Bunun anlamı böyle giderse yediğimiz her balıkla plastik de yemiş ve kansere davetiye çıkarmış olacağız” diye konuştu. Proje tanıtım toplantısında konuşan Prof. Dr. Sabri Bilgin, “Deniz suyu sıcaklıklarının artması, ekosistemlerdeki dengeleri bozmakta ve birçok türün yaşam alanlarını tehdit etmektedir. Karadeniz de bu küresel değişimlerden nasibini almaktadır. Özellikle, su sıcaklıklarının değişimi, oksijen seviyelerindeki azalmalar ve denizel ekosistemlerin daha hassas hale gelmesi, balıkçılıktan biyolojik çeşitliliğe kadar geniş bir yelpazede tehditler oluşturmaktadır. Ancak bu tehditler, aynı zamanda çözüm üretmek için de bir fırsat oluşturmaktadır. Bizim bu proje ile yapmak istediğimiz şey, Karadeniz’in doğal zenginliklerini koruyarak, bu ekosistemin gelecekte de sağlıklı bir şekilde varlığını sürdürebilmesini sağlamaktır” şeklinde konuştu. Proje paydaşlarından Sinop İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Yahya Çınkıl da kısa bir konuşma yaptı.
İstanbul Eylül ayında kartlı ödemeler 1,45 trilyon TL’ye ulaştı Kredi kartları, banka kartları ve ön ödemeli kartlar ile Eylül ayında yapılan toplam ödeme tutarı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 79 artarak 1.449,4 milyar TL oldu. Bankalararası Kart Merkezi (BKM), Eylül ayına ilişkin kartlı ödeme verilerini açıkladı. Buna göre, Eylül ayı itibarıyla Türkiye’de kredi kartı sayısı 127,2 milyon, banka kartı sayısı 192,8 milyon ve ön ödemeli kart sayısı 103,1 milyon adet oldu. 2023 yılının Eylül ayı ile kıyaslandığında kredi kartı adedinde yüzde 13’lük, banka kartı adedinde yüzde 5’lik, ön ödemeli kart adedinde ise yüzde 22’lik artış yaşandı. Toplam kart sayısı ise 423,1 milyon adede ulaşarak geçen yılın aynı ayına göre yüzde 11 artış gösterdi. Kartlı ödeme tutarı gelişimi Kredi kartları, banka kartları ve ön ödemeli kartlar ile Eylül ayında yapılan toplam ödeme tutarı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 79 artarak 1.449,4 milyar TL oldu. Kartlı ödemelerin 1.220,3 milyar TL’si kredi kartları ile yapılırken 200,3 milyar TL’sinde banka kartları, 28,8 milyar TL’sinde ise ön ödemeli kartlar kullanıldı. Kredi kartı ile yapılan ödemelerde önceki yılın aynı ayına göre büyüme oranı yüzde 86, banka kartı ile yapılan ödemelerde yüzde 48 olurken ön ödemeli kartlar ile yapılan ödemelerde ise bu oran yüzde 104 oldu. Kartlı ödeme işlem adedi gelişimi Kredi kartları, banka kartları ve ön ödemeli kartlar ile Eylül ayında yapılan toplam ödeme adedi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13 artarak 1,58 milyar adet oldu. Kartlı ödemelerin 913,2 milyon adedi kredi kartları ile yapılırken 550,3 milyon adedinde banka kartları, 117,2 milyon adedinde ise ön ödemeli kartlar kullanıldı. Kredi kartları ile yapılan ödeme adetlerinde büyüme oranı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 16, banka kartları ile yapılan ödeme adetlerinde yüzde 4 olurken ön ödemeli kartlar ile yapılan ödeme adetlerinde ise bu oran yüzde 35 oldu. İnternetten kartlı ödeme tutarı gelişimi İnternetten kartlı ödemeler, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 88 artarak 428,5 milyar TL’ye yükseldi. İnternetten yapılan kartlı ödemelerin toplam içindeki payı ise yüzde 29 oldu. İnternetten kartlı ödeme adedi gelişimi İnternetten kartlı ödeme adedi, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 11 artarak 225,1 milyon adede yükseldi. İnternetten yapılan kartlı ödemelerin toplam içindeki payı ise yüzde 15. Temassız ödeme tutarı gelişimi Kartlarla yapılan temassız ödeme adedi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 21 artarak 1.048,4 milyon adet oldu. Temassız ödeme tutarı ise geçen yılın aynı ayına göre yüzde 93 artarak 458,8 milyar TL oldu. Eylül ayında mağaza içi yapılan her 5 kartlı ödemeden yaklaşık 4’ü temassız gerçekleşti.