EKONOMİ - 13 Kasım 2024 Çarşamba 11:04

Sigorta sektörü meslek odası istiyor

A
A
A
Sigorta sektörü meslek odası istiyor

Son yıllarda büyük bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçen sigorta sektörü, meslek odasının kurulmasını istiyor.


Gurbet Kasko Kurucusu Abdulcelil Alkış, sektörde yaşanan dönüşümü ve acentelerin karşılaştığı zorluklara ilişkin yaptığı açıklamada, eskiden sadece tek bir sigorta şirketiyle çalışan acentelerin, bugün birçok şirketle iş yapar hale geldiğini, ancak bu genişleyen çalışma ağının, acentelere daha fazla esneklik sağlarken, aynı zamanda ciddi rekabet ve ilişkilerde hassasiyet gerektiren zorlukları da beraberinde getirdiğini söyledi.


Alkış, ekonomideki dalgalanmaların sigorta sektörünü derinden etkilediğini belirterek, faizlerin yükselmesi, enflasyon ve maliyet artışlarının sektörde rekabeti daha da sert hale getirdiğini vurguladı. “Bugün sektörde bir yandan fiyat rekabeti hızla artarken, diğer yandan kasko gibi alanlarda fiyatlar düşüyor, acentelere trafik sigortası yapabilmesi için belirli oranlar uygulanıyor. Bu tür düzenlemeler, acentelerin iş yapma şeklini değiştiriyor ve onlara yeni zorluklar getiriyor" diyen Alkış, acentelerin bu dinamik süreçte ayakta kalmak için yoğun çaba harcadığını kaydetti.


Özellikle, bir acentenin bir yandan iş yaptığı şirketle ertesi gün rakip duruma gelmesi gibi çelişkili durumların, sektördeki iş ilişkilerini zorladığını ifade eden Alkış, “Acenteler olarak çoğu zaman elimizde bir karar gücü olmadan, bize çizilen yol haritasına göre hareket etmek zorundayız. Şirketlerimiz ‘sat’ dediğinde satıyoruz, ‘satma’ dediğinde duruyoruz. Ancak bu değişen rekabet ortamı, psikolojik olarak da zorlayıcı hale geliyor" dedi.



"Meslek odamız için birlikte güçlenme zamanı"


Abdulcelil Alkış, sigorta sektöründe sağlıklı ve sürdürülebilir bir yapının oluşturulabilmesi için sektörde bir meslek odasının kurulmasının şart olduğunu söyledi. Sigorta acenteleri ve şirketlerine bu süreçte birlikte hareket etme çağrısında bulunan Alkış, “Sigorta sektöründe bir meslek odası, acentelere güvenli bir çatı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda mesleğin itibarını ve niteliğini artırır. Bu adım, yalnızca sektöre düzen getirmekle kalmayacak, iş birliğini ve dayanışmayı da güçlendirecek" ifadelerini kullandı.


Sigorta şirketleri ve acentelerin güçlerini birleştirerek bir meslek odası çatısı altında toplanmasının, yalnızca rekabeti değil, pastayı büyütme anlayışını da öne çıkaracağını vurgulayan Alkış, “Sektörde pastadan pay kapma telaşını bırakıp, pastayı hep birlikte büyütmeyi hedefleyen bir anlayışla hareket etmeliyiz. Bu şekilde, hem acenteler hem de şirketler birlikte kazanır" diye konuştu.


Alkış, sigorta sektörünün geleceği için büyük önem taşıyan meslek odası konusunda sektördeki tüm paydaşlara çağrıda bulunarak, “Acentelik mesleğinin itibarını artırmak ve sektörde kalıcı bir düzen sağlamak için hep birlikte el ele verelim" dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Uşak Uşak Üniversitesinin ’Entegre Kalite Yönetim Sistemi’ Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tescillendi Uşak Üniversitesi süreç yönetimi, stratejik plan yönetimi, kalite dokümantasyonu, kurum öz değerlendirme yönetimi, faaliyet ve eylem planı yönetimi ile kurum iç ve dış değerlendirme işlemlerini kapsayan ‘Entegre Kalite Yönetim Sistemi’ni başarıyla hayata geçirdi. Uşak Üniversitesi, eğitim ve öğretim süreçlerinin yanı sıra idari ve akademik süreçlerde de sürekli gelişim ve kaliteyi esas almaya devam ediyor. Uşak Üniversitesi, bilgi yönetim sistemi sürecinde sürekli iyileştirme hedefi doğrultusunda önemli bir adım daha attı. Entegre Kalite Yönetim Sistemi, Uşak Üniversitesinin stratejik hedeflerine ulaşmasında etkin bir araç olarak kullanılıyor. Bu sistem, kalite yönetiminde dünya standartlarında bir yaklaşım benimseyerek, süreçlerin şeffaf bir şekilde izlenmesini, değerlendirilmesini ve iyileştirilmesini mümkün kılacak. Bilişim teknolojileri alanındaki güçlü altyapı, kalite yönetim sisteminin verimli bir şekilde işlemesine imkan sağlıyor. Akademik ve idari süreçlerin dijital ortamda entegre edilmesi, zaman ve kaynak tasarrufu sağlarken aynı zamanda karar verme süreçlerinde daha hızlı ve doğru sonuçlar elde edilmesini mümkün hale gelecek. Anket Yönetimi Yazılımı ile Paydaş Katılımı Uşak Üniversitesi ayrıca, iç ve dış paydaşlardan alınan geri bildirimlerle kaliteyi sürekli olarak izlemekte ve geliştiriyor. Entegre anket yönetimi yazılımı sayesinde, öğrenci, öğretim elemanı ve diğer paydaşların görüşleri hızla toplanarak, analiz ediliyor. Bu yazılım, anket süreçlerini otomatikleştirerek hem verimlilik hem de doğruluk sağlıyor. eri bildirimler doğrultusunda yapılan iyileştirmeler, Uşak Üniversitesi’nin eğitim kalitesini ve yönetim süreçlerini daha da güçlendiriyor. Bu önemli gelişmelerin bir sonucu olarak, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Uşak Üniversitesi’nin Entegre Kalite Yönetim Sistemi ve Entegre Anket Yönetim Yazılımını tescilleyerek, Uşak Üniversitesinin kalite yönetiminde gösterdiği mükemmeliyetin resmen tanındığını ortaya koydu. Bu tescil, Uşak Üniversitesinin eğitimde ve yönetim süreçlerinde ileriye dönük sürdürülebilir başarı hedeflerine ulaşma yolunda önemli bir kilometre taşı olarak nitelendirildi. Uşak Üniversitesi, bu başarıyı, bilgi teknolojilerindeki inovatif yaklaşımlarını, güçlü akademik altyapısını ve sürdürülebilir kalite yönetimi anlayışını birleştirerek elde etti. Geleceğe Dönük Hedefler Rektör Prof. Dr. Ekrem Savaş konuyla ilgili yaptığı açıklamada Uşak Üniversitesi’nin, teknolojik altyapısına yaptığı yatırımlarla sadece eğitimde değil, yönetim süreçlerinde de dijital dönüşümün öncüsü olmayı hedeflediğini vurgulayarak ‘‘Entegre kalite yönetim sistemimizin ve dijital yazılımlarımızın başarısı, üniversitemizin gelecekteki gelişim hedeflerine ulaşma yolunda sağlam bir temel oluşturacaktır. Kalite odaklı yaklaşımımızla, öğrenci memnuniyetini, akademik başarıyı ve toplumsal katkıyı artırarak, daha güçlü bir Uşak Üniversitesi inşa etmek için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu başarıda emeği geçen tüm akademik ve idari kadromuza teşekkür ediyorum. Uşak Üniversitesi’nin gelecekteki projelerine büyük katkılar sağlayacak bu gelişmenin üniversitemize hayırlı olmasını diliyorum" dedi.
Konya MEVKA’dan uluslararası öğrencilere ihracat uzmanlığı eğitimi Mevlana Kalkınma Ajansı (MEVKA), İki Doğu İki Batı Uluslararası Öğrenci Derneği işbirliği ile Konya’da bulunan üniversitelerde öğrenim gören yabancı öğrencilere yönelik olarak “İhracat Uzmanı Yetiştirme Eğitimleri” düzenledi. İki Doğu İki Batı Uluslararası Öğrenci Derneği’nde KTO Karatay Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Murat Canıtez tarafından gerçekleştirilen eğitimler, 4 hafta sonu olmak üzere toplamda 32 saat sürdü. Eğitimlerin tamamlanmasının ardından başarılı bulunan yabancı öğrencilere Dış Ticaret Uzmanlığı sertifikaları verildi. Ajans olarak gerçekleştirdikleri eğitim programı ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Mevlana Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. İhsan Bostancı, “Mevlana Kalkınma Ajansı olarak, sorumlu olduğumuz bölgelerde bir yandan çeşitli destek mekanizmaları uygularken diğer yandan da hem bölgemizde faaliyet gösteren firmaların uluslararası rekabette ihtiyaç duyduğu alanların iyileştirilmesine hem de bölgemizin insan kaynağının gelişmesine katkıda bulunmaya gayret gösteriyoruz. Sürdürülebilir kalkınmanın yapıtaşlarından biri olan ihracat kavramının ülkelerin ekonomik açıdan gelişimlerinde temel rol oynadığı günümüzde bu operasyonları gerçekleştirecek donanımlı insan kaynağının yetiştirilmesi de bir o kadar önem arz etmektedir. 180’den fazla ülkeye 3 binden fazla ihracatçı firmasıyla 3.36 milyar dolar ihracat gerçekleştiren şehrimize baktığımızda ise firmalarımızın bu noktada uluslararası ticaretin gerekliliklerini yerine getirecek, birkaç dünya dilini aynı anda konuşabilen, yeni pazarlar ve yeni müşteriler kazandıracak olan dış ticaret uzmanlarına büyük ihtiyaç duyduklarını sahada yürüttüğümüz çalışmalardan tespit etmiştik. Tam da bu noktada, şehrimizdeki üniversitelerde eğitim görmek için çeşitli ülkelerden gelen uluslararası öğrenciler hem geldikleri ülkelerdeki bağlantıları hem de konuştukları birkaç yabancı dil sebebiyle odak noktamız oldu. Bizler, çeşitli bağlarla bağlı olduğumuz bu öğrencilerimizi hem ülkemizin bir zenginliği hem de geldikleri ülkeler ile ülkemiz arasında gönüllü birer elçiler olarak görüyoruz. Bu öğrencilerimizin bir kısmı eğitimlerini tamamladıktan sonra ülkelerine dönerken bir kısmı da ülkemizde çalışma hayatına katılmakta ve sahip oldukları donanımları ile de yetişmiş insan kaynağı açısından büyük bir potansiyel oluşturmaktadırlar. Mevlana Kalkınma Ajansı olarak bizler de buradan hareketle İki Doğu İki Batı Uluslararası Öğrenci Derneği işbirliğiyle Konya’da bulunan üniversitelerde öğrenim gören yabancı öğrencilere yönelik olarak düzenlediğimiz İhracat Uzmanı Yetiştirme Eğitim Programı ile bu öğrencilerin şehrimizde faaliyet gösteren ihracat firmalarının dış ticaret birimlerinde çalışabilmelerini hedefledik. Düzenlenen eğitim programı çerçevesinde 25 uluslararası öğrenci 4 hafta sonu 4’er saatten toplamda 8 gün ve 32 saatlik dış ticaret eğitimi almış oldu. Eğitimler boyunca katılımcılara, uluslararası e-ticaretin tanımı ve kapsamı, uluslararası e-ticaretin türleri, dış ticaret işlemlerinin yürütülmesi, firma türleri ve avantajları, ihracat pazarlaması ve süreci, ticari bilgi kaynakları, ticari bilgilerin bulunma yöntemleri ve teknikleri, ticari istihbarat, ihracat pazar araştırması ve müşterilerin bulunması, dış ticarette ödeme yöntemleri ve uygulamaları, ihracatta ve ithalatatta kullanılan belgeler ve bunların doldurulması, gümrük mevzuatı, ihracat ve ithalatta lojistik gibi konular ve uluslararası ticaretin tüm süreçleri uygulamalı olarak anlatıldı. Ajans olarak, bölgemizde yer alan paydaşlarımızın ihtiyaç duydukları alanlara ve bölgemizin her açıdan gelişimine katkı sunacak projelere desteğimizin artarak devam edeceğini ifade ederek değerli işbirlikleri için İki Doğu İki Batı Uluslararası Öğrenci Derneği’ne ve KTO Karatay Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi’ne teşekkür ediyor, eğitimlerin öğrencilerimiz, şehrimiz ve bölgemiz adına hayırlara vesile olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.
İstanbul 15 Kasım Dünya Çiğ Köfte Günü için başvuru yapıldı Türkiye’nin önemli franchise markalarından Komagene, 15 Kasım 2024 tarihini ’Dünya Çiğ Köfte Günü’ olarak ilan etti. Her Kasım’ın 15’inde ’Dünya Çiğ Köfte Günü’ için Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı’na başvuruda bulundu. Marka 15 Kasım 2009’ dan bu yana tam180 aydır her ayın 15’inde düzenlediği "+%50 Çiğ Köfte Bedava" kampanyasını 15. yılında anlamlı bir gün ile taçlandırdı. “UNESCO’ya da çiğ köfte için ’Kültürel Miras’ başvurusunda bulunacağız" Her Kasım’ın 15’inde ’Dünya Çiğ Köfte Günü’ için Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı’na başvuran marka, önümüzdeki günlerde UNESCO’ya da çiğ köfte kültürünün somut olmayan kültürel miras olarak kabul edilmesi için başvuruda bulunmaya hazırlanıyor. “Dünya kültürel mirasına katkıda bulunmak amaçlı UNESCO’ya çiğ köfte üzerinden bir başvuru yapacağız” Komagene Genel Müdür Yardımcısı Semiha Demiral, “Dünya Çiğ Köfte Günü’nü 15 Kasım için ilan ediyoruz. Çünkü, biz 15. yılımızı doldurduk. Her ayın 15’inde kutladığımız +%50 çiğ köfte kampanyasıyla Dünya kültürel mirasına katkıda bulunmak amaçlı UNESCO’ya çiğ köfte üzerinden bir başvuru yapacağız. Ortak değerlere çok katkısı olan bir ürün” ifadelerini kullandı. “Biz çiğ köftenin hak ettiği konuma gelmesi için elimizden geleni yapıyoruz” Demiral, "2000 yıllık bir tarihten bahsediyoruz, çiğ köfte o günden bugüne gelmiş bir ürün tabi ki biz bunu biraz modifiye ederek eşsiz çiğköfte haline getirdik. Bugünde Türkiye’nin en sevdiği ürünlerden biri olarak müşterilerimizle buluşturuyoruz. Biz çiğ köftenin hak ettiği konuma gelmesi için elimizden geleni yapıyoruz, çünkü çiğ köfte hem ürün olarak çok sağlıklı, hem de doyurucu bir ürün. Doyurucu yanı çok bilinmiyordu, doyurucu bir ürün haline getirdik dürümlerle ve diğer ürünlerle. Aynı zamanda ekonomikte bir ürün ve herkesin hem zevkine hem bütçesine uygun bir ürün, onun için hak ettiği konuma gelmesi için çaba sarf ediyoruz.
Adana Adana’da deprem konutları 2025’in sonunda tamamlanacak Adana’da depremden etkilenenler için yeni afet konutları yükselmeye devam ediyor. Kent genelinde yapılacak olan 10 bin 958 konutun 3 bini tamamlanırken, 7 bin 958’i hızla yükseliyor. Kahramanmaraş merkezli depremlerde evleri yıkılan binlerce depremzede için 11 ilde TOKİ tarafından yapılan konutların inşası sürüyor. Adana’da ise 10 bin 958 konutun 3 bini tamamlandı ve 7 bin 958 konutun inşası ve ihaleleri Seyhan, Çukurova, Sarıçam, Tufanbeyli, Yumurtalık ve Ceyhan ilçelerinde devam ediyor. 7 gün 24 saat esasına göre devam ediyor İşçiler, inşaatlarda 3 vardiya olarak konutların yapımını 7 gün 24 saat esasına göre devam ettiriyor. Merkez Çukurova ilçesine bağlı Şambayadı Mahallesi’nde yeni konutlar hızla yükseliyor. İnşaatları inceleyen Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, “Şambayadı Mahallesi’ndeki inşaat 3 ay önce başladı ve 3 ay sonra tamamlanması bekleniyor. Burada 24 saat bir işleyiş var. Yapımı devam eden 3 bin 500 konut var. 3 bin konutunda ihalesi yapılacak. Konutları hazırladığımızda teslimleri yapılıyor. Artık sona geldik. Bunun mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz” diye konuştu. “TOKİ tecrübesiyle hızlı, güvenli kentler inşa ediyoruz” Adana’da yapılacak toplam 10 bin 958 deprem konutunun 2025 yılının sonunda tamamlanacağını vurgulayan Mustafa Karslıoğlu, “2025’in sonuna kadar bütün evleri vatandaşlarımıza teslim etmiş olacağız. Bu hedefimizden şaşmayacağız. Kime hizmet ettiğimizin bilincindeyiz. Depreme dayanıklı, TOKİ tecrübesiyle hızlı, güvenli kentler inşa ediyoruz. El birliğiyle hepimiz çalışıyoruz. Kimsenin aklı buralarda kalmasın. Vatandaşlar güvenli şekilde evlerine yerleştiriliyor” dedi.
Adana Beslenme ve Diyet Uzmanı Gündüz: “Herkese uyan standart bir diyet programı yok” Beslenme ve Diyet Uzmanı Çisem Gündüz, herkesin bünyesinin, kültürel alışkanlıklarının, sevdiği yiyeceklerin, hastalıklarının farklı olduğuna dikkat çekerek, diyet programlarının da kişiye özel olması gerektiğini, herkese uyan standart bir diyet programının olmadığını söyledi. Kilo verme ve sağlıklı yaşam alanında her geçen gün yeni diyet metotları ve yeni beslenme trendlerinin ortaya çıktığına dikkat çeken Acıbadem Adana Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Çisem Gündüz, “Aralıklı oruç, ketojenik diyet, vejetaryen diyet, yüksek proteinli diyetler gibi popüler diyet akımlarının ardından giden kitleleri hiç söylemiyorum bile Peki hiç düşündünüz mü bu kadar diyet akımı varken nasıl oluyor da kilolu insanların sayısı da her geçen gün artmaya devam ediyor; obezite ve yağ dokusunun fazlalığına bağlı hastalıkların sayısı artıyor” dedi. “Hedefinizin ne olduğunu kendinize sorun” Dünya üzerinde herkese iyi gelen tek bir diyet metodu olmadığının altını çizen Diyetisyen Gündüz, kişilerin bireysel özellikleri ve alışkanlıkları ihmal edilmeden hazırlanan diyetler için diyetisyene başvurmak gerektiğini ifade etti. Diyet programına başlayan kişilerin kendine hedefinin ne olduğunu sormasını tavsiye eden Diyetisyen Gündüz, “Hedefiniz kilo kaybı olabilir, sağlığınızı iyileştirmek ve hastalıklardan kaçınmak olabilir ya da yaşlanmanın önüne geçmek gibi birçok sebebi olabilir. Tahmin edersiniz ki, kolesterolü yüksek bir kalp hastasının uygulayacağı diyet ile kan şekerleri yüksek takip eden bir diyabet hastasının diyet programları birbirinden farklı olacaktır” diye konuştu. Diyet programlarının kişiye özel olmasının önemini vurgulayan Gündüz, bu noktada diyetisyenlerin, kişiyi iyi analiz etmesi, günlük yaşam alışkanlıkları ve öğün saatlerinin konuşulması, günlük alınması gereken mikro ve makro besin ögelerinin anlatılıp kısıtlayıcı diyetlerden uzak durularak tokluk seviyelerinin belirlenmesinin faydalarını anlattı. Bireylerin çalışma ortamları, var olan hastalıkları, kullanılan ilaçlar ya da takviye ürünler göz önünde bulundurularak bireylere özel hazırlanan diyetlerin başarı oranının daha yüksek olacağını söyledi. “Diyetisyene gitmek için hastalanmayı beklemeyin” Diyet programını hazırlarken bireylerin sevdiği ve sevmediği yiyecekler, var olan kültürel alışkanlıklar, sofra modelleri, evde hazırlanan yemek çeşitleri dikkate alınarak diyet programları oluşturulması gerektiğinden bahseden Diyetisyen Gündüz, “Kişilerin günlük çalışma tempoları, adım sayıları ve haftalık aktivite düzeyleri konuşulmalıdır. Bu şekilde oluşturulan bir diyete uyma ihtimaliniz ve sürdürülebilirliği daha yüksek olacaktır. Sağlığınız için kendinize bir hedef belirlediğinizde ve diyetisyeninizle uyum içerisinde çalışınca işlerin ne kadar da kolay olabileceğini göreceksiniz. Beslenme danışmanlığı almak, besinlerin içerikleri ve biyoyararlılıkları üzerine bilgi sahibi olmanızı sağladığı gibi, bu süreçte motivasyon sağlayıp sürecin keyifle ilerlemesine yardımcı olacaktır” dedi. Diyetisyene gitmek için herhangi bir sağlık sorunu olmadan da diyetisyene başvurmanın doğru olduğunu belirten Gündüz, kişiye iyi gelecek, sağlığına katkıda bulunacak ve uzun süreli sürdürülebilir bir beslenme programı için danışmanlık alınabileceğini sözlerine ekledi.