ÇEVRE - 19 Temmuz 2024 Cuma 09:24

Mut’ta Kestel Kanyonu görenleri mest ediyor

A
A
A
Mut’ta Kestel Kanyonu görenleri mest ediyor

Mersin’in Mut ilçesindeki Kestel Kanyonu muhteşem doğası ile görenleri hayran bırakıyor.


Kestel Kanyonu, Torosların eteklerinde el değmemiş orman ve dik kayalıkların çevrelediği, özgür akarsuların birbiriyle yarıştığı yer olarak ziyaretçilerini mest ediyor. Kanyonun en göz alıcı parçası ise 85 metre yüksekliğindeki şelale.


Görkemli olduğu kadar gizemli şelaleyi görebilmek için saatlerdir zor ve tehlikeli arazide yürümek gerekiyor. 85 metreye yakın yüksekliğiyle Türkiye’nin en yüksek kanyon şelalelerinden biri. İlginç yapısıyla benzerine az rastlanan kanyonun orta bölümü, şelalesi ve çevresi koruma alanı, bu el değmemiş kanyon, yaban keçileri için de bir koruma ve üreme alanı.


Kestel Kanyonu’nun yüzlerce metrelik kaya duvarları ile her tarafa serpilmiş kemer, mağara, obruk gibi jeolojik oluşumlar göz kamaştırıcı. Yer yer ardıç, karaçam, kızılçam, meşe ve gürgen ağaçlarıyla örtülü alan otsu bitkiler açısından da çok zengin. Ayrıca yakın çevrede Dağpazarı Kilisesi, Mavga Kalesi, Taş Köprü gibi kültür varlıkları bulunuyor. Yine ünlü Alahan Manastırı ise kuş uçuşu yalnızca 10 kilometre uzaklıkta.


Mut Belediye Başkanı Murat Orhan, kanyonun Mut için çok önemli olduğunu belirterek, "Özellikle ülkemizde son yıllarda kanyon sporları ve gezileri güzel gelişmeler var. Kanyonlar açısından ilçemiz gerçekten ülkemize son derece zengin bir yere sahip. Kestel Kanyonu’nun, batı kolonu ve doğu kolonunun keşfini tamamlamış bulunmakta" dedi.


Başkan Orhan, "Kestel Kanyonumuzun özellikle sahip çıkılması noktasında, ülkemize ve yurt dışına tanıtılması noktasında, Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, Mersin Büyükşehir Belediyesi özellikle biz Mut Belediyesi olarak her türlü desteği vermeye hazırız. Bu konuyu bir an önce hızlı bir şekilde çözerek burayı bir an önce doğa sporlarına açmayı hedeflemekteyiz. Dolaysıyla bütün herkesi bekliyoruz davet ediyoruz" diyerek sözlerini bitirdi.



Mut’ta Kestel Kanyonu görenleri mest ediyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Diş Dostu Derneği 1. Ulusal Kongresi’nde, koruyucu diş hekimliğinin önemi anlatılacak Diş Dostu Derneği ve İstanbul Atlas Üniversitesi iş birliğinde 19-20 Ekim 2024 tarihlerinde Diş Dostu Derneği 1. Ulusal Kongresi gerçekleştirilecek. Diş Dostu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Diş Hekimi Engin Aksoy, “Yapılan araştırmalara göre ülkemizde kişi başı diş macunu tüketimi gelişmiş ülkelerin çok gerisinde kalıyor. Bunun doğal bir sonucu diş çürükleri ile çok erken yaşlarda tanışıyor ve 50’li yaşlara geldiğimizde dişlerimizin neredeyse yarısını kaybetmiş oluyoruz. Bunun önüne geçmek için toplumda diş bakım ve düzenli diş hekimi kontrolü bilincini yerleştirmenin yanı sıra genç diş hekimlerine de mesleklerinin en başında koruyucu diş hekimliği bakış açısını katabilmek amacıyla Diş Dostu Derneği olarak 1. Ulusal Kongremizi Atlas Üniversitesi iş birliği ile 19-20 Ekim 2024 tarihlerinde Türkiye’nin dört bir yanından katılımla gerçekleştiriyoruz” dedi. Üniversite önemli bir kongreye ev sahipliği yapacak. Uzun yıllardır Türkiye’de koruyucu diş hekimliği alanında ve toplumda ağız ve diş sağlığını korumaya yönelik pek çok etkinlik düzenleyen Diş Dostu Türkiye Derneği ve İstanbul Atlas Üniversitesi iş birliği ile 19-20 Ekim 2024 tarihlerinde Atlas Üniversitesi Vadi Kampüsü’nde Diş Dostu 1. Ulusal Kongresi gerçekleştirilecek. Bilimsel programın yayınlandığı ve Koruyucu Diş Hekimliğinin ana temasını oluşturduğu kongreye Türkiye’nin dört bir yanından Diş Hekimliği Fakülteleri, Diş Klinikleri, Diş Hekimleri ve Diş Hekimi adayları katılım sağlayacak. Ağız sağlığımızdan endişe ediyoruz Diş Dostu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Diş Hekimi Engin Aksoy, ülke nüfusumuzun yüzde 14’ünün hayatı boyunca diş hekimine gitmediğini, diş macununu ise gelişmiş ülkelerin 4’te 1’i kadar kullandığına dikkat çekerek “Yapılan araştırmalar gösteriyor ki ülke olarak dişlerimize gereken önemi vermiyoruz. Gelişmiş ülkelerde yıllık diş macunu tüketimi neredeyse 400 gramı geçiyorken ülkemizde bu sayı 110 gram. Gelişmiş ülkelerde yıllık diş fırçası tüketimi 4 iken ülkemizde bu sayı 1 bile değil. Yani bir kişi belki de 2 yılda bir diş fırçasını değiştiriyor. Oysa hijyen kuralları gereği diş fırçasının mutlaka 3 ayda bir değiştirilmesi gerekir. Hastalıklara baktığımızda çürüklerle daha çocukken tanışıyoruz. Ancak Dünya Sağlık Örgütü’nün 2022’de yayımladığı Türkiye Ağız ve Diş Sağlığı raporuna göre 1-9 yaş arasındaki çocukların yüzde 48’inde çürükler tedavi edilmiyor ve o çürükler bize diş eti iltihaplanması, ağız ve diş sağlığında pek çok problem, diş kayıpları ve pek çok sistemik hastalık olarak geri dönüyor. Araştırmalara göre 50 yaşına geldiğimizde dişlerimizin neredeyse yarısını bu sebeplerle kaybetmiş oluyoruz. Bu çok ciddi bir sayıdır. Dişlerimiz sadece gülümsediğimizde işe yaramıyor. Konuşurken, yemek yerken, gülerken ve sosyal hayatta varlığımızı sürdürürken bizi temsil ediyor. Yine Dünya Sağlık Örgütü’nün Mayıs 2024’te yayımladığı Ağız Sağlığında Küresel Strateji ve Eylem Planı’na göre ağız hastalıkları dünyada en yaygın bulaşıcı olmayan hastalıklar arasında yer alıyor. Ağız ve diş sağlığımız bütüncül beden sağlığımızdan farklı değerlendirilmemeli. Ağzımızda başlayan iltihaplanma vücudumuzun pek çok yerinde farklı hastalıklara davetiye çıkarmaktadır. Bu nedenle koruyucu diş hekimliği artık her zamankinden daha önemlidir ve toplumun ağız ve diş sağlığı konusunda bilinçlenmemesi bir halk, toplum sağlığı problemi ortaya çıkarmaktadır” diye konuştu. Kongrede kanser ön teşhisinden antibiyotik kullanımına kadar pek çok dikkat çekici başlık bulunuyor Diş Dostu 1. Ulusal Kongresi’nin İstanbul Atlas Üniversitesi iş birliği ile gerçekleştiğini belirten Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tosun Tosun, “Zengin bilimsel içeriği ile ağız sağlığı ve hijyeni, diş çürükleri ve korunma yöntemleri, ağız sağlığı açısından antibiyotik kullanımı, ağız sağlığı incelemeleri ve kanser ön teşhisi gibi ilgi çekici başlıklarda diş hekimleri ve diş hekimliği öğrencilerine yönelik gerçekleştirilen bu kongreye ev sahipliği yapıyor olmaktan gurur duyuyoruz. Gelecek kuşakların sağlıklı toplumunu oluşturma hedefinde yeni bir başlangıcı oluşturmanın gururu ile 1. Ulusal Diş Dostu Kongresi’ne başarı dilerim” dedi. Dişlerimiz de organdır Sağlığın bir bütün olduğunu ve önce ağızdan başladığını belirten Diş Hekimi Remzi Ülgen, “Çocukluk çağında diş çürükleri kabul edilir, ancak zamanında müdahale edilmeyen diş çürükleri ilkokul döneminde şekerli beslenmenin artmasıyla paralel olarak artış gösterir. İlkokul bitiminde ortalama 3, lise bitene kadar da yaklaşık 10 diş çürümüş olur. Dolayısıyla ağız ve diş bakım alışkanlıklarının anaokulunda kazandırılması gerekiyor. Anaokulu döneminde, okul öncesi dönemde bu alışkanlığı kazanmayan kişilerin sadece yüzde 20’si sonradan bu alışkanlığı edinebiliyor. Kalan yüzde 80’lik kısım diş fırçalamıyor ya da aklına geldiğinde diş fırçalıyor. Diş hastalıklarının öldürücü ve sakat bırakıcı nitelikte hastalıklar olmadığından yola çıkan sağlık politikaları belirleyicileri için diş sağlığı daha az önemli görülüyor, daha geri planda tutuluyor. Oysa ki söz konusu diş sağlığı ve hastalıkları olduğunda ikinci ve üçüncü basamak yani tedavi edici ve rehabilitasyon basamakları çok daha pahalı hale gelebiliyor. Örneğin dişte bir organdır ve yerine konulması gerekir. Eksiklik durumunda konuşma, yeme güçlükleri yaşanabilir; daha ileri aşamalarda çene kemiğinde erimeler, kaymalar ortaya çıkabilir. Oysa en ucuz ve kolay olan koruyucu sağlık hizmetidir. Bu hizmetin yaygınlaştırılması gerekir. Bu konuda Diş Dostu Derneği önemli adımlar atmıştır ve atmaktadır” dedi.
Bayburt Bayburt’un yüksek kesimlerinde kar yağışı etkili oldu, göçerlerin yaylalardan köylere göçü başladı Meteorolojinin ani sıcaklık düşüşüyle birlikte kar uyarısında bulunduğu Bayburt’ta, yüksek kesimler yağan karla beyaz örtüye büründü. Hava sıcaklığının sıfır derecenin altına düştüğü yaylalarda göçerlerin koyun ve keçi sürüleriyle köylere geri göçü başladı. Bayburt’un yüksek kesimlerindeki yaylalar, etkili olan kar yağışıyla beyaza büründü. Kentin yüksek rakımlı yaylaları, etkili olan kar yağışıyla birlikte kış mevsimini karşıladı. Özellikle Bayburt’un Aydıntepe ilçesi ile Trabzon’un Çaykara ilçesi arasında bulunan 2 bin 400 rakımlı Soğanlı Dağı eteklerindeki Dumlu, Kavlatan ve Günbuldu köyleri, yaylalar ve Bayburt-Erzurum arasındaki Kop Dağı beyaz örtüyle kaplandı. Yüksek kesimlerde kış adeta geri döndü. Yüksek kesimlere yağan karla birlikte il genelinde hava sıcaklıkları mevsim normallerinin altına düştü. Soğuk havanın etkisine giren kentin yüksek kesimlerindeki kar yağışının aralıklarla birkaç gün daha etkili olacağı tahmin ediliyor. Bayburt’un yüksek kesimlerindeki yaylalar serin havası, soğuk su kaynakları ve verimli otlaklarıyla her yıl çok sayıda göçer aileyi misafir ediyor. Yaz aylarında hayvanlarını otlatmak için yaylalara çıkan göçerler, yılın yaklaşık 5 ayını 2 bin rakımlı yaylalarda geçiriyor. Genellikle bitki çeşitliliğinin zengin olduğu alanları tercih eden göçerler, doğayla iç içe bir yaşam sürerek hayvanlarının besin ihtiyaçlarını karşılıyor. Koyunlarını dağlarda otlatan göçerler, karın yağmasıyla birlikte köylere doğru geri dönüş göçüne başladılar.
Muğla Muğla’yı orman yangınları esir aldı Muğla’da dün akşam saatlerinden itibaren etkili olan orman yangınları üç bölgede devam ederken, ekiplerin havadan ve karadan müdahalesi devam ediyor. Muğla’ da dün Ortaca ve Dalaman ilçelerinde başlayan orman yangınlarına bu sabah, Gökova Körfezi ve Milas yangınları da eklendi. Ortaca yangını kontrol altına alınırken, diğer ü bölgede yangınlar devam ediyor. “Dalaman yangınına 6 uçak müdahale ediyor” Dalaman Taşbaşı köyünde akşam saatlerinde başlayan yangın söndürme çalışmaları devam ediyor. Yangına 49 arazöz 15 su ikmal aracı 5 dozer ve 288 orman personeli kararan müdahale ediyor. Sabah gün doğumuyla birlikte 6 uçak ve 1 helikopter havadan söndürme çalışmalarına başladı. Bölgede şiddetli rüzgarın etkisi söndürme çalışmalarını zorlaştırıyor. “Gökova Körfezi yanıyor” Muğla Gökova Körfezi Turnalı mevkiinde çıkan orman yangını söndürme çalışmaları da devam ediyor. Sarp arazinin de bulunduğu yangın bölgesinde 23 arazöz 6 su ikmal aracı 2 dozer ve 131 orman personeli karadan müdahale ederken, 5 helikopter ve 1 uçak havadan söndürme çalışmalarına katılıyor. Burada da şiddetli rüzgar etkili oluyor. “Milas’ta orman yangını çıktı” Muğla Milas Dibekdere Mahallesi yakınlarında saat 05.40 sıralarında henüz bilinmeyen bir nedenle ormanlık alanda yangını çıktı. Yangına 7 arazöz 2 su tankeri ve 45 personel karadan müdahale ediyor. 1 helikopterde havadan söndürme çalışmalarına destek veriyor.