SAĞLIK - 18 Ekim 2024 Cuma 08:53

Diş Dostu Derneği 1. Ulusal Kongresi’nde, koruyucu diş hekimliğinin önemi anlatılacak

A
A
A
Diş Dostu Derneği 1. Ulusal Kongresi’nde, koruyucu diş hekimliğinin önemi anlatılacak

Diş Dostu Derneği ve İstanbul Atlas Üniversitesi iş birliğinde 19-20 Ekim 2024 tarihlerinde Diş Dostu Derneği 1. Ulusal Kongresi gerçekleştirilecek. Diş Dostu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Diş Hekimi Engin Aksoy, “Yapılan araştırmalara göre ülkemizde kişi başı diş macunu tüketimi gelişmiş ülkelerin çok gerisinde kalıyor. Bunun doğal bir sonucu diş çürükleri ile çok erken yaşlarda tanışıyor ve 50’li yaşlara geldiğimizde dişlerimizin neredeyse yarısını kaybetmiş oluyoruz. Bunun önüne geçmek için toplumda diş bakım ve düzenli diş hekimi kontrolü bilincini yerleştirmenin yanı sıra genç diş hekimlerine de mesleklerinin en başında koruyucu diş hekimliği bakış açısını katabilmek amacıyla Diş Dostu Derneği olarak 1. Ulusal Kongremizi Atlas Üniversitesi iş birliği ile 19-20 Ekim 2024 tarihlerinde Türkiye’nin dört bir yanından katılımla gerçekleştiriyoruz” dedi.


Üniversite önemli bir kongreye ev sahipliği yapacak. Uzun yıllardır Türkiye’de koruyucu diş hekimliği alanında ve toplumda ağız ve diş sağlığını korumaya yönelik pek çok etkinlik düzenleyen Diş Dostu Türkiye Derneği ve İstanbul Atlas Üniversitesi iş birliği ile 19-20 Ekim 2024 tarihlerinde Atlas Üniversitesi Vadi Kampüsü’nde Diş Dostu 1. Ulusal Kongresi gerçekleştirilecek. Bilimsel programın yayınlandığı ve Koruyucu Diş Hekimliğinin ana temasını oluşturduğu kongreye Türkiye’nin dört bir yanından Diş Hekimliği Fakülteleri, Diş Klinikleri, Diş Hekimleri ve Diş Hekimi adayları katılım sağlayacak.


Ağız sağlığımızdan endişe ediyoruz


Diş Dostu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Diş Hekimi Engin Aksoy, ülke nüfusumuzun yüzde 14’ünün hayatı boyunca diş hekimine gitmediğini, diş macununu ise gelişmiş ülkelerin 4’te 1’i kadar kullandığına dikkat çekerek “Yapılan araştırmalar gösteriyor ki ülke olarak dişlerimize gereken önemi vermiyoruz. Gelişmiş ülkelerde yıllık diş macunu tüketimi neredeyse 400 gramı geçiyorken ülkemizde bu sayı 110 gram. Gelişmiş ülkelerde yıllık diş fırçası tüketimi 4 iken ülkemizde bu sayı 1 bile değil. Yani bir kişi belki de 2 yılda bir diş fırçasını değiştiriyor. Oysa hijyen kuralları gereği diş fırçasının mutlaka 3 ayda bir değiştirilmesi gerekir. Hastalıklara baktığımızda çürüklerle daha çocukken tanışıyoruz. Ancak Dünya Sağlık Örgütü’nün 2022’de yayımladığı Türkiye Ağız ve Diş Sağlığı raporuna göre 1-9 yaş arasındaki çocukların yüzde 48’inde çürükler tedavi edilmiyor ve o çürükler bize diş eti iltihaplanması, ağız ve diş sağlığında pek çok problem, diş kayıpları ve pek çok sistemik hastalık olarak geri dönüyor. Araştırmalara göre 50 yaşına geldiğimizde dişlerimizin neredeyse yarısını bu sebeplerle kaybetmiş oluyoruz. Bu çok ciddi bir sayıdır. Dişlerimiz sadece gülümsediğimizde işe yaramıyor. Konuşurken, yemek yerken, gülerken ve sosyal hayatta varlığımızı sürdürürken bizi temsil ediyor. Yine Dünya Sağlık Örgütü’nün Mayıs 2024’te yayımladığı Ağız Sağlığında Küresel Strateji ve Eylem Planı’na göre ağız hastalıkları dünyada en yaygın bulaşıcı olmayan hastalıklar arasında yer alıyor. Ağız ve diş sağlığımız bütüncül beden sağlığımızdan farklı değerlendirilmemeli. Ağzımızda başlayan iltihaplanma vücudumuzun pek çok yerinde farklı hastalıklara davetiye çıkarmaktadır. Bu nedenle koruyucu diş hekimliği artık her zamankinden daha önemlidir ve toplumun ağız ve diş sağlığı konusunda bilinçlenmemesi bir halk, toplum sağlığı problemi ortaya çıkarmaktadır” diye konuştu.


Kongrede kanser ön teşhisinden antibiyotik kullanımına kadar pek çok dikkat çekici başlık bulunuyor


Diş Dostu 1. Ulusal Kongresi’nin İstanbul Atlas Üniversitesi iş birliği ile gerçekleştiğini belirten Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tosun Tosun, “Zengin bilimsel içeriği ile ağız sağlığı ve hijyeni, diş çürükleri ve korunma yöntemleri, ağız sağlığı açısından antibiyotik kullanımı, ağız sağlığı incelemeleri ve kanser ön teşhisi gibi ilgi çekici başlıklarda diş hekimleri ve diş hekimliği öğrencilerine yönelik gerçekleştirilen bu kongreye ev sahipliği yapıyor olmaktan gurur duyuyoruz. Gelecek kuşakların sağlıklı toplumunu oluşturma hedefinde yeni bir başlangıcı oluşturmanın gururu ile 1. Ulusal Diş Dostu Kongresi’ne başarı dilerim” dedi.


Dişlerimiz de organdır


Sağlığın bir bütün olduğunu ve önce ağızdan başladığını belirten Diş Hekimi Remzi Ülgen, “Çocukluk çağında diş çürükleri kabul edilir, ancak zamanında müdahale edilmeyen diş çürükleri ilkokul döneminde şekerli beslenmenin artmasıyla paralel olarak artış gösterir. İlkokul bitiminde ortalama 3, lise bitene kadar da yaklaşık 10 diş çürümüş olur. Dolayısıyla ağız ve diş bakım alışkanlıklarının anaokulunda kazandırılması gerekiyor. Anaokulu döneminde, okul öncesi dönemde bu alışkanlığı kazanmayan kişilerin sadece yüzde 20’si sonradan bu alışkanlığı edinebiliyor. Kalan yüzde 80’lik kısım diş fırçalamıyor ya da aklına geldiğinde diş fırçalıyor. Diş hastalıklarının öldürücü ve sakat bırakıcı nitelikte hastalıklar olmadığından yola çıkan sağlık politikaları belirleyicileri için diş sağlığı daha az önemli görülüyor, daha geri planda tutuluyor. Oysa ki söz konusu diş sağlığı ve hastalıkları olduğunda ikinci ve üçüncü basamak yani tedavi edici ve rehabilitasyon basamakları çok daha pahalı hale gelebiliyor. Örneğin dişte bir organdır ve yerine konulması gerekir. Eksiklik durumunda konuşma, yeme güçlükleri yaşanabilir; daha ileri aşamalarda çene kemiğinde erimeler, kaymalar ortaya çıkabilir. Oysa en ucuz ve kolay olan koruyucu sağlık hizmetidir. Bu hizmetin yaygınlaştırılması gerekir. Bu konuda Diş Dostu Derneği önemli adımlar atmıştır ve atmaktadır” dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli 72 yaşındaki annesinin ilişkisi olduğunu düşünerek, içinde bulunduğu evi yakmış Kocaeli’de alkollü olduğu sırada annesinin içinde bulunduğu eve benzin dökerek yakan sanığın yargılanmasına başlandı. Sanık alkollü olması sebebiyle hiçbir şey hatırlamadığını söylerken, anne ise oğlundan şikayetçi olmadı. Hazırlanan iddianamede sanığın alkol problemi olduğu, annesinin başkası ile ilişkisi olduğunu düşünerek alkolün etkisi ile evi yaktığı belirtildi. Yangın, 14 Mayıs saat 22.30 sıralarında Arslanbey Mahallesi İzmit Caddesi’ndeki tek katlı evde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, alkollü olan Selim Y. (45), annesi Kerime Y.’nin de (72) içinde bulunduğu evi ve bitişiğindeki kendi evini ateşe verdi. Alevleri fak eden vatandaşlar Kerime Y’yi evden çıkardı. 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarda bulunulmasıyla bölgeye çok sayıda itfaiye, sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Anne Kerime Y. ise kalp krizi geçirerek hastaneye kaldırıldı. Polis ekiplerince Selim Y. gözaltına alınarak çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Annesinin başkası ile ilişkisinin olduğunu düşünerek alkolün etkisi ile evi yaktığı iddianamede yer aldı Şüphelinin sık sık alkol kullandığı, alkol aldığı zamanlar saldırgan tavırlar sergilediği iddianamede yer aldı. İddianamede annesi ile B.K. arasında ilişki olduğunu düşünen şüphelinin, alkollü olmasının etkisiyle ablası Selime B’yi arayarak, "Gelin alın annenizi buradan yoksa onu geberteceğim" dediği, şüphelinin aynı gün saat 22.15 sıralarında annesinin evde olduğunu bildiği halde kendinin ve annesinin evini benzin dökerek yaktığı, itfaiyenin yangını söndürmeye çalıştığı esnada şüphelinin elinde sopa ile müdahaleye engel olduğu, müdahaleye engel olmak için girişte bulunan motosikleti de yaktığı, Fedai Y.’nin mağdurun içerde olduğunu öğrenmesi üzerine Kerime’yi alarak evden çıkardığı, Selim Y.’nin saat 00.03 itibari ile 1.75 promil alkollü olduğu tespit edildiği belirtildiği yer aldı. "Alkollüydüm, hatırlamıyorum" "Anneye karşı öldürmeye teşebbüs" suçundan açılan davanın ilk celsesi Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Duruşmaya tutuklu sanık Selim Y., avukatı ve mağdur Kerime Y. katıldı. Olaya ilişkin savunması alınan tutuklu sanık Selim Y., "Olay tarihinde alkollüydüm bu sebeple hiçbir şey hatırlamıyorum. Yangının nasıl çıktığını bilmiyorum. Anneme kötü davranmışlığım ve vurmuşluğum yoktur. Öncesinde herhangi psikolojik tedavi görmedim. Cezai ehliyetim tamdır. Tahliyemi istiyorum" diye konuştu. "Oğlumun evi tutuşunca benim evimde tutuştu" Oğlundan şikayetçi olmadığını söyleyen Kerime Y., "Olay saatinde televizyon izliyordum. Bağırış sesleri duyunca balkona çıktım, evin yandığını görmedim. Oğlumla evimiz bitişikti. Onun evi tutuşunca benim evimde tutuştu. Yaralanmadım, ancak kaldırıldığım hastanede kalp krizi geçirdim. Senelerden beri kalp hastasıyım. Oğlum bana zarar vermedi" şeklinde konuştu. "Sanığın annesine öldüreceğine dair sözlerini kale almadık çünkü kendinde değildi, sarhoştu" Tanık olarak dinlenen Fedai Y. ise "Selim kuzenim olur. Olay anında uyuyordum. Kuzenimin evinin yandığını söyleyerek ev halkı beni uyandırdı. Sanık kendi oturduğu evi yakmış. Alevler çatıdan annesinin evine sıçramış. Sanığın annesine öldüreceğini dair sözlerini kale almadık çünkü kendinde değildi, sarhoştu. Yengem Kerime kapıdaydı, ben onu dışarı çıkardım. Sanığın annesi için bana ’Çıkartma, bırak yansın’ dediğini duymadım. Sanık yangını söndürmeye gelen itfaiyeyi engellemiş" ifadelerini kullandı. "Kardeşim olay günü beni arayarak anneme ilişkin bir şeyler söyledi. ’İyi değilim’ dedi, yardım istedi" Kardeşinin alkollü olduğunu söyleyen tanık Selime B. "Kardeşim alkollü olduğu için kendinde değildi. Kardeşimin bize hiç zararı olmadı ama kendisine oldu. Alkolü bırakmasını, buna ilişkin tedavi görmesini istiyorduk. Bunalımdaydı, evladından ayrıydı, iş bulamıyordu. Ben İstanbul’da yaşıyordum. Kardeşim olay günü beni arayarak anneme ilişkin bir şeyler söyledi. ’İyi değilim’ dedi, yardım istedi. Alkolün etkisi ile farklı konuşunca Kocaeli’ye geldim ancak ev yanmıştı. Annem ile kardeşim arasında husumet yoktur" dedi. "Sanık annesine değil, kendisine yönelik bir zarar verme çabası içinde" Olaya ilişkin savunma yapan sanık avukatı, "Sanığın evinde yangın başlıyor. Sanık annesine değil, kendisine yönelik bir zarar verme çabası içinde. Kendisi yangından çıkmak istemiyor. Annesine öldürme kastı yoktur. Müvekkil içinde bulunduğu durum sebebiyle kendine zarar vermek istemiş, annesine karşı yaptığı herhangi eylem yoktur. Annenin maruz kaldığı kalp krizi durumu ile sanığın illiyet bağı yoktur, bu sebeple müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum" diye konuştu. Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına ve duruşmanın ertelenmesine karar verdi.