ÇEVRE - 01 Kasım 2024 Cuma 16:23

Turgutlu’da kuraklık nedeniyle yağmur duası yapıldı

A
A
A
Turgutlu’da kuraklık nedeniyle yağmur duası yapıldı

Manisa’nın Turgutlu ilçesine bağlı kırsal Avşar Mahallesi’nde vatandaşlar mevsimin kurak geçmesi nedeniyle yağmur duasına çıktı.


Turgutlu ilçesinin kırsal Avşar Mahallesinde, bu yıl mevsim normallerinin altında yağış alan ilçe genelinde tarım arazilerinin zarar görmemesi ve su kaynaklarının yetersiz kalmaması için yağmur duası yapıldı.


Cuma namazı sonrası Turgutlu İlçe Müftüsü Ömer Çoban önderliğinde yapılan yağmur duası öncesinde hayır pilavı pişirilerek vatandaşlara ikram edildi. Dua sonrası ise mahalle çocuklarına harçlık dağıtıldı.


Yağmur duası ve hayır yemeğine Turgutlu Kaymakamı Selami Kapankaya, İlçe Jandarma Komutanı Üsteğmen Sercan Karaçalı, Belediye Başkan Yardımcısı Ali Rıza Kıran, Turgutlu Müftüsü Ömer Çoban, belediye meclis üyeleri, CHP İlçe Başkanı Hasan Ayma, Avşar Muhtarı Yunus Gürbüz, MHP geçmiş dönem belediye başkan adayı Yunus Oğan, daire müdürleri, STK temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı.



Turgutlu’da kuraklık nedeniyle yağmur duası yapıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Mirasımız Kudüs Derneği Bursa’ya açıldı Mirasımız Kudüs Derneği bugün Bursa’nın Osmangazi ilçesinde açıldı. Açılışa katılanların arasında eski Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, eski Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz ve AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan da yer aldı. Programda konuşan Mirasımız Kudüs Derneği Başkanı Muhammet Demirci, “Hep Kudüs dedik, hep Mescid-i Aksa dedik, onlar için yola çıktık ve özgür olmadan durmayı düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı. “Kudüs insanlığın ortak derdi” Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz ise yaptığı konuşmada, “Kudüs sadece bizim değil insanlığın mirası, insanlığın ortak derdi. Kudüs bugün Batı vicdanının kalbinin ne kadar karardığının, vicdanının olmadığını gösteren en acı durum. Bizim açımızdan işin ağırlığının yükünün gözlerimizin önüne serildiği bizler içinde acı bir tablo, inşallah çalışmamızla, alın terimizle, gözyaşımızla bu acıları dindiririz” dedi. Davut Gürkan gözyaşlarını tutamadı AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan ise, “Öncelikle genel başkanımıza Bursa’ya böyle bir temsilcilik kazandırdığı için çok teşekkür ediyoruz. Bunun çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Birçok konuşmacımız çok güzel şeyler söyledi ama Kudüs denince benim aklıma gelen şey, bir orada mescide girmek için İsrail’den izin almak benim kanıma dokunmuştu. İkincisi ise orada yaşlı bir amcamızın ’oğlum buraları sahipsiz bırakmayın’ demesi aklımdan çıkmaz. Onun için bunun bizim için çok kıymetli olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuşurken, gözyaşlarını tutamadı. Konuşmaların ardından dualar okunarak, başkanlar ve Kudüs Derneği yöneticileri ile birlikte kurdele kesilerek açılış yapıldı.
Adana Zihinsel engelli çocuğa cinsel tacizden tutuklanan bekçinin aileye 500 bin lira teklif ettiği iddiası Adana’nın Ceyhan ilçesinde zihinsel engelli kız çocuğuna tecavüz ettiği iddiası ile tutuklanan bekçi ile diğer sanık bekçiler ile tanıkların ifadeleri ortaya çıktı. Sanık bekçi Mehmet Can D.’nin aileye şikayetten vazgeçmeleri için 500 bin lira teklif ettiği öne sürüldü. Adana’nın Ceyhan ilçesinde yüzde 25 zihinsel engelli kız çocuğu C.İ.’ye 2 yıl önce tecavüz ettiği ve para karşılığı başkalarıyla cinsel ilişkiye zorladığı iddiası ile tutuklanan sanık bekçi Mehmet Can D.’nin yargılandığı mahkemedeki detaylar ortaya çıktı. Sanık Mehmet Can D. ifadesinde C.İ. ile ilişkiye girmediğini iddia ederken, sanık Fatih Ş. ise hakkında C.İ. ile ilişkisi olduğunu söylediği Mehmet Can tarafından tehdit edildiğini söyledi. Sanık Fatih Ş., “Birçok kişi ile bana haber gönderdi. ’Bu işten ben aklanamazsam onu vururum, buz gibi mezar altında yatar’ tarzında mesajlar gönderiyordu” dedi. Tanık olarak dinlenen bekçiler ise, sanık Mehmet Can D.’nin mağdur C.İ. ile ilişkisi olduğunu duyduklarını söyledi. C.İ.’nin annesi H.G., sanık Mehmet Can D.’nin kızı ile ilişkiye 13-14 yaşında girdiğini belirterek, “Mehmet Can D., şikayetten vazgeçmemiz için ev sahibi ile haber gönderdi” dedi. Sanığın şikayetten vazgeçmeleri halinde aileye 500 bin lira vermeyi teklif ettiği de iddia edildi. Ceyhan 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde geçtiğimiz günlerde yapılan duruşmada sanıklar Mehmet Can D., Mehmet Ali T. ve Fatih Ş.’nin savunmaları ile mahkemede tanık olarak dinlenen bekçilerin ifadeleri, zihinsel engelli C.İ.’ye yıllarca yapılan “tecavüz, cinsel istismar ve fuhşa sürükleme” olaylarının nasıl meydana geldiğini ayrıntılarıyla gözler önüne serdi. “İftiraya uğradım” Sanık bekçiler savunmalarında suçlamaları kabul etmedi. Mahkemece tutuklanan bekçi Mehmet Can D., savunmasında iftiraya uğradığını belirterek, “Mağdur başta benim hakkımda herhangi bir beyanda bulunmamıştı, başka bir bekçi arkadaşımız hakkında suçlamada bulunmuştu. 3. ifadesinden sonra suçlamaları bana çevirdi. Ben kesinlikle bu kişiye karşı hiçbir şekilde cinsel içerikli bir eylem veya davranış gütmedim, kendisi ile cinsel ilişkiye girmedim, uyuşturucu madde kullandırmadım, fuhuş için aracılık etmedim. Üzerime atılı suçlamaların hepsini reddediyorum. Benim olaya tek dahilim mağdurun bekçi arkadaşımız hakkında bize gösterdiği mesaj içeriklerine istinaden bu durumu amirlerime bildirmemdi, harici bir bağım ve alakam yoktur” dedi. C.İ.’nin telefon numarasını bildiğini ve telefonunda kayıtlı olduğunu ifade eden sanık Mehmet Can D., kendisini şöyle savundu: “Bir defasında ben kaymakamlıkta görevdeyken kendisini rahatsız edenlerin olduğunu söylemişti. Bana sıkıntılarını anlatmıştı, o zaman numarasını bana vermişti. Ben de sıkıntılarını dinlemek için kendisi ile görüşmüştüm. Kendisi ile 480 saat görüştüğüm hususu kesinlikle doğru değildir. 71 adet görüşme içeriğini topladığımda toplam yedi buçuk saat kendisi ile görüştüm. Mağdur ile ilk olarak hatırladığım kadarıyla 2022 yılının Nisan ayında görüşmeye başladık, kendisi ile sadece telefon üzerinden görüştüm. Dışarıda buluşup cinsel ilişki ya da öpme vb. bir şey yapmadık. Zaman zaman Çamlıyol taraflarında kendisini görüyordum.” C.İ. ile ortak görüşme yaptıkları bekçi arkadaşlarının isimlerini veren sanık Mehmet Can D., “Mağdur ile farklı tarihlerde ortak baz sinyali vermemizin sebebini bilmiyorum. Kesinlikle kendisi ile aynı yerde bulunmadım, belki ben görevdeyken onunla yakın yerlerde denk gelmiş olabilirim. Çünkü mağdur genelde kaymakamlık etrafında dolanıyordu. Bu şahsın yaşı küçüktür ve sürekli sokaklarda gezmektedir. Kendisine sahip çıkan da yoktur. Ben sorunlarını çözmek hususunda yardımcı olmak için kendisi ile bu görüşmeleri yapmıştım” dedi. “500 bin lira teklif etti” Mahkeme başkanı, sanık Mehmet Can D.’nin şikayetten vazgeçmesi için C.İ.’nin ailesine 500 bin lira teklif ettiği iddiaları ile ilgili olarak bekçi Mehmet K.’nin ifadesinde geçen “Mehmet Can benim çalıştığım binaya geldi. Şikayetten vazgeçme için aracı olup olamayacağımı sordu” şeklindeki beyanlarını hatırlatıp, bunun bahsi geçen 500 bin TL miktarındaki para ile alakası olup olmadığını sordu. Sanık Mehmet Can D., “Ben kesinlikle Mehmet K.’den aracı olmasını istemedim. C.İ. bu şikayetleri yaptıktan sonra Mehmet K. bana 500 bin TL muhabbetini sordu. Ben de o kişinin ben olmadığımı söyledim, hatta kendisine ’Ağabey söyle benden uzak dursun. Benim hakkımda iftiralarda bulunuyor’ demiştim. Mehmet K. ile yaptığım görüşme 2023 yılının Mayıs ayındaydı. C.İ. emniyet tarafından bilinen bir şahıs. Sürekli çevredeki vatandaşlar C.İ. hakkında ihbarlarda bulunuyor, biz işlem de yapsak durum çözüme kavuşmuyor. Bu nedenle işlem yapmadım” dedi. Sanık bekçi Mehmet Ali T. de suçlamanın iftira olduğunu söyledi. 1 yıldır mağdur durumda olduğunu ifade eden Mehmet Ali T., “Yapmadığım bir suçtan dolayı 1 yıldır mağdur durumdayım. Hakkımda CİMER’e yazılar yazılmış, soruşturma devam ettiği için emniyet bizi açığa almadı. Bu olay medyaya yansıdıktan sonra emniyet bizi açığa aldı. İddiaları kesinlikle kabul etmiyorum, iddialar iftira ve yalandan ibarettir” dedi. C.İ.’yi mesleği gereği tanıdığını ifade eden Mehmet Ali T., savunmasında şunları söyledi: “C.İ. devamlı kaymakamlık önünde ve çevresinde gezen biridir. Ceyhan’da çoğu kişi kendisini bilir, hatta kendisi hakkında Ceyhan’da yardım kampanyaları başlatılmıştı. Ben kesinlikle kendisi ile cinsel ilişkiye girmedim, suçlamaları kabul etmiyorum. Benim C.İ. ile birkaç saniyelik bir telefon görüşmem olduğunu hatırlıyorum. O dönemlerde farklı numaralardan birçok kez aranıyordum, kendisi hemen hemen bütün bekçileri arıyordu. Hatta bu konuda WhatsApp grubumuzda kendisinden gelen telefonların açılmamasına ilişkin uyarılar yapıldı.” Sanık Mehmet Can D.’nin C.İ. ile ne derece ilişkisi olduğu yönündeki soru üzerine sanık Mehmet Ali T., “Ne derece bir ilişkisi olduğu hakkında bilgim yoktur. Ben kendilerinin beraber araba ile gezdiklerini hiç görmedim. Ben C.İ.’ye hiç şiddet uygulamadım, madem öyle şikayetçi olsaydı. Bana iftira atmaktadır” dedi. “İnsanların yüzüne bakamaz oldum” Sanık bekçi Fatih Ş. de iftiraya uğradığını belirtti. Fatih Ş., “Olayların üzerinden bir-bir buçuk yıl geçtikten sonra haklarımızda böyle iftiralar atıyorlar. Mağduru ormanlık alana götürdüğümüz ve bahsi geçen eylemlerde bulunduğumuz iddia ediliyor. Kendisine para verdiğimiz iddia ediliyor. Okan ile benim kendisini dövdüğümü, morlukları annesine gösterdiğini söylemiş. Annesine gösterdiyse neden darp raporu almamışlar. Eğer böyle eylemlerde bulunduysam buna ilişkin herhangi bir somut delil getirsinler. C.İ.’nin aradıkları insanlardan biri de benim, muhakkak ki halimi hatırımı sormak için aramıyordu. Bunlar bize karşı böyle bir plan yaptı. Suçlamayı ve iddiaları kesinlikle kabul etmiyorum, hepsi iftiradır. Bu kız biz göreve başlamadan önce Ceyhan Kaymakamlığı önüne gelir, oradaki tüm başıboş insanlarla muhatap olur, bu insanlarla gezer. Kesinlikle üzerime atılanlar iftiradır. Uzun süredir mağdurum, ailemin ve insanların yüzüne bakamaz duruma geldim” diyerek beraatını talep etti. Sanık Mehmet Can D.’nin ilk ifadesinde C.İ.’nin telefon numarasını kendisinden aldığını söylediğinin hatırlatılması üzerine sanık Fatih Ş., “C.İ.’nin beni aradığı numara farklı numaralardır, neden aradığını bilmiyorum. ’Ben C.İ.’ dediğinde telefonu yüzüne kapattım. Mehmet Can bana ’Numarayı bana da ver, ararsa ben de engelleyeyim’ demişti, o nedenle o numarayı vermiştim. Biz Mehmet Can ile gece çalışırken beraberiz ancak iş dışında kendisinin özel hayatı ile ilgili bilgim yoktur. Bildiğim kadarıyla Mehmet Can’ın C.İ. ile ilişkisi yoktur. C.İ. fiziken bakıldığı zaman engelli denilebilecek bir kişi değil, ancak davranışlarında tutarsızlıklar mevcuttu, kimle ne zaman ve nerede olacağı belli değildir. Sürekli bize bir şekilde ulaşmaya çalışıyor” dedi. “Kız herşeyi anlattı” Sanıkların savunmalarının ardından başka bir ildeki Adli Görüşme Odası’ndan Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı ile sosyal çalışmacı gözetiminde duruşmaya katılan C.İ., bekçilerin kendisini nasıl kandırıp cinsel istismarda bulunduklarını ayrıntıları ile anlattı. Bilirkişi sosyal çalışmacı, görüşünde mağdurda net bir şekilde mental gerilik gözlemlenmediğini belirterek, “Kendisine sorulan soruları genel olarak algılama yetisine sahip olduğunu düşünüyoruz. Gerek duygusal durum gerekse yaptığımız görüşme itibarı ile şu anki durumda mağdurun soyut kavrama becerisine sahip olduğu kanaatindeyiz. Ancak olay tarihindeki yaşı itibarı ile soyut kavrama becerisi yönünden değerlendirme yapılması zordur, ayrıntılı kanaatimizi raporda bildireceğiz” dedi. Daha sonra C.İ.’nin annesi H.G.’nin ifadesi alındı. Anne H.G., “C.İ benim kızım olur. Kızımı istismar etmişlerdir. Ben çocuğumu hiçbir şekilde salmadım, ancak şunu eklemek istiyorum, benim kızımdan yararlanmışlardır, şikayetçiyim” dedi. Anne H.G., sanıklardan Mehmet Can D.’nin ev sahibi ile haber göndererek şikayetten vazgeçmelerini istediğini belirterek şunları söyledi: “Kızımın telefonu savcılığa gittikten sonra bana bu konuyu anlattı. Öncesinde hiçbir şeyden haberim yoktu. Kızım bana olan biteni anlattığında şaşkınlıkla karşıladım. Yurda kendim götürdüm, yoksa çocuğuma zarar vereceklerdi. Bana anlattığı gün yağmur yağıyordu. Mehmet Can’ın evine gitmeyi düşünüyordu. Garip hareketleri vardı, neden garip davrandığını sorduğumda olan biteni bana anlattı.” Kızının kendisine sanık Mehmet Can’ın ismini verdiğini belirten anne H.G., “Mehmet Can ile cinsel ilişkiye 13-14 yaşlarında girdiğini söyledi. Kızım bir kere elinde 500 TL para ile geldi. Ben sebebini sorunca bana arkadaşının verdiğini söyledi. Ben inanmamıştım. Ayrıca kendisi bir kere dışarıda otururken cinsel konulara girdi, hatta ’Anne istersen sana bekçi ayarlayayım’ dedi. Kızım uyuşturucu kullanmıyordu, uyuşturucuya okuduğu okulda hap ile başladı” dedi. “İlişkisi olduğunu duyduk” Daha sonra tanık bekçiler dinlendi. Tanık Y.E.K., bekçi olarak devriye attıklarında farklı vatandaşlardan bekçi Mehmet Can D.’nin mağdur C.İ. isimli çocukla ilişkisi olduğunu duyduklarını iddia ederek, “Bunu çok farklı yerlerden duydum. Alakasız kişiler bize ’Ağabey, aracı olan bir bekçi varmış, bu C.İ. ile dolaşıyormuş’ tarzında ifadeler kullanıyorlardı. Ben bu konuda Fatih’e de söyledim, hatta Fatih ile birlikte kendisini uyardık. Kendisi bunların yalan olduğunu söyledi. Bundan dolayı kendisini şikayet ettim. Bu sebeple bana kin gütmeye başladı. Şikayet ettiğim tarihte bildiğim üzere kızla yaklaşık iki-iki buçuk yıllık ilişkisi vardı. Ardından kendisi ve O. bana kumpas kurdular. Bu dosyada başta şüpheli oldum, numaramı Cİ.’ye verdiler. C.İ. beni telefonla arayarak ’Ağabey tanışalım, ben düşündüğün gibi biri değilim’ tarzında ifadeler kullanıyordu. Ben kendisi ile yüz yüze hiç görüşmedim. Daha sonra O. ve Mehmet Can haklarında suç duyurusunda bulunduk. Cinsel ilişkiye dair gözümle gördüğüm bir şey yoktur. Fatih’in adını bu olayda hiç duymadım, burada sanık olarak bulunmasına bile şaşırdım. Mehmet Ali’nin ise içtiği sigaraya kadar dışarıdaki vatandaşlar tarif ediyorlardı ve kızla dolaştığını söylediler. Mehmet Ali, Mehmet Can’dan sonra kızla dolaşmaya başlamış diye duydum. Fatih ile görüştüğümde Fatih bana Mehmet Can hakkında ’Böyle bir şey yapmışsa bu çocuk gerizekalıdır’ demişti, ancak bunu varsayım olarak mı söyledi, yoksa Mehmet Can’ın böyle bir şey yaptığından bilgisi var mıydı hatırlamıyorum.” Tanık Y.E.K., WhatsApp yazışmaları ile ilgili de şunları söyledi: “Ö. de C.İ. meselesinden dolayı sürgün edilmişti, ’ve sadece C.İ. değilmiş...’ şeklindeki mesajlar yine bu konuya ilişkindir. ’Mehmet Ali ihraçla kalmaz kardaş’ şeklindeki mesaj kaydı ise Mehmet Ali hakkındaki duyumlarımızdan kaynaklıydı. ’Fuhşa aracılıktan işlem görür’ şeklindeki mesaj kayıtları ise, Mehmet Can’ın mağdur C.İ.’yi yakın çevresindeki kişilere para karşılığı pazarladığına ilişkin bir muhabbettir. Bunu sağdan soldan duyuyorduk, birçok kişi bize bunu söyledi. Örneğin Damla Kebap’ın ismini Recep olarak hatırladığım paketçisi bize bunu söylemişti. Bunun gibi birçok kişiden duymuştuk. ’Mehmet Ali, C.İ. ile ataya gidecek’ şeklindeki ifade ’araya gidecek’ anlamındadır, yani rezil olacak şeklinde kullanılmıştır.” “Mağdurla ilişkisi olduğunu söyled” Tanığın ifadesi üzerine sanık Fatih Ş.’ye iddialar soruldu. Fatih Ş., “Yusuf yanıma geldi, Mehmet Can’ın mağdur ile ilişkisi olduğunu söyledi. Ben de ’Böyle bir şey yapıyorsa gerizekalıdır’ dedim, sonra ben Mehmet Can’a ’Bak senin hakkında böyle diyorlar’ dedim. O da ’Bunu kim görmüş, ne doğruluğu var’ şeklinde cevap verdi. C.İ. ile ben iletişime geçtiğimde C.İ. tehdit edildiğine ilişkin bana herhangi bir şey söylemedi. Ben Mehmet Can tarafından tehdit edildim. Birçok kişi ile bana haber gönderdi, ’Bu işten ben aklanamazsam onu vururum, buz gibi mezar altında yatar’ tarzında mesajlar gönderiyordu” dedi. Tanık Mehmet K. de, mağdur C.İ.’nin kiracısı olduğunu söyledi. Sanık bekçi Mehmet Can’ı tanımadığını belirten Mehmet K., “Sadece iş yerinde kendisi ile bir kez karşılaşmıştık. Birlikte aynı yerde görev yapıyorduk. Orada bana ’Böyle bir konu var, benim müdahil olmadığım bir konu. Bu konuda bana yardımcı olabilir misin?’ dedi. Benim bu konu ile ilgili dışarıdan duyduğum hususları kendisine sordum. Kendisi de öyle bir olay olmadığını söyledi. 500 bin TL konusunda ise müşteki H. bana ’Kızım hakkında bir şeyler var, başkaları tarafından bana para teklif edildi’ şeklinde söyledi. Daha sonra ben bu hususu Mehmet Can’a sorduğumda Mehmet Can bu teklifi kendisinin yapmadığını söyledi” dedi. “Bekçi bir sevgilisi var” Tanık bekçilerden Y.G. de, Mehmet Can’ın C.İ. ile arasında ilişki olduğunu duyduğunu söyledi. Y.G., “Biz görev yaptığımız sırada GBT sorgusu yaptığımız kişiler bize C.İ.’nin bekçi bir sevgilisi olduğunu, isminin de Mehmet Can olduğunu söylüyorlardı. Daha sonra bu hususu Mehmet Can ile konuştuk. ’Dışarıdan böyle şeyler duyuyoruz, haberin olsun’ dedik, o da bize ’Bbenlik bir şey yok, böyle bir şey yok, inanmayın’ tarzında ifade kullandı” dedi. Tanık bekçilerden A.E. ise, C.İ.’nin ailesi ile sorunları olan biri olduğunu söyledi. Zaman zaman C.İ.’yi yanında yetişkin erkeklerle gördüklerini söyleyen A.E., “Gördüğümüzde onları uyarıyorduk, uyardığımız zaman bu şahıslardan bazıları bize ’Ağabey sen öyle diyorsun ama, gri arabası olan bir bekçi sevgilisi var’ diye anlatıyorlardı. Örneğin Damla Kebap’ta çalışan paketçi bir çocuk bize bunu söylemişti. Bunun dışında bir kişi daha vardı ancak ismini bilmiyorum, her tarafı dövmeli bir çocuktu, kanser hastasıydı, büyük ihtimalle ölmüş olabilir, son zamanlarda durumunun kötü olduğunu söylüyorlardı, komşusu olduğunu söylemişti. O çocuk da aynı beyanlarda bulunmuştu. Bunları birkaç kişiden duyduktan sonra Mehmet Can’ı çağırdık, Mehmet Ali ve Fatih de oradaydı. ’Böyle böyle şeyler duyuyoruz, biliyorsun zihinsel engeli var, yaşı küçük, uzak dur böyle olaylardan’ dedik. O da bize ’Benim böyle şeylerle işim olmaz’ dedi ve konuyu kapattık. Benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir. Mehmet Can’ın mağdur ile cinsel ilişkiye girdiğini dışarıdan duyuyorduk, bir keresinde iki bayanın kavga ettiği anonsu gelmişti, gittiğimizde C.İ. ve ablasının birbirlerine girmiş olduklarını gördük. Ablası C.İ.’ye ’Ağabey sizle alakalı bir şey yok ama üniformalı bir bekçi kendisini Ayas’a götürüyor ve orada ilişkiye giriyor. Arabası gri, müstehcen görüntüleri var, fotoğrafları bana vermedi, sildi’ şeklinde ithamlarda bulunuyordu. O gün biz bu olay için ekip çağırdık ancak daha sonra oradan ayrıldık. Tutanak tutmadık, o işleri polise bırakıyoruz” dedi. Tanık bekçi S.A.K. de, diğer tanık bekçiler gibi arkadaşları sanık Mehmet Can’ın C.İ. ile sevgili olduklarını, görüştüklerini duyduklarını söyledi. Sanık Mehmet Can’a “Böyle bir şey varsa uzak dur, başın yanar" şeklinde uyarıda bulunduklarını ifade eden S.A.K., Mehmet Can’ın C.İ. ile cinsel ilişkiye girdiği, fuhşa aracılık ettiğine dair bir duyumu olmadığını belirtti. Savcının tutuklama talebi üzerine söz hakkı verilen sanık bekçi Mehmet Can D., “Mütalaayı kabul etmiyorum, ben bu suçu işlemedim. Ömer isimli şahsın ismi benden daha çok geçmesine rağmen ihale üzerime bırakıldı” dedi. “Rapor alınacak” Mahkeme heyeti, sanık bekçi Mehmet Can D.’nin üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, dosyada mevcut delil durumu, delilleri karartma şüphesinin bulunması, delillerin tam olarak toplanmamış olması ile tüm dosya kapsamı birlikte nazara alındığında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin mevcut olduğu, yüklenen suçun CMK’nın 100/3 maddesinde sayılan ve tutuklama sebebi var kabul edilen suçlardan olduğu, yüklenen suç için öngörülen ceza miktarı gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde tutuklama şartlarının mevcut olduğu, hakkındaki adli kontrol tedbirini ihlal eden sanık yönünden adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı kanaatiyle tutuklanmasına karar verdi. Diğer sanıkların da adli kontrollerinin devamına karar verilirken, duruşma bir kebapçıda paketçi olarak çalışan kişinin tanık olarak dinlenilmesine, tüm sanıklar ve mağdurun HTS kayıtlarının araştırılması, baz istasyonları yönünden sanıkların ortaklaşa bir durumunun olup olmadığı, ayrıca sanık Mehmet Can D. ile C.İ. arasındaki görüşme süresi hususunda ve C.İ.’nin suç tarihinde fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmiş olup olmadığı hususunda rapor aldırılması için ileri bir tarihe ertelendi.
Edirne Edirne’deki Gastronomi Festivali renkli görüntülerle başladı Edirne’de 1-3 Kasım’da Karaağaç Tarihi Tren Garı’nda gerçekleştirilecek ve bu yıl ilki düzenlenen ’Topraktan Sofraya Edirne Gastronomi Festivali’ renkli görüntülerle başladı. Tarih boyunca kültürlerin buluşma noktası, Anadolu’nun lezzetlerini Balkanlar’a taşıyan bir köprü olan Edirne, ’Topraktan Sofraya Edirne Gastronomi Festivali’ne ev sahipliği yapıyor. Kent gastronomisinde unutulan lezzetlerin gün yüzüne çıkarılması için özel çalışmalar yapıldı. Edirne Valiliği tarafından kentte gastronomi turizminin çeşitlendirilmesi ve unutulan yemeklerin tariflerinin toplanması hedefiyle başlatılan çalışmalar tamamlandı. Bu yıl ilk kez düzenlenen festival düzenlenen kortej yürüyüşü start aldı. Bando eşliğinde Edirne Valiliği önünden Mimar Sinan Heykeli önüne kadar kortej yürüyüşü düzenlendi. Mimar Sinan Heykeli önünde son bulan yürüyüşün ardından Osmanlı saray geleneği olarak askerleri sefere uğurlarken ve seferden dönen askerleri karşılarken yapılan bir tatlı çeşidi olan ’Gaziler Helvası’ ve Deva-i Misk vatandaşlara ikram edildi. İkram sırasında renkli görüntüler oluştu. Vatandaşlar ikramlardan alabilmek için adeta birbiriyle yarıştı. İkramlar sonrası gazetecilere açıklamada bulunan Edirne Valisi Yunus Sezer, tarihi bir mekanda tarihi bir anı yaşadıklarını ve bu yıl ilki düzenlenen Gastronomi Festivali’ni geleneksel hale getirmeyi hedeflediklerini söyledi. Edirne’nin çok güzel bir festivale ev sahipliği yapacağını belirten Vali Sezer, kentin hem Balkanlar’ın hem Rumeli mutfağının, hem de Saray mutfağının çıkış noktası ve beşiği durumunda olduğunu aktardı. Uzun süredir yapılan çalışmanın meyvelerini vermeye başladığını aktaran Vali Sezer, kültürel ve gastronomi mirasına sahip çıkmayı ve aynı zamanda bunu reçetesiyle birlikte gelecek nesillere aktarmayı hedeflediklerini söyledi. Edirne Gastronomi Festivali’nde 3 gün boyunca hem şenlikler, hem müzik hem de yemek ziyafeti olacağını belirten Vali Sezer, bu festivali geleneksel hale getirmeyi hedeflediklerini ifade etti. "Türkiye’nin her yerinden, Balkanlar’dan şeflerimiz var" Türkiye’nin her yerinden, Balkanlar’dan şefler olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Onlar da kendi yemeklerini, kendi gastronomi mutfağını Edirne’ye taşıyacaklar. Ünlü şefler de festivalde Saray ve Rumeli mutfağını kendileri yorumlayarak bir takım yemekleri halkımıza sunacaklar. Festivalimizde yüzlerce çeşit yemek hazırlanacak. Vatandaşlar, Edirne.com.tr adresinden kitaba ulaşabilirler. Kitaptaki tariflere karekod sistemiyle ulaşılabiliyor ve tüm yemeklerin hazırlanışını izlemek mümkün" dedi. Vali Sezer, açıklamasının ardından kazanın başına geçerek vatandaşlara Gaziler Helvası dağıttı.
Muş Muşspor galibiyete odaklandı Muşspor, TFF 3. Lig’in 9. haftasında sahasında Bornova FK ile oynayacağı maçın hazırlıklarını sürdürüyor. Ziraat Türkiye Kupası’nda aldığı sonuçla yoluna emin adımlarla ilerleyen Muşspor, bu hafta sonu oynayacağı Bornova FK maçı hazırlıklarını sürdürüyor. 7. haftada Yavuz İncedal’ın ayrılmasıyla takımın başına geçen Teknik Direktör Fatih Çardak yönetiminde 1 kupa ve 1 lig maçına çıkan Muşspor, bu karşılaşmalardan 1 galibiyet ve 1 mağlubiyet aldı. Hopa Spor maçı öncesinde anlaşma sağladıklarını hatırlatan Teknik Direktör Çardak, “Bir gün önceden tüm hazırlıklarımızı tamamladık. Takımımız bu maçta gerçekten çok güzel bir reaksiyon gösterdi. Taktiksel anlayışımızı ilk yarıda sahada etkili bir şekilde yansıttılar. Maçın ikinci yarısında duran toptan yediğimiz bir gol sonrası maalesef reaksiyonumuz bozuldu ve üretkenlik anlamında zorluklar yaşadık, bu yüzden maçtan mağlup ayrıldık. Hafta içinde bu eksikleri giderme fırsatı bulduk ve kupa maçına yönelik çalışmalarda, oyun düzenimizin devamını sağlamak için bazı noktaların altını çizdik. Özellikle ilk 65 dakikada tamamen istediğimiz oyun planına sadık kaldık ve mükemmele yakın bir seviyede oynadık. Takımımız, beklentilerimin çok üzerinde bir performans sergiledi. Özellikle ilk yarının sonuna doğru rakibin ön alanda baskı yapmasıyla birlikte geçiş oyunlarında 3-4 net pozisyon yakaladık. Bu noktada önemli olan, bu fırsatları değerlendirip skoru lehimize çevirebilmek” dedi. "2. Lig’e yükselmek istiyoruz" Takımın moral-motivasyon açısından şehir için büyük bir anlam taşıdığını ifade eden Çardak, “Şehrimizin yeniden moral bulması, taraftarımızın keyifle izlediği, mutluluk duyduğu bir takım oluşturmak bizim hedeflerimizden biri. Bu amaçla, Muş halkının izlerken keyif aldığı, oyuncularımızın her hareketinden mutluluk duyduğu bir oyun felsefesini sahaya yansıtmaya çalışıyoruz. Muş Spor’un hedefleri ortada; geçen yıl elde ettiğimiz başarıyı bu yıl daha da ileriye taşıyıp 2. Lig’e yükselmek istiyoruz. Bu hedefe ulaşmak için tüm gücümüzle çalışıyoruz. Oyuncularımızın tepkileri, katılımları gerçekten çok yüksek. Kupa maçının ardından yorgunlukları olan oyuncularımızı dinlendirerek hazırlıklarımızı sürdürdük. Rakibimizin analizlerini yaparak güçlü ve zayıf yönlerini oyuncularımızla paylaştık ve güzel bir ortam oluşturduk. İnşallah İnegöl maçında gösterdiğimiz performansın üzerine çıkarak, oyun kalitemizi daha da ileriye taşıyacağız. Hafta sonu sahadan güzel bir galibiyetle ayrılıp bu mutluluğu Muş halkına ve camiamıza hediye etmeyi hedefliyoruz" ifadelerini kullandı. "Bu seneki hedefimiz şampiyon olmak" Muşspor’un şampiyonluk yarışında olması bu yılki hedeflerini daha da yükselttiğini ifade eden Sportif Direktör Selami Yatçı, “Bu seneki hedefimiz şampiyon olmak. Ziraat Türkiye Kupasında da gidebildiğimiz kadar gitmek. 3. turdan 4. tura yükseldik. Gruplara kadar gidebilirsek bizim için büyük başarı olur. Bulunduğumuz ligde de şampiyon olmak istiyoruz. Çok kaliteli kadromuz var. Karakterli futbolcularımız var. Bunları git gide sahaya yansıtıyoruz. Hep hedefimizin içinde olacağız. Birkaç maçımız kötü geçti, beraberlikle sonuçlandı. Şimdi önümüzdeki Bornova maçında 3 puanı alıp çıkışa geçmek istiyoruz” şeklindi konuştu.