EKONOMİ - 17 Kasım 2024 Pazar 08:46

Sarıgöl’de bağ budama ücreti açıklandı

A
A
A
Sarıgöl’de bağ budama ücreti açıklandı

Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde bağ budama ücretleri açıklandı. Yapılan açıklamada bağ budama işçi fiyatının 50 TL’si dayıbaşına olmak üzere 1050 TL olduğu bildirildi.


Sarıgöl Ziraat Odası bağ budama işçi ücretlerini açıkladı. Ziraat Odası tarafından yapılan açıklamada üzüm bağ budama işçi ücretinin bin lira ve 50 lira da dayıbaşına olmak üzere 1050 TL olarak belirlendiği bildirildi.


Sarıgöl Ziraat Odası Başkanı Ali İhsan Ülgen, "Sarıgöl’de 2024 yılında başlayan bağ budama işleri yoğunluk kazandı. Ziraat Odası olarak budak işçi fiyatını bin TL ve ek olarak dayıbaşına da 50 TL olmak üzere 1050 lira olarak belirledik." dedi.


Ülgen, ilçede 113 bin dekarlık alanda bağcılık yapıldığını ve budak işlerinin mart sonuna kadar devam ettiğini de sözlerine ekledi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Prof. Dr. Erdoğan: “Akciğer kanserini erken evrede yakalayamıyoruz” Prof. Dr. Abdullah Erdoğan, “Akciğer Kanseri Farkındalık Günü” kapsamında yaptığı açıklamada, rahatsızlık veren şikayetlerin ertelenmemesi ve doktorların tavsiyelerinin dikkate alınması gerektiğini belirterek, "Akciğer kanserini erken evrede, evre 1’de yakalayamıyoruz. 2. evre, 3. evre hatta 4. evre gibi ilerlemiş bir evrede yakalıyoruz. Şikayetlerimizi ötelemeyelim ve bu konuda bilgi sahibi olan hekimlerimize güvenelim. Ameliyatı olmamız gereken dönemde olalım. Hekiminiz, ikinci kez geldiğinizde ben sizi ameliyat edemiyorum demesin" dedi. Memorial Antalya Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Abdullah Erdoğan, “17 Kasım Akciğer Kanseri Farkındalık Günü” dolayısıyla akciğer kanseri hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı. Kansere neden olan etmenlerini aktaran Prof. Dr. Erdoğan, çevresel faktörlerin ilk sırada geldiğini ifade etti. “Akciğer kanserinin en sık görüldüğü bölge: Marmara” Erdoğan, “Akciğer kanseri, öldürücülüğü yüksek, yaşın ilerlemesiyle görülme olabilecek giderek artan bir kanser. Dünya toplumlarının tamamını etkileyen bir kanser. Bazı kanserler vardır. Bazı toplumlarda daha sık olur ama akciğer kanseri öyle değil. Yaşın ilerlemesiyle birlikte tüm dünya toplumlarının ana problemi haline geliyor. Akciğer kanseri yapısal olarak herkeste görülebilmekle birlikte çevresel faktörlerin önde olduğu, çevresel faktörlerin yok edilmesiyle kanser olabilecek azaltıldığı bir kanser türü. Çevresel faktörlerin etkisini erken yaşlarda alırsak, akciğer kanseri de erken yaşlarda görülmeye başlar. 20’li yaşlarda akciğer kanseri olup tedavi vermeye çalıştığımız hastalarımız oldu. Ama bunlar nadiren ortaya çıkmaktadır. Genellikle akciğer kanseri orta ve ileri yaş hastalığıdır ve çevresel faktörlerle de ilişkilidir. Ülkemiz için bir örnek vermek gerekirse, bu çevresel faktörlerin en başında sigara, havadaki karbon ve kirli hava gelir. Bu nedenle bölgeleri göz önüne alırsak; Türkiye’de Marmara bölgesi insidans olarak akciğer kanserinin en sık görüldüğü bölgedir. Sanayileşme, tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı başı çeker” şeklinde konuştu. “Hastanın farkında olduğu şikayeti varsa, akciğer grafisi çektirmeli” Türkiye’de akciğer kanserini vatandaşların şikayetlerini önemsemesi nedeniyle erken evrede yakalayamadıklarını belirten Prof. Dr. Abdullah Erdoğan, şu ifadelere yer verdi: “Farkındalık, toplumların yapılarıyla ve eğitimleriyle de ilişkili bir şey. Bazı toplumlar farkındalığı daha kolay anlayıp, daha kolay önlem alıp, daha erken hastalığı yakalayabiliyor. Ama biz bu çağa gelmemize rağmen farkındalığı tam oluşturamıyoruz. Mesela akciğer kanserini erken evrede, evre 1’de yakalayamıyoruz. 2. evre, 3. evre hatta 4. evre gibi ilerlemiş bir evrede yakalıyoruz. Bunu hastalarıma sorduğumda şöyle yanıtlar alıyorum; ’Bu şikayeti önemsemedik. Zaten ben sigara içiyorum, öksürüğüm var, geçer diye düşündüm.’ Bunlar önemli şeyler. Hasta, sigara içiyorsa ya da fark ettiği değişik bir şikayeti varsa, o hastanın bir akciğer grafisi çektirmesi ya da bir hekime gelmesi kendi faydasına olur.” “Komşumuzu değil hekimlerimizi dinleyelim” Farkındalığı sağlayacak ikinci temel ögenin de; hekimleri dinlemek olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Abdullah Erdoğan, şöyle devam etti: “Toplumumuzda bu çağa rağmen hala yanlış devam eden bir inanç var. Geçen hafta gelen bir hastamı örnek vermek istiyorum; bir buçuk yıl önce gelmiş, çocukları getirmiş, tanıyı koymuşuz ya da görüntüyü görmüşüz. Demişiz ki; burada bir problem var, bunu buradan aldırman gerekiyor. Bize önce inanmış, tamam demiş, çocukları da onaylamış, ameliyatı kabul etmiş, gitmiş. Ama gittiği yerde komşuları “Akciğere bıçak değmez” demiş. Hasta tekrar geldi ama bu defa ameliyat edemiyoruz. Yani ameliyat aşamasını geçmiş. Şu an da hastayı başka bir arkadaşımız tedavi ediyor. Bu çağda böyle bir cümle duymak istemiyorum. Böyle günlerde asıl farkındalığı sağlamamız gereken, iki önemli nokta var. Birincisi, şikayetlerimizi göz ardı etmeyelim. İkincisi, hekimlerimiz bir şey söylüyorsa o konuda bilgi sahibiyse ona inanalım, o konuyu yanımızdaki komşumuzdan daha çok biliyordur muhtemelen diye düşünelim.” “Hastalığı erken evrede yakaladığımızda, tedavide çok büyük bir başarı elde ediyoruz” Öldürücülüğü yüksek olarak bilinen akciğer kanserinin, erken evrede yakalandığında tedavi edilebilirliğine dikkat çeken Prof. Dr. Abdullah Erdoğan, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Akciğer kanseri öldürücülüğü yüksek bir kanser dedik ama günümüzde tıp o kadar ilerliyor ki; yeni tedavi modaliteleri, yeni yöntemler her gün gelişiyor ve ilerliyor. Hastalığı erken evrede yakaladığımızda, tedavide çok büyük bir başarı elde ediyoruz. Akciğer kanserinin birinci tedavi yöntemi cerrahidir. Cerrahi aşamasında bizim bu hastayı yakalamamız lazım. Lenf noduna sıçradıktan sonra, “Önce bir tedavi olup, o tedavinin arkasından ameliyatı tekrar düşünelim” cümlesini bu çağda kullanmak istemiyoruz. Farkındalığımız şöyle olmalı; şikayetlerimizi ötelemeyelim, bu konuda bilgi sahibi olan hekimlerimize güvenelim. Ameliyatı olmamız gereken dönemde olalım. Hekiminiz, ikinci kez geldiğinizde ben sizi ameliyat edemiyorum demesin.”
Bingöl Bingöl’de 44 hafız, icazet aldı Bingöl’de hafızlığını tamamlayan 26’sı kız, 18’i erkek olmak üzere 44 öğrenci için icazet merasimi düzenlendi. Bingöl İl Müftülüğüne bağlı Kur’an kurslarında hafızlığını tamamlayan 44 öğrenci için Bingöl Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Kongre Merkezi’nde Hafızlık İcazet Merasimi düzenledi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan program Kur’an-ı Kerim tilaveti, dualar ve ilahi dinletisi ile devam etti. Programa, Vali Ahmet Hamdi Usta, Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Sedide Akbulut, Bingöl Belediye Başkanı Erdal Arıkan, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Bilgihan Yeşiyurt, Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erdal Çelik, İl Müftüsü Celal Sürgeç, Şeyh’ül Kurra Talip Akbal, kurum müdürleri, vatandaşlar, hafızlar ve aileleri katıldı. İcazetlerini alan öğrencileri tebrik eden Vali Ahmet Hamdi Usta “İlimiz genelindeki Kur’an Kurslarında yetişen 44 kardeşimiz daha bugün hafızlık kervanına katılıyor. Öncelikle kendilerini tebrik ediyor, vahyin son halkası olan Kur’an-ı Kerim’e ömür boyu hizmet etmelerini yüce Mevla’dan niyaz ediyorum. Bu vesileyle, hafızlarımızın yetişmesinde emeği geçenleri; başta sayın müftümüz olmak üzere, öğrencilerimizin kıymetli annelerini, babalarını ve hocalarını ayrı ayrı tebrik ediyorum. Emekleriniz ve mübarek hasadınız daim olsun inşallah. Yüce kitabımız nazil olmaya başladığı andan itibaren önce peygamber efendimizin, ardından sahabenin, sonrasında ise kuşaktan kuşağa hafızların gönlüne nakşedilmiş, hafızalarda korunmuş olarak günümüze intikal etmiştir. Bu nedenle Asr-ı Seadetten günümüze hafızlık, kutlu bir makam ve fazilet olarak övülmüştür. Ancak unutmayalım ki, yüce kitabımızın lafzını zihnimizde muhafaza etmek ne kadar değerli ise onun kutlu mesajını muhafaza etmek de bu çerçevede çok daha önemli ve değerlidir. İnanıyorum ki bugün icazetlerini alacak hafız kardeşlerimiz de bu istikamette hayatlarını sürdürecek; ahlaklarını Kur’an ile şekillendirip çevrelerine kitabın rahmetini, bereketini ve esenliğini yayacaklardır” şeklinde konuştu. İcazet alan öğrencilerden Miraç Çakan; “1 yıldır hafızlık eğitimi görüyorum. Zorlandığım günlerde oldu ama başardım. Bugün de icazet belgemi aldım ve çok mutluyum” diye konuştu. Hafızlığını aldığı için çok mutlu olduğunu ifade eden Ayşe Bediz ise “Ben çok zorlanarak hafızlık yaptım. Ama belgeme kavuştuktan sonra buna değdiğini gerçekten de anladım. Hafızlık yapmak isteyen arkadaşlarıma şunu söylemek isterim ki, azmin ve gayretin elinden hiçbir şey kurtulmaz” diye konuştu. Merasim, Şeyh’ül Kurra Talip Akbal’ın yaptığı dua sonrası hafızlara belge ve hediye takdimi ile sona erdi.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı’nın kaleminden ilk ve tek ‘Adli Narsisizim’ kitabı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı Mustafa Öztürk, hukuk araştırmacısı Akgün Bilgin ile birlikte, Türkiye’nin ilk ve tek suçlu profili kitabı olan ‘Adli Narsisizm’e imza attı. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı Mustafa Öztürk, hukuk araştırmacısı Akgün Bilgin ile birlikte 680 sayfalık bir kitap yazdı. ‘Adli Narsisizm’ isimli kitap, narsistik kişilik bozukluğu olan veya buna meyilli kişilerin, ‘neden, nasıl, nerede ve ne zaman’ suçluluk duygusuna sahip olabileceği, suç türlerinde karakteristik özellikleri ve bıraktığı izleri, adli soruşturma ve kovuşturma aşamalarında adaletin seyrini veya işleyişini nasıl saptırdıklarına dair bilimsel cevapları içeriyor. Bu alanda Türkiye’de ele alınmış ilk ve tek kitap olma özelliği taşıyan ‘Adli Narsisizm’, hukukçulara ve vatandaşlara rehberlik edecek bilgiler sunuyor. “Dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarının temeli ‘narsistlik’” İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı Mustafa Öztürk, “Ceza ve hukuk uygulamasında ‘Adli Narsisizim’ diye başlıkla çıkardığımız bu eserin Narsisizm hukuku ve narsistik suçlarla ilgili dünyada ele alınmış tek eserdir. Bu eserin çok popüler konu olan Narsisizm ile adli narsisizmi birleştirmemiz hukuk dünyasında da büyük bir etki uyandırdı. Narsistik suçların ne tür suçlar olduğunu tespit ettik. Patolojik Narsist ne tür suçlar işliyor? Başta dolandırıcılık, sahtecilik suçları, cinsel suçlar, casusluk suçları, hakaret ve tehdit, uyuşturucu suçları. Araştırmalarımız bu kişilerin önemli bir yüzdesinin uyuşturucu bağımlısı olduğunu, yüzde 95’inden fazlasının aldattığını ortaya çıkardı. Özellikle dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarının temelinde narsistik bireylerin, maske takıp kendini gizleyerek sadece kendilerini değil başkalarını da kullanarak menfaat temin ettiklerini anlattık. Narsistlerin en büyük özelliklerinden birisi, menfaatlerine düşkünler. Günümüzde bu tür suçlar çok işleniyor. Bu tip insanlar, zavallı insanları kullanarak manipüle ediyorlar” ifadelerini kullandı. “Narsistler, suç işlemeye en yakın kişilerdir” Kitabın ortak yazarı Hukuk Araştırmacısı ve Suçlu Profili Uzmanı Akgün Bilgin, “Kişilik bozukluğunun, dürtülerin, içgüdülerin, arzuların ve fantezilerin sosyal adalete ve ceza adaletine verdiği zararlar bulunmaktadır. Bunlardan biri de narsisizmdir. Günümüzde ‘narsist’ kirli kelimesi, ‘narsisizm spektrumu’ ise toplumumuzun önde gelen nevrozu olarak görülmektedir. Yıkıcı olan da çoğunluğun diğer çoğunluğu ‘narsist’ zannettiği için herkesin bu kavramsal açıklamalardan rahatsız olmaması ve ‘narsisizm’in sosyal adalete ve ceza adaletine verdiği zararların bilinmemesidir. Oysa narsistler, suç işlemeye en yakın kişilerdir” dedi. “Türkiye’nin ilk ve tek suçlu profili kitabı” Almanya, Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere gibi ülkelerde patolojik narsistler ile diğer narsist insanların ceza muhakemeleri kanunlarına göre önleyici tedbirlere, özel soruşturma ve yargılama usullerine tabi tutulduğunu kaydeden Bilgin, “Adli Narsisizm kitabı bu alanda dünyanın ilk ve tek Viktimoloji kitabıdır. Kitap Türkiye haricinde Almanya’da Almanca olarak yayınlandı ve yakında Amerika Birleşik Devletleri’nde İngilizce olarak piyasaya çıkacak. Bu kitap aynı zamanda narsist suçluların, suç işleme öncesi hazırlık aşamasında, suç işlerken ve suç sonrası kovuşturma aşamasında adaletin seyrini saptırma konusunda beyin haritalamasının yapıldığı Türkiye’nin ilk ve tek suçlu profili kitabıdır” şeklinde konuştu.
İstanbul Los Angeles Lakers’tan üst üste 5. galibiyet NBA’de Los Angeles Lakers, deplasmanda oynadığı New Orleans Pelicans’ı 104-99’luk skorla yendi ve üst üste 5. galibiyetini kazandı. NBA’de normal sezon heyecanı 5 karşılaşma ile devam etti. Los Angeles Lakers, Smoothie King Center’da mücadele ettiği New Orleans Pelicans’ı 104-99 mağlup etti ve üst üste 5, toplamda 9. galibiyetini elde etti. Lakers’ta Anthony Davis 31 sayı, 14 ribaund ile double double yaparken, Dalton Knecht 27 sayı, 7 ribaund ve LeBron James de 21 sayı, 7 ribaund, 5 asistle oynadı. Ligdeki 10. yenilgisini alan New Orleans’ta ise Brandon Ingram 32 sayı, 8 asist ve Jaylen Nowell 16 sayı, 6 ribaund ile maçı tamamladı. De’Aaron Fox 49 sayı attı, Sacramento kazandı Sacramento Kings ise Golden 1 Center’da karşı karşıya geldiği Utah Jazz’ı 121-117’lik skorla yendi. Bu sezonki 8. galibiyetini alan Sacramento’da De’Aaron Fox 49 sayı, 9 asist ile ön plana çıkarken, Kevin Huerter 18 sayı ve Trey Lyles de 17 sayı ile katkı verdi. Ligdeki 9. mağlubiyetini alan Utah’ta ise Lauri Markkanen 25 sayı, 5 ribaund, Colin Sexton 18 sayı ve Jordan Clarkson da 17 sayı ile oynasa da galibiyete yetmedi. NBA’de günün toplu sonuçları şöyle: Charlotte Hornets: 115 - Milwaukee Bucks: 114 Boston Celtics: 126 - Toronto Raptors: 123 New Orleans Pelicans: 99 - Los Angeles Lakers: 104 Dallas Mavericks: 110 - San Antonio Spurs: 93 Sacramento Kings: 121 - Utah Jazz: 117