ÇEVRE - 12 Kasım 2024 Salı 15:04

Muradiye parkları yeşillendiriliyor

A
A
A
Muradiye parkları yeşillendiriliyor

Yunusemre Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü Ekipleri Muradiye Mahallesinde bulunan 23 Nisan Ulusal Egemenlik Çocuk Parkı’nda çimlendirme çalışması gerçekleştirdi. Çim ekiminin yanı sıra bakım çalışmasının da gerçekleştirildiği parkta artık çocuklar ve aileleri çok daha mutlu olacak.


Halkın mutluluğu ve huzuru için çalışmalarını sürdüren Yunusemre Belediyesi, ilçenin farklı noktalarında bulunan parklarda çimlendirme çalışması gerçekleştiriyor. Yunusemre Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekiplerince gerçekleştirilen çim ekimi Muradiye Mahallesi 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Parkı’nda yapıldı. Çimlendirme çalışmalarının yanı sıra parkta bakım faaliyetleri de gerçekleştirildi. Yapılan çalışmanın ardından Muradiye mahallesinde yaşayan vatandaşlar ve çocukları artık çok daha konforlu ve yeşil bir 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Parkı’nda keyifle vakit geçirebilecek.



“Çocuklarımızın tebessümü bizim mutluluğumuz”


Muradiye mahallesinin sorunlarının uzun zamandır ihmal edildiğinin farkında olduklarını ve bu sorunların hızla çözümü için yoğun bir çaba gösterdiklerini belirten Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, ülkenin aydınlık geleceği olan çocukların yüzündeki tebessümü kalıcı hale getirmek için var güçleri ile çalışacaklarını belirtti. Başkan Balaban konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Muradiye mahallemizin sorunları uzun zamandır ihmal edilmiş ve bu dertlere derman bulunamamış. Göreve geldiğimiz tarihten bu yana Muradiye mahallemizin sorunları için yoğun bir çaba gösteriyoruz. Muradiye Mahallemizde bulunan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Parkımız bakıma ihtiyaç duyuyordu. Ekiplerimiz hızla harekete geçerek Ülkemizin aydınlık geleceği olan çocuklarımızın daha konforlu bir oyun alanı ihtiyacı için park ve çim ekimi ve bakım çalışması gerçekleştirdi. Mesai arkadaşlarıma özverili çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum. Çocuklarımızın yüzünde tebessüm olabilmek her şeye değer.”



Muradiye parkları yeşillendiriliyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 9’uncu yargı paketi hakkında konuştu: Eskişehir Valiliğinde açıklama yapan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Yargı reformu strateji belgemizin ilk paketi olarak ceza adaleti sisteminin etkinliğini artırmaya yönelik önemli düzenlemeleri inşallah önümüzdeki süreçte birkaç güne kadar görmüş olacağız" dedi. Bir dizi programa katılım sağlamak üzere Eskişehir’e gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Eskişehir Valiliği’nde açıklamalarda bulundu. Özellikle 9’uncu yargı paketi hakkında konuşan Bakan Tunç, yargı reformu strateji belgesinin ilk paketi olarak ceza adaleti sisteminin etkinliğini artırmaya yönelik önemli düzenlemelerin birkaç güne kadar gerçekleşeceğini söyledi. Ayrıca basın mensuplarının sorularını alan Bakan Tunç, kamuoyunun "Cezasızlık algısını ortadan kaldırmaya yönelik düzenlemeler nerede" tepkisiyle ilgili de cevap verdi. "Çocuklarımızın özellikle üzerinde hassasiyetle durmak gerekiyor" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Ailenin korunması ve çocuk hakları şeklinde düzenlenen maddede de çocuklarla ilgili alınması gereken tedbirler, çocukların her türlü istismardan; gerek ihmal, gerek fiziksel, duygusal istismardan korunmasıyla ilgili olarak her türlü tedbiri alma konusundaki gerek anayasal, gerek mevzuat düzenlemelerini gerçekleştirdik. Tabii, burada özellikle Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın önemli çalışmaları var. Tabii, adli süreçlerle ilgili olarak da zarar veren, onların özellikle hem suça sürüklenmesini önleyici tedbirler ve suça sürüklendikten sonra da onların üstün yararını gözeterek bir yargılama sürecinin yapılması hususunda çok önemli mesafeler alındı. Daha çok yapılacaklar var. Çocuklarımızın özellikle üzerinde hassasiyetle durmak gerekiyor. Onların sadece ailelerinin inisiyatifine bırakmadan, devletin asli görevi olarak geleceğimizin teminatı çocuklarımıza gözümüz gibi bakmamız gerekiyor" dedi. "Sosyal medya, yazılı ya da görsel mecralarda hakaret suçları çok yaygınlaştı" Ardından Bakan Tunç, basın mensuplarının, "Efendim, dün Meclis Genel Kurulu’nda noterlik ve bazı yargı işlemleri ile ilgili düzenlemelerin yer aldığı teklif kabul edildi. Geçen hafta da 9’uncu yargı paketi kabul edilmişti. Bu düzenlemelerle ilgili değerlendirmelerinizi alabilir miyiz? Bir de toplumda cezasızlık algısı olarak ifade edilen durumun çözümüne dair tedbir ve düzenlemeler ne zaman yapılacak" sorusunu yanıtladı. Bakan Tunç, cevabında, "Meclisimiz, son 1 aydır hem 9’uncu yargı paketi hem de dün yasalaşan noterlik ve bazı kanunlarda değişiklikle ilgili düzenlemeleri hayata geçirmek için gece gündüz bir çalışma sergiledi. Ben buradan Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu üyelerimize ve tüm milletvekillerimize çok teşekkür ediyorum emekleri için. Tabii, önemli düzenlemeler. Her bir maddede ayrıntı var aslında. Özellikle çok gündem olan sosyal medya, yazılı ya da görsel mecralarda hakaret suçları çok yaygınlaştı ve bu suçlar adliyeye intikal etmesi, uzlaştırma çerçevesine olması nedeniyle de suç işlenmesi çok arttı. Hakaret suçları bakımından bunu önleyecek çok önemli bir düzenlemeyi de meclisimiz hayata geçirmiş oldu. Özellikle hakaret suçlarının uzlaştırma çerçevesinden alınıp, ön ödemeye tabii tutulmasıyla beraber hususlarda önemli ölçüde azalma olacağını düşünüyoruz. Burada bir caydırıcılığın olacağını düşünüyoruz. Bu çerçevede bilim adamlarıyla, hukukçu akademisyenlerle yaptığımız görüşmeler ve uygulayıcılardan aldığımız bilgiler doğrultusunda böyle bir düzenlemeyi hayata geçirdik. Bu da önemli bir düzenleme" ifadelerini kullandı. "Çocukların bir meta gibi anneden ya da babadan alınmasıyla ilgili görüntüleri sona erdirdik" Bakan Yılmaz Tunç, sözlerine şöyle devam etti: "Yine çocuk koruma kanunuyla ilgili de 9’uncu yargı paketinde önemli bir düzenlemeyi hayata geçirdik. Özellikle çocuklarla ilgili tedbirlerin uygulanmasında görev alacak personellerle ilgili düzenlemeler var. Burada sadece Adalet Bakanlığı’nın adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüklerindeki personel değil, aynı zamanda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndaki sosyolog, psikolog ve pedagog gibi uzman personellerin, yine Milli Eğitim Bakanlığımızda görev yapan rehberlik öğretmenleri gibi, bunların da çocuklara yönelik uygulanacak olan tedbirlerde ve çocuk teslimi gibi çocukların kişisel ilişki kurulması, velayetleriyle ilgili çocukların bir meta gibi anneden ya da babadan alınmasıyla ilgili görüntüleri sona erdirdik." "Vatandaşlarımızdan 50 binden fazla görüş aldık" Hem 9’uncu yargı paketi hem de son noterlik ve bazı kanunlardaki değişikliklerle kamuoyunda ceza adaleti sistemiyle ve suçla mücadeleyle ilgili konuşulan, "Cezasızlık algısını ortadan kaldırmaya yönelik düzenlemeler nerede?" diye haklı olarak basından sorular geldiğini de belirten Bakan Tunç, "Bununla ilgili kapsamlı bir çalışmamız var. Şu anda yargı reformu strateji belgemiz hemen hemen tamamlandı. Vatandaşlarımızdan 50 binden fazla görüş aldık. Barolarımızdan, bilim adamlarımızdan, üniversitelerimizden, uygulayıcılarımızdan, mahkemelerin ilk derece, istinaf, Yargıtay olmak üzere tüm yüksek yargı kurumlarımızdan aldığımız görüşler neticesinde 1 yıllık hazırlık yaptık. Bu hazırlık çerçevesi içerisinde özellikle hukukun üstünlüğünü esas alan, öngörülebilir ve gecikmeyen bir adalet sisteminin tesisi konusunda çok önemli hususlara değinen bir yargı reformu strateji belgesi olacak. Önümüzdeki 4 yılı kapsayacak. 2024 ve 2028 yılları arasında ve orada kısa vade, orta vade ve uzun vade şeklinde bir takvim belirlenecek. Bu takvim içerisinde gerek mevzuat değişiklikleri, gerekse de uygulamaya yönelik çok önemli düzenlemeleri inşallah hayata geçireceğiz" şeklinde konuştu. "Ceza adaleti sisteminin etkinliğini artırmaya yönelik önemli düzenlemeleri birkaç güne kadar görmüş olacağız" Caydırıcılık açısından ve toplumun huzur ve sükûnunu bozmaya yönelik suçlarla ilgili olarak da gerek Türk Ceza Kanunu’muzda Kabahatler Kanunu’nda yeniden bir değerlendirme ihtiyacı söz konusu olduğunu da dile getiren Bakan Tunç, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "Bu konudaki çalışmalarımızı biz, hem uygulayıcılardan, istinaf ve Yargıtayımızın ilgili dairelerinden görüşler alarak hayata geçireceğiz inşallah ve özellikle hem akademisyenlerimizin hem de bilim komisyonlarımızın katkıları da söz konusu oldu. Milletvekillerimizin takdirlerini hazırladığımız taslak çalışmasını inşallah ibraz ederek, bu konudaki çalışmalarımıza özellikle asıl 10’uncu paket diyebiliriz artık ona. Yargı reformu strateji belgemizin ilk paketi olarak ceza adaleti sisteminin etkinliğini artırmaya yönelik önemli düzenlemeleri inşallah önümüzdeki süreçte birkaç güne kadar görmüş olacağız."
Malatya Rafadan Tayfa gösterisinde eğlenceli anlar yaşandı Yeşilyurt Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen ‘Rafadan Tayfa’ Müzikal Gösterisine çocuklar yoğun ilgi gösterdi. Rafadan Tayfa’nın sevilen kahramanlarını ilgiyle izleyen çocuklar, hem şarkılara eşlik ederek hem de çalan müzikle birlikte keyifli zaman geçirdi. Yeşilyurt Belediyesi, TRT Çocuk Kanalının en fazla takip edilen animasyon filmlerinden olan ‘Rafadan Tayfa’ gösterisini Malatyalı çocuklarla buluşturdu. Kongre ve Kültür Merkezi Kemal Sunal Salonunda üç seans halinde sahnelenen etkinliğe yoğun ilgi gösteren çocuklar, Rafadan Tayfa’nın sevilen kahramanları Akın, Hayri, Mert, Kamil, Hale ve Sevim’in seslendirdiği şarkı ve türkülere eşlik ederek eğlenceli anlar yaşadı. Düzenli beslenmeden diş fırçalamaya, spordan müziğe birçok alanda faydalı bilgilerin yer aldığı Rafadan Tayfa gösterisinde çocuklar bir yandan eğlenirken diğer taraftan okul, aile, eğitim, sağlık, spor ve düzenli yaşam üzerine önemli bilgiler öğrendiler. Her seansında aynı heyecan ve coşkunun hâkim olduğu gösteriyi ilgiyle takip eden çocuklar, eğlenceli ve keyifli bir gün geçirdiler. Renkli bir atmosferde geçen etkinlikte çocukları yalnız bırakmayan Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, kültürel ve sanatsal etkinliklerle çocukların hem eğitim hem de sosyal hayatlarını kaliteli hale getirmeyi amaçladıklarını söyledi. Milli ve manevi değerler ile toplumsal gelişmeyi sağlayan konuların yer aldığı Rafadan Tayfa gösterisine büyük ilgi gösteren çocuklara teşekkürlerini sunan Başkan Geçit, “TRT Çocuk Kanalının sevilen yayınlarından Rafadan Tayfa’nın müzikal gösterisini ara tatil hediyesi olarak çocuklarımızla buluşturduk. Üç ayrı seans halinde sahnelenen etkinliğimizde salonu tıklım tıklım dolduran sevgili evlatlarımız keyif dolu anlar yaşadılar. Yaşadığımız deprem felaketlerinden sonra kentimizi ve ilçemizi yeniden ayağa kaldırmak için bir yandan deprem konutları, yerinde dönüşüm ve diğer hizmet alanlarında aktif bir dinamik bir şekilde çalışan bir belediye olarak 7’den 70’e tüm hemşehrilerimizin moral ve motivasyonlarını artıracak bu tür sosyal faaliyetleri sık sık yapmaya gayret ediyoruz. Deprem travmasını yaşayan güzel şehrimizi yeniden ayağa kaldırmak sadece inşaat faaliyetleriyle sınırlı değildir, şehrimizi tarihiyle, sanatıyla, kültürüyle, sporuyla, turizmiyle bir bütün halinde ayağa kaldırmayı kendimize ilke edindik.” diye konuştu. Başkan Geçit, konuşmasından sonra çocuklarla birlikte Rafadan Tayfa gösterisini izledi.
Tekirdağ Karadeniz’e göç: Tekirdağlı balıkçıların umut rotası Marmara Denizi’ndeki kıyı yasakları ve balık azlığı nedeniyle Karadeniz, Tekirdağlı balıkçıların umut rotası haline geldi. Tekirdağlı balıkçılar, Marmara Denizi’ndeki kıyı yasakları ve balık azlığı nedeniyle avlanma faaliyetlerini Karadeniz’de sürdürüyor. Balıkçı İdris Şeremet, palamut avcılığına Karadeniz’de başladıklarını, ardından hamsi ve istavrit avına geçtiklerini belirtti. Karadeniz’in daha bereketli olması ve tüketicilerin bu bölge balıklarını tercih etmesi, balıkçıların burada çalışmasını cazip hale getiriyor. Av sezonunun geri kalanında Karadeniz’in öneminin artarak devam edeceği vurgulandı. Balığın göçü Balıkçı İdris Şeremet, Karadeniz’in bereketli yapısını ve Marmara’daki kısıtlamaları değerlendirerek yaptığı açıklamada, palamut avcılığından hamsi ve istavrit avına geçiş süreçlerini anlattı. Şeremet, "Palamuda Karadeniz’de başlanıyor. Palamut, Ege’den Karadeniz’e göç eder, havyarını döker ve ana balık tekrar Ege’ye göç eder. Yavru balıklar büyümeye Karadeniz’de başlar. Biz de avlanmaya Karadeniz’de başlıyoruz" dedi. “Karadeniz daha bereketli” Marmara Denizi’nde balıkçılığın zorluklarına da değinen Şeremet, kıyı yasaklarının ve balık popülasyonundaki düşüşün, balıkçıları Karadeniz’e yönlendirdiğini belirtti. Şeremet, "Marmara’da bazı aksilikler var. Burada balık biraz az. Ama Karadeniz daha bereketli olduğu için insanlar da Karadeniz balığını biraz daha tercih ediyor. O nedenle Karadeniz’de çalışmayı daha uygun görüyoruz" ifadelerini kullandı. Palamuttan sonra hamsi ve istavrit Balıkçılar, palamut sezonunun ardından hamsi ve istavrit avcılığına başlayarak avlanma faaliyetlerini Karadeniz’de sürdürmeyi planlıyor. Şeremet, “Palamut bittikten sonra palamut ağlarını çıkarıp hamsi ve istavrit ağlarını koyuyoruz. Tekrar Karadeniz’e gidip oradan devam ediyoruz” diyerek, bölgenin balıkçılık açısından sunduğu olanakların altını çizdi. Balıkçılar, Karadeniz’deki bereketin Marmara’daki avlanma yasaklarını ve azalan balık popülasyonunu telafi ettiğini belirtiyor. Av sezonunun geri kalanında da Karadeniz’in balıkçılar için vazgeçilmez olmayı sürdüreceği ifade ediliyor.
Tekirdağ Tekirdağ’da uyuşturucu operasyonları: Çok sayıda uyuşturucu madde ele geçirildi Tekirdağ’da jandarma ekiplerinin farklı ilçelerde düzenlediği operasyonlarda uyuşturucu maddeler ve aparatlar ele geçirilirken, olaylarla ilgili çok sayıda kişi gözaltına alındı. Tekirdağ İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, 13 ve 14 Kasım 2024 tarihlerinde Çerkezköy, Şarköy, Çorlu, Hayrabolu ve Marmaraereğlisi ilçelerinde eş zamanlı operasyonlar gerçekleştirdi. Çerkezköy’de A.A. ve R.D. isimli şahısların üzerinde 25 gram bonzai bulunurken, Şarköy’de C.G. isimli şahsın evinde yapılan aramada 5 gram kenevir tohumu, 5 gram esrar, bir adet uyuşturucu kullanma aparatı ve üç adet 9 milimetre fişek ele geçirildi. Çorlu gişelerinde yapılan aramada E.M., A.A. ve T.M. isimli şahısların üzerinde ve araçlarında 10 gram eroin bulundu. Hayrabolu’da O.Ç. isimli şahsın üzerinde ise 20 adet sentetik hap ele geçirildi. Çerkezköy’de M.Ö. ve Ö.Ö. isimli şahısların evlerinde yapılan aramada 26 adet sentetik hap, 5 gram amfetamin, bir adet uyuşturucu kullanma aparatı ve iki cep telefonu bulundu. Aynı gün Çerkezköy’de F.Ç. isimli şahsın üzerinde 8 gram esrar ele geçirildi. Marmaraereğlisi Yeniçiftlik Mahallesi’nde bir işletmede yapılan aramada ise E.T. ve N.C. isimli şahısların bulunduğu yerde 10 gram bonzai, üç aparat ve bir plastik bong ele geçirildi. Operasyonlarda ele geçirilen uyuşturucu maddeler ve diğer malzemeler muhafaza altına alınırken, gözaltına alınan şüphelilerle ilgili adli işlemlerin devam ettiği öğrenildi.
Kayseri Fastfood alışkanlığı diyabetin yaşını düşürüyor Acıbadem Kayseri Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Karakaş, değişen yaşam tarzının diyabet hastalığında görülme yaşını düşürdüğünü söyleyerek, “Hareketsiz yaşam tarzı ve fastfood yiyecekler gençlerde diyabete sebep oluyor” dedi. Diyabetin özünde bir damar hastalığı olduğunu ve damarların geçtiği bütün organlara etkisi olduğunu söyleyen Dr. Esra Karakaş, “Diyabet hastalığında kan şekerinin yüksekliği söz konusudur. Diyabet hastalarında pankreasın insülin üretmesinde bazı sorunlar oluşur ve kişide kan şekeri yükseliyor. Özünde diyabet bir damar hastalığıdır. Damarda dolaşan kanın fazla şekerlenmesiyle beraber ortaya çıkar. Damar çeperi iltihaplanır ve buna bağlı problemler oluşur. Sonuçta, damarın bozulmasıyla böbrekten kalbe damarın geçtiği her organda sorun ortaya çıkabilir” dedi. “Fazla kilo vücut mekanizmasını bozabiliyor” Belirtileri arasında çok su içme, çok idrara çıkma, istemsiz kilo kaybı, aşırı yemek yemeye rağmen zayıflama, ağız kuruluğu, yorgunluk, gece sık idrara çıkma, kramplar ve bulanık görme olduğunu vurgulayan Dr. Esra Karakaş, sözlerine şöyle devam etti: “Bu belirtileri fark eden kişiler özellikle kan şekerini ölçtürmek için bir uzmana başvurmalı. Diyabet maalesef ki ülkemizde çok yaygın bir hastalık. Eskiden orta yaş grubunda daha sık görüyorduk, ama son dönemde gençlerde de daha sık görülmeye başlandı. Bunun da nedeni muhtemelen artan hareketsizlik, ekran bağımlılığı ve fastfood tüketimi, daha yoğun kalorili gıdaların daha fazla tüketilmesi, bilinçsiz karbonhidrat tüketimi ve abur cubur dediğimiz içerisinde katkı maddesi olan gıdaların fazla tüketilmesi kan şekerinde orantısız yükselmeye neden oluyor. Yaşam tarzınızdaki değişiklikler, hareketsizlik gibi nedenler daha fazla kilo alınmasına ve daha fazla yağ dokusu biriktirilmesine neden oluyor. Yağ dokusu birikmesinin sonucunda da vücutta insülin direnci gibi bazı mekanizmalarda bozulmalar yaşanabiliyor.” “Aile öyküsü olmayanlarda da görünüyor” Karakaş, hastalığın normal şartlarda aile öyküsü ile daha fazla alakalı olduğunu fakat son yıllarda aileden bağımsız olarak gençlerde de sık görülmeye başlandığını söyleyerek, “İnsülin direnci zaman içerisinde kan şekerinin yükselmesine neden oluyor. Özellikle ailesinde şeker hastalığı öyküsü olan kişiler açısından daha risklidir. Ama son yıllarda ailesinde öykü olmayan kişilerde de diyabet görülme sıklığının arttığını görüyoruz. Bunun da nedeni değişen yaşam tarzı, katkı maddeli gıdaların tüketilmesi ve hareketsizlik olduğu düşünülüyor. Diyabet açısından risk gruplarına baktığımızda ailesinde diyabeti olan hastalar, kolesterol yüksekliği, hipertansiyon, polikistik over sendromu olan bireyler ve fazla kilosu olanlar daha dikkatli olmalılar. Bu etkenlerin dışında, kan şekerini yükselten ilaç kullanan hastalarda da diyabet sık görülebiliyor” diye konuştu. “Diyabetin 2 çeşidi var” Diyabetin Tip 1 ve Tip 2 olmak üzere iki çeşit olduğunu belirten Dr. Karakaş, “Tip 2 daha sık rastlanan bir diyabet çeşidi. 30-40 yaş grubunda daha çok görüyoruz ama son yıllarda tip 2 diyabet, gençlerde de görülmeye başlandı. Tip 1 diyabet daha çok insülin eksikliğiyle giderken tip 2 diyabet daha çok insülin direnci zemininde gelişir. Tip 1 diyabetin tek tedavisi insülindir, mutlak insülin eksikliği gelişir. Tip 2 diyabette ise daha cok ilaç tedavilerini kullanmaktayız” dedi. Ailesinde diyabet olan kişilerin yanı sıra özellikle hipertansiyon, hiper lipidemi gibi hastalıkları olan kişilerde de diyabet sıklığının arttığına dikkat çeken Dr. Karakaş sözlerine şöyle devam etti: “Ayrıca belirli genetik zeminin dışında da belirli coğrafyada yaşayan kişilerde de diyabet daha sık görülebiliyor. Mesela Finlandiya’da tip 1 diyabet hastalığı daha sık gözlenirken, ülkemiz gibi obezite sıklığının da arttığı ülkelerde obezite ile beraber tip 2 diyabet daha sık gözlenmektedir. Hatta maalesef şu an Avrupa’da diyabetin en sık görüldüğü ülke durumunda. Bunun en önemli nedenlerinin başında ise değişen yaşam tarzı ile birlikte hareketsizlik ve hazır yiyeceklerin daha fazla hayatımıza girmesi ve ekmek ve hamur isi gibi yoğun karbonhidrat tüketimi geliyor.”