POLİTİKA - 15 Kasım 2024 Cuma 12:45

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 9’uncu yargı paketi hakkında konuştu:

A
A
A
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 9’uncu yargı paketi hakkında konuştu:

Eskişehir Valiliğinde açıklama yapan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Yargı reformu strateji belgemizin ilk paketi olarak ceza adaleti sisteminin etkinliğini artırmaya yönelik önemli düzenlemeleri inşallah önümüzdeki süreçte birkaç güne kadar görmüş olacağız" dedi.


Bir dizi programa katılım sağlamak üzere Eskişehir’e gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Eskişehir Valiliği’nde açıklamalarda bulundu. Özellikle 9’uncu yargı paketi hakkında konuşan Bakan Tunç, yargı reformu strateji belgesinin ilk paketi olarak ceza adaleti sisteminin etkinliğini artırmaya yönelik önemli düzenlemelerin birkaç güne kadar gerçekleşeceğini söyledi. Ayrıca basın mensuplarının sorularını alan Bakan Tunç, kamuoyunun "Cezasızlık algısını ortadan kaldırmaya yönelik düzenlemeler nerede" tepkisiyle ilgili de cevap verdi.



"Çocuklarımızın özellikle üzerinde hassasiyetle durmak gerekiyor"


Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Ailenin korunması ve çocuk hakları şeklinde düzenlenen maddede de çocuklarla ilgili alınması gereken tedbirler, çocukların her türlü istismardan; gerek ihmal, gerek fiziksel, duygusal istismardan korunmasıyla ilgili olarak her türlü tedbiri alma konusundaki gerek anayasal, gerek mevzuat düzenlemelerini gerçekleştirdik. Tabii, burada özellikle Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın önemli çalışmaları var. Tabii, adli süreçlerle ilgili olarak da zarar veren, onların özellikle hem suça sürüklenmesini önleyici tedbirler ve suça sürüklendikten sonra da onların üstün yararını gözeterek bir yargılama sürecinin yapılması hususunda çok önemli mesafeler alındı. Daha çok yapılacaklar var. Çocuklarımızın özellikle üzerinde hassasiyetle durmak gerekiyor. Onların sadece ailelerinin inisiyatifine bırakmadan, devletin asli görevi olarak geleceğimizin teminatı çocuklarımıza gözümüz gibi bakmamız gerekiyor" dedi.



"Sosyal medya, yazılı ya da görsel mecralarda hakaret suçları çok yaygınlaştı"


Ardından Bakan Tunç, basın mensuplarının, "Efendim, dün Meclis Genel Kurulu’nda noterlik ve bazı yargı işlemleri ile ilgili düzenlemelerin yer aldığı teklif kabul edildi. Geçen hafta da 9’uncu yargı paketi kabul edilmişti. Bu düzenlemelerle ilgili değerlendirmelerinizi alabilir miyiz? Bir de toplumda cezasızlık algısı olarak ifade edilen durumun çözümüne dair tedbir ve düzenlemeler ne zaman yapılacak" sorusunu yanıtladı. Bakan Tunç, cevabında, "Meclisimiz, son 1 aydır hem 9’uncu yargı paketi hem de dün yasalaşan noterlik ve bazı kanunlarda değişiklikle ilgili düzenlemeleri hayata geçirmek için gece gündüz bir çalışma sergiledi. Ben buradan Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu üyelerimize ve tüm milletvekillerimize çok teşekkür ediyorum emekleri için. Tabii, önemli düzenlemeler. Her bir maddede ayrıntı var aslında. Özellikle çok gündem olan sosyal medya, yazılı ya da görsel mecralarda hakaret suçları çok yaygınlaştı ve bu suçlar adliyeye intikal etmesi, uzlaştırma çerçevesine olması nedeniyle de suç işlenmesi çok arttı. Hakaret suçları bakımından bunu önleyecek çok önemli bir düzenlemeyi de meclisimiz hayata geçirmiş oldu. Özellikle hakaret suçlarının uzlaştırma çerçevesinden alınıp, ön ödemeye tabii tutulmasıyla beraber hususlarda önemli ölçüde azalma olacağını düşünüyoruz. Burada bir caydırıcılığın olacağını düşünüyoruz. Bu çerçevede bilim adamlarıyla, hukukçu akademisyenlerle yaptığımız görüşmeler ve uygulayıcılardan aldığımız bilgiler doğrultusunda böyle bir düzenlemeyi hayata geçirdik. Bu da önemli bir düzenleme" ifadelerini kullandı.



"Çocukların bir meta gibi anneden ya da babadan alınmasıyla ilgili görüntüleri sona erdirdik"


Bakan Yılmaz Tunç, sözlerine şöyle devam etti:


"Yine çocuk koruma kanunuyla ilgili de 9’uncu yargı paketinde önemli bir düzenlemeyi hayata geçirdik. Özellikle çocuklarla ilgili tedbirlerin uygulanmasında görev alacak personellerle ilgili düzenlemeler var. Burada sadece Adalet Bakanlığı’nın adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüklerindeki personel değil, aynı zamanda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndaki sosyolog, psikolog ve pedagog gibi uzman personellerin, yine Milli Eğitim Bakanlığımızda görev yapan rehberlik öğretmenleri gibi, bunların da çocuklara yönelik uygulanacak olan tedbirlerde ve çocuk teslimi gibi çocukların kişisel ilişki kurulması, velayetleriyle ilgili çocukların bir meta gibi anneden ya da babadan alınmasıyla ilgili görüntüleri sona erdirdik."



"Vatandaşlarımızdan 50 binden fazla görüş aldık"


Hem 9’uncu yargı paketi hem de son noterlik ve bazı kanunlardaki değişikliklerle kamuoyunda ceza adaleti sistemiyle ve suçla mücadeleyle ilgili konuşulan, "Cezasızlık algısını ortadan kaldırmaya yönelik düzenlemeler nerede?" diye haklı olarak basından sorular geldiğini de belirten Bakan Tunç, "Bununla ilgili kapsamlı bir çalışmamız var. Şu anda yargı reformu strateji belgemiz hemen hemen tamamlandı. Vatandaşlarımızdan 50 binden fazla görüş aldık. Barolarımızdan, bilim adamlarımızdan, üniversitelerimizden, uygulayıcılarımızdan, mahkemelerin ilk derece, istinaf, Yargıtay olmak üzere tüm yüksek yargı kurumlarımızdan aldığımız görüşler neticesinde 1 yıllık hazırlık yaptık. Bu hazırlık çerçevesi içerisinde özellikle hukukun üstünlüğünü esas alan, öngörülebilir ve gecikmeyen bir adalet sisteminin tesisi konusunda çok önemli hususlara değinen bir yargı reformu strateji belgesi olacak. Önümüzdeki 4 yılı kapsayacak. 2024 ve 2028 yılları arasında ve orada kısa vade, orta vade ve uzun vade şeklinde bir takvim belirlenecek. Bu takvim içerisinde gerek mevzuat değişiklikleri, gerekse de uygulamaya yönelik çok önemli düzenlemeleri inşallah hayata geçireceğiz" şeklinde konuştu.



"Ceza adaleti sisteminin etkinliğini artırmaya yönelik önemli düzenlemeleri birkaç güne kadar görmüş olacağız"


Caydırıcılık açısından ve toplumun huzur ve sükûnunu bozmaya yönelik suçlarla ilgili olarak da gerek Türk Ceza Kanunu’muzda Kabahatler Kanunu’nda yeniden bir değerlendirme ihtiyacı söz konusu olduğunu da dile getiren Bakan Tunç, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:


"Bu konudaki çalışmalarımızı biz, hem uygulayıcılardan, istinaf ve Yargıtayımızın ilgili dairelerinden görüşler alarak hayata geçireceğiz inşallah ve özellikle hem akademisyenlerimizin hem de bilim komisyonlarımızın katkıları da söz konusu oldu. Milletvekillerimizin takdirlerini hazırladığımız taslak çalışmasını inşallah ibraz ederek, bu konudaki çalışmalarımıza özellikle asıl 10’uncu paket diyebiliriz artık ona. Yargı reformu strateji belgemizin ilk paketi olarak ceza adaleti sisteminin etkinliğini artırmaya yönelik önemli düzenlemeleri inşallah önümüzdeki süreçte birkaç güne kadar görmüş olacağız."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya 18 yıl önce kaybolan adamın cinayet kurbanı olduğu ortaya çıktı, tutuklu sanıklar birbirini suçladı Antalya’da 2006 yılında ortadan kaybolan Ayhan Ağgedik’in cesedi 18 Ağustos 2013’te Aksaz Mahallesi’nde boş arazide ağacın altında yarısı toprağa gömülü halde bulunmuştu. Olayla ilgili olarak yakalanan ve Sulh Ceza Hakimliği tarafından ’Töre saikiyle tasarlayarak kasten öldürmek’ suçundan tutuklanan 4 sanık mahkemede birbirlerini suçladı. Side Mahallesi’nde 2006 yılında ailesi tarafından kayıp başvurusu yapılan ve Ayhan Ağgedik’e ulaşılamayınca kapatılan dosya, geçen yıl kasım ayında Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı’na Ayhan Ağgedik’in öldürüldüğüne dair yapılan ihbarın ardından yeniden açıldı. Başsavcılığın açtığı soruşturmanın ardından Manavgat İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri, 2006 ve 2024 yılları arasında ilçe genelinde bulunan kimliği belirsiz cesetlerle ilgili bilgileri yeniden inceledi. Ayhan Ağgedik’in kaybolduğu dönemde ailesinin verdiği bilgileri değerlendiren ekipler, 18 Ağustos 2013’te Aksaz Mahallesi’ndeki boş arazide ağacın altında yarısı toprağa gömülü halde bulunan kemik parçalarındaki kıyafetle cesedin yanındaki eşyaların Ayhan Ağgedik hakkında verilen bilgilerle uyuşması üzerine, yakınlarından DNA örneği alındı. İncelemede, cesedin Ayhan Ağgedik’e ait olduğu belirlendi. Asayiş Büro Amirliği ekipleri, Ayhan Ağgedik’in öldürülmesi olayına karışanların 2022’de yaşamını yitiren A.A. ile B.O., M.A., İ.K., M.K. ve Y.A. olduğunu tespit ederken, M.A. Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesinde, Y.A. Muratpaşa ilçesinde, B.O., M.K. ve İ.K. Manavgat’ta gözaltına alındı. Polis merkezindeki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden Y.A., M.A., İ.K. ve B.O. çıkarıldıkları Sulh Ceza Hakimliği tarafından ’Töre saikiyle tasarlayarak kasten öldürmek’ suçundan tutuklanırken M.K. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Cinayetle ilgili Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Olayla ilgili davanın ilk duruşması Manavgat 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada tutuklu sanıklar İ.K., M.A., Y.A., B.O. ile tutuksuz sanık M.K. ve öldürülen Ayhan Ağgedik’in çocukları Faruk Ağgedik, Merve Ağgedik ile kardeşi Yasin Ağgedik ve tarafların avukatları hazır bulundu. "‘Benim işi sen yapmayacaksan ben birini bulacağım’ dedi" Mahkemede ifade veren tutuklu sanıklardan M. A., kendisinden A.A.’nın, Ayhan Ağgedik’i öldürülmesini istediğini, bunu kabul etmediğini bunun üzerine A.A.’nın ‘Benim işi sen yapmayacaksan ben birini bulacağım’ dediğini; kendisinin de ‘ben öldürme işine karışmam ama birini bulmaya çalışırım’ dediğini anlattı. Manavgat’a iş kurmak için geldiğini öne süren M.A.’nın, ilçede olduğu sırada köylüsü olan İ.K.’nin iş yerinde kaldığını söyledi. Başka bir iş için Adıyaman’a gelip, geriye Manavgat’a dönmesinden bir gün önce A.A.’nın kendisine 20 bin lira para verdiğini anlatan M.A., “’Bunu götür B.’ye ver, biz B. ile anlaştık’ dedi. A.A., D.D. ve Y.A. öncesinde Manavgat’a gelmişler ve B. ile detayları görüşmüşler, ben A.’ya ‘beni karıştırmayın’ dediğim halde beni tehdit etti, ben ‘Ayhan’ın kolunu bacağını kırdıracağım’ diye söyledi” dedi. M.A. olay gününü ise şöyle anlattı: “Saat 22.00 sıralarında B.O. beni aradı, ‘Ayhan ile scooter işi ile ilgili görüşmek istiyorum’ dedi, Ayhan’ı çağırmamı istedi, ben Ayhan’ı aradım. Ayhan gelmeden önce B. ile 5-10 dakika oturmuştum, Ayhan kardeşleri ile birlikte geldi, kardeşleri Ayhan’ı bıraktı. Ben de kısa bir süre süre Ayhan ve B. ile durduktan sonra N.’nin dükkanına gittim, bir saat kadar orada oturdum, B. telefonla beni arayarak bir restoranın önüne gel dedi, nedenini sorduğumda gelince anlatırım diye söyledi, ben yakında bulunan restoranın bulunduğu yere gittim, B. aracının yan kapısını açtı, bana Ayhan’ı gösterdi, Ayhan’ın göğsünden kan damlıyordu, suratını görmedim, onu bu şekilde görünce şok oldum, korktum ve panikledim. İ.’ye ait kaldığım yere gittim, ertesi günü de İstanbul’a gittim” dedi. M.A. mahkeme başkanının sorusu üzerine B.O. ile tanışmasını şöyle anlattı: “B. ile ağustos ayında daire satışı için gittiğim emlakçıda tanışmıştım. B.O. ile maktulün öldürülmesine ilişkin herhangi bir görüşmem olmamıştır, sadece bisiklet alışverişine ilişkin olarak görüştüm. B. ile oturup dertleştim, birlikte alkol aldık, alkol aldığım sırada A.’nın bana yönelik tehditlerinden bahsettim, konuşma sırasında B., A.’yı kastederek iyi para verirse ben bu işe girerim diye söyledi, B. ile A. daha önceden tanışıyorlarmış, ben bu kişileri tanıştırmadım” dedi. "’4 ve 6 yaşında çocukların var, seni yaşatmayız’ dediler" Sanıklardan B.O. ise bugüne kadar vermiş olduğu ifadelerinde tehdit nedeniyle korkup çekindiği için doğru söyleyemediğini bu nedenle önceki ifadelerini kabul etmediğini belirterek, M.A.’nın işlettiği apart otelde kaldığını, kendisini zengin biri olarak tanıdığını ve turizm yatırımı yapacağını düşündüğünü anlattı. M.A.’nın çeşitli turizm tesislerine götürdüğünü ve ona yardımcı olmak istediğini söyleyen B.O., “Olay günü saat 14.00 sıralarında M. ile birlikte bir dükkana gittik, burada maktul Ayhan ile tanıştım sonra iş yerinden çıktım, M. ve Ayhan konuştu. Daha sonra M. ile birlikte arabaya yürüdük, ben Ayhan’ın motosiklet ve bisiklet işi yaptığını gördüğüm için ‘bize yardımcı olur mu apartlarda kullanmak üzere motosiklet satışı yapar mı’ dedim, sonrasında M.’yi istediği yerde Side’de indirdim. Apartıma döndüm. Akşam iftar için eve gittim, teravih namazını kıldıktan sonra sanık M. beni aradı, Ayhan ile konuştuğunu kafede buluşma ayarladığını söyledi, ben kafeye gittim. Bir süre sonra M. onun arkasından da maktul Ayhan ve tanımadığım 3 kişi geldiler, M. ve Ayhan kafeye oturdu, Ayhan ile gelen kişiler gittiler, biz görüştüğümüz esnada kafe sahibi toplantısı olduğunu söyleyerek ayrıld. M.’ye de bir telefon geldi. M., telefon görüşmesinden sonra kafeden ayrıldı, biz Ayhan ile baş başa kaldık, en fazla yarım saat vakit geçirmişizdir, Ayhan ile kafeden çıktık, 10 metre kadar yürüdük, karşı kaldırıma geçtik, bu sırada Ayhan’a seslenildi, seslenen kişi Ayhan ağabeyim diye söyledi, Ayhan bu kişiye yöneldi, onunla tokalaşıp sarıldı. Bu esnada yolun karşısında sanık M.’yi gördüm, Ford transit marka pikapla gelmişti. Ben apartıma doğru yürürken sesler duydum, dönüp baktığımda Ayhan’ın koluna girmiş yürüyerek transite doğru götürüyorlardı. Ayhan’ın normal bir şekilde yürüdüğünü görünce ve yardım çığlığı olmayınca yoluma devam ettim. Ayhan’ı bahsettiğim araca bindirdiler” dedi. Kendisinin daha sonra kahveye gittiğini telefonunun şarjı bittiği için M.K.’nin telefonundan M.A.’yı aradığını anlatan B.O., “M.yi aradım, ‘siz ne iş karıştırıyorsunuz’ diye sordum, bana ’kapat kapat2 dedi ve telefonu suratıma kapattı. Daha sonra M.’nin telefonunu M. aradı, telefona ben cevap verdim, bana ‘sen ne gördün, ne duydun herhangi bir şey anlatırsan 4 ve 6 yaşında çocukların var, seni yaşatmayız’ diye tehdit etti, ben de bu adam 4-6 yaşında çocuklarım olduğunu nereden biliyor diyerek korkuya kapıldım. Daha sonra kendi numaramdan M.’yi aradım; bana ‘beni havaalanına götür’ diye söyledi. Ben tepki gösterdim, ‘beni arayıp sorma’ diyerek telefonu kapattım" ifadelerine yer verdi. Ayrıca B.O., kahvede birkaç saat kaldıktan sonra eve gittiğini ve Ayhan Ağgedik’in kardeşlerinin kendisini aradığını duyunca yanlarına gittiğini anlattı. Duruşmada ifade veren, öldürülen Ayhan Ağgedik’in kardeşi Yasin Ağgedik, “Olay tarihinde biz ağabeyimle teravihe gitmiştik, namazdan çıktıktan sonra ağabeyim bana, ‘M.A. sürekli telefonumu çaldırıp duruyor, 3-4 gündür peşimde, anlayamıyorum’ dedi. Ben de ‘Dışarılarda kalıyor, yardıma ihtiyacı vardır, köylümüz yardım edelim’ dedim. Kafeye ağabeyim, ben ve ayrıca iki kişi daha birlikte gittik. Biz içeriye girerken ağabeyim ‘M. benimle tek görüşmek istiyor. Ya siz araçla turlayın ya da N.’nin iş yerine gidin’ dedi, hava yağışlı olduğu için N.’nin iş yerine gittik, sonrasında M. yanımıza geldi, bize gözüktü ve yanımızdan ayrıldı. Ben evime gidip yattım, ertesi günü sabah da ağabeyimin kayıp olduğu haberi geldi. Ben bu olayı aydınlatmak için 17 yıl boyunca çalıştım, olayı organize eden M.A.’dır, B.O.’nun da aracı olduğu için bu işte kullanılmıştır. Hep birlikte eylemi gerçekleştirmişlerdir. B. buraları iyi bildiği için onunla birlikte götürüp gömmüşlerdir, minibüsünün müsait olması nedeniyle onun aracı ile götürülmüştür. Ağabeyimi minibüsün içindeyken arkadan boğup kalbine bir şey saplamak suretiyle öldürmüşlerdir. Parayı A.A. vermiştir, organize edenler Y. ve M.’dir, aracı kullanan B.’dir” dedi. Sanıklarının savunmalarının alınmasının ardından mahkeme heyeti dosyadaki eksiklerin giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
Kayseri Craig Bellamy: “Yarınki maç öncekinden başka bir zorlukta olacak” Galler Milli Takım Teknik Direktörü Craig Bellamy, yarın Türkiye ile oynayacakları maçın eylül ayında Cardiff’te oynanan müsabakadan daha zor olacağını söyledi. UEFA Uluslar B Ligi 4. Grup 5. maçında yarın A Milli Futbol Takımı’na konuk olacak Galler, son antrenmanını Kadir Has Stadyumu’nda gerçekleştirdi. Antrenman sonrasında düzenlenen basın toplantısında konuşan Galler Teknik Direktörü Craig Bellamy, Türkiye’yi konuk ettikleri ve golsüz sona eren müsabakayla yarın oynanacak maçın birbirinden farklı olacağını dile getirdi. Bellamy, “Önceki maç bizim için büyük sınavdı. Oyunculara ilk bakışımdı. Ben de ilk kez çıkıyordum. İlk maç zor geçmiş olabilir ama Türkiye gibi futbola tutkun bir şekilde bakan takımla oynamak gerçekten güzeldi. Yarınki maç öncekinden başka bir zorlukta olacak. Tutkulu bir ülkeye tekrardan gelmek futbol açısından çok güzel. Türkiye’deki oyuncularla oynamak da çok güzel. Nasıl oynayacağız sorusu asıl sınavımız oluyor. Topta ne kadar iyiyiz, hangi stratejileri uygulamamız gerekiyor.. Bunların cevabına geldikten sonra futbolda sonuç olarak iyi olmak gerekiyor. Ben stratejilerimiz ile bu takımı daha iyiye getireceğim ama dominant olmamız gerekiyor. Sadece uluslararası değil, bütün maçlarda da biz kendimize sorular soruyoruz. 6 maç yaptık ve bunlardan birisi bugüne kadar bize gerçekçi perspektifler verdi. Şu ana kadar iyi ilerledik diye düşünüyoruz. Yarın da iyi olacak diyoruz ama yine de ne olur bilemiyorum. Sürekli ‘biz kimiz’ sorusunu soruyorum. Şu ana kadar güzel şeyler yaşadık, iyi geldik, yarın da iyi olacağız. Geliştikçe de her maça iyi çıkacağız. Her şeyin en iyisi olmak zor. Kolay bir yola da girmedik ama sonuçta kendimizi geliştiriyoruz” ifadelerini kullandı. "Burada oynamak güzel" Kadir Has Stadyumu’nun atmosferi ile ilgili sorulan soruya Bellamy, “Gerçekten heyecan verici. Stadyumun fotoğraflarını daha önce gördüm. Stadyuma aşina olduğumuzu biliyoruz. Türkiye’nin geneline baktığımızda böyle güzel statlar var. İyi antrenörleri de var. Buranın insanları da arkadaş canlısı. Güzel bir coğrafya. Burada oynamak çok güzel. Futbola gerçekten tutkulular. Buradaki oyuncularda çok heyecanlı ama aynı zamanda tecrübeliler” dedi. "Menajerleri tanımaya çalışıyoruz" Türkiye Teknik Direktörü Vincenzo Montella’nın performansını nasıl bulduğuna dair gelen bir soruyu Bellamy, “Menajerleri tanımaya çalışıyoruz. EURO 2024’te yaptıklarını gördük. Farklı bir durum bekliyoruz sürekli. Bizden sonraki maçlarda nasıl olacağına dair fikirlerimiz var. Farklı roller var. Bundan dolayı da geçmiş haftalardaki bütün maçlara dair gözlem yapıyoruz” şeklinde cevap verdi.