ASAYİŞ - 15 Kasım 2024 Cuma 14:43

18 yıl önce kaybolan adamın cinayet kurbanı olduğu ortaya çıktı, tutuklu sanıklar birbirini suçladı

A
A
A
18 yıl önce kaybolan adamın cinayet kurbanı olduğu ortaya çıktı, tutuklu sanıklar birbirini suçladı

Antalya’da 2006 yılında ortadan kaybolan Ayhan Ağgedik’in cesedi 18 Ağustos 2013’te Aksaz Mahallesi’nde boş arazide ağacın altında yarısı toprağa gömülü halde bulunmuştu. Olayla ilgili olarak yakalanan ve Sulh Ceza Hakimliği tarafından ’Töre saikiyle tasarlayarak kasten öldürmek’ suçundan tutuklanan 4 sanık mahkemede birbirlerini suçladı.


Side Mahallesi’nde 2006 yılında ailesi tarafından kayıp başvurusu yapılan ve Ayhan Ağgedik’e ulaşılamayınca kapatılan dosya, geçen yıl kasım ayında Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı’na Ayhan Ağgedik’in öldürüldüğüne dair yapılan ihbarın ardından yeniden açıldı. Başsavcılığın açtığı soruşturmanın ardından Manavgat İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri, 2006 ve 2024 yılları arasında ilçe genelinde bulunan kimliği belirsiz cesetlerle ilgili bilgileri yeniden inceledi. Ayhan Ağgedik’in kaybolduğu dönemde ailesinin verdiği bilgileri değerlendiren ekipler, 18 Ağustos 2013’te Aksaz Mahallesi’ndeki boş arazide ağacın altında yarısı toprağa gömülü halde bulunan kemik parçalarındaki kıyafetle cesedin yanındaki eşyaların Ayhan Ağgedik hakkında verilen bilgilerle uyuşması üzerine, yakınlarından DNA örneği alındı. İncelemede, cesedin Ayhan Ağgedik’e ait olduğu belirlendi.


Asayiş Büro Amirliği ekipleri, Ayhan Ağgedik’in öldürülmesi olayına karışanların 2022’de yaşamını yitiren A.A. ile B.O., M.A., İ.K., M.K. ve Y.A. olduğunu tespit ederken, M.A. Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesinde, Y.A. Muratpaşa ilçesinde, B.O., M.K. ve İ.K. Manavgat’ta gözaltına alındı.


Polis merkezindeki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden Y.A., M.A., İ.K. ve B.O. çıkarıldıkları Sulh Ceza Hakimliği tarafından ’Töre saikiyle tasarlayarak kasten öldürmek’ suçundan tutuklanırken M.K. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.


Cinayetle ilgili Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.


Olayla ilgili davanın ilk duruşması Manavgat 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada tutuklu sanıklar İ.K., M.A., Y.A., B.O. ile tutuksuz sanık M.K. ve öldürülen Ayhan Ağgedik’in çocukları Faruk Ağgedik, Merve Ağgedik ile kardeşi Yasin Ağgedik ve tarafların avukatları hazır bulundu.



"‘Benim işi sen yapmayacaksan ben birini bulacağım’ dedi"


Mahkemede ifade veren tutuklu sanıklardan M. A., kendisinden A.A.’nın, Ayhan Ağgedik’i öldürülmesini istediğini, bunu kabul etmediğini bunun üzerine A.A.’nın ‘Benim işi sen yapmayacaksan ben birini bulacağım’ dediğini; kendisinin de ‘ben öldürme işine karışmam ama birini bulmaya çalışırım’ dediğini anlattı. Manavgat’a iş kurmak için geldiğini öne süren M.A.’nın, ilçede olduğu sırada köylüsü olan İ.K.’nin iş yerinde kaldığını söyledi. Başka bir iş için Adıyaman’a gelip, geriye Manavgat’a dönmesinden bir gün önce A.A.’nın kendisine 20 bin lira para verdiğini anlatan M.A., “’Bunu götür B.’ye ver, biz B. ile anlaştık’ dedi. A.A., D.D. ve Y.A. öncesinde Manavgat’a gelmişler ve B. ile detayları görüşmüşler, ben A.’ya ‘beni karıştırmayın’ dediğim halde beni tehdit etti, ben ‘Ayhan’ın kolunu bacağını kırdıracağım’ diye söyledi” dedi.


M.A. olay gününü ise şöyle anlattı:


“Saat 22.00 sıralarında B.O. beni aradı, ‘Ayhan ile scooter işi ile ilgili görüşmek istiyorum’ dedi, Ayhan’ı çağırmamı istedi, ben Ayhan’ı aradım. Ayhan gelmeden önce B. ile 5-10 dakika oturmuştum, Ayhan kardeşleri ile birlikte geldi, kardeşleri Ayhan’ı bıraktı. Ben de kısa bir süre süre Ayhan ve B. ile durduktan sonra N.’nin dükkanına gittim, bir saat kadar orada oturdum, B. telefonla beni arayarak bir restoranın önüne gel dedi, nedenini sorduğumda gelince anlatırım diye söyledi, ben yakında bulunan restoranın bulunduğu yere gittim, B. aracının yan kapısını açtı, bana Ayhan’ı gösterdi, Ayhan’ın göğsünden kan damlıyordu, suratını görmedim, onu bu şekilde görünce şok oldum, korktum ve panikledim. İ.’ye ait kaldığım yere gittim, ertesi günü de İstanbul’a gittim” dedi.


M.A. mahkeme başkanının sorusu üzerine B.O. ile tanışmasını şöyle anlattı:


“B. ile ağustos ayında daire satışı için gittiğim emlakçıda tanışmıştım. B.O. ile maktulün öldürülmesine ilişkin herhangi bir görüşmem olmamıştır, sadece bisiklet alışverişine ilişkin olarak görüştüm. B. ile oturup dertleştim, birlikte alkol aldık, alkol aldığım sırada A.’nın bana yönelik tehditlerinden bahsettim, konuşma sırasında B., A.’yı kastederek iyi para verirse ben bu işe girerim diye söyledi, B. ile A. daha önceden tanışıyorlarmış, ben bu kişileri tanıştırmadım” dedi.



"’4 ve 6 yaşında çocukların var, seni yaşatmayız’ dediler"


Sanıklardan B.O. ise bugüne kadar vermiş olduğu ifadelerinde tehdit nedeniyle korkup çekindiği için doğru söyleyemediğini bu nedenle önceki ifadelerini kabul etmediğini belirterek, M.A.’nın işlettiği apart otelde kaldığını, kendisini zengin biri olarak tanıdığını ve turizm yatırımı yapacağını düşündüğünü anlattı. M.A.’nın çeşitli turizm tesislerine götürdüğünü ve ona yardımcı olmak istediğini söyleyen B.O., “Olay günü saat 14.00 sıralarında M. ile birlikte bir dükkana gittik, burada maktul Ayhan ile tanıştım sonra iş yerinden çıktım, M. ve Ayhan konuştu. Daha sonra M. ile birlikte arabaya yürüdük, ben Ayhan’ın motosiklet ve bisiklet işi yaptığını gördüğüm için ‘bize yardımcı olur mu apartlarda kullanmak üzere motosiklet satışı yapar mı’ dedim, sonrasında M.’yi istediği yerde Side’de indirdim. Apartıma döndüm. Akşam iftar için eve gittim, teravih namazını kıldıktan sonra sanık M. beni aradı, Ayhan ile konuştuğunu kafede buluşma ayarladığını söyledi, ben kafeye gittim. Bir süre sonra M. onun arkasından da maktul Ayhan ve tanımadığım 3 kişi geldiler, M. ve Ayhan kafeye oturdu, Ayhan ile gelen kişiler gittiler, biz görüştüğümüz esnada kafe sahibi toplantısı olduğunu söyleyerek ayrıld. M.’ye de bir telefon geldi. M., telefon görüşmesinden sonra kafeden ayrıldı, biz Ayhan ile baş başa kaldık, en fazla yarım saat vakit geçirmişizdir, Ayhan ile kafeden çıktık, 10 metre kadar yürüdük, karşı kaldırıma geçtik, bu sırada Ayhan’a seslenildi, seslenen kişi Ayhan ağabeyim diye söyledi, Ayhan bu kişiye yöneldi, onunla tokalaşıp sarıldı. Bu esnada yolun karşısında sanık M.’yi gördüm, Ford transit marka pikapla gelmişti. Ben apartıma doğru yürürken sesler duydum, dönüp baktığımda Ayhan’ın koluna girmiş yürüyerek transite doğru götürüyorlardı. Ayhan’ın normal bir şekilde yürüdüğünü görünce ve yardım çığlığı olmayınca yoluma devam ettim. Ayhan’ı bahsettiğim araca bindirdiler” dedi.


Kendisinin daha sonra kahveye gittiğini telefonunun şarjı bittiği için M.K.’nin telefonundan M.A.’yı aradığını anlatan B.O., “M.yi aradım, ‘siz ne iş karıştırıyorsunuz’ diye sordum, bana ’kapat kapat2 dedi ve telefonu suratıma kapattı. Daha sonra M.’nin telefonunu M. aradı, telefona ben cevap verdim, bana ‘sen ne gördün, ne duydun herhangi bir şey anlatırsan 4 ve 6 yaşında çocukların var, seni yaşatmayız’ diye tehdit etti, ben de bu adam 4-6 yaşında çocuklarım olduğunu nereden biliyor diyerek korkuya kapıldım. Daha sonra kendi numaramdan M.’yi aradım; bana ‘beni havaalanına götür’ diye söyledi. Ben tepki gösterdim, ‘beni arayıp sorma’ diyerek telefonu kapattım" ifadelerine yer verdi. Ayrıca B.O., kahvede birkaç saat kaldıktan sonra eve gittiğini ve Ayhan Ağgedik’in kardeşlerinin kendisini aradığını duyunca yanlarına gittiğini anlattı.


Duruşmada ifade veren, öldürülen Ayhan Ağgedik’in kardeşi Yasin Ağgedik, “Olay tarihinde biz ağabeyimle teravihe gitmiştik, namazdan çıktıktan sonra ağabeyim bana, ‘M.A. sürekli telefonumu çaldırıp duruyor, 3-4 gündür peşimde, anlayamıyorum’ dedi. Ben de ‘Dışarılarda kalıyor, yardıma ihtiyacı vardır, köylümüz yardım edelim’ dedim. Kafeye ağabeyim, ben ve ayrıca iki kişi daha birlikte gittik. Biz içeriye girerken ağabeyim ‘M. benimle tek görüşmek istiyor. Ya siz araçla turlayın ya da N.’nin iş yerine gidin’ dedi, hava yağışlı olduğu için N.’nin iş yerine gittik, sonrasında M. yanımıza geldi, bize gözüktü ve yanımızdan ayrıldı. Ben evime gidip yattım, ertesi günü sabah da ağabeyimin kayıp olduğu haberi geldi. Ben bu olayı aydınlatmak için 17 yıl boyunca çalıştım, olayı organize eden M.A.’dır, B.O.’nun da aracı olduğu için bu işte kullanılmıştır. Hep birlikte eylemi gerçekleştirmişlerdir. B. buraları iyi bildiği için onunla birlikte götürüp gömmüşlerdir, minibüsünün müsait olması nedeniyle onun aracı ile götürülmüştür. Ağabeyimi minibüsün içindeyken arkadan boğup kalbine bir şey saplamak suretiyle öldürmüşlerdir. Parayı A.A. vermiştir, organize edenler Y. ve M.’dir, aracı kullanan B.’dir” dedi.


Sanıklarının savunmalarının alınmasının ardından mahkeme heyeti dosyadaki eksiklerin giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya MATSO Başkanı Güngör: “Yeni nesil ödeme kaydedici cihazlar 10 Ocak 2025’e ertelendi” MATSO Başkanı Seydi Tahsin Güngör, Oda olarak yaptıkları girişimler neticesinde tüm kartlı ödemelerin Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazlar (YN ÖKC) ile yapılması zorunluluğunun, Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından 10 Ocak 2025 tarihine ertelediğini söyledi. Manavgat Ticaret ve Sanayi Odası (MATSO) tarafından yapılan girişimler sonucunda banka POS cihazlarının kullanımının sona ermesi ve Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazlar (YN ÖKC) ile yapılması ile yapılması zorunluluğu, Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından 10 Ocak 2025 tarihine ertelendi. MATSO Başkanı Seydi Tahsin Güngör, Oda olarak tüm kartlı ödemelerin YN ÖKC ile yapılması zorunluluğunun ertelenmesi için girişimlerde bulunduklarını belirterek iş dünyasının sesine kulak vermesinden dolayı Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığına teşekkür etti. “Üyelerimizden döviz ile tahsilatlar konusunda talepler gelmektedir” Manavgat’ın bölgenin ve ülkenin en önemli turizm merkezlerinden birisi olduğunu ve turizmde önemli bir paya sahip olduğunu vurgulayan Başkan Güngör, döviz ile yapılan tahsilatlara ilişkin ve YN ÖKC ile ilgili çok sayıda talep aldıklarını ve bu taleplerin çözümü için ilgili mercilere girişimde bulundukları söyledi. Güngör, şu ifadeleri kulandı: “Üyelerimizden dövizle tahsilat yapılamadığına dair çok sayıda şikayetler tarafımıza iletilmiştir. Turizm sektöründe önemli bir paya sahip olan ilçemizdeki işletmelerin karşılaştığı bu sorun, odamız tarafından ilgili yetkili mercilere yazılı ve sözlü olarak bildirilmiş, söz konusu düzenlemenin oluşturabileceği olumsuz etkiler aktarılmıştır. Bu kapsamda; Odamızın girişimleri sonucunda Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 14.11.2024 tarih ve E-12436462-195.01-90584 sayılı yazısı ile banka POS cihazlarının kullanımının sona ermesi ve tüm kartlı ödemelerin YN ÖKC yapılması zorunluluğu, 10 Ocak 2025 tarihine ertelenmiştir. MATSO olarak üyelerimizin talep ve sorunlarının çözümü doğrultusunda çalışmalarımıza devam edeceğiz.”
Kayseri Başkan Yalçın: “Şehirlerin yaşanan mekanlar olma şartlarından biri de sosyal, kültürel ve spor mekanlarına sahip olmasıdır” Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın; katıldığı bir spor salonu açılışında yaptığı konuşmasında, “Şehirlerin yaşanan mekanlar olma şartlarından biri de sosyal, kültürel ve spor mekanlarına sahip olmasıdır” dedi. Düzenlenen açılış törenine AK Parti Kayseri Milletvekilleri Şaban Çopuroğlu ile Dursun Ataş, Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın, Vali Yardımcısı Erkan Kaçmaz ve vatandaşlar katıldı. Programda açılış konuşması yapan Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın; "Şehirlerin artık yaşanan mekanlar olabilmesinin en önemli şartlarından biri de sosyal, kültürel ve spor faaliyetlerin yapılacağı mekanlara sahip olmasıdır. Burada sadece devletin ve belediyelerin yapmasını beklemeksizin, özel sektörün de bu işlerde elini taşın altına koyması ve bu sektörü canlandırması ayrıca bu kardeşlerimin cesaretini gösteriyor. Onlara da teşekkür ediyorum. Büyükşehir belediyemizin katkıları ve özel gayretleri ile 2024’de Kayseri, spor şehri ilan edildi. Aynı zamanda Talasımız da 2022, 2023 ve 2024’te hem U14 hem U19 hem de Türkiye Şampiyonlukları olarak amatör kümeden profesyonel kümeye geçen Talasgücü Belediyespor ile destek olmaya, spor yapmak isteyenlere her türlü mekanımızı hazırladık. Bununla beraber şimdi 3. Lig’de devam ediyor Talasgücü Belediyespor. Bununla beraber çocuklarımızın sporcu fabrikası diye kayıt oldukları ve şu anda yaz-kış, gece-gündüz devam eden spor faaliyetlerimizi de burada anmak isterim” dedi. AK Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş da, "Tabi ki şehirler gelişiyor. Gerçekten de içinde Kayseri’nin en gelişmiş ilçesi de Talas. Burada başkanımızın emeğini esirgememek lazım, ona da teşekkür ediyoruz. Böyle mekanların çoğalması gençlerin sokaktaki kötü alışkanlıklardan uzak durması, böyle mekanlarda sağlam bir vücuda sağlam bir kafaya, sağlam bir düşünceye sahip olmalarını sağlayacaktır. Başkanımız ’Kayseri Spor Şehri olarak anıldı’ dedi. Bu tür mekanların çoğalması gerekiyor. Talas’ta da gördüğüm kadarıyla çoğalıyor, önü açılıyor. İnşallah gençlerimizi sokaktaki kötü alışkanlıklardan uzak tutarlar” ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından protokol tarafından kesilen kurdele ile spor salonu açıldı.
Antalya 20. Türkiye Acil Tıp Kongresi, Antalya’da başladı Türkiye Acil Tıp Derneği (TATD) tarafından düzenlenen 10. Avrasya Acil Tıp Kongresi ve 20. Türkiye Acil Tıp Kongresi, Antalya’da başladı. Türkiye’den bir prodüksiyon ve teknoloji şirketi tarafından geliştirilen ALARA X’in açılışında yer aldığı, “Acil Servisler Değişiyor” temasıyla katılımcılarla buluşan kongrede konuşan TATD Başkanı Doç. Dr. Bülent Erbil, “Türkiye’de acil servis için değişen dinamiklerimiz artık daha kritik, daha kırılgan ve daha kalabalık. Acil servislerdeki artan kalabalık ve sorunların ‘buz dağının görünen kısmı’ olduğunun bilincinde olarak, sağlık sisteminin bütününe odaklanılması gerektiğini ve acil servislerin dar alanda sıkışıp kalmadan yönetilmesi gereken özel ve ayrıcalıklı alanlar olduğunu hatırlatmak isteriz” dedi. Kıtaları birleştiren kongre olarak lanse edilen 10. Avrasya Acil Tıp Kongresi ve 20. Türkiye Acil Tıp Kongresi, Antalya’da gerçekleşiyor. IAMX.Live ilk dijital karakteri olan ALARA X’in online katılımla açılışını yaptığı programa, çok sayıda uluslararası konuk katılım sağlarken, etkinlik sırasında müzik dinletisi yapıldı ve halk oyunları performansı sergilendi. 21 farklı ülkeden, 70 farklı şehirden konuşmacı ve dernek başkanının katılımıyla düzenlenen kongrede, 45 panel, 4 açık oturum, 5 ED Masterclass, 6 uydu sempozyumu, 4 kurs ve acil tıbbı bir adım ileriye taşıyacak projelerin sektörün önde gelen isimleriyle geliştirileceği EMATHON ve kritik hasta yönetme becerilerinin gözden geçirileceği INNOVEM gerçekleştirilecek. “Toplumun yüzde 25’i ile yüzde 30’u arasında değişen oranlarda acil sağlık hizmetine başvuruluyor” Türkiye Acil Tıp Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Bülent Erbil, kongrede acil hekimlerinin önemini anlattıklarına işaret ederek, acil servislerin toplumun sağlık güvenlik ağını oluşturduğunu ifade etti. Erbil, “Acil servisler, acil sağlık hizmetleri, toplumun sağlık-güvenlik ağını oluşturuyor. Bu kavram bizim için çok önemli. Çünkü; 7/24 hizmet veren, herkesin başına gelebilecek sıkıntılarda başvurabileceği, Türkiye’nin her şehrinde var olan hastanelerin acil servisleri, bir güvenlik ağ işlemi görüyor. Acil servisler, depremlerde, pandemide, herhangi bir kazada, acil olarak yaşadığınız her şey de başvurabileceğiniz, 7-24 açık kapı. Türkiye’de, toplumun poliklinik olarak başvuru sayısının en yüksek olduğu yerlerden biri. Toplumun yüzde 25’i ile yaklaşık yüzde 30’u arasında değişen oranlarda acil sağlık hizmetine başvuruluyor. İnsanların acil sağlık hizmetine başvuru nedeni, oradaki memnuniyetinden kaynaklanıyor. Oranlar yüksek gelebilir ama toplumun güvendiği bir alan var. Bu alan, yoğun olabilir, karmaşık olabilir, her gün değişiyor olabilir ama insanlar buraya başvuruyor” şeklinde konuştu. “Türkiye’de Acil Servis yönetim ilkeleri, sil baştan düzenlenmeli mi?” Acil servislerin, sağlık sisteminin güvenlik ağı, toplum sağlığının sigortası olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Bülent Erbil, acillerin, bütüncül ve eksiksiz sağlık bakımının yapıldığı alanlara dönüştüğünü kaydetti. Erbil, “Hastalar, yakınmalarının tıbbi tanımla ‘gerçek acil’ olmadığı durumlarda dahi, sağlık hizmetine erken ulaşmak ve hatta rutin bakımları için yardım istemek üzere acil servislere daha fazla başvurmaktadır. Türkiye’de Acil Servis yönetim ilkeleri, sil baştan düzenlenmeli mi? Türkiye’de acil servis için değişen dinamiklerimiz artık daha kritik, daha kırılgan ve daha kalabalık. Acil servislerdeki artan kalabalık ve sorunların ‘buz dağının görünen kısmı’ olduğunun bilincinde olarak, sağlık sisteminin bütününe odaklanılması gerektiğini ve acil servislerin dar alanda sıkışıp kalmadan yönetilmesi gereken özel ve ayrıcalıklı alanlar olduğunu hatırlatmak isteriz. Acil Tıp uzmanları sağlık sisteminde kilit görevi üstenmeye devem edecektir” dedi. “Acil Servisler Değişiyor” Doç. Dr. Bülent Erbil, acil servislerin, sağlık sisteminin en ön cephesinde yer alarak bir ‘güvenlik ağı’ işlevi sağlamanın yanı sıra erişilebilir, zamanında ve yüksek kaliteli Acil Tıp hizmeti verdiğinin altını çizdi. Giderek artan hasta yükü, değişen hasta profilleri, yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve pandemi gibi küresel sağlık sorunlarının da acil servislerde önemli değişimlere yol açtığını dile getiren Erbil, şu ifadelere yer verdi: “Bu değişimlere ayak uydurmak ve acil serviste en yüksek kalitede hasta bakımı sunabilmek için bilgi ve becerilerimizi sürekli geliştirmemiz gerekmektedir. Bu yılki kongremizin teması bu nedenle ’Acil Servisler Değişiyor’ olarak kongre bilimsel programına entegre edilmiştir. Her yıl acil servislerde yaşadığımız olaylar, teknolojik ve sağlıktaki gelişimler bizi farklı kılıyor. Kullanım alanımıza çok yeni teknolojiler geliyor, yapay zeka artık hastanelerde kullanılmaya başlandı. Bu konuda acil servislerin içerisindeki işleyişler, hasta bakış niteliğimiz değişti. Kişiselleşmiş hasta bakımımız, kişiselleşmiş acil sağlık bakımları oluştu. Acil servislerin yapısı da değişti. Artık, kritik hasta bakımının önemini biliyoruz. Acil servislerin en önemli özelliklerinden biri de alandan acil servise, acil servisten yoğun bakıma, ameliyathaneye ve servise geçen bir süreçte, her alanın güçlendirilmesi gerektiğini çok iyi biliyoruz.” Çevre dostu uygulamalar ön plana çıkartıldı TATD Başkanı Doç. Dr. Bülent Erbil, dernek olarak bilimsel bilgiyi paylaşma ve aktarma konusunda yeni yaklaşımlar geliştirmede her zaman öncü olmayı hedeflediklerini de sözlerine ekleyerek, bu yıl gerçekleştirdikleri kongrede çevre dostu adımlar attıklarını kaydetti. Erbil, “Mevcut ve gelecek nesillere karşı doğal kaynakları koruma ve yaşam kalitesini artırma sorumluluğumuz bulunmaktadır. Kaynakları verimli kullanmanın, yeniden kullanmanın ve geri dönüştürmenin daha iyi bir yarınlar için kendimize meydan okumanın en iyi yolu olduğuna inanıyoruz. Bunun için de etkinliğimiz boyunca çevre dostu uygulamalar ile tüm katılımcılara kongremizde ve bunun devamında sürdürülebilir eylemlere katılmaya davet ediyoruz” diye konuştu. Yapay zeka içerikli oturumlar gerçekleşecek Yapay zeka teknolojilerinin, Acil Tıp’ta da tanısal görüntülemenin yorumlanması, hasta sonlanımının tahmin edilmesi ve hastanın yaşamsal bulgularının izlenmesi dahil olmak üzere sayısız uygulamada kullanıldığını belirten Doç. Dr. Bülent Erbil, “Gelişen teknoloji içerisinde oturumlarda yapay zeka içerikli sunumlar, yapay zekanım kullanım alanlarının acil servise uygulanması konusunda ufuk açan çerçeveler sağlamaya çalışıyoruz. Kongremizde de yapay zeka içerikli oturumlar, uygulamalar, dijital, mikro, fütüristik acil servis tasarımları ve ulusal, uluslararası konuşmacılar bizlerle birlikte olacak” ifadelerini kullandı. TATD’nin sorumlulukları Türkiye Acil Tıp Derneği’nin; EUSEM, ASEM ve IFEM üyesi ilk ve tek “Acil Tıp” derneği olduğunu da söyleyen Doç. Dr. Bülent Erbil, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Kongremizde EUSEM, IFEM, EMRA ve birçok ülkeden dernek ve federasyon başkanı bizlerle birlikte olacak. Türkiye Acil Tıp Derneği (TATD), acil servislerin işleyişini iyileştirmek ve toplumun her kesimine erişilebilir sağlık hizmeti sağlamak için tüm sorumluluklarını yerine getirmeye hazırdır. Acil servis çalışanlarının özlük haklarının korunması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi, hizmet kalitesinin sürdürülebilirliği için vazgeçilmezdir. TATD, acil tıp çalışanlarının özlük haklarının savunucusu olarak, acil servislerde etkin, bilimsel ve çözüm odaklı hasta yönetimini desteklemeye kararlılıkla devam edecek.” Yeşil kongre konsepti Türkiye Acil Tıp Derneği’nin bu yılki kongre sekreterlerinden biri olan Prof. Dr. Neşe Çolak ise etkinliğin çevre dostu kongre konseptine değindi. Yeşil kongre konseptini ilk kez uyguladıklarına dikkat çeken Çolak, “Yeşil kongre derken, biz çevreye duyarlı bir derneğiz ve iklim krizinin, çevre kirliliğinin çok farkındayız. Bununla ilgili bireysel çabalarımız var ama bireysel çabalarımızın ötesinde, kurum olarak da bir şeyler yapıp, bu farkındalığı arttırmak istedik ve bir yerlerden başlamalıydık. Kongre bunun için güzel bir araçtı. Kongreler basılı materyallerin çok olduğu ortamlardır, duyurular, broşürler, kongre kitapçıkları gibi birçok basılı materyal var ve bunlar kongre bitiminde çöp oluyor. Biz bunu istemedik, o yüzden dijitale döndük. Bütün duyurularımızı, bilgilerimizi, programımızı her şeyi dijitale döndürdük. QR kodlar ve cep telefonu üzerinden aplikasyonla katılımcılarımızla paylaştık. Böylelikle çöpe gidecek onlarca kağıdın önüne geçmiş olduk. Artı olarak bütün katılımcılarımız için, Tarım ve orman Bakanlığı’yla iletişime geçerek Orman Genel Müdürlüğü’nden sürdürülebilir nefes kampanyası kapsamında; bir fidanı yanmış bölgeler öncelikli olmak üzere topraklarla buluşturduk ve katılımcılarımıza bununla ilgili bir sertifika gönderilmesini sağladık. Ayrıca, geri döndürülebilir malzemeden hazırlanan kongre çantalarımızın içerisine ata tohumları koyduk ve insanların bu konuda farkındalığının biraz daha artmasını istedik” şeklinde konuştu. Prof. Dr. Neşe Çolak, tüm çevreci adımlarının yanı sıra kongre öncesinde bir manifesto da yayınladıklarını aktararak, şöyle devam etti: “Konuklarımızı kongreye gelmeden önce motive edebilmek için, bir manifesto yayınladık. Bu manifestoda bütün katılımcılarımıza ve kongre sponsorlarımıza çevreye duyarlı, yeşil bir kongre yapmayı planladığımızı, kendilerinin de buna destek olmalarını, toplu taşımayla veyahut da birlikte gelmelerini, karbonhidrat hızlarını azaltacak önlemler almalarını istedik. Matarayla gelmelerini, kendi sularını damacanadan doldurmalarını istedik. Her küçük etkinin, büyük sonuca ulaşacağını düşünerek bir manifesto öneriler zinciri yaptık. Ve etkisini de görüyorum, bez çantayla gelenleri, matarasıyla gelenleri, karbon ayak izimi azalttım diyenlerin sohbetlerine tanık oluyorum. Bu bizi oldukça mutlu etti. Ayrıca, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’yla da iletişime geçerek sıfır atık projesine destek olmak istediğimizi, kongremizde bu temayı da kullanmak istediğimizi belirttik ve bu anlamda sıfır atığı destekleyen geri dönüştürülebilir, yenilebilir enerji kaynaklarının kullandığı ortamları desteklediğimizi gösterdik. Bir de karbon ayak izini ölçen bir program var. Yeşil Kongre temasına tıkladığımız zaman, hem manifesto yazısını hem de karbon ayak izini görebiliyoruz. Kongrenin sonunda, hesaplanan karbon ayak izlerinin sıfırlamak adına bir yatırımımız da olacak.”
Van Bakan Uraloğlu: "22 yıl boyunca hep eserlerimizle konuştuk, hizmetlerimizle halkımızın karşısına çıktık" Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Birileri bu kadim topraklarda terörden, baskıdan, zulümden, kandan beslenirken biz Van’ın asırlık ihmallerinin telafisinde, ihtiyaçlarının giderilmesinde, insanımızın layık olduğu demokrasi ve kalkınma adımlarının atılmasında hep Vanlılarla omuz omuzaydık" dedi. Sabah saatlerinde Van’a gelen Bakan Uraloğlu, ilk olarak partisinin AK Parti İlçe Başkanlığının 8. Olağan Kongresine katıldı. Daha sonra Güzeldere Tünelinin açılışına katılan Bakan Uraloğlu, ardından Gürpınar İlçe Başkanlığının 8. Olağan Genel Kongresine katıldı. Burada konuşan Bakan Uraloğlu, "Ülkemizin doğusunun yükselen yıldızı, bölgesinin lokomotifi, tarih ve medeniyet şehri Van’ın kadim ilçesi Gürpınar’da AK Parti 8. Olağan İlçe Kongremiz vesilesiyle sizlerle bir arada olmaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Kongremizin partimiz, ilçemiz, şehrimiz ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, sizleri muhabbetle selamlıyorum" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye Yüzyılı hedeflerine ulaşmak için 8. Olağan Kongre sürecine devam ettiklerini belirten Uraloğlu, "22 yıl boyunca hep eserlerimizle konuştuk, hizmetlerimizle halkımızın karşısına çıktık. Her zaman dile getirdiğimiz üzere AK Parti’de siyaset sadece hizmet yarışı olduğu için kongreler de bir yarış değil; bir nöbet değişimidir. Bu vesileyle AK Partimize gönül vermiş, parti siyasetini, illere, ilçelere taşımış, parti merkezlerinin her kademesinde görev almış veya gönüllü çalışmış, kar kış, yağmur çamur demeden koşturmuş tüm kardeşlerimize tekrardan teşekkür ediyorum. Birileri bu kadim topraklarda terörden, baskıdan, zulümden, kandan beslenirken biz Van’ın asırlık ihmallerinin telafisinde, ihtiyaçlarının giderilmesinde, insanımızın layık olduğu demokrasi ve kalkınma adımlarının atılmasında hep Vanlılarla omuz omuzaydık. 2011 yılında meydana gelen deprem yaralarının sarılmasından, terör belasının başının ezilmesine Van’ın her zaman yanında olduk, olmaya da devam edeceğiz. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın prensibiyle üretim, ticaret ve istihdam odaklı projelerimizi hayata geçirdik. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak son 22 yılda Van’a 69 milyar 25 milyon lira yatırım gerçekleştirdik. 36 kilometre olan bölünmüş yol uzunluğunu 602 kilometreye çıkardık. Yollarında bir kilometre dahi Bitümlü Sıcak Kaplama yoktu, 358 kilometre BSK kaplama yaptık. Van Gölü’nün şehrimize daha fazla ekonomik katkısı olması için Sultan Alparslan ve İdris-i Bitlisi feribotlarını kullanıma alarak her biri 50 vagon kapasiteli yeni 2 adet feribotla günde 10.500 ton yük taşıyarak, yük taşıma kapasitesini 7 kat arttırdık. Eski feribotlarla 5 saat süren Tatvan-Van arasındaki seyir süresini de 3.5 saate düşürdük. Van Ferit Melen Havalimanını yeniledik ve Van’a yakışır çağın ihtiyaçlarına hizmet verecek bir havalimanına dönüştürdük" şekilde konuştu.