GÜNDEM - 26 Kasım 2024 Salı 14:33

Hollanda’da cansız bedenine ulaşılan imam Fatih Eryılmaz, memleketi Kütahya’da toprağa verildi

A
A
A
Hollanda’da cansız bedenine ulaşılan imam Fatih Eryılmaz, memleketi Kütahya’da toprağa verildi

Almanya’da görevliyken kaybolmasının ardından 16 gün sonra Hollanda’da cansız bedenine ulaşılan imam Fatih Eryılmaz, memleketi Kütahya’da toprağa verildi.


44 yaşındaki Eryılmaz için Kütahya Ulu Camii’nde cenaze namazı kılındı. Tören öncesinde helallik alındı ve cenaze namazını Ulu Camii imam hatibi Mehmet Ali Sarı kıldırdı. Eryılmaz, Evliya Çelebi Mezarlığı’nda defnedildi.


İki çocuk babası olan Eryılmaz, yaklaşık iki aydır Almanya’nın Duisburg şehrindeki Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı Eyüp Sultan Camii’nde din görevlisi olarak çalışıyordu. 6 Kasım’da kaybolan Eryılmaz’ın cansız bedeni, 17 Kasım’da Hollanda’nın Zaltbommel kenti yakınlarında Ren Nehri’nde bulunmuştu.


Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.



Hollanda’da cansız bedenine ulaşılan imam Fatih Eryılmaz, memleketi Kütahya’da toprağa verildi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Öğretmenler ‘Bir zamanlar biz de öğrenciydik’ dedi, sosyal medyayı salladı Manisa’nın Kula ilçesinde eğitim faaliyetlerinde adından sıkça söz ettiren bir okul olan Naci Hakkı Ulusoy Ortaokulu, Öğretmenler Günü dolayısıyla fark oluşturan bir projeye daha imza attı. Okul müdürü Burcu Sarı önderliğinde hazırlanan ve tüm öğretmenlerin katılım sağladığı video, sosyal medyada izlenme rekorları kırdı. Öğrencilik yıllarına dönüp nostalji yaşayan öğretmenler, öğrenciler ile empati kurabilme noktasına da vurgu yaptı. Kula’da yürütülen eğitim faaliyetlerinde elde ettikleri başarılı sonuçlarla adından sıkça söz ettiren Naci Hakkı Ulusoy Ortaokulu’nda bu kez öğretmenler fark oluşturan bir projeye imza attı. Ülke genelinde çeşitli etkinliklerle kutlanan 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla Okul Müdürü Burcu Sarı önderliğinde bir video hazırlayan öğretmenler, videonun sosyal medyada paylaşılması ile binlerce izlenme aldı. "Bir Zamanlar Biz de Öğrenciydik" mottosuyla hazırlanan videoda, öğretmenler öğrencilik yıllarına geri dönerek hem nostalji yaptı hem de öğrencilerle empati kurmanın önemine dikkat çekti. Öğretmenlerin kendi öğrencilik hâtıralarından kesitler sunduğu görüntüler, izleyenlere hem duygu dolu, hem de ilham verici anlar yaşattı. Video, sadece Kula’da değil, tüm Türkiye’de öğrenciler ve öğretmenler arasındaki bağın önemini bir kez daha hatırlattı. Sosyal medya platformlarında milyonlarca kez izlenen video paylaşımlarının altında “Teşekkürler Öğretmenim” mesajlarıyla binlerce yorum aldı. Videoyu çekip yayınlarken amaçlarının öğrencilerin kendilerine empati duygularını artırmak olduğunu dile getiren okulun İngilizce öğretmeni Yasemin Buğurcu, "Biz bu yıl 24 Kasım’da her yıl yaptığımız kutlamalardan farklı olarak hep öğrencilerimiz öğretmen rolüne girerdi, bu kez biz öğrencilerimizin rolüne girelim dedik. Aslında amacımız öğrencilerimizin bize karşı empati yapmalarını sağlamaktı. Hedefine de ulaştığını düşünüyorum. Çok güzel tepkiler aldık, aslında bu kadar tepki alacağımızı da beklemiyorduk. Biz tüm öğretmen arkadaşlarımızla Başöğretmen Atatürk izinde çalışmaya devam ediyoruz” şeklinde konuştu. Öğretmen olmalarına rağmen hala içlerinde yaramaz öğrenciler olduğunu dile getiren İngilizce Öğretmeni Aylin Duymaz, “Öğretmen arkadaşlarımızla hazırladığımız Öğretmenler Günü programı çerçevesinde doğaçlama olarak ortaya çıkan bir video sosyal medyada çok güzel tepkiler aldı. Hepimizin içerisinde hala yaramaz öğrenciler olduğunu fark ettik. Çokta eğlendik. Öğrencilerimiz de sınıf içerisinde neler yaptıklarını kendi öğrenciliklerine dönüp baktılar, hepsi gözden geçirmiş oldu” dedi. Sosyal medyada viral olan videoyu bir öğrencinin çektiğini ve videoyu çeken öğrencinin öğretmen gibi, kendilerinin de birer öğrenci gibi davrandığını anlatan okulun Matematik Öğretmeni Ayşegül Yıldız, "Okulumuzun çok güzel bir enerjisi var. Birimiz bir istekte bulunduğunda hepimiz onu aynı enerji ile yapmaya çalışıyoruz. Bu videoyu da kendi aramızda eğlenmek ve öğrencilerimizde farkındalık oluşturmak için çekmiştik. Hatta videomuzu da bir öğrencimiz çekti. O öğrencimiz öğretmen gibi davrandı, biz de öğrenci gibi davrandık. Bizim için çok güzel ve çok anlamlı oldu” ifadelerini kullandı. Özel gün ve haftalara verdikleri önemi alışılmışın dışına çıkarak farkındalıklar oluşturmayı hedeflediklerini vurgulayan Naci Hakkı Ulusoy Okul Müdürü Burcu Sarı ise konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “Biz ekipçe özellikle belirli gün ve haftalara çok önem veren bir okuluz. Alışılmışın dışına çıkıp aslında farkındalık çalışmaları yapmaya çalışıyoruz. Bu 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde de yine öğretmenlerimiz çok güzel bir proje hazırladılar. Biz bu projeyle birlikte öğrencilik yıllarımıza tekrar geri döndük ve aslında bir bakıma amacımıza ulaştık. Amacımız, empati yoluyla öğrencilerimize farkındalık kazandırmaktı. Tüm ekime çalışmaları için teşekkür ediyorum.”
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Dijital hareket yeni bir yapay din oluşturma gayreti içindedir” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Dijital hareket, yeryüzündeki tüm semavi dinleri, özellikle de İslam’ı hedef alıp yıpratmak suretiyle yeni bir yapay din oluşturma gayreti içindedir” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonunda Dijitalleşen Dünyada Diyanet Hizmetleri temasıyla düzenlenen 7. Din Şurası’nda konuştu. Şura’nın hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “7. Din Şurasının açılışında Diyanet İşleri Başkanlığı Külliyemizde sizlerle bir araya gelmenin bahtiyarlığını yaşıyorum. Şuranın aramızdaki birliği, beraberliği, muhabbet ve kardeşlik ruhunu tazelemesini, güçlendirmesini Allah’tan temenni ediyorum. Şura kapsamında üç gün boyunca beş ayrı çalışma komisyonu bünyesinde düzenlenecek oturumların sunulacak tebliğlerin yapılacak tartışmaların ve müştereken alınacak şura kararlarının ülkemiz milletimiz ve alemi İslam için hayırlar getirmesini Rabb’imden niyaz ediyorum. Bu önemli toplantıyı tertip eden Diyanet İşleri Başkanlığımıza Din İşleri Yüksek Kurulumuza programın başarılı bir şekilde geçmesi için emek sarf eden tüm kardeşlerimize yürekten teşekkür ediyorum. Sözlerimin hemen başında şu hususu samimiyetle ifade etmek istiyorum” dedi. “Bizler beş yılda bir toplanan din şuralarını temiz ve imanlı ellerin muhlis bir kalple hazırladığı bereketli bir ilim ve tefekkür sofrası olarak görüyoruz“ diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Sözü, fikri, eseri, müktesebatı ve tavsiyeleriyle bu sofrayı zenginleştiren ilim ve fikir insanlarına, yani sizlere İslam’ın çizdiği o emin istikamette ebedi saadete giden bu muazzez yolda birlikte yürüdüğümüz yol arkadaşlarımız olarak bakıyoruz. Rabbim bu sofrayı daha da büyütmeyi, daha da bereketlendirmeyi, sizlere de, bizlere de nasip eylesin diyorum. Yalnızca ülkemiz için değil, gönül coğrafyamız, yurt dışındaki vatandaşlarımız ve dünyanın farklı köşelerindeki tüm kardeşlerimiz için fayda sağlamasını ümit ettiğimiz 7. din şurası kararlarının titizlikle uygulamaya konulmasının ehemmiyetini şimdiden hatırlatmak isterim” diye konuştu. Bugüne kadar şuralarda alınan kararların takibini bizzat yaptıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan,”2019’da düzenlediğimiz 6. din şurasının kapanış programında Sayın Başkanımıza kararların tatbikiyle ilgili hassasiyetimizi ifade etmiştim. Bir önceki şurada alınan kararların 5 yıllık bir süre zarfında yüzde 95’lik bir oranla hayata geçirilmesini takdirle karşılıyor, Diyanet İşleri Başkanlığımızı ve kıymetli mensuplarını yürekten tebrik ediyorum. Diyanet teşkilatımız bünyesinde yurt içi ve yurt dışında ila-yi kelimetullah yolunda büyük bir gayretle çalışan, aşkla atan kalpleri İslam’la buluşturan tüm kardeşlerimize tüm hocalarımıza, tüm büyüklerimize çalışmalarında iyilikler, güzellikler, hayırlar temenni ediyorum. Dünya defterini kapatıp ebedi aleme irtihal eden hocalarımıza da bu vesileyle Allah rahmet diliyor, aziz hatıralarını şükranla yad ediyorum. Muhterem hocalarım, saygıdeğer katılımcılar, Allah azze ve celle Kuranı Kerim’de Hicr suresinin 9. ayetinde on dört asır önce müminlere şöyle buyuruyor. Muhakkak ki bu kitabı bu vahyi biz indirdik ve muhakkak ki onu koruyan da biziz. Mukaddes kitabımız Kur’an’ı, vahiy, yani dinimizi muhafaza edecek olan, ebedi koruyacak olan Allah Teala’dır” açıklamasını yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam Dinine yönelik saldırılara karşı güven ve sorumluluk vurgusu yaparak,” Şurası bir gerçek ki bu ayeti kerime dinimize yönelik saldırılar konusunda bizlere sonsuz bir özgüven aşılıyor. Hiç şüphesiz dinimiz emin ellerdedir. Dinimiz Yüce Rabbimizin muhafazası, koruması altındadır. Ancak bu garanti bizim yani kulların üzerinden mesuliyeti çekip almasın. Müslümanlar olarak bizler de dini yaşamak ve yaşatmakla mükellefiz. Dinimize yönelik saldırılarda her ne kadar sınırsız bir emniyet içindeysek dindarlara yönelik saldırılarda ise tedbir alacak, bu saldırıları göğüsleyip püskürtecek olan bizden başkası değildir” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarih boyunca İslam medeniyetinin dünya genelinde inşa ettiği büyük ilim ve medeniyet merkezlerine dikkat çekerek, Batı’nın geçici üstünlüğünün er ya da geç sona ereceğini belirtti. Yapmış olduğu açıklamada, tarihimize baktığımızda şunu görüyoruz. Dinimiz İslam, Mekke ve Medine’den başlayarak asırlar boyunca çok geniş bir coğrafyada eşsiz güzellikte medeniyetler inşa etmiştir. Bağdat, Şam, Kahire, Buhara, Semerkant, Gırnata, Kurtuba, Konya, Bursa ve İstanbul asırlar boyunca dünyaya istikamet çizen ilim ve medeniyet merkezleri olmuştur. Batının kan, gözyaşı katliam, soykırım ve sömürüye dayanan ilerlemesi Doğu’nun ilahi ve insani medeniyetini boğmak için, altını çizerek söylüyorum, geçici bir dönem üstünlüğü eline geçirmiştir” açıklamasını yaptı. İslam medeniyetlerini inşa eden ruh ve özün ilk günkü gibi tazeliğini muhafaza etmekte olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müslümanların ruh kökleriyle olan bağlantısının, uygar dünyayı rahatsız ettiğini belirterek,” Gün gelecek kutsalı ve insanı dışlayan ilerleme dönemlerinin parantezi er ya da geç kapanacak, Batı uygarlığı Büyük bir gürültüyle çökerken sahip olduğumuz öz ve ruh ile bizim ilahi, insani aşk medeniyetimiz hem de daha güçlü olarak Allah’ın izniyle tekrar inkişaf edecek, şaha kalkacaktır.Şu hususu özellikle vurgulamak istiyorum. Biz kendi kodlarımızla, kendi medeniyetimizin yeniden inşasına ne kadar inanıyorsak medeniyetimizin tekrar dirileceğine de o derece inanıyoruz. Müslümanların kendi ruh kökleriyle olan irtibatı uygar dünyayı rahatsız etmekte, o ruh kökünü yıpratmak, o ruh kökünü koparmak için asırlardır Müslümanlara sadece fiilen değil, manen ve fikren de saldırılmaktadır. Bu saldırıların son asırda büyük ivme kazandığını, son yıllarda ise adeta zirve noktasına ulaştığını burada hatırlatmak durumundayım” değerlendirmesini yaptı. “13. yüzyıldaki Moğol istilasının İslam dünyasını harabeye çevirdiğini ancak İslam’ın özünü ve ruhunu yok edemediğini belirten Erdoğan, ”20. yüzyılda Osmanlı Devleti başta olmak üzere İslam topraklarına saldırılar Müslümanları zayıflatmış, güçten düşürmüş, hatta parçalamış, ama İslam’ın nurunu söndürememiştir. Bugün ise işte o nura, o aydınlığa, imanımıza, değerlerimize, yani bizi biz yapan kodlarımıza, ruhumuza, özümüze yönelik çok yoğun, çok kapsamlı, her zamankinden daha planlı ve sinsi bir saldırı söz konusudur. Filistin’de, Gazze’de, Lübnan’da ve diğer İslam beldelerinde katliam yaparak, Müslümanların soyunu kurutmaya çalışanlar apaçık ortadadır. Oysa küresel ölçekte Müslümanlara ve İslami değerlere saldıran gizli, sinsi düşman Gazze’dekinden çok daha fazla etki ve hasar bırakmaktadır. O gizli ve sinsi düşman, her yolu ve yöntemi kullanmakla birlikte en çok da medya ve son dönemde sosyal medya ile savaşını yürütmektedir” diye konuştu. Dijital dünyanın küresel ölçekte tüm değerleri tahrip ederken, Müslümanları ve özellikle de ehli sünnet akaidini doğrudan hedef tahtasına koyduğun vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan,” Bugün çocuklar anne babalarının, ailenin, öğretmenin, mahallenin talim ve terbiyesinden ziyade, üzülerek ifade ediyorum, dijital medyanın talim ve terbiyesine daha fazla maruz kalıyor. Dijital alemin sadece bir kapitalist araç olmadığını sadece para kazanma sadece eğlence amacı gütmediğini fark etmemiz gerekiyor. Dijital tekno kültürü yönetenler ve yayanların, bir taraftan ciddi paralar kazanırken diğer taraftan da kendi fikir, inanç ve yaşam tarzlarını yeni nesillere zerk ettiğini görüyoruz. Bugün şunu çok net biçimde söylemek isterim. Dijital hareket yeryüzündeki tüm semavi dinleri özellikle de İslam’ı hedef alıp yıpratmak suretiyle yeni bir yapay din oluşturma gayreti içindedir. Ne yazık ki bu yapay dinin müntesipleri de küresel ölçekte gittikçe artmaktadır. Yapılması gereken çok açıktır. İlk olarak 7. din şurasının da ana temasını oluşturan dijitalleşen dünyada diyanet hizmetleri yeniden değerlendirilmelidir. İkincisi dijital inanç sistemleri karşısında Müslümanların tüm değerleriyle korunabilmesi için acil önlemler alınmalı ve hayata geçirilmelidir. Gerek din hizmetlerinde dijital dünyadan istifade ederken gerekse dijital saldırılara karşı değerlerimizi savunurken özümüz, ruhumuz bizi var eden köklerimiz büyük bir itinayla korunmalıdır. Ümmeti Muhammed önce yapay haritalarla bölünmüş, ardından ırkçılığın körüklenmesiyle birbirlerine hasım yapılmıştır. İslam aleminin bugünkü vahdetten uzak görüntüsünün altında 19. yüzyılda Müslümanların içine enjekte edilen mikro milliyetçilik fikri vardır. Bugün de medya ve sosyal medya üzerinden lümpen ırkçı hareketler rahatça örgütlenebilmekte ve propaganda yapabilmektedir” dedi.