SPOR - 26 Mayıs 2024 Pazar 21:05

Mauro Icardi gol kralı oldu

A
A
A
Mauro Icardi gol kralı oldu

Galatasaray’ın Arjantinli futbolcusu Mauro Icardi, Konyaspor karşısında attığı gollerle bu sezon ligdeki gol sayısını 25’e çıkardı. Icardi ayrıca sezonu gol kralı olarak tamamladı.

Trendyol Süper Lig’in 38. ve son haftasında Galatasaray deplasmanda Konyaspor ile deplasmanda karşılaşırken, sarı-kırmızılılarda Arjantinli futbolcu Mauro Icardi 2 gol kaydetti geldi. Mücadelenin 29. dakikasında Derrick Köhn’ün ceza sahası dışı sol tarafından ortasında kale önünde bulunan Icardi kafa vuruşuyla meşin yuvarlağı ağlara gönderdi ve skoru 1-0 yaptı. Maçın 51. dakikasında Lucas Torreira’nın sağ kanattan ortasında kale önünde bulunan Arjantinli futbolcu, kale önünde topuğuyla yaptığı vuruşta meşin yuvarlak ağlara gitti ve skor 2-0 oldu.

31 yaşındaki futbolcu böylece Süper Lig’deki gol sayısını 25’e çıkardı ve sezonu gol kralı olarak tamamladı.

Mücadeleye 11’de başlayan Icardi 90 dakika sahada kaldı.

Oğuzhan Ort

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Iğdır Malazgirt ruhu için 1071 ünite kan bağışına yoğun ilgi Iğdır Valiliği öncülüğünde başlatılan ’Kanımızla Canımızla Milletimizin Emrindeyiz" kan kampanyası yoğun ilgi gördü. Türkiye’de bir ilk gerçekleştirilerek Iğdır’da tek seferde en fazla kan bağışı kampanyası başlatıldı. Iğdır Valisi Ercan Turan’ın talimatlarıyla ’Kanımızla Canımızla Milletimizin Emrindeyiz" sloganıyla düzenlenen kampanya, Malazgirt Meydan Muharebesi tarihi esas alınarak 1071 ünite kan kampanyası düzenlendi. Zübeyde Hanım Bulvarı başta olmak üzere şehrin farklı noktalarından kurulan kan bağış merkezlerine vatandaşlar yoğun ilgi gösterirken uzun kuyruklar oluştu. Kampanya İl Emniyet Müdürlüğü, Jandarma Alay Komutanlığı, Milli Eğitim Müdürlüğü, Sağlık Müdürlüğü, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ile Kızılay iş birliğiyle gerçekleştirildi. Iğdır’daki sivil toplum kuruluşları da kampanyaya destek verdi. 5 gün boyunca kan bağışı saat 07.00’de başlayacak ve akşam 20.00’ye kadar devam edecek. Kan bağışında 1071 ünite kan bağışı toplanması hedefleniyor. Iğdır Valisi Ercan Turan kan bağışını tüm kurumlarla ile birlikte yaptıklarını söyleyerek; "Ramazan ayını bitirilmesiyle birlikte kan stoklarında doğal olarak bir azalma olduğunun ifade ederek, "Ramazan sonrası Iğdırlı hemşerilerimizin de kan bağışı yapılması konusunda yoğun bir talebi oldu. Bizlerde bu talepler doğrultusunda tüm kurumlarımızı topladık. Emniyetimiz, Jandarmamız, Diyanetimiz, Milli Eğitimimiz, Tüm kurumlarımızla beraber böyle bir karar aldık. katılımın çok yüksek olduğunu görüyoruz. İnşallah gördüğünüz gibi 28 koltuğumuz var ekiplerimiz ve kamu görevlilerimizde alanda yardım için yoğun bir şekilde çalışıyor. Hedefimiz inşallah bir defada 1071 rakamını bulmak ama bu etkinliğimiz 4-5 gün sürüyor. Geçen haftadan beri bu etkinliğimiz sürmekte. Iğdırlı hemşerilerimiz kan bağışında çok duyarlılar. Gördüğünüz gibi kanımızla canımızla milletimizin emrindeyiz diyoruz. Bu konuda her bir ferdimiz ayrı bir hassasiyet gösteriyor. Tüm bu farkındalık ve hassasiyetlerinden dolayı katkıda bulunan tüm diğer arkadaşlarıma toplumumuzun değerli temsilcilerine canı gönülden teşekkür ediyorum" dedi.
Ankara Bakan Şimşek: "Eleştirenler ya bizi duymuyor ya da kötü niyetliler" Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "’Sadece para politikası üzerinden enflasyon inmez’ diyorlar. İneceğini kim söylüyor ki? Ne zaman bunu iddia ettik? Eleştirenler ya bizi duymuyorlar, saygı duyuyoruz, duymaları için de zaten bu fırsatı kaçırmak istemedim ya da gerçekten kötü niyetliler" dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Orman Genel Müdürlüğü ev sahipliğinde düzenlenen 4’üncü Tarım Şurası Tarım Ekonomisi Atölyesi programına katıldı. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın da katılım sağladığı program çerçevesinde, tarım ve orman ve su alanında gelecek stratejilerinin gelecek 10 yıl için belirlenmesi ve atılacak adımlarla mevcut alanların geliştirilmesi hedeflendi. Programda bir açılış konuşması gerçekleştiren Bakan Şimşek, ekonomide tarımın bir stratejik sektör olduğunu ve en çok önem verdikleri sektörlerin başında geldiğini dile getirdi. Şimşek, bu çerçevede Tarım ve Orman Bakanlığı’nın çalışmalarına gerekli destekleri verdiklerini söyleyerek, "Bu konuda çok net bir irade var. Geçen sene belki hatırlarsınız. Bir tasarruf bir paketi açıklandı. Orada ilave kaynaklar hangi alanlara kanalize edilecek diye bakarsanız tasarruf demek aslında bir taraftan yani kaynakları verimli alanlara yönlendirmek demek. Bu da özellikle tarımda gerek sulama gerek toplulaştırma gerek az önce ifade edildiği gibi teknoloji gibi bütün bu konularda biz gıda arzını ve tarımı önceliklendirdik. Dolayısıyla sadece sözde değil gerçekten de bütçe uygulamalarımızla bunu azalıyoruz" açıklamasında bulundu. "Dünyanın en büyük 7’inci tarım üreticisiyiz" Türkiye ekonomisinde tarımın payının yüzde 5,6 olduğunu söyleyen Şimşek, tarımdaki istihdama da dikkati çekti. Şimşek, "Bize benzer ülkelerle karşılaştırdığımız zaman kişi başı milli gelirimize göre tarım sektöründeki çalışanların toplam istihdamdaki payı hala yüksek. Aynı şey tarımsal hasıla için de söyleyebiliriz. Bakın tarımsal katma değer ile kişi başı milli gelirimizi karşılaştıracak olursanız yine kişi başı milli gelire göre tarımsal katma değer Türkiye’de yüksek. Bunlar olumlu trendler. Az önce değerli bakanımız ilk ondayız dedi. Dünya Bankası verilerine göre tabii ki bizim son verilerimizi katıyoruz burada. Dünyanın en büyük 7’inci tarım üreticisiyiz, tarımsal hasılada öyle görünüyor. Dünya Bankası’nın verilerinden bahsediyorum. Avrupa’da da ilk sıradayız" ifadelerine yer verdi. "Tarım sektörü net dış ticaret fazlası derdiğimiz çok nadir sektörlerden bir tanesi" Şimşek, tarımsal verimlilik konusunda ise gelişmekte olan ülkeler arasında Türkiye’nin oldukça yüksek bir noktada olduğuna dikkati çekerek, "Tarım ürünlerinde biz net ihracatçıyız. Yani ihracatımızla ithalatımız arasında arasında hakikaten diğer birçok sektöre oranla oldukça iyi bir konumdayız. Net dış ticaret fazlası derdiğimiz çok nadir sektörlerden bir tanesi" diye konuştu. "2025 yılında 706 milyar liralık bir destekten bahsediyoruz" Tarım sektörüne çok önemli doğrudan ve dolaylı destekler sağlandığını söyleyen Şimşek, "Destekleri sadece doğrudan destek olarak göremeyiz. Bizim sağladığımız çok ciddi doğrudan dolaylı ve finansman desteklerimiz var. Bu desteklerin tamamına bakacak olursak burada 2025 yılında 706 milyar liralık bir destekten bahsediyoruz. Bu da milli gelire oran olarak yüzde 1,15’e tekabül ediyor. Genelde bütçenin de üzerine çıkıyoruz. Tarım sektörüne sağlanan toplam desteklerin gayri safi bütçe hasılasına bakacak olursanız ki dediğim gibi burada bütün destekler söz konusu yüzde 1’in oldukça üzerinde. Yine doğrudan destekler genelde odaklanılan hususlardan bir tanesi. Reel olarak şöyle söyleyeyim; 2002 yılında 2025 başındaki fiyatlarıyla ne kadar destek vermişiz? Yaklaşık 61 milyar liralık destek verirken bugün 135 milyar liralık yine aynı fiyatlarda karşılaştırmalı olarak destekleri biz iki kattan fazla artırmışız" ifadelerini kullandı. "Kredilerin faizinin yüzde 70’ini Hazine olarak destekliyoruz" Çiftçilere sağlanan sübvansiyonlu kredi programının 2004’te başladığını anımsatan Şimşek, "2004’te 18,6 milyar liralık kredi kullandırılmışken bugün 629 milyar liraya çıkmış. Bundan yararlanan çiftçi sayımız 205 binden neredeyse 1 milyon 150 bine ulaşmış durumda. Bazı alanlarda sübvansiyon yüzde 100’e kadar çıkarken bazı alanlarda biraz daha düşük. Bizim yaptığımız hesaplara göre kullanılan kredilerin faizinin yüzde 70’ini Hazine olarak biz destekliyoruz, biz ödüyoruz. 2024’te 87,5 milyar liralık faiz sübvansiyonu bütçelenmiş. Bu sene 160 milyar liralık ödenek söz konusu. İmkanlar el verirse biz çok daha güçlü şekilde desteklemeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu. "Türkiye’nin büyüme noktasında potansiyeli hala yüksek" Şimşek, dünyanın ‘yüksek borçluluk’ ile karşı karşıya olduğuna işaret ederek, dünyanın borcunun milli gelire oranının 2000’li yıllarda yüzde 230 olduğunu, bu oranın bugün yüzde 328’e çıktığını söyledi. Bu rakamın yüksek olduğuna dikkati çeken Şimşek, gelişmekte olan ülkelerde bu oranın yüzde 245 olarak hesaplandığını sözlerine ekledi. Türkiye’de ise hane halkı, şirketler, finans sektörleri ve devletin toplam borcunun brüt olarak milli gelire oranının yüzde 93 olduğunu belirten Şimşek, "Türkiye burada avantajlı. Bizim büyüme noktasında potansiyelimizin hala yüksek olduğunu ifade etmek istiyorum" dedi. "Kısa vadede yapmamız gereken, dış borcu aşağı bir trendde tutacak sürdürülebilir cari açık" Şimşek, ekonomi programının hedefinin sürdürülebilir yüksek büyüme olduğunu belirterek, "Buna ulaşmak için makro bazda başarmamız gereken diğer hedefler var. Bunlar fiyat istikrarı, yani enflasyonun düşük tek haneye indirilmesi. İkincisi mali disiplin, yani bütçe kaynaklarını tarım ve orman gibi doğru alanlara yönlendireceğiz. Üçüncü önceliğimiz sürdürülebilir cari açık. Kısa vadede yapmamız gereken, özellikle dış borcun milli gelire oranını artırmayacak, dış borcu aşağı bir trendde tutacak sürdürülebilir cari açık. Bütün bu kazanımları kalıcı hale getirecek yapısal dönüşüm, yani verimlilik ve rekabet gücünü içeren bir yapısal dönüşüm programı" açıklamasında bulundu. Türkiye’nin, karşı karşıya olduğu enflasyon sorununu geçen yılın ilk yarısında kontrol altına aldığını bildiren Şimşek, ikinci yarıdan itibaren dezenflasyon dönemine geçildiğini de kaydetti. "Program uygulamaya konulmasaydı, bu durum enflasyonu nerelere götürürdü analizi gerekiyor" Şimşek, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin yaralarının sarılması için 75-80 milyar dolar harcandığını hatırlatarak, "Biz bütçe açığını kontrol altına almasaydık ve bütçe açığı parasallaşsaydı, yani bir miktar para basılıp finanse edilseydi enflasyonun ne olacağını sağduyulu insanların analizine bırakıyorum. Ayrıca 2023 yılı ortalarında 55-60 milyar dolar civarında bir cari açık, rezervlerde yetersizlik ve ciddi bir kur korumalı mevduat sorunuyla karşı karşıyaydık. Bu program uygulamaya konulmasaydı, bu durum enflasyonu nerelere götürürdü analizi gerekiyor" diye konuştu. "Enflasyon oranlarını 2027’de net şekilde tek haneye indirme hedefimiz var" Ekonominin iyileşme sürecinde olduğuna dikkati çeken Şimşek, şu ifadelere yer verdi: "Son yaşanan piyasalardaki çalkantıların kalıcı bir etki yapacağını düşünmüyorum çünkü finansal şartlardaki sıkılaşma dezenflasyonisttir. Liradaki yüzde 3,5 civarındaki değer kaybının çok sınırlı etkisi nisan ayında olabilir ama orta vadeli bunlar dezenflasyonistir. Şu an temel malların enflasyonu yüzde 20’nin altına, mal enflasyonu yüzde 30 civarına düştü. Manşet enflasyon yüzde 38. Kiralarda yüzde 25 üst limiti kaldırdık, eğitimde herhangi bir müdahalemiz söz konusu değil. Bunların geçmişten gelen yansımaları var ama enflasyon düşüyor, düşmeye de devam edecek çünkü bu bizim en büyük önceliğimiz. Programımızda, yüzde 64-65 civarı olan 2022-2023 enflasyon oranlarını 2027’de net şekilde tek haneye indirme hedefimiz var." Bugüne kadar kamunun belirlediği fiyatları enflasyon hedefinin altında veya yakınında tuttuklarını vurgulayan Şimşek, konut, gıda ve enerji arzını öncelikle ele aldıklarını dile getirdi. "Büyümede öngördüğümüzden daha fazla yavaşlama olabilir" Şimşek, bütçe açığını bu yıl düşürmeyi hedeflediklerini işaret ederek, "Büyümede öngördüğümüzden daha fazla yavaşlama olabilir. Bu bütçe performansını sınırlayabilir ama bizim zaten bütçe açığını düşürmekten maksadımız Merkez Bankasının elini güçlendirmek ve enflasyonu aşağı çekmekti. Eğer enflasyon finansal şartların sıkılaşması ve büyümenin bir miktar yavaşlaması nedeniyle zaten düşecekse bütçe açığının göreceli olarak veya hedefimize oranla gelir ayağındaki performans zafiyeti yönetilebilir, anlatılabilir bir zafiyettir ama bunlar için de henüz çok erken" diye kaydetti. "Eleştirenler ya bizi duymuyor ya da kötü niyetliler" Bütçede disiplinin kritik bir alan olduğuna da dikkati çeken Bakan Şimşek bu konuyu makro olarak ele aldıklarını ifade etti. Şimşek, "Biz bazen 30 bin fitten bakıyoruz aşağıya, bazen 60 bin fitten. Öngörülemeyen deprem ve faiz ödemeleri hariç, 2014-2023 dönemine bakalım. TBMM tarafından onaylanan bütçe 100 lira iken her sene ortalama 109,1 lira harcanmış. Yani bütçenin üzerinde yüzde 9’luk bir sapma söz konusu. Geçen sene sapma var mı? Yok. 100 liralık bütçenin 96,7 lirası harcanmış. Şimdi dolayısıyla burada ’Hani nerede disiplin, nerede tasarruf?’ diye soruyorsanız, toplam tasarruf bu basit hesapla 1,2 trilyon lira. Biz bu konuda samimiyiz, ciddiyiz ve ortada net bir performans var. Bizim arz yönlü tedbirleri şimdi eleştiriyorlar. ’Sadece para politikası üzerinden enflasyon inmez’ diyorlar. İneceğini kim söylüyor ki? Ne zaman bunu iddia ettik? Biz zaten başından beri diyoruz ki bir taraftan tabii ki büyümede bir dengelenme, aşırı bir ısınma varsa onun kontrol altına alınması lazım diğer taraftan da yatırım, istihdam, üretim ve ihracat üzerinden büyümenin devamı ve özellikle de konut, gıda ve yenilenebilir enerji arzı noktasında önceliklendirme lazım. Eleştirenler ya bizi duymuyorlar, saygı duyuyoruz, duymaları için de zaten bu fırsatı kaçırmak istemedim ya da gerçekten kötü niyetliler" dedi. "Hedef yönetilebilir cari açık" Şimşek, programın en önemli boyutlarından birinin gıda arzı olduğunu söyleyerek, sulama ve toplulaştırma yatırımların hızlandırılması, gıda arz zinciri ve lojistiğin etkinleştirilmesi ve organize tarım bölgelerinin geliştirilmesi konularının en büyük öncelikleri olduğunu dile getirdi. "Petrol fiyatları bu seviyelerde kalırsa Türkiye’nin cari açık anlamında bu sene bir sorunu olmayacak" Program sayesinde cari açığı ocak itibarıyla 55,5 milyar dolardan 11,5 milyar dolara, milli gelire oran olarak yüzde 5,4’ten yüzde 0,9’a düşürdüklerini vurgulayan Şimşek, "Biz bu sene cari açığın bir miktar artmasını bekliyoruz ama petrol fiyatları dünyadaki son gelişmelerden dolayı çöktü. Eğer petrol fiyatları bu seviyelerde kalırsa Türkiye’nin cari açık anlamında bu sene bir sorunu olmayacak. Zaten beklemiyoruz, yönetilebilir bir cari açık hedefliyoruz. Türkiye hakikaten bu dönemde petrol, doğal gaz fiyatlarındaki düşüşten en fazla olumlu etkilenecek ülkelerin başında geliyor" ifadelerine yer verdi. "Programın en büyük amaçlarından biri kısa vadede enflasyonu düşürürken büyüme dengesini yürütmek" Türkiye’nin brüt dış finansman ihtiyacının da hızlı bir şekilde azaldığını söyleyen Şimşek, "Büyümede bir dengelenme var. 2023’te Türkiye yüzde 5 civarı büyürken net ihracatın katkısı eksi 3 puan ama iç talebin katkısı 8. Bu, şu demek, kapalı bir ekonomi olsaydık yüzde 8’in üzerinde büyüyor olacaktık ama bu türden yüksek hızlı büyüme beraberinde cari açık ve enflasyon getiriyor. Zaten bundan dolayı da önemli hedeflerimizden biri büyümeyi kısa-orta vadede daha sürdürülebilir, dengeli hale getirmek, sonra yüksek sürdürülebilir büyümenin temellerini oluşturmak. Şu anda bu programın en büyük amaçlarından biri kısa vadede enflasyonu düşürürken bu dengeyi yürütmek, sonrasında da yüksek büyümeye temel oluşturmak" şeklinde konuştu. Şimşek, istihdam piyasasında şu an oldukça iyi bir noktada olduklarını dile getirerek, 2024 yılında 1 milyona yakın net yeni istihdam oluşturduklarını söyledi. İşsizlik oranlarının hızla düştüğüne dikkati çeken Şimşek, erkekler için işsizlik oranının tarihin en düşük düzeyinde olduğunu, kadınlarda işsizliğin de hızla düştüğünü kaydetti. "Rezervler, iç ve dış şoklara karşı bir tampondur" Program sayesinde ekonominin iç ve dış şoklara karşı dayanıklılığını artırdıklarına işaret eden Şimşek, "Ülkenin ciddi rezerv birikimi oldu. Eleştiriyorlar, ’Rezervleri niye kullanıyorsunuz?’ diye. Rezervler, iç ve dış şoklara karşı bir tampondur, tabii ki kullanılmak üzere biriktirilir. Şu anda Türkiye’nin rezerv pozisyonu IMF’nin tanımına göre ki en geniş tanımdır bu, ’bir’dir. ’Bir’ demek, rezerv yeterliliği sağlanmış durumda demektir ki bu mart sonu verisidir" değerlendirmesinde bulundu. Şimşek, Kur Korumalı Mevduat’ın (KKM) da Türkiye için önemli bir yükümlülük olduğunu vurgulayarak, bunu azaltmanın Türkiye’ye ilişkin belirsizlikleri azaltmak anlamına geldiğini, orada da zirve değeri 144 milyar dolar civarındayken bugün bunu 22 milyar doların altına düşürdüklerini bildirdi. ABD’nin son 3-4 günde dış ticaretteki korumacılık tedbirlerini açıklamasıyla birçok ülkenin kredi risk priminin (CDS) Türkiye’den çok daha fazla arttığını söylen Şimşek, mayıs 2023-Nisan 2025 döneminde Türkiye’nin CDS’si 356 baz puan düşerken benzer ülkelerin ise 7 baz puan düştüğünü kaydetti. Şimşek, "Bu, bize benzer ülkelere göre çok iyi bir performans ortaya koyduk demektir" dedi. "Yeşil dönüşüm bizim için bir moda değil, bir zorunluluktur" Şimşek, dünyadaki büyük değişimleri görerek programı ona göre dizayn ettikleri bilgisini vererek, en önemli başlıklardan birinin "aktif sanayi politikası" olduğunu belirtti. Sanayinin kendileri için tarım gibi stratejik ve öncelikli olduğunu vurgulayan Şimşek, "Sanayide katma değer zincirinde yukarı çıkmak, daha yüksek teknoloji, orta yüksek teknoloji bizim için şu anda en kritik alandır. Çok güçlü destekler veriyoruz, vereceğiz. Diğer yapısal reformlar insana yatırımdır. Yatırım ortamının iyileştirilmesi, sermaye piyasalarının derinleştirilmesidir. Reform süreklilik arz eder. Amacımız verimliliği, rekabet gücünü artırmak. Yeşil dönüşüm bizim için bir moda değil, bir zorunluluktur" değerlendirmesinde bulundu. "Enerjide dışa bağımlılığımız önümüzdeki yıllarda hızla düşecek" Türkiye’nin son 22-23 yılda 1 trilyon dolara yakın parayı petrol, doğal gaz ve türevlerinin ithalatına ödediğini anımsatan Şimşek, "Türkiye’nin borcu yarım trilyon doları geçti diyorlar. Türkiye’nin bu dönemde sadece doğal gaza ödediği fatura 1 trilyon dolar civarı. Burada yeşil dönüşümü sağlayarak biz kalıcı bir şekilde Türkiye’nin dengelerini iyileştireceğiz. Türkiye son yıllarda yine çok önemli petrol üretimi ve doğal gaz üretimi konusunda büyük yatırımlara, büyük atılımlara girdi. Bunun sayesinde bizim enerjide dışa bağımlılığımız önümüzdeki yıllarda hızla düşecek. Dolayısıyla Türkiye’nin geleceğine ilişkin tarım, enerji dahil olmak üzere hiç kötümserliğe yer yoktur. Tabii ki dünya piyasalarında ve Türkiye’de iniş çıkışlar olacak. Bu işin doğasıdır. Önemli olan dalga boylarını yönetebilmektir. Ve yönettiğimiz kanısındayım." ifadelerini kullandı. "Dijital altyapıda önümüzdeki 1-2 yıl içinde çok büyük atılımlar içinde olacağız" Türkiye’nin küresel inovasyon liginde kişi başı gelire oranla üst-orta gelirli ülkeler arasında dünyanın en yenilikçi üçüncü ülkesi olduğu bilgisini veren Şimşek, sözlerine şu şekilde devam etti: "Dijital altyapıda önümüzdeki 1-2 yıl içinde çok büyük atılımlar içinde olacağız. Fiber optik kapasitesinin genişletilmesi için yatırım yapılacak, 5G’ye yatırım yapılıyor. Büyük veri merkezleri konusunda ciddi müzakereler, ciddi yatırım hususları var. Ulusal GPS’in oluşturulmasından nükleer enerji yatırımları, beşeri sermaye, düzenleyici ekosistem, yerli büyük dil modelleri bütün bu alanlarda çalışmalar yapılıyor. Türkiye bütün bu konularda kendine benzer ülkelerin oldukça önünde." Açılış konuşmalarının ardından Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e plaket takdiminde bulundu. Program, toplu fotoğraf çekimlerinin ardından basına kapalı olarak devam etti.
Samsun Başkan Kurnaz: "Ramazan’da 30 farklı mahallede vatandaşlarımız ile buluştuk" Samsun’un İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, Ramazan ayı boyunca 30 günde 30 farklı mahallede çeşitli programlar gerçekleştirdi. Mahalle muhtarları ve mahalle sakinleriyle bir araya gelen Başkan İhsan Kurnaz, bu ziyaretlerin İlkadım için oldukça verimli geçtiğini ifade etti. Vatandaşlarla birebir temas kurmaya, onların öneri ve taleplerini dinlemeye büyük önem veren Başkan İhsan Kurnaz, Ramazan ayı boyunca düzenlenen iftar programları ve teravih namazı sonrası gerçekleştirilen buluşmalarda hemşehrileriyle sohbet etme fırsatı buldu. 30 farklı mahallede düzenlenen etkinliklerde, mahalle sakinlerinin görüşlerini, önerilerini ve taleplerini dinleyen Başkan Kurnaz, belediyenin hayata geçirdiği ve planladığı projeleri de vatandaşlarla paylaştı. "İlkadım için çalışmaya ve üretmeye devam" İlkadım’ın gelişimi için önemli projelere imza atacaklarını belirten Başkan İhsan Kurnaz, "Ramazan ayı boyunca hemşehrilerimizle bir araya gelerek hasbihal etme imkânı bulduk. 30 farklı mahallede gerçekleştirdiğimiz programlarda vatandaşlarımızla gönül birlikteliği kurduk. Onlarla buluşmak, sohbet etmek hem ilçemize hem de belediyemize güç katıyor. Katılımcı belediyecilik anlayışıyla, belediyemizi vatandaşlarımızla ve muhtarlarımızla birlikte yönetiyoruz. Görüş ve önerilere büyük önem veriyoruz. Mahalle programlarımız yalnızca Ramazan ayıyla sınırlı kalmayacak; esnaflarımızla, muhtarlarımızla ve hemşehrilerimizle sık sık bir araya gelmeye devam edeceğiz. Yaptığımız her hizmetin İlkadım için olduğunun farkındayız. İlçemize kazandırdığımız ve kazandıracağımız her çalışma, şehrimizin genel gelişimine de katkı sağlıyor. Bölgenin en büyük ilçesi olan İlkadım için çalışmaya, üretmeye ve vatandaşımızın her anında yanında olmaya devam edeceğiz" diye konuştu.