ASAYİŞ - 30 Eylül 2024 Pazartesi 10:14

Konya’da feci kaza: 2 ölü, 3 yaralı

A
A
A

Konya'nın Karapınar ilçesinde tıra arkadan çarparak kontrolden çıkan hafif ticari araç taklalar atarak refüjde durabildi.

Kaza, saat 08.00 sıralarında Konya-Karapınar kara yolu üzeri Yelekli mevkisi yakınlarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, sürücüsü tespit edilemeyen 42 GV 516 plakalı hafif ticari araç, Konya istikametine seyir halindeyken aynı istikamette seyir halinde olan bir tıra arkadan çarparak kontrolden çıktı. Hafif ticari araç taklalar atarak refüjde durabildi. Kaza ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri 2 kişinin olay yerinde hayatını kaybettiği belirlerken, yaralı 3 kişi ilk müdahalenin ardından ambulanslarla Karapınar Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. Hastanede tedavileri devam eden yaralıların durumlarının ağır olduğu öğrenildi.
Kazayla ilgili tahkikat başlatıldı.

Fahri Mithat Korkusuz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep GİBTÜ 2024-2025 Akademik Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirildi Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (GİBTÜ), uluslararasılaşma hedefleri doğrultusunda önemli ilerlemeler kaydederek global bir üniversite olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. 2024-2025 Akademik Genel Kurul Toplantısı’nda açıklanan veriler, üniversitenin bu süreçteki başarılarını gözler önüne serdi. GİBTÜ, çok dilli eğitim anlayışı ve artan uluslararası öğrenci sayısıyla dünya çapında dikkat çekici bir eğitim kurumu haline geldi. GİBTÜ Rektörü Prof. Dr. Şehmus Demir, üniversitenin sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde de söz sahibi olmayı hedeflediğini belirtti. Rektör Demir, "Uluslararasılaşma bizim için sadece bir hedef değil, aynı zamanda varoluş biçimimizdir. Dünya genelindeki işbirlikleriyle küresel bir bilim ve eğitim merkezi olma yolunda kararlılıkla ilerliyoruz. Farklı kültürleri, bilgileri ve deneyimleri bir araya getirerek global bir perspektif kazanmayı amaçlıyoruz" ifadelerini kullandı. “Küresel düzeyde rekabet edebilir öğrenciler yetiştiriliyor” Prof. Dr. Şehmus Demir’in başkanlığında gerçekleştirilen toplantıda, GİBTÜ’nün 2024-2025 akademik yılı itibarıyla 29 farklı ülkeden 534 uluslararası öğrenciye ev sahipliği yaptığı açıklandı. Bu artış, üniversitenin dünya çapında bir eğitim merkezi olma hedefini daha da pekiştiriyor. Üniversitenin çok dilli eğitim imkânları da dikkat çekici. Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi tamamen İngilizce eğitim verirken, İslami İlimler Fakültesi’nde yüzde 100 Arapça ve yüzde 30 Arapça seçenekleri sunuluyor. Ayrıca Yabancı Diller Yüksekokulu’nda İngilizce ve Arapça hazırlık programlarıyla öğrencilere küresel rekabet gücü kazandırılması hedefleniyor. “Eğitim kalitesini uluslararası akreditasyonlarla güçlendireceğiz” Toplantıda konuşan Rektör Demir, kaliteyi bir tercih değil, zorunluluk olarak gördüklerini vurguladı. "Uluslararasılaşma sadece bir hedef değil, bizim varoluş biçimimizdir," diyerek, GİBTÜ’nün global bilim ve eğitim merkezi olma vizyonunu yineledi. Üniversitenin, farklı kültürleri ve bilgileri bir araya getirerek, bilgi paylaşımını teşvik eden bir yapıya sahip olduğunu belirtti. Ayrıca, üniversitenin eğitim kalitesini uluslararası akreditasyonlarla güçlendirmeyi hedeflediklerini söyledi. “GİBTÜ’den 36 seçmeli ders" Rektör Demir, GİBTÜ’nün eğitim anlayışında yenilikçi adımlar atarak, 2024-2025 akademik yılı itibarıyla Üniversite Ortak Seçmeli Ders Havuzu’nu oluşturduğunu açıkladı. Bu sistem ile öğrencilere disiplinler arası bir eğitim sunulacak. İslami İlimler, Mühendislik ve Tıp gibi farklı alanlardan toplam 36 seçmeli ders, dört dönem boyunca fakültelerin birinci sınıf öğrencilerine sunulacak. Bu derslerden toplamda 1063 öğrencinin faydalanacağı açıklandı. “Dünya çapında prestijli bir eğitim ve araştırma merkezi” Toplantının sonunda Rektör Demir, her bir akademik personelin katkısının bu süreçte çok değerli olduğunu vurguladı. Üniversitenin, yalnızca Türkiye’de değil, dünya çapında prestijli bir eğitim ve araştırma merkezi olma yolunda ilerlediğini belirtti. Rektör Demir, "Amacımız, öğrencilerimize ve akademisyenlerimize daha fazla ülke ve üniversite seçeneği sunmak. Hocalarımızın uzmanlık alanları dünya ile entegre olsun, evrensel bilgiye erişim sağlayarak toplumsal katkı oluşturalım. Akademi, yalnızca bireysel çıkarlar için değil, topluma hizmet etmek için var olmalıdır," diyerek, akademik camianın sorumluluklarını bir kez daha hatırlattı. Toplantı, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.
Kayseri Jinekolog, kanser için uyardı: "Hastaların rutin kontrollerini aksatmamaları gerekiyor" Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Mehmet Dolanbay, jinekolojik kanserler arasında en çok rahim kanserinin görüldüğüne dikkat çekerek, "Erken tanı konulan hastalarda tedavi daha başarılı sonuçlar verdiği için hastaların rutin kontrollerini aksatmamaları gerekiyor" dedi. Jinekolojik kanserler içerisinde en sık rahim kanserinin görüldüğünü söyleyen Acıbadem Kayseri Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Mehmet Dolanbay, "Jinekolojik kanserler, kadınlarda meme kanseri, akciğer kanseri ve kolon kanserinden sonra en sık gördüğümüz kanserlerdir. Bunlar içerisinde en sık rahim kanserini görüyoruz" dedi. Eylül ayının Jinekolojik Kanserler Farkındalık Ayı olduğuna dikkat çeken Dr. Dolanbay, kadınların her yıl düzenli jinekolojik muayene yaptırmalarının, bu kanserlerin erken teşhisinde çok önemli olduğunu ve hayat kurtardığını söyledi. "Rahim kanseri genellik menopoz sonrası görülüyor" Rahim kanserinin genelde menopoz sonrası yaş grubunda ortaya çıktığını belirten Dr. Dolanbay, "Menopoz sonrası adetten kesilmiş hastalarda tekrar kanama oluyor ise bu bizim için çok önemli bir klinik durumdur. Kanaması olan kadınların mutlaka kadın doğum uzmanına başvurmaları gerekiyor. Rahim kanseri olup olmadığını anlamak için mutlaka kontrol ettirmesi gerekiyor. Çünkü erken tanı alan hastalar tedavilerini çok rahat bir şekilde tamamlama imkanına sahip oluyor" diye konuştu. Rahim kanserinin sadece menopoz yaş grubunda olmadığını, özellikle kilolu hastalarda da erken yaşlarda rastlandığını aktaran Dr. Dolanbay, "Çünkü karşılanmamış östrojen hormonu bu hastalarda çok daha fazla oluyor. Bu nedenle bu hastalarda rahim kanserini görebiliyoruz. Genç yaş grubunda hastaların dirençli yoğun kanamalarında, uzun süren düzensiz kanamalarında yine kadın doğum uzmanlarına başvurmaları gerekiyor ki bu hastalıkla alakalı tanı alabilsinler" dedi. "Yumurtalık kanserinin belirgin bir bulgusu yok" Yumurtalık kanserinin sinsi bir kanseri türü olduğuna dikkat çeken Dr. Dolanbay, "Rahim kanserinin ardından yumurtalık kanserini daha sık görüyoruz. Yumurtalık kanseri biraz sinsi bir kanser. Çok rahat tanı alamıyor. Çünkü çok belirgin bir bulgusu yok. Bir tarama yöntemi yok. Yemek yedikten sonra hazımsızlık, şişkinlik, karın ağrısı ve bulantı gibi herkeste olabilecek belirtileri var. O yüzden bu hastalar bize biraz geç geliyorlar" ifadelerini kullandı. Burada en önemli noktanın hastaların rutin muayeneleri olduğunu vurgulayan Dr. Dolanbay, "Biz genellikle toplumumuzda hiçbir şey olmadan hastaneye gitmiyoruz. Yumurtalık kanseri de çok ciddi belirtiler vermediği için bu hastaların tanısı ileri evrelerde konabiliyor. Bu nedenle hiçbir sıkıntıları olmasa bile kadınların mutlaka rutin muayenelerini yaptırmalarını öneriyoruz. Çünkü erken tanı koyarak bu hastalığı belirleyebilirsek, tedavilerini çok rahatlıkla yapabiliyoruz" dedi. "Rahim ağzı kanserinin en önemli sebebi HPV" Rahim ağzı kanserinin sebebi belli olan bir kanser türü olduğunu aktaran Dr. Dolanbay, bu kanser tipine Human Papilloma Virüs (HPV) isimli virüsün yol açtığını söyledi. Yaygın görüldüğü için de sıklığının gün geçtikçe arttığına işaret eden Dr. Dolanbay HPV aşısı yapıldığında bağışıklık sistemini aktif ederek, yüzde 99 oranında bir koruyuculuk sağlanabildiğinin altını çizdi. Bu virüs olmayınca rahim ağzı kanserinin çok nadiren ortaya çıktığına değinen Dr. Dolanbay “Tüm dünyada ve ülkemizde de aslında tarama programları var. HPV ve smear tarama programları yapılıyor. Her kadının her yıl smear ya da 5 yılda bir HPV tarama testlerini yaptırmalarını öneriyoruz. Burada eğer HPV negatif, smear testimiz normal ise 5 yıl sonra yeniden bakarak, hastalığın taramasını yapabiliyoruz. Bu hastalıkları biz erken yakaladığımız zaman hastalığın bir adım önüne geçiyoruz. O yüzden mutlaka hastaların rutin kontrollerini aksatmamaları gerekiyor" dedi.
Samsun Kışı hastalıksız geçirmenin formülü: ’Aşılar’ İç Hastalıkları (Dahiliye) Uzmanı Doç. Dr. Düriye Sıla Karagöz Özen, kış gelmeden yaptırılacak grip ve zatürre aşıları sayesinde soğuk havaların ’hastalıksız’ ya da ’hafif hastalık’ ile geçirilebileceğini söyledi. Kış mevsiminde ve soğuk havalarda en çok rastlanılan hastalıklar grip ve zatürre olarak dikkat çekiyor. Medicana Sağlık Grubu doktorlarından Doç. Dr. Düriye Sıla Karagöz Özen, 18 yaş üstü erişkin ve kronik hastalıkları olan bireylerin hastalanmadan kışı geçirmeleri için grip ve zatürre aşılarını olmaları gerektiğini ifade ederek, aşıların önemine değindi. Grip aşısını 18 yaş üstü tüm erişkinlere önerdiklerini dile getiren Medicana International Samsun Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Düriye Sıla Karagöz Özen, “Erişkin aşılama oldukça önemli ve ihmal edilen bir konu. Biz dahiliye uzmanları ve aile hekimleri buna çok önem veriyor. 18 yaş üstü erişkinlerde yıllık grip aşısını, Dünya Sağlık Örgütü her erişkine öneriyor. Bir takım özel risk gruplarından diyabet hastaları, koroner arter hastalığı olanlar, kalp yetersizliği olan hastalar, astım–KOAH tanısı olan kronik akciğer hastaları, nörolojik hastalığı olan bireyler ve gebeler ön planda olmak üzere riskli gruplara özellikle öneriliyor. Kış yaklaşıyor, grip aşısı canlı bir aşı değil ve gebelere uygulanmasında da bir sakınca yok. 65 yaş üstü kişilere, gebelere ve risk grubundaki hastalıkları taşıyanlara influenza-grip aşısı olmayı öneriyoruz” dedi. “Grip aşısı canlı bir aşı olmadığından güvenli bir aşıdır” Grip aşısında vücuda canlı bir organizma verilmediğine dikkat çeken Doç. Dr. Özen, “Tüm aşılarda virüsün ya da bakterinin yani enfeksiyona neden olacak etkenin zayıflatılarak ya tamamı verilir ya da bir parçası verilir ki vücutta buna karşı bir bağışıklık yanıtı oluşsun. Aşının mantığı da budur. Ya zayıflatılmış mikrop verirsiniz ya da o mikroorganizmanın bir parçasını verirsiniz. Grip aşısı da böyle bir aşıdır. Canlı bir aşı olmadığından güvenli bir aşıdır. Aşılar, hastalığın ağırlığı üzerine çok etkilidir. Hastalığa bağlı ölümleri azaltmak, ortadan kaldırmak için yapılır. Bir kişi grip aşısı oldu diye gribe yakalanmayacak diye bir şey yoktur. Gribi çok hafif atlatmasını sağlar. Özellikle hayati riskin en aza inmesine neden olur. O yüzden mutlaka ihmal edilmeden yapılmalıdır” diye konuştu. Zatürre ve diğer aşıların öneminden de bahseden Özen, “Zatürre aşısı, mevsimsel bir aşı değildir. Yılın her döneminde yapılabiliyor. Hastalığı ise en çok kışın görüyoruz. Yine 65 yaş üstü erişkinlerin tamamına zatürre aşısı öneriliyor. 65 yaşın altında olup, kronik hatalıklara sahip olan herkese de zatürre aşısı öneriyoruz. Zatürre aşısı, grip aşısı gibi yıllık yapılan bir aşı değil. Mevsimden bağımsız olarak hepatit-B aşısını hastalık geçirmemiş tüm erişkinlerin olmasını öneriyoruz. 50 yaş üstü erişkinlerin de zona aşısı olmasını öneriyoruz. Grip ve zatürre aşısı aynı anda yapılabiliyor. İkisi de aynı anda farklı kollardan uygulanabilir” şeklinde konuştu.
Samsun Türkiye’nin dijital güvenliği Samsun’dan arttırılacak SAMSUN (İHA) – Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OKA) ile Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA) arasında ‘Türkiye Siber Vatan Programı(TSVP)’ protokolü imzalandı. OMÜ ile OKA arasında Türkiye Siber Vatan Programı Protokolü imzalandı. İmzalan protokol ile iki kurum arasında Türkiye’nin dijital güvenliğini artırmaya yönelik çalışmalar gerçekleştirilecek. Rektörlük Senato Salonu’nda yapılan protokol töreninde imzalar; OMÜ Rektörü Prof. Dr. Fatma Aydın ile OKA Genel Sekreteri Mehlika Dicle tarafından atıldı. Başvuru yapan her öğrenci Siber Vatan Hackviser platformuna yönlendirilecek OKA ve OMÜ arasında imzalanan protokolle üniversiteden bir koordinatör ve bir koordinatör yardımcısı belirlenecek olup eğitimler, üniversite bünyesinde, ajansın finansal desteğiyle gerçekleşecek. Başvuru yapan her öğrenci Siber Vatan Hackviser Platformu’na yönlendirilecek ve yaklaşık 15 gün boyunca platformdaki eğitim ve görevleri tamamlaması gerekecek. Türkiye’deki siber güvenlik uzmanı açığını kapatmak hedefleniyor Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı tarafından geliştirilen ve siber güvenlik alanında uzman yetiştirilmesini hedefleyen Siber Vatan Programı, ulusal çapta önemli bir eğitim girişimi olarak öne çıkıyor. Program, Türkiye’deki siber güvenlik uzmanı açığını kapatmayı amaçlarken, 2025 yılından itibaren Türkiye Siber Vatan Programı adıyla ulusal bir yapıya kavuşacağı bekleniyor. Akabinde öğrenciler, 3 adet eğitime katılacak. Bu eğitimlerin her biri 5 gün ve yüz yüze olacak. Bu eğitimler: CEH eğitimi, Web güvenliği eğitimi ve Zararlı Yazılım Analizi Eğitimi şeklinde yapılacak. Bu eğitimlerin öncesinde katılımcılara çevrimiçi olarak da Siber Vatan 101 eğitimi verilecektir. Başvurular arasından katılımcılar, sınava tabi tutulup, içlerinden 40 öğrenci, eğitim almaya hak kazanacak. Tüm eğitimler tamamlandıktan sonra programın ikinci etabı Bootcamp sınavı ve kamp olacak. Tüm ülke genelindeki gruplardan seçilecek öğrencilerle yüz yüze 10 günlük bir program halinde gerçekleşecek programın sonunda öğrenciler, siber güvenlik uzmanlığı yolunda önemli bir adım atmış olacak. İki kurum arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinin planlandığı protokol töreni, katılımcıların hatıra fotoğrafı çekilmesiyle sona erdi.
Denizli Denizli Büyükşehir Belediyesi 36. Uluslararası Tiyatro Festivali sona erdi Denizli Büyükşehir Belediyesinin bu yıl 36.’sını düzenlediği Uluslararası Tiyatro Festivali sona erdi. Birbirinden keyifli oyunların sahnelendiği festivalde 3’ü yurtdışından olmak üzere 18 tiyatro grubu Denizli’nin dört bir tarafında tiyatro severlerle buluştu. Denizli Büyükşehir Belediyesinin 1984 yılında başlattığı ve bu yıl 36.’sını düzenlediği Denizli Büyükşehir Belediyesi Uluslararası Tiyatro Festivali sona erdi. Türkiye ile birlikte Nahçıvan, İran ve Kazakistan’tan olmak üzere toplam 18 tiyatro grubunun 7 gün boyunca tiyatro severler ile buluştuğu festival Kazak Müzikal Drama Tiyatrosu’nun Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezi Fatma Yıldız Salonu’nda sahnelediği “Cimri” adlı eser ile veda etti. Birbirinden özel oyunların sahnelendiği festivalde Denizli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosunca sahneye konan “Söz Veriyorum” ve “Kral Cıbıldak” oyunları büyük beğeni topladı. Başkan Çavuşoğlu’ndan teşekkür Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, 7 gün boyunca gerek kent merkezinde, gerek ilçelerde, gerekse ilk kez kırsal mahallelerde tiyatro festivalinin halk ile buluşturmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Yaklaşık 200 tiyatro sanatçısının kentin dört bir yanında 7 günde toplam 26 eseri sahneye koyduğunu ve sanat dolu geçen haftada Denizlililerin festivale büyük ilgi gösterdiğini belirtti. Başkan Çavuşoğlu, “1984’de başlayan bu güzel yolculuğu sürdürmenin mutluluğu ve gururu içerisindeyiz. Denizlimizin sanat ve sanatçıyla buluşması artarak sürecek, çalışmalarımızı hız kesmeden sürdüreceğiz. Sanatçılarımız başta olmak üzere bu güzel organizasyona emek veren, katkı sağlayan herkese ve oyunlarımıza yoğun ilgi gösteren halkımıza çok teşekkür ediyorum ” ifadelerini kullandı.