SAĞLIK - 10 Ocak 2025 Cuma 09:20

Bilinmeyen gizli tehlike: Küf mantarları sağlığı tehdit ediyor

A
A
A
Bilinmeyen gizli tehlike: Küf mantarları sağlığı tehdit ediyor

Uzmanlar, halk arasında ‘küf’ olarak bilinen mantarlar grubunun insan sağlığında kansere kadar yol açan zararlar verebildiğine dikkat çekiyor.


Bir çok yiyecekte oluşan ve halk arasında ‘küf’ olarak bilinen mantar gruplarının verdiği zararlara karşı uzmanlardan uyarı geldi. Küf mantarlarının doğada çok yaygın bulunmakta ve çok kolaylıkla üreyebilmekte olduğuna dikkat çeken Medicana Sağlık Grubu İç Hastalıkları Uzm. Dr. Devrim Deniz, “Bunlar için uygun nem koşulları, uygun sıcaklık koşulları doğamızda çok kolay bir şekilde kendini buluyor. Uygun oksijen ortamıyla karşılaştığına ve kontamine gıdada bununla temas ettiğinde bu mantarlar kolaylıkla çoğalabiliyor. Genelde biz bu mantarları özellikle bazı gıdalarda daha çok görüyoruz. Bunların başında tahıl grubu, buğday, arpa, mısır gibi hububat gruplarında görebiliyoruz. Yine yer fıstığı, fıstık, ceviz, badem gibi kuruyemişlerde görebiliyoruz. Yine süt ürünlerinde, kakaoda görebiliyoruz. Ayrıca kurutulmuş meyvelerde de yoğun bir şekilde bunlar uygun ortamlar olduğunda gelişebiliyor” dedi.


“Çok yaygın bir şekilde karaciğer kanserleri gelişebiliyor”


Küf mantarları geliştiğinde sağlığa verdiği sorunları sıralayan İç Hastalıkları Uzm. Dr. Devrim Deniz, “Bunlar, öncelikle temas ettiği sisteme etkileri, duruma göre değişebiliyor. Solunum sistemini etkilediğinde alerjik hastalıklar, astım gibi hastalıklar artabiliyor. Yine mide bağırsak sistemi üzerinden giriş yaptığında özafagus kanserleri, yine özellikle aflatoksin ile gelişen çok yaygın bir şekilde karaciğer kanserleri gelişebiliyor. Böbreklerimizi etkilediğinde böbrek toksisiteleri ortaya çıkabilmekte. Cildimize temas ettiğinde cildimizde tahrişler, alerjik döküntüler oluşabiliyor. Hormonlarımızı etkileyebiliyor. Üreme hormonlarını etkileyebiliyor ve bu nedenle üretkenlikler, üremede problemler oluşabiliyor, sperm kalitesi, yumurta kalitesinde bozukluklara yol açabiliyor. Yine çağımızın sorunu olan obezite gibi şeylerde de etkileri var. Özellikle mısırlarda üreyen mantarlar. Bunlar da son dönemde çölyak hastalığı nedeniyle yoğun bir şekilde tüketim arttı ve bu nedenle de fumonisin zehirlenmeleri arttı. Çünkü yapılan çalışmalarda fumonisinler, özafagus kanseri, yine karaciğer kanseri üzerine kanser yapıcı etkileri tespit edilmeye başlandı. Fumonisinlerin hayvanlardan insanlara geçişi çok net değil ama bir aflatoksinin süt ürünlerinden geçişi var, bunlara dikkat etmek gerekiyor. Yine sağlığımızı tehdit eden gizli tehditler, pestisitler var. Özellikle GDO’lu bu ürünlerde bu pestisitler kullanılıyor ve daha çok ürün elde etmek için kullanılan bu ürünler belli bir birikim sonrası yine sağlığımızı tehdit eden şeyler oluşmakta. Yine toksisitelere, organ toksisitelerine, karaciğerde, böbrekte organ toksisitelerine yol açabilmekte. Yine sistemik dolaşıma girerek vücudun yükünü arttırmakta ve obeziteye, insülin direncine yol açan süreçleri başlatabilmekte. O açıdan da pestisitlere dikkat etmek lazım. Bunların hepsi aslında görünmez tehlikeler. Bununla ilgili neler yapabiliriz, öncelikle gıdaların temasını engelleyecek şeylere dikkat etmek lazım. Üretim aşamasında, depolama aşamasında dikkat edip buna göre tedbirlerimizi almalı. Tüketici olarak biz de güvenilir yerlerden bu ürünleri almalı, evimizde güvenli bir şekilde depolamalıyız” ifadelerini kullandı.


“Gıdaları tüketirken de saklarken de saklama koşullarına, raf ömürlerine dikkat etmeliyiz”


Bu zararlı maddeler insan vücuduna girdikten sonra neler yapılabileceği ile ilgili bilgiler veren Uzm. Dr. Devrim Deniz, “Antioksidan özelliği içeriği yüksek olan gıdalarla beslenebiliriz. Çünkü bu toksinler girdiğinde karaciğerde detoksite edilip atılması gerekiyor. Karaciğere destek olmak amaçlı gibi sistemi gibi antioksidan içeriği yüksek olan takviyeler ya da gıdalarla beslenmeniz gerekiyor. Yeteri kadar sıvı almalıyız. Çünkü bu sıvı yoluyla atılabiliyor böbreklerimizde. Her şeyi doğasında ve uygun mevsiminde beslenmeliyiz öncelikle ve bozulmaya yüz tutmuş bir gıda varsa ya da bozulmuş şüphesi olan gıda varsa kesinlikle tüketmemeliyiz. Bu gıdaları tüketirken de saklarken de bunların saklama koşullarına, raf ömürlerine dikkat etmeliyiz ve buna göre tüketmeliyiz. Açıkta satılan gıdalar ya da depolanmasını şüpheli olduğun gıdalardan uzak durmalıyız. Hani ön etkenden uzak durmalı bunlara dikkat ederek tüketmek en sağlıklısıdır” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ASO 1. OSB ve Çorum OSB arasında mesleki eğitim iş birliği protokolü imzalandı Ankara Sanayi Odası (ASO) 1. Organize Sanayi Bölgesi (OSB) ile Çorum Organize Sanayi Bölgesi arasında, Sanayici İşbirliği ile Mesleki Eğitim Projesi (SİMEP) kapsamında mesleki eğitim iş birliği protokolü imzalandı. Çorum Valiliği’nde düzenlenen törene; Çorum Valisi Ali Çalgan, ASO 1. OSB Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Akdaş, Sincan Kaymakamı Levent Kılıç, ASO 1. OSB Yönetim Kurulu Üyesi Serdar Tütek, Bölge Müdürü Cüneyt Çalık, Çorum OSB Yönetim Kurulu üyeleri, İl Milli Eğitim Müdürü ve çok sayıda sanayici katıldı. Törende konuşan Çorum Valisi Ali Çalgan, SİMEP Projesi’nin sanayi ve eğitim dünyası için büyük bir kazanım olduğunu belirterek, “Sanayimizin sürdürülebilir kalkınması için nitelikli iş gücüne ihtiyaç var. Bu iş birliğiyle gençlerimizi geleceğe daha iyi hazırlamayı hedefliyoruz. Mesleki eğitime yapılan her yatırım, ülkemizin geleceğine yapılan bir yatırımdır. Bu projeyi farklı OSB’lerde de yaygınlaştırmayı amaçlıyoruz” ifadesini kullandı. ASO 1. OSB Başkanı Niyazi Akdaş ise konuşmasında, sanayicilerin en büyük sorunlarından birinin nitelikli iş gücü ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, “Bu protokol, hem gençlerimizin meslek sahibi olmasını sağlayacak hem de sanayicilerimizin ihtiyaç duyduğu kalifiye iş gücünü karşılayacak. SİMEP Projesi ile mesleki eğitimi ülke genelinde yaygınlaştırmak istiyoruz” dedi. Protokol kapsamında, mesleki eğitim ile sanayinin ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünün artırılması ve gençlerin meslek sahibi olarak sanayiye kazandırılması hedefleniyor. SİMEP Projesi, farklı OSB’lere de taşınarak ülke genelinde yaygınlaştırılacak. Proje çerçevesinde öğrencilere hem teorik hem de uygulamalı eğitimler verilerek, gençlerin iş hayatına donanımlı bir şekilde başlamaları sağlanacak. Ayrıca, iş dünyası ile eğitim kurumları arasında daha güçlü bağların kurulması ve bölgesel kalkınmaya katkı sağlanması amaçlanıyor. Protokol ile SİMEP Projesi’nin farklı bölgelerde yaygınlaştırılması hedefleniyor.
Antalya Büyükşehir’in basketbolcu kızları Antalya şampiyonu oldu Antalya Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü’nün Kız Basketbol A ve B takımları, Antalya Basketbol Yerel U16 Ligi finalinde karşılaştı. Mücadele sonunda şampiyon Antalya Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü B Takımı oldu. Antalya’yı sporla buluşturan, 7’den 70’e birçok dalda amatör ve profesyonel sporcuya destek sağlayan Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin U16 Kız Basketbol A ve B Takımları Antalya Basketbol Yerel U16 Ligi’nde finale yükseldi. Rekabetin yanı sıra dostluk içerisinde geçen final müsabakasını kazanan B Takımı oldu. Her iki takımın da kupaya uzanmak için büyük efor sarf ettiği mücadele 62-49’luk skorla tamamlandı. Antalya Spor Salonu’nda oynanan maçta sporcuların aileleri ve basketbolseverler, basketbolculara tribünden destek verdi. Çocuklarının başarılarına tanık olan ailelerin mutlulukları gözlerinden okundu. İkinci olan A Takım ve şampiyonluk kupasını kazanan B takımın genç sporcuları, başarılarını doyasıya kutladı. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle parlayan genç yıldızlar ayakta alkışlandı. Antalya’yı ulusalda temsil edilecek Antalya Basketbol Yerel U16 Ligi şampiyonu olan Antalya Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü Kız Basketbol B Takımı, Antalya’yı Türkiye yarı finallerinde temsil edecek. Diğer finalist A Takımı ise yine Antalya’yı temsil etmek üzere Bölge Şampiyonası’na katılım sağlayacak.